Yeni Kayıt
Konudaki Resimler
önceki
|
Hızlı 
Bildirim
DH Western Filmleri Kuşağı - Il buono, il brutto, il cattivo - Sergio Leone (11. sayfa)
Sıcak Fırsatlarda Tıklananlar
Editörün Seçtiği Fırsatlar
Daha Fazla 
Bu Konudaki Kullanıcılar:
Daha Az 
2 Misafir - 2 Masaüstü
Giriş
Mesaj
-
-
Bu haftayı izleyen yok sanırım. :) -
quote:
Orijinalden alıntı: No-One
Bu haftayı izleyen yok sanırım. :)
Herkes Cumartesi akşamını bekliyor final için.
-
quote:
Orijinalden alıntı: St.Rendroy
quote:
Orijinalden alıntı: No-One
Bu haftayı izleyen yok sanırım. :)
Herkes Cumartesi akşamını bekliyor final için.
Yorumları aynı anda atıp gösterişli bir kapanış yapalım o zaman.
-
quote:
Orijinalden alıntı: No-One
quote:
Orijinalden alıntı: St.Rendroy
quote:
Orijinalden alıntı: No-One
Bu haftayı izleyen yok sanırım. :)
Herkes Cumartesi akşamını bekliyor final için.
Yorumları aynı anda atıp gösterişli bir kapanış yapalım o zaman.
Bana uyar.Zaten 7.ve 8.haftanın yorumlarını bir arada atmayı düşünüyordum.Daha da şaşalı olur.
-
St.Rendroy
kullanıcısına yanıt
Geçmiş olsun Allah acil şifalar versin
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > -
quote:
Orijinalden alıntı: Filmadamı
Geçmiş olsun Allah acil şifalar versin
Çok sağolun teşekkür ederim. -
İzlersen çok şey kazanırsın , izlemezsen çok şey kaybedersin .Karar senin hocam. 
-
quote:
Orijinalden alıntı: St.Rendroy
quote:
Orijinalden alıntı: No-One
quote:
Orijinalden alıntı: St.Rendroy
quote:
Orijinalden alıntı: No-One
Bu haftayı izleyen yok sanırım. :)
Herkes Cumartesi akşamını bekliyor final için.
Yorumları aynı anda atıp gösterişli bir kapanış yapalım o zaman.
Bana uyar.Zaten 7.ve 8.haftanın yorumlarını bir arada atmayı düşünüyordum.Daha da şaşalı olur.
Cumayı cumartesine bağlayan gece, saatler çift sıfırı gösterdiğinde.. Uygun mudur?
-
Bana uyar. 
-
Hocam bana da uyar.Güzel bir kapanış yapmış oluruz. 
@No-One
-
Gecikmiş For A Few Dollars More incelemem :
Sizin yorumlarınızı da okudum şimdi , her şeyi söylemişsiniz ben de yazayım biraz.Bu filmle alakalı bir çalıntı meselesi var mı bilmiyorum.Ben izlemedim en azından daha önce buna benzer bir film.
Film jenerik girmeden önceki geniş arazideki ateş sahnesinden itibaren, kusursuz Western kompozisyonlarıyla dolu.Ana hikayeyi bir tarafa bıraktığımızda filmde bir öykü olmasa bile Western seven bir insan şu filmi izledikten sonra zevkten dört köşe olabilir.Bazen abartı öğeleri hakim olsa da sahnelere , yine de insan rahatsız olmuyor.Monco'ya ya da Joe'ya özgü tütünü ağızda tutma şeklinden, şeritli örtüsüne , çizmelerin arkasındaki dişli çarkın vurulmasına , tütünün yarıdan itibaren vurulmasına , atlara , silahlara , müziklerine kadar bu film tam anlamıyla , bir Western sever için ziyafet.
Konusu da öyle boş değil , bu müthiş sinematografinin altında da insanın yaşayabileceği en kötü duyguları barındıran dramatik bir yapı var.O karakterlerin suratlarından bu duygular aktı film boyunca.Yakın çekimler de bize hep bu hisleri vermek içindi , Leone'un en üst noktaya çıktığı alanlardan biridir herhalde bu yakın çekimler .Hele Once Upon A Time in The West'te aşmıştı...
Oyunculukları yazmama gerek yok. Sadece , Clint Eastwood senin ağzından o tütün eksik olmasın be usta.Bu film çekildikten neredeyse 50 yıl sonra izliyoruz tekrar bu baş yapıtı ve senden 60 yaş küçük insanlar hala senin yaptıklarına bakıp hayranlık duyuyor , senden ilham alıyor.Umarım daha çok yaşarsın ve şu kötü sektörde senin gibi adamların elinden çıkmış bir şeyleri yine izleyebiliriz.
