Şimdi Ara

Bu tip şiirler... (3. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir (1 Mobil) - 1 Masaüstü1 Mobil
5 sn
57
Cevap
3
Favori
3.191
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 123
Sayfaya Git
Git
Giriş
Mesaj
  • quote:

    Orijinalden alıntı: ExSeLaNs35

    Eğer yeniden başlayabilseydim yaşama,
    İkincisinde daha çok hata yapardım.
    Kusursuz olmaya çalışmaz, sırtüstü yatardım.
    Neşeli olurdum, ilkinde olmadığım kadar.
    Çok az şeyi ciddiyetle yapardım.
    Temizlik sorun olmazdı aslında,
    Daha çok riske girerdim,
    Daha fazla seyahat ederdim,
    Daha çok güneş doğuşunu izler,
    Daha çok dağa tırmanır daha çok nehirde yüzerdim.
    Görmediğim birçok yere giderdim,
    Dondurma yerdim doyasıya ve daha az bezelye.
    Gerçek sorunlarım olurdu hayali olanların yerine.
    Yaşamın her anını gerçek ve verimli kılan insanlardandım ben.
    Yeniden başlayabilseydim eğer,
    Yalnız mutlu anlarım olurdu.

    Farkında mısınız bilmem, Yaşam budur zaten:
    Anlar, sadece anlar, sizde anı yaşayın.
    Hiçbir yere yanında termometre, su ,
    Şemsiye ve paraşüt almadan gitmeyen insanlardandım ben.
    Yeniden başlayabilseydim ilkbaharda pabuçlarımı fırlatır atardım.
    Ve sonbahar bitene kadar yürürdüm çıplak ayaklarla.
    Bilinmeyen yollar keşfeder, güzelin tadına varır,
    Çocuklarla oynardım, bir şansım olsaydı, eğer.
    Ama işte 85'indeyim ve biliyorum...

    Ölüyorum...

    Jorge Luis Borges
    (1899-1986) Arjantin





    Konuyla pek bağlantılı değil ama beğendiğim bir şiir paylaşayım dedim =)





  • (YOL)

    Bir basi var durdugun yer
    Sonu yok hep bastasin
    Son dedigin gidicegin yerde
    Yana yikila uzar gider
    Surumcemede kalan isler gibi o yol seferlerinde
    Bana hep dertler kavusturur
    Sana sevincler getirir
    Mutlu bir cocuk gibi usulca bekler
    Her donsunde yolu open tekerlek gibi
    Kilometrelerce seni opmek ister
    Frenlerim bosalsin ucalim bu yolda
    Deniz feneri bile goz kirpmakta dalgali basiyla
    Sankkristce Seni seviyorum sezsizce bilsem
    Derdim en guzelini o dilde
    Her yola cikisimda dort mevsimde ve senle...
    Her mola verisde acarken telimi
    Bir ihtimal derdim
    Belkide ...
    En son binen ben olurdum o git gel seferlerde
    Ve ilk inen fikrimdemiyim bari bu seferde...
    Ve sen yol boyunca aklimdaydin
    Cunki mezar tasim gibi basucumdaydin
    Yaprak yaprak sendin iste
    Kollarimdan govdemden bacaklarimdan fiskiran
    Sevginle tenimde
    Kolumu dayardim yada
    Ayagimi en rahat oturus seklim
    Sanki sen yanibasimda veya omzun basimda
    Otuziki nolu o cam kenari koltugumda...
    Biletimi en son alirdim senden gitmek zordu bana
    Demir atmak gibi degil demir almak zor bu yasta .
    Gelmeni istemezdim sevmem birikmalari
    Usulca dokulurdum yola
    Bozuk bir musluktan damlayan terkos suyu gibi
    Surekli sensiz ve sensiz tereddut askin
    Ben donen tekerlegin her donunsunde yolu opusu gibi
    Kilometrelerce seni opmek
    Bu duygu ile gecerdi inan yolum
    Ve gecmesini istemezdim baska birinin
    Bir ihtimal derdim
    Belki...
    Hani istemistirde...
    Bilirdim ama
    Tek gidis kesmisler bileti
    Donusu olmayan bu yolda kimse kimseyi beklemezki
    Ben ;
    Senin bana bir mesajini beklerdim
    Hep seni soluk aldigim molalarda
    Ve sunu umardim
    Evet gecmisim aklinda...
    Donen bir tekerlegin yolu opusu gibi
    Kilometrelerce istiyorum opmek seni
    Dort mevsim bahane
    Her haline talibim sedece bir kez olsun op bari beni...

