Hicaz'a giden köylü, dönüşte köyün ağasına iki armağan getirmiş: Bir teneke zemzem, bir kefen. Bunları ağanın evine götürdüğü sıra ağa uyuyormuş. Kâhyası: - Böyle şey olur mu? Bu nasıl armağan? derken ağa uyanmış: - Ne oluyor yahu? Ne bu gürültü? Kâhya: - Ağam, demiş, bak bu herif sana Hicaz'dan kefenle zemzem getirmiş. Ölür müsün, öldürür müsün? --------------------------------------------------------------
Afyonu patlamak
Eski tiryakiler ramazanda afyonu macun haline getirir ve mercimek büyüklüğünde toplar her sahurda iki üç tane yutarlarmış.ancak her bir macunu sırasıyla bir,iki,üç kat kâğıtlara sarmayı da ihmâl etmezlermiş. Böylece kâğıt mide özsuyunda eriyince macun midede dağılır ve bir kaç saatliğine keyif devam edermiş.Tabii iki kat kâğıda sarılan macun bir kaç saat sonra,üç kat kâğıda sarılı macun da onu takiben kana karışınca tiryaki iftara kadar rahat etmiş oluverir. ---------------------------------------------------------------
Abayı yakmak
bir dergâhta bir gün, sırtlan abalı dervişler, şeyh efendinin dersine ve tavvuf bahsinde anlattıklarına o kadar dalmışlar ve kendilerinden geçmişler ki, arkası ocağa dönük olan bir dervişin sırtındaki abası yanan derviş bile kendi sırtından çıkan dumanı fark etmemiş. Ar aşkına, yâr aşkına (Allah aşkına) yanan derviş, dünya ateşinin farkına varmamış. ---------------------------------------------------------------- Tabakhâneye 50k yetiştirmek
deri işleme prosesine tabaklama denir bilirsiniz, ve deri işlenen yerlere de tabakhane. eski zamanlarda deri işlemek için en zengin amonyak kaynağı köpek dışkısında varmış. köpekler dışkıyı çıkardıkları anda içindeki amonyak uçmadan deriye yedirip salamura yapılması gerekirmiş. bir kaç gün o şekilde beklettikten sonra da tüyleri dökülmüş ve yumuşamış olarak deriyi temizliyorlarmış. işte köpeklerin bulunduğu yerden deri işlemey yerine kadar kakayı alelacele yetiştirilmesi gerektiğinden bu deyim çıkmış ortaya.. ----------------------------------------------------------------
[Derleme]
ilginc eger dogruysa
tabakhaneye bayıldım.. hep merak etmişimdir neden 80k yetiştirmek içi acele ediliyor diyee.. meğerse amonyak içinmiş..
hmm güzelmiş
ilginçmiş başka yok mu devamı gelsin...
eski zamanda bakkalı olan ihtiyar bir adam hergün dükkanındaki delikten çıkan bir yılanı beslermiş.o kadar alışmışlarki birbirlerine adeta dost olmuşlar.yılan hergün adamın elinden yermiş günlük yemeğini,karşılığındada birtane fare bırakmazmış ortada.günlerden bir gün adam hastalanınca oğlu açmış dükkanı.birşeyden haberi olmayan oğlan yılanı görünce korkup satırla saldırmış yılana.kuyruğu kopan yılan dönüp çocuğu sokmuş ve öldürmüş.aradan epey zaman geçmiş.ihtiyar oğlunu kaybetmenin yanında dostundan olamanın açısını da çekiyormuş.deliğin başında oturmuş yılanla konuşmaya başlamış.oğlunun yaptığının hatalı olduğunu tekrar dost olabileceklerini söylemiş.yılan deliğinden kafasını çıkartmış ve dile gelmiş "sende evlat acısı bende kuyruk acısı oldukça birdaha dost olamayız " demiş. derlerki " kuyruk acısı " buradan çıkmış
nasreddin hocanın yaşadığı yere ermiş olduğunu idda eden bir sofu dadanmış.bu sözde ermişin tek yeteneği insanların anlına tam bir dirhem büyük abdestini yapmakmış.hocayı kızdıran da bu olmuş.insanlar alınlarına ettirmek için sıraya girer olmuşlar.iyice çileden çıkan hoca sözde ermişe "onda nevarki bende yaparım " diyince iş iddaya binmiş.yaparsın yapamazsın derken hoca " yat yere göstereyim " demiş.sözde ermiş yat6arken uyarmayı da ihmal etmemiş " tam bir dirhem olacak ama ". " tamam sen merak etme" diyen hoca icraata gelince bütün bağırsaklarını adamın anlına boşaltmış.hiddetle ve kaka içinde bir kafayla ayağa fırlayan adam bağarmaya başlamış " hoca sen ne yaptın yahu " nasreddin hoca ise gayet pişkin " öhm kantarın topuzunu azıcık kaçırmışım"der derlerki " kantarın topuzunu kaçırmak " bu olaydan çıkmıştır
eski zamanda bakkalı olan ihtiyar bir adam hergün dükkanındaki delikten çıkan bir yılanı beslermiş.o kadar alışmışlarki birbirlerine adeta dost olmuşlar.yılan hergün adamın elinden yermiş günlük yemeğini,karşılığındada birtane fare bırakmazmış ortada.günlerden bir gün adam hastalanınca oğlu açmış dükkanı.birşeyden haberi olmayan oğlan yılanı görünce korkup satırla saldırmış yılana.kuyruğu kopan yılan dönüp çocuğu sokmuş ve öldürmüş.aradan epey zaman geçmiş.ihtiyar oğlunu kaybetmenin yanında dostundan olamanın açısını da çekiyormuş.deliğin başında oturmuş yılanla konuşmaya başlamış.oğlunun yaptığının hatalı olduğunu tekrar dost olabileceklerini söylemiş.yılan deliğinden kafasını çıkartmış ve dile gelmiş "sende evlat acısı bende kuyruk acısı oldukça birdaha dost olamayız " demiş. derlerki " kuyruk acısı " buradan çıkmış
Kantarın topuzunu baya bi kaçırmış Hoca
yeni mesaja git
Yeni mesajları sizin için sürekli kontrol ediyoruz, bir mesaj yazılırsa otomatik yükleyeceğiz.Bir Daha Gösterme