hocam sende benim kafadansın bende yaptım 1.3 albeanın kalorifer radyatöründen yaptım ama fazla randıman vermedi şimdi şahinin 3 lü bakır süper (YETSAN) ile deneyecegim üstüne orjinal fanını taktıkmı tmm ama sana tavsiyem akvaryum pompası yerine benzin pompaları daha güçlü :D
güzel proje hocam elinize sağlık
takip..
Vay be hocam. yazdıklarınızı komple okudum. ve yaşamış kadar oldum yaptıklarınızı, ben bile yoruldum.
Harika bir proje olmuş. Hem Yaptıklarınızla hemde bizimle paylaşım şeklinizle hemde sorulara hazır cevaplarınız sizi tebrik ederim.
Emeğinizin karşılığını almışsınız.
Hayırlı Forumlar....
You Rock
Zevkle ve gururla okudum emeğinize sağlık üstadım
quote:
Orijinalden alıntı: Buzz Lightyear
Herkese Merhaba,
Sizlerle araç radyatörü ve akvaryum pompası kullanarak yaptığım su soğutma sistemimi paylaşmak isterim. Sistemimde işlemci ve ekran kartı suyla soğutuluyor. Ancak işlemci ve ekran kartında profesyonel soğutma blokları kullanmayı tercih ettim. Ekran kartında da evrensel soğutma bloğundan ziyade "Full Cover" diye geçen tüm kartın VRM kısımlarını da soğutan, kartın modeline göre üretilmiş soğutucu blok var.
Öncelikle sisteme ve sıcaklıklara bir bakalım:
4.2Ghz'de 1.4 volt vererek overclock'luyken yaklaşık 1.5 saat sonra çekirdek sıcaklıkları 52 ila 55 derece arasında geziniyor. Oda sıcaklığı yaklaşık 20 derece, rezervuar su sıcaklığı ise yaklaşık 25 derece:
İşlemci: Intel i7-930 (D0 Revizyonu), Hafıza 4Gb 1600Mhz, Ekran Kartı Asus EAH5850. İşlemci 4.2Ghz'e overclock'lu ve sürekli tam yükte çalışırken hem de ekran kartı da overclocklu 825/1150 hızlarda da tam yükte 1.5 saat boyunca çalıştırıldıktan sonra ortaya çıkan sıcaklıklar bunlar. Ekran kartını overclocklarken ekstra voltaj vermedim. Fabrika ayarları bu kartlarda 725/1000 bu arada. Sıcaklıkların stabillenmesi de su gereği kadar ısınana kadar bi herhalde en fazla yarım saat sürüyor. Esas canımı sıkan şey ise resimden de görüleceği üzere anakart sıcaklıklarının biraz yüksek olması. Ancak bu testi yaparken kasa kapağı açıktı o yüzden havalandırmasının pek iyi olmadığını zannediyorum. Bunlarla beraber RAM'lerde de herhangi bir soğutma bulunmuyor ancak önümüzdeki günlerde onların da ekstra soğutulmasına bir şekilde bir çözüm getirmeyi düşünmüyor da değilim. Ve aynı zamanda harddisk sıcaklığı da nispeten yüksek olmasına rağmen şimdilik onu görmezlikten geliyorum.
İşte radyatörün davlumbaz monte edilmiş ve üstüne 3 adet 14cm'lik bilgisayar fanı takılmış bir resmi:
Overclocksuzken ve voltaj vermeden ve yaklaşık 3.4 Ghz'lerde tam yükte hafif overclocklandığında ve arada ekran kartı da tam yükte çalışırken saatler sonra bile fanlara hiç bir zaman gerek kalmıyor. Radyatör bir süre sonra kendi sıcaklığıyla konveksiyon oluşturup, işlemci çekirdek sıcaklıklarını 58 dereceyi geçirtmeden ısıyı tahliye edebiliyor. Bu durumda su sıcaklığı yaklaşık ortam sıcaklığından 10 ila 15 derece daha fazla oluyor. Ancak maalesef 3.4 Ghz sonrası çekirdek sıcaklıklarını 58 derece altında tutabilmek için fan takviyesi şart. Fakat genede belki ilerde ısıyı fansız olarak sırf konveksiyonla çok daha iyi tahliye edebilmek için radyatörün üstüne alüminyumdan bir baca/boru sistemi dizayn edilebilinir zannedersem.
Ha bu 58 derece de nereden çıktı ? diye soracak olursanız da: o da benim kafamdan uydurduğum kendi sıcaklık limitim. 3 fan da çalışırken 4.4 ila 4.6 Ghz'e overclocklandığında ise saatler sonra tam yükte çekirdek sıcaklıkları 58 derecelere dayanıyor. Ancak normalde ben 4.2 üstünü pek kullanmıyorum. Genelde 3.8 ila 4.2 arasında geziniyorum.