    A.E




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Frontasa

    MUTLAKA OKU

    Gittin...
    Ben, arkandan sadece baktım.
    Oysa; söyleyecek o kadar çok şeyim vardı ki...
    "Gidersen iyiye dair ne varsa içimde yitireceğim hepsini.
    Gidersen sönecek içimdeki ateş
    ve bir daha hiç kimse yakamayacak.
    Gidersen karanlığa mahkum edeceksin günlerimi
    O karanlıkta yolumu kaybedeceğim" diyecektim sana.

    Konuşamadım...

    Gidişini görmemek için gözlerimi kapattım
    Öylesine acıdıki içim, tutup koparsalardı kolumu
    bacağımı bu kadar acı duymazdım.
    Acım yaş olup akmalıydı gözlerimden.

    Ağlayamadım...

    Seni delicesine bir tutkuyla seviyordum oysa
    Tutkum seninle olmaktı, tutkum teninde erimek,
    tutkum hayatı seninle sadece paylaşmaktı.

    Anlatamadım...

    Gidişini önlemek için tutmak vardı ellerinden
    Ellerim değil miydi her dokunuşumda seni ürperten?
    Ürperdin yine biliyorum.
    Bir kez dokunsam, bir kez tutsam ellerini
    Gitmek için biriktirdiğin bütün cesaretin kaybolurdu.

    Tutamadım...

    Bir yıkım gibiydi gidişin
    Sen adım adım uzaklaşırken benden
    Çöküp kaldı bedenim olduğu yere
    Nice terk edişlere dayanan yürek bu kez yenilmişti
    Bu kadar zayıf değildim ben kalkmalıydım.

    Kalkamadım...

    Oysa geldiğin gün gideceğini biliyordum
    Hazırdım gidişine,
    Kaçak zamanları yaşıyorduk
    Zaman bitecek ve sen gidecektin
    Bense, gidişinin ertesi günü
    Hayatıma kaldığım yerden yeniden başlayacaktım.


    Başlayamadım...



    bu çok güzel ya direk beni anlatıyor abi.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: ayyass_57

    Mesajım bulunsun
  • şimdi tam bu konuyo göre neyzen tevfikten bir şiir koyardımda onu koyduğumdan dolayı çıktığım tatilden yeni döndüm zaten
  • mesajım bulunsun
  • quote:

    Orijinalden alıntı: l3bron

    şimdi tam bu konuyo göre neyzen tevfikten bir şiir koyardımda onu koyduğumdan dolayı çıktığım tatilden yeni döndüm zaten



    o şiir bu mu?

    Bana yar olmayan devr-i devranın,
    İzzet-i ikramını s***yim.
    Yansın bu ib**ler
    Su veren itfaiyenin hortumunu s***yim,
    Ben delimiyim?
    Mecnun gibi bir a* için çöllere düşeyim,
    Verirse verir, vermezse Leyla'yı da s***yim. :))

    yöneticilere not: lütfen konuyu kapatmayın sadece bana verin ne vercekseniz.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: gurci


    quote:

    Orijinalden alıntı: l3bron

    şimdi tam bu konuyo göre neyzen tevfikten bir şiir koyardımda onu koyduğumdan dolayı çıktığım tatilden yeni döndüm zaten



    o şiir bu mu?

    Bana yar olmayan devr-i devranın,
    İzzet-i ikramını s***yim.
    Yansın bu ib**ler
    Su veren itfaiyenin hortumunu s***yim,
    Ben delimiyim?
    Mecnun gibi bir a* için çöllere düşeyim,
    Verirse verir, vermezse Leyla'yı da s***yim. :))

    yöneticilere not: lütfen konuyu kapatmayın sadece bana verin ne vercekseniz.

