Şimdi Ara

[BİTTİ] Mustafa İslamoğlu - 'Kur'an Peygamberi Hz. Muhammed' ilk 100 Kitap 2 TL (13. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
3 Misafir - 3 Masaüstü
5 sn
257
Cevap
2
Favori
7.535
Tıklama
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
8 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 910111213
Sayfaya Git
Git
Giriş
Mesaj
  • ROLLING STONES kullanıcısına yanıt
    Cumhuriyetle birlikte Arapçadan kurtulduk , Latin harflerine geçtik , okuma yazma orası gelişti, Kur'an'ın Türkçe Meali yapıldı ve herkes anlamaya başladı diyorsun yani , harika.
    Arapça bilen biri bile Kur'an-ı tam manasıyla anlayıp ondan hüküm çıkaramaz. İşte Ehli Sünnet bunun için var.
    İslamın özü bozulmasın diye var. İslamın Özü Kur'an ve Hadistir. 4 Hak Mezhep de Ehli sünnet dairesindedir , ufak tefek farklılıklar olabilir. Ama hiçbirisi M. İslamoğlu gibi kaderi inkar etmez.


    Kur’an-ı kerimi tam olarak yalnız Resulullah anlamıştır.
    Çünkü muhatabı Odur. Kur’an Ona gelmiştir.
    Ondan başkası tam anlayamaz. Onun için Allahü teâlâ buyuruyor ki:
    (İnsanlara açıkla diye Kur’anı sana indirdik.) [Nahl 44]

    Açıklamak, âyet-i kerimeleri, başka kelimelerle ve başka suretle anlatmak demektir.
    Bırakın bizleri, ümmetin âlimleri de, âyetleri anlayabilselerdi ve kapalı olanları açıklayabilselerdi, Allahü teâlâ Peygamberine, sana vahy olunanları tebliğ et der, açıklamasını emretmezdi.
    Bu ve benzeri âyetlere rağmen, (Resulullah Kur’anı getirmekle işi bitmiştir, o bir postacı idi) diyen mezhepsiz türediler vardır.
    Eshab-ı kiram, ana dilleri Arapça olduğu halde, bazı âyetleri anlayamayıp, Peygamber efendimize sorarlardı.
    Resulullah, Kur’an-ı kerimin tefsirini Eshabına bildirmiştir. Eshab-ı kiramın bildirdiğinden başka türlü söyleyenler, dalalete, hatta küfre düşer.
    Tefsir, yoruma değil, nakle dayanır.

    M. Masum-i Faruki hazretleri buyuruyor ki:
    Bir gün Peygamber efendimiz, Hazret-i Ebu Bekir’e ince marifetleri, onun seviyesine göre anlatıyordu.
    Yanlarına Hazret-i Ömer gelince, konuşma üslubunu onun da anlayacağı şekilde değiştirdi. Hazret-i Osman gelince, yine konuşma tarzını değiştirdi.
    Hazret-i Ali de gelince konuşmasını, hepsinin anlayacağı tarzda değiştirdi.
    Resulullahın her defasında konuşma üslubunu değiştirmesi, oradaki zatların istidatlarının farklı oluşlarından meydana gelmiştir. (1/59)

    Hadis-i şeriflerde, (Benden sonra Peygamber gelseydi, Ömer olurdu), (Osman’ın şefaati ile Cehennemlik 70 bin kişi sorgusuz Cennete girecek) ve (Ben ilmin şehriyim Ali de kapısıdır) buyuruldu.
    Her üçü de bu derece yüksek olduğu ve Arabiyi çok iyi bildiği halde, Hazret-i Ebu Bekir’e anlatılan tefsiri bile anlayamadılar.
    Çünkü Peygamber efendimiz herkese derecesine göre anlatıyordu.

    İki hadis-i şerif meali:
    (İnsanlara akıllarına, anlayışlarına göre söyleyin, inkârcı olmasınlar, Allah’ı ve Resulünü yalanlamasınlar.) [Buhari]

    (Aklın alamayacağı şeyi söylemek, fitneye sebep olabilir.) [İbni Asakir]

    Şahsi görüşe göre tefsir yapmanın büyük zararını iyi bilen Hazret-i Ebu Bekir, (Kur’an-ı kerimi kendi görüşümle tefsire kalkarsam, beni hangi yer taşır, hangi gök gölgeler) buyurmuştur. (Şir’a)

    Kur’an-ı kerimi, Arapça bilen de tam anlayamaz. Dil bilmek ayrı, ilim bilmek ayrıdır.
    Türkçe bilen, tıp, hukuk, fen bilgisini anlayabilir mi? Hadis-i şerifte, (Kur’an, Allah’ın metin ipidir. Manalarının hepsi anlaşılmaz) buyuruldu.
    Kur’an-ı kerim çok veciz olup, bitmez tükenmez manalarının bulunduğu, bütün manaları bildirilse bile, yazmak için kağıt ve mürekkep bulunamayacağı şöyle bildirilmektedir:
    (De ki, Rabbimin [hikmetli] sözleri için, denizler mürekkep olsa, bir o kadar daha deniz ilave edilse, denizler tükenir, Rabbimin sözleri tükenmez.) [Kehf 109]

    Mevduat-ül-ulum’da deniyor ki:
    (Kur’an ilmi, içinde şaşılacak, akıllara durgunluk verecek, sayısız acayip haller bulunan engin bir denizdir. Ondaki her ilmi öğrenmek, sırrına erişmek imkansızdır.)

    İnsanların yazdığı anayasayı bile anlamak için hukukçulara gidiliyor. Bir kanundan bile herkes aynı şeyi anlamazken, Allah’ın kelamını nasıl anlayabilir?

    Kur'an-ı kerimi yanlış anladıklarından dolayı 72 sapık fırka meydana çıkmıştır.
    Eğer herkes aynı şeyi anlayabilseydi bu kadar sapık fırka meydana çıkmazdı.
    Herkes (Benim anladığım doğru) diyor.
    Peygamber efendimizinkinden farklı anlayanların anlayışları geçerli değildir. Onun için Kur'an-ı kerimi en iyi anlayan elbette Peygamber efendimizdir.
    Onun hadis-i şeriflerini de en iyi anlayan Onun vârisleri olan Ehl-i sünnet âlimleridir.
    Ehl-i sünnet âlimlerinin bildirdiklerine uyan, Kur'an-ı kerimi en iyi anlamış olur.

    Hadisler Doğru Mudur?

