Atlasjet Havayolları'nın İstanbul-Isparta seferini yapan ve içinde 50 yolcu ile 7 mürettebatın bulunduğu MD83 tipi yolcu uçağı Isparta'nın Keçiborlu ilçesine bağlı Çukurca bölgesi yakınlarında düştü. Kazada kurtulan olmadı.
Uçağın acil durum sinyali göndermediği belirlendi.
Uçağın düşmesinin ardından herhangi bir patlama olmamasının ise, kısa parkurda uçulduğu için uçakta fazla miktarda yakıt bulunmamasından kaynaklandığı ifade edildi.
Araştırma Görevlisi Mustafa Fidan
Uçakta 6 bilimadamı vardı
Prof. Dr. Engin Arık
Ölen yolcular arasında Süleyman Demirel Üniversitesi'nin davetlisi olarak, "fizik" konusunda konferans vermek üzere Boğaziçi ve Doğuş üniversitesinden gelen bilimadamları da bulunuyordu:
Doç. Dr. İskender Hikmet
Boğaziçi Üniversitesi'nden Prof. Dr. Engin Arık, araştırma görevlisi Özgen Berkol Doğan, yüksek lisans öğrencisi Engin Abat ile Doğuş Üniversitesi'nden Prof. Dr. Şenel Fatma Boydağ, Doç. Dr. İskender Hikmet ve araştırma görevlisi Mustafa Fidan.
Araştırma Görevlisi Özgen Berkol Doğan
Prof. Dr. Engin Arık'ın, 'European Organization for Nuclear Research (CERN)'deki 'Atlas Deneyi'nde çalıştığı, ayrıca bu 6 bilimadamının 2 yıl önce başlatılan ve Devlet Planlama Teşkilatı tarafından desteklenen "Türk Hızlandırıcı Merkezi Teknik Tasarımı ve Test Laboratuvarları" projesinde görevli oldukları bildirildi.
Prof. Dr. Şenel Fatma Boydağ
Bu arada, uçakta 49 değil, 50 yolcu olduğu anlaşıldı. Uçakta ölenler arasında 1.5 aylık bir bebek de bulunuyor.
Yüksek Lisans Öğrencisi Engin Abat
Atlasjet: "Teknik arıza yok"
Atlasjet Havayolları Üst Yöneticisi Tuncay Doğaner, hava şartlarının, görüş şartlarının uçuşa elverişli olduğunu belirterek, "Bundan daha güzel bir hava olamaz. Ancak meydan, pist görüldükten sonra, uçağın buraya nasıl düştüğü bir araştırma konusudur. Teknik bir arızayla uzaktan yakından bir ilgisi yoktur" dedi.
Doğaner, "Meydanın görüldüğünü ve yaklaşmaya devam ettiklerini kuleye bildirdikten sonra uçakla temas kaybolmuştur" açıklamasını yaptı.
Uçak World Focus Havayolları'na ait
Uçağın 1996 model MD83 tipi olduğunu aktaran Doğaner, "Bakımları yerindedir. Bakımlarıyla ilgili bir hata söz konusu değildir. Uçak World Focus Havayolları uçağıdır. Yolcuların bütün sorumluluğu bize aittir" diye konuştu.
Doğaner, "Enkaza bakacağız, Bunun sebebi nedir? Çok ilginç bir kaza. Uçak olmaması gereken bir yerde" diyen Doğaner, daha sonra kazanın olduğu bölgeye gitti.
165 yolcu kapasitesine sahip uçağın bir dönem Türk Hava Yolları'na da kiralandığı açıklandı. Uçak, 29 Temmuz 2007'de uçuş ekipleriyle birlikte Atlasjet'e kiralanmıştı.
6 NÜKLEER FİZİKÇİ DE UÇAKTAYDI
AA muhabirinin aldığı bilgiye göre, SDÜ Fen Edebiyat Fakültesi’nce bugün düzenlenecek "fizik" konulu bir konferansa katılmak üzere Atlasjet uçağına binen ve hayatlarını kaybettikleri bildirilen yolcular arasında, Boğaziçi Üniversitesinden Prof. Dr. Engin Arık, Araştırma Görevlisi Özgen Berkol Doğan, Yüksek Lisans Öğrencisi Engin Abat ile Doğuş Üniversitesinden Prof. Dr. Şenel Fatma Boydağ, Doç. Dr. İskender Hikmet ve Araştırma Görevlisi Mustafa Fidan da bulunuyor.
İNANILMAZ TESADÜF!
Boğaziçi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Engin Arık'ın, İsviçre'nin Cenevre kenti yakınlarında kurulu, "European Organization for Nuclear Research (CERN)"deki "Atlas Deneyi"nde çalıştığı öğrenildi.
İşte Boğaziçi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Engin Arık'ın katıldığı konferanslarda Nükleer Enerji Santralleri hakkında aktardığı kritik ve önemli bilgiler. Toryum madeni ve gerçeği Nükleer Enerji Santralleri'nde uranyum yerine kullanılabilecek olan toryumun 21. yüzyılın en stratejik maddesi olacağını ve Türkiye'nin dünya toryum rezervlerinde 2. sırada bulunduğunu belirten Prof. Dr. Arık, "Japonya, elinde hiç toryum bulunmamasına rağmen, toryumla çalışacak nükleer enerji santrallerine yönelik çalışma yapan üç ülkeden biri. Türkiye'de ise bu alandaki bilimsel araştırmalar desteklenmiyor." 1 ton toryum = 1 milyon varil petrol "Eğer toryum kullanıma sokulabilirse Türkiye elektrik üretmek için petrol ya da doğalgaz satın almak zorunda kalmayacak. Isınma ihtiyacımız için yer altındaki yaklaşık 900 bin tonluk toryum ile ürettiğimiz elektriği kullanabiliriz." "Bugün dünyada savaşlara neden olan petrolün 1 milyon variliyle elde edilebilen enerji, sadece 1 ton toryum kullanılarak üretilebilecek."
