Şimdi Ara

Bugün Gezdiğin Sokakları, Yaşadığın Yeri Bir De Kıyamet Vakti'nde Gör!(İstanbul Kıyamet Vakti)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
48
Cevap
0
Favori
2.395
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 123
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • İndirmek istiyorsan Tıkla
    Boyut: 241 MB
    Oyunda üç tane karakter bulunmaktadır:
    1-Savaşçı
    2-Şifacı
    3-Mage

    Oyunda iki tane de cinsiyet bulunmaktadır:
    1-Erkek
    2-Kadın

    Oyunu ilk oynadığımda bana çok saçma gelmişti.Knight Online gibi kontrolleri yoktu.Ama sonradan kendini kaptırıyorsun.
    Oyuna Mynet üyeliğimiz ile giriyoruz.
    Farenin sol tuşu ile yaratığı gözümüze kestiriyoruz.'Evet,bu tam bana göre' dedikten sonra farenin sağ tuşu ile saldırıyoruz.Yaratıkların da kendilerine göre seviyeleri var.Kendi levelinizden yüksek hiçbir yaratığa dalmayın.Eşit levelde iseniz biraz zorlanabilirsiniz.Hatta ölebilirsiniz.Ölmekten konu açılmışken,öldüğünüzde EXP'niz gitmemektedir;fakat paranız gitmekte ve eşyalarınız zarar görmektedir.Eşyalarınızı bedava ÖRS ile tamir ettirebilirsiniz.
    Seviye 10'a kadar üç tane skill vardır.
    Sonradan bu sayı artmaktadır.
    Her seviye atlayışınızda 4 puan kazanırsınız.
    Bunları Güç,Zeka,Bünye,Beceriye istediğiniz gibi paylaştırabilirsiniz
    Ayrıca oyunda Toplama ve Üretme bölümü vardır.
    Toplama; Yolda ilerlerken veya yaratıkların orda madenler ya da bitkiler görebilirsiniz.Bunları toplayabilirsiniz.Topladıktan sonra bellirli süre içerisinde yenilenir.
    Üretim; Kendi Silah,Zırh ve diğer eşyalarınızı üretebilirsiniz.
    Üretim ve Toplama işlemleri kendi aralarında bölümlere ayrılır.




    HİKAYE(Bilmenize gerek yok,görevleri yaparak ve yaratıkları öldürerek seviye atlamaya çalışın!)

    Kör Adamın Gördükleri
    Demek afeti ve getirdiklerini soruyorsun bana genç kişi. Dinle öyleyse, sana en başından anlatayım ortak kaderimizi


    1956 yılının 25 Aralık' ında dünyanın yörüngesi güneş sistemi dışından gelen bir asteroid kümesiyle kesişti. Dünyanın her yanında büyük bir yıkım gerçekleşti. Sadece gökyüzünde asılı kalan toz bulutları bile milyonlarca insanın ölümü için yeterliydi. Fakat meteorların ortaya çıkardığı tek gerçek, yıkım ve ölüm olmamıştı.

    Asıl açığa çıkanın yüz binlerce yıldır yer kabuğunu bizlerle paylaşmış, kimilerinin canavarlar kimilerininse saklı türler olarak adlandırdığı, arzın bilinmeyen derinliklerindeki komşularımız olduğunu öğrendik. Çok sıra dışı tesadüfler sonucu kimi insanlarla karşılaşmış ve masal diye adlandırdığımız hikayelere konu olmuş varlıklar!

    Afetten birkaç yıl sonra, daha insanlık kozmik yıkımın yaralarını yeni sarmaya başlamışken, meteorların açtığı derin yarıklardan yollarını buldular yeryüzünün yabancı ortamına. İlk kim saldırdı bilmiyorum ama bildiğim bir şey var ki o da hiçbir şeyin bir daha eskisi gibi olamayacağıdır.

    5 milyar yaşındaki yerkürenin üzerinde yalnızca birkaç yüz bin yıldır varolan bizlerin daha öğrenecek çok şeyi olduğu bir gerçekti. Element büyüsünü ilk kullanabilen insan, saklı türler 'den elde edilmiş bir kitabı deşifre edebilmiş yaşlı bir dil bilimciydi. Bugünün madde büyücüleri halen kitaplarının kapaklarına onun adının baş harflerini işlerler.