    -İnsanlık tarihinin hiç bir devrinde, hadisler için kullanılan “ananeli/senetli” haber sistemi kullanılmamıştır. Bu sistemdeki haberlere inanmayanın başka hiç bir tarih bilgisine inanmaması gerekir.
    - Bu senet zinciri içerisinde yer alan ravilerin kısa hayatları, doğumları, ölümleri, kimden hadis rivayet ettikleri, otorite kabul edilen alimlerin haklarındaki kanaatlerini yazan önemli RİCAL kaynakları vardır. Bu kaynaklar şu anda basılmış ve ortadadır. Böyle özel bir gayretle sırf hadislerin sıhhat veya zaaf yönlerini ortaya koymak için gecesini gündüzüne katan takva sahibi büyük İslam alimlerinin bu çalışmalarına güvenmeyen kimse, başka hangi ilim kaynağına inanabilir ki?
    - Her bir ravi sadece bir hadis rivayet etmemiş ki, ravilerin sayısının çokluğundan şikâyet edilsin ve bunların hayatlarının tespitinin zorluğundan söz edilsin.. Bir tek ravi bazen onlarca hadisin senedinde yer almaktadır. Örneğin; Hz. Ebu Hureyre, Hz. Aişe, Hz. İbn Mesud, Hz. İbn Ömer, Hz. İbn Amr b. As, Hz. Enes, Hz. İbn Abbas gibi sahabelerden yüzlerce, binlerce hadis rivayet edildiği gibi, tabiin ve tebe-i tabiinden de yüzlerce hadis rivayet eden alimler vardır.
    - Her asırda belli bazı kimseler çok büyük alim, çok dürüst, yalana asla tenezzül etmeyen, Allah’tan çok korkan kişiler olarak tanınırlar. Ve toplumun bu kabulü yüzde yüze yakın bir oranda isabetli olur. Mesela: Dört mezhep imamları, Abdulkadir Geylanî, Şah-ı nakşibend gibi zatlar hem kendi asırlarında hem de daha sonraki sırlarda çok büyük, salih, takvalı kimseler olarak bilinmiş ve bu kanaati yanlış çıkaran hiç bir vukuatları da olmamıştır. Keza, İmam Gazali, İmam Rabbani, Bediüzzaman said Nursi ve benzeri büyük insanların, bilerek Hz. Peygambere iftira edebileceklerine ihtimal vermek akl-ı selimin kabul etmeyeceği bir husustur.
    Acaba, hayatlarının şahadetiyle Allah’tan çok korkan, çok ibadet eden, bunun yanında Hz. Peygamberin sözlerinin sarrafı olmuş hadis âlimlerinin bilerek Allah Elçisine iftira etmeleri veya kötü olduklarını bildikleri halde bazı ravilere torpil geçmeleri, iyi olduklarını söylemeleri mümkün mü?
    - Hadis kaynaklarında en meşhur olan hadislerin başında “Kim bilerek bana yalandan bir söz isnat ederse, cehennemdeki yerine hazırlansın.” manasındaki hadis-i şerif gelir. Acaba bu hadisi her an karşılarında bulan takva sahibi alimlerin bilerek buna aykırı davranmaları mümkün mü?

    AYRICA: Harf İnkılabıyla Okuma Yazma Oranı Arasındaki Bağlantı

    Tarihçi Ayşe Hür, “Öteki Tarih” adlı kitabının üçüncü cildinde Harf Inkılabı’nın işe yarayıp yaramadığını sorguluyor. Muhafazakar kesimden (yani kemalistlerin tabiriyle yobaz!) olmayan ve kendisini “Ateist” olarak tanımlayan yazar, bu konuda şunları yazıyor:

    ‘Dilde sadeleşme’ çabalarıyla desteklenen yeni harfler, Türkiye halkının okuryazarlık oranlarını nasıl etkiledi? Buna cevap vermek kolay değil; çünkü örneğin 1927’de okuryazarlık oranının yüzde 8.1 olduğunu söyleyen resmi istatistiklere karşılık, 1895 yılına ait Osmanlı istatistiklerinde Anadolu ve Rumeli’de 5-10 yaş arası kız ve erkek Islam çocuk nüfusunun yüzde 57’sinin ilkokul öğrencisi olduğu görülüyor. Bu istatistiklerin güvenilir olup olmadığını söylemek kolay değil, ancak bilindiği gibi 1869 tarihli Maarif-i Umumiye Nizamnamesi’ne göre ilköğretim zorunluydu. Bu nizamnameye II. Abdülhamid de sıkı şekilde uymuş, ancak okullaşmada çok başarılı olunamamıştı. Yine de 1900’de imparatorluktaki 29.130 sibyan okulunda ve iptidailerde (ilkokullarda) 900 bin civarında kız-erkek öğrenci okuyordu. Aynı yıllarda idadi ve rüştiyelerde (yani ortaokul ve liselerde) 60 bin civarında öğrenci vardı. Daha önceki yılları da esas alan kümülatif bir hesaplamayla, cumhuriyete aktarılan okuma-yazma oranlarının yüzde 8.1’den daha yüksek olması mantıklı görünüyor.

    Yine de bütün çabalara rağmen 1935 yılına ait istatistiklere göre, 16.5 milyon olan nüfusun sadece yüzde 20’si okuma yazma biliyordu. Bu oran 1945’te yüzde 30’a, 1950’de yüzde 34’e çıkabilmişti. Yani, Harf Inkılabı okuma yazma oranlarını yıllara göre ikiye, üçe katlamıştı ama eğer bir yanlışlık yoksa, 1895 oranlarının yanına bile yaklaşamamıştı.

    Aslında bu durum gayet doğaldı. Bir toplumun okuma-yazma oranlarının doğrudan alfabenin kolaylığı ya da zorluğuyla ilgisinin olmadığına dair dünya yüzünde bol örnek bulmak mümkün. Rusya, Yunanistan, Bulgaristan, Japonya, Çin, Israil, Kore, Sırbistan, Hindistan, Tayland gibi ülkeler ekonomik ve kültürel kalkınmalarını, hepsi Arap alfabesi kadar veya ondan daha zor olan alfabeleriyle başarabilmişlerdi.

    Sonuç olarak, Kemalist modernleşme hamlesinin önemli köşe taşlarından biri olan Harf Inkılabı, toplumun genel kültür düzeyine katkıda bulunmaktan çok, halkın tarihle ilişkisini kesmekte işe yaradı. Böylece geçmişle bağlar, devlet ve devletin istediği tarzda ilgilenen ‘tarihçiler’ tarafından kurulmaya başlandı. Bu tarihçilerin esas işlevleri ise, ‘kozmopolit’, ‘karışık’, ‘Şarklı’, ‘geri’ olarak niteledikleri Osmanlı kimliğinin yerine, ‘etnik açıdan saf, ‘dünya görüşü açısından laik’, ‘Batılı’, ‘modern’ bir ‘Türk’ kimliğinin üzerinde yükselecek Türk-ulus devletini inşa etmekti.

