Şimdi Ara

Kaotika ya sorular (1.1)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
1 Misafir - 1 Masaüstü
5 sn
92
Cevap
0
Favori
1.516
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 12345
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Kaotika ile şahsi hiçbir problemim yoktur, görüşlerini tutarlı biçimde savunabilecek mantıklı bir insan olduğu için kaotika dedim
    Sorular Kaotikanın şahsında onun gibi düşünenlere/inananlara dır
    Herhangi bir dini/siyasi tartışmaya girmeden... (forum kurallarını çiğnemeden) tartışalım,
    bu kural çiğnenirse, yönetim'den tüm topici değil, ilgili mesajarı silmelerini rica ediyorum.



    ÖNSÖZ:Kaotika'yı anlamak

    Kaotika diyalektik materyalizme inanıyor, kabaca:
    -varlık ezeli ve ebedi madde den ibarettir.

    Kaotika determinizme inanıyor, kabaca:
    -varlık bir sebep-sonuç sistemidir, her olayın sebepleri vardır...



    KISIM I : Kavramların Yokoluşu


    Bölüm 1: determinizm ve özgür irade

    Bu açıdan "ruh" diye metafizik bir varlığın bulunmadığı, "ben" denen şeyin de aslında maddeden ibaret olduğu inancına dayanarak:

    determinizm ve materyalizm inancının "özgür irade" kavramını yokettiğinin farkında mısın?
    eğer varlık zaman çizgisinde etkileşerek akan maddeden ibaretse,
    herhangi bir andaki maddenin durumunun nedeni bir önceki andaki durumudur.
    yani(1): şu andaki maddi durum ilerdeki maddi durumun sebebidir.
    yani(2): eğer herhangi bir anda evrendeki tüm parçacıkların konumu ve hızı (durumu) bilinirse tüm gelecek hesaplanabilir,
    yani(3): tüm geleceğimiz bellidir,
    yani(4): aslında "özgür irade" "karar" "seçim" gibi kavramların aslı yoktur, bizim "karar verdim" dediğimiz şey aslında gidebileceğimiz tek yöndür, karar anından bir an öncedeki anda beynimizdeki nöronların/iyonların/atomların durumunun sonucudur,
    yani(5): bu geçmişe bağlılık ezele kadar gider, hiç bir insanın "özgür iradesi" yoktur, "kararlarını kendisinin aldığını düşünmesi" bir yanılsamadan ibarettir.
    yani(6): insanın rüzgarın kontrolündeki yaprak'tan hiçbir farkı yoktur.


    aslında tüm soruları art arda sıralamayı düşünüyordum ama bölmenin daha verimli olacağına karar verdim.
    bu topic tutarsa 1.2 de "kavramların yokoluşu"na devam edeceğim, azzs sonra

    not: amacım kimseyi tartışmada mağlup etmek değil, bazı şeyleri daha iyi anlamak ve daha iyi anlaşılmasına olanak sağlamaktır



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi vese -- 19 Ocak 2006 1:59:43 >







  • Bunu ancak Kuantumla açıklayabiliriz. Kuantuma göre fiziksel hiç bir şey kesin değildir, olgular ve olaylar arasında neden-sonuç ilişkisinden çok olasılık bağı vardır.

    İki olay arasındaki etkileşimde ya da bir olayın gelecekte hangi sonuçları doğuracağını değil, hangi sonuçların daha olası olduğu kestirilebilir, mutlaka doğru olacaktır diye de bir şey yoktur.
  • quote:

    Orjinalden alıntı: TRCaPiTaL

    Bunu ancak Kuantumla açıklayabiliriz. Kuantuma göre fiziksel hiç bir şey kesin değildir, olgular ve olaylar arasında neden-sonuç ilişkisinden çok olasılık bağı vardır.

