Canlı Yayın
Samsung Galaxy S25 ailesi tanıtılıyor! - Galaxy Unpacked 2025 Türkçe Canlı Yayın
Şimdi Ara

Atatürk'ün devlet adamlığı ve Stalin'in verdiği bir demeçin üstüne gidişi

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
1 Misafir - 1 Masaüstü
5 sn
5
Cevap
0
Favori
717
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • Stalin'in Sovyetler Birliği'nin başında olduğu dönemler... Sovyetlerin Ankara Büyükelçisi ünlü bir diplomat Karakan... 1917 Ekim Devrimi'nin yıl dönümlerinden birinin sabahında Stalin, son derece sivri, anlamsız ve onur kırıcı bir demeç veriyor. Bu demecinde aynen şunları söylüyor:

    "Herkes bilsin ki, Rus Milleti; Boğazlarla, Ardahan'ı ele geçirmekten asla vazgeçmeyecektir. Çok yakın bir zamanda bu davalarımızı halletmiş olacağımızı şimdiden müjdeliyorum..."


    Aynı gece Ankara'da Sovyet Büyükelçiliği'nde de ihtilalin yıl dönümü kutlamaları yapılıyor. Cumhurbaşkanımız Mustafa Kemal Atatürk, gece yarısına doğru Stalin'in bu densiz demecinden haberdar oluyor ve maiyetine emrediyor:

    "Arabaları hazırlayın gidiyorum."


    "Paşamız bu saatte nereye gidecekler?"


    " Sovyet Sefareti'ne."


    Mahiyetin etekleri tutuşur çünkü olayı kavrarlar, içlerinden birisi Atatürk'e:


    "Paşa hazretleri nasıl olur? Protokolsüz mü? Siz devlet başkanısınız, protokolsüz nasıl gidersiniz?"


    "Ben protokol falan dinlemiyorum çocuk. Stalin vatanımın topraklarına göz dikmiş, sen bana protokolden söz ediyorsun. Hazırlayın arabaları." diye cevap verir.

    Büyük önderimiz ve arabalar hazırlanır. Atatürk ve maiyeti, Sovyet sefaretinin kapısına dayanır.
    Ulu önderimiz yüzü asık bir şekilde yukarı çıkar ve o sırada sefarette büyük bir balo vardır. Atatürk kendisini karşılayan Büyükelçi Karakan'ı görünce:

    "Merhaba Karakan" der ve aynı sert ifadeyle devam eder. "Rahatsız ettik ama sen benim şahsi dostumsun, kusurumuza bakmazsın. Bir hususu esasından anlamaya geldim."


    "Emredin Sayın Başkan"


    "Ajanstan öğrendiğime göre, başbakanınız Stalin, Ardahan'la Boğazları istemiş, kararı katiymiş...Pek yakın bir gelecekte bu kararını uygulayacakmış. Tam böyle söyleyip söylemediğini bilemem ama buna benzer şeyler söylemiş. Tabii ki bu nutkun da bir sureti sende vardır. Getir bakalım şunu da işin aslını faslını iyi anlayalım."

    Stalin'in nutku getirilir. Atatürk metnin o kısmını yanındakilere kelime kelime tercüme ettirir. Nutuk ajanstan geçen metin ile aynıdır. Atatürk sorar:


    "Karakan, sefaret telsizinden derhal Stalin'i bulduracaksın. Bu beyannatından vazgeçip geçmediğini sorduracaksın. Başbakanın tükürdüğünü yalayacak, yalamazsa ben yapacağımı bilirim. Bu cevap bu gece gelecek çünkü benim senin başbakanından daha önemli kararım var. Istediğim cevabıalmadan sefaretinizden dışarı adım atmam. Eğer cevap istemediğim şekilde gelirse bil ki buradan çıkıp doğru Rus sınırına gideceğim..."

    Karakan çaresizlik içinde telsizin başına koşar ve Atatürk'ün söylediklerini aynen nakleder. Stalin'den gelen cevap büyük önderimizi tatmin eder çünkü cevapta aynen şöyle söylenmektedir.