    YAZARIN ÖZET KAYNAKÇASI:

    Hikmet Dizdaroğlu, “Mirza Fethali Ahundzade ve Alfabe Meselesi”, Türk Dili, S. 8, Mayıs 1952, s. 460-463; Fevziye Abdullah Tansel, “Arap Harflerinin Islahı ve Değiştirilmesi Hakkında İlk Teşebbüsler ve Neticeleri 1862-1884”, Belleten, S. XVII/66, Nisan 1953, s. 223-249; Mazhar Müfit Kansu, Erzurum’dan Ölümüne Kadar Atatürk’le Beraber, I. Cilt, TTK Yayınları, 1966; Halide Edip Adıvar, Türkün Ateşle Imtihanı, Çan Yayınları, 1962; Falih Rıfkı Atay, “Yeni Yazı”, Türk Dili, Sayı 23, Ağustos 1953, s. 717-719; Falih Rıfkı Atay, Çankaya, Doğan Kardeş Matbaacılık Sanayii A.Ş. Basımevi, 1969; Ibrahim Necmi Dilmen, “Harf Inkılâbı”, Türk Dili-Belleten, S. 31-32, 1938, s. 20-23; Hüseyin Sadoğlu, Türkiye’de Ulusçuluk ve Dil Politikaları, Istanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları, 2003.



    KAYNAK:

    Ayşe Hür, Öteki Tarih, cild 3, Profil Yayıncılık, 3. Baskı, Istanbul 2014, sayfa 19, 20.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi stanco -- 24 Nisan 2015; 13:32:01 >




  • Öncelikle hayırlı Cumalar dilerim. Siz bunları araştırıp, alıntılayıp, yazıya dökerken Cuma namazınmızı eda ettik Allah kabul eder inşaallah.

    Şunu söyleyeyim, halk Türkçe konuşuyor fakat okuma yazması olan kesim Türkçe' kelimeleri Arapça yazıyordu. Harf inkılabından sonra kimse birbiriyle konuşamaz anlaşamaz hale gelmedi. Diyorum ve geçiyorum. Bu arada arap toplumunun bu günkü halini görüyoruz.

    Bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz?

    quote:

    Çoğunluğun yaptığı doğrudur diye bir şey yok. Öyle olsaydı; dünyada en çok hristiyan var, herkes hristiyan olması lazımdı.
    Allah CC herkese bir akıl vermiş ve doğru yolu bulmasını istemiş. Sizin mantığınıza göre Hristiyan, musevi vs. doğanlarda atalarının dinini devam ettirecekler, son din olan İslamiyeti seçmediklerinden sorumlu olmayacaklar mı?


    Ben şahsen hadislere veya rivayetlere karşı değilim fakat reberim Kur'an, bir hadisin veya rivayetin doğru olması için öncelikle Kur'an ile örtüşmesi lazım. Eğer Kur'an a ters düşüyorsa onlar benim için geçerli değildir.

    Mesela;

    Allah Kuran’ı koruyacağını açıkça belirtmiştir;

    “Şüphesiz ki, Kur’an’ı biz indirdik ve onu koruyana da biz olacağız.” (Hicr, 15/9)


    Aişe (r.ah) nakleder: “Recm ve büyüklerin on defa süt emzirmesi (nin süt kardeşliği oluşturacağı) hususundaki ayetler benim yatağımın altında bulunan bir sayfa üzerinde yazılı idi. Peygamber vefat edince Peygamber’in vefatıyla meşgul olduk da keçi gelip onları yedi.”

    Dar-e Kutni, c.4, s.105, İbn-i Mâce, c.1, s.625

    Mübarek keçinin yediği ayetler recm ile ilgili idi. Ayşe, Müslim ve Tırmızı’nın bize aktardığı hadislerde bu ayetlerin varlığından söz etmiştir;<p> </p>
    Aişe(r.ah) derki Peygamber(s) vefat edinceye kadar Recm ayeti okunurdu.

    Muslim c. 4. s. 167, Tirmizî, c.2, s.309

    Ömer duruma müdahale etmek istemis, fakat “Allah’in sözünü değiştirdi” ya da “Allah’in sözü üstüne söz ekledi” diyeceklerinden korkup çaresiz kalmıştır.
    “Keçinin yemesi sonucu Kuran’dan çıkan taşlama ayetini Ömer Kuran’a tekrar sokmak istedi; ancak halkın dedikodusundan korktuğu için cesaret edemedi"

    (Buhari 53/5; 54/9; 83/3; 93/21; Muslim, Hudud 8/1431; Ebu Davut 41/1; Itkan 2/34).

    Kenz-ül Ummal’da Ömer b. Hattab’ın Müsned’inden naklen, Ömer’in Hüzeyfe’ye şöyle dediği nakledilmiştir: Ömer b. Hattab bana dedi ki: “Ahzap suresinin (ayetlerini) kaç olarak sayıyorsunuz?” Ben de “72 veya 73 olarak” dedim. O da şöyle dedi: “Oysa (büyüklükte) Bakara suresine yakındı! Recm ayeti de onun içindeydi

    Kenz-ül Ummâl, c.2, s.480.Aynı rivayet şu Müsned-i Ahmed’de Ubeyy b. Ka’b'dan nakledilmiştir.; c. 5, s.132. Yine Beyhaki de nakletmiştir Sünen’inde: c. 8, s.211. Müstedrek-üs Sahihayn, c.2, s.415, c.4, s.359.

    Übeyy b. Kab bana şöyle dedi: “Ey Zerr, Ahzap suresini kaç (ayet) olarak okuyorsun?” Ben de “Yetmiş üç” dedim. O zaman şöyle dedi: “Oysa Bakara suresine benziyordu; yada ondan da uzundu!! Biz onda recm ayetini de okuyorduk.” Bir nakilde ise şöyle geçer: “O (Ahzap suresinin) sonunda şöyle diyordu: “Evli erkek ve evli kadın zina ettiklerinde, onları elbette recm edin!! Allah’tan bir ceza olarak; ve Allah Aziz ve Hekim’dir!! Bu hesaba göre Ahzap suresinden 200′ü aşkın ayet eksilmiştir.

    Kenz-ül Ummâl, c.2, s.567, Ed-Dürr-ül Mensûr (Suyûtî), c. 5, s180.
    Hz. Ömer (ra)’i hutbe verirken dinledim. Şöyle demişti: “Allah Teala hazretleri Muhammed (sav)’a hak (din ile) gönderdi ve O’na Kitaba indirdi. Bu indirilenler arasında recm ayeti de vardı! Biz bu ayeti okuduk ve ezberledik. Ayrıca, Resulullah (sav) zina yapana recm cezasını tatbik etti, ondan sonra da biz tatbik ettik. Ben şu endişeyi taşıyorum: Aradan uzun zaman geçince, bazıları çıkıp: “Biz Kitabullah’da recm cezasını görmüyoruz (deyip inkara sapabilecek ve) Allah’ın kitabında indirdiği bir farzı terkederek dalalete düşebilecektir. Bilesiniz, recm, kadın ve erkekten muhsan olanların zinaları, -delil veya hamilelik veya itiraf yoluyla- sübüt bulduğu takdirde, onlara tatbik edilmesi gereken Kitabullah’da mevcut bir haktır. Allah’a kasemle söylüyorum, eğer insanlar: “Ömer Allah Teala’ nın kitabına ilavede bulundu” demeyecek olsalar, recm ayetini (Kitabullah’a) yazardım.”



