Şimdi Ara

Aynı sahneleri izlemekten neden bıkmayız ?

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
1
Cevap
0
Favori
63
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • Kovalamaca sahnelerinde mutlaka başkasının yatak odasına girilmesi ve yataktaki çiftlerin hep aynı pozisyonda olması... Susturucu sanki acıyı da susturuyormuşçasına, susturuculu silahla vurulanlardan hiç ses çıkmaması. Binlerce yıldır çözülemeyen şifrelerin şansın da yardımıyla bir dakikada çözülmesi...

    Uzun zamandır kitap okurken bu kadar eğlenmemiştim. Kitabın adı: Çok Mühim Puroce (!). Evet yanlış okumadınız, 'puroce.' Amerikan Geyikleri alt başlığında da işaret edildiği üzere hiciv türünde verilmiş bir eser. Günümüzde örnekleri gittikçe azalan türden.

    Ötüken mahreçli kitabın yazarı Fatih Şahin. Milli Eğitim müfettişi. İlk sayfadan itibaren güçlü bir gözlem yeteneğine sahip olduğunu anlıyorsunuz. Hepimizin onlarca örneğini izlediği ikinci sınıf Hollywood filmlerine kafayı takmış; bu filmlerin olmazsa olmaz klişelerini tespit etmiş ve sarakaya almış.

    Kitap birkaç istisna hariç bir sayfayı aşmayan kısa anlatımlardan oluşuyor. Sonuna da Artizlerimizin Listesi başlıklı bir sözlük eklenmiş; bu filmlerde rolü olan yönetmen ve aktörler hakkında bilgi verilmiş. Sözlük de en az diğer bölümler kadar keyifli.

    Yazarın dalga geçtiği klişelerden bazılarına kendi cümleleriyle yer verirsek ne demek istediğimiz daha iyi anlaşılır sanırım.

    "Amacına ulaşmak için her türlü zorluğa göğüs geren kahramanımız bu uğurda biraz hırpalanmış olsa da iyi bir bakım sonucunda (ve şansının da yardımıyla) kendine gelir ve bakımını yapan kişiye 'Neredeyim' diye sorar." (Şanslı Çocuk)

    Bu sahneyi yüzlerce kez görmüşüzdür gerçekten ve genellikle sadece iyi çocuklar bu kadar ağır badireleri atlatıp hızlı iyileşir. Sonrasında doktorların uyarılarına rağmen hemen ayağa kalkıp filmdeki görevlerine dönerler zaten. Bunun için hastaneden kaçmaları bile gerekebilir.

    "Kötü adam tam oradan geçerken bizimki koluyla adamın boynuna sert bir hareket çeker ve herifçioğlu ters parende atarak yere yığılır." Ve hurda olan motoruyla birlikte filmin kadrosundan çıkar. Fakat "Esas oğlan nasıl devrilirse devrilsin, çalışmaya devam eden motoruna atlayıp takibe ya da kaçmaya kaldığı yerden devam eder." (Motosikletli Zât)

    Gerçekten de öyledir. Benzer bir çifte standart arabaya yapışan iyi ve kötü adamlar için de geçerlidir. İyi adamlar düşmezler, ezilmezler ve sonunda arabanın kontrolünü ele geçirmeyi başarırlar. Bu da doğaldır bence. Kim iyilerin daha güçlü ve becerikli olduğu bir dünyada yaşamak istemez.

    "Sonucu ne olursa olsun, bıçak ya da kılıçla yapılan bütün kavga ve dövüşlerde ilk çizik kesinlikle bizim çocuğun vücuduna atılır. Sızan kanlar sanılanın aksine zafiyetin değil kudretin işaretidir, bizimkinin az sonra kötü adamın kestanesini çizeceğinin habercisi olur." (İlk Çizik)

    Bir de şu var tabii ki: Kötü adamın hasbelkader bir yeri kesilirse yaradan sızan kanı parmağıyla dudaklarına götürür ve tadına bakar. Kötü insanların hepsi kan emici vampirlerin soyundan gelir ne de olsa.
    "Bizim çocuğa ateş edilirken kör kurşunlardan birinin demir borulara ya da korkuluklara çarparak sekip yön değiştirmesi ve bir maganda kurşununa dönüşmesi niçin görülmemektedir?" (Seke Seke)

