Şimdi Ara

Biyo enerji ile fal ve gelecek ? (3. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
85
Cevap
0
Favori
16.133
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 12345
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • quote:

    Orijinalden alıntı: mustafa_ogr

    En başta şunu belirtmek gerek ki Kur'an'da "Gaybı Allah'tan başkası bilemezler"

    Eğer cinlerin veya bazı kişilerin geleceğe yönelik bilgileri (Allah bildirmediği sürece) göreildiklerini iddia edersek, bu ayeti inkar etmiş oluruz.

    Sonra kadın şu an bir cinin bilebileceği şeyleri söylemiş. Geleceğe yönelik bilgilerin doğru olmayacağına idiaya girmeye hazırım. Eğer bilebilseydi, bugün tüm toto loto bahisler vb. şeyleri hep bu tür işlerle meşgul olanlar bilirdi.

    Hem sayısız kişi var ki gördüğünü söylüyor. Benim de birkaç arkadaşım bunlarla bir şekilde görüşmüşler. Hatta bir akrabam, bunlar tarafından çok kötü rahatsız ediliyorlardı. En son bu konularda uzman birisinin bir tavsiyesini uygulamaya başlayınca uzaklaştılar.

    Bu arada bunlara karşı en etkili olanı Kur'an ve Cevşen okumaktır.

    Tabi bunlar inananlar için tavsiyeler. İnanmayanlar psikiyatrlara gitsin....

    Alıntıları Göster
    bilimsel olarak açıklanamayan çok şey oluyor yeryüzünde. bazı arkadaşlar şimdi bizi hezeyanlar savuruyor olarak tanımlayabilirler ama önemli değil

    evliyanın da olanları bilme gibi bir yetenekleri var mesela. ama onlarınki cincilerin yaptığı gibi sufli bir iş değil. onların işi bambaşka. cin meselesine dönersek;
    dediğim gibi bazı arkadaşlar reddebilirler ama reddetmeyenler için ben bir tüyo vereyim. cinlerin musallat olmaması için bir evde Allah'ın zikrediliyor, adının anılıyor olması şarttır. bu insan içinde geçerlidir. değilseniz, tehlikeye açıksınızdır ama ne zaman ne sebepten size musallat olurlar bilinmez. kafayı taktımı takar. sizi bir yerde görmüştür, beğenmiştir musallat olur. özellikle kadınlara. yada size garezi olan birisi vardır gider bu işlerle meşgul olan bir cinciye, o cinci yönlendirir bunları size. çeşitli rahatsızlıklar verirler.ama şu da varki, her cin başıbozuk değildir. içlerinde iyi, imanlı olanlarda olur.
    benim yaptığım araştırmalardan edindiği bilgiye göre, bunların çekindikleri korktukları tek bir şey var o da kendilerinden daha mükemmel ruhaniler. yani Kur'an ayetlerinin "huddam" tabir edilen ruhani vazifelileri. bunlardan çok korkuyorlar çünkü onlar bunların üzerinde tartışmasız bir güç olup bunları öldürür, sürer yada uzaklaştırırlar. bunun haricinde korktukları bir şey yok.

    bunlar üzerinde en büyük etkiyi ise bakara suresinin 255. ayeti olan ve "ayet-el kürsi" dediğimiz ayetin okunması yapıyor. bu ayetin "huddam" ları okuyan kişiye yönelirler ve cinlerden muhafaza ederler. felak ve nas sureleri de öyledir.

    şimdi bilim-kültür bölümünde tartışılanlara bak diyenleri duyar gibiyim ama, bunlar yaşadığımız hayatın gerçekten birer parçası. her görmediğinizi inkar edemezsiniz. size bana benzemeyen neler cirit atıyor ortalıkta.
    ezberleyin dediğim ayeti sabah akşam, yatarken kalkarken okuyun. hafiflediğinizi, rahatladığınızı göreceksiniz. deneyin, farkı farkedin




  • quote:

    Orijinalden alıntı: C4

    bilimsel olarak açıklanamayan çok şey oluyor yeryüzünde. bazı arkadaşlar şimdi bizi hezeyanlar savuruyor olarak tanımlayabilirler ama önemli değil

    evliyanın da olanları bilme gibi bir yetenekleri var mesela. ama onlarınki cincilerin yaptığı gibi sufli bir iş değil. onların işi bambaşka. cin meselesine dönersek;
    dediğim gibi bazı arkadaşlar reddebilirler ama reddetmeyenler için ben bir tüyo vereyim. cinlerin musallat olmaması için bir evde Allah'ın zikrediliyor, adının anılıyor olması şarttır. bu insan içinde geçerlidir. değilseniz, tehlikeye açıksınızdır ama ne zaman ne sebepten size musallat olurlar bilinmez. kafayı taktımı takar. sizi bir yerde görmüştür, beğenmiştir musallat olur. özellikle kadınlara. yada size garezi olan birisi vardır gider bu işlerle meşgul olan bir cinciye, o cinci yönlendirir bunları size. çeşitli rahatsızlıklar verirler.ama şu da varki, her cin başıbozuk değildir. içlerinde iyi, imanlı olanlarda olur.
    benim yaptığım araştırmalardan edindiği bilgiye göre, bunların çekindikleri korktukları tek bir şey var o da kendilerinden daha mükemmel ruhaniler. yani Kur'an ayetlerinin "huddam" tabir edilen ruhani vazifelileri. bunlardan çok korkuyorlar çünkü onlar bunların üzerinde tartışmasız bir güç olup bunları öldürür, sürer yada uzaklaştırırlar. bunun haricinde korktukları bir şey yok.

    bunlar üzerinde en büyük etkiyi ise bakara suresinin 255. ayeti olan ve "ayet-el kürsi" dediğimiz ayetin okunması yapıyor. bu ayetin "huddam" ları okuyan kişiye yönelirler ve cinlerden muhafaza ederler. felak ve nas sureleri de öyledir.

    şimdi bilim-kültür bölümünde tartışılanlara bak diyenleri duyar gibiyim ama, bunlar yaşadığımız hayatın gerçekten birer parçası. her görmediğinizi inkar edemezsiniz. size bana benzemeyen neler cirit atıyor ortalıkta.
    ezberleyin dediğim ayeti sabah akşam, yatarken kalkarken okuyun. hafiflediğinizi, rahatladığınızı göreceksiniz. deneyin, farkı farkedin

    Alıntıları Göster
    @C4
    Karabasanlar hakkında bir bilgin var mı?

    Ne Ayet-el kürsi ne Nas, ne Felak işledi karabasanlarıma




  • quote:

    Orijinalden alıntı: su*fi

    @C4
    Karabasanlar hakkında bir bilgin var mı?

    Ne Ayet-el kürsi ne Nas, ne Felak işledi karabasanlarıma

    Alıntıları Göster
    quote:

    Orjinalden alıntı: su*fi

    @C4
    Karabasanlar hakkında bir bilgin var mı?

    Ne Ayet-el kürsi ne Nas, ne Felak işledi karabasanlarıma


    Yatmadan 2 saat öncesine kadar yemek yememeye çalışın. Dolu bir mide ile uyunduğu zaman karabasan ihtimali yüksektir.