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi ROLLING STONES -- 24 Nisan 2015; 14:44:08 >




  • Hocam öncelikle belirtmek isterim ki yazıya kaynak olarak gösterdiğiniz Ayşe Hür azılı bir ateisttir ve videoda da görebileceğiniz gibi bir dediği bir dediğini tutmaz.https://www.youtube.com/watch?v=nuDhLa6vi84

    Günümüzde hiç bir aklı başında müslüman GERÇEK hadisi ve hele de kaderi inkar etmez edemez. Bu sonuca ancak çeşitli sözlerden görüntülerden kırpma yoluyla ulaşılabilir. Bu da bektaşinin hikayesine benzer. Neden namaz kılmıyorsun diye sorulunca Kuran'da namaza yaklaşmayın dediği için kılmıyorum der ya hani işte o.

    1400 yıllık İslam tarihinde birçok yalan hadis ve rivayet bu saf ve basit olan dine katılarak din halktan koparılmış ve belli bir zümrenin eline verilmiş, kadınlar pusturulmuş, halk dini elinde tutan zümreye muhtaç hale getirilmiştir. Günün şartları neyi gerektiriyorsa o konuda birileri tarafından bir hadis ve rivayet uydurulmuş ve bu iş öyle çığırından çıkmıştır ki Kuran'da geçtiği varsayılan recm ayetinin Kuran'da yazdığı sayfanın bir keçi tarafından yendiğini söyleyebilecek kadar ileri gitmiş ve lafı Kuran'a eksik demeye getirebilecek kadar haddi aşmıştır.

    Başka bir örnek daha vereyim size bir hadise göre de ne çok kertenkele öldürürsek cennetteki derecemiz o kadar yüksek olurmuş. Allah aşkına mantıklı düşünelim lütfen Kuran'da üvey evladımızın bilmemnesine bile ne kadar miras bırakacağımızı bile açıklayan Kuran bize neden kertenkele öldürün demedi de daha sonradan böyle bir rivayet türedi ?

    Allah Kuran için ''Sana her şey için ayrıntılı bir açıklayıcı, doğruya ileten, rahmet olan ve Müslümanlara müjde olan kitabı indirdik.'' 16- Nahl Suresi 89 derken biz müslümanlar bu dini neden bu kadar karışık hale getirip dünyanın en geri kalmış toplumu olduk. Allah için bir tane müslüman toplumu gösterin ki zulüm altında cehalet altında yoksulluk altında olmasın.

    Neden peki neden sadece müslümanlar bu dünyada acı çekiyor. Neden biliyormusunuz aklımızı kullanmadığımız için günde 5 kere kıldığımız namazda dahi ''iyyake na'budu ve iyyake nestain'' diyip ama anlamını bilmediğimiz için.Türbeden, hacı hocadan, şeyhden, gavstan fayda beklediğimiz için. Hz. Muhammed'in bile kendi kızına yarın bana bile ne yapacaklarını bilmiyorum dediği, Kuran'da da sende onlar gibi bir insansın ve öleceksin dediği bilindiği halde ve Kuran'da ''O gün, kimsenin kimseye hiçbir fayda sağlamayacağı bir gündür. O gün buyruk, yalnız Allah'ındır'' dendiği halde şeyhlerin bize cennete sokacağına inandığımız için. İlim ve bilimle uğraşmak yerine sakızın oruca etkisini araştırdığımız için kısacası aklımızı işletemediğimiz için bu durumdayız. '' Allah pisliği akıllarını kullanmayanların üzerine yağdırır'' (Yunus Süresi 100. Ayet) ve koca 1.5 milyarlık İslam dünyasının tek umut kaynağı şuanda Mehdi olmuş. Mehdi gelecekmiş İslam yeniden yükselecek diyorlar. İnsanlar, müslümanlar öyle bi pasifliğe alıştırılmış ki tek umutları tek refah kaynakları mehdi haline gelmiş.

    Camiler her cuma aynı şeyleri evirip çevirip duruyor hep aynı çerçevede hutbeler verilip namaz kılın, oruç tutun, yalan söylemeyin deniyor. Bir gün çıkıp demiyor ki zekat 40'da 1 değil, ihtiyacınızdan fazlasını nifak edin demiyor. Çalıştırdığın işçinin hakkını tam ver demiyor vs. yazsam sayfalarca yazarım bu konuda da. Vallahi din bu değil billahi din bu değil ama bu din haline geldiği içinde işte bu durumdayız. Allah sonumuzu hayır etsin samimi kullarından doğru yola ilettiği kullarından eylesin.

    Kusura bakma bu konularda çok öfkeleniyorum bazen amacım seni kırmak yada sana muhalefet olmak yada bir hocanın sempatizanlığını yapmak değildi sadece içimdekilerin bir kısmını yazdım hakkını helal et :)




  • quote:

    Orijinalden alıntı: mtrxxx

    quote:

    Orijinalden alıntı: ROLLING STONES

    quote:

    Orijinalden alıntı: Yûnus


    quote:

    Orijinalden alıntı: White Aura

    Dini Kitapları Okumayın ve Okutmayın.Okuyacağınız Tek Kitap Kur'anı Kerim olmalıdır.Arapçasını anlamıyorsanız onuda okumayın Türkçe Meaili okuyun ki anlayın.Müzik niyetine arapça kur'anı Kerim okumak işe yaramaz.

    Cübbeli yada Diğerleri,ben kaç kere yakaladım ayetler ile zıtlaştıklarını bu tip insanların peşinden gitmeyin.Öldüğümde sakalım beni allah karşı koruyacakmış :)


    Muhammed Peygamber normal insandır.Peygamber ne melektir nede başka bir şey,şöyle düşünün

    Allan bir sinyal gönderdi diyelim.Muhammed peygamberin beynide bu sinyal şifrelemesini çözen mekanizme var ve ayetler ona iniyor.Bu kadar basit.Peygamberi yere göğe sığdıramamak,Cinsel Gücü başka şeyler en basiti Bok'u Gül Kokarmış :)

    Kılda Tüyde Keramet aramak ? Peygamber Sakalı diyip saklamak onu öpmek ? Bunlar Şirk'dir.

    Ya şirk ile suçladığın insanlar 1400 yıldır bu dini böyle yaşıyor.
    İslam bugüne kadar batıl mı yaşandı?
    21. Yüzyılda insanlar doğru yolu buldu öyle mi?