    "Stalin sürçü lisan eylemiştir. Boğazlar'la Ardahan'ı almak gibi bir arzusu katiyetle yoktur..."


    Atatürk cevabı okuduktan sonra Rus Büyükelçisi Karakan'a hitaben



    "Karakan seni geri çağırırlar ve yaşatmazlar. Uzun süredir tanışıyoruz, istersen bize iltica et."


    Karakan bu teklife olumsuz cevap verir ve cevabı telgraftan hemen sonra bir telgrafla geri çağrıldığını açıklayarak:



    "Teşekkür ederim. Sizi tanımış olmam bile kafidir ancak memleketinizdeki vazifem sona ermiştir. Yarın hareket edeceğim."


    Atatürk fazla ısrar etmez ve Çankaya'ya döner. On gün sonra şöyle bir haber gelir. Sovyetler Birliği'nin eski Ankara Büyükelçisi Karakan fırında yakılmak suretiyle idam edilmiştir.




    beyler bunun dogrulugunu merak ediyorum bilgisi olan varsa acıklayabilir mi?Kendi arastırmalarım sonucu malesef bir bilgiye ulaşamadım..







  • Bu yazı sağda solda dolaşıyor. Bir ara İlyas Salman da Türksolu'nda yazmıştı. Ama doğru mudur ben de bilmiyorum, doğru gibi duruyor.
  • quote:

    Orjinalden alıntı: Kinslayer

    Bu yazı sağda solda dolaşıyor. Bir ara İlyas Salman da Türksolu'nda yazmıştı. Ama doğru mudur ben de bilmiyorum, doğru gibi duruyor.


    TÜrk Solunun Hikayelerine Kanmayın Stalin Önce Sanayisi Ve Askerisi Güçlü Bir Sovyetler Birliği kurmayı sonra İse kendi Burjuvasına Karşı savaşan Halklara Destek çıkmayı Savunur. Türk Solu isimlerin Popülaritesi üzerinden Rant sağlamaya Çalışıyor Faşist Herifler

    TÜrk Solu, Sol Felan değil Solun Irkçılık yapmaz.Kendine Sol Diyerek Deniz GEzmişi,Mahir Çayanı ,Nazım Hikmeti Kullanıyor Ancak Irkçılık ve Küçük Burjuva İdelojisini Savunuyor ve Solum Diyerek TÜrkiye Halklarına Ve Soluna Defalarca Derbe yapmış Ordu kuyrukçuluğu yapıyor Madem bu ordu Solcuydu Deniz Gezmişi Niye Astı ,Mahir Çayanı Niye vurdu İBrahim Kaypakkaya Neden bir Ağaç gibi Budadı neden 12 Eylül Darbesiyle Ülkeyi ABd nin kucağın aattı diyer sorarlar adama.

    Hem bu İnsanların Adını Kullanıp Hem Burjuva Kolluk kuvvetlerini Desteklemek Sol felan değildir.

    Sİtenin Girşininde Komprodor değil Ulusal Yazıyor Yani İnglizceye Çevirince Nasyonel Sosyalizm oluyor.

    Bu ve bunu gibi ırkçı milliyetçi kendini Solcu Sanan Yapılar Deniz Gezmiş Mahir Çayan Gibi Marksistlerin Adını Kullanarak Solun şeklini değiştirmeye çalşıyorlar. Ama Yemezler Bİrazcık Marksist Teori Sahibi olan Anlar bunların Rant peşinde Koştuğunu



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi K.MARX -- 28 Aralık 2008; 15:26:25 >




  • Buna benzer bir durum sanırım yaşanmış ama diyaloglardaki dil Atatürk ün telgraflarda yazdırdıgı yazı diline pek benzemiyor sanırım konusmalar basitleştirilmiş. Atatürk ün bizzat çektirdiği telgraflar için Tek Adam(Şevket Süreyya Aydemir) serisi kitaplara bakabilirsiniz.
  • Şimdi olsa kınıyoruz derlerdi
    Ah Atam ah...
  • Yapay Zeka’dan İlgili Konular
    2.Abdülhamid ve Erdoğan
    3 yıl önce açıldı
    Daha Fazla Göster
    
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.