    Ruh büyücülerinin namıdiğer şifacıların varlığı ise saklı türler den kimileriyle kurdukları bağlantı sonucu ruhun ve doğanın güçlerini harmanlamayı öğrenmiş küçük bir Mevlevi toplulukla başladı.

    Eski usuller ile birlikte yeni keşfedilmiş güçlerin de kullanıldığı amansız bir savaş açıldı dünyanın dört bir yanında "Saklı Türler" 'e karşı!

    Neredeyse yarım asırdır izliyorum bu savaşı ve çok şey gördü bu artık görmeyen gözlerim. Bir büyücünün sözüyle harekete geçip eti kavuran yıldırımları, bir şifacının dileğiyle canlanıp düşmanlarını sarmalayan zehirli sarmaşıkları, korkusuz bir savaşçının çığlığıyla düşmanlarının dizlerinin titrediğini gördüm...

    Sayısız ölüm gördüm. Bunlar kimine keder getirdi, kimineyse yaşama sebebi ve insanoğlu her zaman yaptığı gibi yeni dünyaya uyum sağladı.

    Fakat afetten sonra bile kişinin unutmadığı tek bir şey vardı ki o da insanın insana kıymasıdır. "Lodos" ve "Arzın Çocukları" işte bu anıların ürünüdür.

    İnsanlık tarihi böylesine zıt görüşleri hiçbir zaman hoş görmemiştir ne yazık ki. İki topluluk arasındaki kanlı savaş otuz yıldır devam ediyor dünyanın birçok yerinde ve daha da devam edecek gibi görünüyor.

    Bense insanın insana kıymaya tekrar başladığı gün kapadım gözlerimi ışığa.

    Şimdi sen söyle genç kişi...

    Bir zamanlar bir tablo kadar güzel olan İstanbul'da sen bu savaşın neresinde duruyorsun ?

    Hançer Diş ve Çatal Kuyruk
    Ağır adımlarla yürüyordu. Islak ve kararmış parke taşlarda önüne düşen gölgesini izliyordu. Yıkımın üzerinden onca zaman geçmesine rağmen hala her yerin soba bacasına batıp çıkmışçasına isle kaplı olmasına şaşırdı bir kez daha.

    Temiz kaldırımları görmemişti hiç, ya da çocuk sesleriyle çınlayan sokakları ve iskeleye yanaşan ada vapurunun düdüğünü duymamıştı; yıkımdan sonra doğanlardandı o. Kim kalmıştı ki zaten yıkımdan önce doğmuş olan.

    Bacağı sızlamaya başladı. İksirlerini düşüp bayılacak gibi olana kadar kullanmamayı öğretmişti ilk hocası ona ama bu ağrının canını epey sıkacağını anlayınca inat etmeyi bırakıp, klanın baş şifacısının hazırladığı iksiri içti. Bir saniye içinde cinin açtığı yaradan iz bile kalmadı.

    Antreponun batı girişine on kişilik deneyimli bir grup olarak saldırmışlardı. Girişi koruyan cinleri aşıp içeri girmek gibi bir planları yoktu zaten. Amaç cinlere rahat vermemekti sadece. Kendisi klanın tüm gücünü toplayıp tek ve sağlam bir darbeyle işlerini bitirmenin gerektiğini düşünse de klanın baş savaşçısı Balyoz Nazım 'ın tecrübesine güvenirdi. Nazım, cinlerin tek bir saldırıyla alt edilemeyecek kadar kalabalık ve daha da önemlisi korkak olduklarını söylemiş ve fazla kaynak harcamadan ufak saldırılarla cesaretlerini kırmanın zararsız kalmaları için yeterli olacağını da eklemişti.