    Evet 4 gün ceza almamamın sebebi bu ama sen almazsın çünkü ben sansürsüz koymuştum




  • quote:

    Orijinalden alıntı: l3bron

    Evet 4 gün ceza almamamın sebebi bu ama sen almazsın çünkü ben sansürsüz koymuştum


    hocam sende abartmışın ama.
  • Yukarı
  • YUKARI
  • Ben deliyim…
    Yorgun ve yalnızım. Kaldırımlara misafirim...
    Gecenin gözleri üzerimde.
    Denizin ortasında küçük bir adayım, yüzme bilmem…
    Yüreğimi bir yere bırakmışım, bıraktığım yerden çok uzaklardayım. Kapıları kapatmışım üstüme, sürgüleri beynime çekmişim.
    Ey! Sabreden derviş bana da sabretmeyi öğretsene.
    Ben deliyim, ama çok şey bilirim.
    Renkler ve zevkler hiçbir şey ifade etmez bana...
    Sonların başladığı yerden, başlangıçların son bulduğu yere gidiyorum.
    Kara bir tren gibiyim yani, bir istasyondan bir istasyona, hep aynı raylar üzerinde.

    Ben deliyim…
    Yağmurun yağması benim için romantik değildir,
    ben kurşun yağmurlarını bilirim.
    Benim güneşim batmaz, dünyam dönmez, ayım hep mehtap halindedir, rüzgârlarım doğudan eser...
    Kadehime doldurduğum hüzünle sarhoş olurum,
    Mezem ise bir dilim umut.
    Ezbere bilirim yaşamayı, yaşarken savaşmayı.

    Ben deliyim.
    Ben buralara ait değilim.
    Dağları sırt sırta vermiş bir ülkem, surlarla çevrili bir şehrim.
    12 den sonra volta attığım caddelerim, kızıl sakallı bir dayım bir de kara gözlü yarim var benim.

    Ben Deliyim.
    Söyleyemediğim düşüncelerim var.
    Her akşam ayrı bir meydanda, Atatürk heykelinin karşısında, olmayan aklımı dar ağacına asar, ipini çekerim.
    Ölüm, ölüm kurşun olup yağar üzerime.
    Binlerce kez öldürülmüş ama ölmemişim.
    Ben sıratın canbazı, doğal bir felaket, sosyal bir belayım.

    Ben deliyim…
    Benim mevsimim değişmez, sadece bahardır.
    kuşlardan sadece güvercini bilirim, yüreğim kanatlarıyla beraber çarpar.
    İnsanlardan yalnız çocukları severim, onları da büyüyünceye kadar.

    Ben deliyim…
    Bağıra bağıra şarkılar söylerim, sessiz sessiz şiirler yazarım. Bilmediğim yerlerin, tanımadığım kişilerin resimlerini çizerim.

    Ben deliyim...
    Kendimle sohbet eder, kendi kendime gülerim.
    Telefon kulübeleriyle kavga ederim.
    Asfaltın siyahında kaybolur, düşüncelere dalarım.
    Çıkmaz sokaklarda kendimi arar, bir de üstüne güzel hayaller kurarım.
    Sonra, sonra hayallerimle beraber suya düşerim.

    Ben deliyim…
    Çayım sekiz şekerlidir, cigara üstüne cigara yakarım.
    Dumanı iner efkarımın şehrin üstüne.
    Parayı sevmem ama para için çalışırım.
    Dört yaşında aşık olduğumu, sonra babamın hiç başımı omuzuna dayamadığını hatırlar, hayal de olsa omuzlarında uykuya dalar, Rüyalar görürüm, uyandığımda hiçbirini hatırlamadığım halde...

