💛💙 Fenerbahçe 2024/2025 Sezonu [ANA KONU] Play-Off turundaki rakibimiz RSC Anderlecht ⭐⭐⭐⭐⭐ (4755. sayfa)

Merak etme öyle bir şey olmaz. Kendi adıma cevap vermem gerekirse. Ben sadece eleştrilme şekli ve tarzı yüzünden mesela cevap yazan biriyim. Direk teknik anlamda yapılan eleştirilere mesela cevap yazmam hatta o tür eleştiri yapanlar olsa destek bile veririm çünkü İsmail Kartal'ı teknik anlamda gecen sezon baya bir eleştirmiş bir insanım.

Aykut Kocam'an, Vitor'u nasıl eleştirdiysem İsmail Kartal'ı ve şuanki Mourinho da aynı şekilde eleştiriyorum mesela.

Ben yabancı hoca olsun istiyorum mesela çünkü onların takıma daha iyi kondisyon yükleyeceklerine inanıyorum. Yerli hoca konusunda da görüşüm net. Mümkünse yerli hoca ile çalışılmamalı.

Buradan donanımhaber yönetimine bir çağrı ve önerim var:

Futbol forumlarına "klan" sistemi getirilsin de herkes rahatlasın. Aykut Kocaman Klanı [AKK], İsmail Kartal Klanı [İKK], Vitor ve Jesus Klanları vs. şeklinde...

Ve bu klanların altında futbolcular için alt klanlar açılmalı.

Kim hangi klandaysa profiline onun klan ismi damgalansın.

Bu nedir abi?

Mou'nun şakayla karışık Kadıköy'de ıslıklanan Tadic'i oyuna aldım maçı kazandırdı demesi tehlikeli, bugün bişey denmez ama yarın bir gün rezil maç kaybettiğinde yedirirler o lafları maalesef.

Ayrıca sorun Tadic ve Dzeko değil, bu futbolculara söven taraftarları da anlamayacağım. Sorun bu adamların 90 dakika oynaması. Bu adamları verimli kullanırsan katkı verirler, sığır gibi 100 dakika oynatırsan ayakta duracak hali kalmaz ve her top kaybında taraftar söver.

Bu yaşlıları 100+ dakika oynatma hastalığı İsmail hocada da vardı onu da en sert şekilde eleştiriyordum, Mou'da da var. Dzeko yerine Cenk'i, Tadic yerine Oğuz'u (kanat oynatırsa) daha fazla süre alacakları şekilde oynatmak zor bir şey değil.

aman hocam pellegrini falan gelirse güzel olmaz.

Burada birini eleştirmeyi onu sevip sevmemek ve destekleyip desteklememekle ilişkilendiren tipler var. Sorun insanların kimi destekleyip sevdikleri değil, bu ayrımı yapamamak. Bir topluma en zorlayıcı sınavları bu tipler verdirir aslında bu genel yaşam için de böyledir. İnsanları damgalarlar, kendi nefsi ve psikolojik çıkarı için bu damgalamalardan kendilerine bir dünya oluştururlar, obsesif, takıntılı bir dünya... Toplumu bölerler. Buradan beslenirler bunlar, kendilerini kanıtlama biçimi gibi görürler fakat gerçekte ise kendilerine zarar veriyorlar haberleri yok.

1- "56. dakikada Yusuf Barasi'nin kırmızı kart görmesi doğru mu?"

Fırat Aydınus: "Bu pozisyon kırmızı kart. Yusuf Barasi rakibini görüyor, pozisyon ve rakip her şey gözünün önünde. Eylemi yaptığında zeminle ayağın hiçbir birleşmesi yok. Ne topuk yerde, ne yarısı yerde ne de ucu basıyor. Bu tamamen ciddi bir faullü oyun ve kırmızı karttır.

Geçen haftaki Dzeko'nun pozisyonuyla kıyaslayacaklar. Birinde rakip pozisyon, top her şey görüş alanının içerisinde. Diğerinde Dzeko rakibini görmüyor ve topa vurmak isterken ayağının içiyle basıyor. Bastığı anda Dzeko'nun ayağı zeminde."

2- Dzeko'nun verilmeyen penaltısı:

2 golümüzün iptal edildiği maçta rakibin kırmızısına ağladılar doğru olduğu ortaya çıktı, üstüne verilmeyen penaltımız olduğu ortaya çıktı. Yabancı VAR da penaltıyı kaçırmış, kötü bir performans.

  ismini eklerler artık... MPK  

Trio'ya göre Fenerbahçe'nin bu sezon tam olarak 11 penaltısı verilmedi.

Tadic 30 dakika, Dzeko 45 dakika falan verimli oynar, daha fazla oynatmak bu adamlara da takıma da yazık ama Dzeko yerine kimi koyacağız 40 yaşında Dzeko'unun alternatifi yok, Tadic yine İrfan yerini tam olarak dolduramıyor.

Nazik yazdım, koyduk demedim, sonra şikayet ediyorlar

hee bununuda atlamayalım kalsın şurada

Gese Batshuai nin sözleşmesini fesh edecek. Boşa çıkınca alsak mı? İmza parası vs vermeden uygun rakama alırız

Nesyri pozisyonu başka ülkede olsa orta hakem zaten golü vermişti. Hatta gecen yıllarda bir tane benzer gol verildi.

Nesyr'i pozisyonunda Nesyri topa vurmak istiyor ve pozisyonda arkasında duran oyuncu iki elini sırtına koyup hafif itiyor. Var çağıra bilir onda sorun yok sorun bizim ülkede maalesef hakemler Var çağırdığında Var'ın mutlak kararına uymaktalar. Oysa Avrupa liglerinde ve kupalarında hakemler 10 karardan 1-2 de Var'ın kararına uymuyorlar ve önceden verdikleri kararın arkasında duruyorlar.

Mesela gecen sene İngiltere liginde bir maçta bir gol sonrası Var maçın orta hakemini çağırdı golü atan takımın oyuncularından biri faul yapıyor diye. Orta hakem izledi sonra saha döndü. Var'ın iptal etmesini istediği gol'ü yinede verdi. Golü verme sebebini de vücut diliyle bir güzelde anlattı.

Ne anlattı diyen olursa. Ayağa temas var hareketi yaptı ardından ittirme hareketi yaptı.

Benzer bir başka olayda da hakem Var'a gitti önce gol iptal işareti yaptı ama faul işareti yapmadan penaltı noktasını gösterdi. Çünkü pozisyonda defans oyuncusuna faul vardı ama faul yapan oyuncuya faulden önce penaltılık bir temas vardı. Hakem iki hareketi bir arada gördü ve ona göre karar verdi.

Bugün iptal edilen 2. golde de bizim Türk hakem Var görüntüsünde net olarak Nesyri arkadan sırtına yapılan teması görüyor. Ona rağmen Nesyri faul yaptı diyerek golü iptal ediyor.