Değerli Sanal Evrenin Feysbuk Halkı bugünkü konumuz yine devlet. Gizemli sorumuz ise neden allame-i cihan-ül Türk devlete “baba” sıfatını layık görüyor. Burada sadece Kemal Tahir’i parantez dışına çıkaralım lakin istisnalar kaideyi bozmamaktadır. İşte bu sorunun Ezoterik açılımını, inisisasyon gerektirmeden, siz değerli feysbuk sakinlerine usb 3.0 hızında download etme fırsatını sunuyoruz. Devle…tin, memeliler familyasının homo-sapiens ırkını temsil eden kesiminin, nankör, bozguncu, bencil, fesat ve müsrif duygularını törpülemek adına, aralarında uzlaşarak bir sözleşmeyle kurdukları ve temel insani yetkilerini devrettikleri üst bir tüzel kişilik olduğu arkeologlar tarafından tespit edilmiştir. Böyle olaya bakıldığın vay anasını lan! Ne zekiymiş bunlar denecekse de aslında bu ırkın bunu zekadan cok hayatta kalma dürtüsü gereği istemdışı kasılmalarla tik kıvamında yaptığını da düşünmüyor değilim. Devlete Baba yakıştırmasının özellikle İslamiyet sonrası dönemde kondurulduğunu düşünüyorum şöyle ki İslamiyet öncesi dönem daha anaerkil bir dönem olup bu dönemde reaya ya da kul bakış açısı yoktur. Peki neden devlet ana değil de baba bizde. Ana şefkati, merhameti ve karşılıksız saf sevgiyi temsil ederken, baba ise otoriteyi, cebri, korumayı, feda etmeyi ve sürekliliği temsil eder. Kültürümüzdeki ana, şefkatiyle babanın bu tutumlarını aile efradına daha az yansıtacak şekilde radar saptırıcı olarak geliştirilmiştir. Baba karşı çıkılmaması gereken bir varlıktır Eğer karşı çıkılırsa “Allah taş eder” . Baba izin almak için ya da merhametine mazhar olmak adına iki göz önüne akıtılarak yalvarılan bir makamdır kültürümüzde. Şimdi devlet tecrübenizle karşılaştırın bakalım devletimiz ana mı yoksa baba mı? Bence baba, iki gözüm önüme aksın ki doğru söylüyorum.