    Kendini bildi bileli bir savaşçıydı. Yaşını bilmiyordu ama orta yaşı geçmişti. Lodos'a katılalı yedi yıl olmuştu, tam yedi yorucu yıl. Onu yoran klanın ağır yükümlülükleri miydi yoksa Arzın Çocuklarıyla yaptığı savaşlar mıydı işte bunu tam kestiremiyordu. Kahrolası meran uşakları. Yaratıklar çocuklarımızı boğazlarken onlar hala yaratıklardan medet umabiliyorlardı. 'Meran büyüsünden sakının.', demişti klanının baş büyücüleri, 'Yoksa sizlerin de aklınızı ayartırlar ve o yaratık sevicilerden biri olursunuz.' Öfkenin bir an için damarlarında gezdiğini duyumsadı; sıcak, heyecan verici bir his. Arzın piçlerinden nefret ediyordu! "Zayıf ahmak hergeleler!". Yine de onca yaratık dururken o piçlerden birini öldürmek ona anlayamadığı bir rahatsızlık veriyordu.

    Karanlık dar sokağa doğru dönerken, çocukları geldi bir an aklına. Anneleri dokuz yıl önce katledilmişti bir kurtadamın pençeleriyle. Kendi kendine "Klan binasında onlara iyi bakılıyor çıkar onları aklından" diyerek, asker disiplininin verdiği oto kontrolü sağlamaya çalıştı.

    Adımları savaşçı içgüdüsüyle yavaşladı ama o, bunun bir an sonra farkına varabildi.
    "Lanet olası bu sokak da neresi böyle!"
    "Ahşap evden sonra yanlış bir dönüş yaptım sanırım."

    Düşünce akışını gözüne ilişen bir kıpırtı kesti aniden. Adımları sokağın girişine doğru gerilemeye başlamıştı bile. Kanlı gürzünü almak için eli sırtına uzanırken sağ taraftan bir patlama duydu. Küçük bir duman bulutu ve barut kokusu...

    Gürzünü kavramak için kolunu kaldıramadığını farketti. Kurşun sağ omzuna gömülüp kaslarını parçalamıştı ve belki de iki dakika içinde ölümünü getirecek olan zehrini yayıyordu. Boğazı sıkılmış gibi ciyaklayan bir insanın sesini andıran bir narayla fareadam elinde tabancayla belirdi. Sol eliyle gürzünü kaptığı gibi fareadam üzerine atıldı. "Et! Kemik! Kan!" diye bağırarak savurdu gürzünü.

    Ciyaklayan çarpık yaratık, ucu kesik kuyruğu havada kalacak şekilde yere attı kendini.

    Tam gürzünü tekrar sefil yaratığın üzerine indirecekken omurgasını yaran felç edici bir darbeyle olduğu yerde kalakaldı. Bir yandan adamın sırtına sapladığı hançerini tutarken bir yandan da avının şah damarını keskin dişleriyle parçalayan arkasındaki ikinci fareadamı hiç göremedi.

    Yüzünde çarpık bir ifadeyle yere yığıldı. Parıldayan sarı güneş şeklindeki klan sembolü kana bulanıp kızıl bir gün batımına benzedi.

    Ciyaklayarak ayağa kalktı Çatal Kuyruk; "Az daha kafamı patlatacaktı! Neden o kadar bekledin seni aptal?"
    "Bir kurşunla adamın işini bitirseydin sen de o zaman!", dedi ağzından kanlar akan Hançer Diş.
    O kurşun adamın içini parça parça etti. Patlayan zehirli kurşunlarımdandı o. Yere yıkılmalıydı aşağılık herif. Yine de beklememeliydin kardeşim."
    "Ben de yıkılır sanmıştım işin aslı. Her neyse uzatma. Gidip paramızı isteyelim hanımdan."
    "Tabii önce üzerindekileri alacağız değil mi kardeşim?", diyerek pis pis sırıttı Çatal Kuyruk.
    Kanlı hançerini adamın üstünde temizleyen fareadam da benzer bir sırıtışla cevap verdi; "Elbette kardeşim!"
    Lağımda ciyaklayan yüzlerce farenin sesini andıran kahkahaları Fındıkçı Remzi Sokağı'nı doldurdu.
    .... Gerisine gerek yok

