Şimdi Ara

Dead Island İncelemesi

Bu Konudaki Kullanıcılar:
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
4
Cevap
0
Favori
2.199
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • DEAD ISLAND İNCELEME

     Dead Island İncelemesi


    Yapımcı: Deep Silver
    Geliştiren: Techland
    Çıkış: 9/6/2011
    Platform: PC, PlayStation 3, Xbox 360

    Dünyevi varlığı son bulmasına rağmen, nedeni bilinmez bir şekilde yaşayan ölü formuyla ortalarda cesetlerin dolandığı oyunlar ilginizi çeker mi? Zombi oyunu (''Zombi'' sıfatının kulaktaki tınısını bile severim) denince aklına sadece ''Resident Evil'' serisi gelen ve yalnızca o serinin oyunlarına alaka gösteren oyunculardan mısınız? Zombilerin ağır aksak varlıklar olmasından ziyade, farklılık gösteren çeşitleri ve üzerinize deli gibi koşturarak geldiği oyunlar mı daha fazla ilginizi cezbeder? Dead Rising ve Left4Dead isimli oyunları oynadı yada bir şekilde nasıl oyunlar olduğundan haberdar mısınız?

    Bu sorulara oyun tarzınız doğrultusunda verdiğiniz cevaplar ile orantılı olarak, incelemesini yapmak üzere girişimde bulunacağım Dead İsland (DI) yazısı için arkanıza yaslanın. Hoş, DI arkaya yaslanıp rahat bir eda ile oynanacak bir yapım değil ya neyse, biz bir yerden başlayalım yinede.

    Bakmayın siz oyunun Haziran 2011 çıkışlı bir oyun olmasına. DI. ile ilk tanışmamız aşağı yukarı 2006 yılına denk gelir. Dile kolay, ilk duyurusunun yapılması ve heyecanla beklememizin üzerinden 5 yıl gibi bir zaman geçmiş. Tanıtımının üzerinden bu kadar uzun zaman geçmesi bir oyunun varlığını unutmak yada onun üzerindeki merak hissiyatının baltalanması için yeterli bence. Ancak DI, tüketilen bunca zaman ve eskiyen yüzüne rağmen başarılı ve gayet güzel bir oyun olarak nihayet çıkıverdi. Hem de ardında Techland gibi Call of Juarez: The Cartel rezaletine imza atan bir yapımcı olmasına rağmen. Cartel'deki hüznüm ve kızgınlığım geçmiş olmasa da, DI'daki başarı takdire şayan. Elemanların tüm yoğunluğunu DI'ya verdiğini ve övgüyü hak eden bir yapım meydana getirmek için Cartel'i harcadığını varsayıyorum. Lakin bu yorumum Dead Island muhteşem bir oyun tanımını aklınıza getirmesin. O konuya daha sonra değineceğim.

     Dead Island İncelemesi


    ÖLÜMSÜZ HATIRALARA SAHİP TATİL HAYALLERİMİZ OLACAKTI!!

    Tropikal bir adada tatil hanginizin red edebileceği bir teklif olabilir ki? Güneşin egemenliği altındaki kumsallar, pırıl pırıl ve yakamozlu bir deniz, eğlence ve böyle bir ortamda giyinme ihtiyacı dahi duymamış egzotik hatunlar (Bu kısımda incelemeye erkek ağırlığı ile devam ediyoruz) Öncelikli kriteriniz adada zombi olmaması değil se, bu teklifi hiç birinizin es geçebileceğini düşünmüyorum doğrusu. Dead Island, Papua Yeni Gine kıyılarında bulunan (muhtemelen hayali) Bonai Adasında geçen ve genelde açık büfe tarzı 7\24 yemek imkanı olan bir mekanda geçiyor. Yemek tercihinizi sorgulamadan uygulayabileceğiniz değişik evrensel menüler üzerine kurduysanız, adanın her yerinde her vakit yemek bulmak yada yemek olabilmek mümkündür. Olayların başlangıç noktasının bulunduğu yer ise Bonai Adasında ki Hotel Palm Resort. Bir ara bilgi. Royal Palm Resort aslında tek bir otel olmaktan ziyade, bir oteller zinciridir. Merkezi Amerikadır. Şirketin bir çok ülkede bu isimle hizmet veren otelleri mevcuttur. Bonai adasında oyunumuzun geçtiği Palm Resort ile Antalya Kemer de bulunan Palm Resort muhteşem bir şekilde benzerlik gösteriyor. Hatta bu benzerliği vurgulamak adına, yapımcı Deep Silver ve Antalya Palm Resort'un otellerinin tanıtım konusundaki manifestolarını mukayese edelim isterseniz.

