Şimdi Ara

DOĞUŞTAN VAROLAN FİKİRLER VAR MIDIR?

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
22
Cevap
0
Favori
4.360
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 12
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • insanın doğuştan sahip olduğu fikirleri var mıdır?



  • ben bir insanın foğuştan bir fikirlerinin olduğuna pek inanmıyorum. genellikle insan büyüyüp geliştikçe ve çevresinin etkisiyle bazı fikirler oturaklaşır. kişiliğine hakim olur
  • Bilgiler kalıtım yoluyla geçseydi avantajlı olurdu gibi görünse de hayatı yanlış bilgilerle donanmış olan bir insanın çocuğu ne yapardı o zaman? (Buradaki yanlış bilgi toplumun normlarına ve genel geçer kurallarına aykırılık oluşturacak bilgilerdir)

    Bilgi ve fikir geçmese de bizi biz yapan insani davranış şekilleri geçiyordur öyle sanıyorum ki. Özellikle duygusal yönde bir aktarım olduğunu düşünüyorum. Korkmak, sevinmek, ağlamak gibi duygulara sahip olmak için kursa gitmemiz gerekmiyor. Kişiye has bazı duygular da babadan veya anneden çocuğa aktarılabilir. Babaya veya anneye çekmiş lafları bunun bir göstergesi olabilir.

    Ayrıca diller üzerine bir örnek vermek isterim. Dillerin kökeni açıklanırken bazı görüşler öne sürülür. Kimileri diller dini kökenlidir derken kimileri ise dilin doğal ses oluşumlarının zamanla şekillenmesi olduğunu belirtir. Burada doğuştan fikir veya bilgi olur mu derken aklıma Mısır firavunlarından birisi olan Psammetichus geldi. Bu firavun yeni doğan bir bebeğin çevresindeki hiç bir dili duymadan Tanrı'dan gelen orijinal doğal dili konuşabileceğini düşünerek bir deney yapıyor. Milattan önce 600 lü yıllar. Firavun çocuğu dilsiz bir çobanın yanına veriyor. Çocuk iki sene bu çobanla birlikte kalıyor. Firavun çocuğu konuşturmaya çalıştığında çocuğun ağzından "bekos" kelimesi çıkıyor. Firavun bu kelimenin Tanrı'dan gelen orijinal dil olduğunu düşünüyor ve kelimenin kökenine göz atıyor. Sonuç olarak kelimenin Frikya dilinde "ekmek" (bread) anlamına geldiğini öğreniyor ve bu dilin orijinal dil olduğunu düşünmeye başlıyor. Çocuk bu dili hiç bir insandan almamış olmasına rağmen bu konuda farklı görüşler belirtilmiştir. Örneğin bu çocuk sadece keçileri duymuştur. Ancak bekos kelimesindeki -kos eki atıldığında geriye be kalıyor. Uzunca ve tekrar bir şekilde sürekli okununca be bee bee gibi sesler çıkıyor. Bunun da keçilerin çıkardığı seslerin değişik bir versiyonu olabileceği düşünülüyor. Bee koss...

    Aslında bazı mekanizmalar insanda var ama sonradan doluyor. Dil yetisi buna bir örnektir. Belli bir süre dil öğrenmeyen bir çocuğun -ki bunun kritik bir dönemi vardır - sonrasında dil öğrenmekte oldukça zorlandığı hatta bunun bazı durumlarda imkansız olduğu bilim adamlarınca tespit edilmiştir. Beyin, dili üretebilecek bir kapasiteye ve mekanizmaya sahiptir ancak zamanında -en uygun zamanda- gerekli veriler yüklenmez ise sorun yaşanıyor.

    Bu felsefik bir soru diye bu kadar uzattım. Kimileri de doğuştan pek çok özellikle geldiğimizi düşünebilir. Tartışmaya açıktır.




  • ben insanın doğuştan belli bir karakter yapısına sahip olduğunu düşünüyorum ama doğuştan bazı fikirlere sahip olmak diye bir şey düşünülemez çünkü fikirler daha sonradan edinilir. hatta belli bir yaşa gelmemiş bir çocuğun fikri yoktur. aklı geliştikçe fikirleri oluşur.
  • Önce "Fikir" kelimesi üzerinde anlaşmak lazım. Bundan kasıt belli bir konuda düşünce sahibi olmaksa bence kalıtım yolu ile bu gerçekleşmez. Ama bir insanda düşünüş tarzı olarak genetik özellikler bulunabilir.
  • Fikir; eldeki doğru veya yanlış bilgilere dayanarak bir nevi akıl yürütme değil midir?

