Şimdi Ara

Espresso Makinesi tavsiyesi!!!

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
1.178
Cevap
98
Favori
236.687
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
3 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 12345
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Selamlar,

    Uzun zamandır espresso makinesi almak istiyorum. Ancak marka ve tip konusunda bir türlü karar vermedim.
    Bundan dolayı buradaki arkadaşların tavsiyelerini merak ediyorum.

    Öncelikle tipi belirlemek gerekiyor!
    1. Kapsüllü
    2. Taze kahveden öğüten

    Benim düşüncem 2. seçenek ile yapılan espressonun daha lezzetli olacağı.

    Sonradan makine markası ve modeli!
    1. Nespresso
    2. Delonghi
    3. Gaggia
    4. Saeco
    vs.

    Esasında ben Nespresso nun kapsüllüsünü alacaktım. Ama İtalyan bir arkdaş ile görüştükten sonra, o 3. ve 4. markaları tavsiye etti. Ancak bu 2 markada Türkiye de çok pahallı. Ayrıca bu markaların full automatic olanları var. KAhveyi falan kendi öğütüyor. Yada siz içine öğütülmüş kahve koyduğunuz modelleri var! Bende kararsız kaldım!

    Konu ile ilgili olarak tecrübelerinizi ve tavsiyelerinizi yazarsanız çok teşekkür ederim!
    Şimdiden herkese teşekkürler!







  • bu konuda biraz bilgili sayılırım, espresso makinası almayı düşünenlere bir rehber olsun diye bilgilerimi paylaşmak üzere yaklaşık 2 saattir bir yazı yazıyordum ki yanlışlıkla sayfadan çıktım bütün yazdıklarım gitti

    özetleyerek tekrar yazıyorum zira artık bu saatten sonra baştan yazmaya vaktim kalmadı;

    Espresso makinası almayı düşünenler öncelikle şu sorulara cevap vermeli;

    - makinayı niye alıyorsunuz; evde kahve makinası eksik olmasın diye mi, sabahları kahve içmeden ayılamadığınız için mi, starbucks ve türevi kahvecilerdeki lezzeti evde yakalamak için mi, yoksa kahve dünyasının derinliklerine kadar inip, bırakın starbucks lezzetini, bir kahve çekirdeğinden almayı hayal dahi etmeyeceğiniz lezzetleri keşfetmek için mi ?

    - Deneysel tadlardan mı hoşlanırsınız yoksa kullanım kolaylığından yana mı tercih kullanırsınız ?

    - Kahvenizi sade mi yoksa süt vb katkı maddeleriyle mi içiyorsunuz ?

    - Teknik bilgi, mühendislik, taminat, bakım modifikasyon konularına meraklı mısınız, elinizden bu işler gelir mi ?

    - Piyasada ev kullanıma yönelik, $70 lık makina da var, $7.000 lık da.. bu işe ayırmayı düşündüğünüz bütçe ne kadar ?

    Bu soruları aklımızda tutarak makine tiplerini tanıyım artı ve eksilerini değerlendirelim

    Not: buradaki makine tiplerinin hepsi sektörde popüler olan elektrik pompalı espresso makinaları için geçerlidir. Bunun haricinde marjinal başka espresso makinaları da vardır. (lever, stove top, air pump vs). bunları da merak eden olursa ayrıca inceleriz.


    1. TAM OTOMATİKLER (SUPER-AUTOMATICS)
    BU cihazlar genelde elektronik olarak en gelişmiş modellerdir. Hemen tamamı bütünleşik çekirdek öğütücü içerir. yeni nesil pek çok model yine bütünleşik otomatik süt köpürtme fonsiyonuna sahiptir. Bu makinalar en az zahmet ile tatminkar kahve lezzeti yakalayabileceğiniz ve bütünleşik süt köpürtme fonksiyonu sayesinde yine zahmetsizce latter ve cappuccinolar yapabileceğiniz cihazlardır. en büyük avantajları da bu zahmetsizlik üzerine kurulurudur. çoğunda tek bir tuşa basarak 4-5 farklı içeceği ard arda hazırlamak mümkündür ( espresso, latte, cappuccino, lungo, ristretto vs). Bu cihazları kullanmak için kahve hazırlamaya yönelik teknik bilgi ihtiyacı minimumdur. cihaz kendisi gerekli miktarda çekirdeği öğütür, gerekli basıncı uygular, uygun miktarda suyu uygun sıcaklıkta ve sürede çekilmiş kahveden geçirir, size sadece arada sırada makinaya çekirdek/su/süt eklemek ve temizliğini yapmak kalır.

    Dezavantajlara gelirsek, bu sınıf cihazların ucuz olmadığı aşikar. tam otomatiklerin giriş seviyesi 1.000 usd civarında olup, high-end modeller 3.000 usd lere kadar çıkmaktadır. Bir başka dezavantaj, yukarıda gizli aslında, but tip makinalarda yakalayacağınız kahve lezzeti ancak tatminkar olacaktır. Daha somut olarak ifade etmek gerekirse, starbucksta içebileceğiniz kadar lezzetli olacaktır ancak. bunun sebepleri ise, kahvenin lezzetine katkı yapacak bütün değişkenlerin makina tarafından kontrol ediliyor olmasında gizli. bu makinaların fabrika ayarları en jenerik, ortalama tipteki kahve çekirdeklerine göre yapılır. halbuki kahve, içindeki lezzetleri çıkarmak konusunda çok hassasiyet ister ve farklı orijinden gelen çekirdekler farklı muamele isterler ( farklı su sıcaklığı, vs ). bu makinalarda bu tip hassas ayarları yapmak mümkün olmamakta.

    lezzetin tatminkar seviyesinde kalmasındaki bir başka sebep ise bütünleşik olarak gelen öğütücü ile alakalı. şu ana kadar hiç bahsetmedik ama hızlıca söyleyip geçeceğim, her kim ki en lezzetli kahvenin peşinden gitmek istiyor, espresso makinasını filan bırakıp öncelikle adam akıllı, parasının yettiği en iyi değirmeni alsın. bardaktaki içeceğin lezzetine en büyük etkiyi espresso makinası değil, kahve değirmeni yapar çünkü.. konuya geri dönelim, tam otomatiklerin içindeki öğütücüler, dizaynları gereği, mükemmel bir öğütme sağlayamazlar. bu yüzden kahvenin tadı en iyi ihtimalle tatminkar seviyede kalacaktır.

    son olarak, tam otomatik makinaların bir başka dezavantajı, çok hassas ve bozulmaya yatkın cihazlar olmalarıdır. bu sınıf makinalarda ne kadar high-end marka tercih ederseniz edin (örneğin jura) cihazın arıza çıkarması olasılığı oldukça yüksektir. bunda en büyük sebep bir çok şeyi bir arada yapmaya çalışıyor olmaları ve dışarıdan her ne kadar parlak kromajlı, çelik kasalı görünseler de, içlerindeki çalışan aksamın aslında plastikten mamul olmasıdır.
    üst üste fazla kullanım sevmezler, yağlı çekirdek sevmezler, sert su sevmezler vs vs. bu yüzden bu sınıfta bir cihaz tercihi yapacak olan kullanıcının mutlaka ama mutlaka satış sonrası (garanti, makam/onarım vs) koşulları göz önüne alarak tercih yapması gerekir.

    2. OTOMATİKLER (AUTOMATICS)
    Bu sınıfın yarı-otomatiklerden tek farkı, pompayı çalıştıran düğmenin önceden programlanmış miktarda suyu kahveden geçirmesi ve sonra otomatik olarak durmasıdır. bunun haricindeki bütün özellikleri ve karakteristikleri yarı otomatikler ile aynıdır. Ve evet, merak eden varsa 7.000 dolarlık espresso makinası bu sınıftadır

    3. YARI OTOMATİKLER (SEMI-AUTOMATICS)
    otomatikler ile beraber bütün karakteristiklerine beraber göz atacağız;

    Bu tip cihazlar, ciddi kahve meraklıları arasında en yaygın, en popüler olan cihazlardır. aynı zamanda en ucuza bulabileceğiniz espresso makinaları da bu sınıftadır. peki nasıl oluyor hem 70 dolarlık hem de 7.000 dolarlık makinalar aynı makine sınıfı içerisinde olabiliyorlar? bunun cevabı, bu sınıf makinanın da kendi içinde pek çok alt sınıflara ayrılmasıdır. (ve elbette üretim-malzeme kalitesi farkları). bu alt sınıflara bakalım;

    Tek Boylerliler (Single Boiler)

    Bu cihazlar sadece espresso yaparlar. ek süt köpürtme fonksiyonları (otomatik veya buhar çubuğu vasıtasıyla) yoktur. Genellikle en ucuz makinalar bu sınıfa aittir. ($70 başlangıç fiyatı bu sınıfa aittir). Bu sınıftaki makinalar pek çok farklı konuda o kadar ciddi dezavantajlara sahiptir ki, sırf dekor olsun diye alacak kişilere bile tavsiye etmem. doğru su sıcaklığına ulaşamazlar bu yüzden içeceklerin tadı çoğunlukla ekşi olur. aksamlarının çoğu kalitesizdir bu yüzden bozulup kırılmaya yatkındır. vs vs. bunlar ancak hakikaten çok bilinçsiz tüketicilerin kandırılması için piyasada olan ürünlerdir desek yalan olmaz.

