Şimdi Ara

Avatar (2009) | James Cameron (7. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
3.825
Cevap
1
Favori
147.224
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 56789
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • quote:

    Orjinalden alıntı: PHI


    quote:

    Orjinalden alıntı: 1299


    quote:

    Orjinalden alıntı: PHI

    Dünya'nın en iyi yönetmeni de olsa Avatar isimli ve dünyada bir çok kişinin sevdiği bildiği bir karakteri isim hakkı sende diye alakasız bir filme isim yapmak bence etik değildir.



    Money Talks

    Öyle olmuş artık.
    Ama yine de ayıp kardeşim.

    İyi de Avatar kelimesi sadece çizgi film karakteri olanın ismi değil ki, ondan çok önce de Avatar kelimesinin değişik yerlerde kullanıldığına eminim (mitoloji, oyunlar, filmler gibi). Cameron da akıllılık edip telif haklarını almış, hem belki filmle bir bağlantısı bir özelliği vardır henüz izlemedik ki filmi bunu nasıl bileceğiz?




  • Arkadaşalr ilk önce sadece IMAX 3D denildi ama James Cameron stüdyonun isteğine dayanamaış ki filmi hem IMAX 3D, hem D-Cinema 3d (Real D) hem de 2D 35mm basılıyor şuanda eğer IMDB de gözlerinizle örmek isterseniz de aha link...

    http://www.imdb.com/title/tt0499549/technical Orada "Printed film format" aşağısını okumanız yeterli. 24 dakikalık gösterim olmuştu Cinema Expo'da orada Real D ile gösterilmişti IMAX ile değil.
  • Avatar: Bir Set Elemanından Sözler

    Merhaba Avatar Fanları,



    Los Angeles'ta dört yıldır "Avatar'da" çalışıyorum. Bu inanılmaz setten bir fotoğraf bile çekmemek için çok büyük bir direnç gösteriyorum.



    Biliyorum, hayranları çok fazla şey görememekten yakınıyorlar, ancak ben çok etkilenmiş durumdayım. Burada binlerce set çalışanından (evet, binlerce), on yıldan uzun süredir ve herkesin cep telefonunda kamera bulunduğu zamana kadar gelen bir çalışmadan bahsediyoruz. Jim ve Avatar, bu insanların filme olabildiğince en iyi şekilde kendilerini adamaları için ilham verdi. Seyirci tarafından görülene dek, herhangi bir "spoiler", verilmemesi için büyük bir savaş veriliyor.



    Buradaki bazı yorumları daha evvel yazpmıştım, ancak Amsterdam sonrası yenilerini de ekleyerek toparlamam gerektiğini düşündüm.



    (Eski bir MoCap aşaması fotoğrafı hakkında) Motion Capture Aşamasının fotoğrafını bir süre önce ilk gördüğümde (zemin gri renkteydi), gizemli varlığın olduğu kısmı aradım ilk olarak, ancak bulamadım. Bizim bir dişi Na'vi modelimiz vardı, ama insan boyutlarındaydı ve Na'vi vücuduna uyması için bir mankenden yola çıkılarak yapılmıştı. Zaman zaman değişiklikler gösterdi. En sonunda, Yeni Zelanda'da aynı amaca hizmet için yapılmış olanı aklıma geldi. Ancak sahnenin en büyük gizemi hala sürüyordu.



    Yeni Zelanda'dan gelen, gerçek boyutlarda ampsuitler vardı, tıpkı diğer set ve dekor parçaları gibi. Gerçekten inanılmazlardı. Jim'in bu filmdeki herşeyi işe yarayacak gibi duruyordu. Kollar ve bacaklara pozisyon verilebiliyor, hatta parmaklara bile. Bir "Action Figure", gibi değildi, kendi başına ayakta duramıyordu. Kaidesinde büyük bir çelik desteği vardı ve bilgisayar işlemi ile görüntüden çıkarılması gerekiyordu. Kokpit camı açılıyor ve kapanıyordu, ışıkları yanıp sönüyordu. Ampsuitleri kontrol eden aktörler kontrolleri öğrenmek için çok çaba sarfettiler, ancak hareketler çok gerçekçi ve çok iyiydi.



