Şimdi Ara

Araba Özgür Olmaktır! Refahtır! (2. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
45
Cevap
1
Favori
1.574
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
19 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 123
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Otomobil bu ülkede sıkıntıdır borçtur yakıt pahalılığıdır vergidir carttır curttur

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • yağmurlu havada araba sürmek... buna katılıyorumda; sisli hava?
  • Ben de 21 yaşımdayım. Eskiden arkadaşımla buluştuğumda bi kafeye otururdum. Araba hayatıma girince her boşlukta kendimi bilmedigim bi sokak arasında arabada otururken buluyorum. Arkadaşım da eşlik ediyor.



    Gel gelelim toplu taşıma fobisi oluştu. Arabayı çekip alsaniz altimdan el ayaktan düşmüş gibi olurum.

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
  • çok şeyler yazacaktım daha ehliyeti bile yokmuş .neyse hevesi kaçmasın

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Araba bana göre el ayak gibidir. Gıdadan zehirlendim, kendimi hastaneye arabamla attım. Annem rahatsızlandı, arabayla acile götürdüm. Şimdi ameliyat oldum, araba hastane otoparkında hazır. Kimseye muhtaç olmadan taburcu olur olmaz binip gidebileceğim. Daha önce moralim bozuktu, atladım İstanbul'dan Gürcistan'a gittim gezdim bu forumdan bir arkadaş ile. Yeri geldi tatile gittim yeri geldi ailemi konfor içinde taşıdım. Annemin yolculuk için çok eşyası vardı, otobüs veya trenle eziyet çekmesin dedim 3 kuruş yaksın dedim gideceği yere ben götürdüm.
    Kısaca kimseye muhtaç olmadan, kimseye rica minnet etmeden her işimi halletmeme çok yardımcı oldu.
    İyi kötü bir araba şart.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Güzel hevesler bunlar :) Bizde öyleydik ve ben halen öyleyim. Araba kullanmak ve arabalar benim için bir tutku. Önce ailem sonra araba gelir bende. Kendim yıkarım, ilgilenirim, valeye vermem, park edince 1000 kere kontrol ederim, sigara kesinlikle içirtmem (bunun için birini indirdiğimi bilirim)

    Ben 18'e daha girer girmez ertesi gün ehliyete yazılmıştım. Araba kullanmaktan aşırı zevk alıyorum, benim için hobi aynı zamanda. Bilen arkadaşlar vardı koleksiyonum bile var.