    Tek Boylerli Çift Kullanımlılar ( Single Boiler / Dual Use)
    Bu cihazlarda espresso yapımına ek olarak süt köpürtmeye olanak sağlayan bir buhar çubuğu vardır. Bu sınıfta da çok ucuz (ve kaçınılması gereken) makinalar bulunabileceği gibi (aşağı yukarı $100) , bazı isim yapmış markaların kaliteli ve nisbeten pahalı ürünleri de bulunabilir ( $500). Bu kaliteli modeller bir çok insanda kahve aşkının temellerini atan cihazlar olmuştur. böyle bir makineyle yeterli vakit geçiren birisi (iyi de bir değirmenin varlığı ile) tam otomatik makinenin verebileceği en iyi kahveden daha lezzetli kahveler hazırlayabilir.

    Bu sınıftaki cihazların dezavantajları ise, başlangıçta bir öğrenme süreci gerektirmesi ( tutarlı sonuçlar için kullanıcının bir rutin geliştirmesi gereklidir) , makinenin tam potansiyelini kullanabilmek için espresso hazırlanması konusunda belli başlı bazı teknik bilgilere sahip olunması gerekliliğidir. Ayrıca, bu makineler düzenli bakım ve temizlik isterler. kullanıcı gerektiğinde makinenin içini açıp müdahale edebilmeli, kireç çözücü, valf ayarları (valfli olan modeller için) vs yapabilmelidir. Bunları yapmak mecburi değil elbette, eğer çok gözünüz korkuyorsa bunları servise de yaptırabilirsiniz. Son olarak, tek boyler çift yönlü kullanımdan ötürü, espresso hazırlarken aynı anda süt köpürtemezsiniz. sütü ya öncesinde veya sonrasında köpürtmek durumundasınız, bu da zaman kaybı ve lezzette bazı eksilmelere yol açabilir.

    Isı Eşanjörlüler ( Heat Excanger / HX)

    tek boyler - çifte kullanımlı cihazlar için yazdığımız son dezavantaj, ısı eşanşörlü makinaların icadına ön ayak olmuştur. Dolayısı ile tek boylerli cihazlardan ayrıldığı en önemli nokta burasıdır. Isı eşanjörlü makinalarda da tek boyler vardır, fakat kahve çıkışına giden su borusu, öncelikle boylerin içinden geçer, bu şekilde su gerekli sıcaklığa ulaşarak kahveyle buluşur, bu sırada boylerin içindeki basınçlı sıcak su, süt köpürtmek için gerekli olan buharı sağlar. bu şekilde aynı anda hem süt köpürtebilir hem kahve hazırlayabilirsiniz. Bu sınıfta üretim kalitesi artık üst düzeydir. bir çok makinanın iç aksamı pirinç vb yüksek termal stabiliteye sahip malzemelerden üretilir. doğru ve özenli bakımla evladiyelik oldukları söylenebilir. (piyasada 1968 model faema kullanan insanlar var.). Bu cihazların biraz sonra anlatacağımız çift boylerli makinalara göre bir avantajı da, özellikle seyrek kullanımda boyler içindeki suyun bayatlama riski bulunmaması, ısı eşanjörü vasıtasıyla su tankından taze olarak çekilen suyun kahvenin tadına belirgin bir katkı yapmasıdır.

    Dezavantajlarına gelirsek, artık bu sınıfta $750 altına makina bulmak imkansızdır (hoş türkiyede bu sınıfta makine bulmak bile imkansız olabilir, aklıma Nuova Simonelli Oscar geliyor bir tek). Ayrıca bu sınıfta bir makinaya yatırım yapmak, onu yine min $500 seviyelerinde gezen bir değirmen ile eşleştirmedikçe çok mantıksızdır. (ferrari alıp tüp taktırmak hesabı) Yani toplamda yeni bir buzdolabı parası söz konusu. özellikle evli erkeklerin bu konuda eşlerini ikna etmekte güçlük yaşabileceklerini tahmin ediyorum Diğer bir olumsuzluk; bu cihazları tam kapasitesinde kullanmak için gerekli öğrenme süresi ve teknik bilgi, tek boylerli makinalara göre çok daha fazladır. Burada en önemli problem, düzensiz (seyrek) kullanımda, ısı eşanjörünün içinde bulunan, kahve çıkışına giden suyun, ideal sıcaklıktan uzaklaşabilmesidir. Eğer makinayı çok seyrek kullanıyorsanız, buradaki su çok ısınacak ve kahveyi acılaştıracaktır. bunu engellemek için pompayı çalıştırarak biraz boşa su akıtmak gereklidir, fakat bu sefer de fazla su akıtırsanız, ısı eşanjörü içindeki su boylerin içinde yeterli sıcaklığa ulaşamadan kahveyle temas edecek ve kahvenin tadını ekşitecektir. Fakat bir kez doğru noktaları yakalayıp buna uygun rutin geliştirebilirseniz, içilebilecek en iyi kahveleri bu makineler ile yapabilirsiniz.

    Çift Boylerliler ( Dual Boiler)

    Burada artık çok ciddi makinelerden söz ediyoruz, bunlar hem ebat olarak hem fiyat olarak hakikaten sadece prosumer diye tabir edilen profesyonel son kullanıcılara veya ticari ortamlara (bar, cafe vs) yönelik ürünler. Adı üzerinde, bu makinaların bünyesinde çift boyler bulunmakta, bir boyler süt köpürtme işlemi için buhar üretmekte, diğeri sadece kahve hazırlamakta kullanılmakta. Böylece hem ısı stabilitesini zahmetsizce korumak hem de aynı anda süt köpürterek kahve hazırlamak mümkün oluyor. Bu sınıfa ilişkin olumsuz yönler şöyle; bulunduğu ortamda düzenli ve devamlı bir kahve tüketimi yoksa, zaman içinde boylerlerin içinde bir ısınan bir soğuyan suyun tadı zamanla bozuluyor ve bu da hem kahvenin hem de sütün tadına etkiyor. bir başka dezavantaj, bu cihazlar (en azından çok yeni piyasaya çıkan bir iki model hariç) çok ağır, hantal makinalar. bunların koyacak uygun tezgah herkesin evinde mevcut değil. Fiyat konusu zaten başta dediğim gibi, (yine bir iki modeli tenzih edersek) bu sınıfta giriş fiyatı 2.500 dolar seviyelerinde. değirmeni basit tutsanız dahi, toplamda 3.000 dolar bugün ortalamanın oldukça üstünde bir led tv fiyatı. tabi böyle bir makinaya sahip olduktan sonra yanına alınacak aksesuarları hiç saymıyorum bile, çeşit çeşit portafilterlar, sepetler, tamperlar, knockboxlar temizlik kimyasalları vs vs.. bayağı ciddi bir yatırım söz konusu.

    Hala okuyan varsa, yazımı kahve hazırlama ve makina seçme üzerine naçizane fikirlerimle bitirmek istiyorum;

