Şimdi Ara

Ben hiç bu kadar kötü olmadım. Ölmek istiyorum. Lütfen içeri.

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
22
Cevap
3
Favori
1.956
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 12
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Herkese merhaba. Dün akşam öğrenmemle beraber 12 saat hastanede yatmış olmamı ve akabinde iğrenç hissetmemi, midemin bulanmasını sağlayan bir olayı size en açık haliyle anlatacağım. Lütfen bana yardımcı olun.


    2015 Haziran'ıydı. Daha annemle babam beraberler. Babam bir insanda kötü olabilecek tüm özellikleri üstüne toplamış bir adam. Dua ediyorum artık ayrılsınlar diye. Evden kovmuş beni yine. Bir orada, bir burada kalıyorum. Herkese mahçubum. Üniversite sınavı istediğim gibi geçmemiş bir de ikinci senem. Her şey kötü yani. İşte tam o anlarda bir kız çıktı karşıma. Saatlerimi, günlerimi, haftalarımı esir aldı. Bu durumdan mutluydum çünkü iyi geliyordu. Sürekli ama sürekli konuşma halindeydik. Ben düşünüyordum ki belli bir süre sonra, ben bu kızla çıkayım. Bakarsın bir sevgi doğar, güzel bir ilişkim olur.

    16 Temmuz 2015.. İşten çıkmışım, arkadaşımla yürüyorum. Bir anda mesaj, "adadayım, hadi çık gel". Eve davet ediliyorum. Hemen koşuyorum kendi evime, büyük bir maratona giriyorum. En özenli biçimde hazırlanıyorum. Son ada motoruna 2 dakika kala atlamışım motora. Mutlu olmuşuz ikimiz de bu maceralı andan. Gidiyorum velhasıl, çıkmışım sigaramı içiyorum vapurda. Düşünüyorum, "ulan kızla ilk kez yüzyüze görüşeceğiz, ev ne kadar uygun bir seçim? "kaç tane kız eve çağırır ilk buluşmada?" Kafamda deli sorular. Bir anda hepsini unutuyorum. Benim kafamda tek bir artniyet yok. Onun da olmamasını diliyorum.

    Büyükada'nın en tepelerinde bir eve çıkarıyor konum bilgisi beni. "Geldiğinde terlemiş olacaksın, boşuna duş alma evden çıkarken" hipotezini doğrulamış. Zile basıyorum. Kalbim ağzımdan yere fırlayacak. Açıyor kapıyı. Bir anda gökyüzünün rengi değişiyor. Evin, kapının, karşımdakinin de. Kırmızılar daha kırmızı, lacivertler daha lacivert. Şıpsevdi bir insan olmayan ben, sanırım aşık oluyorum saniyeler geçtikçe.

    6 saat vaktim var bu evde. Güzel değerlendirmek lazım. Karnı ağrıyor. Açmış, yemek yememiş. Yapıyorum. Arkasından kahve. Şarkılar dinliyoruz. Tavlada bir güzel yeniyorum. Güzel deniz manzarasına bakıyorum. Yüzüne bile bakamıyorum, çekingenim. Şimdiden gözümden mi sakınıyorum ne. Osman'ı besliyoruz. Osman'la o gün tanışmıştım. O evin balkonuna takılan martı. Vakit su gibi geçiyor. Sabah oluyor. Gitmem gerekiyor. Giderken ilk kez öpüyorum, yanağıyla boynu arasından bir yerden. Bu nasıl heyecan, bunlar nasıl duygular. Ayaklarım inmiyor o yokuşu. Bir insanın bir kere aşık olabildiği bu dünyada, aşık oluyorum.

    Bayramın birinci günü. O yüzden sabahın köründe çıktım evden. At pisliğinin kokusu bile anlamlı. Anneannemin evine yaptığım uzun yolculuk ne kadar da keyifli. Uyumamışım gece, ama uykum dahi yok. Varıyorum anneanneme, dakikalar bile geçmiyor bu sefer. En son dayanamıyorum, işim var diye çıkıyorum gidiyorum. Onu arıyorum. Yetmedi diyorum, yetmedi, geri geliyorum. Bir bakıyorum, aynı evdeyim. Her şey aynı güzelliğinde. O da hiç uyumamış. Gözlerinden uyku akıyor. Biraz muhabbetten sonra, dizimde uyuyor. Canım acıyor ters bir oturuştan dolayı, 2 saat kılımı kıpırdatmıyorum. Kıpırdatmıyorum ki uyusun. Uyanıyor. Dedesine gitmesi lazım, malum bayram. Maltepe'de dedesi. Bostancı'ya geçiyoruz motorla. Dalgalı saçları esiyor rüzgara doğru. Bir kere daha, bir kere daha aşık oluyorum. Beraberiz artık. Saçlarıyla oynuyorum. Hiçbir şey bu kadar güzel gelmiyor zorlu hayatıma.