    Onlara: "Allah'ın indirdiğine uyun." dendiği vakit de: "Yok, atalarımızı neyin üzerinde bulduysak ona uyarız." dediler. Ya ataları bir şeye akıl erdiremez ve doğruyu seçemez idiyseler de mi onlara uyacaklar?

    Bakara 170

    İşte Meal Müslümanlığı böyle bişey.
    Nerde lügat, nerede nahv, nerede sarf , iştikak, mania, beyan, bedi , kıraat , akaid , usulü fıkh , sebebi nüzul , nasih - mensuh , hadis , vehbi. Nerede bu ilimler ? Türkçe Meali okuyup istediğine yaftala.Allah size hidayet versin.
    Biri Peygamberimizin sakalına haşa "kıl" der , biri mucizelerini inkar eder , biri sıradan bir insandır der, biri miraç hadisesi yalandır der.
    O zaman 14 asır yalan oldu desene. Fatih Sultan Mehmed mesela şirk işledi o zaman. Ez cümle İslam Büyüğü hepsi Cehenneme gitti o zaman. Onlar hep yanlış yoldaydı , siz doğruları buldunuz desene. İslam için şehit olan ve HADİSLERE İNANAN yüzbinlerce şehit de cehenneme gitti . Bugün sevdiğiniz , uğrunda saatlerce ayakta beklediğiniz bir sanatçı size gelip bir hediye mesela elindeki kalemi verse onu yıllarca muhafaza eder , saklarsınız.
    Peygamberimizin sakalı şerifine hürmet eden , ondan bir hatıra hükmüyle sevgiyle saklayan , bakan , gören Müslümanlara da şirk işliyor damgasını vuruyorsunuz. Bu nasıl çelişkidir? Bu nasıl Müslümanlıktır?
    Ahirette Resulullah'ın (sav) yüzüne nasıl bakacaksınız? Ha doğru size göre şefaat de yalan.

    İşte bu anlayışınız insanların cahil kalmasına yol açıyor. İslam'ı sadece belirli bir kesimin anlayabileceği yıllar boyu ciltlerce kitap okuyarak biraz anlaşılabilecek bir din olarak göstermeye çalışıyorsunuz. Oysa Allah dini kolaylaştırdığını, ayrı ayrı açıkladığını ve insanlara öğüt olarak gönderdiğini söylüyor.

    Peygamberimizin sakalı kesinlikle kıldır. Yoksa ''Sakal-ı Şerif'' mi demem gerekiyor ? Kuran'da inanmayanların mucize isteklerine karşılık verilmez ve en büyük mucizenin Kuran olduğu söylenir. Allah'ın elçisi olması dışında o da sıradan bir insandır. Miraç hadisesi tartışmalı bir konudur. 14 asır boyunca her insanın sizin gibi düşündüğünü ima ediyorsunuz fakat bunu kanıtlayamazsınız. Mutlaka farklı düşünen insanlar da olmuştur. Onlarca farklı mezhep olması da bunu gösteriyor. Yanlış düşünmüş olabileceğine ihtimal verdiğiniz kişilerin doğru olması için hiçbir neden yok. Onlar da birer insandı ve belki de hatalıydı. Allah insanların çoğunun yolda çıkmış olduğunu söylüyor. Şehitlerin hesabı ayrıdır.

    Peygamberin sakalına verilen değer onun insanlara öğrettiği Kuran'a verilen değerden oldukça fazla olduğu için tepki gösterilmesi olağandır. O sakaldan medet uman, onu put gibi kullanan gibi şirke düşmüş olabilir. Mesela ''X Baba Türbesi''ne gidip duvarlara anahtar sürterek ev isteyenler de böyledir.

    Peygambere iftira atan, onu Tanrı mertebesine yükselten insanlar peygamberin yüzüne utanarak bakabilir. Belki onu da yapamazlar.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: White Aura

    Arkadaş size Ayet ile çok güzel bir cevap vermiş.

    Şirk olmasa bile ŞirK'den sonraki en büyük günahdır zira bahsettiğim nesneleri Allah,Peygamber gibi görenler mevcut.Belkide 1400 yıldır bu yanlışı sürdürüyorlar ? Bu insanlar o kadar abartmış ki necis pis olan BOK'a bile Peygamberinki Gül kokarmış. Bu kadar çok saçmalamışlar...Arkalarında sizin gibi sorgulamayan atalarından ne gördülerse ona inanıp aynısı gibi devam edenler var.

    Sorgulayın hocam bu dini de Allah'ı Peygamberi sorgulayın ondan sonra kafanızda bir şeyler oluştuktan sonra inanın.Araştırın.Ayet'de bahsedildiği gibi "Yok, atalarımızı neyin üzerinde bulduysak ona uyarız." siz böyle diyorsunuz.Araştırma yok Sadece taklit var.

    O ayet Putperest Yahudi ve Hristiyanlar içindir.
    Kafanıza göre ayet seçip mana veriyorsunuz ne güzel.

    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >




  • Toptan da kötülemesek ,yanlış düşunceleri olsa da sohbetlerini tvden senelerdir dinlerim özel bir yeri var üslubu ve bilgisiyle .Özellikle Allah(c.c) ve esma-ül hüsnası hakkında..

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Yûnus


    quote:

    Orijinalden alıntı: White Aura

    Dini Kitapları Okumayın ve Okutmayın.Okuyacağınız Tek Kitap Kur'anı Kerim olmalıdır.Arapçasını anlamıyorsanız onuda okumayın Türkçe Meaili okuyun ki anlayın.Müzik niyetine arapça kur'anı Kerim okumak işe yaramaz.

    Cübbeli yada Diğerleri,ben kaç kere yakaladım ayetler ile zıtlaştıklarını bu tip insanların peşinden gitmeyin.Öldüğümde sakalım beni allah karşı koruyacakmış :)


    Muhammed Peygamber normal insandır.Peygamber ne melektir nede başka bir şey,şöyle düşünün

    Allan bir sinyal gönderdi diyelim.Muhammed peygamberin beynide bu sinyal şifrelemesini çözen mekanizme var ve ayetler ona iniyor.Bu kadar basit.Peygamberi yere göğe sığdıramamak,Cinsel Gücü başka şeyler en basiti Bok'u Gül Kokarmış :)

    Kılda Tüyde Keramet aramak ? Peygamber Sakalı diyip saklamak onu öpmek ? Bunlar Şirk'dir.

    Ya şirk ile suçladığın insanlar 1400 yıldır bu dini böyle yaşıyor.
    İslam bugüne kadar batıl mı yaşandı?
    21. Yüzyılda insanlar doğru yolu buldu öyle mi?


    kitabından birşeyler öğrenmek istiyorsan anlayarak oku.
    al kitabını eline ne güzel Allah la başbaşasın işte. daha ne istiyorsun?
    ne tevret, ne zebur, ne incil Allah sözüyle konuşmaz. Kuran da Allah kendi sözüyle konuşur.
    onun bunun kitabını alıp ne demiş diye merak edip okuyorsunuz da, Allah ın ne dediğini merak etmiyor musunuz?