Bu filmi ve neredeyse tüm Western kültürünü , hatta dünyadaki tüm zorbalıkları, savaşları , tüm hayatı özetleyen sözlerden biri ile başlamıştı film.Ben de onunla sonlandırayım yazımı.
''Hayatın bir kıymetinin olmadığı yerde, ölüm bazen para edebilir. Ödül avcıları işte bu yüzden ortaya çıkmıştır.''
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi St.Rendroy -- 6 Şubat 2014; 15:53:32 >
-
Kibritli atışmaların olduğu kısım harikaydı gerçekten.Bir de Barın sahibi : '' Bayım intihar etmek için neden benim mekanımı seçtin?'' diye sorunca iyi güldüm.
-
quote:
Orijinalden alıntı: ersan145
quote:
Orijinalden alıntı: St.Rendroy
Kibritli atışmaların olduğu kısım harikaydı gerçekten.Bir de Barın sahibi : '' Bayım intihar etmek için neden benim mekanımı seçtin?'' diye sorunca iyi güldüm.
Belinde silahı olan bir adam kendisinin aşağılanmasına neden izin verirki :D Diyaloglar çok iyi gerçekten.
Hocam siz izlediniz mi son filmi? İzlediyseniz yorumunuzu bekleriz bu gece :)
@St.Rendroy
Karşısındaki adamın kim olduğunu bilmiyor ki densiz barcı..
-
Finale az kaldı.Yorum hazır.
-
Özellikle toplumumuzda ciddi anlamda yer etmiş bir yapım. Sinemayla alakası olmayanlar bile herhangi bir filmde Clint Eastwood’u görünce İyi, Kötü ve Çirkin’deki adam değil mi bu denilmesinin menşeidir. Bana göre bu eseri diğer Western’lerden ayıran en baz özelliği içerik olarak çok zengin olması. Seyirciyi hikayesiyle,satır aralarındaki mesajlarıyla, müziğiyle, görselliğiyle ve özellikle de karakterleriyle alışılagelmişin ötesinde bir gezintiye çıkarıyor. Ne de olsa filmi kült yapan özelliği özgünlüğüdür.
Sergio Leone’un burada en büyük marifetlerinden biri, İyi’nin, Kötü’nün veya Çirkin’in sıfatlarını davranış biçimlerinden çok iyi bir şekilde lanse etmesi. Diğeri de genel olarak yapımlarını her zaman sağlam bir temel üzerine oturtması. İşte bu yüzden gelişme bölümüne ne denli değer verdiğini giriş kısımlarından anlıyoruz. Daha önce de yazmıştım; Üstat, karakterlerine adeta birer kral gibi davranıyor. Gerekli platformu hazırlamadan halkla buluşmasına izin vermiyor. İlk önce yarattığı sahneyi ve figüranları incelememizi istiyor. On dakikalık sessiz girişin nedeni de hazmı kolaylaştırmak için olsa gerek.
Olumsuz anlamda eleştirebileceğim bir iki konu var. Lee van Cleef’in çok geri planda kalması ve iç savaş dramasının sahnede çok fazla yer etmesi. Bu mesaj verme kaygısı bazı durumlarda asıl anlatılmak istenen biçimin bile önüne geçmiş. Tabi yine de Yüzbaşı üzerinden çok güzel bir eleştirinin söz konusu olduğu kısmın hakkını yemek istemem. Savaşın absürtlüğünü, gerek repliklerle gerekse de boşvermiş davranışlarıyla sahneye çok güzel bir şekilde yedirmiş. Açıkçası üçlemede baş roller dışında en sevdiğim kişiliktir kendileri.
“Kimin askerleri sarhoş edip ölüme yollayacak kadar çok içkisi varsa, bilin ki kazanan odur.“
Ayrıca bu filmde kapıldığım en büyük hislerden biri vahşi batıda iyiye her zaman yer vardır ve kötünün sonu da malumdur. Çirkin karakteri ise koşullara her zaman adapte olan iki yüzlü, fırsatçı ve çıkarcı biri. Duruma ve fırsatlara göre yaşamını sürdürmesini çok iyi biliyor. Doğrusunu söylemek gerekirse bu sinema şaheserini anlatmaya sayfalar yetmez. Ne kadar durağan gibi görünse de çok çok zengin bir film.