Bilgisayar parçaları ise tam olarak şunlardan oluşuyor:
İşlemci: Intel Core i7-930 (Overclock'a uygun olan "D0" Revizyonu) (Fabrika ayarları: 2.8 Ghz, 4 çekirdek, 8 Thread) Anakart: Gigabyte X58A-UD5 (1. Revizyon) Ekran Kartı: Asus EAH5850 Hafıza: Kingston 2 x HyperX 1600Mhz (Aslında Ram'ler sorunlu pek iyi overclocklanmıyor. Vaktiyle alacakmışız bir çift Corsair) Harddisk: Western Digital 1TB 7200Devir. (Aslında RAID veya SSD şart bu sisteme) Güç Kaynağı: Gigabyte ODIN PRO 1200w İşletim Sistemi: Windows 7 Ultimate 64Bit. Bilgisayar Kasası: Thermaltake WingRS modeli. (Bu sistem bu şekilde komple 2010 yılının haziran ayında sıfır parçalardan toplandı. Sadece güç kaynağı 2 - 3 aylık sayılır)
Soğutma Sistemi ise: :::::::::::::::::::::::: İşlemci Soğutma Bloğu: EK Supreme HF Full Nickel Ekran Kartı Soğutma Bloğu: EK FC5850 Acetal + Nickel Modeli. Pompa: "ATMAN AT-105" Çin Malı 220v Akvaryum Dalgıç Pompa. (60Watt güç, 3m su basıncı, saatte 3 ton debi) Radyatör: Renault Express 1.9 Dizel Bakır Radyatör. (Yetsan Marka) Fanlar: 3 adet Xigmatek CLF F1451. (Ne iyi ne kötü, eh işte idare eder nitelikte) Rezervuar: Üçsan Plastik Yemek Saklama Kabı (3 CDRom yuvasına sığan M-494 Modeli) Rakorlar: Reksan (Ankara Ostim'deki Mağazadan temin edildi) Hortum: Yüksek kalite bükülmez PVC hortum. İç çap 1/2 inch. Rezervuar Termometresi: HAILEA Marka akvaryum dalgıç dijital pilli termometre. Hafıza Sıcaklığını ve Radyatöre giren havanın sıcaklığını ölçme: Ankara Konya Sokak'taki elektronikçilerden temin edilmiş Çin malı ucuz dijital termometre. Soğutma Sıvısı: Toplam 3.5 litre. 3 litre saf su + yarım litre yüksek kalitede kırmızı antifriz ve yosun oluşumunu engellemesi için 1 - 2 çorba kaşığı çamaşır suyundan ibaret.
İşte bu da kasanın görünüşü:
3 adet CDRom yuvasını işgal eden ve içersinde akvaryum pompası olan rezervuardan çıkan su, ilk önce kasanın alt arka köşesinden radyatöre gidiyor. Radyatörden gelen su da önce işlemciyi sonra ekran kartını soğutup rezervuara geri dönüyor.
Orta cenaptaki turuncu renkli "T" bağlantıdan sola doğru CDRom yuvalarının köşesine doğru uzayan hortum, doldurma ve boşaltma hortumu. Rezervuardan çıkıp güç kaynağının yanından geçen hortum ise doldurma boşaltma esnasında havalandırmayı sağlayan hortum.
Kasamın markası "Thermaltake WingRS". Açıkcası gayet vasat ve hiç bu tip işlere uygun olmayan küçük bir kasa ancak ben seviyorum. Kasanın iç kısımları orjinalde siyah değil, bildiğimiz galvanize gri teneke kasa. Ancak su soğutma kurmak üzere tüm bilgisayar bileşenlerini kasadan çıkartmışken içinide şöyle güzelce 2 kat sprey boyayla mat siyaha boyadım gayet şık oldu:
Apartmanın kazan dairesinde radyatörü temizlemek için hortumla içine su tutarken o esnada kasayı boyama işini de orada hallettim:
Kasaya 2 kat mat siyah boya atıldı, kurudu ve su soğutmayla ilgili en gereken bileşenler kasaya monte edilmiş ve ilk dolum esnasında:
Esasen kasanın orjinalinde arkadan 2 adet su giriş çıkış hortumlarını takmak için donanım bulunmuyor. Onun yerine ben kasanın arka tarafını bir miktar kestim ve hortum girişlerinin daha sağlam yapılabilmesi için 2 adet hortum deliği açılmış "L" şeklinde bir metal plakayı oraya uydurdum. Kasayı boyama esnasında o da ayrıyeten monte edilmeden önce boyandı elbette:
Şimdi de müsadenizle soğutma bileşenleriyle ilgili parçalara teker teker değineyim:
RADYATÖR:
Renault Express 1.9 Dizel Bakır Radyatör (Yerli üretim Yetsan Marka)
Esas su giriş çıkış yerleri kaynakla kapatıldı, fan müşürü yerine boş bir müşür eklendi ve 1/2inch hortum takılabilmesi için yan taraflara bakır borular radyatör ustası tarafından kaynaklandı.
