Evet gruplar halinde ayrı ayrı paketleniyor, sonra gruplar ortak bir şasede birleştiriliyor. Şarj hızı pil gruplama sayısıyla ilişkili değil pek. O, daha çok optimizasyona yarıyor. Sonuçta pilleri nasıl bağlarlarsa bağlasınlar, prizdeki akım neyse pil sayısına bölünüyor. Yani iş şarj eden akımda bitiyor. Ayrıca pillerin belli bir hızlı şarj kapasitesi var, o kapasiteyi aşan akımları uygulayamıyorsunuz. Uygulayabilseniz bile yüksek düzeyde soğutma gerekiyor ve o yüzden verimsiz olduğundan tercih edilmiyor pek. Resimdeki yeşil blokların her biri 18650 pil grubu. < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Torlak Kemal -- 24 Eylül 2024; 20:31:12 > |
Elektrikli araçlar için 1.5 MW şarj sistemi tanıtıldı! (2. sayfa)
-
-
Ayrıntılı bilgi için çok teşekkürler. Şimdi daha iyi anladım.
< Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı > -
Torlak Kemal nasılı anlatmış, nedeni anlatmamış.
Neden piller binlercesi ayrı ayrı paketleniyor, sonra bir şasede birleştiriliyor,
neden hem üretimi karmaşıklaştırıcı hem ağırlığı arttırıcı böyle yapıyorlar, esas sebebini hiç düşündünüz mü?
Sebebi, lityumun hava ile asla temas etmemesi gerekmesi. Hava sızdırmazlığı ancak küçük pil boyutlarında sağlanabildiği için.
Tabi onca çabaya karşın yine de bir pilin teki eninde sonunda cozutup hava sızdırınca tüm batarya sisteminin ölüm yolcuğu başlıyor...
< Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı > -
İşte o da satılan milyonlarca aracın milyonda biri olduğu için sorun olmuyor.
Ayrıca lityum dışında da malzemeler gelişiyor
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > -
Aslında çok sayıda pil karmaşıklaştırmıyor. Küçük küçük pek çok pili ayrı bir yerde üretip en son bunlar birleştirilip puntalanıyor. Seri üretim ve otomasyonla gayet daha kolay üretilir bu.
Soğutma tarafında da tek bir büyük pil sorun oluyor. Pilin ortasında oluşan bir ısıyı oradan taşıyıp uzaklaştırmak lazım. Küçük piller olunca pillerin arasından hava ya da sıvı dolaştırarak pilleri soğutabiliyorsunuz. Ya da pilin yüzeyi bu ısıyı uçlarına taşıyıp oradan soğutucuya transfer edebiliyor. Bunun yerine tek pil yapılırsa yine ortasından soğutma sıvısı kanalları vs. geçirmek lazım, daha da karmaşıklatırır bu sistemi. Soğutma pil sağlığı için çok önemli olduğundan her zaman için bunu daha iyi sağlayan yöntemler tercih edilir.
Pillerde oluşabilecek sorunlar tarafında da küçük piller daha avantajlı. Pilin ömrü doluyor mu, BMS onu farkedip ona göre şarj edebiliyor. Arızalı kısmı değiştirip tamir edebiliyorsun vs. Koca tek bir parçayı değiştirmek daha zahmetli ya da masraflı olabilir. Ve binlerce pilin arasında tek bir pilin bozulması önemli olmaz ama tek pilin teki de bozulursa araç yerinden kıpırdamaz.
Bir de enerji tarafında da kullanılan piller 4 volt civarı ama giriş çıkış 400 ya da 800 gibi daha yüksek voltajlar. Tek bir 4 volt pilden şoför gaza bastığında muazzam amperler çekilmesi için çok kalın kablolar vs. gerekecek. Bunun yerine 100 pil birbirine seri bağlanıp 400 volt elde edilip aynı güç daha düşük amper ile pilden çekilebiliyor. Bir de bu şekilde gruplar birbirine paralel bağlanarak pil başı yükler de azaltılıyor.
-
Her şey ekonomik duruma bağlı aslında. Bunlar zaman alacak çok pahalı yatırımlar. Ancak altından kalkılamayacak şeyler de değil. İyi bir ekonomi ve iyi bir planlama ile yapılabilir. Bir de bir anda hepsinin yapılması da gerekmeyecek ama iyi planlama ile öncelikler belirlenip zamana yayılarak bir şeyler yapılabilir. Bunu tek elektrikli araç olarak da düşünmemek lazım. Mesela klima kullanımımız da az. İklim daha sıcağa gittikçe klima kullanımımız da artacak, bunun da yüke etkileri olacak. 10 sene önceki elektrik şebekesinin sadece klimalar devrede iken yazın ulaşabildiği puant yükün dahasına bugün normal bir günün gündüz saatlerinde ulaşılabiliyor.