  • quote:

    Orijinalden alıntı: bulcelik

    quote:

    Orijinalden alıntı: Yûnus


    quote:

    Orijinalden alıntı: White Aura

    Dini Kitapları Okumayın ve Okutmayın.Okuyacağınız Tek Kitap Kur'anı Kerim olmalıdır.Arapçasını anlamıyorsanız onuda okumayın Türkçe Meaili okuyun ki anlayın.Müzik niyetine arapça kur'anı Kerim okumak işe yaramaz.

    Cübbeli yada Diğerleri,ben kaç kere yakaladım ayetler ile zıtlaştıklarını bu tip insanların peşinden gitmeyin.Öldüğümde sakalım beni allah karşı koruyacakmış :)


    Muhammed Peygamber normal insandır.Peygamber ne melektir nede başka bir şey,şöyle düşünün

    Allan bir sinyal gönderdi diyelim.Muhammed peygamberin beynide bu sinyal şifrelemesini çözen mekanizme var ve ayetler ona iniyor.Bu kadar basit.Peygamberi yere göğe sığdıramamak,Cinsel Gücü başka şeyler en basiti Bok'u Gül Kokarmış :)

    Kılda Tüyde Keramet aramak ? Peygamber Sakalı diyip saklamak onu öpmek ? Bunlar Şirk'dir.

    Ya şirk ile suçladığın insanlar 1400 yıldır bu dini böyle yaşıyor.
    İslam bugüne kadar batıl mı yaşandı?
    21. Yüzyılda insanlar doğru yolu buldu öyle mi?


    kitabından birşeyler öğrenmek istiyorsan anlayarak oku.
    al kitabını eline ne güzel Allah la başbaşasın işte. daha ne istiyorsun?
    ne tevret, ne zebur, ne incil Allah sözüyle konuşmaz. Kuran da Allah kendi sözüyle konuşur.
    onun bunun kitabını alıp ne demiş diye merak edip okuyorsunuz da, Allah ın ne dediğini merak etmiyor musunuz?

    Ben Kuran okumuyorum gerek yok diye birşey söyledim mi?
    Neden anlamamaya çalışıyorsunuz?

    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Yûnus


    quote:

    Orijinalden alıntı: bulcelik

    quote:

    Orijinalden alıntı: Yûnus


    quote:

    Orijinalden alıntı: White Aura

    Dini Kitapları Okumayın ve Okutmayın.Okuyacağınız Tek Kitap Kur'anı Kerim olmalıdır.Arapçasını anlamıyorsanız onuda okumayın Türkçe Meaili okuyun ki anlayın.Müzik niyetine arapça kur'anı Kerim okumak işe yaramaz.

    Cübbeli yada Diğerleri,ben kaç kere yakaladım ayetler ile zıtlaştıklarını bu tip insanların peşinden gitmeyin.Öldüğümde sakalım beni allah karşı koruyacakmış :)


    Muhammed Peygamber normal insandır.Peygamber ne melektir nede başka bir şey,şöyle düşünün

    Allan bir sinyal gönderdi diyelim.Muhammed peygamberin beynide bu sinyal şifrelemesini çözen mekanizme var ve ayetler ona iniyor.Bu kadar basit.Peygamberi yere göğe sığdıramamak,Cinsel Gücü başka şeyler en basiti Bok'u Gül Kokarmış :)

    Kılda Tüyde Keramet aramak ? Peygamber Sakalı diyip saklamak onu öpmek ? Bunlar Şirk'dir.

    Ya şirk ile suçladığın insanlar 1400 yıldır bu dini böyle yaşıyor.
    İslam bugüne kadar batıl mı yaşandı?
    21. Yüzyılda insanlar doğru yolu buldu öyle mi?


    kitabından birşeyler öğrenmek istiyorsan anlayarak oku.
    al kitabını eline ne güzel Allah la başbaşasın işte. daha ne istiyorsun?
    ne tevret, ne zebur, ne incil Allah sözüyle konuşmaz. Kuran da Allah kendi sözüyle konuşur.
    onun bunun kitabını alıp ne demiş diye merak edip okuyorsunuz da, Allah ın ne dediğini merak etmiyor musunuz?

    Ben Kuran okumuyorum gerek yok diye birşey söyledim mi?
    Neden anlamamaya çalışıyorsunuz?

    1400 yıldır bu din böyle yaşandı diye yazmışsınız.
    evet, arap olmayanlar da kuran ı arapça okuyor. doğal olarak anlamıyorlar.
    biz de anlamadan arapça okuyalım mı diyorsun? hiç türk e arapça kitap olur mu?
    bu kitabın doğruluğunu almanı da, fransızı da hepsi kabul edecek. ama arapça değil kendi dillerinde okuyup anlayarak.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: bulcelik

    quote:

    Orijinalden alıntı: Yûnus


    quote:

    Orijinalden alıntı: bulcelik

    quote:

    Orijinalden alıntı: Yûnus


    quote:

    Orijinalden alıntı: White Aura

    Dini Kitapları Okumayın ve Okutmayın.Okuyacağınız Tek Kitap Kur'anı Kerim olmalıdır.Arapçasını anlamıyorsanız onuda okumayın Türkçe Meaili okuyun ki anlayın.Müzik niyetine arapça kur'anı Kerim okumak işe yaramaz.

    Cübbeli yada Diğerleri,ben kaç kere yakaladım ayetler ile zıtlaştıklarını bu tip insanların peşinden gitmeyin.Öldüğümde sakalım beni allah karşı koruyacakmış :)


    Muhammed Peygamber normal insandır.Peygamber ne melektir nede başka bir şey,şöyle düşünün

    Allan bir sinyal gönderdi diyelim.Muhammed peygamberin beynide bu sinyal şifrelemesini çözen mekanizme var ve ayetler ona iniyor.Bu kadar basit.Peygamberi yere göğe sığdıramamak,Cinsel Gücü başka şeyler en basiti Bok'u Gül Kokarmış :)

    Kılda Tüyde Keramet aramak ? Peygamber Sakalı diyip saklamak onu öpmek ? Bunlar Şirk'dir.

    Ya şirk ile suçladığın insanlar 1400 yıldır bu dini böyle yaşıyor.
    İslam bugüne kadar batıl mı yaşandı?
    21. Yüzyılda insanlar doğru yolu buldu öyle mi?


    kitabından birşeyler öğrenmek istiyorsan anlayarak oku.
    al kitabını eline ne güzel Allah la başbaşasın işte. daha ne istiyorsun?
    ne tevret, ne zebur, ne incil Allah sözüyle konuşmaz. Kuran da Allah kendi sözüyle konuşur.
    onun bunun kitabını alıp ne demiş diye merak edip okuyorsunuz da, Allah ın ne dediğini merak etmiyor musunuz?