    İki olay arasındaki etkileşimde ya da bir olayın gelecekte hangi sonuçları doğuracağını değil, hangi sonuçların daha olası olduğu kestirilebilir, mutlaka doğru olacaktır diye de bir şey yoktur.


    kuvantumdaki belirsizlik sadece gözleyen açısından mıdır? yoksa maddenin kendisinde de var mıdır?
    bunu bilmiyoruz,

    sorum ise determinizm&materyalizm bağlamında sorulmuştu.

    aslında kuvantum bakış açısı da problemimizi çözmüyor,

    çünkü:

    kuvantum fiziği sonuçları kestiremese de sonuçlar sebebplerden kaynaklanır



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi vese -- 19 Ocak 2006 1:28:05 >




  • vese,
    ertesi gün işe gideceğim için fazla kalamayacağım. ancak samimi olduğuna inandığım için en kısa zamanda cevap vereceğim.
    Modern diyalektik materyalizmde artık determinizmin yok. zorunlulukların rastlantı aracılığı ile dışa vurumu var.

    görüşmek üzere.
  • quote:

    Orjinalden alıntı: kaotika

    vese,
    ertesi gün işe gideceğim için fazla kalamayacağım. ancak samimi olduğuna inandığım için en kısa zamanda cevap vereceğim.
    Modern diyalektik materyalizmde artık determinizmin yok. zorunlulukların rastlantı aracılığı ile dışa vurumu var.

    görüşmek üzere.


    peki o zaman sen fırsat bulunca "zorunlulukların rastlantı aracılığı ile dışa vurumu " dediğin şeyi anlat,

    ben de yukarıda gereken düzenlemeyi yapayım,

    fakat sorunun(soru-nun) ve sorunun (sorun-un) pek değişeceğini sanmıyorum



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi vese -- 19 Ocak 2006 1:59:58 >
  • Sonunda kaotika "tez" konusu oldu @vese sayesinde.
    Yalçın Küçük'ün yazdığı gibi...
  • quote:

    Orjinalden alıntı: was

    Sonunda kaotika "tez" konusu oldu @vese sayesinde.
    Yalçın Küçük'ün yazdığı gibi...




    bu konuya açıklık getireyim:

    şimdi "ateistlere sorular" desem olmayacaktı, belirli bir kişi ye dedim ve "Sorular Kaotikanın şahsında onun gibi düşünenlere/inananlara dır " diye ekledim, kaotika bu tarz fikirleriyle forumda en çok öne çıkan insanlardan biri. hem forum a sürekli giriyor/girebiliyor.
    hem "bir kişiye" deyince cevap verilme olasılığını da garantilemiş oluyoruz


    ne oldu was kıskandın mı?
    istersen "was a sorular" diye de bi topic açalım

    sizin de katılımlarınızı bekliyorum...



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi vese -- 19 Ocak 2006 2:15:44 >




  • Yapay Zeka’dan İlgili Konular
    Daha Fazla Göster
  • "fakat sorunun(soru-nun) ve sorunun (sorun-un) pek değişeceğini sanmıyorum"


    zannedersem sorun dediğin buradaki "özgür irade" meselesi. Bilim sebeplerle, sonuçlar arasındaki ilgileri açıklamak ve doğadaki olayların arkasındaki gerçekleri bulmak için bir çaba. Dini inançları olan kimseler de bilimin dışına çıkmadıklarını kabul ettikleri sürece aynı sorunun neden dini inançları olan kişiler için de geçerli olduğunu düşünmüyorsun? Ta ki "tanrı insana özgür irade vermiştir" deyip işin içinden sıyrılınmadığı sürece... Bir de bu yönden düşün.
  • quote:

    Ta ki "tanrı insana özgür irade vermiştir" deyip işin içinden sıyrılınmadığı sürece...


    dinde bütün kavramlar yerli yerindedir ve bütün sorulara cevap vardır ...

    bir soru diğeri ile çelişmez ...

    hertürlü soruya cevap verecek tarzdadır ...

    ///////

    benim anlamadığım bir nokta var ...

    bir olay olmuş ...

    bir adam diğer adamı vurmuş ve ölmüş ...

    siz şimdi kurşunun quantum fiziğindeki hareketini inceliyorsunuz gibi geldi ...

    bana göre bu kadar derine dalarsanız neticeye ulaşmak zor olabilir ...