    Ampsuitlerin "hantal robot", görüntüsüne rağmen, kullanılmaları için mantıklı sebepler var. Şu an, ordu bunun gibi şeyleri geliştirmek için çalışıyor ve hala üstesinden gelmesi gereken çok şey var. Fonksiyonları ve güvenilirlikleri önemli, ayrıca onları kullanmanın büyük bütçelere malolma durumu da var. Hala B-52'ler ile uçuyor yarım yüzyıllık M-16'ları kullanıyoruz. Filmde kullandığımız silahlar, makineli tüfekler, hepsi ilerde üretilebilecek şeyler. Jim, filmdeki her çeşit mekanik öğe için makina mühendisliği gereklilikleri alanında çok kafa patlattı.





    Diğerleri gibi, ben de Na'vileri Alien gibi görmek istiyorum. Ancak bir de gerçek var ki, Titanic filminin başarısının arkasında sadece geminin batışı değil, bir aşk hikayesinin batan bir gemide verilmesi yatıyordu. Aslında Avatar da bir aşk hikayesi, lakin gelecekte, bir yaratık dünyasında geçiyor. Seyirci, bir insan ile insan benzeri, kuyruklu ve mavi bir yaratığın aşkını kabul etmek zorunda. Bu durumda o yaratık insan güzelliğinin cezbedici yanlarına sahip oluyor.Diğer yandan, Titanic'tekinin aksine, Avatar'da hikaye görüntülerin ve dünyanın arkasında duruyor.

    Pandora'nın bitkileri ve hayvanları ile uğraşmak ve onların o yaratık dünyasına ait olmalarına çalışmak, Na'viler ile uğraşmaktan daha fazla zaman aldı. Hareketler için gerçek atlar koşturuldu ve hareketleri alındı. Pandora hayvanları için onlarca kuş videosu kaydedildi, incelendi, izlendi ve uygulandı.Ne yazık ki, resimlerde görünenler ve yorumlarda bahsedilenlerden fazla bir şey ekleyemem. Yorumlarda köpek benzeri olarak geçen yaratıklar ki isimleri Viperwolves'tur, onlardan çok daha kötü hayvanlar var Pandora'da. Panter, kurt veya yaratık denilen ise Thanator'dur ve bir Viperwolf'u öğün niyetine yiyebilir. Boynuzlu yaratıkların adı Sturmbeast olup dünyadaki buffalolara benziyorlar. Tıpkı mekaniklerde olduğu gibi, yaratıklarda da biyomühendislik üzerinde çalışıldı. Onların kesinlikle evrenin bir köşesinde yaşadıklarına rahatlıkla inanabilirsiniz. (Aslında Jim onları yaratmadı, sadece daha önce gördüklerini hatırladı, çünkü o yaratıklar gerçekten var!)





    CGI olarak yaratılan ve uçan yaratıklar olan Banshees, aslında ne oyunun görüntülerindeki gibi, ne de konsept çalışmalardakine benziyor. Tam bir hava akrobatları ve yakından çok çok daha görkemliler. Ve evet, Na'viler onları kullanıyor. Leonopteryx yakıştırmasından daha çok güvercin gibiler.



    Thanator'a gelince, senaryo konseptinden biraz daha ufak tasarlandı. Bunun nedeni, bir Ampsuit'i tek darbeyle indirebilecek kadar güçlü yapılmasının seyircinin de bunu bilmesi sebebiyle, dramatik bir etki yaratamayacak olmasıydı. Belki bir Ampsuit Thanator'u yenebilir, ancak yaşlı ise. Belki de en azından oyunda.


    Pandora bitkilerine sıra gelince, her birinin ayrı karakteristikleri var. Gündüz renkleri pek değişken değil (hepsi yeşil değil tabii ki). Ancak gece sahnelerinde hepsi yaşayan ışıklar saçıyorlar. Gece sahneleri kesinlikle gündüz sahnelerini gölgede bırakıyor.