    Yakın Dövüş Silahları
    Ağır güçlü balyozlar, hızlı ve keskin palalar, hançerler, baltalar gibi birçok çeşit mevcuttur.
    Farklı silahlar farklı şekillerde hasar verirler. Kesici, Delici ve Ezici olmak üzere üç tip hasar farklı kombinasyonlarda değişik silahlarda bulunabilir. Kimi düşmanlar, zırhları veya fiziksel yapıları yüzünden bunların bazılarına çok dirençli olabilirken, bazılarından ise çok daha fazla etkilenir.
    Örneğin iskeletlerin delici ve kesici tipteki silahlardan ezici silahlara oranla çok daha az etkilendiği iyi bilinen bir gerçektir.
    Bu nedenlerden ötürü bir savaşçının yanında farklı tipte silahlar taşıması oldukça yaygın bir alışkanlıktır.
     Bugün Gezdiğin Sokakları, Yaşadığın Yeri Bir De Kıyamet Vakti'nde Gör!(İstanbul  Kıyamet Vakti)

    Menzilli Silahlar
    Tümü delici tiptedir ve verdikleri zarar yakın dövüş silahlarından düşüktür. Güvenli bir mesafeden ilk darbeyi indirme şansı vermesi açısından tercih edilirler. Çoğu tecrübeli savaşçı düşman yakına gelene kadar menzilli silahlarıyla düşmanı yaralar ve yanına gelince asıl silahlarını devreye sokar.
     Bugün Gezdiğin Sokakları, Yaşadığın Yeri Bir De Kıyamet Vakti'nde Gör!(İstanbul  Kıyamet Vakti)

    Asalar
    Büyücü ve şifacıların vazgeçilmez silahları ve prestij sembolleridir. Çoğu büyücü asasını darbe indirmek için değil üzerine yüklenmiş efsunlar için yanında taşır.
    Kıyafet ve Zırhlar
    Ne kadar kaliteli malzeme ile giyinmişseniz o kadar iyi korunuyorsunuz demektir. Kıyamet sonrası dünyada bazı dayanıklı materyalleri bulmak zorlaşmış olmasına karşın Teşkilat ve bazı diğer gruplar üyelerini en iyi şekilde giydirmeye gayret etmiştir.
    Her kıyafet, darbelerden daha az etkilenmeyi sağlayacak ve kimilerinin üzerindeki efsunlar ise herhangi bir savaşın gidişatını değiştirebilecek farklar yaratacaktır.
     Bugün Gezdiğin Sokakları, Yaşadığın Yeri Bir De Kıyamet Vakti'nde Gör!(İstanbul  Kıyamet Vakti)

    Bazı Önemli Karakterler

    Agah Bey

    Agah Bey Afet'ten öncesini net olarak hatırlayabilen az sayıda kişiden birisidir. Öğrenimini Fransa'da tamamlayan Agah, Alman tehtidi baş gösterdiği yıllarda yurda geri döndü. İkinci dünya savaşı yıllarında gazetecilik ve çevirmenlik yaparak kendini geliştirdi. 1956 yılında meteor felaketine tanıklık etti ve bilinen dünyanın düzenini tamamen yıkan meteor faciasının ardından sağ kalan insanların önde gelenleriyle birlikte Teşkilat'ın kuruluşunda önemli rol oynadı. Eski dünyanın refahına yakın bir dünyaya kavuşmak en büyük amacı idi. Yaratıklar hakkında önemli araştırmalar yaptı. Bugün Teşkilat'ın liderliği görevini sürdürmektedir.
     Bugün Gezdiğin Sokakları, Yaşadığın Yeri Bir De Kıyamet Vakti'nde Gör!(İstanbul  Kıyamet Vakti)


    Komutan

    Teşkilat'a bağlı olarak çalışan Jandarma'nın başındaki isimsiz kişilik. Teşkilat'ın önemli askeri harekatlarının planlayıcısı ve çok iyi bir taktisyendir
     Bugün Gezdiğin Sokakları, Yaşadığın Yeri Bir De Kıyamet Vakti'nde Gör!(İstanbul  Kıyamet Vakti)