    Her zaman söylediğim bir laf vardır, arabasını seven insanı severim.
  • Evet. Araba hastası falan değildim. İstanbulda iş çıkışı arkadaşlarımın takıldığı ilçeye gidip onlarla takılırken her daim gözüm saatte oluyordu. Çünkü saat 11 12 arası belki tek bir otobüs seferi var ve onu kaçırmak ölüm gibidir. En son bir gün yine geç saatlerde otobüs durağında kaldım hiç bir araç gelmiyor. Bir minibüs şöförü geldi durağa çekti korna çalıyor bekliyor. "kardeş bu saatte otobüs geçmez ben de son minibüsüm atla hadi." Minibüslerden ve özellikle şöförlerinden nefret ederim. Hayır dedim binmeyeceğim. Adam yaklaşık 1-2 dk daha müşterisini bekledi ve gitti. Orada 1 saate yakın bekledim ne gelen ne giden var ve gelen bir taksiye atlayıp evime geldim. O gün kesin olarak bir araba almam gerektiğini kafaya koydum. Şimdi aradan 3 ay geçmiş dişimden tırnağımdan arttırarak biriktirdiğim hayalimdeki 2012 1.4TDCI fiestayı almış bulunmaktayım. İlk zamanlar şöförlüğüm çok kötü olduğundan arabayı satın aldığım yerden bile tanıdığıma sürdürüp eve getirttim. Ve ilk günlerimde tam hevesle arabaya biniyorum bakıyorum şarıl şarıl yağmur yağıyor. Anladım ki yağmurda soğukta karda arabanın öncamının buz tuttuğu zamanlarda araç sürmek kolay değilmiş. Herşeyi öğrendim Allaha şükür zamanla oluyor. Hala daha yokuş kalkışı çalışıyorum ki kırmızı ışıkta yokuştan kaydırmadan istop etmeden kaldırabileyim. Ve dün ilk defa iş yerime arabamla geldim. Hergün otobüslerle 1 saatten fazla süremi yiyordu. Ve 15 dakika içerisinde iş yerinin kapısındaydım. O an arabanın kıymetini anlıyor insan. Normalde evde bilgisayarımdan kafamı kaldırmazdım artık 12 ye kadar arabadayım. Aldığım maaşın aslan payını 1950 TL zorunlu araç sigortasına verdim. Masrafı bakımı vs kim ne derse desin. Yağmurlu bir günde durakta soğukta titreye titreye otobüs beklemek ve beklerken acaba hangi dangalak yoldan hızla geçerek herdeki suyu üzerime sıçratacak diye düşünmektense, sıcaklığını kendin ayarladığın arabanda olmak bambaşka. Allah çalışıpda isteyen herkese nasip etsin. Araba benim dışarıdaki evim oldu. Beni dışarıdaki soğuktan kötülükten koruyan bir ev oldu. Daha arabayı almadan araba için multimedya sistemini iş yerimde hazırladım. Çakmak girişinden 12V alıp raspberry pi 3 ü besleyip arabama bilgisayar takmış oldum. Evet mause ve klavyesi olan youtube a giren chrome u açıp sörf yapabildiğim bir bilgisayar. Hem çok az akım çektiğinden ve ben de power electronicsci olduğumdan en verimli power supplyı tasarlayıp çok düşük güç tüketimi olan bir bilgisayar yapmış oldum. Şimdi tek ihtiyacım 10 inchlik bir LCD ve onuda alıp arabamda sinema sistemi kurmuş olacağım. Ancak araba maddi anlamda varımı yoğumu yediği için LCD alacak param kalmadı.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi mfbmfb -- 8 Aralık 2016; 9:40:14 >




  • Taşıt özgürlüktür,refahtır,gelişmedir bunun aksini söyleyenler tekerleğin icadına bile karşı çıkacak tipler. Bu yeri gelir bisiklet olur,yeri gelir motosiklet olur,yeri gelir otomobil olur.Sorun otomobillerde değil,ülkemizin birçok şehri bisiklet ve motosiklet kullanımı için uygun,tek yapılması gereken buna göre yolları düzenlemek,az araba satılmak ile bu sağlanmaz.
  • Araç kullanmaktan;
    Yağmurda, siste, buzlu durumlarda, uzun yollarda kış şartlarında hiç sevmiyorum.
    Gece yolculuklarını sevmememin başlıca nedenleri sürücüler, özellikle geceleri uzunları açanların sülalelerini selamlıyorum sırf bu olaydan dolayı gözlük takmaya başladım.
    Trafikte takip mesafesi nedir bilmeyenler aracın g.tünün dibinde geziyor ani bir frenimde giricekler bana sonra ugraş dur.
  • algülümvergülüm kullanıcısına yanıt
    Sizi temin ederim şu anda mevcut ehliyet sahiplerinin en azından yarısı tek seferde paralel park testinden geçemez. Kendimi de hariçte tutmuyorum, sonuçta hangimiz paralel park yaparken kaldırıma sürtmemişizdir???
  • Ben 27 yaşındayım 21 22 civarında bmw 116d alarak ilk şahsi aracıma sahip olmuştum, açıkçası alana kadar senin gibi heyecanlı ve meraklıydım...İstediğim yere giderim, gezerim, eğlenirim düşüncesi bile sabırsızlık yaratıyordu :) Fakat arabanın dezavantajları sahip olunca ve kullanmaya devam ettikçe gözünün önüne geliyor...