    Unutmamak gereken bir şey var ise, o da Avatar bir filmden çok daha fazlası. Bir mit, bir evren, bir masal. Bunun sonucu olarak haliyle modern bilimin açıklayamadığı öğeler de içeriyor. Bu demek değil ki Jim bilimi görmezlikten geldi. Uzay ile ilgili tüm konularda onun için çalışan NASA bilimadamları var. Unobitanium kullanıyor ve onu oda sıcaklığında süper iletken olarak gösterip ve bir fenomeni göz önüne koyuyor. Avatar'ı görsel ve spekteküler bir epik bilim kurgu yapan şey ise gerçekle çok iyi kurduğu temas. Warp Speed ve Hiperuzay kısayolları gibi kestirmeler kullanmıyor. Onun uzay gemileri ışık hızından daha düşük süratlerde ilerliyor, mürettebat uzun yıllar süren yolculuklar yapıyorlar ve bir yolculuğun 10 yıldan fazla sürdüğü bir lojistik ve izole bir sistemi var.



    Avatar'da seyirciyi gereksiz bir şekilde rahatsız edecek öğeler de yok. Bundan yüzyıllar sonra İngilizce bize şimdikinden daha anlaşılmaz gelebilecek şekilde evrim geçirebilir(veya yazılı kültür süreceğinden bu gerçekleşmez). Sonuçta bu filmde günümüz İngilizcesi var. Diğer yandan (Dört parmaklı) Na'viler kendi dillerini konuşuyorlar. Bir üniversitenin dilbilim profesörü tarafından oluşturulmuş bir dil. Çok inandırıcı çünkü yalnızca rasgele seslerden kurulmuş değil (klaatu barada nikto) ve kendine ait sentaks ve kelime kuralları olan bir dil. Ayrıca Na'vilerin gelişmiş bir düşünce sistemleri, müzikleri, kültürleri vb. var.



    Haliyle Avatar'ın bir salonda gösterimi 4 veya 5 saati alamayacağı için, senaryodan çıkarmalar, hatta senaryoya eklemeler yapmak zorunda kaldık. Birçok büyük sahne editör odasının yerlerine atıldı. Ancak hepsi harddisklerimizde duruyor ve günün birinde belki DVDlerde yayınlanabilir.



    Film ve oyunu arasında güçlü bir bağ var. Tahmin edebileceğiniz gibi, oyunun filmdeki detayları, CGI karakterlerin hareketlerini vermesi imkansız. Filmde saatlerce render yapılan bir sahnenin oynanması imkansız. Oyun ancak filmin ambiyansını kullanabiliyor. Yine de şu haliyle bile diğer oyunlardan bir Pandora Mili ilerde, lakin asla filmin yanına yaklaşabilecek görüntüler sunamıyor.



    Yapım çalışanları olarak bizim işimiz artık bitti. Jim 7/24 bu filmi Aralık 18'e yetiştirmeye çalışıyor. Yıllardır şov dünyasındayım ve bu kadar büyük, fantastik bir olayda daha önce çalışmadım.


    Not: Ben yapım çalışanlarındanım. Fox'un halkla ilişkiler kısmında değilim. Lakin bu projede yer alan herkesin, hepimizin şevki sınır tanımıyor. Avatar salonları dağıtmaya başladığında, hiçkimse memnuniyetsizlik belirtisi gösteremeyecek, beklentileri ne kadar yüksek olursa olsun. ASLA BÖYLE BİR ŞEY GÖRMEDİNİZ!


    ALINTI:sinemaestro.com

    Yazar: asturquemandele




  • quote:

    Orjinalden alıntı: osmanxx07

    Arkadaşalr ilk önce sadece IMAX 3D denildi ama James Cameron stüdyonun isteğine dayanamaış ki filmi hem IMAX 3D, hem D-Cinema 3d (Real D) hem de 2D 35mm basılıyor şuanda eğer IMDB de gözlerinizle örmek isterseniz de aha link...

    http://www.imdb.com/title/tt0499549/technical Orada "Printed film format" aşağısını okumanız yeterli. 24 dakikalık gösterim olmuştu Cinema Expo'da orada Real D ile gösterilmişti IMAX ile değil.