    akıl yürütebilmek için bilgiye ihtiyaç varsa (doğru/yanlış) doğuştan bilgi sahibi olunmadığına göre fikir sahibi de olunamaz diye düşünüyorum.
  • Trackfind500 sağolun.herkese teşekkür edrim.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi zuga -- 19 Mart 2006; 1:27:27 >
  • Yapay Zeka’dan İlgili Konular
    Daha Fazla Göster
  • 1 milyon TL lik soru :)
  • quote:

    Orijinalden alıntı: iZCi_500

    Bilgiler kalıtım yoluyla geçseydi avantajlı olurdu gibi görünse de hayatı yanlış bilgilerle donanmış olan bir insanın çocuğu ne yapardı o zaman? (Buradaki yanlış bilgi toplumun normlarına ve genel geçer kurallarına aykırılık oluşturacak bilgilerdir)

    Bilgi ve fikir geçmese de bizi biz yapan insani davranış şekilleri geçiyordur öyle sanıyorum ki. Özellikle duygusal yönde bir aktarım olduğunu düşünüyorum. Korkmak, sevinmek, ağlamak gibi duygulara sahip olmak için kursa gitmemiz gerekmiyor. Kişiye has bazı duygular da babadan veya anneden çocuğa aktarılabilir. Babaya veya anneye çekmiş lafları bunun bir göstergesi olabilir.

    Ayrıca diller üzerine bir örnek vermek isterim. Dillerin kökeni açıklanırken bazı görüşler öne sürülür. Kimileri diller dini kökenlidir derken kimileri ise dilin doğal ses oluşumlarının zamanla şekillenmesi olduğunu belirtir. Burada doğuştan fikir veya bilgi olur mu derken aklıma Mısır firavunlarından birisi olan Psammetichus geldi. Bu firavun yeni doğan bir bebeğin çevresindeki hiç bir dili duymadan Tanrı'dan gelen orijinal doğal dili konuşabileceğini düşünerek bir deney yapıyor. Milattan önce 600 lü yıllar. Firavun çocuğu dilsiz bir çobanın yanına veriyor. Çocuk iki sene bu çobanla birlikte kalıyor. Firavun çocuğu konuşturmaya çalıştığında çocuğun ağzından "bekos" kelimesi çıkıyor. Firavun bu kelimenin Tanrı'dan gelen orijinal dil olduğunu düşünüyor ve kelimenin kökenine göz atıyor. Sonuç olarak kelimenin Frikya dilinde "ekmek" (bread) anlamına geldiğini öğreniyor ve bu dilin orijinal dil olduğunu düşünmeye başlıyor. Çocuk bu dili hiç bir insandan almamış olmasına rağmen bu konuda farklı görüşler belirtilmiştir. Örneğin bu çocuk sadece keçileri duymuştur. Ancak bekos kelimesindeki -kos eki atıldığında geriye be kalıyor. Uzunca ve tekrar bir şekilde sürekli okununca be bee bee gibi sesler çıkıyor. Bunun da keçilerin çıkardığı seslerin değişik bir versiyonu olabileceği düşünülüyor. Bee koss...

    Aslında bazı mekanizmalar insanda var ama sonradan doluyor. Dil yetisi buna bir örnektir. Belli bir süre dil öğrenmeyen bir çocuğun -ki bunun kritik bir dönemi vardır - sonrasında dil öğrenmekte oldukça zorlandığı hatta bunun bazı durumlarda imkansız olduğu bilim adamlarınca tespit edilmiştir. Beyin, dili üretebilecek bir kapasiteye ve mekanizmaya sahiptir ancak zamanında -en uygun zamanda- gerekli veriler yüklenmez ise sorun yaşanıyor.

    Bu felsefik bir soru diye bu kadar uzattım. Kimileri de doğuştan pek çok özellikle geldiğimizi düşünebilir. Tartışmaya açıktır.





  • quote:

    Orijinalden alıntı: iZCi_500

    Bilgiler kalıtım yoluyla geçseydi avantajlı olurdu gibi görünse de hayatı yanlış bilgilerle donanmış olan bir insanın çocuğu ne yapardı o zaman? (Buradaki yanlış bilgi toplumun normlarına ve genel geçer kurallarına aykırılık oluşturacak bilgilerdir)

    Bilgi ve fikir geçmese de bizi biz yapan insani davranış şekilleri geçiyordur öyle sanıyorum ki. Özellikle duygusal yönde bir aktarım olduğunu düşünüyorum. Korkmak, sevinmek, ağlamak gibi duygulara sahip olmak için kursa gitmemiz gerekmiyor. Kişiye has bazı duygular da babadan veya anneden çocuğa aktarılabilir. Babaya veya anneye çekmiş lafları bunun bir göstergesi olabilir.