    Bir de abdestli olarak yatın.

    Cevşen'i de şiddetle tavsiye ediyorum.
    (Herhangi bir musibet başınızda olmasa da)




  • quote:

    Orijinalden alıntı: mustafa_ogr

    quote:

    Orjinalden alıntı: su*fi

    @C4
    Karabasanlar hakkında bir bilgin var mı?

    Ne Ayet-el kürsi ne Nas, ne Felak işledi karabasanlarıma


    Yatmadan 2 saat öncesine kadar yemek yememeye çalışın. Dolu bir mide ile uyunduğu zaman karabasan ihtimali yüksektir.

    Bir de abdestli olarak yatın.

    Cevşen'i de şiddetle tavsiye ediyorum.
    (Herhangi bir musibet başınızda olmasa da)

    Alıntıları Göster
    teşekkür ediyorum @mustafa_org

    Uzun zamandır görmüyorum çok şükür.
    Yalnız verdiğiniz cevap karabasanla ilgili değil de kabus görmekle ilgili gibi geldi bana.

    Karabasan'ın ne olduğunu bilirmisiniz?

    Gözle görülen (ben gördüm) siyah bulut gibi bir varlık. Uykuyla ilgisi yok. Uyku esnasında geliyor gerçi ama geldiğinde uyanıyorsunuz ve gözlerinizi açma cesaretiniz varsa görüyorsunuz da.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: su*fi

    @C4
    Karabasanlar hakkında bir bilgin var mı?

    Ne Ayet-el kürsi ne Nas, ne Felak işledi karabasanlarıma

    Alıntıları Göster
    quote:

    Orjinalden alıntı: su*fi


    Ne Ayet-el kürsi ne Nas, ne Felak işledi karabasanlarıma

    devamlı mı yoksa arada bir olan bir şey mi seninki? her karabasan tabir ettiğimiz olay ruhanilerin sıkıştırması sonucu oluşan bir rahatsızlık değildir. ama çoğunlukla gece uykuda insanları sıkıştırırlar. hatta kendileri gelmiş yada başkaları tarafından yönlendirilmişlerse, ileri vakalarda gözle görülenler dahi oluyor.

    öncelikle ayetleri doğru ezberleyip doğru okumak gerekir. yastık altına kendi elinle yazdığın ayet-el kürsi'yi koy, yat uyu mışıl mışıl. mustafa hocamın dediği gibi abdestli yatmak iyidir, en azından cunüp uyumamak gerekir. aksi taktirde cinlere davetiye çıkartılmış olur. bir çok insan bu hatayı yapar.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: C4

    quote:

    Orjinalden alıntı: su*fi


    Ne Ayet-el kürsi ne Nas, ne Felak işledi karabasanlarıma

    devamlı mı yoksa arada bir olan bir şey mi seninki? her karabasan tabir ettiğimiz olay ruhanilerin sıkıştırması sonucu oluşan bir rahatsızlık değildir. ama çoğunlukla gece uykuda insanları sıkıştırırlar. hatta kendileri gelmiş yada başkaları tarafından yönlendirilmişlerse, ileri vakalarda gözle görülenler dahi oluyor.

    öncelikle ayetleri doğru ezberleyip doğru okumak gerekir. yastık altına kendi elinle yazdığın ayet-el kürsi'yi koy, yat uyu mışıl mışıl. mustafa hocamın dediği gibi abdestli yatmak iyidir, en azından cunüp uyumamak gerekir. aksi taktirde cinlere davetiye çıkartılmış olur. bir çok insan bu hatayı yapar.

    Alıntıları Göster
    @C4-
    üstteki yazımı oku
    edit: +Sizler hiç de yabancı değilsiniz bana topikine yazdığım de javu ile ilgili bir yazı var. Ona da vaktin olursa bir göz at istersen.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi su*fi -- 24 Mart 2006; 16:26:21 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: su*fi

    @C4-
    üstteki yazımı oku
    edit: +Sizler hiç de yabancı değilsiniz bana topikine yazdığım de javu ile ilgili bir yazı var. Ona da vaktin olursa bir göz at istersen.

    Alıntıları Göster
    @Can

    Kuzenim fıtık rahatsızlığından dolayı küçükken bi tane cinci teyzeye götürdüler...

    Ve sonra geçti....

    Onla noldu lan cinler sana yanlış bişey yapmadı dimi diye sorduğumda? :)

    Birader fıtık bölgemde bazı sızlamalar yaşadım en başta tedavi başlayınca sonra bittikten sonra bir süre daha devam etti geçti sonra dedi..


    Can vücudundaki ağrılar seni korkutmak istemem ama cinlerle ilgili :)

    Hiç sevmediğim şey fal..Sende bence bidaha bulaşma bu işlere...


    cinler geleceğe dair bilgi veremezlermiş..ama mükemmel bir hafızaya sahip oldukları için geçmişle ilgili gördükleri bildikleri herşeyi söleyebilirler...

    Cinlerle neden muhatap olalım ki alla alla???İnsanız biz...


    Bu konuya hiç sevmem böle şeyleri...Can sende değil bütün insanlarda büyük bir gücü var ama sen farkında olmadan yaptığın bazı şeylerle geliştirmişsin bunu!!!

    Bence bunu değerlendir bunu kardeşim!!!




  • quote:

    Orijinalden alıntı: su*fi

    @C4-
    üstteki yazımı oku
    edit: +Sizler hiç de yabancı değilsiniz bana topikine yazdığım de javu ile ilgili bir yazı var. Ona da vaktin olursa bir göz at istersen.

    Alıntıları Göster
    quote:

    Orjinalden alıntı: su*fi

    @C4-
    üstteki yazımı oku
    edit: +Sizler hiç de yabancı değilsiniz bana topikine yazdığım de javu ile ilgili bir yazı var. Ona da vaktin olursa bir göz at istersen.

    o yazını şimdi okudum. istersen sana de javunun içyüzünü, nasıl oluştuğunu msn den anlatırım. adresini pm atabilirsin. sen olaya zaten yatkınsın hemen anlarsın olayın mahiyetini.

    orada anlattıklarına bakılırsa sana gönderildikleri yada kendileri sana takıp geldikleri belli. ama gönderilme olasılıkları daha fazla çünkü gönderildiklerinde bahsettiğin sıkma, boğma gibi işleri yaparlar. bundan ölen ve akli dengelerini yitiren insanlar sayılamayacak kadar çoktur.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Guest87743

    @Can

    Kuzenim fıtık rahatsızlığından dolayı küçükken bi tane cinci teyzeye götürdüler...

    Ve sonra geçti....

    Onla noldu lan cinler sana yanlış bişey yapmadı dimi diye sorduğumda? :)

    Birader fıtık bölgemde bazı sızlamalar yaşadım en başta tedavi başlayınca sonra bittikten sonra bir süre daha devam etti geçti sonra dedi..


    Can vücudundaki ağrılar seni korkutmak istemem ama cinlerle ilgili :)

    Hiç sevmediğim şey fal..Sende bence bidaha bulaşma bu işlere...


    cinler geleceğe dair bilgi veremezlermiş..ama mükemmel bir hafızaya sahip oldukları için geçmişle ilgili gördükleri bildikleri herşeyi söleyebilirler...