    çünkü bilim ile yapacağınız hiçbir hesapta kurşun başa isabet etmeyecek yandan fırlayıp gidecek ve adam ölmeyecektir ...

    biriniz bak adam ölmüyor diyecek diğeriniz ama adam ölü diyecek ve neticeniz olmayacak gibime geliyor ...

    bence buraları aşmak gerekir ...

    adam öldüyse öldü neden öldü oraya gelmede fayda var ...

    dünya var, hayat var, yaşam, var ...

    nereden geldik nereye gidiyoruz sorusu var ...

    biraz mana eksenli gitmek zannedersem kurşuna hedef buldurtacaktır




  • Herkese selam,
    Sözlerime bunca yıl boyunca edindiğim dünya görüşümü açıklamakla başlayayım. Şunu da ifade edeyim ne karşıt dünya görüşüne sahip olanların fikirlerini çürütürüm ne de çürütebilirim ne de buna niyetim ya da ihtiyacım var. Aksi taktirde burası çekilmez olur.

    1) Tek gerçek madde gerçeğidir.
    Bir anda durun ve bütün sonluydu, sonsuzdu, vardı, yoktu, yaratıldı, yaratılmadı, var niye var, yok niye yok, var ne zamandan beri var, yok ne zamandan beri yok, sonsuz artı bir ne demek v.b... şeklindeki matık yürütme ile üretilebilen ve birbirleri üzerine kıvrılıp sürdürülen felsefi meseleleri bir kenara bırakalım. geriye ne kaldı? İçinde yaşadığımız madde gerçeği. Madde gerçeğinin diğer adı da "doğa" dır.

    2) Bilimin çözemeyeceği hiç bir şey yoktur. Tek gerçek madde gerçeği olduğuna göre bilimin konusu da maddedir. Bilimin çözemeyeceği hiç bir şey yoktur ifadesine dikkatinizi çekmek istiyorum. Şayet bu ifede Bilimin çözemediği hiç bir şey yoktur dense idi. Bilimin çözebildikleri bir sona ulaşmış ve bilim çözemeyeceği bir sonla karşılaşmış olurdu. Mesela madde gerçeğinin sonu gibi. "Evrenin ötesinde tanımlanamayan bir duvar var, bilim hiç bir şekilde açıklayamıyor" gibi. Ya da maddenin tüm temel yapıtaşları tüm hareketleri davranışları çözüldü bitti dense idi maddenin hiç bir şekilde içinde ne olduğunu merak dahi etmeyeceği mutlak temel parçaçıklara ulaşılmış demekti. Oysa bugün bulunan en temel parçaçcık quark deniliyor ama onun da içinde neler var onlar merak ediliyor, araştırılıyor. Bilim burada bitti denmiyor. Buradan da şu anlamı çıkarıyoruz.

    3) Bilimin çözdüklerinin sonu gelmez.

    Bütün bunlardan merak ettiğiniz anlamları kendiniz çıkarabilirsiniz. Sonsuz muymuş, ezeli miymiş ebedi miymiş.

    Rastlantı meselesini merak ediyorsunuz. Rastlantı doğanın silinip atılamayan bir özelliğidir. Bilim somut gerçeklere dayanıyor da nasıl oluyor da rastlantı, doğanın tanımı içerisinde olabiliyor. Bu değişik yollarla gerçekleşiyor. Bir tanesi maddenin en temel yapıtaşının olmaması ve maddenin temelindeki davranışların ve hareketlerin belirlenememesi (dikkat edin belirlenemeyecek olması demiyorum, belirlenenlerin sonunun gelmeyecek olması). Gerçek hayatta da birtakım zincirleme olaylarda bazı kriz noktalarında küçük değişikliklerin büyük sonuçlara sebep olduğu bilinir. Başlangıç koşullarındaki en ufak bir farklılık gelecekte çok farklı sonuçlara sebep olur. Başlangıç koşulları maddenin özelliğinden dolayı sonsuz kesinlikte bilinmeyeceğine göre bu kriz noktaları her yerdedir.

    Doğa kanunlarının rastlantı aracılığı ile kendisini dışa vurmasından bahsettik. Bir doğa kanunu tek başına kuru bir ifadedir, onu açığa vuracak bir şeyin olması lazımdır. "10 metre tüksekten bırakılan bir taş yerçekimi kanununa uyarak yere düşer" Bunun gerçekleşmesi için önce taşın 10 metre yükseğe gelmesi lazım, sonra düşmeye başlaması lazım, sonra önüne bir engel çıkmaması lazım. Şayet bu noktada taş "10 metre yüksekliğe doğa kanunları ile geliyor" gibi bir şey söylerseniz kısır bir tartışma başlatmış ve konunun özünden çıkmış olursunuz. Çünkü şu an zaten bir doğa kanununun işleyişini anlamaya çalışıyoruz. Dediğim gibi. Doğa kanunları tek başlarına kuru ifadelerdir, onun açığa çıkmasını sağlayacak bir şeylerin olması lazımdır.

