Güneş yükselmeden kuşluk yerine Bir adam camiden döndü evine Oturdu sessizce yer minderine
Kızı “Bayram” dedi, yalın ayaklı Adam “Bayram” dedi, tam ağlamaklı..
Eli öpüldükçe içi burkuldu Konuşmak istedi, dili tutuldu Güç belâ ağzından bir “off! ” kurtuldu
Oğlu “Bayram” dedi, sırtı yamalı Adam “he ya” dedi, gözü kapalı..
Düşündü kış yakın, evde odun yok Tenekede yağ yok, çuvalda un yok Yok yoka karışmış; tuz yok, sabun yok
Avrat “Bayram” dedi, eğdi başını Adam “evet” dedi, sıktı dişini..
Çalışsa ne iş var, ne cepte para Dağ oldu içinde büyüyen yara Dikti gözlerini karşı duvara
Takvim “Bayram” dedi, silindi yazı Adam “öyle” dedi, bağrında sızı..
Döndürse yönünü herhangi dosta Yaralı, gariban, dul, yetim, hasta Yıllar, aylar, günler erirken yasta
Yer-gök “Bayram” dedi, ağzını açtı Adam “Bayram” dedi, evinden kaçtı..
Abdurrahim Karakoç
gerçekten çok güzel... karaman'da çalışırken kendisiyle tanışma fırsatım olmuştu, "mihriban"ı falan nasıl yazdığını anlatmıştı, çok nitelikli bir şairimizdir kendisi...
quote:
Orjinalden alıntı: foxhound
gerçekten çok güzel... karaman'da çalışırken kendisiyle tanışma fırsatım olmuştu, "mihriban"ı falan nasıl yazdığını anlatmıştı, çok nitelikli bir şairimizdir kendisi...