TEİAŞ'ın birçok yeni trafo merkezi planı var mesela. Benim buralarda nüfusu 20 - 30 bin civarı olan ilçeler hep 10 - 15 - 20 KM mesafelerdeki TEİAŞ trafo merkezlerinden 34500 volt hatlar ile besleniyor. Ancak yeni planlarda hemen her birine TEİAŞ'ın bir trafo merkezi kurması söz konusu. Tek burada değil hani, pek çok yerde bu böyle. Bu durumda hali hazırda uzak mesafeden 20 - 30 MW civarı enerji ile beslenen yerlere birer 50 MVA trafo ile bile daha fazla enerji sağlanabilecek ve ileriye de çok daha hazır olacak. Yüke göre bir tane daha 50 MVA trafo konarak hem yük karşılanıp hem yedeklilik sağlanabilir, ya da direk 100 MVA bir trafo konabilir. Birçok yeni 154 kV ve 380 kV TEİAŞ yatırımı söz konusu.
Bundan sonra halihazırda var olan 34,5 kV hatlar eskisi kadar yük taşımak zorunda kalmayacağı için bu hatların civarına çok rahat bu tür şarj istasyonları kurulabilir. Hem de varolan eski ve yeni kurulmuş trafo merkezinden de beslendiğinden şarj istasyonunun çekebileceği güç de artıyor, yedeklilik de artıyor. Tabi bunların da planlamaları ve yenilemesi yapılıyor.
Yeni trafo merkezlerinin tek faydası her bölgeyi yüksek gerilimden besleyebilmek değil tabi. Kurulan bir çok yeni güneş enerjisi santralleri var. Bunların da şebekeye bağlanabileceği kapasiteler trafo merkezlerinin kapasiteleri ile sınırlı. Bu kapasite de artıyor, yeni daha büyük güçlü RES'leri de şebekeye bağlayacak trafo merkezi ve şalt sahası yatırımları hazırlanmış oluyor. Böylelikle bölgedeki fazla üretim yüksek gerilim üstünden farklı bölgelere de taşınabiliyor.
Batarya depolama sistemleri yeni RES'lerde vs. planlanıyor. RES dışarı elektrik satmazken bile bataryasını depolamak için üretim yapabilecek. Güneş enerjisi gündüz depolanıp gece bile kullanılabilecek.
İdeal bir gelecekte yeni rüzgâr ve güneş yatırımları ile şebekeye çok fazla santral bağlantısı yapılıp elektrik üretim kapasitesi çok artacak. Bu durumda bu enerji elektrikli araçlar, ev ısıtma soğutma sistemlerinde vs. pek çok yerde kullanılıp fosil yakıtlara olan bağımlılık azaltılabilecek.
Ancak bu ideal ne kadar gerçekleşebilecek bir şey, merak konusu. Çok pahalı yatırımlar bunlar. TEİAŞ'ın planladığı bir TM'yi kurması aciliyetine göre 10 seneyi de bulabiliyor. Her yere böyle merkezler kurmak çok büyük maliyetler. Maliyetten başka izin vs. süreçler, kamulaştırma durumları, davaları. Ayrıca tüm Dünya'da şuan böyle yatırımlar ön planda ve trafo üretimi tarafında sıkıntılar yaşanıyor. Ham maddeler pahalı, çok miktarda erişim zor, üretim kapasiteleri sınırlı, talep çok. Talep edilen bir trafonun teslim süresi 2 yıla kadar çıkmış. Diğer donanımlarda da maliyetler böyledir. Ayrıca eski ömrü dolan trafo merkezlerinde de tevziatlar yapılıyor. Şalt tesisleri komple yıkılıp yenisi yapılıp yeni trafolarla yeni sistemler kuruluyor vs.
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi sis651 -- 25 Eylül 2024; 21:21:9 >
-
Lityum en yüksek kapasitans/ağırlık oranına sahip. Başka malzemeler gelişse de rakip olamaz. Şu anki e-araç bataryalarının %100 e yakını lityum.
Sorun zaten lityum pillerin patlaması değil. Lityum piller milyonda bir bile hiç patlamasa bile esas sorun 1 saatte şarj olmaları. Sorun bu. Karşılığında 500km menzil. 500km 'de bir hayatından 1 saat alıyor. Problem bu.
< Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı > -
1000km likler geldi,menzil sorun olmaktan hızla çıkıyor. Ayrıca araçlar %90 şehir içinde kullanılıyor ki,buda o menzilin size uzun süre yetmesi demek
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi en1gma -- 26 Eylül 2024; 20:35:25 >
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
Bu mesaj IP'si ile atılan mesajları ara Bu kullanıcının son IP'si ile atılan mesajları ara Bu mesaj IP'si ile kullanıcı ara Bu kullanıcının son IP'si ile kullanıcı ara
KAPAT X