    Cinlerle neden muhatap olalım ki alla alla???İnsanız biz...


    Bu konuya hiç sevmem böle şeyleri...Can sende değil bütün insanlarda büyük bir gücü var ama sen farkında olmadan yaptığın bazı şeylerle geliştirmişsin bunu!!!

    Bence bunu değerlendir bunu kardeşim!!!

    Alıntıları Göster
    Eğer gelecek bilinebiliyorsa ben özgür irademle hareket edemiyorum demektir..gelecek zaten bellidir demektir


    o zamanda yaşamamın bir anlamaı yoktur ben gidip intihar ediyorum hakkınızı helal etmenize gerek yok :)nasılsa yerim belli

    Böle saçma bişey mi varya gelecek belliymiş yaşanmamış birşey tahmin edilebilir sadece...

    Herkezin gidip bakmaya üşeneceği bir yere bi ev yapalım duvardan cam pencere yok.içinede bir insan tıkıyalım kim diye bilir bu insan hayatının sonuna kadar orda yaşıcak diye..bir cin gelir bu adam burda 5 yıl daha kalcak der...


    Tamam adamın 5 yıl orda kalma ihtimali yüzde 99dur.ama biri gidipte oraya bakamıcak diye bişey yok belki bir gün sonra birisi bulur bilinemez...onlar bence bu mantıkla tahmin ediyorlar...

    Cinler aptal varlıklar olduğunu duymuştum ama hafızaları mükemmel işte...




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Guest87743

    Eğer gelecek bilinebiliyorsa ben özgür irademle hareket edemiyorum demektir..gelecek zaten bellidir demektir


    o zamanda yaşamamın bir anlamaı yoktur ben gidip intihar ediyorum hakkınızı helal etmenize gerek yok :)nasılsa yerim belli

    Böle saçma bişey mi varya gelecek belliymiş yaşanmamış birşey tahmin edilebilir sadece...

    Herkezin gidip bakmaya üşeneceği bir yere bi ev yapalım duvardan cam pencere yok.içinede bir insan tıkıyalım kim diye bilir bu insan hayatının sonuna kadar orda yaşıcak diye..bir cin gelir bu adam burda 5 yıl daha kalcak der...


    Tamam adamın 5 yıl orda kalma ihtimali yüzde 99dur.ama biri gidipte oraya bakamıcak diye bişey yok belki bir gün sonra birisi bulur bilinemez...onlar bence bu mantıkla tahmin ediyorlar...

    Cinler aptal varlıklar olduğunu duymuştum ama hafızaları mükemmel işte...

    Alıntıları Göster
    c4 ciddi anlamda sizlere inanmak istiyorum.
    eğer dediğiniz gibi birşeyse , kesinlikle bilimsel ve diyalektik temele oturtmak zorundayız.

    Anlattıklarından en basit bir bölümünü alıp diyalektik açıdan inceleyelim.

    Kendim bir dilbilimci olarak konuşma (speech) bölümünü el alıyorum.
    Cinin konuşma gibi bir yeteneğe sahip olabilmesi için "UG" diye beyinde doğuştan bazı mekanizmalara sahip olması gerekirdi. örneğin hayvanlarda bu kısım gelişmediği için morfemler oluşturamazlar.

    Cin nasıl oluyorda oluşturuyor. henuz organizma bile değilken ?
    Çünkü bu ünitenin gelişmesi için 2.5 milyon yıllıkta bir evrimsel süreç gerekir.
    Ayrıca Dili konuşabilmek için bunun beyinde öğrenilmiş bir sürece sahip olması gerekirdi.
    vede , konuştuğu şive ve dile göre bir kültürde yetişmiş ve dili edinmiş olmalıydı.

    Bu konuda Trackfindında bilgisi oldugunu düşünüyorum. o da Dil ile ilgilenen birisi.

    Şu cinleri bende inceleyip bir doktora tezi vermek isterim doğrusu.
    Dünya ve Bilim yerinden oynar . Belkide Bilimin yönü bile değişebilir.

    C4 özel mesajdan bana bu konuda bildiklerini aktarabilirmisin.
    Gayet ciddiyim.
    Bunları çağırıp konuşturmanın formullerini öğrenmek isterim.
    Tekrar söylüyorum . son derece ciddiyim.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi zero01 -- 24 Mart 2006; 17:38:58 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: zero01

    c4 ciddi anlamda sizlere inanmak istiyorum.
    eğer dediğiniz gibi birşeyse , kesinlikle bilimsel ve diyalektik temele oturtmak zorundayız.

    Anlattıklarından en basit bir bölümünü alıp diyalektik açıdan inceleyelim.

    Kendim bir dilbilimci olarak konuşma (speech) bölümünü el alıyorum.
    Cinin konuşma gibi bir yeteneğe sahip olabilmesi için "UG" diye beyinde doğuştan bazı mekanizmalara sahip olması gerekirdi. örneğin hayvanlarda bu kısım gelişmediği için morfemler oluşturamazlar.

    Cin nasıl oluyorda oluşturuyor. henuz organizma bile değilken ?
    Çünkü bu ünitenin gelişmesi için 2.5 milyon yıllıkta bir evrimsel süreç gerekir.
    Ayrıca Dili konuşabilmek için bunun beyinde öğrenilmiş bir sürece sahip olması gerekirdi.
    vede , konuştuğu şive ve dile göre bir kültürde yetişmiş ve dili edinmiş olmalıydı.

    Bu konuda Trackfindında bilgisi oldugunu düşünüyorum. o da Dil ile ilgilenen birisi.

    Şu cinleri bende inceleyip bir doktora tezi vermek isterim doğrusu.
    Dünya ve Bilim yerinden oynar . Belkide Bilimin yönü bile değişebilir.

    C4 özel mesajdan bana bu konuda bildiklerini aktarabilirmisin.
    Gayet ciddiyim.
    Bunları çağırıp konuşturmanın formullerini öğrenmek isterim.
    Tekrar söylüyorum . son derece ciddiyim.

    Alıntıları Göster
    Ayrıca benim de @C4'e sorularım var:

    @C4 peki bu dünyanın dört bir tarafında olan büyülerin nasıl bir mantığı var? Örneğin tavuk bacağı ve öksürük otu veya öküz kafası ile maydanoz. Bunları uyduruyorum elbet ancak bazı yerlerde özellikle Meksika'da bu tür işlerle uğraşanlar mevcut. Peki bu kişiler de bizim bildiğimiz anlamdaki cinlerle mi uğraşıyorlar yoksa onların uğraştıkları farklı bir tür mü? Bizim kültürümüzdeki bir insan ayetler aracılığıyla ulaşıyorsa bir cine diğer kültürdeki kişi nasıl ulaşıyor onlara? Daha doğrusu onlara ulaşmanın evrensel bir yolu mu var? Ya da bölgelere göre değişklik gösteren bir yolu mu var? Neden her insan çağıramıyor? Çağırmak için belli kriterlere mi sahip olmak gerek? Eğer fal, büyü vs. ayetlerle kesin olarak yasak ise neden bu işlerle uğraşıyor insanlar? Büyü gibi büyük bir günahın sorumluluğunu nasıl üstlenebiliyorlar? Ne dersin bu konuda?