    Ayrıca diller üzerine bir örnek vermek isterim. Dillerin kökeni açıklanırken bazı görüşler öne sürülür. Kimileri diller dini kökenlidir derken kimileri ise dilin doğal ses oluşumlarının zamanla şekillenmesi olduğunu belirtir. Burada doğuştan fikir veya bilgi olur mu derken aklıma Mısır firavunlarından birisi olan Psammetichus geldi. Bu firavun yeni doğan bir bebeğin çevresindeki hiç bir dili duymadan Tanrı'dan gelen orijinal doğal dili konuşabileceğini düşünerek bir deney yapıyor. Milattan önce 600 lü yıllar. Firavun çocuğu dilsiz bir çobanın yanına veriyor. Çocuk iki sene bu çobanla birlikte kalıyor. Firavun çocuğu konuşturmaya çalıştığında çocuğun ağzından "bekos" kelimesi çıkıyor. Firavun bu kelimenin Tanrı'dan gelen orijinal dil olduğunu düşünüyor ve kelimenin kökenine göz atıyor. Sonuç olarak kelimenin Frikya dilinde "ekmek" (bread) anlamına geldiğini öğreniyor ve bu dilin orijinal dil olduğunu düşünmeye başlıyor. Çocuk bu dili hiç bir insandan almamış olmasına rağmen bu konuda farklı görüşler belirtilmiştir. Örneğin bu çocuk sadece keçileri duymuştur. Ancak bekos kelimesindeki -kos eki atıldığında geriye be kalıyor. Uzunca ve tekrar bir şekilde sürekli okununca be bee bee gibi sesler çıkıyor. Bunun da keçilerin çıkardığı seslerin değişik bir versiyonu olabileceği düşünülüyor. Bee koss...

    Aslında bazı mekanizmalar insanda var ama sonradan doluyor. Dil yetisi buna bir örnektir. Belli bir süre dil öğrenmeyen bir çocuğun -ki bunun kritik bir dönemi vardır - sonrasında dil öğrenmekte oldukça zorlandığı hatta bunun bazı durumlarda imkansız olduğu bilim adamlarınca tespit edilmiştir. Beyin, dili üretebilecek bir kapasiteye ve mekanizmaya sahiptir ancak zamanında -en uygun zamanda- gerekli veriler yüklenmez ise sorun yaşanıyor.

    Bu felsefik bir soru diye bu kadar uzattım. Kimileri de doğuştan pek çok özellikle geldiğimizi düşünebilir. Tartışmaya açıktır.

    Reis




  • 1 milyon tl lik soru.... bu forum bundan güzel .daha öncede milyoner yarışmasındaki bir kaç sorunun cevabını bu forumda okumuştum
  • ver diyor... gitti bir milyon..
  • Cevap ekmek.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • yarışmacı dh üyesi olaymış iyiymiş...
  • quote:

    Orijinalden alıntı: iZCi_500

    Bilgiler kalıtım yoluyla geçseydi avantajlı olurdu gibi görünse de hayatı yanlış bilgilerle donanmış olan bir insanın çocuğu ne yapardı o zaman? (Buradaki yanlış bilgi toplumun normlarına ve genel geçer kurallarına aykırılık oluşturacak bilgilerdir)

    Bilgi ve fikir geçmese de bizi biz yapan insani davranış şekilleri geçiyordur öyle sanıyorum ki. Özellikle duygusal yönde bir aktarım olduğunu düşünüyorum. Korkmak, sevinmek, ağlamak gibi duygulara sahip olmak için kursa gitmemiz gerekmiyor. Kişiye has bazı duygular da babadan veya anneden çocuğa aktarılabilir. Babaya veya anneye çekmiş lafları bunun bir göstergesi olabilir.

    Ayrıca diller üzerine bir örnek vermek isterim. Dillerin kökeni açıklanırken bazı görüşler öne sürülür. Kimileri diller dini kökenlidir derken kimileri ise dilin doğal ses oluşumlarının zamanla şekillenmesi olduğunu belirtir. Burada doğuştan fikir veya bilgi olur mu derken aklıma Mısır firavunlarından birisi olan Psammetichus geldi. Bu firavun yeni doğan bir bebeğin çevresindeki hiç bir dili duymadan Tanrı'dan gelen orijinal doğal dili konuşabileceğini düşünerek bir deney yapıyor. Milattan önce 600 lü yıllar. Firavun çocuğu dilsiz bir çobanın yanına veriyor. Çocuk iki sene bu çobanla birlikte kalıyor. Firavun çocuğu konuşturmaya çalıştığında çocuğun ağzından "bekos" kelimesi çıkıyor. Firavun bu kelimenin Tanrı'dan gelen orijinal dil olduğunu düşünüyor ve kelimenin kökenine göz atıyor. Sonuç olarak kelimenin Frikya dilinde "ekmek" (bread) anlamına geldiğini öğreniyor ve bu dilin orijinal dil olduğunu düşünmeye başlıyor. Çocuk bu dili hiç bir insandan almamış olmasına rağmen bu konuda farklı görüşler belirtilmiştir. Örneğin bu çocuk sadece keçileri duymuştur. Ancak bekos kelimesindeki -kos eki atıldığında geriye be kalıyor. Uzunca ve tekrar bir şekilde sürekli okununca be bee bee gibi sesler çıkıyor. Bunun da keçilerin çıkardığı seslerin değişik bir versiyonu olabileceği düşünülüyor. Bee koss...