    Kasko, Trafik sigortası, yakıt, bakım, hesapta olmayan masraflar derken, tekerlekli borç makinesi gibi, ülkemiz trafiğinde keyifli araç sürmek kolay olmuyor, park konusunda çoğu büyük şehir sıkıntılı :) Bu mevzuları her yıl tekrarladıktan sonra keyfini sürmek kolay olmuyor... :)

    Gelelim güzel yönlerine, elbette büyük bir kolaylık sağlıyor. Çok çok kötü olmadıkça çoğu hava şartlarında rahatlık konfor sağlıyor. Varsa eşiniz, sevgiliniz daha rahat ulaşım yapmanı sağlıyor. Otobüslerde metroda kızarkadaşla randevuya gitmek ve bu şekilde gezmek rahatsız edici...Acil ihtiyaçlar olduğunda hastane gibi, en azından kafanız rahat oluyor.

    Ülkemiz trafiğinde desarj olmak pek mümkün olmasa da ben otomobilimi kullanınca bazı durumlarda rahatlıyorum ve kafamı dinleyebiliyorum. Müzik dinlemek ve birde manzara önünde isen keyifli aktiviteler oluyor :) Fakat herşeye rağmen arabayı gözünde çok büyütme :)




  • 3 sene önce aldım getirdim kapıya evimizin daha önce hiç arabası olmamıştı, o ilkti. Babamın yüzündeki o sevinç, annemin gözlerindeki minnet dolu ıslak bakışları ve dilindeki şükür duası unutamam halen, dolar gözlerim. 20 sene sonra hep beraber tatile götürdü bizi, o 22 yaşındaki araba sonra abim başka bir şehire yerleşti 1000 km lık yolu 4 sefer tık demeden gitti geldi 5. Si de yılbaşında. Annem rahatsızlandı hastane bahçesinde otelim oldu.Velhasıl kelam masrafı da olsa her kapı da olmalı bi tane.
  • Türkiye'de araba özgürlüğü sağlamıyor tam tersi sizi her yönden kısıtlayan devletin ticari bir silah olarak vatandaşa doğrulttuğu şeydir araba.
  • 18 yaşımdayım,yeni ehliyet aldım.Okulum evime 15 dakika falan yürüyerek ama arabayla gidiyorum genelde.Maksat araba kullanmayı öğrenmek,dar sokağa park edebilmek falan.Fakat hava soğuk,açıyorsun klimayı mis gibi.Yağmur yağıyor ıslanma derdin yok.Çıkışta AVM'ye falan gideceğim,20 kişilik dolmuş sırası beklemeden hızlıca gidip geliyorum.Annem markete git dediği zaman sinirim bozulmuyor,arabayı alıp gidiyorum hemen
  • quote:

    Orijinalden alıntı: dj batuhan

    Valla trafiksiz küçük şehirleri bilmem de istanbulda falan araba çileden başka bir şey değildir bence. 5 günlüğüne arkadaşa gittim istanbula. Bir kaç kere otobüse bindim trafikten ilerlemiyor otobüs. Arabayla gitmiş olsam delirir ilk günde geri dönerdim herhalde. Araba her şehirde rahatlık değil maalesef. Hele anladığım kadarıyla istanbulda dert. Bir yere gitsen park yeri dert, trafiği dert, arabaya geri dönmesi dert. Bazen toplu taşıma arabadan daha konforlu oluyor bana kalırsa. Anca hasta ya da acil durum olduğunda arabanın eksikliği hissediliyor.

    İstanbulda gercekten sıkıntı olabiliyor. Tamam rahatliklarinoluyor. Aksam kafana esti mi bi yerlere gidiyosun birseyler yapiyosun ama... bide onun amasi var.

    Hafta sonu sariyere taksime bebek'e gittin yenikoy gittin. Gitmesi bi dert geri donmesi bi dert. E45 te aksam trafigi bundan 10-15 yil once avcilarda biterdi simdi buyuk cekmeceye kadar trafik. Hepe bi kopru trafigi evlere senlik. Aksam gezdin evine geldin oark yerin buyuk sikinti. İs icabi gittin bi yere trafik var arabayi oark edicen sikinti.