    Deep Silver ve Bonai adası:
    Berrak suları çevreleyen beyaz kumlu plajlar, sıcak güneş ve yemyeşil bir yağmur ormanı, tropikal esintiler, nadir rastlanan kuşlar, kelebekler, balıklar ve diğer canlıları içinde barındıran Bonai adası... Bonai Adasında ki Hotel Palm Resort size rüya gibi bir tatil fırsatı sunuyor.( Zombi'ler konaklamaya dahil değildir)
    Kemer Royal Palm Resort:
    Akdeniz'in berrak sularına açılan kumsallar, sakin ortamı, muhteşem tropik bahçesi, özel havuzu, palmiye ağaçları ve çam ormanlarıyla çevrili güzellikleriyle, size evinizde ki konforu aratmayacak şekilde, ultra herşey dahil bir tatil fırsatı sunuyoruz.

     Dead Island İncelemesi


    Antalyadaki tatil hayallerini, DI 2 çıkıp orada geçene kadar erteleyerek Bonai adasına geri dönelim o vakit. Oyuna ilk başladığımız ekranda alışıldığı üzere karakter seçimimizi yapıyoruz. Gerçeği bu tarz oyunlar genelde bizi seçilmesi mecbur bir karaktere mahkum eder ya, bu sözü ne diye söyledim bende bilemiyorum doğrusu. Seçimimiz dört karakter üzerinde şekilleniyor. Her ne kadar açık bir dünya vaad eden bir yapım olsa da, bu karakterlere müdahale söz konusu değil maalesef. Seçilebilir karakterlerimiz:Eski bir Amerikan futbolcusu olan ve haliyle fırlatma konusunda yetenekli sporcumuz Logan, ateşli (ateşli derken) silahlar konusunda ehliyet sahibi kiralık koruma Purna, kesici-delici silahlar konusunda usta eski polis (Çinli olduğunu söylemelimiydim) Xian ve savrulabilen silahları müthiş bir rahatlık ile kullanan rapçi Sam B. Görüldüğü üzere hepsinin tek kalem aynı özellikleri yok. Aralarında bazı sınıfsal farklılıklar mevcut elbette. Silah kullanımında ustalık, bıçaklar ve kesici aletlerdeki ehliyet, yüksek sağlık, erkeğin hasının sahip olduğu dayanıklılık v.s gibi küçük çaplı değişkenlikler baş gösteriyor. Sam B. dayanıklılık ve ağır silahlardaki mahareti ile sanki bir adım öne çıkıyor gibi. Malum olduğu üzere ada tıka basa zombi dolu ve görünen amacımız bu lanet yerden kurtulmak. Eee, bu iş için gerekli olan şey dantel örmek, yabancı dil zorunluluğu yada B sınıfı ehliyet olmadığına göre, adanın şartları göz önüne alındığında oyuna başlamak için bence en iyi tercih Sam B. Gerçeği hangi karakteri alırsanız alın, oyun içerisinde farklı bir hikâye yada senaryo değişikliği maalesef yok.