    Bostancı'da çay içiyoruz. Ben Ataşehir'e babaanneme, o Maltepe'ye dedesine gitmek üzere ayrılıyoruz. Ama artık beraberiz. O yüzden bu ayrılık koymuyor.

    Velhasıl günler haftaları, haftalar ayları kovalıyor. Gitgide artarak büyüyen bir aşk. Ben ki zor bir insanım, kendimi çekemem, çekip çeviriyor beni. Büyülüyor. Benim için her şeyi yapabileceğini söylüyor. Ben de ona aynını söylüyorum. Her şey çok güzel...

    Bir gün ilk kez ağladığını görüyorum karşımda. Ağlaması için hiçbir neden göremediğimden şaşırıyorum. Nedenini soruyorum. Çok zor anlatıyor. Anlatırken ağlıyor hüngür hüngür. 14 yaşındayken kendisinden 3 yaş büyük olan birine platonik aşık olduğunu, cesaretini toplayarak konuşmaya başladığını söylüyor. Sonrasında çocuğun onu kandırdığını, kızın evine girerek ona tecavüz ettiğini, bunu o zamanlar kimseye anlatamadığını, şimdi de bir kaç arkadaşının ve benim bildiğimi, ailesinin hala bilmediğini söylüyor. İçimden inanmamak geçmiyor bile. Nasıl ona bunu yaparlar diyorum. Sinirleniyorum. Çocuğu aramak, bulmak, dersini vermek istiyorum. Yalvarıyor ağlayarak. Yapma diyor. Kıyamıyorum, yapmıyorum. Bu mevzu daha fazla dillendirilmiyor.

    2016 senesindeyiz. Ben Sakarya'da okuyorum. O da hazırlanıyor. Sakarya'ya geleceğim, başka hiçbir seçenek yok benim için diyor. Normalde Sakarya'yı istemediğini biliyorum, yapma diyorum. Ben seni istiyorum, istediğim yer senin yanın diyor. Bu bana çok romantik ve bundan dolayı inandırıcılıktan uzak geliyor. Gelmeyeceğini düşünüyorum Sakarya'ya.

    Geliyor.

    Özel sebeplerden dolayı ailemden destek alamıyorum Sakarya'da okurken. Hesabımızı, kitabımızı yapıyoruz. Aylık 1200 TL onun harçlığı var, 400 TL benim öğrenim kredim var, 400 TL de o kredi alıp bana verecek. Ben de iş bulup çalışacağım. Hepsi gerçekleşiyor. İlk defa bir işe mutlu gidip geliyor, bir yandan okuyorum. Hiçbir şeyden şikayetçi değilim. Eve çıkmışım tek başıma, o yurtta. Bir ev yapmışız ki şahane. Geliyor, gidiyor, kalıyor, kalmıyor vesaire. Çok mutluyuz. Ta ki o güne kadar.

    Bir sabah kalkmışım yataktan, yanımda yatıyor. Uyuyor. Hiç uyandırmıyorum. İşe gideceğim. Çıkıyorum yola. Huzursuz olmak için hiç bir sebebim yok ama huzursuzum. Nedenini bilmiyorum. Açıyorum dükkanı oturuyorum. Huzursuzluğum katlanarak artıyor. Patron geliyor. Hiç duraksamıyor bile.. İşler kötü diye beni işten çıkarma kararı aldığını söylüyor. Direkt fenalaşıyorum. Hiç bir işe yaramıyor bu. Çıkarıyorlar. Gidiyorum eve. Söylüyorum ona. Hallederiz diyor, hallederiz... Sıkma güzel canını.

    Halledilmiyor.