Son olarak en sevdiğim bölümlerden olan, Tuco’nun efsane repliğinin olduğu kısım; “When you have to shoot, shoot. Don’t talk.”;
-
Zamanlamaya gel 
-
Filmi oluşturan en büyük etken karakterlerdir .Bir yönetmenin karakterlerini iyi şekilde tanıtması o filmin çoğu zaman çok iyi olduğu anlamına gelir.
Üç karakterimiz var ve lakaplarına bakıldığı zaman bu karakterler tam anlamıyla anlaşılmayabilir. Blondie : İyi . Angel Eyes : Kötü . Tuco Benedicto Pacifico Juan Maria Ramirez : Çirkin.Filmi hiç izlememiş biri bu karakterlerin iyi insan olduğu için iyi , kötü insan olduğu için kötü , tipi çirkin olduğu için çirkin olduklarını öngörebilir.Ama böyle değil. Blondie'nin iyi olması onun silahşör olarak iyi olmasını,diğerlerine göre daha sakin , ağırbaşlı ve akıllı olduğunu gösteriyor.Bir silahşörden net bir iyi insan figürü olmasını bekleyemeyiz zaten.
Kötü aslında aynı zamanda iyi de .Onurlu,saygın bir adam.O da Blondie gibi kelle avcısı.Onun yaptıklarını yapıyor .En az onun kadar saygın ama onun kadar iyi silah çekemiyor işte.Filmin sonunda meydanda herkes yerine geçerken , izleyicinin en genel öngörüsü Tuco'nun zayıf halka olduğu ve Angel Eyes ile Blondie'nin favori olduğuydu.Angel Eyes'ın ağır, kendinden emin adımları , Blondie'nin akıl almaz soğukkanlılığıyla birlikte bu tahmin güçlendi hepimiz için.Tuco da kendini zayıf olarak hal ve hareketleriyle belli etti.Ancak silahların patlamasına saniyeler kala, özgüven kendini kabullenişe bıraktı ve Angel Eyes'ın gözlerindeki ölüm korkusu çok açık hale geldi.Ölüm korkusu öyle bir his ki , insan yaşamı boyunca bunu bastırarak yaşar.Öteki türlü zaten aklını kaybeder ve hayatını sürdüremez.Ancak ölüm anında insan artık onunla yüzleşir.Gözlerinde o sonun hissi belirir.Ölüm buram buram kokmaya başlar ve kaçışın olmadığını yaşamı boyunca kendi özüne yediren insan ona kucak açar.
Ancak ölüme yakın olmayanının gözlerinde bu korku açık açık seçilmez ; Blondie gibi.
Çirkin , gayet eli yüzü düzgün bir adam Eli Wallach.Ama ruhu o kadar çirkin ki.Gözünü para bürümüş bir adam.Tüm hayatını para için yaşayan, onurunu , gururunu para için satan , davranışlarını paranın gösterdiği yöne doğru değiştiren biri.İyi , daha doğrusu hüzünlü davranışları da var tabi.Ailesiyle yaşadığı sıkıntıların onu derinden yaraladığı belli.Blondie yaralandığında ; ''Böyle zamanlarda insanın yanında aileden biri olmalı.Bir anne.Annen de yok değil mi?Tıpkı benim gibi.'' demişti.Aslında onun bir aile var ama orada belli etmedi sıkıntılarını.Ardından abisi onu tartakladığında bu olayın üstünü kapayıp, abisiyle arasının ne kadar iyi olduğunu anlattı ona.Bu insanın temel savunma mekanizmalarından biridir ve bize içinde çektiği acılar bu savunma mekanizmasıyla çok çok iyi gösterildi. Ama tabi çirkin , çirkindir. Angel Eyes'ın meydanda yaşadığı ölüm korkusunun bir adım daha ötesini , darağacında yaşadı.Ama asıl üzüldüğü nokta hayata veda etmesi değil , yüz bin dolara veda etmesi gibiydi.Orada bu hissi bana art arda gösterilen paralar verdi.Yaşamdan çok parayı kaybetme korkusu , bir insanın olabileceği en yüksek çirkinlik seviyesidir bana kalırsa.
