CNBC: Türkiye 2 hafta içinde S-400'den Vazgeçmezse Yaptırımları Yiyecek! (16. sayfa)

quote:

Orijinalden alıntı: aykut3535

Hocam hiçbir şey eskisi değil şuan apartmanın otaparkina bakıyorum hepsi son model marka arabalar park edecek yer yok geçen akşam dışarıda iftar yapalım dedik restoranlar tıklım tıklım yer bulamadık Allah a şükür yediğimiz içtiğimiz her gün olmasada haftada bir iki et birki gün tavuk tüketebiliyoruz.
O yokluk günleri eskide kaldı Allah a şükür batıya da boyun egdimiz gunlerde geride kaldı.

quote:

Orijinalden alıntı: Long Nightt

Yorumlarda yine 17 yıldır izlenen ahmakça dış politikayı eleştirmeyip muhalefete laf atan ak trollerin olması beni şaşırtmadı.Bu arkadaşlar şunu diyor;

1)Muhalifler bizim Suriye'deki ypg'ye müdahale etmemizi istemiyor
2)Muhalifler bizim Akdenizdeki çıkarlarımızı korumamız istemiyor
3)Muhalifler Nato'ya ve Amerikaya bağlı kalmamızı,alternatif aramamızı istemiyor...

aşağı yukarı bu tür sözler söylediklerini dahası iftira attıklarını görüyoruz.Sabahtan akşama kadar payitaht izleyip ingiliz elçisini tokatladıklarını düşünenlerden zaten pek fazla birşey beklememeliyiz...

Fakat gelelim şu 17 yılda izlenen dış politika rezaletine;

1)3 Kasım 2002 tarihinde yerli ve milli (!) bir parti yeni kurulmuş olmasına rağmen iktidar oluverdi.Ne tuhaftır ki sadece beş ay sonra da bu yerli ve milli (!) iktidarın desteğiyle Amerika 20 Mart 2003 tarihinde Irak'ı işgal etti.Irak'ı iç çatışmaların ve istikrarsızlığın dibine yolladı.K.Irak'ta bölgesel Kürt yönetimi kurduğu yetmezmiş gibi bu bölgesel Kürt yönetimini Türkiye'ye tanıttı.Malum o dönem bizim yerli ve milli (!) iktidarımız büyük bir hevesle bölgesel Kürt yönetimini resmen tanıdı.Sonrasını biliyorsunuz bu bölgesel Kürt yönetiminin başkanını dahi kendi kongrelerinde ''Türkiye seninle gurur duyuyor'' diye karşılayıp bir pkk ağıtı olan megride ortaklaşa göz yaşı döktüler.Sonrada malum 2017 yılında bu Kürt özerkliği bağımsız olmaya çalışınca bu yerli ve milli (!) iktidarımız ortalıkta ''Barzani bizi kandırdı'' deyip işin içinden çıkmaya çalıştı

Fakat ne ilginçtir bugün fetöcü ve pkk'lı ilan edilen muhalefet o yıllarda Irak'ın işgaline de ve bölgesel Kürt yönetiminin kurulmasına da karşı çıkıyordu.

2)2004 Kofi Annanın Kıbrıs planının yerli ve milli (!) iktidarımız tarafından kabul edilmesi.Bu plan ile Güney Kıbrıs Rum Yönetiminin Türkiye'nin de oluruyla tek başına BÜTÜN KIBRISI TEMSİLEN alınması kabul ediliyordu.O yıllarda başta vefat etmiş olan Rauf Denktaş olmak üzere Türkiye'deki muhalefet bu plana karşı çıkarken,adayı hukuki olarak Rumlara bırakmak anlamına gelecek olan bu planın kabulüne karşı çıkarken,Türkiye'yi adada işgalci konumuna sokacak olan bu hamlenin reddini isterken,bu planın Türkiye tarafından kabul edilmesi durumunda gelecekte Akdeniz üzerindeki haklarımızın tehlikeye gireceğini söylerken bizim yerli ve milli (!) iktidarımız bu planı hararetle destekledi.Sonuç?Rumlar yapılan referandum ile KKTC'yle birleşmeyi reddettiler fakat Türkiye peşinen Rumların referandumu kabul etsinler ya da etmesinler sonuç ne olursa olsun tek başına AB'ye alınmasını kabul ettiği için Rum tarafının AB'ye alınması karşısında seyirci kaldı.Malum sonra çıkıp ''Avrupa ve Rumlar bizi kandırdı ve aldattı'' dediler.