    Ben deliyim…
    Güzel bir yaşam benim için anlam taşımaz, kimseye düşman değilim, kimseye de dost olmadım.
    Ben kendime bile yabancıyım...
    Duygularım hep sansüre uğramış, bir fahişenin hayatı gibi yalancıdır gözyaşlarım...
    Ufacık bir bakış boğazımı düğümler.
    Kimi özlediğimi bilmeden, hasretin en yoğun halini yaşarım.
    Ah! İçimden dağıtmak gelir, dağıtamam ya, kendimi dağıtırım.
    Gözlerimin kahverengisi gitgide koyulaşıyor, insanlarınki kankırmızılaşır.
    Bakamam kimsenin yüzüne, sevgiye muhtaç bir yavruya döner yüreğim... Kalbim titrer, haykırırım ama duyuramam sesimi...
    Yine de sardığım tütünde, yaktığım cigarada bulurum mutluluğu...

    Ben deliyim, ağlamamaya yemin etmiş gözlerim...
    Sonu dramla biten bir hatıra, üç bölümlük bir komedi dizisiyim.
    Çoğu zaman çorbama kinimi doğrar, öfkemi kaşıklarım.
    Zehir kokan bir gül biter dudaklarımın arasında,
    Kimisi tükürür, kimisi öper.
    Tükürene mezar, öpene lalezar olurum.

    Ben deliyim...

    Zülfün hergece ihanetler rıhtımında.
    Ciğerimin üstünde sevdasını kurşuna dizer.
    Ve ufacık bir bakış boğazımı düğümler.

    Ben deliyim...
    Bulmacaya benzerim. Kimi zaman soldan sağa bir nota.
    Kimi zaman yukarıdan aşağıya Eski Mısır'da bir Tanrıyım.

    Ben deliyim, geceyi ikiye böler, sonra hayatın adını yalan koyarım...

    Ben deliyim, ben yüreklerde ünlem, kafalarda soru işaretiyim.
    Ben deliyim, bağrı taşlarla dolu bir Toprak parçasıyım.
    Bir uçtan bir uca kurumuşum.
    Karınca yuvaları ve Ayak izleriyle süslüdür tenim...
    Kar yağar üşürüm, güneş olur kavrulurum.

    Ben deliyim...
    Mutluluğu uzaktan seyrederken cebimde küçük umutlar biriktirir, gözlerimi kapının eşiğine dikerim.
    İşte o zaman hayat acı kahve tadı verir, hep içime atarım ama, kendimi içine atacak bir yer bulamam.
    Anlamayana az gelirim, anlayana çok...
    Ne yarınlar birşey bekler benden, ne de ben yarınlardan...
    Ben deliyim...
    Ağlamamaya yemin etmiş gözlerim...

    Ercan İntaş




  • up
  • Up
  • Kapı ( Yokun Olmadığını Aşkın İse Yok Olduğunu Kavradığım An )

    Anahtarını bulup kalbimin derinliklerinden
    bütün kapılarını açtığımı anladığım an hayatın,
    kainatın öğrendiğim zaman ibaret olduğunu mucizeden,
    kavrarım yaşamın bir parçası olduğunu, sanatın.
    Ve yine anlarım yokun olmadığını, aşkın ise yok olduğunu.
    Sessizlikte seni arzulayan o sesin ilah uykusu gibi başlayıp, bittiğini
    ve durmaksızın gidişimin
    anlarım bir çember etrafında budalaca döndüğümü.
    Gözlerin anlattığına inandığım andan bu yana
    hala inanıyorum ama sözleri de unutmadan
    yokun olmadığını aşkın ise yok olduğunu kavradığım zaman
    eminim acı çekmeyeceğim aşkından
    anlattıklarım işte o son gün
    o son gün kapıyı açarken çekeceğim son zulüm
    anahtarı bendeyken,
    kalbim aklımın korumasında güvendeyken
    geçeceğim cesur ve sessiz adımlarla
    benim amacım vardı unutturdu aşkın
    şimdi ise yalnız zaman lazım
    öğrendim savaşın üstünlüğünü
    kaybettiklerimin bir bir bana döndüğünü
    ve buldumya hayatı en dağınık yerlerden
    kimse karşı koyamayacak bana
    ne aşkın, ne de öfkem
    zaten yokun olmadığını aşkın ise yok olduğunu kavradığım an
    yalnızca bir aşk kalacak
    emin ol o da sana olmayacak...

    Tuğçe Karasüyek




  • Mesajim bulunsun
  • 
Sayfa: önceki 123
Sayfaya Git
Git
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.