    Ben Kuran okumuyorum gerek yok diye birşey söyledim mi?
    Neden anlamamaya çalışıyorsunuz?

    1400 yıldır bu din böyle yaşandı diye yazmışsınız.
    evet, arap olmayanlar da kuran ı arapça okuyor. doğal olarak anlamıyorlar.
    biz de anlamadan arapça okuyalım mı diyorsun? hiç türk e arapça kitap olur mu?
    bu kitabın doğruluğunu almanı da, fransızı da hepsi kabul edecek. ama arapça değil kendi dillerinde okuyup anlayarak.


    Kuran'ı Türkçe'ye çevirirsen buna meal denir Kuran olmaz.
    Namaz kılarken meal mi okuyorsun Kuran'mı okuyorsun?
    Hala anlamıyorlar demen de başka bir konu anlamak istiyorsan ki anlaman da gerek o durum da tefsire başvurursun.

    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Yûnus


    quote:

    Orijinalden alıntı: bulcelik

    quote:

    Orijinalden alıntı: Yûnus


    quote:

    Orijinalden alıntı: bulcelik

    quote:

    Orijinalden alıntı: Yûnus


    quote:

    Orijinalden alıntı: White Aura

    Dini Kitapları Okumayın ve Okutmayın.Okuyacağınız Tek Kitap Kur'anı Kerim olmalıdır.Arapçasını anlamıyorsanız onuda okumayın Türkçe Meaili okuyun ki anlayın.Müzik niyetine arapça kur'anı Kerim okumak işe yaramaz.

    Cübbeli yada Diğerleri,ben kaç kere yakaladım ayetler ile zıtlaştıklarını bu tip insanların peşinden gitmeyin.Öldüğümde sakalım beni allah karşı koruyacakmış :)


    Muhammed Peygamber normal insandır.Peygamber ne melektir nede başka bir şey,şöyle düşünün

    Allan bir sinyal gönderdi diyelim.Muhammed peygamberin beynide bu sinyal şifrelemesini çözen mekanizme var ve ayetler ona iniyor.Bu kadar basit.Peygamberi yere göğe sığdıramamak,Cinsel Gücü başka şeyler en basiti Bok'u Gül Kokarmış :)

    Kılda Tüyde Keramet aramak ? Peygamber Sakalı diyip saklamak onu öpmek ? Bunlar Şirk'dir.

    Ya şirk ile suçladığın insanlar 1400 yıldır bu dini böyle yaşıyor.
    İslam bugüne kadar batıl mı yaşandı?
    21. Yüzyılda insanlar doğru yolu buldu öyle mi?


    kitabından birşeyler öğrenmek istiyorsan anlayarak oku.
    al kitabını eline ne güzel Allah la başbaşasın işte. daha ne istiyorsun?
    ne tevret, ne zebur, ne incil Allah sözüyle konuşmaz. Kuran da Allah kendi sözüyle konuşur.
    onun bunun kitabını alıp ne demiş diye merak edip okuyorsunuz da, Allah ın ne dediğini merak etmiyor musunuz?

    Ben Kuran okumuyorum gerek yok diye birşey söyledim mi?
    Neden anlamamaya çalışıyorsunuz?

    1400 yıldır bu din böyle yaşandı diye yazmışsınız.
    evet, arap olmayanlar da kuran ı arapça okuyor. doğal olarak anlamıyorlar.
    biz de anlamadan arapça okuyalım mı diyorsun? hiç türk e arapça kitap olur mu?
    bu kitabın doğruluğunu almanı da, fransızı da hepsi kabul edecek. ama arapça değil kendi dillerinde okuyup anlayarak.


    Kuran'ı Türkçe'ye çevirirsen buna meal denir Kuran olmaz.
    Namaz kılarken meal mi okuyorsun Kuran'mı okuyorsun?
    Hala anlamıyorlar demen de başka bir konu anlamak istiyorsan ki anlaman da gerek o durum da tefsire başvurursun.


    dostum bildiğin yoldan gidebilirsin. ama vahyi öğrenmen için anlayarak okumalısın.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi bulcelik -- 26 Nisan 2015; 1:12:12 >




  • Şah-ı Nakşibend hazretleri, (Bizim yolumuzun başı edeb, ortası edeb, sonu yine edebdir. Hiç bir edebsiz, Allah dostu olamaz) buyuruyor.

    Allahü teâlânın ismini söyleyince, işitince, yazınca, (Sübhânallah), (Tebârekallah), (Celle-celâlüh), (Azze-ismüh), (Cellet kudretüh) veyâ (Teâlâ) gibi saygı sözlerinden birini söylemek, yazmak birincisinde vâcib, tekrârında ise müstehabdır. Resûlullahın ismini işitince salevât söylemek de böyledir. (Bezzâziyye)de ve (Hindiyye)nin beşinci cüz’ünde diyor ki, (Allahü teâlânın ismini işitince ve söyleyince, “celle celâlüh” veyâ “teâlâ” yâhud “tebâreke”, “sübhânallah” diyerek saygı göstermek vâcibdir. Tekrâr edince de, yalnız söylemeyip, teâlâ da demek müstehabdır. Ya’nî, Allahü teâlânın isminden sonra, ta’zîm, saygı gösteren bir kelime de söylemelidir. Bunun gibi, yalnız (Kur’ân) dememeli, dâimâ (Kur’ân-ı kerîm) demelidir. Görülüyor ki, (Allah buyurdu ki...) veyâ (Allah teâlâ buyurdu ki...) demek ve yazmak yanlışdır. (Allahü teâlâ buyurdu ki...) demek lâzımdır. İslâmiyyetde kavmiyyet, ırkcılık yokdur. Her milletin, her dil sâhiblerinin böyle arabî söylemeleri lâzımdır. Tercemesini söyliyorum diyerek saygısızlık yapmamalıdır. İbni Âbidîn beşinci cildin sonunda ve (Birgivî)nin Kâdî zâde şerhinde diyor ki, (Eshâb-ı kirâmın ismine (radıyallahü anh), başka âlimlere (rahmetullahi aleyh) demek [ve yazmak] müstehabdır).

    Daha Allahü tealanın, Peygamber efendimizin (aleyhissalatü vesselam) ve Kuranı Kerimin isimlerini yazarken ve söylerken dikkat edilecek hususları bile bilmeyen kişilerin alimlik taslamalarına aldanmayalım lütfen. Allahü teala onlarıda hepimizi de ıslah eylesin. Amin.