    Sahaf Necmi

    Mısır Çarşısı eşrafından kitap koleksiyoncusu Necmi Efendi, Teşkilat'ın önemli üyelerinden biridir. Kütüphanesinde bir çok önemli kitabı barındıran Sahaf Necmi, çok kültürlü olmasına rağmen bir o kadar da aksi bir kişilik olmasıyla tanınır. Sahaf Necmi'nin geçmişinin bir çok hikaye barındırdığı bilinmekte ise de kendisi bu konulardan bahsedilmesini pek sevmediğinden, onun hakkında pek fazla dedikodu dönmez.
     Bugün Gezdiğin Sokakları, Yaşadığın Yeri Bir De Kıyamet Vakti'nde Gör!(İstanbul  Kıyamet Vakti)


    Demirci Rüstem

    Eski Yükseliş Cemiyeti'nin baş demircisi rahmetli Mahmut Efendi'nin çırağı. Ocağı Mısır çarşısındadır. Teşkilat'ın en önemli silah ve zırh ustasıdır. Eserlerine efsun katmayı bile öğrendiği söylenen Rüstem, çeşitli alaşımlarla ilgili formülleri de ilgilenenlerle paylaşarak sanatını yaymaya çalışır.
     Bugün Gezdiğin Sokakları, Yaşadığın Yeri Bir De Kıyamet Vakti'nde Gör!(İstanbul  Kıyamet Vakti)


    Terzi Fahri Bey

    Mısır Çarşısının yegane terzisi Fahri Bey, Teşkilat başta olmak üzere çeşitli kurumlar için özel kıyafetler diker.
     Bugün Gezdiğin Sokakları, Yaşadığın Yeri Bir De Kıyamet Vakti'nde Gör!(İstanbul  Kıyamet Vakti)


    Aktar Şevket

    Mısır Çarşısında konuşlanmış, Aktar Şevket, Teşkilat için gerekli iksirleri üretir. Aynı zamanda bir çok materyalin reçeteleri Aktar Şevket'ten temin edilebilir.
     Bugün Gezdiğin Sokakları, Yaşadığın Yeri Bir De Kıyamet Vakti'nde Gör!(İstanbul  Kıyamet Vakti)


    Kuyumcu Agop

    Teşkilat'ın kuyumcusu, değerli eşyalardan sorumlu Kuyumcu Agop, Mısır Çarşısı'ndaki dükkanında hizmet verir. Çeşitli taş reçeteleri, Kuyumcu Agop'tan temin edilebilir.
     Bugün Gezdiğin Sokakları, Yaşadığın Yeri Bir De Kıyamet Vakti'nde Gör!(İstanbul  Kıyamet Vakti)


    Jandarma Ali

    Teşkilat'ın yazıcısıdır. Mısır Çarşısı girişindeki Türk Bayrağının altında daimi nöbettedir.
     Bugün Gezdiğin Sokakları, Yaşadığın Yeri Bir De Kıyamet Vakti'nde Gör!(İstanbul  Kıyamet Vakti)


    Arzuhalci

    1979 yılında Beyoğlu'ndan Eminönü'ne gelen gizemli kişilik. Keşfettiği Ruh taşlarının sırları karşılığında Eminönü'nde kendisine kurtarılmış bir bölge talep etmiş, bu talebi kabul edilmiş ve Çınar Altı denilen bölgeye yerleşmiştir. Oldukça lüks bir yaşam süren Arzuhalci hakkında bir çok dedikodu çıkarılmış olsa da, hiç kimse bu adamın neyin nesi olduğu konusunda tam bir bilgiye sahip olamamıştır.
     Bugün Gezdiğin Sokakları, Yaşadığın Yeri Bir De Kıyamet Vakti'nde Gör!(İstanbul  Kıyamet Vakti)


    Şarapçı

    Yaratıkların cirit attığı Eminönü iskelesinde, kaygısızca dolanan, ayyaş bir adamdır. Hala yaşıyor olması Eminönü insanı için, mucize sayılacak bir olaydır.

