Çalışma saatleri aşırı fazla değil mi?

Haftalık 45 saat çalışma sınırı yasal sınır, tabii girdiğiniz her yer bu sınırı sonuna kadar hatta bir şekilde kılıfına uydurarak adeta dibini sıyırarak kullanıyor.

İş içinde kullandığınız yeme, içme, tuvalet gibi tamamen insani molalar dahi çalışma saatinden sayılmıyor. Günlük 7,5 saatten haftada 6 gün çalışma saatiniz olurken 1,5 saat de tamamen çalıştığınız yere bağlı bir şekilde, en fazla çalıştığınız yerin bir sokak ötesindeki büfeden yemek yiyecek, gelecek ani bir telefona karşı her an hazır olma şartıyla, ve dönüşte de koştur koştur giderek bir molanız oluyor. İşe 10’da başladınız diyelim, akşam saat 7’ye kadar tamamen iş yerine bağlısınız.

Üstelik bunu 7 günden oluşan haftanın 6 günü yapmak zorundasınız. 10’a kadar takdir edersiniz ki en fazla yapacağınız kalkıp kahvaltı yapmak ve duş almak, zaten malum çoğu kişi iş yerine en az 1 saat uzaklıkta. 7’den sonra da zaten yorgun argın trafikle zar zor 8-9’da evde olursunuz. Bu saatten sonra biriyle dışarı mı çıkabilirsiniz, herhangi bir aktiviteyle uğraşabilir misiniz veya spor yapabilir misiniz en basitinden? Hayır. Üstelik bunu 65 yaşına kadar yapmak zorundasınız. Sizce de aşırı abartı değil mi beyler?

Evet aşırı. Buna izin veren de halkın kendisi. Sesini çıkarmayan, iş kaybetmemek için yalakalık yapan şikayetçi olmayan arkadaşını üstüne satan. O mesai saatleri için telefon telefon torpil arayan.

Bu yüzden patronlar hayalimizde göremediğimiz arabalara biniyorlar. Bizim kadar yetenekleri olmadıkları halde işlerini alt kesim çekip çeviriyor. 100 lerce insan ekmeği kesilecek diye işvereninden korkuyor. Aç kalacak sanıyor barınamayacak sanıyor ölecek sanıyor.

65'inden sonra insan artık şekere mi yakalanır yüksek tansiyona mı kansere mi. Nasıl harcıyorsa o emekli primini maaşını keyifle harcasın bakalım.

Ölürken insanların ağzından çıkan sözlerde "pişman değilim çok güzel ömür yaşadım" olacak mı bakalım?

KARDEŞ BURA TÜRKİYE NE BEKLİ10

Burada 10 küsür saat asgari ücrete çalışırsın fakat sendikalar Allaha şükür edin der. İşçinin yanında olmaz kafalarını kuma gömerler.

Ben saldım abi artık bana ne, bu ülkenin insanından bir cacık olmaz ben bunu anladım.

Kazandığım asgari ücretten 1-2 tık maaşımla uluslararası sertifikalar toplayıp bu ülkeden gideceğim yavaştan.

Çünkü bu ülkede bilinçli olarak, bilinçli insanlar istenmiyor, bunu halk istemiyor doğrusu. Herkes 5-10 dakikada ekonomist oluyor, her haltolog oluyor fakat bir mühendisin, bir doktorun vs'nin önerisi dinlenmiyor, bilim insanının ihtiyaçları olduğunda bu adama değer verilmiyor.

Ben basıp gideceğim arkadaş bu iş böyle olmaz. Çalıyor ama çalışıyor diyen mi dersin, Allah diyor, namaz kılıyor çalarsa çalsın sonuçta hizmet olarak dönüyor diyen mi dersin...

Şimdi böyle tipler olduğu için bir kere zaten ben diyecek bir şey bulamıyorum. Ahlak o kadar çökmüş durumda...

Ancak yabancılara gelince ONLAR GAVUR, ONLAR SÜNNETSİZ, ONLAR KAFİR. E arkadaş kusura bakmada kafir dediğin adam senden daha namuslu onu ne yapacağız? Adam hristiyan belki ama hırsızlığı savunmuyor, hakkı savunuyor bunu ne yapacağız?

Yani biz müslümanız biz ayrıcalıklıyız kafasıyla her türlü pisliği yapabileceğini sananlar var. Allahtan korkuları olsa ilk önce Allahın adını bu tip işleri kullanmaktan çekinirlerdi.

Nitelikli işler böyle değil hatta işi bilgisayar üzerinden olanlar full home office evden çalışıyorlar, düşün. Ama niteliksiz işte yapacak bir şey yok sen yoksan senin işini yapacak milyonlar var. Bunun sebebi de herkesin bok varmış gibi bıkmadan usanmadan üremesi. Bu kadar nüfus olmasa işveren de haksızlık yapamaz ama bu sistemde yapar. Kimse de adam yerine koymaz çalışanı. Sendikası da hükümeti de. Önce nüfusun azalması lazım ivedi.

haftada 37 saat home office çalışıyorum. ctesi ve pazar off.

banka personeli misin sen de? kredi kart sahiplerinin borçlarını takip ediyor olabilirsin mi?  

Home Office haftada maks 10 saat çalışıyorum. Tabi stabil her gün 8 buçukta pc'yi açıp 6'da kapatıyorum, ama işler yoğun değil. Yandan kendi bilgisayarımda açıyorum cs'yi, alıyorum online mis gibi. Bu rahatlık yüzünden başka şirketlerden iş teklifi olunca kabul etmiyorum aynı paraya niye daha fazla çalışayım diye.

Bu şekilde yaşamanın bir anlamı kalmıyor zaten. Yaptığın işin zorluğundan daha zor bir şey varsa o da uzun çalışma saatleridir. Sabah 10 akşam 5 yoğun tempolu işi, sabah 9 akşam 9 az tempolu işe tercih ederim.

Sabah 8 akşam 9 çalıştığını düşünelim. (Evet hala böyle çalışılan yerler var) Kolay bir iş olsun. Yine haşatın çıkıyor. Sabah 7 kalkıyorsun, akşam 10'a doğru geliyorsun eve. Karnını doyur, duş al derken 12. Hadi bakayım tekrar yatağa yat, gözünü bir kapatıp açıyorsun sabah 7 olmuş. Yani iki iş günü arasında 2 saatin olmuş oluyor. Sürekli çalışıyormuş hissini yaşıyorsun. Bu durumda yaptığın iş dünyanın en kolay işi bile -ki ülkemizde böyle işler nadir bulunuyor, onu da kadınlara veriyorlar- olsa hayattan gram zevk almıyorsun. Kendine değil, sisteme çalışıyorsun bu durumda. Senin bir hayatın yok. Kapitalist sistemin minik çarklarından ibaret oluyorsun. Zamanla eskiyorsun, yıpranıyorsun, erken yaşlanıyorsun. Tüm hayat enerjini bu sistem senden vakumluyor, seni bıraktığında geçinmeye yetmeyecek bir emekli maaşı kalıyor.

günlük 8 saat çalışma 1 saat öğlen arası ile toplam 9 saat oluyor. 8 de başlasan 5 de bitiyor. tabii bu şekilde hafta içi 40 saat olduğundan cumartesi 5 saat daha çalışman gerekiyor. bence asıl sorun burada hafta sonu çalışma olmamalı. hafta içi 8.00-18.00 çalışıp hafta sonu tatil olmalı. 45 saatte çok tabiide en azından 45 saat üzerinden böyle olmalı...

Hizmet sektöründe kurumsal olmayan işletmelerde çalışanlar 12 saat falan çalışıyor mesaisiz.