Şimdi Ara

Doğa yasaları Natüralistik mi ?

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
2
Cevap
1
Favori
99
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • Bu başlıkta fizik yasalarının natüral değil yada natüralistik olmadığını başka birşeyin kontrolü altında olduğunu kanıtlıyoruz.



    Doğa yasaları Natüralistik mi ?


    Fizik Yasaları: Doğanın Doğal Akışından Değil, Sürekli Müdahale Altında


    Başlıktan da anlaşılacağı üzere, fizik yasaları bundan 14.5 milyar yıl veyahut belirli bir süreden itibaren ortaya çıkmış gerçekler olsaydı, bu dinamik evren modelinde evren kendi içine çökerdi. Tek hücreli ve çok hücreli herhangi bir canlı ortaya çıkamazdı. Fotosentez yapan bitkiler de ortaya çıkamazdı ve canlılık habitatı oluşamazdı. Yani bu kaotik gibi görünen durum aslında kontrol altında olan bir kaos; "kontrollü kaos" adı altında üst bir bilinç ya da Tanrı tarafından sürekli korunmaktadır.


    Bu arada, virüs salgını gibi olaylarda mutasyon diye bildiklerimiz aslında Tanrı'nın insan ve hayvan katletmek için programladığı algoritmalar olarak görüyorum, çünkü virüs ve bakterilerin içinde kuantum tünelleme ve kuantum koherans bulunmaktadır.

    Virüsler ve bakteriler, kuantum tünelleme ve kuantum koherans gibi kuantum mekaniksel süreçleri kesin olarak kullanmaktadır. Bu süreçler, mikroskobik düzeydeki biyolojik işlevlerde önemli bir rol oynamaktadır.


    Kuantum Tünelleme

    Kuantum tünelleme, virüsler ve bakterilerde enzimlerin kimyasal reaksiyonları hızlandırmasıyla görülür. Örneğin, proton veya elektron tünellemesi, enzimlerin kimyasal bağları daha hızlı ve verimli bir şekilde kırmasını sağlar, bu da hücre metabolizmasında kritik rol oynar.


    Kuantum Koherans

    Fotosentez yapan bakterilerde kuantum koherans net olarak gözlemlenmiştir. Enerji, moleküller arasında en verimli şekilde aktarılırken koherans sayesinde olası tüm yollar aynı anda değerlendirilir. Bu, enerji transferini son derece hızlı ve hassas hale getirir.


    Klorofilik Bakteriler: Bu bakteriler, klorofil pigmenti içerir ve ışık enerjisini kullanarak fotosentez yaparlar. Örneğin, Chlorobium türleri, anaerobik şartlar altında su yerine sülfürü kullanarak fotosentez gerçekleştirir.


    Kuantum koheransı ve tünellemesi, mikro dünyada gözlemlenen ve klasik fizik kurallarıyla tam olarak açıklanamayan olaylardır. Bu kavramlar, bazı hayvanlar ve bitkiler üzerinde ilginç sonuçlar doğurur. İşte bu süreçleri örneklerle açıklayan bazı canlılar:

    1. Kelebekler: Kelebeklerin, özellikle Morpho cinsi kelebeklerin renkleri, kuantum koheransı ile ilişkilidir. Bu kelebeklerin kanatlarındaki mikroskobik yapılar, ışığı belirli bir şekilde yansıtarak etkileyici renkler oluşturur. Bu renkler, koheran ışık dalgalarının etkileşimi sayesinde oluşur.
    2. Sıcaklık Uyarısı Olan Civanperçemi: Civanperçemi, özellikle sıcaklık değişikliklerine duyarlıdır. Bitkideki fotosentetik süreçlerin kuantum koheransı ile işlediği düşünülmektedir. Bitki, güneş ışığındaki fotonları kuantum düzeyinde yakalayarak, enerji verimliliğini artırır.
    3. Sardalya Balığı: Sardalya balıklarının sürüler halinde hareket etme yetenekleri, kuantum koheransı ile ilişkilendirilmektedir. Balıklar, suyun içindeki hareketlerini koherent bir şekilde koordine ederek, yırtıcılardan kaçmak için etkili bir strateji geliştirirler.
    4. Salyangozlar: Bazı salyangoz türleri, çevrelerine göre kuantum tünelleme yetenekleri gösterebilir. Bu, onların avlarını yakalama ve hayatta kalma stratejileri üzerinde etkili olabilir.
    5. Bitkiler: Fotosentez yapan bazı bitkiler, kuantum koheransı sayesinde güneş ışığını daha verimli bir şekilde kullanabilir. Bitkilerin hücrelerinde, klorofil molekülleri fotonları yakalayarak enerji üretimini artırmak için kuantum düzeyinde etkileşimlerde bulunur.
    6. Su Üzerinde Koşan Kertenkele: Su üzerindeki kuvvetlere karşı dayanıklılığı sayesinde bu kertenkelenin su yüzeyinde koşabilmesi, kuantum koheransı ve su moleküllerinin yüzey gerilimi ile ilişkilidir. Bu özel yapılar, kertenkelenin vücut yapısında kuantum efektlerinin bir sonucu olarak ortaya çıkar.


    Doğa yasaları Natüralistik mi ?




    Doğadaki Natüral Gibi Görünen Metafizik Olaylar

    Doğadaki natüral gibi gözüken metafizik olaylar, aslında derin bir tasarımın ve müdahalenin ürünüdür. Bu tür olaylar, yüzeyde doğal gibi görünse de, gerçekte Tanrı'nın belirlediği bir algoritma ve tasarım sürecinin parçasıdır.

    Örneğin:

    1. Tohum: Bir tohumun toprak altında bulutlardan akan su ile yeşerip 3-4 metrelik bir karpuz haline gelmesi, doğa yasalarına aykırıdır. Tohumun, sadece suyla değil, aynı zamanda Tanrı'nın belirlediği özel bir kodlama ile yeşermesi sağlanır.
    2. Anne Rahmi: Her canlı doğumunda, annenin rahminde oluşan karmaşık süreçler, Tanrı'nın tasarımının bir parçasıdır. Bineklerin yavrularının doğumu, her biri Tanrı'nın emriyle gerçekleşen özel bir yaratılış sürecidir.
    3. Bulutlardan Akan Su: Bulutların yeryüzüne su akıtması, sadece doğa olaylarıyla açıklanamaz; bu da Tanrı'nın sürekli müdahalesini gerektirir. Su, bitkilerin beslenmesinde ve büyümesinde kritik bir rol oynar ve bu süreç, Yaratıcı'nın tasarımının bir parçasıdır.
    4. Arıların Çiçekleri Döllemesi: Arıların çiçekleri döllerken gösterdiği davranışlar, doğal bir süreç gibi görünse de, burada da Tanrı'nın belirlediği bir düzen söz konusudur. Arıların bu hayati rolü, ekosistemlerin dengesini sağlamak için hayati önem taşır ve bu da Yaratıcı'nın planına işaret eder.
    5. Böceklerin Polinasyonu: Böceklerin polinasyonda oynadığı rol, Tanrı tarafından belirlenmiş bir tasarımın sonucudur. Bu süreç, bitkilerin çoğalmasını sağlar ve doğanın dengesini korur.
    6. Güneşin Işığı: Güneşin ışığı, bitkilerin fotosentez yapabilmesi için hayati öneme sahiptir. Ancak bu ışığın doğru bir şekilde dünyaya ulaşması, Tanrı'nın tasarımının bir yansımasıdır.
    7. Mevsim Değişiklikleri: Mevsimlerin değişimi, ekosistemlerin döngüsünü oluşturur. Bu değişiklikler, Tanrı'nın yarattığı bir düzenin sonucudur ve yaşamı sürdürülebilir kılar.
    8. Hayvanların Göçü: Göç eden hayvanlar, Tanrı'nın belirlediği içgüdüler doğrultusunda hareket eder. Bu göçler, ekosistemlerin dengesini sağlamak için gereklidir.
    9. Deniz Akıntıları: Deniz akıntıları, okyanusların iklim üzerindeki etkisini belirler. Bu akıntıların düzeni, Tanrı'nın tasarımının bir parçasıdır.
    10. Kuşların Uçuş Yeteneği: Kuşların uçma kabiliyeti, Tanrı'nın yarattığı özel bir tasarımın sonucudur. Bu, onların avlanma ve göç etme yeteneklerini artırır.
    11. Bitkilerin Fototropizmi: Bitkilerin ışığa yönelmesi, Tanrı'nın belirlediği biyolojik bir düzenin sonucudur. Bu, bitkilerin hayatta kalması için kritik bir mekanizmadır.
    12. Mikroskobik Organizmaların Hayatta Kalma Stratejileri: Mikroskobik organizmaların hayatta kalma mekanizmaları, Tanrı'nın tasarımına işaret eder. Bu organizmalar, ekosistemlerin temel taşlarıdır.
    13. Suyun Dolaşım Döngüsü: Su döngüsü, doğal yaşamın sürdürülmesinde hayati öneme sahiptir. Bu döngü, Tanrı'nın yarattığı bir düzenin parçasıdır.
    14. Hayvanların Savunma Mekanizmaları: Hayvanların savunma yetenekleri, Tanrı'nın tasarımının bir sonucudur. Bu mekanizmalar, hayvanların hayatta kalmasını sağlar.
    15. Toprak Altındaki Organizmalar: Toprak altında yaşayan organizmaların ekosistem üzerindeki etkileri, Tanrı'nın yarattığı karmaşık bir düzenin göstergesidir. Bu organizmalar, toprak sağlığını korur ve bitkilerin büyümesine yardımcı olur.