     Dead Island İncelemesi


    Oyuna başladığımız ve mahur bir şekilde uyandığımız odamızda, akşam kafayı iyice çekmiş (İçine ne koyuyorlar sa cana can katıyor) ve adanın yerli halkı ile yaptığı Salsa şovundan geriye kalan yorgunluğu sabaha kadar uyuşmuş beyninden atamamış bir yorgunluk hali ile gözlerimizi açıyoruz. Aslında uyanmamıza sebep olan şeyin baş ağrısı olmak şöyle dursun, feryat figan kopan çığlıklar olduğunu bir çırpıda anlayıveriyoruz. Ne oluyor Gardaş edası ile uyandığımız ve yardım edebileceğimiz çığlık sahibini aradığımız şahane Resort'umuzda peşimize takılan zombilerden dolayı sabah kahvaltısında menü olarak ne olduğunu bir çırpıda anlayıveriyoruz. Güzel tatil, salsa, şahane yemek, geniş kumsal ve muhteşem deniz hayallerimizi değişim geçirerek, yerlerini Zombilerden kurtulmayı amaç edinen bir yaşam savaşına dönüşmüş halde buluyoruz. Yani bir nevi ''sörvayvır''. İnsanın burada Nihat Doğan neden yok abi diyesi gelmiyor mu arkadaş? Kimbilir, Asenayı belki zombiler yer ve memleket olarak derin bir heyecana ve sevgi seline gark bile olabilir, belki de biz de Nihat abi kadar sevinebiliriz. Nouma 'Sam B'nin yerini pekala alabilir aslında biraz düşününce. Eksiği yok, fazlası bile var. Ben söyleyenlerin yalancısıyım. Oyuna dönelim. Gördüğünüz üzere bu ölüm kalım mücadelesinde görünen tek ve en önemli amacımız sağ kalmak. Dead Island; hikâye derinliği veya karakter etrafında döngüsü olan bir oyun olmayı hiç hedeflememiş. Eğer öyle olsa inanın baş karakter Nihat Doğan olurdu hehe. Oyundaki amacımız hayatta kalmak ve hayatta kalan insanlara yardım etmeye çalışmak. Mesele bundan ibaret.

    ADALARDAN BİR YAR GELİR BİZLERE

    Aslında oyunun bu derece afişe olmasının yegane sebebi şubat ayı civarlarında yayınlanan bir video. Bir grup zombi tarafından saldırıya uğrayan bir aile ve dokunaklı hikayelerinin mevzu edildiği sinematik video aşağı yukarı üç dakikalık bir şeydi. Zamanın kısa olduğuna aldanmayın. Video insani hislere yaptığı ağır baskının yanında, zombi felsefesini dahi sorgulatacak kadar ustaca ve kaliteli bir biçimde yansıtılmıştı. En iyi zombi oyunu geliyor çığlıklarına bile şahit olduğumu söylemek inanın abartı olmaz. Öyle olduğu bir muamma olsa da, en iyi zombi oyun videosu ve en gaza getirici videolardan biri olduğu konusunda pek çok kişi ile hem fikiri olduğumu rahatlıkla söyleyebilirim.

     Dead Island İncelemesi


    Otel deki çılgın koşuşturma ve ne olduğunu anlama çabalarımız arasında dış dünyaya çıkıveririrz. Dışarı çıktığımızda durumun vehameti yada ne ile karşı karşıya kaldığımız gözlerimizin önüne serilivermiştir. Ada resmen bitmiş vaziyette. Her taraf parçalanmış cesetler, birbirlerine karışmış eşyalar ve kasoun kucağına düşmüş bir harabeye dönüşmüştür. Ada fikri esasında Zombi temalı eserler için çok uygun. Sınırsız genişlikleti bir mekandan ise, nihayetinde belirli sınırları olan ve tehlike bölgesinden uzaklaşmak için çabaladığımız oyunlar korku duygusunu daha fazla tetikler diye düşünüyorum. Ki bununla beraber Dead Island'daki ada fikri çok orjinal bir fikir olmaktan hayli uzaktır. Şimdilerde oyunun filmi ile alakalı bir taklım söylentiler olsa da, aslında o film oyundan çok çok uzun zaman evvel zaten yapılmıştır. İşin açıkçası elimize bir oyun filmi gelmeyecek, zaten bir film oyunu ile karşı karşıyayız diyebiliriz. Filmin Künyesi şöyledir.