    - Kahve konusunda tutkusu/hevesi olanlara ama daha önceden makinası olmayanlara Krups XP4020 veya özellik olarak muadili olan cihazları öneririm. Bence yüzünü buruşturmadan içilebilecek espresso hazırlayacak cihazlar buradan başlıyor (bundan daha ucuz makina alıp ben de güzel espresso yapabiliyorum diyenler ya hakikaten güzel bir espresso içmemiştir veya cihazında pek çok farklı modifikasyona gitmiştir, veya sonuçları modifiye edecek bir rutin geliştirmiştir. bu son iki ihtimal için çekilecek çilenin karşılığını aldıklarına inanmıyorum, sonuçta o kadar zahmete karşılık eldeki sonuç "içilebilir" espresso olacaktır daha fazlası değil).
    - Kahve konusunda tutkusu ve hevesinin yanına biraz tecrübe eklemiş olanlara (1-2 makine eskitenlere) ve kendini geliştirmek konusunda hırslı olanlara rancilio silvia modelini öneririm. Tek boyler çift kullanımlı, iç aksamı tamamen rancilio nun profesyonel cihazlarından alınma, taş gibi makina.
    - ilk defa espresso yapma işine gireceklere, bütçeleri ne kadar rahat olursa olsun HX makina tavsiye etmem. daha önceden makina kullanmamış olanlar için bu cihazların öğrenme süreci gerçekten uzun ve acılı olacaktır. heba olan bir sürü kahvenin ve vakit kaybının yarattığı hüsran sonucu makineyi kaldırıp bir kenara atabilirler 6 ay sonra..
    - Kahve çekirdeğinin lezzetine etki eden en büyük faktör çekirdeğin tazeliğidir. tazelik kriterleri aşağı yukarı şöyledir. Hasat edildikten sonra (yeşil çekirdek olarak) 6 - 18 ay, kavrulduktan sonra 2-3 hafta, çekildikten sonra HEMEN. Bunlar çoğunlukla maksimum süreleri ifade eder. yani kavrulduktan sonra çekirdeklerinizin hava ve ışıktan doğru düzgün koruyamıyorsanız, tazeliği 2-3 hafta değil, 4-5 gün anca muhafaza ediyor olabilirler. Bu yüzden, evde kahve kavurmuyorsanız (ki başlangıçta tavsiye etmem) mutlaka kavrulma tarihini size net şekilde söyleyebilen yerlerden kahve alın (daha da iyisi, sizin siparişiniz üzerine kahveyi kavuran satıcılar var, bunlara yönelin). Kahvenizi, yapmadan hemen önce çekin. bu gerek espresso gerek türk kahvesi bütün kahveler için geçerli. unutmayın kahve en hızlı çekildikten sonra bayatlamaya başlar.
    - Makine ve aksamınızı her zaman en temiz şekilde kullanmaya gayret edin, zira kahve çok asitli, makinalar çok basınçlı.. sonuçta dünya para verip aldığınız makinaların bir süre sonra iş yapamaz hale geldiğini üzülere görebilirsiniz.


    ilgi çeken bir başlık olursa, diğer makine tipleri, özellikle değirmenler ve kahve terminolojisi üzerine de yazılar ekleyebilirim.

    herkese iyi forumlar
    Bu kadar teknik detay vermeniz durumu değiştirmiyor. Kimse burada delonghi en iyi kahveyi yapıyor demiyor. Ben cimbali ile yapılan espressoyu da içtim ve eğer cimbali 10 üzerinden 9luk espresso yapıyorsa delonghi 10 üzerinden 7lik yapıyor. Aradaki iki birim lezzet farkı sizin için çok önemliyse yatırırsınız 20bin TL'yi en baba makineyi alırsınız. Beko kullandım ve delonghi ile beko arasından en fazla 1 birim lezzet farkı var. Bu lezzet farkı için feragat ettiğiniz şey pratiklik ve zaman. Bekonun altına standart bir boy Mug bile sığmıyor. Yani bir latte yapmak için 2 ayrı bardak kullanmak zorundasınız.

    Benim kızdığım nokta her yazınızda delonghiye çöp muamelesi yapmanız. Ben 3 ayrı delonghi yarı ve tam otomatik kullandım ve hepsinde de taze kahve ile çok güzel sonuçlar aldım. Delonghi makine ile beko makinenin yaptığı espressoyu yanyana koyup icirsem hangisinin hangisi olduğunu anlayacak adam sayısı 10 kişide en fazla 2 kişidir. Hele bu iki makine ile yapılan latteyi yanyana koysam ikisinin farkını ayıracak kişi 100 kişide 1 kişidir. O kişi de istediğini alsın tabi.ama sırf kağıt üzerinde teknik detaylarla insanların gözünü boyayıp arada çok fark var algısı oluşturmaya çalışmanız rahatsız edici.
    Dostum ben de 4-5 sene önce senin olduğun yerdeydim. Biraz anlatırsam sen de kim neyi neden öneriyor daha iyi anlarsın diye düşündüm.



    Otomatik makine alacaktım, delonghi taktım kafaya , bir iki modeli de belirledim yarı otomatik, kullanıcıların deneyimini merak ettim ve başladım forumlarda araştırmaya. Burası o zaman çok hareketli değildi, 2 kullanıcı falandık delonghi alan , kahveler forum' a giriyordum, adamlar delonghi'nin D'sinden bahsetmiyorlardı. Kony açtım oraya , düzgün cevap bile gelmedi. Herkes tutturmuştu bir arçelik 3185 ( beko 2170) . Delonghi alacağına bunu al diyen falan oldu birkaç tane. Ben de aynı sizin gibi diyordum ki abartiyorlar. Neyse sonra bir tane delonghi 2600 aldım. Makina çok işimi gördü, oldukça pratikti. Aynı anda iki kişiye çok kolay espresso yapıyordum ki o zamanlar misafir fazla oluyordu , haftada 2 gün 15 kişiye kahve yaptığım oluyordu. Tabi delonghini buhar çubuğu oyuncak olduğu için süt köpürtme için ayrı alet almıştım(arzum latte , capresso diye orjinali bulunuyor hala) delonghi-arzum ikilisi ile gayet pratik iş çıkıyordu. Yalnız latte dışında pek birşey içmiyordum.daha sonra espresso keyfim biraz arttı ve bir tane beko 2170 buldum sıfır ve onu sipariş ettim. Makine geldi , büyük heyecanla ilk denemeyi yaptım, sonuç; büyük hayalkırıklığı! Çok zahmetli geldi, altına latte kupası bile sığmadı sonra bir de gürültüsü cabası! Ertesi gün iade ettim makineyi. Sonra delonghi 2600 ile devam. Bir süre sonra bir tane de ofise delonghi tam otomatik aldım. Bu sefer sütü de makine kendisi köpürtüyordu yani her şey tam otomatikti. Yalnız süt köpüğü yeterince sıcak olmuyordu ve Latte köpüğü kıvamında da olmuyordu. Ama pratik aletti , tek tuşla hazırlıyordu cappuccino'yu. Tabi sonrasında temizliği falan yine aynen yapmak gerekiyordu , pratiklik kısmı hazırlama kısmında elbette.

    Bu şekilde 2 yıl falan delonghileri kullandım. Derken bir yurtdışı seyahatimde popüler bir kahve dükkanında bir espresso içtim ve dondum kaldım resmen! Hayatında içtiğim en güzel espressoydu ve daha önce ictiklerime hiç benzemiyordu. Yağlı, aromalı, hafif koyu kıvamlı çok değişik ve eşsiz bir güzelliği vardı. "Ben bu tadı aramalıyım evde " dedim kendi kendime. Dönünce hemem manual makine arayışına girdim. Arçelik-beko eskisi kadar kolay bulunmuyordu. En azından sıfırı. Kahveler forumdan takip ederek bir tane 2. El aldım. Bir de sözen el değirmeni aldım başlangıç için. Kahvemi zaten uzun zamandır kendim kavuruyordum , tazelik konusunda problemim yoktu yani. Ama lezzet konusunda beko ile beraber başka bir boyuta geçmeye başlamıştım. Öğrendikçe daha çok keyif alıyordum, daha iyi kahveler yapıyordum, daha iyi yaptıkça daha da merakım artıyordu. Daha sonra bir üst seviyeye geçme ihtiyacı duydum ve beko makinemi pid ( su ısı kontrolü) ve basınç kontrolü için dimmer gibi modifiyeler ile daha iyi bir makine haline getirdim. Öğütücü olarak da breville 400 öğütücü aldım. Artık daha tutarlı öğütüyordum ve daha tutarlı espresso'lar elde ediyordum. Breville çok daha az toz çıkardığı için de özellikle filitre kahve (v60) içimleri daha temiz hale gelmişti. Bu süreçte eski bir portafilitreyi tabansız bir portfilitre haline getirdim ve bu sayede her bir espresso yapımında hatalarımı daha rahat görüyordum kahvenin fincana akışı sırasında. Arçeliğin buhar çubuğu kendi ucuyla biraz yetersiz geldiği için yurtıdşından buna uygun Rancillo silvia uçu getirttim ve onu taktım. artık arçelik ile latte art yapabilecek kıvamda süt köpürtebiliyordum. 250 TL'lik arçelik yaklaşık 200TL'lik modifikasyonlar ile 2000-3000 TL bandınaki makinelerin yapabildiklerini yapar hale gelmişti böylece. Biraz latte art üzerine uğraştım ve 2 ayın sonunda başarı elde etmeye başladım. Pratik yapınca Arçelik ile bile güzel latte art yapılabildiğine bizzat yaşayarak şahit oldum.