Radyatör petek boyutları 46cm x 44cm. Bunun sayesinde yüzeyine 3x3 şeklinde 9 adet 14cm'lik bilgisayar fanı takılabilmesi mümkün. (42x42 cm'ye tekabül ediyor)
Derinliği zannedersem 4cm. Bakır kanatçıkları ise inch başına 12.5. Bu santimetre başına 5'e tekabül ediyor. Aslında sık sayılabilecek bu oran, genede hava geçişine çok fazla ket vurmadan düşük statik basınçlı fanlarla ve düşük devirde bile gayet güzel bir ısı tahliyesi imkanı sunuyor.
Çift geçişli bir radyatör aynı zamanda ve paralel uzanan 43 adet ince yatay su kanalı birbirlerinden 1'er cm arayla yerleştirilmiş. Çift geçişliden kasıt ise, su, radyatörün bir tarafından 22 adet çıtadan diğer tarafa gidip arkadaki su tankında toplanıp gene 22 adet su kanalından geri dönüyor yani.
Su tankı ve su kanalları (dolayısıyla suyun temas ettiği yüzeyler) muhtemelen prinçten, kanatçıklar ise bakırdan üretilmiş. Suyun değmediği, radyatörün sağlamlığını sağlayan ve alttan ve üstten araca tespit edilebilmesini münkün kılan profiller ve ortadan geçen 2 adet çıta'da demirden üretilmiş. Bunu da mıknatısla test ettim, mıknatıs prinç ve bakırı çekmez.
İşin en güzel taraflarından biri de ortadan geçen 2 adet çıtanın da tam tamına benim kullanacağım fanlara göre 14cm arayla tam ortaya simetrik yerleştirilmiş olması. Hususi yaptırtmaya çalışılsa bu kadar denk gelmezdi herhalde...
Aslında BMW, Mercedes veya nebiliim işte Audi radyatörlerini falan ilk etapta düşünüyordum ancak maalesef pahalı araçların radyatörlerinin yan sanayi bakır tipini bulmak zannedersem neredeyse imkansız.
Yeni nesil radyatörlerin hepsi neredeyse tamamen alüminyumdan üretiliyor ve maalesef bizim kullandığımız su sistemlerindeki su blokları Bakır, Prinç ve Nikel alaşımlarından üretildiği için bu denklemde alüminyum maalesef galvanik korozyona sebep oluyor. Haddinden fazla korozyon önleyici veya antifiriz kullanmak bile zannedersem hassas işlemci soğutucu bloklarını korumayı ve suyun kimyasını bozmamayı sağlayamıyor.
Peki bu kocaman radyatör pompayı zorlamıyor mu ? Debiyi ve basıncı düşürmüyor mu ? Su soğutma sistemlerinde kullanılan ufak tipteki özel radyatörlere nazaran haddinden fazla suya direnç göstermiyor mu ? diye merak ediyor olabilirsiniz. Cevap ise: Hayır, zannedildiği gibi direnci yüksek değil, hatta belki daha da az dirence sahip. Şöyle açıklamaya çalışayım: Mesela bu radyatör piyasadaki diğer hususi su soğutma işi için üretilmiş özel radyatörler gibi çift geçişli bir radyatör ve eğer suyun geçtiği kanallar açısından bir karşılaştırma yapılırsa, kanal sayısının çokluğu sayesinde bu radyatörün kanallarından geçen suyun hızı diğer 12cm genişliğindeki çift geçişli radyatörlere nazaran yaklaşık 4 kat daha yavaş. Fakat tabii genede suyun temas ettiği yüzey alanı açısından da 4 kat daha dezavantajlı durumda da olduğu için ortalama da herhangi bir 480 diye tabir edilen radyatöre eş hatta belki daha da az direnç gösteriyor.
Biraz daha rakamlarla açıklamak gerekirse: Mesela bu radyatörde su, bir uçtan diğer uca 22 adet su kanalından gidip geri geliyor. En gerçekçi karşılaştırma zannedersem herhangi bir 480 radyatörle yapılabilinir çünkü hem bu radyatörde hem de 480 radyatörde suyun gidip geldiği kanal uzunlukları neredeyse aynı. Fakat herhangi bir 480 radyatörde su 5 ila 6 kanaldan bir tarafa gidip gene 5 ila 6 kanaldan geri dönüyor. Radyatör kanalları aşağı yukarı aynı boyutlarda üretilmişse de bu da net olarak suyun 3.5 ila 4.4 kat büyük radyatörde daha yavaş aktığına ve bunun sayesinde düşünüldüğü gibi o kadar da fazla dirence maruz kalmadığına delalet ediyor.
Ha durumu eşitleyen şey ise gene büyük radyatörde kanal sayısının fazlalığı yüzünden suyun temas ettiği yüzeyin de o oranda fazla olması. E peki kanallarda akış düştüğü ve türbilans azaldığı için için ısı transferi olumsuz etkilenmiyor mu? diye merak ediyorsanız da cevap: Hayır etkilenmiyor. Zaten su o kadar çok kanaldan geçerken laminar tipte aksa dahi işi türbülansa bırakmadan ısı tahliye edilebiliniyor. Zaten ortam sıcaklığıyla su sıcaklığı arasındaki 5 derecelik farkı bile beğenmediyseniz belli olmaz belki birgün kafam atar radyatöre ekstra 3 veya 6 adet daha 14cm'lik fan da ekleyebilirim. İstenirse yüzeyinin bir tarafına 3x3 şeklinde 9 adet 14cm'lik fan takılabileceğinden zaten bahsetmiştim.