    Hiçbir senarist kahramanını ya da sevdiklerini böyle ucuz bir şekilde öldürmek istemez elbette ama kahramanların kurşun sektirme, ayna kırma, avize düşürme açıları konusundaki uzmanlıkları da bazen insanı bıktırmıyor değil.
    "Çetrefilli işleri çözmek için, kabuğuna çekilmiş bir hayat sürerek evinin yanındaki gölde balık avlayan 'eski bir uzman' olan adamımızdan yardım istenir. Koca Amerika'da o işi kendisinden başka yapabilecek kimse bulunamaz." (Hizmet Bekleyen Vatan)

    Yazarın da dediği gibi 'hikmetinden sual olunmaz' mevzulardır bunlar. Öte yandan çağımızda herkesin kısa bir süreliğine de olsa ünlü olma hakkına saygı göstermek gerekmez mi?
    "Bizimkiler kendilerini enselemek üzere peşlerine düşenlerin olduğunun farkındadırlar. Kendilerini yakalamak için gelen bu herifleri, her seferinde jaluzi perdeyi aralayıp pencereden aşağı bakarken gördüklerinden; hemen pılıyı pırtıyı toplayıp arka kapıdan tüyerler. Bu arada peşlerindeki bir araba dolusu takipçilerden hiçbirinin aklına arka kapıyı tutmak gelmez nedense." (Arka Kapı)
    Aynı teori yangın merdivenleri için de geçerli. Kaldı ki terasa çıkacak olurlarsa mutlaka çatılardan atlayabilecekleri bir mahallede oturuyorlardır.

    Kitapta buna benzer onlarca, hatta yüzlerce sahnenin hikayesi anlatılıyor. Kovalamaca sahnelerinde mutlaka başkasının yatak odasına girilmesi ve yataktaki çiftlerin hep aynı pozisyonda olması... Susturucu sanki acıyı da susturuyormuşçasına, susturuculu silahla vurulanlardan hiç ses çıkmaması. Güvenli hattan yapılan aramalar... Binlerce yıldır çözülemeyen şifrelerin şansın da yardımıyla bir dakikada çözülmesi...

    Amerikan filmlerindeki bu klişelerle dalga geçen Amerikan filmleri de var elbette. Ama hiçbiri bu kitaptaki kadar geniş kapsamlı ve derli toplu değil. Okudukça "Evet, budur" ya da "Aaa! Gerçekten de öyle" diyorsunuz. Fakat uyarayım: Bu kitabı okumak sözü edilen tarzdaki aksiyon filmlerini gözünüzde bir komediye dönüştürebilir ve kendinizi kaptırarak izlemenizi bir nebze de olsa engelleyebilir. Yine de herkese tavsiye ederim.


    http://www.sabah.com.tr/yazarlar/kitap/okur_temsilcisi/2016/09/23/ayni-sahneleri-izlemekten-neden-bikmayiz

    ----------------------
    klişe sahnelere ben de ekleme yapayım.

    - ağır yaralanan kahramanımız kendisine geldiğinde hemen üstündeki şeyleri söküp, ıstırapla kalkıp gitmem lazım der, yanındakiler olmaz yaralısın dinlenmen lazım der ama dinletemezler, kahramanımız at gibi sekerek çıkar gider
    - bonba konulan mekandan kahramanlarımız hep bir kaç saniye farkla son anda çıkarak kurtulur, fonda dehşet patlamayı izleriz
    - korku/gerilim filmlerinde kötü karakter öldü gibi görünür ama mutlaka son bir hamle daha vardır
    - rehin alınma sahnelerinde mutlaka pizza siparişi verilir.

    - film/dizi sonlarının tamamına yakını hep iyimser biter, ben hiç bıkıp usanılmadan kurtarılan dünyanın veya bir şehrin patlayıp yok olduğunu izlemedim
    - kötü ve iyi karakterin kavgasında silah patlar veya kılıç birine girer, hep olan kötüye olur
    - fbı hep kötü gösterilir, kasabanın şerifi aslında her şeye hakimdir ama olay elinden alınır
    - dövüş sahnelerinde kahramanımız mutlaka uzun uzun dayak yer, haşat olur daha sonra reanime olur ve kazanır ama hiç baştan direkt üstünlük kurarak işi bitirmez.







  • Yapay Zeka’dan İlgili Konular
    Bu videoya çok üzülüyorum
    3 hafta önce açıldı
    Daha Fazla Göster
    
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.