    Aslında bazı mekanizmalar insanda var ama sonradan doluyor. Dil yetisi buna bir örnektir. Belli bir süre dil öğrenmeyen bir çocuğun -ki bunun kritik bir dönemi vardır - sonrasında dil öğrenmekte oldukça zorlandığı hatta bunun bazı durumlarda imkansız olduğu bilim adamlarınca tespit edilmiştir. Beyin, dili üretebilecek bir kapasiteye ve mekanizmaya sahiptir ancak zamanında -en uygun zamanda- gerekli veriler yüklenmez ise sorun yaşanıyor.

    Bu felsefik bir soru diye bu kadar uzattım. Kimileri de doğuştan pek çok özellikle geldiğimizi düşünebilir. Tartışmaya açıktır.

    kenan ışık ?




  • Işık her zaman vardır, ama gittiği yerler fikirleri oluşturur. Kimisi aynaya gider, kimisi karadeliğe gider, kimisi sonsuzluğa yelken açar. Hiç ummadık bir anda bir fikrim var dersin ve karanlığa ışık tutarsın, sen mi yarattın da bu ışığı sen yönlendiriyorsun. Hiç yokken nasıl olur da fikrim var diyebilirsin, yokken var etme özelliğini kimden öğrendin. Hiç bir düşünce belirdiğinde ve bunu dile getirdiğin de, söylediğin kişinin de benim aklıma da geldi şimdi dediğini hatırlıyor musun? Aynı anda iki kişiye aynı fikir geliyor hani sen yaratıyordun bu fikri. Peki fikirler düşünceler olmasaydı hareket eder miydin hiç yerinden kıpırdar mıydın? Yoksa ışığa uçan böcekler gibi miyiz. Akan su olmasa bu değirmen nasıl dönecek. Doğuştan amaç vardır. Fikirler ise sana verilen görevi icra edebilmen için gerekli olan tetikleyicidir. Hayvanı kovalarsan kaçar, kovalamazsan durduk yere kaçmaz, kaçması lazım ki doğru yolu bulabilsin.




  • Dil ve düşüncenin aynı anda ortaya çıktığını düşünerek basit bir mantık yürütürsek olmadığı sonucuna ulaşabiliriz.
  • Leibniz'e katılarak "ben" (self) fikrinin doğuştan geldiğini düşünüyorum...

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • selamun aleykum

    insan kod yumağı olarak dünyaya gelmekte. dna sında her türlü programı yazılı. bu nedenle fikirlerle dolu gelmesi yerine belli bir planı olarak geliyor demek daha doğru.

    bu plan dahilinde hareket etmek zorunda olan ancak bu plana aykırı davranışları ile icazkar bir yaratılışı örnekleyen,değişik fikirleri inkişaf ettiren, reel gerçek ne olursa olsun aslında daha büyük gerçekler var intibaını uyandıran bir şey.

    geçenlerde dünyanın en iyi atletleri diye bir yarışma vardı usion bolt en iyisi seçildi. 1.96 boyunda. ancak ismini hatırlamadığım bir amerikalı 1.80 civarında boyuyla 100 metrede zamanlama olarak daha iyi değilse bile fiziği(adım mesafesi daha kısa olmasına rağmen) ile oransal olarak daha iyi bir atlet olarak lanse edilmişti.

    bu kişi herkeste ortak olan dna bilgisini, en iyi olan aslında çalışma azim ve kararlılıktır şeklinde değiştirmiştir denebilir.

    reel gerçek usian dese de eğer bu amerikalı usian olsaydı 100 metre daha kısa sürede koşulurdu denmiştir.

    burada reel olmayan, hayali olan bir şey fikri bir yapıyı oluşturmakta yaşanılanın çok ötesinde hakikatlar de var dedirtmekte.

    bu düşünüş tarzı, insanlar kodları ve fikirleri ile gelir diye düşündürebilir.




  • Yoktur herhalde insanın doğuştan hisleri vardır akabinde hisler fikir yürütmeye başlar .
  • 
Sayfa: 12
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.