  • Size veya herhangi birine ''rahmetullahi aleyh'' yada ''radiyallahu anh'' diyebilirim. Eğer anlamlarını biliyorsanız sadece peygambere özel bir hitap şekli olmadığını anlarsınız. Herkese bu şekilde hitap edilebilir. Kuran'da ''Hazreti'' diye bir hitap şekli yoktur. Ayette peygamberlere sadece isimleri ile hitap etmemiz isteniyor. Birilerinin sözüne itaat etmek yerine Allah'ın size verdiği öğütleri okumanızı öneririm.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Hümiyettin -- 11 Mayıs 2015; 10:14:35 >
  • Patronuna bile hitap ederken bey diyenler herseyin sahibi olan Allahu tealanin ve sevdiklerinin ismini soylerken bir ovgu kelimesini bile soylemeyi cok goruyorlar...

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • hosjackal kullanıcısına yanıt
    İsteyen diyebilir ama bunu dinin bir emri olarak göstermek doğru değil. Mesela ''Muhammed peygamber'' yada ''peygamberimiz'' dediğimizde de saygı ona saygı ifade eden bir sıfat ile hitap etmiş oluruz. Aslında ''peygamber kelimesi de pek doğru değil. Bu kelime Farsça'dan dilimize geçmiş. Kuran'da elçi, resul ve nebi şeklinde niteleniyor. Allah'ın elçisi, resulü veya nebisi olmaktan daha yüce bir nitelik olabilir mi ? Ona Allah'ın elçisi olarak ''Muhammed'' dediğimizde övgü ile bahsetmiş oluruz.

    ''De ki: “Biz Allah'a, bize indirilene, İbrâhim'e, İsmail'e, İshak'a, Yakûb'a ve onun neslinden gelenlere indirilene, Rabbleri tarafından Mûsâ'ya, İsâ'ya ve diğer bütün peygamberlere bahşedilenlere inanırız, onlar arasında hiçbir ayırım yapmayız. Kendimizi Allah'a teslim ederiz.'' (Ali İmran 84)

    Size göre bu ayeti okurken saygısızlık yapılıyor.




  • Hümiyettin kullanıcısına yanıt
    Birkaç âyet-i kerime meali:

    -(Bilmiyorsanız ehl-i zikre [âlimlere] sorun!) [Nahl 43]
    (Demek bilmeyen var ki, Allahü teâlâ, bilenlere sormayı emrediyor.)

    -(Bu örnekleri ancak âlimler anlar.) [Ankebut 43]
    (Demek herkes anlayamıyor. Âlimler, kıymetli insanlar ki, ancak âlimlerin anladıkları bildiriliyor.)

    -(Hiç bilenle bilmeyen bir olur mu?) [Zümer 9]
    (Şu hâlde bilenler [âlimler] kıymetlidir.)

    -(Allah’tan en çok korkan âlimlerdir.) [Fâtır 28]
    (Allah’tan en çok korkan benim) hadis-i şerifi, âlimlerin derecesinin ne kadar yüksek olduğunu göstermektedir.)

    Hadis-i şeriflerde de buyuruldu ki:

    (Âlimler, peygamberlerin vârisleridir.)[Ebu Davud, İbni Mâce, Tirmizî]

    (Âlimlere uyun! Onlar, dünya ve âhiretin ışıklarıdır.)[Deylemî]

    (Âlim, Allahü teâlânın güvendiği kimsedir.)[Deylemî]


    Bu kaynaklardan da anlaşılacağı üzre kimse kendi aklına uyarak dinimizle alakalı yorum yapamaz. İmam-ı Rabbani hazretleri hocası olmayanın hocası şeytandır buyuruyor. Önceki mesajımda da hocaları vesilesiyle Peygamber efendimize aleyhissalatü vesselam dayanan silsileleri bulunun büyük evliyai kiramdan nakil yapmıştım. İslamiyyet nakil dinidir, herkes kendi aklına göre yorum katarsa, insan adedince farklı din ortaya çıkar.....

    daha fazla ayeti kerime ve hadisi şeriflerle açıklama isteyenler şu linkten bakabilirler:

    http://www.dinimizislam.com/detay.asp?id=420




  • quote:

    Orijinalden alıntı: hosjackal

    Birkaç âyet-i kerime meali:

    -(Bilmiyorsanız ehl-i zikre [âlimlere] sorun!) [Nahl 43]
    (Demek bilmeyen var ki, Allahü teâlâ, bilenlere sormayı emrediyor.)

    -(Bu örnekleri ancak âlimler anlar.) [Ankebut 43]
    (Demek herkes anlayamıyor. Âlimler, kıymetli insanlar ki, ancak âlimlerin anladıkları bildiriliyor.)

    -(Hiç bilenle bilmeyen bir olur mu?) [Zümer 9]
    (Şu hâlde bilenler [âlimler] kıymetlidir.)

    -(Allah’tan en çok korkan âlimlerdir.) [Fâtır 28]
    (Allah’tan en çok korkan benim) hadis-i şerifi, âlimlerin derecesinin ne kadar yüksek olduğunu göstermektedir.)

    Hadis-i şeriflerde de buyuruldu ki:

    (Âlimler, peygamberlerin vârisleridir.)[Ebu Davud, İbni Mâce, Tirmizî]

    (Âlimlere uyun! Onlar, dünya ve âhiretin ışıklarıdır.)[Deylemî]

    (Âlim, Allahü teâlânın güvendiği kimsedir.)[Deylemî]


    Bu kaynaklardan da anlaşılacağı üzre kimse kendi aklına uyarak dinimizle alakalı yorum yapamaz. İmam-ı Rabbani hazretleri hocası olmayanın hocası şeytandır buyuruyor. Önceki mesajımda da hocaları vesilesiyle Peygamber efendimize aleyhissalatü vesselam dayanan silsileleri bulunun büyük evliyai kiramdan nakil yapmıştım. İslamiyyet nakil dinidir, herkes kendi aklına göre yorum katarsa, insan adedince farklı din ortaya çıkar.....

    daha fazla ayeti kerime ve hadisi şeriflerle açıklama isteyenler şu linkten bakabilirler:

    http://www.dinimizislam.com/detay.asp?id=420

    O siteyi ve ilgili sayfayı da daha önce okudum. Tamamen akıl ve Kuran dışı yorumlar var. Bazı ayetleri ayıklayıp asıl anlamlarından saptırırsanız istediğiniz yorumu çıkarabilirsiniz. Benim söylediklerim tamamen ayetlerin gerçek anlamlarına dayanıyor. Ayetler yeterince açık olduğu için yoruma da yer vermedim.

    Ayrıca yorumuma cevap vermek yerine konuyu saptırıyorsunuz.

    İslam, hem nakil hem de akıl dinidir. Allah kitabında defalarca düşünmemizi söylemesine rağmen siz ona karşı çıkıyorsunuz.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Hümiyettin -- 13 Mayıs 2015; 20:11:23 >




  • 
Sayfa: önceki 910111213
Sayfaya Git
Git
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.