     Bugün Gezdiğin Sokakları, Yaşadığın Yeri Bir De Kıyamet Vakti'nde Gör!(İstanbul  Kıyamet Vakti)


    Handan Hanım

    Eski Arzın Çocukları gazetesinin editörüdür. Gazete, barış yanlısı politikalarıyla 70'lerin ortalarında desteklenmiş ancak 14 Nisan olayları sonunda, halkın tepkisine maruz kalmış ve kapatılmıştır. 80'lerin başında, Eminönü'nde şiddet yanlısı anlayışın yükselmesi, onu Arzın Çocukları Klanını kurmaya sürüklemiştir. Bu klan zaman içerisinde zıt bir politika güden Lodos Klanı ile savaşmaya başlamış ve Handan Hanım, klan savaşlarının baş oyuncularından biri olarak boy göstermiştir.
     Bugün Gezdiğin Sokakları, Yaşadığın Yeri Bir De Kıyamet Vakti'nde Gör!(İstanbul  Kıyamet Vakti)


    İsmet Bey

    Balyoz Nazım'ın zehirlenerek öldürülmesinin ardından, Lodos Klanının başına seçimle geçmiştir. İsmet Bey, klan politikasını daha da sertleştirmiştir. Ayrıca İsmet Bey klanlar tarihinde ilk kez seçimle başa gelmiş olması yönünden de farklılık yaratmıştır.
     Bugün Gezdiğin Sokakları, Yaşadığın Yeri Bir De Kıyamet Vakti'nde Gör!(İstanbul  Kıyamet Vakti)


    Bazı Yaratıklar
    Küçük Fare

    Her yerde bulunabilen, en felaket ortamlarda bile sağ kalmayı başarmış, bildiğimiz kedi yiyen sıçanlar. Isırıklarından kana karışan toksin ve bakteriler sorun yaratabilir.

    Etleri sert ve kayış gibi olduğu için en ucuz et türüdür.
     Bugün Gezdiğin Sokakları, Yaşadığın Yeri Bir De Kıyamet Vakti'nde Gör!(İstanbul  Kıyamet Vakti)


    İri Fare

    Yerin derinliklerinde yaşayan sıçan türü. Yeryüzündeki kuzenlerine göre çok daha vahşi ve tehlikelidirler. Isırıklarının ciddi zehirleyici etkileri vardır. Çok iyi göremezler ama hassas burunları ve havadaki çok ufak titreşimleri bile hissetmelerini sağlayan bıyıkları vardır.
     Bugün Gezdiğin Sokakları, Yaşadığın Yeri Bir De Kıyamet Vakti'nde Gör!(İstanbul  Kıyamet Vakti)


    Cinler
    Saklı türlerin düşük zekalı ama organize yaratıkları. Afetten sonra çoğu cin kabilesinin yer altı yerleşimleri yıkılmış ve bu sefil yaratıklar yeni arayışlar içine girmişlerdir ki bu arayışları onları yeryüzüne de çıkarmıştır.

    Cinler tek kaldığında korkak ama grup olarak korkulması gereken vahşi bir türdür. Kabile anlayışına sahiptirler. Kabile şamanları, savaş şefleri ve şefler önemli mevkileri oluşturur. Kabileler güçlerinin yetmediği durumlarda kolayca ittifak kurar, kaynaşır ve ürerler. Yine de bir cin topluluğunda birilerinin anlaşmazlık sonucu ölmediği gün hemen hemen hiç yoktur.


    Zekalarının geriliği yüzünden kendileri teknoloji geliştirememiş veya karşılaştıkları diğer medeniyetlerden teknoloji öğrenememişlerdir. Bu nedenle Tüftüf ve çivili kemikten daha gelişmiş silahlara korkuyla yaklaşırlar.

    Saklı türler arasında hor görülür ve başta Meran’lar tarafından köle olarak kullanılırlar.
     Bugün Gezdiğin Sokakları, Yaşadığın Yeri Bir De Kıyamet Vakti'nde Gör!(İstanbul  Kıyamet Vakti)


    Fareadam

    Kuklacı tarafından afet sonrasında geliştirilmiş yeni bir ırk. İnsanlar kadar zekidirler ve yine insanlar kadar karmaşık bir toplumsal düzene sahiptirler. Bir zamanlar müttefik olmuş bu ırk, insanlarla neredeyse topyekün savaş halindedir. Yine de fareadamlarla yenilenebilecek bir müttefiklik kimilerinin en büyük umudu olmaya devam etmektedir.
     Bugün Gezdiğin Sokakları, Yaşadığın Yeri Bir De Kıyamet Vakti'nde Gör!(İstanbul  Kıyamet Vakti)