    Tabii espresso kadar sevdiğim bir diğer kahve de filitre kahve. Genelde her gün 1 espresso 1 latte ve 1 filitre kahve içerim. tabi espresso'dan filitre kahveye geçmek için öğütücünün ayarını değiştirmek gerekiyor her sefer. bu espresso da öyle bir meret ki ayar bir tık yanlış olsa hata kabul etmiyor ; ya çok hızlı akıyor ya çok yavaş. bir süre sonra fark ediyorsunuz ki filitre kahve için ayrı öğütücü espresso için ayrı öğütücüye ihtiyacınız var aslında. bunun üzerine öğütücü konusunda uzun zamandır aklımda olan Comandante'ye yöndeldim ve bir tane edindim yurtıdışından getiren bir arkadaş sayesinde. Artık kahvelerde toz yok denilecek kadar aza inmişti ve her kahve birbirinin aynı olabiliyordu. Espressoda tutarlılık çok önemlidir , meraklısı en çok bunu sağlamaya çalışır , iyi bir öğütücü bu konuda makineden önemlidir. Comandante bu işi 5-6bin TL'lik öğütücülere eşdeğer düzeyde yapıyor ve el değirmeni olduğu için de 900TL civarına alınabiliyor.

    Dostum şimdi ben bu kadar şeyi sana niye anlattım , ona gelelim. Ben Delonghi 2600'ı hala kullanıyorum , özellikle misafir varsa çok rahat oluyor, misafirler de bayılıyor genelde bununla yapılan kahveye. ama ben artık bu makine ile yaptığım kahveden eskisi kadar keyif alamıyorum , çünkü gerçek espressoya damak alışınca bu makineden içtiklerim çok ortalama geliyor. Latte yine daha çok hataları örtüyor süt sayesinde. Kahve işi çok derinleşebiliyor zaman içerisinde , fotoğrafçılığa benzetiyorum ben biraz , o mükemmel kareyi bir kere çekince iyi bir makine ile , bütün diğer basit kameralar çöp geliyor insana. Eğer kahveyi çok derinleştirmeden ortalama civarlarında götürürüm diyorsan al bir yarı otomatik çok da fazla arkana bakmazsın. ama zaman içerisinde beklentiler yükseliyor ve o zaman yarı otomatikler çok yetersiz geliyor insana. Baştan manual espresso makinesi ile başlayıp işi öğrene öğrene tadını çıkartmak daha iyi bir seçenek olabilir.

    Saydığınız makineler arasında 1. ve 3. sırada olan Siemenes ve Delonghi'yi kullanmış biri olarak aslında her iki makineyi de çok tavsiye etmiyorum. Eğer yarı otomatik ile başlayacaksanız benim tavisyem biraz bitçe ayırıp Jura almanız , çünkü Jura kullandığım yarı otomatikler arasında açık ara en iyi olandı lezzet olarak .ama o da çok pahalı maalesef. Biraz uzun oldu ama bundan 4-5 yıl sonra benimle aynı noktada olabilecek arkadaşlara da biraz fikir vermesi açısından detaylı yazmaya çalıştım. umarım faydalı olur.

    Son olarak eklemek istediğim bir şey var ; en kötü makineyle de taze kahve kullandığınız sürece iyi kahveler elde edebilirsiniz ama dünyanın en baba makinesini de alsanız kahveniz bayatsa sonuç hüsran olur. Yani bana göre öncelik sıralaması şöyle olmalı ;

    Taze KAhve > İyi bir Öğütücü > İyi Bir makine.

    Kolay gelsin.
    Arkadaşlar hiç bir dayanağınız olmadan delonghi varken 1000 tl bile olsa siemens alınmaz demeniz çok komik. Yurtdışında makineleri karşılaştıran herşeyiyle testini yapan profesyonel kişiler var. Bizim forum sitelerinden ziyade oralara bakmanızı öneririm. Çünkü bizim ülkede genelde herkes kendi makinesini överek en iyi kahveyi içtiğini sanmakta. Delonghi kesinlikle çok iyi makineler yapıyor ama bu diğerlerinin kötü yada delonghiden daha kötü olduğu anlamına gelmez.
    10 sene önce çalıştığım deniz platformundaki " Rancilio Silvia " ile kahve yapma deneyimine başlamıştım. 6 ay bunu kullandım iş yerinde.



    Daha sonra evime " Delonghi ECO 311.R Icona Espresso ve Cappuccino Makinesi " aldım. Yıllarca bunu kullandım. Elektrikli kahve değirmeni de almıştım, kahve çekirdeğini alıp, evde öğütüp latte yapıyordum genelde.



    Benim "sorun"; evime gelen misafirlerimin de alışıp sürekli latte istemesiyle oluştu. Şahsen 4 kişik latte hazırlamak artık canımı sıkmaya başlayan bir süre almaya başlamıştı. Ben de bunun üzerine otomatik makine araştırıyordum ki tam o sırada " Cafissimo LATTE " yeni çıkmıştı. Hemen aldım. Misafirlere ikram işini artık eşime bıraktım, makinada kolay oluyor. Ben de kendi kahvemi otomatik makinede hazırlıyorum. Ucuza otomatik latte için en iyi fiyat/performans ürünü bu idi bence.



    Cafissimo LATTE nin avantaj ve dezavantajlarına gelirsek;

    + Hızlıca cappuccino, latte macchiato,caffè crema ve espresso yapabilen max. 15 barlık makine.
    + Bunları yapabilen bu fiyata tam otomatik makina o tarihten bari hala yok sanırım. Rakipleri daha pahalı.
    + Kapsül sistemi çok pratik; temizlik, hazırlık, bilgi, deneyim, çöp vs uğraştırmıyor.
    + Sütlüğü çıkarıp buzdolabına koyabiliyorsunuz.


    - Kapsüllü makinelerin kahve başına birim maliyeti az bir miktar fazla olabilir.
    - Kapsüllü makinenin esspressosu, tat olarak taze öğütülerek iyi bir makinede yapılan esspressodan az bir miktar daha geride kalabilir. Damak tadınıza, makine kalitesine, öğütücünüzün kahveyi yakmamasına v.s. bağlı.
    - Otomatik makinelerde süt çok ısınmadığından, latte ve cappucciononuz "çok sıcak" olmaz; "sıcak" olur Bana yeterli geliyor.


    3 yıldır sadece bu makineyi kullandığımızdan Delonghi ECO 311.R'ı depoya kaldırdık. Uğraşmak gözüme geliyor artık. Cafissimo LATTE; makul bir fiyata yeterli tat düzeyinde esspreso, latte, cappuccino v.s. sunabiliyor. Evde sürekli toz çikolata bulundurduğumdan istediğimizde mocha da yapabiliyoruz. Sadece esspresso yapan Tchibo makine almak yerine bunu almak daha mantıklı. Sadece esspresso seviyorsanız yine yaparsınız ama diğer türler için de elinizin altında durur.
    Dostum siz bu mesajı imza yapın Bence. Forumda başka mesajınız yok sanırım ,her mesajınız da aynı ön yargı " delonghi almayın " ! Aldık, yıllardır kullanıyorum, beko 2170 de kullandım, yine alacak olsam yine delonghi 2600 alırım. Körü körüne bir markayı savunmak da körü körüne eleştirmek de aynı seviyede cahillik bence.
    Selam

    Sut konusunu soyle soyliyim. Oncelikle bu bizim kulturumuzde olmayan bir icecek grubu. Bu nedenle bizlerin damak tadi 100 derecede kaynamis olan cay ve nescafe gibi urunlerdir.

    Espresso kulturu ise italyadan cikma olup dunyanin bir cok farkli yerinde farkli icecekler vardir.

    Simdi gelelim asil konuya...

    İdeal bir espressonun bardakta ki sicakli 80-85 derece
    İdeal sutunde 67,5 derece italyan standartinda sicakligi olmalidir.

    Cunku bu degerlerin uzerinde kahvede sutte yanar

    Bu nedenle almis oldugunuz kahve makinalari bu degerleri yakalamayi amaclar.

    Yani yaklasim 70-80 derecelerde iceceginiz bir cappucino guzeldir.

    Umarim anlatabilmisimdir olmasi gereken bize gore soguktur
    Yapay Zekanın Yanıtı

    Espresso Makinesi Tavsiyesi

    Espresso, kahve severler arasında popüler bir içecektir ve mükemmel bir espresso hazırlamak için doğru kahve makinesine sahip olmak çok önemlidir. İşte bilinçli bir karar vermenize yardımcı olacak bazı faktörler:

    Türleri:

    İki ana espresso makinesi türü vardır:

    • Manuel espresso makineleri: Deneyimli baristalar tarafından kullanılır, daha fazla kontrol sağlar ancak ustalaşması daha zor olabilir.
    • Tam otomatik espresso makineleri: Kullanımı daha kolaydır ve bir düğmeye basarak mükemmel bir espresso hazırlayabilirler.

    Basınç:

    Espresso makinelerinin basıncı, hazırladıkları espressonun kalitesini etkiler. En iyi sonuçlar için 9-15 bar basınçlı bir makine tercih edin.