    Ekonomi rezalet, iş yok, olanlar ya komedi paralar veriyor ya da okulla işi yürütebileceğim saatlerde değil. İş bulamıyorum. Parasız kalıyorum. Kira bir şekilde ödeniyor, karın bir şekilde doyuyor ama mutsuzum. Gün geçtikçe de mutsuzlaşıyorum. 1 buçuk senedir mutlu olan adam inanılmaz mutsuz. Bu psikolojiye de yansıyor. Bitmeyen kavgalara, bağrış çağrışlara dönüşüyor. Bu bir gün ona şiddet uygulamama yol açıyor. Gittikçe dibe batıyorum. Pişmanlık bir işe yaramıyor. Git diyemiyorum, gitmese bir türlü. Zaten kendisi de gidemiyor. Çünkü seviyor. Zamanlar geçiyor, yine iş yok, yine mutsuzluk. Sürekli kavgalarla geçen haftalar, aylar.

    En sonunda ne mi oluyor? Nisan ayının 29'unda ona dördüncü kez şiddet uyguluyorum. Bitiyoruz. Tamamen bitiyoruz. Artık zaten bitmemiz gerekiyor. Yine de tedavi olmam gerektiğini, olursam hep burada olduğunu, ilk zamanlarda olan beni her zaman isteyeceğini söylüyor. Bu şekilde yoruluyorum, sana olan saygımı kaybediyorum, olmuyor diyor. Ve gidiyor. O süreçte de kavgalar ediliyor. İnat ediyorum. Ben hasta değilim, tedaviye de ihtiyacım yok diyorum. İyice tıkıyorum yolları. Bir daha gelmemek üzere gidiyor.

    Mayıs, Haziran bir şekilde geçiyor. Okulu bırakıyorum, onsuzken onunla aynı şehirde olma ihtimalim bile beni korkutuyor. İstanbul'a dönüyorum. İş bulmuşum çalışıyorum. Nihayetinde Temmuz geliyor. Onsuzluk derinden vurmaya başlıyor. 10 Temmuz gibi konuşuyoruz. Keşke Sakarya'ya gelmeseydin diyorum. "İyi ki gelmişim, koynunda uyuyabildim en azından diyor. Boğazım düğümleniyor. Bu cümleden hala bana karşı içindekilerin bitmediğini çıkarıyorum.

    16 Temmuz... Yıldönümümüze kalmış 19 saat. Sabah 05:30. Atlıyorum arabaya, gidiyorum kapısının önüne. Kapındayım, çıkar mısın cama diyorum. Hayır diyor. Onu tanıyorum, o çıkar normalde bir şeyler hissediyorsa. Çıkmıyor. Tenezzül bile etmiyor. Git, polis çağırırım diyor. Gidiyorum. Bir daha gelme diyor, başkası var. Bunu beni kendinden uzaklaştırmak için söylediğini düşünsem de cidden başkasının olma ihtimali yüreğimi kanatıyor. Düşünüp duruyorum, senaryolar yazıyorum.

    17 Temmuz. Yıldönümümüz olacaktı beraber olsaydık. 24 saat hiç uyumuyorum, iki satır bir şey yazar mı diye bekliyorum. Yazmıyor. Ben zaten yazamıyorum zira engellemiş beni. Yazmaması da gerçekten bir başkası olduğunu gösteriyor gibi oluyor.

    19 Temmuz. Instagram profiline sürekli girip bakıyorum. Kilitli ama yine de bakıyorum. O gün bir değişiklik. Bio'suna "B" yazmış. B ben değilim tabi. Bir başkası. İşin kötüsü C, D, E... olsa yine tamam ama B vukuatlı bir harf. Aklıma iki kişiyi getiriyor. Bu ikisinden biri olursa ortalık yıkılır, diğerinin zaten olma ihtimali dahi yok diyip geçiyorum.

    Bunu öğrenmem gerekiyor. Nasıl bilmiyorum ama öğreneceğim. Yurttaki oda arkadaşına yazıyorum cevap yok, bölümdeki en yakın arkadaşını takip ediyorum ki bir şeyler yazayım cevap yok, ben kendim onu takip ediyorum cevap yok. Sabah 06:30. Deli gibi içiyorum. Başlamışım kusmaya. Mesaj atıyor.

    - senin derdin ne?
    + kim olduğunu öğrenmek istiyorum. peşini bırakacağım sonra.
    - kim biliyor musun? söyleyeyim mi?
    + söyle.
    - Burak. (İsim temsilidir.)


    Beynimden vuruluyorum. Burak, ona zamanında tecavüz eden o pislik. Nasıl olabilir? İmkan yok. Yalan söylediğini düşünüyorum.