    Tabii ki tüm bunlar inanç perspektifinden bir yaklaşım gerektiriyor. İnanmayanlar için bir zorlama yok. İsteyen inanmayabilir bu gayet doğal.

    Ayrıca @zero1 senin de yaklaşımın güzel. Özellikle dil üzerine sorduğun sorular ki bu benim de alanıma giriyor oldukça çarpıcı. Ancak sana şunu sormak isterim. Örneğin sen "içinden konuşmak" deyimini bilirsin. Mesela insan içinden de düşünebilir. Yani bir tür ses vardır içinde örneğin zor bir durmla karşı karşıya kaldığında içinden "vay anasını naapacam bem şimdi" dersin.

    Gülmüşüm ama devamını getirmemişim. Bu türde bir canlı varsa belki de insan ile iletişimini bu şekilde yapıyordur. @C4'ün uzmanlık alanı oldu bu konu ben de merak ettim şimdi böyle mi diye?. 500 milyar yarışmasına bakar iken devamını getirmeyi unuttum mesajımın.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi iZCi_500 -- 24 Mart 2006; 18:04:07 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: iZCi_500

    Ayrıca benim de @C4'e sorularım var:

    @C4 peki bu dünyanın dört bir tarafında olan büyülerin nasıl bir mantığı var? Örneğin tavuk bacağı ve öksürük otu veya öküz kafası ile maydanoz. Bunları uyduruyorum elbet ancak bazı yerlerde özellikle Meksika'da bu tür işlerle uğraşanlar mevcut. Peki bu kişiler de bizim bildiğimiz anlamdaki cinlerle mi uğraşıyorlar yoksa onların uğraştıkları farklı bir tür mü? Bizim kültürümüzdeki bir insan ayetler aracılığıyla ulaşıyorsa bir cine diğer kültürdeki kişi nasıl ulaşıyor onlara? Daha doğrusu onlara ulaşmanın evrensel bir yolu mu var? Ya da bölgelere göre değişklik gösteren bir yolu mu var? Neden her insan çağıramıyor? Çağırmak için belli kriterlere mi sahip olmak gerek? Eğer fal, büyü vs. ayetlerle kesin olarak yasak ise neden bu işlerle uğraşıyor insanlar? Büyü gibi büyük bir günahın sorumluluğunu nasıl üstlenebiliyorlar? Ne dersin bu konuda?

    Tabii ki tüm bunlar inanç perspektifinden bir yaklaşım gerektiriyor. İnanmayanlar için bir zorlama yok. İsteyen inanmayabilir bu gayet doğal.

    Ayrıca @zero1 senin de yaklaşımın güzel. Özellikle dil üzerine sorduğun sorular ki bu benim de alanıma giriyor oldukça çarpıcı. Ancak sana şunu sormak isterim. Örneğin sen "içinden konuşmak" deyimini bilirsin. Mesela insan içinden de düşünebilir. Yani bir tür ses vardır içinde örneğin zor bir durmla karşı karşıya kaldığında içinden "vay anasını naapacam bem şimdi" dersin.

    Gülmüşüm ama devamını getirmemişim. Bu türde bir canlı varsa belki de insan ile iletişimini bu şekilde yapıyordur. @C4'ün uzmanlık alanı oldu bu konu ben de merak ettim şimdi böyle mi diye?. 500 milyar yarışmasına bakar iken devamını getirmeyi unuttum mesajımın.

    Alıntıları Göster
    @trackfind500

    illa özel biri olmak gerekmiyor üniversite öğrencileri oyun oynuyorlar hatta böle öağırıp benim adım ne falan diye

    benim arkadaşlar yapmıştı adlarını falan sölemiş daha doğrusu bunu harfler üzerinde sırayla gösteriyormuş...

    herkez parmağı ile bişeye basıyor ortak o ortak cisim hareket ediyor falan...




  • quote:

    Orijinalden alıntı: zero01

    c4 ciddi anlamda sizlere inanmak istiyorum.
    eğer dediğiniz gibi birşeyse , kesinlikle bilimsel ve diyalektik temele oturtmak zorundayız.

    Anlattıklarından en basit bir bölümünü alıp diyalektik açıdan inceleyelim.

    Kendim bir dilbilimci olarak konuşma (speech) bölümünü el alıyorum.
    Cinin konuşma gibi bir yeteneğe sahip olabilmesi için "UG" diye beyinde doğuştan bazı mekanizmalara sahip olması gerekirdi. örneğin hayvanlarda bu kısım gelişmediği için morfemler oluşturamazlar.

    Cin nasıl oluyorda oluşturuyor. henuz organizma bile değilken ?
    Çünkü bu ünitenin gelişmesi için 2.5 milyon yıllıkta bir evrimsel süreç gerekir.
    Ayrıca Dili konuşabilmek için bunun beyinde öğrenilmiş bir sürece sahip olması gerekirdi.
    vede , konuştuğu şive ve dile göre bir kültürde yetişmiş ve dili edinmiş olmalıydı.

    Bu konuda Trackfindında bilgisi oldugunu düşünüyorum. o da Dil ile ilgilenen birisi.

    Şu cinleri bende inceleyip bir doktora tezi vermek isterim doğrusu.
    Dünya ve Bilim yerinden oynar . Belkide Bilimin yönü bile değişebilir.

    C4 özel mesajdan bana bu konuda bildiklerini aktarabilirmisin.
    Gayet ciddiyim.
    Bunları çağırıp konuşturmanın formullerini öğrenmek isterim.
    Tekrar söylüyorum . son derece ciddiyim.

    Alıntıları Göster
    quote:

    Orjinalden alıntı: zero01
    Kendim bir dilbilimci olarak konuşma (speech) bölümünü el alıyorum.
    Cinin konuşma gibi bir yeteneğe sahip olabilmesi için "UG" diye beyinde doğuştan bazı mekanizmalara sahip olması gerekirdi. örneğin hayvanlarda bu kısım gelişmediği için morfemler oluşturamazlar.

    Cin nasıl oluyorda oluşturuyor. henuz organizma bile değilken ?
    Çünkü bu ünitenin gelişmesi için 2.5 milyon yıllıkta bir evrimsel süreç gerekir.
    Ayrıca Dili konuşabilmek için bunun beyinde öğrenilmiş bir sürece sahip olması gerekirdi.
    vede , konuştuğu şive ve dile göre bir kültürde yetişmiş ve dili edinmiş olmalıydı.



    hocam insandan bahsetmiyoruzki, bambaşka bir varlıktan bahsediyoruz. dolayısıyla insanı örnek gösteremeyiz bunların konuşma ve iletişim kurmalarında.

    bunlar sen ben gibi topluluklar, hatta aşiretler halinde yaşayan canlılar. münferit rastgele dolaşan şeyler değiller. kendilerine özgü yaşantıları, soyları, kabileleri dahi var. yani o kadar basit değil bunların yaşam şekilleri. sosyal valıklar bunlar sen ben gibi.

    ama bunları bilimsel ortamda inceyemezsin. çok denenmiş olmasına rağmen sonuç alınamamıştır çünkü yapıları itibariyle alıp incelemeye müsait değiller. ruhani bir varlığın neyini inceleyeceksin.
    ama seslendimi sesleniyor. kafanın içinde ne dediğini duyuyorsun. aynı bir insanın konuşması gibi anlaşılır şekilde hemde. ama nasıl yapıyor, ben çok araştırdım onlarla düşüp kalkanlar bile bilmiyorlar.
    senin inceleme olayın zor yani




  • quote:

    Orijinalden alıntı: zero01

    c4 ciddi anlamda sizlere inanmak istiyorum.
    eğer dediğiniz gibi birşeyse , kesinlikle bilimsel ve diyalektik temele oturtmak zorundayız.