3)2011 Suriye İç Savaşı...Türkiye'deki muhalefet 2003 yılından sonra Irakta yaşanılanların bir benzerinin Suriye'de uygulanmak istendiğini,Türkiye'nin sınırlarının Suriye'nin toprak bütünlüğünün sağlanmasından ve istikrarından geçtiğini söylediyse de sözünü dinletemedi.O dönem bizim yerli ve milli (!) iktidarımız 2003 yılında Irak'a nasıl Amerika ile birlikte demokrasi getirdiyse yine Suriye'ye Amerikayla beraber özgürlük ve demokrasi getirmek istedi.Hatta hızlarını alamayıp ''Şam emevi camiinde cuma namazı kılacağız'' dahi dediler.Kimileri de Esad için ''Üç ay'a kalmaz gider'' diyerek ömür biçti.Peki sonuç?Esad direndi.Esad direndikçe bizim yerli ve milliciler (!) Esad'a karşı savaşacak bütün cihatçı grupların Türkiye üzerinden geçmesine göz yumdular.Bir dönem hatırlayanlar bilir Güney sınırlarımız yol geçen hanıydı.Bu durumda Suriyede yüzyılımızın en kanlı terör örgütünü yani İŞİD'i ortaya çıkardı.İŞİD'in ortaya çıkmasıyla beraber ne tesadüftür ki Suriye'nin Kuzeyindeki birçok etnik grup temizlendi ya da Türkiye'ye doğru sürüldü.Bölgede Suriye devletinin otoritesi tamamen kalktı.Türkiye'nin yani bizim yerli ve milli (!) iktidarımızın silah ve cephane desteği verdiği ÖSO İşid karşısında tutunamadı bile.Bunu sonucunda 2014 yılında ülkemizde olan 300 bin civarındaki mülteci sayısı 4,5 milyona fırladı.Ülkenin sosyal ve ekonomik durumu battığı yetmezmiş gibi sınır bölgemiz çeşitli terör örgütlerinin cirit attığı bir yer haline geldi.Bu esnada Türkiye'nin çoktan terör örgütü olarak kabul ettiği PYD'nin lideri Salih Müslim defalarca Türkiye'de kırmızı halılarla karşılandı.Hatta YPG'ye destek verebilmek için Türk sınırları K.Irak peşmergesine dahi açıldı;https://www.youtube.com/watch?v=m4tlkXQ4e0I

Kısacası bugünkü Türkiye'yi bir beka sorununa sokanlar 17 yıldır izledikleri dış politika ile iktidar iken onların bankamatik trollerinin burada muhalefeti suçlamaya kalkması anlaşılabilir bir durum.Çünkü bu insanların hayatlarının yalan söylemek olduğunu,iftira atmak olduğunu,hak yemek olduğunu çok iyi gördük ve tanık olduk.O yüzden hiç şaşırmadım.

Bugün Türkiye izlenen hatalı dış politika yüzünden yalnız kalmış vaziyette.Çünkü;

1)Irak'ın işgaline destek vererek Irak'ın bir kaos ortamına düşmesine biz katkıda bulunduk
2)2004 yılında Kofi Annan Planını kabul ederek Güney Kıbrıs Rum Yönetiminin tek başına bütün Kıbrısı temsilen AB'ye alınmasını kabul ettik
3)Suriye iç savaşında taraf olarak Suriye'deki otoritenin ve istikrarın bozulmasına destek verdik

Yani Türkiye'nin çevresindeki tüm dengeleri aleyhine olmak üzere bozan 2002 yılından beri yerli ve milli (!) olduklarını iddia edenler oldu.

Eğer Türkiye;

1)Irak işgaline destek vermeseydi muhtemelen Irak işgal edilemeyecekti.Böylece Irak'ta devlet otoritesi ortadan kaybolmayacak bir Kürt Özerkliği kurulamayacaktı
2)2004 Kofi Annan Planını kabul etmeseydik Rum kesimi tek başına bütün Kıbrısı temsilen AB'ye alınamayacak ve şuan Akdenizde hak iddia talep edemeyecekti.Etse bile hukuki açıdan bir anlamı olmayacaktı
3)Suriye iç savaşının bir an önce sona ermesi için Suriyedeki isyanın bastırılmasında Esad'a destek verseydik şuan Suriyede bir istikrar olacak ve başımızda ne mülteci sorunu,ne ypg sorunu ne de işid sorunu olmuş olacaktı

Maalesef Türkiye'yi idare eden irade Türkiye'nin çevresinin ateş çemberi haline gelmesine seyirci kalmış dahası buna bir de el vermiştir.Şimdi ortalıkta trolleri muhalefeti sorumlu gibi göstermeye çalışıyor.İnanın bunların yorumlarını okurken midem bulanıyor.