    Zombi: Flesh Eaters (Zombi 2: Yaşayan Ölüler Adası)
    Yönetmen: Lucio Fulci
    Senaryo: Walter Patriarca, Elisa Briganti
    Oyuncular: Tisa Farrow, Ian McCulloch, Richard Johnson
    Yapım Yılı: 1979
    Ülke: İtalya

    Hatta ve hatta türünde kült sayılan bu yapımın Zombi vs Köpekbalığı sahnesi, hala fikriyat bakımından o çılgınlığa yaklaşılamamış bir sahne olarak sinema tarihine resmen kazınmıştır. Meşhur sahneyi http://www.youtube.com/watch?v=uOSN2s8FY8Q izleyebilir, filim hakkında malumata http://www.korkufilmi.net/zombi-zombi-2-yasayan-oluler-adasi-1979 ulaşabilir ve dilerseniz biraz araştırma ile filmi net ortamından izleyebilirsinizz. İzlerken filmin 1979 yılında çevirildiğini göz ardı etmeyin derim.

     Dead Island İncelemesi


    ZOMBİDE OLSA İNSAN İNSANDIR, ÖLDÜREMEM

    Gelelim oynanış ve karakterlerimiz ile alakalı bazı detay ve işinize yarayacak mini bilgilere. Şunu en baştan söyleyelim. Öyle alabildiğine orjinal bir şey beklemek, hayal kırıklığınız tavan yaptırır. Altyapısına Dead Rising ve Left4Dead gibi oyunların (bunu nasıl becerdiklerini anlamakta zorlanıyorum) eğlenceli ve gerçek manada katıksız şiddeti ile sağlamlaştırın, üst kısmını Borderlands’in içinde barındırdığı RPG öğeleri sosunu ve co-op yapısını ilave edin... Budur. Mekan olarak tercih edilen devasa adamız ve ne hikmetse elimize geçtiğinde bir ölüm makinası halini alan günlük araç gereçlerimiz ile 25-30 saat arası bir zaman dilimini tüketecek oyunumuzu oynamamamız için bir bahanemiz yok o halde..

    Akla bir soru geliveriyor haliyle. Ortalıkta bu kadar zombi sürüleri dolanırken, bize neden bir şey olmadı arkadaş? Sebep çok basit. Biz ana karakteriz ve oyunu devam ettirecek bir neden olmak zorunda. İşin şakası bir yana, dahiyane bir fikir!! üreten firma, zombi ısırıklarına karşı bağışıklık verdiği karakterlerimize ısırık ile etkilenmez etiketi yapıştırmış durumda. Haliyle karşılaştığımız zombi sürülerinin öfkelerin de anlamamız, bu yöntemle son derece basit ve anlaşılabilir oluyor değil mi? Tebrikler Techland :=)

    Hikaye kısmındaki sığlık ve tek düzelikten üstte bahsetmiştim. Gerçekten tüm olan bitenin bu olmasının yanında, oyun boyunca aldığımız yan ve ana görevlerin bu tek düzelik ve çok afedersiniz salak sistemin üzerine çıkmadığını görmek hiç şaşırtıcı olmadı benim açımdan. Esasında öfkem böylesine bir kurgu ile bir başyapıt olmayı başarabilecek bir oyunun düştüğü içler acısı durumdan dolayı ortaya çıkan öfkeden kaynaklanıyor. Mazur görünüz. Gerek ana karakterler ve gerek sede yan karakterlerin sadece ve sadece tek bir amacı var. Adadan paçayı sıyırana kadar yaşamaya çalışmak. Tüm olay örgüsü bu minval üzerine kurulu.