Peki diğer hususi radyatörlerin içindeki kanallar da bu radyatörle eşit iç genişliğe mi sahip acaba ? diye sorulursa da cevap zannedersem: Evet. Su soğutma için özel üretilmiş radyatörler de büyük ihtimalle herhangi bir araç radyatörü üretilen fabrikanın üretim bandında maliyetleri kısmak babında aynı boyutlar ve parçalar kullanılarak aynı araç radyatörü üretilir gibi üretiliyor ancak işte bunların boyutları daha ufak. Çünkü zaten düşününce sonuçta araç radyatörü ve üretimi hadisesi neredeyse 100 yıldır çok iyi bilinen, AR-GE'si yıllar evvel bol miktarda yapılmış, optimize edilmiş, gayet sağlam ve iş gören bir dizayn. Hal böyle olunca tekerleği tekrar keşfetmeye gerek kalmadan su soğutma için hususi üretilen ufak radyatörlerinde araç fabrikalarından aynı üretim teknikleri ve parçalarıyla üretilmiş bir dizayn olduğunu insan düşünmeden edemiyor.
Radyatörle ilgili 1 - 2 resim daha:
Görüldüğü üzere gayet eli yüzü düzgün bir üretim. Üstelik boyası da fazla ısı yalıtkanlığı yapmasın diye kanatçıkların en üst 2 - 3 mm'lik kısmını kaplayacak şekilde özenli yapılmış. Yetsan ve Kale radyatörü tebrik etmek lazım açıkcası çünkü bundan daha iyisi de düşünülemez herhalde. Bu radyatörü bulmak da öyle kolay olmadı ha! Radyatörcünün deposuna girip elimde çelik metreyle tüm bakır radyatörleri teker teker sağından solundan ölçmeme radyatörcü nasıl müsade etti ve başımda bekleyen çalışanı da nasıl cinnet geçirmedi hala hayretler içersindeyim.
Radyatörün üstündeki davlumbaz ise Ankara Ulus Posta Caddesi Sobacılar Çarşısındaki demircilerden birine gayet ucuz bir meblaya sipariş üzerine yapıldı. Davlumbaz üstündeki fan delikleri metal saç kesme makasıyla elle kesildi bu arada. Radyatörü aldıktan sonra önce eve getirdim ve petek kenarlarında uygun ve basit bir davlumbazın ne şekilde takılabileceği ve ne ölçülerde olabileceğini evde önce kabaca tespit ettim fakat. Davlumbaz ile petekler arasında yaklaşık 10cm'lik boşluk var bu arada ve fanlar havayı radyatöre doğru itmekten ziyade çekmek için kullanılıyor. Bunun böyle olmasını hususi olarak ben istedim. Sessiz ve düşük devirli çalışacağı düşünülen sistemlerde bu daha başarılı bir dizayn. Sonuçta radyatör alanı açısından eksiğimiz yok hatta fazlamız bile var. 5 sene sonra çok daha ileri bir sistemde ortaya çıkacak 1500Wattlık ısıyı da belki ekstra fan takviyesiyle hava sıcaklığıyla su sıcaklığı arasında 5 derecelik farkla atacaktır. İleriye yatırım sonuçta yani bir nevi.
Bilgisayar su soğutma işinde dünyada en çok kullanılan, kalitesi, dayanıklılığı ve uzun ömürlülüğü tartışılmaz, 25Watt güçle çalıştığı halde bile harikalar yaratan ve bilgisayar kullanıcıları için 12V Molex girişi takılarak modifiye edilmiş efsanevi endüstriyel pompa "Swiftech MCP655" bende de var.
Ancak yaptığım çeşitli performans testlerinde Atman AT-105 akvaryum dalgıç pompa belli bir dirençten sonra daha iyi debi verdiği için akvaryum pompasını kullanmayı tercih ettim. Her iki pompa da suyu aşağı yukarı aynı yüksekliğe çıkartıyor. Hortumla yaptığım 5 denemeden 3ünde Swiftech, 2sinde Atman pompa suyu en yüksek irtifaya çıkartmayı başardı.
Ancak dikkatinizi çekerim akvaryum pompasının gücü 60Watt. Yani Swiftech'in 25Watt'lık gücüne nazaran 2 katından bile fazla. Buna rağmen ancak bu şekilde akvaryum pompası Swiftech'in su basıncı performansına ulaşabiliyor. E buna da pek şaşmamak lazım çünkü Atman pompanın santirfüj çarkını çıkartıp baktığınızda Swiftech pompa kadar basınç yaratacak şekilde optimize edilmiş hidrodinamik bir yapıyla karşılaşamıyorsunuz. Bu arada her ne kadar pompanın üstünde 60Watt gücünde olduğu belirtilsede hiç belli olmaz belki bu pompa yazdığından çok daha az bir güç çekiyor da olabilir. Zannedersem bunu test etmenin en güzel yolu da piyasada bi ara tüm süpermarketlerde mevcut olan herhangi bir elektrikli cihazın prizden anlık kaç watt elektrik çektiğini gösteren dijital "Watt-Metre" veya "Kill-A-Watt" tarzı ölçüm aletleriyle test etmekte geçiyor. Aslında vaktiyle o aletden alacakmışız evde bi köşede bulunacakmış. Su soğutma sistemini toparlarken Ankara Ulus Sanayi Caddesinde çok dükkana sordum ama hepsi "Yok, bulamassın, kalmadı hiçbiryerde" dediler. Herhalde onu da internetden getirtirim bi ara öyle gözüküyor. Cihazı alınca ilk işim akvaryum pompasının prizden gerçekte kaç watt çektiğini ölçmek olacak ondan emin olabilirsiniz.