Ayrıca şunu belirtmekte fayda var.Düşmanımız olan Yunanistan ve Rum Yönetimi eski bizans oyunlarını devreye sokmuş vaziyette.Bir yandan Amerika ile yakın ilişkiler kurarken,Türkiye'nin tanımadığı Mısır yönetimi ve Filistin yüzünden husumet olduğumuz İsrail ile ittifaklık kurmakta,Esad yönetimiyle ilişkileri geliştirmektedir.Yani bizim karşımıza müttefiklerini alıp çıkmaya hazırlanmaktadır.

Peki ya Türkiye?Yanında kim var?

Rusya mı?

Olmazda hadi oldu diyelim Yunanistan,Rum Yönetimi,Mısır ve İsrail ile Akdeniz'de sıcak çatışma yaşanırsa Türkiye'ye kim destek verecek?

1974 yılında sadece Libya bize destek vermişti fakat malum onun lideri olan Kaddafinin devrilmesi içinde bizim yerli ve milli (!) iktidarımız Nato ile büyük bir çaba harcamıştı.Unutmadık o günleri...

Ciddiyim Mısır,İsrail,Yunanistan ve Rum yönetimi ile girişeceğimiz herhangi bir olası çatışmada Türkiye'nin yanında kim yer alır?

Siz hala daha Rusya'nın S-400'ler vererek Türk hava sahasını korumak istediğini düşünün.

Şuan hem Yunanlılar hem Rumlar hem de Ruslar ellerini ovuştura ovuştura Türkiye'nin yalnızlığa doğru itilmesini büyük bir keyif alarak izliyorlardır.

Siz gidin hala daha Payitaht izleyerek İngiliz elçisi tokatlayıp Dünya'ya posta koyun...

quote:

Orijinalden alıntı: carpenokte

Su mesaja 12 begeni gelmiş.

Begenmeyenler, Allah sizin mustehakınızı versin.

quote:

Orijinalden alıntı: İl teber

Bir yanlış bir bilgi gözüme çarptı.
Onu düzeltelim.
-ABD Türkiyenin desteğiyle Irakı işgal etti. Tam olarak doğru değil. Destek yok hatta köstek var.

Çoğu kişinin bildiğinin aksine ABD nin ilk düşüncesi Irakı güneyden değilde Kuzeyden işgal etmeye başlamaktı.

ABD Irak işgal planlarını ilk olarak Türkiye üzerinden kuzey den başlayarak güneye inmek üzere planlamıştı. Bütün hazırlıklarını bu konsepte göre yaptı. Hatta hazırlıklarını pratiğe dökmeye bile başlamıştı.

Ancak istediği gibi olmadı. Tezkere meclisten geçmedi.

ABD nin onca planı hazırlığı parası boşa gitti. /ABD güneyden Kuveyt üzerinden işgale başladı.

Bildiğiniz gibi daha sonrları 2. bir tezkere meclisten geçip bazı üs ve limanların ABD kullanımına açıldı.

quote:

Orijinalden alıntı: Düşük_Baglanti

Biri bana s400'ü kimden korunmak için aldığımızı söylebilir mi?

Nato ülkelerine karşı desen, bizzat mevlut çavuşoğlu natonun korkması gereken bir şey yok sistemi onların uçaklarına tanıtacağız dedi?

Rusya desen, malı zaten arap faikten alıyoruz kimi kimden koruyacak?

Terör örgütleri desen, 35000 feet üzeri balistik füzesi veya savaş uçağı olan terör örgütü varda biz mi bilmiyoruz?

Uzaylılara karşı mı alıyoruz?

quote:

Orijinalden alıntı: ajanblue

-söz konusu saraydaki zatta tonlarca rüşvet veren abd değilmiydi?Bu kadar rüşvete rağmen yasayı meclisten geçiremedi diyen sitem etmesi doğal tabiki..Abd kuzeyden karadan girmek yerine uçaklarla asker indirdi ne planı nede parası boşa gitti.

Alıntıları Göster

quote:

Orijinalden alıntı: İl teber

Biraz uydurdun sanki. Hava indirme operasyonları olmuştur illaki.

Ama ABD ordusu ana omurgası Kuveyt üzerinden başlayarak karadan ilerleyerek Bağdat'a ulaştı.

Irak işgalinde 190 bin ABD askeri olmak üzere 300 binin üstünde koalisyon askeri yer aldı.

Alıntıları Göster

quote:

Orijinalden alıntı: classlord

Bu konuda hukumet umarim geri adim atmaz . Abd zaten yapacagini yapti ekonomik bundan kotu olamayiz .
S400 leri alip yonunude batiya cevirmeliyiz . Zira en buyuk dusmanimiz abd