Evren..... Tüm hayatın ve oluşumun beşiği...Düşündüğümüzde bizi bizden alan şey...Hangi insan istemese bile yıldızlara baktıgı anda onu düşünmez Kİ...Sınırlarını hep merak ettigimiz bu fenomene kim nasıl olustun diye sormak istemez...
Aslında o bize cevap veremese bile aramızdan bazılarımız onun nasıl olustugu hakkında bazı fikirler sunmustur...
1948 yılında Fred Hoyle tarafından atılan bir fikre göre evren galaksileri arasındaki boslukda sürekli yokdan var olan maddelerden olusmustur..Kesinlikle cok iddalıydı ama kendi görüşünü cok sacma olarak görüp gazetecilere ilk acıklamayıda yapmakdan geri durmamıstı...
Başka bir fikir ise george gamow isimli bir fizikci tarafından gelmişti....
Gamow , evrenin sonunda çökeceğini ve çöktüğü zaman başka bir Big Bang olayının bunu takip edeceğini veya tekrar başlayacağını söyler. Temel fark, ilk Bing Bang meydana gelirken madde bu birinci patlamada oluşmamış veya patlama sonucu hiçbir şey evrendeki maddelere dönüşmezken, daha sonra gelecekte olan patlamadaysa evrendeki tüm madde küçücük bir noktada yoğunlaşacak ve bu durum da yeniden bir patlama ile sonlanacaktır.
Arkasından nebular hipotezi,fizyon teorisi,yakalanış teorisi akresyon teorisi ve daha bazı bir cok teori atılmıstı..Bunlardan cogu elde edilen bulgularla cürütüldü...
En ilginc olanlarından biri ise Oran teorisiydi...
Teoriye göre bizim evrenımız başka bir evrenin kimyasal yapısıdır...Bizim galaksi diye tabir ettiğimiz şeyler ise o evrenin kimyasal yapısındaki sadece bir elektron olabılır..Protonlar cok agır olduklarından ısık onlardan kacamadıgı icin diğer evreni algılayamıyor ve goremıyor olabılırız.... Gercekten ilginc bir teori...duyunca insanı bi an da olsa düşündürebiliyor...
Fakat evrene dair teorilerde ayakda durabılenler fizikciler arasında genel kabul görenler olmustur....
BİGBANG.....
Evrenin nasıl olustugunu acıklamak icin bakılabilecek en iyi teorilerdendir..Ve fizikciler arasında en gecerli olanda diyebiliriz...Bu kadar fazla genel kabul görmesinin nedeni ise devamlı kanıtlanması...kırmızıya kaymanın keşfinden sonrada binbangın ön gördüğü şekilde galaksilerin birbirinden uzaklaştıkca hızlarının artması...Kozmik arkaplan ışımasının keşfi Bigbangın tahtını sarsılmaz bir hale getirmişti..Bu bulgular güclendikce evrene dair teorilerin en belirgini ve carpıcısı bigbang olmustur...Ayrıca Hubble galaksilerin birbirinden uzaklaştıkca daha fazla hızlandıgını..Uzak galaksilerin ısıgının dalga boyunun daha buyuk tarafa doğru , kırmızıya kaydıgını soyler..Bunun anlamı evren hızlanarak büyüyordur...Cunkı galaksiler arasındaki mesafe arttıkca galaksilerin birbirine göre hızıda artmış oluyordu..Bu genişlemenin somut bir izahıdır...
Ancak ortada büyük bir sorun vardır....
F=M.A
Herhangi bir cisme uygulayacagınız kuvvet , o cisme bir ivme kazandırır..İvme ile birlikte cisim hızını artırarak devam eder..Buraya kadar herşey normal ,evrenin genişleme bulgularını tamda acıklayabılecek cinsten bir bilgi..Fakat aslında newtonun bu yasası o bulgulara karşı büyük bir çelişki...Nedeni ise bir cisim bir kuvvet aracılıgıyla hız kazansa bile, bunu tamamen kuvvetin kendisine devamlı etki etmesine borçludur...Kuvveti bir an ıcın alsanız ivme artık yoktur cisim sabit hızla devam eder...Bigbang sonrasında hızlanarak genişleyen evrenin,aslında newton yasasına sabit hızlı devam etmesi gerekir...Bu cok buyuk bir celiskidir.. Fakat şu sıralarda fizikcilerin boyle bir celiskiyi acıklayıp kafalarının rahat oldugunu soyleyebılırız...
KARANLIK ENERJİ:...
Modelin eksik parcası tamda gereken yerde...Evrene devamlı etki eden tamda newton yasasına göre bize kesinlikle gerekli olan kuvvet...Karanlık enerji evrenin ice cokumunu yenen ve evreni devamlı olarak hızlanarak genişleten kuvvettir..Hikayenin güzel bir sonudur....Karanlık enerjinin cekimi evrenin hızlanması icin gerekli olan tamda aradığımız şey..,
Evren karanlık enerji sayesinde devamlı genişliyor..Peki genişleyen evrenin şekli ne olabilir? Bir kare? ya da bir elips? ya da bir ücken olabilirmi mesela?...Aslında bu soruyada bazı varsayımlar var..Örnegin bazıları evrenin küre oldugunu,bazıları ise evrenin cok boyutlu bir yer oldugunu ve bizim boyutumuzda bakan gözlemcilerin evrende olusabılecek bukumlerı vb hicbirşeyi göremiyecegini soylerler...Herkese bir fikir yatkın gelebilir..Sanırım bana evrenin küre olması fikri daha fazla yakın...