    Öğütücü:

    Dahili değirmenli espresso makineleri, taze çekilmiş kahve çekirdeklerini kullanarak en iyi lezzeti sağlar. Bununla birlikte, ayrı bir öğütücü size daha fazla esneklik ve kontrol sunar.

    Özellikler:

    Farklı espresso makineleri, süt köpürtme, programlanabilir ayarlar ve su filtreleme gibi çeşitli özelliklere sahiptir. İhtiyaçlarınıza ve bütçenize uygun özellikleri seçin.

    Markalar:

    Siemens, Philips, Delonghi ve Jura gibi saygın markalar, yüksek kaliteli espresso makineleri sunmaktadır. Bu markaları karşılaştırırken kullanıcı yorumlarını okuyun ve kendi ihtiyaçlarınıza göre en uygun olanı seçin.

    Siemens EQ300 vs Philips EP2220:

    Bu iki model, orta seviye espresso makinesi arayanlar için popüler seçeneklerdir. Siemens EQ300, kullanımı kolaylığı ve dahili öğütücüsü ile öne çıkarken, Philips EP2220, süt köpürtme performansı ve çok çeşitli özelleştirme seçenekleriyle bilinir.

    En İyi Espresso Makinesi:

    "En iyi" espresso makinesi, kişisel tercihlerinize ve bütçenize bağlıdır. Yukarıdaki faktörleri göz önünde bulundurarak, sizin için en uygun olan modeli belirleyebilirsiniz.

    Kahve Makinesi Kaç Bar Olmalı:

    Espresso makineleri için ideal basınç aralığı 9-15 bardır.

    Delonghi Mi Philips Mi:

    Hem Delonghi hem de Philips, güvenilir espresso makinesi markalarıdır. İhtiyaçlarınıza ve tercihlerinize göre birini seçebilirsiniz.

    Yapay Zekanın Yanıtını Genişlet
  • TAVSİYE: Haftasonu iki günlük milano tatili için bir bilet al gez gör beğen al hem ucuza alırsın hem tatil yapmış olursun.Ben akrabalarıma getirttim.300 Avroya mal oldu burada aynı makına 700-800 avro epeydir kullanıyorum SAECO(saeco odea go) full otomatik modeli Kahveyi ise capasity den alıyorum mehmet efendininkiyi aldım fakat bana otsu geldi beğenmedim



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi kasap34 -- 12 Eylül 2008; 18:39:46 >
  • Şuan tüm avrupada trend nespressodur..kapsüllü oluşu ( kahve pisliğiyle uğraşmaman ) , kapsüllerin kahveyi uzun süre taze saklayabilmesi , dünyanın en iyi kahve cekırdeklerınden kahve üretmesi ve zengin kahve çeşidi ile suan oldukça popülerdir..ancak aslında nespresso bir kahve markasıdır , kahve makinası degil..ancak anlaşmalı oldugu markalara makına ürettirir..Bu makınaların bazılarında hem markanın adı hemde nespresso amblemi varken bazılarında sadece nespresso yazmakta..ancak o makınayı nespresso üretmiyor..en gözde makınalarını turmix - krups -köenig - delonghi - saeco - jura gibi dünyanın önde gelen kahve makinası üreten firmalarına yaptırır..hatta aynı modeli farklı markaların bile ürettigi olmaktadır..nespresso amblemi ile satılan essenza modeli yanlış hatırlamıyorsam avrupanın en fazla satan makinasıdır ( ucuz - fazla özelligi olmayan - süt köpürtemeyen basit bir alet ) yine Le cube serisi makınalarınıda dünyaca ünlü tasarımcılara yaptırmıştır ve İF -goog desing - industry awards - reddot desing avards gibi dünyaca kabul görmüş tasarım ödüllerini de almışlardır.

    bende makına almak istedigim ve kahve ye meraklı oldugun için biraz arastırdım..1 yılda isviçrede ögrencilik yapmıştım , oralarda kahve kültürü oldugu için bir miktar bilgi yaptım.. bikere bence artık kapsüllü kahveyi yapamayan bir makina alınmamalı ( tercihen hem kapsül , hemde ögütülmüş kahve yapabilmeli.. ) makine en az 19 bar basınc verebilmeli - latte machiatto , cappuccino gibi içeçekler için süt köpürtme aparatı olmalı .. - en az 1.2 lt lik su tankı olabilmeli , ve en önemlisi kahveyi yaparken üstünde kadifemsi bir tabaka oluşturabilmeli ( canım istedi gece gece ) yani kısacası bana güsel kahve yapabilmeli

    Benim gönlümden geçen model nespresso D290 diye bir model..benim işimi fazlasıyla görebilecek , tüm beklentilerimi karsılayan bir model.. ( yaptıgı kahve muazzamdı ) bu modeli turmixste , krupsta - delonghide - hatta siemens bile yapıyor..ancak benim gönlümden gecen krups un makınasıdır..avrupadan getirticem..burda bi kaç yerde gördüm , fiyat 1000 ytl üzeri , ama yurtdısından 350 ytl civarı getirtilebilir..amcama para gonderdım , iyi bir indirim denk getirmeye çalışıyoruz .. imkanı olan varsa sakın tr den almasın..çok pahalı burda

    yannız saeco ve jura bu yukarıdakı modellere göre daha pahalı makınalar yapıyor ve özellikle isviçrede jura oldukça prestijli bir marka , ancak fiyatlarıda ona göre..

    ama siz illa saeco - gaggia olsun derseniz onlarından nespresso kapsüllerini kullanan makınaları var..sadece biraz daha fazla para vermeyi göze almanız gerekecek..marka tecihiniz ne olursa olsun kahve tercihinizi nespresodan yana kullanmanızı tavsıye ederim..

    Saygılar




  • quote:

    Orjinalden alıntı: kasap34

    TAVSİYE: Haftasonu iki günlük milano tatili için bir bilet al gez gör beğen al hem ucuza alırsın hem tatil yapmış olursun.Ben akrabalarıma getirttim.300 Avroya mal oldu burada aynı makına 700-800 avro epeydir kullanıyorum SAECO(saeco odea go) full otomatik modeli Kahveyi ise capasity den alıyorum mehmet efendininkiyi aldım fakat bana otsu geldi beğenmedim


    Benimde gönlümde Saeco yatıyor, ama gidip en pahalısı seçiyorum.
    Tabi TR de fiyatları yurtdışına göre anormal pahallı.
    Bende dışardan getirtmeyi düşünüyorum.
    İngiltere den gidip gelen biri var. Ancak İngiltere deki satıcının sitesinde istediğim modeli bulamadıım.
    Bir de kutusu taşınabilri büyüklükte mi onu bilmiyorum!
    Çok büyük ise getirmesi zor olabilir. Birde tabi gümrüğe takılmaması lazım!




  • quote:

    Orjinalden alıntı: bitter end

    Şuan tüm avrupada trend nespressodur..kapsüllü oluşu ( kahve pisliğiyle uğraşmaman ) , kapsüllerin kahveyi uzun süre taze saklayabilmesi , dünyanın en iyi kahve cekırdeklerınden kahve üretmesi ve zengin kahve çeşidi ile suan oldukça popülerdir..ancak aslında nespresso bir kahve markasıdır , kahve makinası degil..ancak anlaşmalı oldugu markalara makına ürettirir..Bu makınaların bazılarında hem markanın adı hemde nespresso amblemi varken bazılarında sadece nespresso yazmakta..ancak o makınayı nespresso üretmiyor..en gözde makınalarını turmix - krups -köenig - delonghi - saeco - jura gibi dünyanın önde gelen kahve makinası üreten firmalarına yaptırır..hatta aynı modeli farklı markaların bile ürettigi olmaktadır..nespresso amblemi ile satılan essenza modeli yanlış hatırlamıyorsam avrupanın en fazla satan makinasıdır ( ucuz - fazla özelligi olmayan - süt köpürtemeyen basit bir alet ) yine Le cube serisi makınalarınıda dünyaca ünlü tasarımcılara yaptırmıştır ve İF -goog desing - industry awards - reddot desing avards gibi dünyaca kabul görmüş tasarım ödüllerini de almışlardır.

    bende makına almak istedigim ve kahve ye meraklı oldugun için biraz arastırdım..1 yılda isviçrede ögrencilik yapmıştım , oralarda kahve kültürü oldugu için bir miktar bilgi yaptım.. bikere bence artık kapsüllü kahveyi yapamayan bir makina alınmamalı ( tercihen hem kapsül , hemde ögütülmüş kahve yapabilmeli.. ) makine en az 19 bar basınc verebilmeli - latte machiatto , cappuccino gibi içeçekler için süt köpürtme aparatı olmalı .. - en az 1.2 lt lik su tankı olabilmeli , ve en önemlisi kahveyi yaparken üstünde kadifemsi bir tabaka oluşturabilmeli ( canım istedi gece gece ) yani kısacası bana güsel kahve yapabilmeli

    Benim gönlümden geçen model nespresso D290 diye bir model..benim işimi fazlasıyla görebilecek , tüm beklentilerimi karsılayan bir model.. ( yaptıgı kahve muazzamdı ) bu modeli turmixste , krupsta - delonghide - hatta siemens bile yapıyor..ancak benim gönlümden gecen krups un makınasıdır..avrupadan getirticem..burda bi kaç yerde gördüm , fiyat 1000 ytl üzeri , ama yurtdısından 350 ytl civarı getirtilebilir..amcama para gonderdım , iyi bir indirim denk getirmeye çalışıyoruz .. imkanı olan varsa sakın tr den almasın..çok pahalı burda

    yannız saeco ve jura bu yukarıdakı modellere göre daha pahalı makınalar yapıyor ve özellikle isviçrede jura oldukça prestijli bir marka , ancak fiyatlarıda ona göre..

    ama siz illa saeco - gaggia olsun derseniz onlarından nespresso kapsüllerini kullanan makınaları var..sadece biraz daha fazla para vermeyi göze almanız gerekecek..marka tecihiniz ne olursa olsun kahve tercihinizi nespresodan yana kullanmanızı tavsıye ederim..