Erke bağlantısı
Isparta’ya inerken düşen uçakta bulunan bilim adamları kaza ile ilgili “çok ciddi” şüphelerin de ortaya atılmasına neden oldu. Bu kişilerden Boğaziçi Üniversitesi Nükleer Fizik Profesörü Engin Arık’ın bir yıl önce ortaya çıkan ve bir daha da bilgi verilmeyen “Erke projesi” içinde çalıştığını öğrendim. Bu proje geçen yıl “ayrıntı verilmeden” kamuoyuna sunulmuş ve “Hayata geçmesi halinde enerji maliyetinin sıfıra ineceği, petrol bağımlılığımızın biteceği” ileri sürülmüştü. Gerçek açıklamanın tam bir yıl sonra yapılacağı da belirtilmişti. Geçen yıl kasım ayında yapılan bu açıklamadan bir yıl geçmesine rağmen şu ana kadar hiçbir yeni açıklama yapılmadı ve proje ile ilgili bilgi de sızmadı. Kasım’ın son gününde meydana gelen bu kaza ister istemez şüphe yaratıyor.
Aynı profesörün, yine enerji bağımlılığını çok azaltacak CERN adlı projede de çalışıyor olması şüpheleri daha da artırıyor. Bu konuda fikir yürüten bazı “komplo teorisyenleri” birini ortadan kaldırmak için “genel bir kaza” yaratmanın en geçerli yol olduğuna dikkat çekiyor.
Toryum madeni nedir?
Toryum (Th). Atom numarası 90, atom ağırlığı yaklaşık 232 g/mol olan, 11,7 g/mL yoğunluğunda, 1755 °C de eriyen, kurşun renginde, havada bozulmaz, atom enerjisi kaynağı olarak kullanılan radyoaktif bir elementtir.
Toryum kendiliğinden bölünebilme yeteneğine sahip değildir. Bu yüzden doğrudan nükleer yakıt olarak kullanılamaz. 232Th (toryum-232) izotopunun, bir nötron yutarak, fisyon yapabilen (fisil) bir izotop olan 233U'e dönüştürülmesi gerekir. 232Th'nin düşük enerjili nötronlarla reaksiyonu (nötron yutumu) sonucunda, önce kararlılığı daha az olan 233Th oluşur.
Toryum yakıt döngüsünde uranyumdan daha az plütonyum ve diğer trans-uranyum elementleri üretildiğinden, toryum, nükleer santrallerin en temiz yakıtı olarak kabul edilir. Çevreye daha az zarar vermesi açısından da ileride nükleer reaktörlerde uranyum yerine kullanılması düşünülmektedir.
Toryumun nükleer yakıt olarak kullanılması ile ilgili çalışmalar halen devam etmektedir. Ancak günümüzde toryumla çalışan ticarî ölçekli bir nükleer reaktör bulunmamaktadır.
Toryumlu yakıt denemeleri 1960 yıllarının ortalarında başlamış olmasına rağmen güç reaktörlerinde kullanılmasına 1976 yılında başlanmıştır. Almanya, Hindistan, Japonya, Rusya, Birleşik Krallık ve ABD’de araştırma/geliştirme çalışmaları sürdürülmektedir. Almanya’da geliştirilen 300 MWe gücündeki toryum yüksek sıcaklık reaktörü, yarısından fazlası Th/U olan yakıtla 1983 – 1989 yılları arasında başarıyla işletilmiştir. 60 MWe Lingen kaynar sulu reaktöründe ise Th/Pu tabanlı yakıt test elemanı kullanılmıştır.
ABD'de Shippingport reaktöründe, toryum tabanlı yakıtların basınçlı su reaktörlerindeki kullanımı incelenmiş ve toryum kullanımının işletme stratejisi veya reaktör kalbi güvenlik sınırlarını etkilemediği sonucuna varılmıştır. 1977 – 1982 yılları arasında hafif sulu üretken reaktör anlayışı da bu reaktörde başarıyla denenmiştir.
Yusuf Halaçoğlu: Türkiye’de toryumun tespit edilmiş şu anki miktarının 880 milyon ton olduğunu söyleyen Halaçoğlu, “1 ton toryum madeni 200 ton uranyuma karşılık gelmektedir. Türkiye'nin üzerinde oturduğu bu maden, işlenmemiş değer olarak şu an 120 trilyon dolar karşılığındadır. Ayrıca çevreye de zarar vermemektedir. Bütün bunlar ortada iken neden nükleer enerjiye meylediyoruz” diye konuştu.
Ayrıca Çin hükümeti 350 milyon dolarlık bir yatırım yaparak Toryum reaktörlerini 10 yıl içinde üretmeyi planlıyor. Projede 140 doktoralı bilim insanı çalışıyor be su sayı giderek artacak. Hindistan ise dış ülkelere karşı enerji bağımlılığını sıfırlamak için toryum reaktörleri üzerinde çalışıyor. Hatta 2014’de geliştirdiği 300 MW ‘lık prototipi devreye almayı düşünüyor. Eğer Hindistan prototipte başarılı olursa, kurulacak reaktörler sayesinde, 2050’ye kadar elektrik ihtiyacının % 30’unun toryumdan karşılayacak.