    + yalan söylüyorsun. kanıtla.


    Kanıtlıyor. Nasıl ya? Nasıl? BİR İNSAN NASIL TECAVÜZE UĞRADIĞI KİŞİYLE BERABER OLUR? BU HANGİ ÖZSAYGISIZLIĞIN ÖRNEĞİDİR? Bokunuzda boğulun diyip kapatıyorum konuyu. Sonrasında hastanedeydim zaten. Tahliller, tomografiler, serumlar, sedyeler, yataklar. 12 saat. Midem bulanıyor. Normalde dert etmemem gerekiyor ama ölüyorum. 22 senelik hayatımın en kötü günü ki ben 2 gün bir tabak çorba içemediğim günler gördüm bu hayatta. Ona rağmen hayatımın en kötü günü. Midemin bulantısı hiç geçmiyor.

    Şiddet uyguladım diye "sen değişmezsin" diyip benden ayrılan insan, kendisine tecavüz eden adam hakkında "insanlar değişebilir, o da değişmiş" diyerek kalbini açıyor. Beraber oluyor. Benim midem bulanıyor. Nefesim daralıyor. Gözlerim kararıyor. Ölmek istiyorum.

    Lütfen bana yardım edin.







  • Bu yazı fazla özenerek hazırlanmış, martı Osman'dan sonra gerçekliğine fazla pay veremedim ama gerçekse yapacak hiçbir şey yok hocam.

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
  • Living Toy L kullanıcısına yanıt
    Mesajlar, arkadaşlarımla bunu nasıl yaptığına dair konuşmalar, bugüne dair hastane belgeleri. Hepsini özelden paylaşabilirim.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Marchegiani

    Mesajlar, arkadaşlarımla bunu nasıl yaptığına dair konuşmalar, bugüne dair hastane belgeleri. Hepsini özelden paylaşabilirim.

    Gerekli değil hocam, çok geçmiş olsun. Sizin için yapılacak en uygun şey o kızdan uzak durmanız. Yanlış anlamayın ama bu durum bunu gerektiriyor.

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
  • Roman gibi yazmışsın, o kadar çok gereksiz ayrıntı var ki...
  • Living Toy L kullanıcısına yanıt
    Kesinlikle uzak duracağım zira ona benzeyen birini görsem dahi midem alt üst oluyor. İşte bu mide bulantısını, bu düşünceleri nasıl sileceğim kafamdan bunu sorguluyorum. Ama bulamıyorum.
  • Hocam csb olmasını temenni ediyorum, umarım csbdir.

    "Hayat devam ediyor" demişti sert bir ayrılığım sonrası annem bana.

    Ben kız yüzünden herkesle aramı açmışken, harbiden devam ediyodu. Hala sorguluyorum kendimi neden diye. Benden ayrıldıktan sonra yolun yolcusu olup çıkmış; ayrıldıktan 1.5 yıl sonra kendi ağzından dinledim bunları.

    Bu olayda nisanda yaşandı. Ayrılık sonrası ilk aylarım en zorlarıydı, en agresif olduğum dönemdi diyebilirim, arkadaşsız bir başıma kalmıştım. Daha önceki bir ilişkimde alkolle problemim olduğundan bunda hiç bulaşmadım sadece boştu herşey. İntiharı bile göze alabileceğin bir insanın statüsü nasılda 0a inebilirdi? İnmesi zor olmadı.

    Böyle düşününce aşka olan inancımı da kaybettim. Şuan sadece konuşuyorum. Benden hoşlananlar var, güvenim 0. Yıkıldım bir kere. Bazıları konular açıyor 25~30 yaşındayım kızlarla alakam olmadı diye. En şanslı insanlar onlar..



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Reborned -- 21 Temmuz 2017; 3:5:51 >




  • Keşke hocam. Yukarıda da yazdığım gibi. Kimseden bir korkum, çekincem, sakladığım yok. Kanıtlarım yani.
  • Vay be hocam bu saatte bu konu bu dert nedir çok üzüldüm. Ne desem bilemedim...

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • iDenis kullanıcısına yanıt
    Valla hocam saatler hiç önemli değil zira her saat aynı. Çünkü uyuyamıyorum.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: WinterLoot

    Hocam csb olmasını temenni ediyorum, umarım csbdir.

    "Hayat devam ediyor" demişti sert bir ayrılığım sonrası annem bana.