    Saygılar


    Bana sanki kapsülde iyi bir tad alamıyacakmışım gibi geliyor.
    Ancak hem çekirdekten hemde kapsülden espresso yapan makine almak mantıklı geliyor.
    Gerçi Saeco ve Gaggia da iki fonksiyonu birden içeren bir makine gözüme çarpmadı.
    Bir daha bakmam gerekiyor!




  • Merak etme kapsülde aynı tadı veriyor fakat maliyetli oluyor.Jura markasını bu gün alabilsem hemen alırım taş gibi makinadır.Bana kalırsa Seco nun en ucuzunu al derim hatta geçenlerde hafifçe tamir işi çıktı Erben firmasına bıraktım üç gün sonra yapıp geri postaladılar.Hangi makinayı alırsan al şimdiden keyifli içimler.
  • Gaggia Baby Twin

    TR satis fiyati 400 Euro

    http://miragida.com/
  • quote:

    Orjinalden alıntı: keykeydero

    Gaggia Baby Twin

    TR satis fiyati 400 Euro

    http://miragida.com/


    Bu mesajını daha yeni gördüm.
    Bilmediğim bir siteydi. Hemen inceledim.
    Ellerinde Gaggia sadece iki modeli var galiba.
    Mesaj atıp soracağım başka var mı diye!
    Bilgiler için teşekkürler!
  • senseo yu öneririm kapsüllü ve son derece pratik
  • Selam,

    Aslında latte yada capuccino pek umrumda değil, benim derdim Sivastaki ünlü çerkesin kahvesinde yapılan kahveden yapabilmek. Yani Türk Kahvesinin baştan sona köpüklü olanı. Buna yakın bir kahveyi Forum mağazalarındaki Gönül Kahvesi'nde içmiştim ve sanırım espresso makinesinin buharı yardımıyla yapıyorlar. Doğru mu tahmin ediyorum? Hiç Gönül kahvesinde türk kahvesi içeniniz varmı?

    Şunlar yapabilir mi mesela , ve hangisini önerirsiniz:

    Delonghi EC200CD

    Kenwood ES411



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi barsoy -- 9 Şubat 2009; 9:05:16 >




  • quote:

    Orjinalden alıntı: barsoy

    Selam,

    Aslında latte yada capuccino pek umrumda değil, benim derdim Sivastaki ünlü çerkesin kahvesinde yapılan kahveden yapabilmek. Yani Türk Kahvesinin baştan sona köpüklü olanı. Buna yakın bir kahveyi Forum mağazalarındaki Gönül Kahvesi'nde içmiştim ve sanırım espresso makinesinin buharı yardımıyla yapıyorlar. Doğru mu tahmin ediyorum? Hiç Gönül kahvesinde türk kahvesi içeniniz varmı?

    Şunlar yapabilir mi mesela , ve hangisini önerirsiniz:

    Delonghi EC200CD

    Kenwood ES411


    Forum mağazaları derken nereyi kastediyorsun?
    Söylemiş olduğun kahveyi hiç içmedim. Ancak İzmir Forum diyorsan mutlaka denerim!




  • quote:

    Orjinalden alıntı: tonaran


    Forum mağazaları derken nereyi kastediyorsun?
    Söylemiş olduğun kahveyi hiç içmedim. Ancak İzmir Forum diyorsan mutlaka denerim!



    www.gonulkahvesi.com.tr
    Gönül Kahvesi - 404
    http://www.gonulkahvesi.com.tr/gonulluler.htm


    Ankara ve Denizli'de Forum'da var ama İzmir'de Egepark ve CarrefourSA'da varmış , tavsiye ederim. Tabi imkanı olanlara Sivas'a gidip Çerkezin Kahve'de kulpsuz fincanlardan orjinal olanı içmelerini tavsiye ederim: Çerkezin kahvesi nedir



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi barsoy -- 9 Şubat 2009; 19:07:51 >




  • yok mu bu konuda bilgisi olan? sipariş vereceğim, görüşlerinizi bekliyorum.
    quote:

    Orjinalden alıntı: barsoy

    Selam,

    Aslında latte yada capuccino pek umrumda değil, benim derdim Sivastaki ünlü çerkesin kahvesinde yapılan kahveden yapabilmek. Yani Türk Kahvesinin baştan sona köpüklü olanı. Buna yakın bir kahveyi Forum mağazalarındaki Gönül Kahvesi'nde içmiştim ve sanırım espresso makinesinin buharı yardımıyla yapıyorlar. Doğru mu tahmin ediyorum? Hiç Gönül kahvesinde türk kahvesi içeniniz varmı?

    Şunlar yapabilir mi mesela , ve hangisini önerirsiniz:

    Delonghi EC200CD

    Kenwood ES411




  • gönül kahvesi nasıl yapılıyor? espresso makinesi aldım(kenwood charme) kahveyi köpürtemiyorum, buhar musluğu sadece süt köpürtmeye yarıyor. Kahveyi köpürtemedim. Zaten dandik bi kullanım kılavuzu var.
  • Nasıl yapıldığını bilmiyorum fakat içinde KAKULE olduğunu biliyorum.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: kasap34

    Nasıl yapıldığını bilmiyorum fakat içinde KAKULE olduğunu biliyorum.


    Carefourda kakuleli türk kahvesi dikkatimi çekti aldım bugün. Daha önce damla sakızlı kahve almıştım güzeldi.
  • yenı konu acmaktansa bende bır tavsıye alsam bu konu uzerınden :D
  • www.vatanbilgisayar.com
    VATAN BİLGİSAYAR - Teknoloji & Bilgisayar Hiperstore'u
    http://www.vatanbilgisayar.com/sinbo-scm-2925-scm-2925-espresso-makinesi/productdetails.aspx?I_ID=52513

    Tekrar indirime girmiş.Espresso'ya yeni başlayanlar için önerebilirim.Çok kaliteli değil ama çoğu kahve dükkanından daha güzel tat alıyorum




  • fistomaniayoutube
    Great sounding Boutique DeLonghi ECAM 23210 B & 1959 Gibson Les Paul R9
    http://www.youtube.com/watch?v=gC3RaLLb2JE&feature=related

    http://www.youtube.com/watch?v=fvmELLsJhfI&feature=related DEMO

    yukaridaki DeLonghi Magnifica ECAM23210B siddetle oneririm.
    yaz basinda aldim ve parasini cikardi,ticari acidan degil tabii.
    profesyonel makine gibi gorunsede kisisel kullanim ihtiyacini beklelenenden fazlasiyla karsiliyor.
    bu 3cu epresso makinesi girisimim...caflerin buyuk makinelerini abartisiz solluyor.
    delonghi'in ayni ozelliklerdeki alt modelleride ayi kahveyi yapiyorlar.benzer gaggia'yi da denedim o yetrince isabetli degil.
    her kahve cekirdeginde harika kopuk yapiyor.




  • bu konuda biraz bilgili sayılırım, espresso makinası almayı düşünenlere bir rehber olsun diye bilgilerimi paylaşmak üzere yaklaşık 2 saattir bir yazı yazıyordum ki yanlışlıkla sayfadan çıktım bütün yazdıklarım gitti

    özetleyerek tekrar yazıyorum zira artık bu saatten sonra baştan yazmaya vaktim kalmadı;

    Espresso makinası almayı düşünenler öncelikle şu sorulara cevap vermeli;

    - makinayı niye alıyorsunuz; evde kahve makinası eksik olmasın diye mi, sabahları kahve içmeden ayılamadığınız için mi, starbucks ve türevi kahvecilerdeki lezzeti evde yakalamak için mi, yoksa kahve dünyasının derinliklerine kadar inip, bırakın starbucks lezzetini, bir kahve çekirdeğinden almayı hayal dahi etmeyeceğiniz lezzetleri keşfetmek için mi ?