    Bunu daha iyi olarak dinamiğin temel prensibinde görebiliriz. Isaac Newton'ın Principia eserindeki orijinal sözleri:

    Everybody continues its state of rest, or of uniform motion in a straight line, unless it is compelled to change that state by forces impressed on it.

    Şimdi dikkat edin:

    Bütün cisimler, konumlarını değiştirmeye zorlayan bir kuvet üzerlerine etki etmedikçe ya düzgün doğrusal hareketlerini devam ettirirler ya da hareketsiz konumlarını sürdürürler.

    "konumlarını değiştirmeye zorlayan bir kuvvet etki etmedikçe...". Buradan da doğa kanunlarının tek başına bir anlam teşkil eden ifadeler olmadığını, doğanın işleyişine entegre oldukları sürece bir anlam teşkil edeceklerini gördük. Önceki cümlelerimde de rastlantının silinip atılamayacağından bahsetmiştim.

    Bir de özgür irade meselesine gelelim. Aslında bu konuyu derinlemesine düşünmemiştim, belki vesile olur daha derinlemesine düşünür daha değişik yorumlar getiririm. Bilimin beynin nasıl çalıştığını açıklamaya çalıştığını biliyoruz. İnsanın doğadada karşılaştığı olayları doğa kanunları ile nasıl açıklamaya çalıştığını da biliyoruz. İnsan bir olayla karşılaşıyor ve beyni ile bir tepki veriyor. Bilim o olay anında yani o tepki anında neler olduğunu, beynin neden o tepkiyi verdiğini maddesel tabanda açıklar. hatta ayrıntıları ile açıklar. Beyin daha detaylı incelenecek olursa ve beynin karşı karşıya kalacağı olay incelenecek ve doğa kanunları çerçevesinde çözümlenecek olursa. Beynin ne tepki vereceği bilinir. ama bir süre öncesinden.

    Burada karşı karşıya olan iki şey, bir yandan doğumdan itibaren yıllar boyu doğa kanunlarının rastlantı aracılığı ile dışa vurumu sonucu yaşanılan deneyim, tecrübe ve bilgi birikimleri ile şekillenmiş kompleks bir beyin var. Diğer yandan yine maddesel gerçeklik içerisinde doğa kanunlarının rastlantını ile dışa vurumu sonucu şekillenmiş bir olay var. İşte bu iki şey karşı karşıya geliyor ve beyin bır çıktı, bir "output" meydana getiriyor. İşte benim özgür iradeden anladığım budur.

    Görüşmek üzere,



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi kaotika -- 19 Ocak 2006 12:25:09 >




  • @kaotika

    yazdıklarını okudum, Tanrı vs. dini konulara (en azından şimdilik) girmeyelim, yoksa çıkamayız.

    Son yazdıkların ışığında "özgür irade" den bahsedelim,

    niyetimi baştan söyleyeyim, "materyalist inancın özgür irade'nin varlığına olanak vermediğini" düşünüyorum.
    yani materyalist bakış açısıyla insanın aslında herhangi bir karar vermesi, seçim yapması söz konusu değil.

    bu, makroskopik bakış açısıyla "çevresel faktörler - beyin etkileşimi" nden bahsedilerek de açıklanabilir, ama zor olur ve konu dağılır.

    bu yüzden materyalizmin "özgür irade" yi yokettiğini mikroskobik bakış ile parçacıklar (kuvant) seviyesinde ispatlamaya çalışacağım.


    tamamen senin önermelerinle hareket edeceğim:
    quote:

    Doğa kanunlarının rastlantı aracılığı ile kendisini dışa vurmasından

    yani madde temelde bir takım kanunlar ile hareket ediyor,
    quote:

    Doğa kanunları tek başlarına kuru ifadelerdir, onun açığa çıkmasını sağlayacak bir şeylerin olması lazımdır.

    quote:

    2) Bilimin çözemeyeceği hiç bir şey yoktur.