Aslında ilk etapta ben her iki pompayı da seri bağlayarak sistemi kurmuş ve çeşitli testler yapmıştım. Daha sonra hem Swiftech pompayla hem de Atman pompayla bu sefer teker teker aynı testleri uyguladığımda sıcaklıklarda herhangi bir değişim olmadığını görünce bilgisayar kasası içinde hem de yerden de kazanmak için Atman pompayı ilk etapta kullanmayı uygun gördüm. Şimdilik Swiftech herhangi bir pompa arızasına karşı yedekte bulunuyor yani. Sıcaklıklarda değişen debiye rağmen bir farklılığın olmamasındaki en büyük etken de özellikle işlemci bloğunun kalitesi ve 2.5 santimetrelik genişlikten suyu 50 adet incecik kanaldan geçirerek ısıyı soğuran bir yapıya sahip olması sayesinde oldu. Açıkcası bunu öngörmüştüm ve bu doğrultuda hiç tereddüt etmeden aldığım bir su bloğu olduğu kendileri. E zaten biz vaktiyle "PHYS210" dersinde çeşitli geometrilerdeki ısı yayılımıyla ilgili 2. dereceden diferansiyel denklemleri kurmayı ve çözmeyi öğrenmiş adamız sonuçta... Ama ben size şöyle enteresan birşey söyleyeyim mi ? Çok daha az güçta 25 30Wattlık çok daha az basınç ve debiye sahip bir akvaryum pompası da kullansam bu işlemci çekirdek sıcaklıkları öyle 1 derece bile kolay kolay oynamazdı. Çünkü dediğim gibi blok çok şahane bir blok. Türbülansa mahal bırakmadan "laminar" yani türbülanssız düzgün akışta dahi ısıyı çok efektif suya iletebiliyor. Hal böyle olunca da akış hızının sıcaklıklara yansıması çok çok düşük hatta belki farkedilemeyecek oranlarda oluyor. Aslında şu aralar bir bakıma pişmanımda kocaman akvaryum pompası kullandığım için diye de itiraf etmiş olayım. Ancak güçlü pompa kullanmanın avantajlarından biri zaman içersinde blokta varolabilecek ve neredeyse kesin olacak çeşitli potansiyel bölgelik tıkanmalara karşı sağlam debi sağlayarak sistemi ayakta tutması hemde doldurma boşaltma yaparken sistemin havasının alınmasının yüksek debi sayesinde çok daha pratik oluşu.
Ses gürültüsü açısından karşılaştırılacak olursa da Swiftech ince, tiz, cızır cızır ve bana göre rahatsız edici bir ses çıkartırken, Atman pompa daha derinden, tok ve daha düşük volümlü bir ses çıkarttığı için de akvaryum pompasını ilk etapta kullanmayı tercih ettim... Ama tabii sonra Atman pompa erken bozulur mu ? debisi herhangi başka bir bileşende tıkanma olmadığı halde düşer mi ? sesi artar mı ? zaman gösterecek...
Akvaryum pompasının sesiyle ilgili olarak da: Aslında o ses sadece ve sadece "trafo" sesinden ibaret. Evet çünkü bizim evde çeşitli trafo cihazlarıyla çalışan ışıklandırma sistemleri de mevcut. Onların yarattığı titreşim sesine de kulak kabarttığımda aynı frekans da aynı uğultulu sesi çıkarttıklarını farkedince bende jeton düştü ve her iki sesinde esasen "trafo" sesi olduğunu o zaman anladım. Atman pompada şehir şebekesinden normalde 60Hz'le gelen alternatif akım başka hiçbir işleme tabii tutulmadan pompanın sağ ve sol bobinlerine verildiği için o trafo sesi çıkıyor. Akvaryum pompasında olduğu gibi aynı "manyetik pompa" mantığında çalışan Swiftech pompa ise alternatif akımla değil de bilgisayar güç kaynağından doğru akımla beslendiği için bu akımın illa bir "switch" veya trafo sistemiyle modifiye edilmesi şart oluyor. Hal böyleyken de Swiftech pompanın milinin daha optimize şekilde dönmesinin sağlanması için manyetik pompa milinin etrafında konuşlandırılmış sargı bobinlerine otomat tarzı transistör bir devreyle sırayla akım uygulanıyor. Bu uygulanan akımın frekansı da gene bahsettiğim gibi pompanın milinin en mümkün mertebede optimize dönmesi için frekansı ayarlandığı için de o frekans genelde şehir şebeke gerilimindeki 60Hertz'den daha yukarlarda daha tiz bir frekans olmak zorunda kalıyor maalesef.