    İstanbulun bi ucu tuzla bi ucu silivri akbille uc vesayit yapiyosun. Toplam on liraya falan gidiyosun. Park yeriydi oark oarasiydi benziniydi trafik kesmekesi yok.

    Babam iki uc ay once arabayi satti. Once bi tekrar almaya niyetlendi sonra vazgecti sonra kiraliyim dedi ondanda vazgecti. İstanbul ici elzem bi durum olursa araba aliyo esden dosttan.

    Araba iyidir guzeldir. Bu yaslarda bi havasi vardir ama o kadar. Sadece bi muddet havasi olur. Baska bi kâri olmaz.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • Araban var mutlu sanıyorlar
  • quote:

    Orijinalden alıntı: goodorevil

    Araba bana göre el ayak gibidir. Gıdadan zehirlendim, kendimi hastaneye arabamla attım. Annem rahatsızlandı, arabayla acile götürdüm. Şimdi ameliyat oldum, araba hastane otoparkında hazır. Kimseye muhtaç olmadan taburcu olur olmaz binip gidebileceğim. Daha önce moralim bozuktu, atladım İstanbul'dan Gürcistan'a gittim gezdim bu forumdan bir arkadaş ile. Yeri geldi tatile gittim yeri geldi ailemi konfor içinde taşıdım. Annemin yolculuk için çok eşyası vardı, otobüs veya trenle eziyet çekmesin dedim 3 kuruş yaksın dedim gideceği yere ben götürdüm.
    Kısaca kimseye muhtaç olmadan, kimseye rica minnet etmeden her işimi halletmeme çok yardımcı oldu.
    İyi kötü bir araba şart.

    @turbolinea ?




  • Siz siz olun, Tonguç gibi olmayın. Ancak isminden anladığım kadarıyla, kendisi çok kral bir trol olsa gerek. Üstelik karikatür merakı da olma ihtimali yüksek:


    Otomobil ayağını yorganına göre uzatırsa büyük özgürlüktür evet. Ancak cücük kadar maaşını arabaya bağlarsan, prangayı da ayağına vurur.

    Otomatik vites ehliyeti olayına da gıcığım. Aynı anda 2-3 işi birden yapamayanlar ehliyet alamamalı. Şoför hiç bir zaman manuel kullanmayacak olsa bile, testten geçebilecek kadar kullanabiliyor olmalı. Veya bu otomatik ehliyetlilere test sırasında başka meşgaleler vermek lazım. Bir eline DoubleWhopper tutuşturup, bir yandan müzik açıp, bir yandan da arkadaki sınav jürisinin geyiğin dibine vurması ve şoförü araba kullanımından bağımsız konularda soru yağmuruna tutması lazım. Tüm bu koşullar altında geçebiliyorsa, benim için uygundur. Aynı anda 2-3 iş yapabiliyor demektir.

    ----------------------

    Trafikte gördüğümüz kasıtsız hıyarlıkların çoğu kordinasyon eksikliği ve çoklu işlem yapamamaktan kaynaklanıyor. Kalanı da safi barzoluktan. Barzoluğu engelleyemeyiz. Milletimiz hamurunda var şimdilik. Uzun zamanda geçer geçecekse. Ama diğerlerini engelleyebiliriz.

    Ankara'da Bükreş sokağın Cinnah'a bağlandığı yer mesela... Yurdum insanı Caddeye bağlanamıyor. Genişten dönüp yolun en soluna yapışsa durmasına bile gerek yok. Trafikte araya karışır. Ama bunun koordinasyonunu yapamıyor. Bekliyor abi ki, trafikte boşluk olsun... Hadi bunu geçtim, bir grup tam şuursuz da burnunu çıkarıyor. Bekliyor. Lan salak! Şeridi tıkadın zaten. Niye duruyorsun ki? Şeritte kaputun duruyor. Dönüşünü tamamla, devam et. Yok. Şeride koltuk girmeden şeridi kapamış olmuyor bu salak. Bu sorunları çözmek için Bükreş sokağın Cinnah'a bağlandığı yerde Cinnah caddesine sol şeride asfalta monte çubuklar koydular, caddenin sol şeridini Bükreşten bağlananlara tahsis ettiler. Hıyarlar hala dönemiyor. Artık caddeye bakmasına bile gerek yok dönüşünü tamamlayıp caddeye bağlanmak için. Ama gene de duruyor. Bunların hepsi çoklu işlem kabızlığından. Çoğumuz yıldız tozuyuz, bazılarımız leblebi tozu. Çoğumuzda 8 çekirdekli işlemci var. Bazılarımızda tek çekirdek Celeron.