    diyelimki sonsuz zaman sonra herhangi bir anda bilim (ya da herhengi bir şey) maddeyi ve etkileştiği yasaları tamamen çözdü, tüm parçacıkların yerleri ve halleri biliniyor, yasaları da biliyoruz.

    o zaman: bir sonraki andaki parçacıkların konumu (yani evren) hesaplanabilir, yani tüm gelecek bellidir.


    daha iyi anlatabilmek için gelecekte bilinse dedim, yoksa şu an için de biz bilmesek de tüm parçaçıkların belli bir yeri var, maddenin tabi olduğu yasalar var.
    dolyısıyla 10 yıl sonraki evrenin durumu (bu evrene insanlar ve beyinleri dahil) şimdiden belli.


    çünkü evren sistemine eğer dışardan etkiyen bir güç yoksa, evrenin zaman çizgisindeki tüm akışı kendi iç dinamiklerine bağlıdır.


    bir örnekler akla yakınlaştıralım: mesela sürtünmesiz bir bilardo masasındaki 1 trilyon topun konumunu-hızını-ivmesini vs. biliyoruz, o zaman masanın 1 milyar yıl sonraki konumunu da hesaplayabiliriz, bu süre içinde bilardo toplarının 1 milyar tanesinin bileşiminin düşünce yetisi kazanıp "şuraya dönmeye karar verdim" vs. demeleri onlar için bir yanılsamadır çünkü sisteme dışsal değiller, sistemin içindeler, zaten düşünme yetileri de maddi etkileşimler olduğu için baştaki hesabın dışına çıkmaları mümkün değil.

    zaten sen de burada "özgür irade" kavramının boş bir şey olduğunu itiraf etmişsin
    quote:

    Burada karşı karşıya olan iki şey, bir yandan doğumdan itibaren yıllar boyu doğa kanunlarının rastlantı aracılığı ile dışa vurumu sonucu yaşanılan deneyim, tecrübe ve bilgi birikimleri ile şekillenmiş kompleks bir beyin var. Diğer yandan yine maddesel gerçeklik içerisinde doğa kanunlarının rastlantını ile dışa vurumu sonucu şekillenmiş bir olay var. İşte bu iki şey karşı karşıya geliyor ve beyin bır çıktı, bir "output" meydana getiriyor. İşte benim özgür iradeden anladığım budur.


    düşüncelerimi anlatmakta zorlanıyorum kao,
    biraz gayret etmeni rica ediyorum anlamak için....



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi vese -- 19 Ocak 2006 13:19:01 >




  • Kaotika
    Eksik olan konuları savunuyorsun.

    Dini bir kenara atmamak gerekir bilimde birşeyler eksik kalıyor.


    DEEP IMPACT' e katılıyorum.

    quote:

    dinde bütün kavramlar yerli yerindedir ve bütün sorulara cevap vardır ...

    bir soru diğeri ile çelişmez ...

    hertürlü soruya cevap verecek tarzdadır ...
    //////////////
    dünya var, hayat var, yaşam, var ...

    nereden geldik nereye gidiyoruz sorusu var ...

    biraz mana eksenli gitmek zannedersem kurşuna hedef buldurtacaktır

  • quote:

    maddeyi ve etkileştiği yasaları tamamen çözdü, tüm parçacıkların yerleri ve halleri biliniyor, yasaları da biliyoruz.


    Bütün olayın özü buradan çıkıyor. Zaten böyle bir şey söylendiği an maddenin arkasında başka mana aranır ve maddenin yaratılmış olduğu sonucuna ulaşılır. Hiçbir zaman böyle denemeyeceği için madde gerçeği var ve materyalizm var.

    Ayrıca özgür irade ile sorunlar dinin de başını ağrıtıyor. Deniyor ki Allah sonsuz bilgi ve kudreti ile her atomu her elektronu biliyor ve olmuş olacak her şeyi biliyor, o zaman niçin imtihan ediyor.

    Bir de insanın bir olay karşısında ne tepki vereceğinin o an için bilindiğini varsayalım. Yaşam anlardan ibaret değildir, akıp giden bir süreçtir.
  • quote:

    Orjinalden alıntı: kaotika

    quote:

    maddeyi ve etkileştiği yasaları tamamen çözdü, tüm parçacıkların yerleri ve halleri biliniyor, yasaları da biliyoruz.