Peki evren bir küre olsaydı Bigbangi ve evrenin devamlı hızlanması gerektigini acıklayabılırmıydı..Örnegin bir karanlık enerjıye ıhtıyac duyarmıydı?ya da einstein ve görelilik teorisini benimseyebilirmiydi..
Aslında evrenin bir şekli olması gerekmiyor..Fakat bir küre olduğunu düşünürseniz kutuplarına cizeceginiz iki nokta birbirini nasıl görürdü? Yani izafiyete göre birbirlerinin hızları ne olurdu? Evrenın kuzey kutbundan bakan bir gözlemci oslaydınız, güney kutbundakı bir galaksinin hızını ne oranda ölcerdiniz? Aslında zaten hubble sabiti dedigimiz şey, tamda bu oranı bizlere veriyor..Hubble' a göre evrenin hızının devamlı artmakda oldugunu soylemıstık..Aslında bir kabın buyumesı gibi olmasada, noktaların bırbırıne gore hızlarının artması ve aralarının acılması gibi dusunebılırız...Fakat sonucta galaksiler birbirine göre hızlarını artırarak devam ediyor....
Peki bir küre modelinde evren hızlanmasa ,aksine hızını yavaslatarak düşürse hubble'ın öne sürdüğü gibi galaksiler arasındaki izafi hızlar artmaya devam edebilirmiydi?
Yukardaki resimde evrenin kutuplardan bakan bir gözlemcisi A alt kutupdaki gözlenen cisim ise B olsa....Ve evrenin hızı devamlı azalsa..A b ye baktıgında hızını artıyor olarak görebilirse..Hem hubble'ı dogrulamıs olur hemde evrenin hızlanmadıgını aksine yavaşladıgını bize söyler...
SAyılarla örnek vermek gerekirse evrenin bi anlık hızının 1m/sn oldugunu varsayalım...Yani a ve b noktalarınında hızları 1m/sn olsun..Aralarında ise 2 metre olsun..Yani bizim örnekdeki evrenimiz çapı 2 metre olan bir küre....1 saniye sonra evrendeki galaksilerin hızı 0,7 m/sn yeye düşsün....Yani evren 0.3 m/sn'2 ile yavaşlasın...
Başlangıcta A nın B ye göre izafi hızı, toplamları olan 2m/sn dir....
Peki 1 saniye sonra evren yavaşlamış olsa bile birbirine göre izafi hızlarının 2.4 m/ sn olabilecegini soylesem...Bu tamda hubble sabitinin ön gördüğü gibi galaksilerin birbirinden uzaklaştıkca hızlarını arttırdıklarını acıklamazmıydı....
0.3 lük bir ivme ile yavaşlayan evrenin iki ucundaki A ve B galasileri yavaşlayana kadar 1.2 x 2 yani 2.4 m daha giderler...A dan bakan bir gözlemci B yi 2.4 ile B den bakan bir gözlemcide A yı 2.4 lük bir hızla görür...Başlangıcda birbirlerine göre 2m/sn lik bir hız olmasına ragmen evren yavaşlasa bile birbirlerini 2.4m /sn lik bır hızla görebilirler..Yani bu durumda evren yavaşlasa bile, galaksiler birbirlerine göre hızlarını devamlı artırabilirler....Evrenin hızının devamlı artması, hubble sabitinin galaksiler arası olan ısıgın dalga boyunun büyümesi ve kırmızıya kayması yüzündendir...Fakat evren yavaşlasa bile biz bir galaksiye bakdıgımızda, aynı şekilde yine onun ısıgının kırmızıya kaydıgını görebilirdik....
Peki A kutupda olan bir gözlemci B ise yarıçapın tam ortasındaki bir gözlemci olsaydı...A B yi nasıl görürdü...İki gözlemcide aynı tarafa dogru, aynı yönde yavaşladıgı ıcın bırbırlerını durgun olarak görecekti...İşte anahdar cümle ,küre modelinde uzaya bakdıgımızda bazı cisimlerin ısıgının kırmızıya kaymadıgını görmemiz lazım...Ama bu samanlıkda iğne aramak kadar zor...Cunki dünyamızın boyutları bir galaksiye nazaran cok cok kücükdür...Aynı şekilde bir küre modelindeki gibi A gözlemcisi biz iken, B gözlenen olan bir galaksinin, merkezinin dünyanın merkezi ile aynı olması gerekir ki birbirmizi durgun görelim...Aksi halde evren yavaşlasa bile o galaksiyi yine hızlanıyor görürdük...Ve ışığı yine kırmızıya kayardı...Dünyanın merkezi ile aynı yarıçapda olan herhangi bir cismin veya galaksinin merkezinin aynı olma olasılıgı, sanırım cok düşük bir olasılık..Bu yuzden evrende bize göre durgun olan şeyler görmemiz cok düşük bir ihtimal...