     Dead Island İncelemesi


    Bütün görevlerde bazı ihtiyaçlar (su, yemek,malzeme) bir yerlerden bir yere göç etmek ve haliyle birilerini kurtarmak üzerine kurulu. Tamam, yapısı bu şekilde olan bir oyundan Oblivion'daki tablo'nun içine girdiğimiz gibi dehşet bir görev veya Fable 2 'deki renkleri çalınan kasabanın renklerine kavuşması gibi muhteşem fikirler beklemiyorum. Tek istediğim sadece ortama uyan ve heyecanı tetikleyen ilginç şeyler. Lakin oyundaki tek ilginç durum zombi öldürme çeşitliliği üzerine bina edilmiş maalesef. Görevler şuradan şuraya git, şunu getirden öteye geçemiyor. Hele hele yapay zekanın süründüğü ve insanı eskort yaptığı kişiyi zombi çukurunun ortasına atmaya teşvik edecek kadar çileden çıkaran eskort görevlerine ise hiç değinmiyorum bile. Bence es geçim. Keşke eldeki sağlam bir balta ile..Neyse ya :=)

    Yine de elemanlar iyi iş çıkarmışlar. Buradaki görünen tek ve en önemli sorun, şahsi kanaatimce yükseltilen beklentiler. Mekanlar devasa derecede geniş. Tropkal tatil ikliminin etkisindeki ada; plajlar, bir zamanlar keyif alemleri olan oteller, zombi yoğunluğundan ful çektiğini anlayabildiğiniz tatil köyleri, zombi hemşirelerin size şşş yaptığı hastaneler, Zombiland halini almış yerleşim merkezleri, kanalizasyonlar ve favorim ormanlık alanlar ile tıka basa dolu. Techland, yine yapacağını yapıp bu harika tasarımı tam manası ile kotaramayan bir işe imza atmış. Yoksa mekan ve olay örgüleri iyi düşünülüp tasarlansaydı, dadından yinmez bir şaheser elimize ulaşmış olacaktı inanın..

     Dead Island İncelemesi


    DAŞ YOK MU ZOPA YOK MU, ALLAHINI SEVEN TUTMASIN

    Sakın olaki aklınızdan ''BorderLands'deki gibi bir silah alır, onu geliştirir ve kafa patlata patlata akarım aga'' demek geçmesin. Hayal kırıklığınız öyle büyük olur ki anlatamam. DI'da her şeyiniz yakın dövüş silahları demek abartı olmaz. Kürek, ingiliz anahtarı, tahta parçaları, su borusu, balyoz, bıçak, beyzbol sopası, levye, balta ve favorim katana- wakizashi ikilisine kadar onlarca malzememiz var. Silahlar adanın her tarafına saçılmış bant, pil, çivi, kablo v.s gibi malzemelerle birleştirerek daha ölümcül hale de gelebiliyor. Toplu temizlik silahlarınıda yine aynı yöntemle temin etmek oldukça kolay. Molotof kokteyli, işaret fişeği gibi toplu taşıma araçlarının yanında, deodorant bombası yada patlayıcı bıçak gibi malzemelerede ulaşmak mümkün. Tek sorun formüller. Görevler sonucu elde edilebilen formülleri gerekli malzemelerle beraber çalışma tezgahlarında (ki bunların hepsi sıkça karşımıza çıkıyor) birleştirmek yeterli olacaktır. Buradaki problem ise, ister bulmuş olalım, ister tezgahta elimizden çıkmış olsun, silahların hepsi gayet seri bir şekilde kullanılmaz hale gelebiliyor. Bu durma gelen bir slahi dilerseniz fırlatarak kullanma şansınız saklıdır. Fakat bu işi yaparken bunun son silahınınz olmadığından emin olun. Kalabalık grubun önünde, tek silah olarak kullanacağınız tekmeniz ile kalakalmayın. Bunu, bu işten pişman olmuş bir oyuncunun tavsiyesi olarak dikkate almanızı rica ederim. Tüm olumsuz havaya rağmen, silah kullanımı, silah gelişimi ve oyunun barındırdığı çaresizlik hissiyatı gayet olumlu bir katkı ile heyecanı tavan yapıyor. Alıştığınızda fark edeceksiniz. Bu yöntem, elde silah haldır duldur ilerlemekten daha keyifli.