Ve bahsetmek gerekirki o Çin malı akvaryum pompası beni bile şaşırtacak derecede sessiz çıktı gerçekten. Ama şunu da bahsetmek lazım ki gerek rezervuarın içersinde olsun gerekse rezervuarın dış kısımlarında pompa, lastik paneller sayesinde mümkün mertebe titreşimler en aza indirgenecek şekilde yerleştirilmiş durumda. Zaten açıkcası kasa egzos fanı ve güç kaynağının fanlarının sesi pompanın sesini ziyadesiyle bastırıyor. Ancak hususi olarak kulağınızı CDRom bölgesine yaklaştırdığınız zaman pompadan gelen o vınlama şeklindeki zayıf tok sesi çok hafif duyabiliyorsunuz.
Aslında piyasada ziyadesiyle pahalı ve akvaryumcuların kalitesine laf kondurmadıkları "Eheim" marka hakiki akvaryumlarda ve genel amaçlı olarak da kullanılabilinen pompalar mevcut ve onların diğer akvaryum pompalarından daha sessiz olduğundan bahsediliyor. Google'da baktığım birçok resimde bu kullandığım Atman pompanın santirfüj çarkıyla envai tür Eheim marka pompanın santirfüj çarklarının şekli mili ve mıknatısları da dahil olmak üzere hemen hemen tıpatıp aynı. Bu yaptığım gözlem de aslında akvaryum pompasından duyduğum sesin esasen sadece trafo sesi olduğunu kanıtlar nitelikte çünkü Eheim marka akvaryum pompalarıyla ilgili bahsedilen en önemli hususlardan biri de muadili akvaryum pompalarına nazaran çok daha sessiz çalıştıkları yönünde. E çark sistemi aynı olurken birinden çıkan ses diğerinden daha fazla olduğuna göre o zaman zannedersem Eheim pompalarda şehir şebekesinden gelen 50 ila 60Hertzlik akımı daha "efendi" hale sokan ve uçlarından "törpü"leyen çeşitli elektronik devreleri var ve bunun sayesinde trafo sesini de büyük oranda bertaraf edebiliyorlar diye bir fikir yürüttüm açıkcası.
Tabii akvaryum pompasının en büyük dezavantajı 220volt şehir şebekesiyle çalışıyor oluşu ve ben bu gerilimi güç kaynağını modifiye edip onun içinden almaktan ziyade kasanın arkasından çıkan kendi fişiyle yapmayı daha uygun buldum. Bu, pratik kullanımda bilgisayarı açmadan önce akvaryum pompasını çalıştırmak/fişe takmak ve bilgisayar kapatıldığında da pompayı kapatmak/fişten çıkartmak şeklinde ekstra bir külfet getiriyor. Bilgisayar açıldığı anda pompanın devreye girmesi ve kapandığında da pompanın da durması için ekstra röle ve kablolar da aldım ancak hala tembellikten montajını yapamadım.
Akvaryum pompası kullanmanın en büyük 2 dezavantajı var: 1) 220volt çektiği için elektrik kaçağı yüzünden bilgisayarı bozma potansiyeli ve aslında daha da kötüsü beklenmedik bir pozisyonda bilgisayar çalışırken ve kasayla uğraşırken kişiyi elektrik çarpma tehlikesi. Bunu mümkün mertebe bertaraf etmek için pompanın elektrik kablosu girişini ve yalıtımı yapılmış olmasına rağmen potansiyel elektrik aksama su sızabilecek yerleri ayrıyeten 1 cm yüksekliğinde silikonla tecrit ettim.
2) Bilgisayar çalıştırıldığında pompayı fişe takarak devreye sokmayı unutmak. Bu durumda da eğer farkında olunmassa ısı birkaç dakika içinde işlemcide birikeceği için işlemciyi yakma tehlikesi var. Röle kullanılsa bile yarın öbürgün rölenin bozulup bozulmayacağı meçhul. Dolayısıyla: Dikkat! Aman Ha! Allah Korusun! diyorum.
Bu arada pompanın suya verdiği ısı miktarı konusunada değinmek isterim. Bilgisayar çalışmazken, yani dolayısıyla fanlar da çalışmazken sırf bir gece boyunca akvaryum pompasını sistemde açık çalışır vaziyette bıraktım. Sabah olup uyandığımda oda sıcaklığına ve su sıcaklığına baktığımda hayal meyal sadece 1 derecelik bir fark gördüm. Yani zannedildiği kadar öyle aman aman bir ısıyla suyu ısıtmıyor pompa. Bununla beraber o ısının radyatörden 1 derecelik farkla sadece fansız olarak tahliye edildiğini tekrar belirtmekte fayda var.