    Bu örneklerin her biri, yüzeyde doğal gibi görünse de, aslında Tanrı'nın sürekli bir tasarım ve müdahale sürecinin parçasıdır. Dolayısıyla, doğa yasaları, bu derin gerçekliklerin ötesinde bir yanılsama olarak değerlendirilebilir.





    Doğa yasaları Natüralistik mi ?




    Gözbebeği, ışık koşullarına ve odaklanma gereksinimlerine yanıt olarak saniyede 1-2 kez genişleyip daralabilir. Ancak, gözbebeği mikro hareketlerle de sürekli olarak pozisyonunu ayarlar. Bu mikro hareketler, genellikle göz kaslarının hızlı ve hafif kontraksiyonları sayesinde gerçekleşir ve bu hareketler gözbebeğinin 0.1 mm ile 0.5 mm arasında değişebilir. Gözbebeğinin bu hızlı hareketleri, net bir görüntü elde etmek ve derinlik algısını geliştirmek için önemlidir.


    Işık Koşullarına Tepki: Gözbebeği, ışık koşullarına bağlı olarak saniyede 1-2 kez genişleyip daralabilir. Parlak ışık altında gözbebeği 200-300 milisaniye içinde daralırken, karanlık ortamlarda da benzer bir süre zarfında genişler.

    Mikro Hareketler: Gözbebeği, sürekli mikro hareketlerle pozisyonunu ayarlar. Bu mikro hareketler, göz kaslarının hızlı ve hafif kontraksiyonları sayesinde gerçekleşir.




    Doğa yasaları Natüralistik mi ?


    Doğa yasaları Natüralistik mi ?



    Determinizm Doğal Değil: Her An Tanrı Müdahalesi


    Her deterministik olay, aslında doğrudan Tanrı'nın müdahalesiyle başlar ve devam eder. Sebep ile sonuç arasında görünürde var olan ilişki, gerçekte Tanrı'nın sürekli ve kesintisiz müdahalesinin bir yansımasıdır. Gazali'nin savunduğu bu vesileci yaklaşıma göre, evrendeki hiçbir nesne veya olay kendi başına etki oluşturamaz.