    Yukarıda anlattıklarımla araba kullanma becerisinin alakası yok bakın. Kaldırırken istop etse lafım yok. Kalkarken kaydırsa lafım yok. Lastik cayırdatarak kalksa lafım yok. Ya yetenek eksikliği vardır, ya dalgınlık, ya acemilik... Olabilir. Ama çoklu işlem yeteneği zayıflığı ciddi bir sorun.

    Sokakta park yeri ararken 10 ile giden abi: Lafım sana. Arkanda kök saldım. 50 ile gitmene gerek yok. 30'a razıyım. 30'la giderken park yeri arayamıyor musun?

    --------------------

    Son sorunum da insanların eski arabaların nasıl çalıştığını unutmuş olmaları... 57 model araba ile gidiyorsun. Adam seni görüyor. Yol benim. Gene de kırıyor ya önüne... O ne özgüven o. Durabileceğimi nereden biliyor hıyar? Yokuş çıkıyorsun, ana yoldasın, tali yoldan gelip seni kesiyor. Yavaşlıyorsun. Vitesi bire atmak kolay değil. Senkromeç yok 1'inci viteste. Deviri ayarlayamazsan durmak ve sıfırdan kalkmak zorundasın. O hıyar onu bilmiyor bile. Yolda gidiyorsun. Fren mesafen Şahin'in iki katı kadar. Kendine güvenli bir mesafe koymuşsun. Araya giriyor salak. Sonra önünde trafik tıkanıyor. Cart frene basıyor. Arabanın klasik değeri olmasa gir arkadan 57'nin önündeki tokmakların kalıbını çıkar hıyarın arabasında...

    O yüzden, diğer tavsiyem şoför adaylarının ve sınav araçlarının 1970'den bir gıdım yeni olmaması. Ömürlerinde hiç kullanmayacak olabilirler. Ama onu kullanabilirlerse herşeyi kullanabilirler. Bir de trafikte eski arabaya nasıl davranmaları gerektiğini bilirler. Bir kere binsinler ya frene basınca durmayan arabaya? Westinghouse yok 58 chevrolet'de. Baldır gücün kadar fren yapabiliyorsun.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: goodorevil

    Araba bana göre el ayak gibidir. Gıdadan zehirlendim, kendimi hastaneye arabamla attım. Annem rahatsızlandı, arabayla acile götürdüm. Şimdi ameliyat oldum, araba hastane otoparkında hazır. Kimseye muhtaç olmadan taburcu olur olmaz binip gidebileceğim. Daha önce moralim bozuktu, atladım İstanbul'dan Gürcistan'a gittim gezdim bu forumdan bir arkadaş ile. Yeri geldi tatile gittim yeri geldi ailemi konfor içinde taşıdım. Annemin yolculuk için çok eşyası vardı, otobüs veya trenle eziyet çekmesin dedim 3 kuruş yaksın dedim gideceği yere ben götürdüm.
    Kısaca kimseye muhtaç olmadan, kimseye rica minnet etmeden her işimi halletmeme çok yardımcı oldu.
    İyi kötü bir araba şart.

    Valla billa araç şart.

    Gerekirse 3-5 kw elektrik motoru olsun 4 tane bisiklet tekerleği üstü tente olsun da bir araç olsun. O da mı olmadı 1 at arkasında bir araba olsun yine o da yeter.




  • Eskiden ihtiyaçtı artık zaruret
  • 
Sayfa: önceki 123
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.