    BURASI SORVAYVIR,BURDA HER ŞEY GERÇEK

    Evvela şunu söylemek lazım. Oyunun başında yapmış olduğumuz karakter seçimi silah kullanımı olarak ters bir etki yapmıyor. Burada kullanım gücü veya silahın etkisinden bahsetmiyorum. Her karakter her silahı alabilme ve kullanabilme özelliğine sahip. Sadece karakterler kendi uzmanlık alanlarına giren silahları daha etkili kullanıyorlar, hepsi budur.
    Her bir karakter, kendine has üç yetenek ağacına sahip. Level atladığınızda, yetenek puanlarını kullanarak karakterlerin özelliklerine artı katkı yapabilirsiniz.

    Combat (Savaş )
    Survival'ki sorvayvır diyesim geliyor:=) (Hayatta kalabilme)
    Fury (Öfke)

    Savaş yetenekleri genel itibarı ile silahlar arasında uzmanlık, ilave bonuslar ve özel saldırılar gibi yetenekleri yükseltir. Hayatta kalma; sağlık paketlerinin etkisini güçlendirme, envanteri büyütme veya kullandığımız silahları dayanıklı hale getiren birtakım pasif özellikleri yükseltme işine yarar. Öfke ise direkt olarak adına hitap eden bir özellik. Türevini pek çok oyunda gördüğünüz üzere, zombileri hallettikçe dolan ve duruma göre aktif ettiğimiz bir bar vasıtası ile alakalı bir özellik. Barı aktif hale getirdiğinizde sadece saldırgan ve güçlü olmakla kalmaz, daha da dayanıklı hale geliverirsiniz. Bir nevi tank gibi bir şey işte.

     Dead Island İncelemesi


    Hikayedeki noksanlık, zombi öldürmekteki keyif ve zevkli silah sisteminin bağlantılı olduğu dövüş sistemi ile birleşince oldukça akıcı bir oyun meydana getiriyor doğrusu. FPS/RPG karışımı ve katıksız aksiyon dozu bence tadında olmuş. Silah kullanmanın hazzını bir kenara bırakırsanız oldukça keyif alabilirsiniz. Zombilerin bazı saldırılarınızdan kurtulup karşınıza dikildiğindeki surat ifadenizi görebilme şansınız varsa kaçırmayın derim. Çünkü bu bizde bile olmayan bir özellik. Çaresiz durumda kaldığınızda yapacağınız tek şey ise ardınıza bakmadan kaçmak. Ancak Resident Evil serisindeki sümsük zombileri beklemeyin. Usain Bolt'a rahmet okutacak zombilerin varlığı konusunda hepinizi uyarmayı kendime borç bilirim.

    Şayet tek başınıza oyun oynamak bir süre sonra sıkıcı gelirse, 4 kişi kadar desteği ile Co-op modu heyecanınızı size geri verebilir. Gerçekten Co-op modunu oynadığınızda oyunun tek kişilik bir oyun olmaktan ziyade, adeta bu iş için yapılmış bir oyun olduğunu farkedeceksiniz. Artı olarak bu keyfi yaşamak için arkadaş ihtiyacınız bile yok. Oyun, ilerlerken aynı bölgede ve hikayenin aynı bölümünde olan oyuncuları otomatik olarak tarıyor; oyuncuları bulduğunda bir mesajla sizi uyarıyor. Oyunun herhangi bir yerinde gerçekten ''Sorvayvır kaçkını Nihat Doğan burada ve sizi bekliyor'' mesajını görürseniz, yardım için J tuşuna basmanız yeterli olacaktır. Yabancı yada gelmesini istemediğiniz elemanları engellemek oldukça kolay bir hale getirilmiş. Oyuna başlamadan önce çevrimiçi ayarlar kısmından, oyuncu slotlarını Public (herkese serbest) yerine Private (özel) olarak değiştirmeniz yeterli olacaktır. Hatta dilersek Co-op özelliğini tamamen devre dışı bırakıp tek başımıza oynamayı da seçebiliyoruz. Ancak bu ayarı devre dışı bırakmak mesaj görmenizi engelemeyecektir.