    Anlattıklarından en basit bir bölümünü alıp diyalektik açıdan inceleyelim.

    Kendim bir dilbilimci olarak konuşma (speech) bölümünü el alıyorum.
    Cinin konuşma gibi bir yeteneğe sahip olabilmesi için "UG" diye beyinde doğuştan bazı mekanizmalara sahip olması gerekirdi. örneğin hayvanlarda bu kısım gelişmediği için morfemler oluşturamazlar.

    Cin nasıl oluyorda oluşturuyor. henuz organizma bile değilken ?
    Çünkü bu ünitenin gelişmesi için 2.5 milyon yıllıkta bir evrimsel süreç gerekir.
    Ayrıca Dili konuşabilmek için bunun beyinde öğrenilmiş bir sürece sahip olması gerekirdi.
    vede , konuştuğu şive ve dile göre bir kültürde yetişmiş ve dili edinmiş olmalıydı.

    Bu konuda Trackfindında bilgisi oldugunu düşünüyorum. o da Dil ile ilgilenen birisi.

    Şu cinleri bende inceleyip bir doktora tezi vermek isterim doğrusu.
    Dünya ve Bilim yerinden oynar . Belkide Bilimin yönü bile değişebilir.

    C4 özel mesajdan bana bu konuda bildiklerini aktarabilirmisin.
    Gayet ciddiyim.
    Bunları çağırıp konuşturmanın formullerini öğrenmek isterim.
    Tekrar söylüyorum . son derece ciddiyim.

    Alıntıları Göster
    Arkadaşlar karabasan dediğiniz şey, kişi ram uykusuna dalmak üzereyken uykuyla uyanıklık arasında beyinin bize oynadığı bir oyundur bu oyuna kendinizi çok kaptırırsanız nefesinizde kesilir, beyin kanamasıda geçirebilirsiniz... Ve her toplulukta sizin bu dediğiniz kara basan olayı benim anlattığım yarı uyanıklık olayı farklı şekilde yorumlanmıştır, americalılarda uykularında ufolar tarafından kaçırıldıklarını üzerinde deneyler yapıldığını görürler, çinde odanın içinde uçan siyah ruhlar görürler kaçıp gitmek bağırmak isterler gidemezlermiş, bu yaşadığınız toplumun kültürüne göre değişir yaşadığınızı zannettiğiniz şey.. bende 2-3 kere olmuştum.. metafiziğe ve allaha inanıyorum yarattıklarınada ama bu karabasan olayına bi aydınlık getirmek istedim..saygılar..




  • quote:

    Orijinalden alıntı: iZCi_500

    Ayrıca benim de @C4'e sorularım var:

    @C4 peki bu dünyanın dört bir tarafında olan büyülerin nasıl bir mantığı var? Örneğin tavuk bacağı ve öksürük otu veya öküz kafası ile maydanoz. Bunları uyduruyorum elbet ancak bazı yerlerde özellikle Meksika'da bu tür işlerle uğraşanlar mevcut. Peki bu kişiler de bizim bildiğimiz anlamdaki cinlerle mi uğraşıyorlar yoksa onların uğraştıkları farklı bir tür mü? Bizim kültürümüzdeki bir insan ayetler aracılığıyla ulaşıyorsa bir cine diğer kültürdeki kişi nasıl ulaşıyor onlara? Daha doğrusu onlara ulaşmanın evrensel bir yolu mu var? Ya da bölgelere göre değişklik gösteren bir yolu mu var? Neden her insan çağıramıyor? Çağırmak için belli kriterlere mi sahip olmak gerek? Eğer fal, büyü vs. ayetlerle kesin olarak yasak ise neden bu işlerle uğraşıyor insanlar? Büyü gibi büyük bir günahın sorumluluğunu nasıl üstlenebiliyorlar? Ne dersin bu konuda?

    Tabii ki tüm bunlar inanç perspektifinden bir yaklaşım gerektiriyor. İnanmayanlar için bir zorlama yok. İsteyen inanmayabilir bu gayet doğal.

    Ayrıca @zero1 senin de yaklaşımın güzel. Özellikle dil üzerine sorduğun sorular ki bu benim de alanıma giriyor oldukça çarpıcı. Ancak sana şunu sormak isterim. Örneğin sen "içinden konuşmak" deyimini bilirsin. Mesela insan içinden de düşünebilir. Yani bir tür ses vardır içinde örneğin zor bir durmla karşı karşıya kaldığında içinden "vay anasını naapacam bem şimdi" dersin.

    Gülmüşüm ama devamını getirmemişim. Bu türde bir canlı varsa belki de insan ile iletişimini bu şekilde yapıyordur. @C4'ün uzmanlık alanı oldu bu konu ben de merak ettim şimdi böyle mi diye?. 500 milyar yarışmasına bakar iken devamını getirmeyi unuttum mesajımın.

    Alıntıları Göster
    quote:

    Orjinalden alıntı: trackfind500

    Ayrıca benim de @C4'e sorularım var:

    @C4 peki bu dünyanın dört bir tarafında olan büyülerin nasıl bir mantığı var? Örneğin tavuk bacağı ve öksürük otu veya öküz kafası ile maydanoz. Bunları uyduruyorum elbet ancak bazı yerlerde özellikle Meksika'da bu tür işlerle uğraşanlar mevcut. Peki bu kişiler de bizim bildiğimiz anlamdaki cinlerle mi uğraşıyorlar yoksa onların uğraştıkları farklı bir tür mü? Bizim kültürümüzdeki bir insan ayetler aracılığıyla ulaşıyorsa bir cine diğer kültürdeki kişi nasıl ulaşıyor onlara? Daha doğrusu onlara ulaşmanın evrensel bir yolu mu var? Ya da bölgelere göre değişklik gösteren bir yolu mu var? Neden her insan çağıramıyor? Çağırmak için belli kriterlere mi sahip olmak gerek? Eğer fal, büyü vs. ayetlerle kesin olarak yasak ise neden bu işlerle uğraşıyor insanlar? Büyü gibi büyük bir günahın sorumluluğunu nasıl üstlenebiliyorlar? Ne dersin bu konuda?

    Tabii ki tüm bunlar inanç perspektifinden bir yaklaşım gerektiriyor. İnanmayanlar için bir zorlama yok. İsteyen inanmayabilir bu gayet doğal.

    Ayrıca @zero1 senin de yaklaşımın güzel. Özellikle dil üzerine sorduğun sorular ki bu benim de alanıma giriyor oldukça çarpıcı. Ancak sana şunu sormak isterim. Örneğin sen "içinden konuşmak" deyimini bilirsin. Mesela insan içinden de düşünebilir. Yani bir tür ses vardır içinde örneğin zor bir durmla karşı karşıya kaldığında içinden "vay anasını naapacam bem şimdi" dersin.