Elimde çelik metreyle Migros'ta yemek saklama kaplarını acaba bu kap CDRom yuvasına sığar mı acep ? diye teker teker ölçtüğümü gören insanlar herhalde deli olduğumu düşündüler ve muhtemelende haklıydılar!
Efendim elimdeki akvaryum pompasının sığabileceği ve aynı zamanda da 3 CD-Rom yuvasına sığabilecek 4 çeşit yemek kabı buldum, aldım eve getirdim ve hepsini saatler süren sızdırmazlık testlerinden geçirdim. Testden geçebilen bir tek "Üçsan Plastik" marka "M-494" modelli Yemek Saklama Kabı oldu. Meraklıysanız bu kabı şu aralar Migros ve REAL'de bulabilmeniz mümkün. Bu tarz plastik eşyalar daha çok sezonluk üretilen ürünler olduğu için daha sonra aynısını bulmak imkansıza yakın bir ihtimalde olabilir. O yüzden ben 1 tane yedek daha aldım evde bulunuyor.
"Neden şöyle adam gibi Plexiglass'dan bir rezervuar yapmadın ? Hem de çok şekilsiz" diye düşünüyorsanız bende sizinle aynı fikirdeyim hakkaten görüntü olarak özellikle kasada pek bir çirkin duruyor ama ne yapalım iş görüyor.
Ben özellikle istediğim zaman ecnebilerin tabiriyle "User Servicable" yani istendiği zaman kolayca pompaya ulaşılabilinecek, pompanın çıkartılıp takılması, değiştirilmesi kolay olacak bir dizayn olmasını istedim. Hal böyle olunca da sızdırmaz yemek saklama kaplarını bu iş için kullanmak gayet cazip bir çözüm olarak ortaya çıktı. Hem rezervuar doluyken kasayı defalarca yan tarafa yatırmama rağmen kapağından damla dahi sızdırma yapmamış olmaması seçimimin en azından işlev açısından doğru olduğuna delalet ediyor. Zaten kasanın içersinde rezervuar alttan ve üstten lastiklerle yerine sıkıştırılarak tespit ettirilmiş durumda yani öyle serbestçe rezervuarın yerinde oynaması gibi bir durum söz konusu değil.
"Üstten sızdırsa ne olacak ki ? Bilgisayarı yatırmadığın sürece bir sorun yok!" diye de bir fikir yürütmeyiniz efendim. Sızdırmazlık önemli. İlk etapta pompanın en verimli şekilde çalışması için tam kapalı izole ortam şart. Hem bunun sayesinde sistemde ki su da buharlaşma yüzünden erkenden eksilmeyecek ve organizmaların sisteme girmeside bunun sayesinde büyük oranda engellenilmiş olacak. Zaten sistem çalışırken ve su da sıcakken sistem toplamda 5 PSI'ye varan bir basınç altında oluyor. Bazı el yapımı su soğutma sistemlerinde sistemin basınçlı olmadığını, havayla temasta olduğunu çeşitli resimlerden gördüm. Ne kadar büyük hata! Birde o sistemde soğutucu sıvı olarak antifriz gibi sıvılarda kullanılmışsa odanda sen o sıvıdan çıkan buharları soluyorsun demektir ne kadar sağlığa zararlı aslında...
Plexiglass veya herhangi bir şeffaf plastik/PVC tarzı bir malzeme kullanmaktan kaçındım bu arada açıkcası çünkü bunlar hiç şu ana kadar çalışmadığım bana yabancı malzemeler ve bu tarz el becerisi gerektiren işlerin acemisi olmadığım halde genede bunu o işin ustalarına bırakmayı en akıllıca buldum. Mesela forumda "AMFİBİ" adlı kullanıcı arkadaşın yarattığı plexiglass'dan gayet güzel el yapımı bilgisayar kasalarının ve su rezervuarlarının resimleri var. Ne kadar takdir ettiğimi anlatamam. Belki ilerde bende forumdaki ustaların ve arkadaşların tavsiyeleri doğrultusunda daha iyi bir rezervuar yapmayı / yaptırtmayı veya işte yemek saklama kabı olmazda "Falanca işte kullanılan nebiliim felanca bidonu tam bu iş için uygundur" tavsiye üzerine o sisteme geçmeyi düşünebilirim. Bu konuda önerilere açığım.
İşte 3 adet CDRom yuvasına alttan ve üstten neredeyse tam olarak sığan rezervuar ve içerisinde akvaryum pompası yerleştirilmiş bir resmi:
En üstteki rakor sisteme doldurma/boşaltma yapılırken havalandırmayı sağlayan rakor. Sağdaki rakor rezervuar dönüş hortumu için, sol alttaki rakor da resimden de anlaşılacağı üzere pompanın suyu dışarı sisteme pompalama çıkışı. Delikler Dremel'in taş ucuyla yavaş yavaş ve gayet özenli ve rakorlar gayet sıkı geçebilecek bir şekilde delindi. En üstteki elektrik kablosunun çıktığı delik ise 1 cm uzunluğunda hortum parçası vasıtasıyla gayet kalın bir şekilde silikon yardımıyla iyice tecrit edildi.