    Bütün olayın özü buradan çıkıyor. Zaten böyle bir şey söylendiği an maddenin arkasında başka mana aranır ve maddenin yaratılmış olduğu sonucuna ulaşılır. Hiçbir zaman böyle denemeyeceği için madde gerçeği var ve materyalizm var.


    bilinemeyeceğini varsaysak da sorun devam ediyor (yukarıda yazdım bi ton)
    ne düşündüğünü cidden merak ediyorum, ciddi bir cevap bekliyorum yazdıklarıma.

    quote:

    Ayrıca özgür irade ile sorunlar dinin de başını ağrıtıyor. Deniyor ki Allah sonsuz bilgi ve kudreti ile her atomu her elektronu biliyor ve olmuş olacak her şeyi biliyor, o zaman niçin imtihan ediyor.

    materyalizmin başını ağrıttığını kabul ediyorsun yani,bence özgür irade ile ilgili sorunlar din açısından problem değil, ayrıntıya girmeyeceğim,çünkü tartışmayı bu tarafa çekmeyelim

    quote:

    Bir de insanın bir olay karşısında ne tepki vereceğinin o an için bilindiğini varsayalım. Yaşam anlardan ibaret değildir, akıp giden bir süreçtir.

    farketmez..
    "her andaki maddi evren bir önceki andaki maddi evrene bağlıysa>>>>>>> özgür irade yoktur"



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi vese -- 19 Ocak 2006 13:54:22 >




  • vese,
    Zaten yukarılarda yeterince yazdım şimdilik başka birşey yazmayacağım. yaşam anladan ibaret değildir demiştim. öyle olsa idi anlar uç uca eklense idi hiç zaman geçmeyecekti oysa zaman geçiyor. An denilen şey soyut bir kavram, fizik biliminde bir saniye zaman aralığında sonsuz an vardır denir. iki an yan yana geldiği zaman yine bir andır. Oysa hepimiz yaşıyoruz zaman geçiyor.

    Ayrıca hangi varlık bilebilir ki bir an için evrendeki tüm parçacıkların pozisyonunu, hızını, kütlesini... v.b.. Sonsuz güze sahip soyut bir varlık. İyi de zaten ben materyalistim ki zaten inanmyorum böyle şeye, o helde benim için ne ifade edebilir ki...
  • quote:

    Orjinalden alıntı: kaotika
    vese,
    Zaten yukarılarda yeterince yazdım şimdilik başka birşey yazmayacağım. yaşam anladan ibaret değildir demiştim. öyle olsa idi anlar uç uca eklense idi hiç zaman geçmeyecekti oysa zaman geçiyor. An denilen şey soyut bir kavram, fizik biliminde bir saniye zaman aralığında sonsuz an vardır denir. iki an yan yana geldiği zaman yine bir andır. Oysa hepimiz yaşıyoruz zaman geçiyor.

    Ayrıca hangi varlık bilebilir ki bir an için evrendeki tüm parçacıkların pozisyonunu, hızını, kütlesini... v.b.. Sonsuz güze sahip soyut bir varlık. İyi de zaten ben materyalistim ki zaten inanmyorum böyle şeye, o helde benim için ne ifade edebilir ki...


    temel soruna henüz bir yanıt vermedin ,tabii cevap vermek zorunda değilsin,

    burada mesele birinin bilmesi ya da bilmemesi değil:
    quote:

    daha iyi anlatabilmek için gelecekte bilinse dedim, yoksa şu an için de biz bilmesek de tüm parçaçıkların belli bir yeri var, maddenin tabi olduğu yasalar var.
    dolyısıyla 10 yıl sonraki evrenin durumu (bu evrene insanlar ve beyinleri dahil) şimdiden belli.