    HER ŞEYİN BİR SONU VARSA, AYRILIKLARINDA SONU VAR

    Bu son kısma gelene kadar yazdıklarımdan oyunun kötü olduğu gibi bir izlenime mi kapıldınız? Eğer öyle ise son derece yanılıyorsunuz inanın. Dead Island kesinlikle kötü denecek bir oyun değil, kabul. Benim bu konudaki fikriyatım, muhteşem bir oyun olma ihtimali olan yapımın, sadece bazı iş bilmez elemanların elinde ortalamanın biraz üzerinde bir yapım olmaya mahkum olması ve aceleye gelmiş bir yapım olduğu yönündedir.
    Dead Island'ın envanter ve harita sisteminden tutunda, kontrollerdeki bazı sapıtmalara, ara sahnelerdeki dengesizlik ve oyun içinde saçmalamalar v.s gibi pek çok mevcut hata, hep bu aceleye getirmenin ürünü şeylerdir. Firmanın bu hataları bir takım yamalar ile düzeltmeye çalışması her ne kadar güzel gelişmeler olsa da, gemi çoktan kaçtı. Oyunun çıkmasına yakın bir zamanda aynı firmanın çıkardığı ve adını yukarıda üzülerek zikrettiğim Call of Juarez: The Cartel isimli güzide oyunun incelemesini yapan Armağan kardeşimiz, daha oyun çıkmadan evvel bana ''Abi işin içinde bu elemanlar var sa, bir şeyler mutlaka ters gider'' demişti. Ön görüsü için kendisini tebrik ederim. Lakin oyunun kötü bir oyun olmadığını ve enteresan bir akıl karışıklığına yol açtığını izah etmek adına bir örnek vermek gerekiyor sanırım. Şöyleki: Hani kadının otobüste çocuğu mızmızlanır, kadında bir yandan tokadı çakar, bir yandan da ''sus oğlum sus'' der. Aynen bunun gibi işte. Tüm bu olumsuzluklara rağmen Dead Island, ustalıkla oyuncuyu içine çekmeyi başaran yapısı, gayet kaliteli grafikleri, oyuncular tarafından her zaman kabul gören zombi teması, yemyeşil ve açık alana sahip atmosferi, yüksek temposu ve heyecan-korku arası temasını hiç yitirmeyen yapısı ile ile oynanmayı sonuna kadar hak eden bir oyun. Deneyin. Oyunu oynayıp en zorda bitirmeyi başaran şanslı oyuncular, Papua Yeni Gine kıyılarında bulunan Bonai Adasında bir tatil kazanma şansına da sahip olabilecek.

    Yazının Orjinali için: http://oyundergisi.net/index.php/inceleme/pc-oyun/1067-dead-island-nceleme.html
    Hakan İnanç
    Oyundergisi Puanları:

    GRAFİK: 83
    SES : 80
    OYNANIRLIK: 75
    ATMOSFER: 80
    GENEL PUAN: 79 - 80 ....



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi old_snake -- 6 Ekim 2011; 20:11:49 >







  • Oyunda çok basit mantık hataları var.Cidden güzel oyun ancak o saçma ve küçük ayrıntılar oyunu berbat ediyor.Beni firmaya alsalar yemin ederim oyunu cillop ederdim o derece basit hatalar var.Eksikliklerde aynı şekilde.
    Ama yinede insana kendini oynatan bir oyun.Bağlıyor.
  • Nüanslar can sıkıcı olsa da, oynanması gereken bir oyun.
  • Hacım geç farkettim ama incelemen güzel olmuş.
    Eline sağlık.
  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.