    - Deneysel tadlardan mı hoşlanırsınız yoksa kullanım kolaylığından yana mı tercih kullanırsınız ?

    - Kahvenizi sade mi yoksa süt vb katkı maddeleriyle mi içiyorsunuz ?

    - Teknik bilgi, mühendislik, taminat, bakım modifikasyon konularına meraklı mısınız, elinizden bu işler gelir mi ?

    - Piyasada ev kullanıma yönelik, $70 lık makina da var, $7.000 lık da.. bu işe ayırmayı düşündüğünüz bütçe ne kadar ?

    Bu soruları aklımızda tutarak makine tiplerini tanıyım artı ve eksilerini değerlendirelim

    Not: buradaki makine tiplerinin hepsi sektörde popüler olan elektrik pompalı espresso makinaları için geçerlidir. Bunun haricinde marjinal başka espresso makinaları da vardır. (lever, stove top, air pump vs). bunları da merak eden olursa ayrıca inceleriz.


    1. TAM OTOMATİKLER (SUPER-AUTOMATICS)
    BU cihazlar genelde elektronik olarak en gelişmiş modellerdir. Hemen tamamı bütünleşik çekirdek öğütücü içerir. yeni nesil pek çok model yine bütünleşik otomatik süt köpürtme fonsiyonuna sahiptir. Bu makinalar en az zahmet ile tatminkar kahve lezzeti yakalayabileceğiniz ve bütünleşik süt köpürtme fonksiyonu sayesinde yine zahmetsizce latter ve cappuccinolar yapabileceğiniz cihazlardır. en büyük avantajları da bu zahmetsizlik üzerine kurulurudur. çoğunda tek bir tuşa basarak 4-5 farklı içeceği ard arda hazırlamak mümkündür ( espresso, latte, cappuccino, lungo, ristretto vs). Bu cihazları kullanmak için kahve hazırlamaya yönelik teknik bilgi ihtiyacı minimumdur. cihaz kendisi gerekli miktarda çekirdeği öğütür, gerekli basıncı uygular, uygun miktarda suyu uygun sıcaklıkta ve sürede çekilmiş kahveden geçirir, size sadece arada sırada makinaya çekirdek/su/süt eklemek ve temizliğini yapmak kalır.

    Dezavantajlara gelirsek, bu sınıf cihazların ucuz olmadığı aşikar. tam otomatiklerin giriş seviyesi 1.000 usd civarında olup, high-end modeller 3.000 usd lere kadar çıkmaktadır. Bir başka dezavantaj, yukarıda gizli aslında, but tip makinalarda yakalayacağınız kahve lezzeti ancak tatminkar olacaktır. Daha somut olarak ifade etmek gerekirse, starbucksta içebileceğiniz kadar lezzetli olacaktır ancak. bunun sebepleri ise, kahvenin lezzetine katkı yapacak bütün değişkenlerin makina tarafından kontrol ediliyor olmasında gizli. bu makinaların fabrika ayarları en jenerik, ortalama tipteki kahve çekirdeklerine göre yapılır. halbuki kahve, içindeki lezzetleri çıkarmak konusunda çok hassasiyet ister ve farklı orijinden gelen çekirdekler farklı muamele isterler ( farklı su sıcaklığı, vs ). bu makinalarda bu tip hassas ayarları yapmak mümkün olmamakta.

    lezzetin tatminkar seviyesinde kalmasındaki bir başka sebep ise bütünleşik olarak gelen öğütücü ile alakalı. şu ana kadar hiç bahsetmedik ama hızlıca söyleyip geçeceğim, her kim ki en lezzetli kahvenin peşinden gitmek istiyor, espresso makinasını filan bırakıp öncelikle adam akıllı, parasının yettiği en iyi değirmeni alsın. bardaktaki içeceğin lezzetine en büyük etkiyi espresso makinası değil, kahve değirmeni yapar çünkü.. konuya geri dönelim, tam otomatiklerin içindeki öğütücüler, dizaynları gereği, mükemmel bir öğütme sağlayamazlar. bu yüzden kahvenin tadı en iyi ihtimalle tatminkar seviyede kalacaktır.

    son olarak, tam otomatik makinaların bir başka dezavantajı, çok hassas ve bozulmaya yatkın cihazlar olmalarıdır. bu sınıf makinalarda ne kadar high-end marka tercih ederseniz edin (örneğin jura) cihazın arıza çıkarması olasılığı oldukça yüksektir. bunda en büyük sebep bir çok şeyi bir arada yapmaya çalışıyor olmaları ve dışarıdan her ne kadar parlak kromajlı, çelik kasalı görünseler de, içlerindeki çalışan aksamın aslında plastikten mamul olmasıdır.
    üst üste fazla kullanım sevmezler, yağlı çekirdek sevmezler, sert su sevmezler vs vs. bu yüzden bu sınıfta bir cihaz tercihi yapacak olan kullanıcının mutlaka ama mutlaka satış sonrası (garanti, makam/onarım vs) koşulları göz önüne alarak tercih yapması gerekir.

    2. OTOMATİKLER (AUTOMATICS)
    Bu sınıfın yarı-otomatiklerden tek farkı, pompayı çalıştıran düğmenin önceden programlanmış miktarda suyu kahveden geçirmesi ve sonra otomatik olarak durmasıdır. bunun haricindeki bütün özellikleri ve karakteristikleri yarı otomatikler ile aynıdır. Ve evet, merak eden varsa 7.000 dolarlık espresso makinası bu sınıftadır

    3. YARI OTOMATİKLER (SEMI-AUTOMATICS)
    otomatikler ile beraber bütün karakteristiklerine beraber göz atacağız;

    Bu tip cihazlar, ciddi kahve meraklıları arasında en yaygın, en popüler olan cihazlardır. aynı zamanda en ucuza bulabileceğiniz espresso makinaları da bu sınıftadır. peki nasıl oluyor hem 70 dolarlık hem de 7.000 dolarlık makinalar aynı makine sınıfı içerisinde olabiliyorlar? bunun cevabı, bu sınıf makinanın da kendi içinde pek çok alt sınıflara ayrılmasıdır. (ve elbette üretim-malzeme kalitesi farkları). bu alt sınıflara bakalım;

    Tek Boylerliler (Single Boiler)

    Bu cihazlar sadece espresso yaparlar. ek süt köpürtme fonksiyonları (otomatik veya buhar çubuğu vasıtasıyla) yoktur. Genellikle en ucuz makinalar bu sınıfa aittir. ($70 başlangıç fiyatı bu sınıfa aittir). Bu sınıftaki makinalar pek çok farklı konuda o kadar ciddi dezavantajlara sahiptir ki, sırf dekor olsun diye alacak kişilere bile tavsiye etmem. doğru su sıcaklığına ulaşamazlar bu yüzden içeceklerin tadı çoğunlukla ekşi olur. aksamlarının çoğu kalitesizdir bu yüzden bozulup kırılmaya yatkındır. vs vs. bunlar ancak hakikaten çok bilinçsiz tüketicilerin kandırılması için piyasada olan ürünlerdir desek yalan olmaz.

    Tek Boylerli Çift Kullanımlılar ( Single Boiler / Dual Use)
    Bu cihazlarda espresso yapımına ek olarak süt köpürtmeye olanak sağlayan bir buhar çubuğu vardır. Bu sınıfta da çok ucuz (ve kaçınılması gereken) makinalar bulunabileceği gibi (aşağı yukarı $100) , bazı isim yapmış markaların kaliteli ve nisbeten pahalı ürünleri de bulunabilir ( $500). Bu kaliteli modeller bir çok insanda kahve aşkının temellerini atan cihazlar olmuştur. böyle bir makineyle yeterli vakit geçiren birisi (iyi de bir değirmenin varlığı ile) tam otomatik makinenin verebileceği en iyi kahveden daha lezzetli kahveler hazırlayabilir.

    Bu sınıftaki cihazların dezavantajları ise, başlangıçta bir öğrenme süreci gerektirmesi ( tutarlı sonuçlar için kullanıcının bir rutin geliştirmesi gereklidir) , makinenin tam potansiyelini kullanabilmek için espresso hazırlanması konusunda belli başlı bazı teknik bilgilere sahip olunması gerekliliğidir. Ayrıca, bu makineler düzenli bakım ve temizlik isterler. kullanıcı gerektiğinde makinenin içini açıp müdahale edebilmeli, kireç çözücü, valf ayarları (valfli olan modeller için) vs yapabilmelidir. Bunları yapmak mecburi değil elbette, eğer çok gözünüz korkuyorsa bunları servise de yaptırabilirsiniz. Son olarak, tek boyler çift yönlü kullanımdan ötürü, espresso hazırlarken aynı anda süt köpürtemezsiniz. sütü ya öncesinde veya sonrasında köpürtmek durumundasınız, bu da zaman kaybı ve lezzette bazı eksilmelere yol açabilir.