    Gülmüşüm ama devamını getirmemişim. Bu türde bir canlı varsa belki de insan ile iletişimini bu şekilde yapıyordur. @C4'ün uzmanlık alanı oldu bu konu ben de merak ettim şimdi böyle mi diye?. 500 milyar yarışmasına bakar iken devamını getirmeyi unuttum mesajımın.




    Şu an için belirli bir mantığı yok zaten..
    Ama bu olaylara klasik bilim anlayışıyla bakarsak hiçbir yere varamayız.
    Bilim sadece, tanınmış, güvenilir araçlarla bilginin toplanmasıdır." Bununla beraber, araçlar zamanla değişebilir. Geçmişin güvenilir aracı, zamanımızda güvenirliğini yitirmiş olabilir. Ya da gelecekte güvenirliği yitirebilecek olabilir. Bunun tersine, geçmişte kullanılmayan araç ve yöntemler bugün kullanılabilir. Yani, bilimi; yerinden oynamaz, şekli değişmez bir duvar gibi kabul ederek, bu duvara yaslanıp rahatlığı aramak, gerçeğe ters düser.

    Her sey bir değişim halinde oldugu gibi, bilim de bir değişim halindedir. Bu konuda Batı ve Doğu'nun bakış açılarını dile getirmek gerekirse; Batı dış dünyayı, Doğu ise insanın iç dünyasi incelemiştir. Kısaca, Batı analizci, Doğu sentezci olmuştur. Batı, olayları ufak parçalara ayırarak incelemeyi ilke edinmiştir. Örneğin: İnsan bedeninde belli bir miktar su, hidrojen, oksijen karbon ve başka elementler bulunduğunu saptamıştır. Bu ilginç görünebilir ancak bu maddeleri bir araya yığmakla insan elde edilemez. Önemli olan, bu maddeler arasındaki ilişki, bağlantı ve örgütlenmedir. Önemli olan, bu parçalardan çok, bunların nasıl olup da bu bütünlügü oluşturduğudur.

    İste Doğu bunu incelemiş, yani bütünleşmeyi ele almıştır. Özetle şöyle söylenebilir: Parapsikoloji alanına giren tüm olayların psikolojik değil, psişik olduğu bir gerçektir.Yani bunlar, beden dışı, ruhsal bir güce, yeteneğe dayanmaktadır.

    ------------------------------------------

    Dünyada'daki parapsikolojik alandaki faaliyetler..

    İngiltere , Fransa, Amerika ve dünyanın çeşitli yerlerinde bu tür derneklerin kuruldugunu görmekteyiz. Bugün Rusya'da pek çok üniversitede Parapsikoloji bölümleri bulunmakta olup, bu konuda A.B.D.'nin daha ileride olduğu belirtilmektedir.

    Halen, Dünya'nın pek çok ülke­sinde bu konu ile ilgili araştırma­larını sürdüren ve lisansüstü eğitim sunan pek çok üniversitenin, Parapsi­koloji bölümü kürsüsü bulunmaktadır.

    1930’ lı yılların başında A.B.D de Duke üniversitesinde J.B.Rhine ve eşi L. Rhine tarafından yürütülen çalışmalarda psişik çalışmaları belirtmek için almanca parapsychologie terimini kullanmışlardır. Alışılagelmişin dışı farklı psikoloji anlamına gelmektedir. Bu yılarda telepati, telekinezi ve durugörü çalışmalarının yoğun olduğu ve isimlendirmelerde özellikle durugörüdeki hadiselerin Extrasensory perception adlandırdıkları (duyu dışı algılamalar) görülmektedir.

    Sovyet ideolojisi bu fenomenleri biokimyasal hadiseler olarak ele almıştır. Psikotronik, Yunanca psişe ve elektron sözcüklerinden gelmektedir. İlk kez 1968’de Dr. Z. Reydak başkanlığında bir grup Çek bilim adamı tarafından Moskova Uluslararası Parapsikoloji konferansında parapsikoloji sözcüğü yerine kullanıldı. Bu bilimadamları parapsişik olaylarda sözü edilen enerjinin yapısını keşfetmek amacında olduklarını belirtmişlerdi. Psikotronik enerji paranormal olayların temelini oluşturabilir. Bu enerji birimi ise psikotron olarak adlandırılmaktadır. Dr. Rejdak, psikotronik ile ilgili olarak özde insanla ilgili olan bir biyonik bilimdir.

    Biz, PSİ olayını öncelikle insanda ikincil olarak ta tek başına bir enerji şeklinde tanımlamaya çalışıyoruz. Amaç ya ara bağlantı olarak insanı yada insanı saf dışı bırakarak yapay bir sentezi kullanarak (elektromanyetik,çekimsel yada diğerleri gibi bilinen enerji biçimlerinden hiçbirinin bu olguda geçerli olmadığı bir kez kanıtlandığında ,insanın telepatik nakil sırasında kullandığı enerjinin bir üretecini meydana getirmek yoluyla), bu konuyla ilgili sorunların uygulamalı sonuçlarını arayıp bulmaktır der.

    Psikotronik denemelerin bu gün hangi boyutta olduğu bir gizemdir.Amerika da Meşhur bir Philedelphia deneyinden söz edilir burada bir geminin su üzerinden demateryalize edilerek enlem ve boylamı önceden belirlenen başka bir alana nakil yaptırıldığı söylenir.

    Psikotronik enerji ile ilgili çalışmalar parapsikolojinin en dinamik alanlarından biridir. Eski dönem mısırda bu enerjilerin kullanıldığına dair savlar vardır. Yine tarih içinde parapsikoloji gezimizde 1939 yılında, Sovyet mühendis Semyon Davidoviç Kirlian’ın geliştirdiği yüksek frekans alanlı bir fotoğraf tekniğini görürüz. Bu yöntemle canlı ve cansız nesnelerin çekilen fotoğraflarında cisimlerin etrafında gözle görünmeyen renkli bir alanın varlığının ispatlandığını görüyoruz.teşhis ve tedavide araç olarak kullanılan bu teknik günümüzde kullanılmaktadır.

    Sovyet bilimadamları enerji beden üzerindeki çalışmalarını ilk kez 1968 de Kazakistan devlet üniversitesince basılan Kirian etkisinin biyolojik etkinliği başlığını taşıyan ve ayrıntılı bir rapor halinde bilim dünyasına sunmuşlardır. Buna göre bu fotoğraflarda görülen biyo-ışıldama organizmanın elektriksel bir hali olmayıp biyoplazma tarafından oluşturulmaktadır.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Rudeboy

    Arkadaşlar karabasan dediğiniz şey, kişi ram uykusuna dalmak üzereyken uykuyla uyanıklık arasında beyinin bize oynadığı bir oyundur bu oyuna kendinizi çok kaptırırsanız nefesinizde kesilir, beyin kanamasıda geçirebilirsiniz... Ve her toplulukta sizin bu dediğiniz kara basan olayı benim anlattığım yarı uyanıklık olayı farklı şekilde yorumlanmıştır, americalılarda uykularında ufolar tarafından kaçırıldıklarını üzerinde deneyler yapıldığını görürler, çinde odanın içinde uçan siyah ruhlar görürler kaçıp gitmek bağırmak isterler gidemezlermiş, bu yaşadığınız toplumun kültürüne göre değişir yaşadığınızı zannettiğiniz şey.. bende 2-3 kere olmuştum.. metafiziğe ve allaha inanıyorum yarattıklarınada ama bu karabasan olayına bi aydınlık getirmek istedim..saygılar..