    çünkü evren sistemine eğer dışardan etkiyen bir güç yoksa, evrenin zaman çizgisindeki tüm akışı kendi iç dinamiklerine bağlıdır.


    bir örnekler akla yakınlaştıralım: mesela sürtünmesiz bir bilardo masasındaki 1 trilyon topun konumunu-hızını-ivmesini vs. biliyoruz, o zaman masanın 1 milyar yıl sonraki konumunu da hesaplayabiliriz, bu süre içinde bilardo toplarının 1 milyar tanesinin bileşiminin düşünce yetisi kazanıp "şuraya dönmeye karar verdim" vs. demeleri onlar için bir yanılsamadır çünkü sisteme dışsal değiller, sistemin içindeler, zaten düşünme yetileri de maddi etkileşimler olduğu için baştaki hesabın dışına çıkmaları mümkün değil.


    burada mesele yaşamın anlardan ibaret olup olmaması da değil,
    basitçe: gelecek maddi evrenin tamamen geçmiş maddi evrene bağlı olması,

    söylediğin şeyler temele değil tali şeylere ilişkin, "özgür irade" sorunu devam ediyor..
    tabii tartışmak zorunda değilsin, ama ben senle daha uzun süre devam edebileceğimizi ümit ediyordum.

    aslında bence söyleyebileceğin (demogoji'den başka) pek de bir şey yok, çünkü yukarıda kanıtladığım üzere materyalizm inancı "özgür irade" kavramını yok eder,

    ilerde materyalizm in yokettiği diğer ulvi kavramlardan da bahsedeceğim

    saygılar...







  • Bu senin bahsettiğin materyalizm eski yunadaki demokritus materyalizmi. Günümüzde materyalizmde böyle birşey yok.
    "gelecek maddi evrenin tamamen geçmiş maddi evrene bağlı olması" dedin. Bunu neye dayanarak söyledin diyeceğim, bilime dayanarak diyeceksin. Peki bunu kim bilecek, nasıl bilecek bunu da bilime dayanarak söyle o zaman. Kendin açtın topiği hem de verdiğim cevapları beğenmiyorsun. zaten anlayabilse idin materyalist olurdun.
    Her şeyi ama her şeyi bilen bir tanrı... Ben de bunu anlayamıyorum, yazdıklarımı okusan neden bahsettiğimi anlardın.

    madem demogoji diyorsun o halde materyalizmi çürütmek için önce "bilim maddenin bittiğini kabul etmiştir" deyin. Heisenberg belirsizliği dendi. Bilim burada madde bitmiştir mi diyor yoksa ötesi hakkında hala fikir yürütüyor mu? kuantum araştırmaları hala bütün hızıyla sürüyor mu?



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi kaotika -- 19 Ocak 2006 16:17:16 >




  • Süleymaniye Camii Mimar Sinan eseri olarak yapıldı.


    Cümlesinde eğer Mimar Sinanı kabul etmemek istiyorsanız şu oynamaları yaparsınız.



    1) ................................................. .


    yani Mimar Sinan'ı kabul etmemek için Süleymaniye'yi de Mimar Sinanı da eser olarak yapılmayı da inkar eder noktayı koyarsınız.Yapılmış bir Süleymaniye yok ki Mimar Sinan olsun dersiniz.Böyle bir akıl yürütürsünüz.Ne Süleymaniye Camii var, ne de eser olarak yapılması var.Hepsi hayal.Veya;



    2) Süleymaniye Camii ''Taşlar'' eseri olarak yapıldı.



    Yani Mimar Sinan'ı kabul etmediniz .Yerini ''taşlarla'' doldurabilirsiniz.Müthiş bir gerçeklik olur.Gözünüzün görmediğini aklınız da görmemiş olur.Taşlar Mimar Sinanlar mı oldu?Mimar Sinanın sıfatlarını Taşlarda kabul mü ettiniz.Mimarlık sanatını taşlara mı verdiniz .Olsun, bu da bir kabullenmedir,Dersiniz.Veya;


    3) Süleymaniye Camii....... eseri....... .

    Şimdi yaptığınız eksiltme şudur. Aklınız Süleymaniye Camii mimarsız olmaz dedi,hem dedi ki eser olarak yapılsa yine mimar sinan gerekir.En iyisi eser olarak yapılma fiilini kabul etmeyim. Mimar Sinana da gerek kalmaz.Tesadüf rüzgarları ve kaoslarla madde Süleymaniye Camii gibi
    göründü ,eser olarak yapılma,kasıtla oluşturulma fiilleri ni kabul etmemekle Mimar Sinanı da kabul etmek zorunda kalmazsınız.

    Peki sizce Kaotika hangisini diyor?