Bu arada normalde o kullandığım "Atman AT-105" pompa bu rezervuara sığmıyor. Sığdırabilmek için de Dremel'in bu sefer kesici uçlarıyla pompanın işe yaramaz bazı plastik kısımlarını hem alttan, hem üstten ve hemde kendi kendini soğutması daha iyi olsun diye yandan traşladım. Bunu yaparken elektrik yalıtımıyla ilgili kısımlarda herhangi bir kesim işlemi veya zedelenme kazası olmadı elbette.
Hernekadar bu arada resimde kelepçelerle yarı sıkıştırılmış durumda olsa dahi en son kasaya yerleştirirken bu kelepçeleri kullanmamayı daha uygun buldum. Pompa arkadan ve yan taraftan lastikle rezervuarın duvarlarına dayanıyor bu arada ve gene rezervuarın arka kısmında yani CDRom yuvasına takıldığı yerde dıştan görünen kısımda akvaryum sıcaklığını göstermek için kullanılan dalgıç dijital termometre var:
Bu sistem benim kendi meşrebime göre yaptığım kendime has bir sistem. Benim sistemim :) İşlemci sıcaklıkları konusunda, bilgisayar kasam konusunda, kasanın iç dağınıklığı konusunda, rezervuar seçimi dahil bir yorumda bulunmayacağım. Sıcaklıkları da çok bulabilirsiniz veya az da bulabilirsiniz bu size kalmış. Taşıması zor ama, İlerde problem çıkartır mı ? Belli değil. Bununla beraber diğer sistemlere nazaran biraz daha pompa yüzünden elektrik harcıyor da olabilir. Tüm bunlarla beraber kullanılan dalgıç pompa da çok az bir miktarda sıcaklıklara negatif etkide bulunuyor. Yarın öbürgün daha ufak bir radyatör ve bu işler için üretilmiş hususi bir kasa kullanılarak belki sistem daha taşınması kolay, küçük ve kompakt bir hale dönüştürülebilinir zannedersem.. Ama o da başka bir yazının konusu elbette...
Bu sistem bu arada UCUZ bir sistem değildir. Bunu ben öngörmüştüm. Böyle olmasını istedim ve aslında gördüğünüz üzere herhangi bir harcama yapılmasından da kaçınılmamıştır.
Kullanılan belli başlı parçaların fiyatlarından bahsedeyim:
İşlemci Soğutma Bloğu: 100 Dolar (Ankara Firebal Bilgisayardan elden alındı) Ekran Kartı Soğutma Bloğu: 133 Dolar (EK firmasının kendi web sitesinden sipariş edildi, kargo dahil) Radyatör: 230 YTL (Hurdacıdan kullanılmış almaktansa sıfır almak başta tercih edildi) Davlumbaz: 30 YTL Fanlar: 30 Dolar zannedersem. Pompa: 60 YTL (onlineakvaryum.com sitesinden sipariş edildi, kargo dahil) 2. Pompa: (Swiftech MCP655) 150 Dolar (Ankara Firebal Bilgisayardan elden alındı, sisteme takılı değil, yedekte bekliyor) Rakorlar 50 YTL (Hatta fazla miktarda alındı) Hortumlar: 35 YTL (5 metre alındı, Ankara Firebal) Termal Macun: 10-15 Dolar idi herhalde (Arctic Cooling MX-3) Antifriz: 45 YTL (BMW yetkili servisinden 3 litre alındı yedekte bol bulunsun diye) Rezervuar: 10 YTL
Diğer kelepçesiydi, "T" bağlantısıydı, lastiğiydi, vidasıydı şusuydu busuydu ıvır zıvır malzemeye de toplamda 150 YTL vermişimdir. Yapım aşamasında eksik olan bazı aletlerde alındı mesela çeşitli rakor anahtarları, tornavidalar, metal saç kesme makası, freze ve matkap ucu gibi harcamalara rahat bir 150 YTL daha hatta daha da fazla gitmiştir. Dremel vardı ama zaten bende.. Matkabı da ödünç aldım. Tüm bunları gerçekleştirmek için arabamla yaptığım radyatörü almak için sanayiye git gel, Ulus Posta Caddesi hırdavatçılarına birkaç kez gidiş geliş dahil yollarda rahat bir toplamda 1 depo benzin harcamışımdır o da yaklaşık 250 YTLye tekabül ediyor.
hocam resimler gitmiş tekrar görmek istiyoruz lütfen elinize sağlık yine
ağır işsiz galiba bunlarla uğraşaacağına al birtane işşsizlik başa bela beyler
quote:
Orijinalden alıntı: berke_21
ağır işsiz galiba bunlarla uğraşaacağına al birtane işşsizlik başa bela beyler
konuyu hortlatacak kadar forumun diplerine indiysen belkide ağır işsiz sensindir
Konuyu hortlatmaktan büyük zevk alıcam :D bu mevzuyu inceleyecem radyatör bulduk mu sorun tamam :D
yeni mesaja git
Yeni mesajları sizin için sürekli kontrol ediyoruz, bir mesaj yazılırsa otomatik yükleyeceğiz.Bir Daha Gösterme