    Alıntıları Göster
    Metafiziğin anlamı Fizikten sonra demektir zaten, fizik ötesi, siz fizikten sonrasında fizik kanunları arıyorsunuz
    Birde zaten şu gerçek var, arkadaşlar şu kafatasının içinde öyle bir et parçası öyle bir sistem yatıyorki, beynimiz evet onunla bir kaşığı bükebiliyorsan bilimsel kalıp giydirdiğimiz o et parçası bi anda bilimin ötesine geçip bio enerjiye dönüşüyor, mıknatıs örneğini verirsek çekim kuvvetini gözle görebilen ve kulağıyla işitebilen biri varsa bana pm atsın, o zaman mıknatısıda cinler yada kimilerinin kabullenmek istemediği bazı güçler tarafından kontrol ediliyor, sizce? ama zaten böyle mükemmel ve kusursuz bi işleyişin böyle bir dengenin de bi yaratıcısı bi başlayış enerjisi olması lazım güç kaynağıda denilebilir buna...



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Rudeboy -- 24 Mart 2006; 18:40:04 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: iZCi_500

    Ayrıca benim de @C4'e sorularım var:

    @C4 peki bu dünyanın dört bir tarafında olan büyülerin nasıl bir mantığı var? Örneğin tavuk bacağı ve öksürük otu veya öküz kafası ile maydanoz. Bunları uyduruyorum elbet ancak bazı yerlerde özellikle Meksika'da bu tür işlerle uğraşanlar mevcut. Peki bu kişiler de bizim bildiğimiz anlamdaki cinlerle mi uğraşıyorlar yoksa onların uğraştıkları farklı bir tür mü? Bizim kültürümüzdeki bir insan ayetler aracılığıyla ulaşıyorsa bir cine diğer kültürdeki kişi nasıl ulaşıyor onlara? Daha doğrusu onlara ulaşmanın evrensel bir yolu mu var? Ya da bölgelere göre değişklik gösteren bir yolu mu var? Neden her insan çağıramıyor? Çağırmak için belli kriterlere mi sahip olmak gerek? Eğer fal, büyü vs. ayetlerle kesin olarak yasak ise neden bu işlerle uğraşıyor insanlar? Büyü gibi büyük bir günahın sorumluluğunu nasıl üstlenebiliyorlar? Ne dersin bu konuda?

    Tabii ki tüm bunlar inanç perspektifinden bir yaklaşım gerektiriyor. İnanmayanlar için bir zorlama yok. İsteyen inanmayabilir bu gayet doğal.

    Ayrıca @zero1 senin de yaklaşımın güzel. Özellikle dil üzerine sorduğun sorular ki bu benim de alanıma giriyor oldukça çarpıcı. Ancak sana şunu sormak isterim. Örneğin sen "içinden konuşmak" deyimini bilirsin. Mesela insan içinden de düşünebilir. Yani bir tür ses vardır içinde örneğin zor bir durmla karşı karşıya kaldığında içinden "vay anasını naapacam bem şimdi" dersin.

    Gülmüşüm ama devamını getirmemişim. Bu türde bir canlı varsa belki de insan ile iletişimini bu şekilde yapıyordur. @C4'ün uzmanlık alanı oldu bu konu ben de merak ettim şimdi böyle mi diye?. 500 milyar yarışmasına bakar iken devamını getirmeyi unuttum mesajımın.

    Alıntıları Göster
    quote:

    Orjinalden alıntı: trackfind500

    Ayrıca benim de @C4'e sorularım var:

    @C4 peki bu dünyanın dört bir tarafında olan büyülerin nasıl bir mantığı var? Örneğin tavuk bacağı ve öksürük otu veya öküz kafası ile maydanoz. Bunları uyduruyorum elbet ancak bazı yerlerde özellikle Meksika'da bu tür işlerle uğraşanlar mevcut. Peki bu kişiler de bizim bildiğimiz anlamdaki cinlerle mi uğraşıyorlar yoksa onların uğraştıkları farklı bir tür mü? Bizim kültürümüzdeki bir insan ayetler aracılığıyla ulaşıyorsa bir cine diğer kültürdeki kişi nasıl ulaşıyor onlara? Daha doğrusu onlara ulaşmanın evrensel bir yolu mu var? Ya da bölgelere göre değişklik gösteren bir yolu mu var? Neden her insan çağıramıyor? Çağırmak için belli kriterlere mi sahip olmak gerek? Eğer fal, büyü vs. ayetlerle kesin olarak yasak ise neden bu işlerle uğraşıyor insanlar? Büyü gibi büyük bir günahın sorumluluğunu nasıl üstlenebiliyorlar? Ne dersin bu konuda?

    Tabii ki tüm bunlar inanç perspektifinden bir yaklaşım gerektiriyor. İnanmayanlar için bir zorlama yok. İsteyen inanmayabilir bu gayet doğal.

    Ayrıca @zero1 senin de yaklaşımın güzel. Özellikle dil üzerine sorduğun sorular ki bu benim de alanıma giriyor oldukça çarpıcı. Ancak sana şunu sormak isterim. Örneğin sen "içinden konuşmak" deyimini bilirsin. Mesela insan içinden de düşünebilir. Yani bir tür ses vardır içinde örneğin zor bir durmla karşı karşıya kaldığında içinden "vay anasını naapacam bem şimdi" dersin.





    büyü inkar edilemez bir gerçektir. babilde harut ve marut tarafından insanlara öğretilen bir olay. dünya üzerinde var olan sayısız imtihan aracından birisidir diyebiliriz büyü için. büyüde de ruhaniler kullanılır. büyüde amaç, ruhanileri bir hedefe yönlendirmektir. bunun sadece bir değil bir kaç yolu var. öncelikle büyüyü yapan şahıs, ruhanilerle temasa geçmiş ve onlarla diğer insanlara kötülük yolunda bir anlaşmaya girmiş olması sebebiyle din dairesinden çıkmıştır.
    bazı ayetleri ters okumak sadece metodlardan birisi. bunlarla işbirliğine girmenin başka yolları da var.
    bu işi yapanlara gidip çırak olanlar ve yanlarında yetişen insanlar var.

    cinleri iyi anlamak gerekir. hepsi "habis" tabir edilen çığrından çıkmış varlıklar değildir. ama bunların habisleri tehlikelidir. yapıları itibariyle insanın fiziki yapısına nüfuz ederek rahatsızlık vermeye müsaittirler. büyüde kullanılan yegane yöntem de budur. insan beynine tahakküm ederek verdikleri rahatsızlık sonucunda bir çok insanda ne gibi arızalara yol açtıklarının örnekleri çoktur.