    Isı Eşanjörlüler ( Heat Excanger / HX)

    tek boyler - çifte kullanımlı cihazlar için yazdığımız son dezavantaj, ısı eşanşörlü makinaların icadına ön ayak olmuştur. Dolayısı ile tek boylerli cihazlardan ayrıldığı en önemli nokta burasıdır. Isı eşanjörlü makinalarda da tek boyler vardır, fakat kahve çıkışına giden su borusu, öncelikle boylerin içinden geçer, bu şekilde su gerekli sıcaklığa ulaşarak kahveyle buluşur, bu sırada boylerin içindeki basınçlı sıcak su, süt köpürtmek için gerekli olan buharı sağlar. bu şekilde aynı anda hem süt köpürtebilir hem kahve hazırlayabilirsiniz. Bu sınıfta üretim kalitesi artık üst düzeydir. bir çok makinanın iç aksamı pirinç vb yüksek termal stabiliteye sahip malzemelerden üretilir. doğru ve özenli bakımla evladiyelik oldukları söylenebilir. (piyasada 1968 model faema kullanan insanlar var.). Bu cihazların biraz sonra anlatacağımız çift boylerli makinalara göre bir avantajı da, özellikle seyrek kullanımda boyler içindeki suyun bayatlama riski bulunmaması, ısı eşanjörü vasıtasıyla su tankından taze olarak çekilen suyun kahvenin tadına belirgin bir katkı yapmasıdır.

    Dezavantajlarına gelirsek, artık bu sınıfta $750 altına makina bulmak imkansızdır (hoş türkiyede bu sınıfta makine bulmak bile imkansız olabilir, aklıma Nuova Simonelli Oscar geliyor bir tek). Ayrıca bu sınıfta bir makinaya yatırım yapmak, onu yine min $500 seviyelerinde gezen bir değirmen ile eşleştirmedikçe çok mantıksızdır. (ferrari alıp tüp taktırmak hesabı) Yani toplamda yeni bir buzdolabı parası söz konusu. özellikle evli erkeklerin bu konuda eşlerini ikna etmekte güçlük yaşabileceklerini tahmin ediyorum Diğer bir olumsuzluk; bu cihazları tam kapasitesinde kullanmak için gerekli öğrenme süresi ve teknik bilgi, tek boylerli makinalara göre çok daha fazladır. Burada en önemli problem, düzensiz (seyrek) kullanımda, ısı eşanjörünün içinde bulunan, kahve çıkışına giden suyun, ideal sıcaklıktan uzaklaşabilmesidir. Eğer makinayı çok seyrek kullanıyorsanız, buradaki su çok ısınacak ve kahveyi acılaştıracaktır. bunu engellemek için pompayı çalıştırarak biraz boşa su akıtmak gereklidir, fakat bu sefer de fazla su akıtırsanız, ısı eşanjörü içindeki su boylerin içinde yeterli sıcaklığa ulaşamadan kahveyle temas edecek ve kahvenin tadını ekşitecektir. Fakat bir kez doğru noktaları yakalayıp buna uygun rutin geliştirebilirseniz, içilebilecek en iyi kahveleri bu makineler ile yapabilirsiniz.

    Çift Boylerliler ( Dual Boiler)

    Burada artık çok ciddi makinelerden söz ediyoruz, bunlar hem ebat olarak hem fiyat olarak hakikaten sadece prosumer diye tabir edilen profesyonel son kullanıcılara veya ticari ortamlara (bar, cafe vs) yönelik ürünler. Adı üzerinde, bu makinaların bünyesinde çift boyler bulunmakta, bir boyler süt köpürtme işlemi için buhar üretmekte, diğeri sadece kahve hazırlamakta kullanılmakta. Böylece hem ısı stabilitesini zahmetsizce korumak hem de aynı anda süt köpürterek kahve hazırlamak mümkün oluyor. Bu sınıfa ilişkin olumsuz yönler şöyle; bulunduğu ortamda düzenli ve devamlı bir kahve tüketimi yoksa, zaman içinde boylerlerin içinde bir ısınan bir soğuyan suyun tadı zamanla bozuluyor ve bu da hem kahvenin hem de sütün tadına etkiyor. bir başka dezavantaj, bu cihazlar (en azından çok yeni piyasaya çıkan bir iki model hariç) çok ağır, hantal makinalar. bunların koyacak uygun tezgah herkesin evinde mevcut değil. Fiyat konusu zaten başta dediğim gibi, (yine bir iki modeli tenzih edersek) bu sınıfta giriş fiyatı 2.500 dolar seviyelerinde. değirmeni basit tutsanız dahi, toplamda 3.000 dolar bugün ortalamanın oldukça üstünde bir led tv fiyatı. tabi böyle bir makinaya sahip olduktan sonra yanına alınacak aksesuarları hiç saymıyorum bile, çeşit çeşit portafilterlar, sepetler, tamperlar, knockboxlar temizlik kimyasalları vs vs.. bayağı ciddi bir yatırım söz konusu.

    Hala okuyan varsa, yazımı kahve hazırlama ve makina seçme üzerine naçizane fikirlerimle bitirmek istiyorum;

    - Kahve konusunda tutkusu/hevesi olanlara ama daha önceden makinası olmayanlara Krups XP4020 veya özellik olarak muadili olan cihazları öneririm. Bence yüzünü buruşturmadan içilebilecek espresso hazırlayacak cihazlar buradan başlıyor (bundan daha ucuz makina alıp ben de güzel espresso yapabiliyorum diyenler ya hakikaten güzel bir espresso içmemiştir veya cihazında pek çok farklı modifikasyona gitmiştir, veya sonuçları modifiye edecek bir rutin geliştirmiştir. bu son iki ihtimal için çekilecek çilenin karşılığını aldıklarına inanmıyorum, sonuçta o kadar zahmete karşılık eldeki sonuç "içilebilir" espresso olacaktır daha fazlası değil).
    - Kahve konusunda tutkusu ve hevesinin yanına biraz tecrübe eklemiş olanlara (1-2 makine eskitenlere) ve kendini geliştirmek konusunda hırslı olanlara rancilio silvia modelini öneririm. Tek boyler çift kullanımlı, iç aksamı tamamen rancilio nun profesyonel cihazlarından alınma, taş gibi makina.
    - ilk defa espresso yapma işine gireceklere, bütçeleri ne kadar rahat olursa olsun HX makina tavsiye etmem. daha önceden makina kullanmamış olanlar için bu cihazların öğrenme süreci gerçekten uzun ve acılı olacaktır. heba olan bir sürü kahvenin ve vakit kaybının yarattığı hüsran sonucu makineyi kaldırıp bir kenara atabilirler 6 ay sonra..
    - Kahve çekirdeğinin lezzetine etki eden en büyük faktör çekirdeğin tazeliğidir. tazelik kriterleri aşağı yukarı şöyledir. Hasat edildikten sonra (yeşil çekirdek olarak) 6 - 18 ay, kavrulduktan sonra 2-3 hafta, çekildikten sonra HEMEN. Bunlar çoğunlukla maksimum süreleri ifade eder. yani kavrulduktan sonra çekirdeklerinizin hava ve ışıktan doğru düzgün koruyamıyorsanız, tazeliği 2-3 hafta değil, 4-5 gün anca muhafaza ediyor olabilirler. Bu yüzden, evde kahve kavurmuyorsanız (ki başlangıçta tavsiye etmem) mutlaka kavrulma tarihini size net şekilde söyleyebilen yerlerden kahve alın (daha da iyisi, sizin siparişiniz üzerine kahveyi kavuran satıcılar var, bunlara yönelin). Kahvenizi, yapmadan hemen önce çekin. bu gerek espresso gerek türk kahvesi bütün kahveler için geçerli. unutmayın kahve en hızlı çekildikten sonra bayatlamaya başlar.
    - Makine ve aksamınızı her zaman en temiz şekilde kullanmaya gayret edin, zira kahve çok asitli, makinalar çok basınçlı.. sonuçta dünya para verip aldığınız makinaların bir süre sonra iş yapamaz hale geldiğini üzülere görebilirsiniz.


    ilgi çeken bir başlık olursa, diğer makine tipleri, özellikle değirmenler ve kahve terminolojisi üzerine de yazılar ekleyebilirim.

    herkese iyi forumlar




  • 
Sayfa: 12345
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.