    Örneğin, bir tohumun çimlenmesi ve bitkinin büyümesi sürecinde, tohum, toprak ve suyun bir araya gelmesi bitkinin oluşması için yeterli değildir. Her aşamada - tohumun çatlaması, kökün toprakta ilerlemesi, yaprakların oluşması - Tanrı'nın doğrudan müdahalesi gereklidir. Bitki, her an Tanrı tarafından yeniden yaratılmaktadır.

    Benzer şekilde, bir bebeğin rahimde gelişmesi de tamamen Tanrı'nın müdahalesiyle gerçekleşir. Sperm ve yumurtanın birleşmesi, embriyonun oluşması, organların gelişmesi ve bebeğin büyümesi, her aşamada Tanrı'nın doğrudan müdahalesini gerektirir. Bu süreçte gözlemlenen biyolojik mekanizmalar, sadece Tanrı'nın yaratma eyleminin görünür vesileleridirler.





    Doğa yasaları Natüralistik mi ?





    Bu anlayış diğer doğa olaylarına da uygulanabilir. Ateşin yanması, suyun akması, güneşin doğması gibi günlük gözlemlediğimiz olaylar da aslında Tanrı'nın sürekli müdahalesiyle gerçekleşir. Doğa yasaları olarak algıladığımız düzenlilikler, Tanrı'nın genellikle tercih ettiği yaratma biçimleridir, ancak bunlar mutlak değildir ve her an değiştirilebilir.

    Bu bakış açısı, mucizevi olayların da açıklanmasına olanak tanır, çünkü Tanrı dilediği zaman alışılagelmiş düzeni değiştirebilir. Sonuç olarak, gözlemlediğimiz her türlü nedensellik, aslında Tanrı'nın iradesinin ve yaratma eyleminin bir tezahürüdür. Bu yaklaşım, evrendeki olayları anlamlandırma biçimimizi kökten değiştirir ve her anı Tanrı'nın doğrudan müdahalesinin bir sonucu olarak görmeyi gerektirir.



    Doğa yasaları Natüralistik mi ?



    Eğer fizik yasaları kontrol altında değil, rastgele doğa yasaları olsaydı, evren kaosa sürüklenirdi. İşte bu durumda ortaya çıkabilecek 12 kaotik senaryo:



    1. Evren kendi içine çökerdi, galaksiler kontrolsüzce çarpışırdı.
    2. Elementler yıldızların çekirdeğinde oluşamazdı, dolayısıyla karmaşık madde yapıları ortaya çıkamazdı.
    3. Gezegenlerin yörüngeleri kararsız hale gelir, güneş sistemleri dağılırdı.
    4. Atomlar kararlı yapılarını koruyamaz, madde sürekli olarak parçalanıp birleşirdi.
    5. Işık hızı sabit kalmazdı, bu da zamanın ve uzayın tutarsız hale gelmesine neden olurdu.
    6. Yerçekimi kuvveti sürekli değişseydi, yıldızlar ve gezegenler bir araya gelemezdi.
    7. Elektromanyetik kuvvet düzensiz olsaydı, kimyasal bağlar oluşamaz ve moleküller var olamazdı.
    8. Termodinamik yasaları tutarsız olsaydı, enerji akışları öngörülemez hale gelir, hiçbir sistem stabil çalışamazdı.
    9. Kuantum mekaniği prensipleri rastgele değişseydi, atomaltı parçacıkların davranışları kaotik olur, madde oluşamazdı.
    10. Nükleer kuvvetler dengesiz olsaydı, atom çekirdekleri bir arada duramaz, tüm madde parçalanırdı.
    11. Kozmolojik sabitler sürekli değişseydi, evrenin genişlemesi ve yapısı öngörülemez olurdu.
    12. Entropi yasası geçersiz olsaydı, termodinamik dengeler bozulur, hiçbir organize yapı oluşamazdı.


    Doğa yasaları Natüralistik mi ?







  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.