    35mm basılırsa, 3D harici de gösterime giriyor o zaman?



    Yalnız sadece 3D olarak gösterilirse gelmiş geçmiş en iyi film olabilir, bu kadar uğraşıldığı için 3D olarak çok çok iyi bir film çıkacaktır ortaya.24dklık gösterimi izleyenlerin yorumları da çok iyi.

    Beklentiler çok büyük ya en iyi film olur ya da en büyük fiyasko, ortası olmaz bence.




  • Konu bakımından fena bir filme benzemiyor çıksın göreceğiz artık.
  • nasıl bir tezgahın içindeyiz lann
  • Sadece İmax 3D değilse yatar james camerons un işi hayalleri.. kendi başını yakıyor söyleyeyim



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi 19G05S -- 7 Temmuz 2009; 23:07:29 >
  • gelsede görsek artık dayanılacak gibi değil...
  • Heyecan bastı ya ne zaman geliyo tam olarak?



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Alaska Yolcusu -- 12 Temmuz 2009; 20:15:40 >
  • 18 aralık 2009 sinema tarihinin değiştiği gün
  • quote:

    Orjinalden alıntı: Bluepower

    18 aralık 2009 sinema tarihinin değiştiği gün

    Daha bayagı bir süre varmış.Yaz diyorlardı bide




  • Yanıyorum da şu filmi %100 performansla verebilecek bi salon yok Türkiye'de ona yanıyorum.
  • quote:

    Orjinalden alıntı: PHI

    Yanıyorum da şu filmi %100 performansla verebilecek bi salon yok Türkiye'de ona yanıyorum.


    istinye park ve ankamall varya
  • bu filmin imdb ortalaması 7.8 olacak çok pis içime doğdu
  • quote:

    Orjinalden alıntı: xHannibalx

    Konusu ilgi çekici.Ama Orjinal avatar çizgi filminin isim hakkını çalmış olması nedeniyle biraz kıl olmadım değil.

  • quote:

    Orjinalden alıntı: Bluepower


    quote:

    Orjinalden alıntı: PHI

    Yanıyorum da şu filmi %100 performansla verebilecek bi salon yok Türkiye'de ona yanıyorum.


    istinye park ve ankamall varya

    Okuduğum bir yazıda ABD'de ve Avrupa'da bu film için IMAX salonlarının yenilendiği yazıyordu. Türkiye'de zaten 2 tane Imax salonu var. Onlarda da yenilenme gibi bir şey yok bildiğim kadarı ile.
  • quote:

    Orjinalden alıntı: jamez

    bu filmin imdb ortalaması 7.8 olacak çok pis içime doğdu

    8'den yüksek olsun,sinema bölümüne uğramam bir daha.
  • Mükemmel olucak bence ...Bu arad istinye umarım yeterli olur ağlarım oturup...
  • filmin ortalaması 9.7 olsun sinema bolumune girmem 9.8 en az #1 olarak listeye girecek


    quote:

    Orjinalden alıntı: PHI


    quote:

    Orjinalden alıntı: Bluepower


    quote:

    Orjinalden alıntı: PHI

    Yanıyorum da şu filmi %100 performansla verebilecek bi salon yok Türkiye'de ona yanıyorum.


    istinye park ve ankamall varya

    Okuduğum bir yazıda ABD'de ve Avrupa'da bu film için IMAX salonlarının yenilendiği yazıyordu. Türkiye'de zaten 2 tane Imax salonu var. Onlarda da yenilenme gibi bir şey yok bildiğim kadarı ile.



    hocam ankamall 2000 yılında istinye park 2008 yılında açıldı o kadarda eski değil türkiyedeki imax salonları amerikada 1980 den beri imax var



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Bluepower -- 17 Temmuz 2009; 16:50:00 >




  • 
Sayfa: önceki 56789
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.