    Ben kız yüzünden herkesle aramı açmışken, harbiden devam ediyodu. Hala sorguluyorum kendimi neden diye. Benden ayrıldıktan sonra yolun yolcusu olup çıkmış; ayrıldıktan 1.5 yıl sonra kendi ağzından dinledim bunları.

    Bu olayda nisanda yaşandı. Ayrılık sonrası ilk aylarım en zorlarıydı, en agresif olduğum dönemdi diyebilirim, arkadaşsız bir başıma kalmıştım. Daha önceki bir ilişkimde alkolle problemim olduğundan bunda hiç bulaşmadım sadece boştu herşey. İntiharı bile göze alabileceğin bir insanın statüsü nasılda 0a inebilirdi? İnmesi zor olmadı.

    Böyle düşününce aşka olan inancımı da kaybettim. Şuan sadece konuşuyorum. Benden hoşlananlar var, güvenim 0. Yıkıldım bir kere. Bazıları konular açıyor 25~30 yaşındayım kızlarla alakam olmadı diye. En şanslı insanlar onlar..


    Hayat devam ediyor ama ben hayata devam edemiyorum hocam. Ne yapmış olursam da olayım bunu hak etmedim. Düşünsene ben her şeye rağmen, bu olanlara rağmen hala Sakarya'da açtığım o evi, içinde yaşanan güzel şeyleri düşünürken o hayatına en büyük zararı vermiş olması gereken kişiyle beraber. Hayır ya desin ki o bana tecavüz etmedi, ben malım, 14 yaşımda o çocukla yattım. Şimdi de beraberiz işte dese, hiç umrumda olmaz. Ama demiyor işte. Sana da geçmiş olsun hocam. Benim de özgüvenim sıfırlandı, hiçbir sevgiye inancım kalmadı.




  • Olayı mükemmel sürdürmüşsün.

    Yıl dönümü olan 16 Temmuz sabahı, mesajlarına inanmadım, o değildi deyince herhalde darbeye bağlayacak dedim. Köprüde şehit oldu diyeceksin gibi devam etmiş hikaye.

    Gerçekse geçmiş olsun. Ölenle ölünmez. Zira o ölmüş gitmiş artık.

    Herkes hak ettiği gibi yaşar. Bu senin için de geçerli. Dört kez şiddet uygulandığından bahsetmişsin. Bu olmaz.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • aktassa A kullanıcısına yanıt
    Sana da kanıtlarım demeyeceğim hocam yukarıda yazıyor zira. Ölmüş değil mi? Ölmüş yani ölmüş olmasa böyle bir aptallık yapılmaz.

    Herkes hak ettiği gibi yaşar kısmına ise katılıyorum.
  • Marchegiani kullanıcısına yanıt
    Bahsettiğim ölmüş, senin için ölmüş. Gerçek de olabilir.

    Bak psikolojin bozulunca senin gibi deli gibi seven insan bile şiddet uygulayacak noktaya geliyorsa, o kız neden böyle bir saçmalık yapmasın? Empati kurarsan aslında aynı şey. Bu yükün, geçmişte yaşadığı travmanın etkisinden kurtulmak için belki de tecavüzcüsüne yanaştı veya senin durumundan istifade eden tecavüzcü zaten senin yüzünden boşlukta olan kıza pişmanlığını, hatasını anlatıp bunun telafi yolunu seçmesi yönünde telkinde bulundu. Kız sonuna kadar haklı. Eğer kız gerçekten o çocukla beraberse, karışma artık sen. Çünkü yapılabilecek tüm hataları 4 kere yapmışsın zaten.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Bu arada yeni gördüm avatarını. İTÜ hangi bölüm?

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Kıza siddet uygulamak mi ? Kendine erkek mi diyorsun sen simdi ?

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
  • aktassa A kullanıcısına yanıt
    Şu an Sakarya'yı bıraktım, hazırlanıyorum işte. Onun da forumda konusu var hatta profilimden bakabilirsiniz.
  • Durumumuz yoktu okuyamadım

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Yazının tamamını okumadım ama stockholm sendromu gibi bir şey sanırsam. Şöyle de bir şey var "kadınlar kendilerine kötü davranan erkeklere bayılır."

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • 4 kere el kaldırmışsın... bunu nasıl yaptın. hiçbir açıklaması olamaz...

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
  • 
Sayfa: 12
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.