    Kurtadam

    Saf, kirlenmemiş, evcilleşmemiş vahşiliğin ete kemiğe bürünmüş hali. Toplulukları ve geçmişleri hakkında pek birşey bilinmiyor
     Bugün Gezdiğin Sokakları, Yaşadığın Yeri Bir De Kıyamet Vakti'nde Gör!(İstanbul  Kıyamet Vakti)


    Ekran Görüntüleri

     Bugün Gezdiğin Sokakları, Yaşadığın Yeri Bir De Kıyamet Vakti'nde Gör!(İstanbul  Kıyamet Vakti)


     Bugün Gezdiğin Sokakları, Yaşadığın Yeri Bir De Kıyamet Vakti'nde Gör!(İstanbul  Kıyamet Vakti)


     Bugün Gezdiğin Sokakları, Yaşadığın Yeri Bir De Kıyamet Vakti'nde Gör!(İstanbul  Kıyamet Vakti)


     Bugün Gezdiğin Sokakları, Yaşadığın Yeri Bir De Kıyamet Vakti'nde Gör!(İstanbul  Kıyamet Vakti)


     Bugün Gezdiğin Sokakları, Yaşadığın Yeri Bir De Kıyamet Vakti'nde Gör!(İstanbul  Kıyamet Vakti)


     Bugün Gezdiğin Sokakları, Yaşadığın Yeri Bir De Kıyamet Vakti'nde Gör!(İstanbul  Kıyamet Vakti)


     Bugün Gezdiğin Sokakları, Yaşadığın Yeri Bir De Kıyamet Vakti'nde Gör!(İstanbul  Kıyamet Vakti)


     Bugün Gezdiğin Sokakları, Yaşadığın Yeri Bir De Kıyamet Vakti'nde Gör!(İstanbul  Kıyamet Vakti)



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi vampireboy42 -- 3 Haziran 2007; 19:12:56 >







  • Eline Sağlık Kardeş.Güzel Bir Çalışma Olmuş...
  • eski topiclere gore bu daha bi iyi olmuş da robot gibi duruyorlar bide ben clienti acamıyorum bile pc imde :S

    ellerine saglık..
  • güzel inceleme yapmışsın eline sağlık
  • Oyunu oynayan var mı. Nasıl bir oyun. Bir zamanlar abim kurmuştu pc ye ama serverlar hep doluydu hiç girememiştim.
  • quote:

    Orjinalden alıntı: ::Battousai::

    Oyunu oynayan var mı. Nasıl bir oyun. Bir zamanlar abim kurmuştu pc ye ama serverlar hep doluydu hiç girememiştim.


    Ben şuana kadar hiç sıkıntı yaşamadım.
    4 tane server var
    Biri çok kalabalık oluo
    Gerisi kalabalık
  • Şunları sölemeyi unuttum

    Gm'lerle oyun içinde konuşabilirsiniz.Yaratıkların nerde olduğunu veya oyun ile ilgili sorular sorabilirsiniz.


    Oyun Eminönünde geçio.

    Mısır çarşısı ve Balık pazarı da var
  • Yapay Zeka’dan İlgili Konular
    Daha Fazla Göster
  • ilk fırsatta deneyeceğim
    birde plus paketle normal arasındaki fark ne?



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi ugur3435 -- 2 Haziran 2007; 16:16:36 >
  • oyun min. sistem gereksinimleri nedir söyler misiniz boşuna indirmiyeyim
  • Arkadasım oyunun sitesinde bilgisayarın uygunlugunu denetleyen bi program var. onu indir bak. eger uygun derse indir. uygun diil derse indirme. benim pc uygun degil mesela. ayrıca sitesinde de yazıyo sistem gereksinimleri
  • Sistem gereksinimleri :
    P4 1.5 GHz/ Celeron 1.8 GHz / AMD XP 2200+ veya üzeri işlemci
    Windows XP
    512 MB veya üzeri RAM
    1.2 GB boş harddisk alanı
    DirectX 9.0.c
    Pixel Shader & Vertex Shader destekli grafik kartı
    Örnek : ATI Radeon 9500 veya üzeri / GeForce FX 5200 veya üzeri
    1024x768 minimum ekran kartı çözünürlüğü
    DirectX destekli ses kartı
    Internet Bağlantısı
  • quote:

    Orjinalden alıntı: TheSenAtor

    ilk fırsatta deneyeceğim
    birde plus paketle normal arasındaki fark ne?