Sinemanın en önemli öğelerinden biri de müziktir bunu tekrar tekrar söyledik burada.Bu filmden sonra bu konuya değinmek biraz tekrara giriyor ama değinmeyelim de ne yapalım? Bir beste yaratmak müzik sanatı adına çok önemli.Bunu Ennio Morricone en üst düzeyde yapıyor bu aşikar.Ancak bir de sinema adına önemli olanı var ; bu müziği doğru yerde kullanmak.Sinemada ses kadar sessizlik de önemlidir ve biz filmi izlerken sessiz olması gereken sahneleri hep sessiz duyduk.Ama gerektiği yerde de Morricone'un şahaserlerini , filmin temposuna uygun şekilde dinledik.Ectasy of Gold fonlu Tuco'nun ölüm içinde parasını arama sahnesi , sinema tarihinin gelmiş geçmiş en iyi sahnelerinden biridir.Orada para uğruna Tuco'nun zihninin nasıl bir hale geldiğini de karışık görüntülerle gördük.
Clint Eastwood , çok iyi bir oyuncu.Bu iyi oyunculuğunun bana göre en önemli etkeni sesi.Jest,mimik tamam bir yere kadar ama onun sesindeki doygunluğu ben hiçbir aktörde görmedim.Vurgusu,sesini kullanış biçimi herkese ders diye verilir.Tabi bunu yaratan biraz da yönetmendir ama kumaş da kendisinin muhakkak.Ayrıca 160 kilometre çölde yürüdükten sonra, suratına yapılan makyaj da olağanüstüydü.İçim acıdı gerçekten.
Filmde Amerikan İç Savaşı'na da göndermeler vardı.Blondie bir sahnede , bu kadar pisi pisine ölen insanı bir arada görmemiştim demişti.Bir de albay ''Burada isimlerin önemi yok.'' demişti.Yergisi de eksik değil yani filmin , bir fikri de var.
Toparlayacak olursam bu film çoğu kişi için Western kategorisinin 1 numarasıdır.Bana göre de öyle.Bunun bir çok nedeni var ve ben elimden geldiğince yukarıda bazılarını sıraladım.Eğer bir filmin bir sahnesinde tüyleriniz diken diken oluyorsa , o filmden gerçekten etkilenmişsinizdir diye düşünüyorum.Tuco mezarlığın başlangıcına adım attığında , kamera yükselmeye başladı.Ardından Ectasy of Gold girdi.İşte tam orada tüylerim diken diken oldu.Hayatın merkezine doğru yolculuğa çıkıyormuşcasına Tuco , ölümlerin arasından yaşam kaynağını aramaya başladı.Hayat çemberinde döndükçe döndü.Zihninin ardında , algılayamadığı bir yerde biliyordu ki bir gün o da beyaz taşların üstünde değil , kahverengi tahtaların önünde olacaktı.
Edit:İmla.
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi St.Rendroy -- 8 Şubat 2014; 0:17:16 >
-
Ya haklısın aslında iç savaş kısmı biraz uzun sürdü ama senin aksine benim çok hoşuma gidiyor o kısmı filmin.Nedeni de neredeyse filmin en önemli repliklerini barındırması.Neredeyse tamamı iç savaş göndermeleriyle doluydu o kısım.Albay'ın ağzından çıkan her laf savaşın saçmalığına atılan bir taştı senin de dediğin gibi. -
quote:
Orijinalden alıntı: St.Rendroy
Ya haklısın aslında iç savaş kısmı biraz uzun sürdü ama senin aksine benim çok hoşuma gidiyor o kısmı filmin.Nedeni de neredeyse filmin en önemli repliklerini barındırması.Neredeyse tamamı iç savaş göndermeleriyle doluydu o kısım.Albay'ın ağzından çıkan her laf savaşın saçmalığına atılan bir taştı senin de dediğin gibi.
Bana göre dozajı biraz fazla kaçmış. Sonuçta bu bir Western filmi :)
Düello kısmı da hiç adil değildi; üçlemenin en kötü düellosu olduğunu söyleyebilirim. Her ne kadar 'Kötü' de olsa ikiye bir durumda olması western düello adetlerine hiç yakışmadı.
Bu arada yazın bayağı lirik bir havada olmuş, çok beğendim. :)
Ip işlemleri
Bu mesaj IP'si ile atılan mesajları ara Bu kullanıcının son IP'si ile atılan mesajları ara Bu mesaj IP'si ile kullanıcı ara Bu kullanıcının son IP'si ile kullanıcı ara
KAPAT X
Bu mesaj IP'si ile atılan mesajları ara Bu kullanıcının son IP'si ile atılan mesajları ara Bu mesaj IP'si ile kullanıcı ara Bu kullanıcının son IP'si ile kullanıcı ara
KAPAT X