    büyü ile kahinlik farklı şeyler. büyü tamamen zarar vermeye yöneliktir. karı koca arasını açmalar, erkeklik bağlamalar, kalp sıkışmaları, anadoluda çok yaygın bir büyü kültürüdür. gönderilen habis ruhani size musallat olduğu anda ancak onu ne şekilde oradan sökeceğini bilen birisi size yardımcı olabilir yada siz bazı ayetlerin hassalarından faydalanarak korunabilirsiniz. gezin anadoluyu, konuşun doktorlarla, bakın size neler anlatacaklar. tıbben yapılacak bir şey olmayan bu gibi rahatsızlıklar en azından bir kaç tane gelmiştir anadoluda bir doktora. tıbbi teşhisi yokki tedavisi olsun.

    bir de şu var. her büyü yapan onlarla konuşup görüşüyor denemez. kullandıkları bahsettiğin ıvır zıvırlar simgedir. onlara bunlar vasıtasıyla ne istediğini, daha doğrusu kurbanda ne gibi bir zarar oluşturmak istediğini anlatır. ama öyleleri varki, onlarla hemhal olmuştur konuşur görüşür git şuna şunu yap der.
    hepsinin kökünü kazımak icap eder bunların. şerleri büyüktür. başına gelmeyen anlamaz olayın vehametini.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Rudeboy

    Metafiziğin anlamı Fizikten sonra demektir zaten, fizik ötesi, siz fizikten sonrasında fizik kanunları arıyorsunuz
    Birde zaten şu gerçek var, arkadaşlar şu kafatasının içinde öyle bir et parçası öyle bir sistem yatıyorki, beynimiz evet onunla bir kaşığı bükebiliyorsan bilimsel kalıp giydirdiğimiz o et parçası bi anda bilimin ötesine geçip bio enerjiye dönüşüyor, mıknatıs örneğini verirsek çekim kuvvetini gözle görebilen ve kulağıyla işitebilen biri varsa bana pm atsın, o zaman mıknatısıda cinler yada kimilerinin kabullenmek istemediği bazı güçler tarafından kontrol ediliyor, sizce? ama zaten böyle mükemmel ve kusursuz bi işleyişin böyle bir dengenin de bi yaratıcısı bi başlayış enerjisi olması lazım güç kaynağıda denilebilir buna...

    Alıntıları Göster
    bir de laf var; cinler, inanmayanlara gözükmezmişler diye. kardeşim nerden biliyorlar, inanıp inanmadığımı. alnımda mı yazıyo.

    cin denen ucubenin kökeni hastalıklara dayanıyor. eski çağlarda biri ateş çıkarınca-titreme nöbetlerine girince, şimdiki gibi hemen termometreyi koyup, parasetamol içirmezlermiş. antibiyotik falan da yokmuş. bu yüzden insanlar anlam veremezlermiş hastalanan kişiye ne olduğuna, hastalıklara kötü ruhların(cinlerin) neden olduğu düşünülüyomuş. ben böyle biliyorum bunun hikayesini.

    yani cin=virus,mikrop,bakteri.

    yukardaki canlılarında gelecekten haberdar olacaklarını sanmıyorum. onlar daha kendilerinden haberdar değiller.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Lacrima -- 24 Mart 2006; 18:50:25 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Lacrima

    bir de laf var; cinler, inanmayanlara gözükmezmişler diye. kardeşim nerden biliyorlar, inanıp inanmadığımı. alnımda mı yazıyo.

    cin denen ucubenin kökeni hastalıklara dayanıyor. eski çağlarda biri ateş çıkarınca-titreme nöbetlerine girince, şimdiki gibi hemen termometreyi koyup, parasetamol içirmezlermiş. antibiyotik falan da yokmuş. bu yüzden insanlar anlam veremezlermiş hastalanan kişiye ne olduğuna, hastalıklara kötü ruhların(cinlerin) neden olduğu düşünülüyomuş. ben böyle biliyorum bunun hikayesini.

    yani cin=virus,mikrop,bakteri.

    yukardaki canlılarında gelecekten haberdar olacaklarını sanmıyorum. onlar daha kendilerinden haberdar değiller.

    Alıntıları Göster
    Pardon arkadaşlar bişey daha söylücem birisi temiz kalpli kalp gözü açık olan ninelerimiz büyüklerimiz vardır demişti... Bu yaşlılarda daha çok görülür hatta beynini çok yoranlarda kullananlarda görülür bi nevi ünv e hazırlanıp test çözen sonrada sınavı kazanmaya benzer, beyin sürekli egzersiz içinde olanlarda görülür yada dediğim gibi yaşlılarda beyin baya bi gelişmiştir duyarlı hale gelmiştir bu tarz şeylerde..
    Bir örnek vermek gerekirse americada bi araştırmada yeni doğmuş 3 tane maymun yavrusunu ayrı bi adacığa koyup, başka bi 3 yavruyuda başka adaya koymuşlar, aralarında 3 km mesafe vardır.. her gün önlerine konulan muzları yerler ama kabuğuyla bütün bi şekilde... bunlar sürekli gözlem halindelerdir camera ve gözetmenler eşliğinde 2 aydan sonra A adasındak bi yavru muzu soymayı keşf etmiştir x zamanında B adasındaki bi yavruda x e çok yakın bi y zamanında oda öğrenmiştir... bunun açıklamasıda beyinlerin birbirlerini aynı paralelde çalışırken etkileşime girmeleridir, bununda bilimdeki adı telepatidir...




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Lacrima

    bir de laf var; cinler, inanmayanlara gözükmezmişler diye. kardeşim nerden biliyorlar, inanıp inanmadığımı. alnımda mı yazıyo.

    cin denen ucubenin kökeni hastalıklara dayanıyor. eski çağlarda biri ateş çıkarınca-titreme nöbetlerine girince, şimdiki gibi hemen termometreyi koyup, parasetamol içirmezlermiş. antibiyotik falan da yokmuş. bu yüzden insanlar anlam veremezlermiş hastalanan kişiye ne olduğuna, hastalıklara kötü ruhların(cinlerin) neden olduğu düşünülüyomuş. ben böyle biliyorum bunun hikayesini.

    yani cin=virus,mikrop,bakteri.

    yukardaki canlılarında gelecekten haberdar olacaklarını sanmıyorum. onlar daha kendilerinden haberdar değiller.

    Alıntıları Göster
    ben cinlerin avukatlığını yapmıyorum yanlış anlaşılmasın.
    cinlerin görülememesi varlıklarının reddedilmesini gerektirmez. yaptıkları işler ortada. lacrimanın bahsettiği eski inanışlar. hala olan herşeyi cinlere atfeden insanlar yok değil ama her rahatsızlıkta büyü yada cin değil.
    şimdi denilebilirki bu asırda hala böyle şeylere inanılır mı? ama büyünün asrı zamanı olmaz. büyü yeryüzünde var olan ve etkileri kanıtlanmış bir şeydir.sebepsiz yere rahatsızlanan ve birbirleri ile kavgalara başlayan insanların evlerinde bulunan büyü simgeleri yok edildiğinde insanların hemen düzeldikleri görülmekte. buyrun izah edin başka izahı varsa.




  • 
Sayfa: önceki 12345
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.