  • quote:

    Orjinalden alıntı: vese

    @kaotika

    yazdıklarını okudum, Tanrı vs. dini konulara (en azından şimdilik) girmeyelim, yoksa çıkamayız.

    Son yazdıkların ışığında "özgür irade" den bahsedelim,

    niyetimi baştan söyleyeyim, "materyalist inancın özgür irade'nin varlığına olanak vermediğini" düşünüyorum
    yani materyalist bakış açısıyla insanın aslında herhangi bir karar vermesi, seçim yapması söz konusu değil.

    bu, makroskopik bakış açısıyla "çevresel faktörler - beyin etkileşimi" nden bahsedilerek de açıklanabilir, ama zor olur ve konu dağılır.

    bu yüzden materyalizmin "özgür irade" yi yokettiğini mikroskobik bakış ile parçacıklar (kuvant) seviyesinde ispatlamaya çalışacağım.


    tamamen senin önermelerinle hareket edeceğim:
    quote:

    Doğa kanunlarının rastlantı aracılığı ile kendisini dışa vurmasından

    yani madde temelde bir takım kanunlar ile hareket ediyor,
    quote:

    Doğa kanunları tek başlarına kuru ifadelerdir, onun açığa çıkmasını sağlayacak bir şeylerin olması lazımdır.

    quote:

    2) Bilimin çözemeyeceği hiç bir şey yoktur.


    diyelimki sonsuz zaman sonra herhangi bir anda bilim (ya da herhengi bir şey) maddeyi ve etkileştiği yasaları tamamen çözdü, tüm parçacıkların yerleri ve halleri biliniyor, yasaları da biliyoruz.

    o zaman: bir sonraki andaki parçacıkların konumu (yani evren) hesaplanabilir, yani tüm gelecek bellidir.


    daha iyi anlatabilmek için gelecekte bilinse dedim, yoksa şu an için de biz bilmesek de tüm parçaçıkların belli bir yeri var, maddenin tabi olduğu yasalar var.
    dolyısıyla 10 yıl sonraki evrenin durumu (bu evrene insanlar ve beyinleri dahil) şimdiden belli.



    çünkü evren sistemine eğer dışardan etkiyen bir güç yoksa, evrenin zaman çizgisindeki tüm akışı kendi iç dinamiklerine bağlıdır.


    bir örnekler akla yakınlaştıralım: mesela sürtünmesiz bir bilardo masasındaki 1 trilyon topun konumunu-hızını-ivmesini vs. biliyoruz, o zaman masanın 1 milyar yıl sonraki konumunu da hesaplayabiliriz, bu süre içinde bilardo toplarının 1 milyar tanesinin bileşiminin düşünce yetisi kazanıp "şuraya dönmeye karar verdim" vs. demeleri onlar için bir yanılsamadır çünkü sisteme dışsal değiller, sistemin içindeler, zaten düşünme yetileri de maddi etkileşimler olduğu için baştaki hesabın dışına çıkmaları mümkün değil.

    zaten sen de burada "özgür irade" kavramının boş bir şey olduğunu itiraf etmişsin
    quote:

    Burada karşı karşıya olan iki şey, bir yandan doğumdan itibaren yıllar boyu doğa kanunlarının rastlantı aracılığı ile dışa vurumu sonucu yaşanılan deneyim, tecrübe ve bilgi birikimleri ile şekillenmiş kompleks bir beyin var. Diğer yandan yine maddesel gerçeklik içerisinde doğa kanunlarının rastlantını ile dışa vurumu sonucu şekillenmiş bir olay var. İşte bu iki şey karşı karşıya geliyor ve beyin bır çıktı, bir "output" meydana getiriyor. İşte benim özgür iradeden anladığım budur.


    düşüncelerimi anlatmakta zorlanıyorum kao,
    biraz gayret etmeni rica ediyorum anlamak için....




    önermendeki eksik burda işte. o kanunların, kuralların ne olduğunu daha bilmiyoruz. size özgür irade gibi gözüken şeyler aslında pek tabi önceden belirlenmiş kurallar doğrultusunda vermiş olduğunuz, hatta vermek zorunda oluğunuz kararlar olabilir (dine inananlar buna kader diyorlar).




  • bence Kaotika bu tip diyaloglardan hiç hoşlanmıyor ...
  • 
Sayfa: 12345
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.