    1- %30 daha fazla tecrübe puanı
    2- OKK'lere satışta 1/5 yerine 1/3 fiyatına satma
    3- GBM 0 ile yetenek ve özellik sıfırlamayı 1/3 fiyatına indirme
    4- Büyülü eşya düşme olasılığını arttırma
    5- Bölge ve klan kanallarına sohbet imkanıyla herkese sesini duyurma
    6- İstediğin anda sunucuya bağlanabilme
  • bana göre bir oyun değil boşa 30dk / 250mb de kota gitti teşekkürler paylaşım için fakat gerçekten beklediğim gii çıkmadı.
  • quote:

    Orjinalden alıntı: aranelxtr

    bana göre bir oyun değil boşa 30dk / 250mb de kota gitti teşekkürler paylaşım için fakat gerçekten beklediğim gii çıkmadı.


    Senin beklediğin oyun tipi nasılmış

    Bana da ilk başta saçma gelmişti.Alışınca ve level felan atlayınca zevkli olmaya başlıo.

    Sohbet edip yeni erkek/kız arkadaşları tanıdığında emin ol ki oyuna renk katacaktır.Oyunda 100 kişi varsa
    13-15 tane de kız vardır.Daha fazla da olabilir.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi vampireboy42 -- 2 Haziran 2007; 19:19:22 >
  • quote:

    Orjinalden alıntı: vampireboy42

    quote:

    Orjinalden alıntı: aranelxtr

    bana göre bir oyun değil boşa 30dk / 250mb de kota gitti teşekkürler paylaşım için fakat gerçekten beklediğim gii çıkmadı.


    Senin beklediğin oyun tipi nasılmış

    Bana da ilk başta saçma gelmişti.Alışınca ve level felan atlayınca zevkli olmaya başlıo.

    Sohbet edip yeni erkek/kız arkadaşları tanıdığında emin ol ki oyuna renk katacaktır.Oyunda 100 kişi varsa
    13-15 tane de kız vardır.Daha fazla da olabilir.





    Sanal flört yaşamak isteyen sanal sapıklardan değilim maalesef Ne bileyim hero, knight vs. gibi olan fakat Türkçe bir oyun sandım.




  • Oyunu oynamak zevk meselesidir hiç bir şey demem,diyemem. Ama plus paket olayı çok saçma. Nedir üstad plus paket satıpda ekstra imkanlar sunma düşüncesi. Ne sandılarki mevzuyu, sadece item mall olması bence cok daha iyi olurdu oyunun sağlığı için. Hayır Wow'la yada Eve online'la denk değiller böle bi paket satma politikasına girebilmek için.
  • quote:

    Orjinalden alıntı: aranelxtr


    quote:

    Orjinalden alıntı: vampireboy42

    quote:

    Orjinalden alıntı: aranelxtr

    bana göre bir oyun değil boşa 30dk / 250mb de kota gitti teşekkürler paylaşım için fakat gerçekten beklediğim gii çıkmadı.


    Senin beklediğin oyun tipi nasılmış

    Bana da ilk başta saçma gelmişti.Alışınca ve level felan atlayınca zevkli olmaya başlıo.

    Sohbet edip yeni erkek/kız arkadaşları tanıdığında emin ol ki oyuna renk katacaktır.Oyunda 100 kişi varsa
    13-15 tane de kız vardır.Daha fazla da olabilir.





    Sanal flört yaşamak isteyen sanal sapıklardan değilim maalesef Ne bileyim hero, knight vs. gibi olan fakat Türkçe bir oyun sandım.


    Oyun Türkçe!




  • plus paketi gerçekten de saçma...
  • quote:

    Orjinalden alıntı: TheSenAtor

    plus paketi gerçekten de saçma...



    Niye ki ?
  • up
  • 
Sayfa: 123
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.