Bildirim
Fragman (15. sayfa)
Einhell TE-CD 18/40-1 Li (2x1,5 Ah), Akülü Vidalama : Amazon.com.tr: Yapı Market
https://www.amazon.com.tr/dp/B086N681N9
2 yıl önce paylaşıldı
Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar:
Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
Giriş
Mesaj
-
-
-
Bu sefer inceleme yazacağım bir film değil , dizi. Normal bir dizi de değil aslında , belgesel dizisi. Bu konuyla ne alakası var? Tahmin edileceği üzere belgesel sinemayla alakalı. "James Cameron İle Bilim-Kurgunun Öyküsü". Konusu ; Adı üzerinde zaten , sinemada Bilim-Kurgu konu başlığını inceliyor. Yaklaşık 45 er dakikalık 6 bölüm halinde , Uzaylılar , Uzay Yolculuğu , Yaratıklar , Karanlık Gelecekler , Akıllı Makineler , Zaman Yolculuğu alt başlıklarını irdeliyor (Bu lafı da hiç sevmem. İlk defa kullanmak zorunda kaldım). "2001 Uzay Macerası" ndan "Yıldız Savaşları" na , "Alaca Karanlık Kuşağı"n dan "Uzay Yolu"na film ve dizileri , George Lucas tan Steven Spielberg e yönetmenler , Keanu Reeves ten Arnold Schwarzenegger e oyuncular , ve bilumum sanatçı , yazar , müzisyen , bilim adamı ile birlikte ele alıyor. Filmleri ve Bilim-Kurgu yu sevenler , nereden doğduklarını , nelerden beslendiklerini , felsefelerinin kaynağını merak edenler için birebir.
Bazı şahsi durumlardan dolayı bu ara film seyretmeye ara verdim. En azından kafamı toparlayana kadar. Kafa dağıtmak için belgesele sardım. Bu seri de üzerine gelince haberdar etmek istedim.
Dizi yütüp üzerinden Türkçe alt yazılı seyredilebilir. Enselenmesin diye link koymuyorum. İsmini yazınca çıkacaktır.
-
Kurt Kapanı (Wolf Creek-2005)
Ülke : Avustralya
Yer : Avustralya
Dil : İngilizce
Tür : Korku/Gerilim
Süre : 99 dk
Bütçe : 1 Milyon dolar
Gişe : 30.7 Milyon dolar
Yönetmen : Greg McLean
Avustralya yapımı bir korku gerilim filmi. Konusu ; Wolf Creek kraterini görmek üzere yola çıkan üç genç sapık bir katilin eline düşerler. Avustralya filmlerini severim , bu film de korku filmleri listelerinde sıkça gördüğüm bir film di. İki si birleşince seyredeyim dedim. Ama itiraf edeyim beklediğim gibi çıkmadı. "The Hitcher" lar "The Texas Chain Saw Massacre" lar seyretmiş adamlara bir kaç numara küçük kalır. İyi gişe yapmış ancak IMDb puanı bana göre biraz yüksek.
Not : Yütüp sağolsun hemide dublajlı sağolsun.
-
Troll Avı (Troll Hunter - Trolljegeren-2010)
Ülke : Norveç
Yer : Norveç
Dil : Norveççe - İngilizce
Tür : Fantastik/Korku
Süre : 103 dk
Bütçe : 3.5 Milyon dolar
Gişe : 4.1 Milyon dolar
Yönetmen : André Øvredal
Norveç yapımı bir fantastik korku filmi. Konusu ; Haber için kaçak ayı avcısının peşine düşen üniversite öğrencileri hiç ummadıkları bir macera içinde bulurlar kendilerini. İskandinav mitolojisi ve halk efsanelerinden esinlenen bir film. Daha önce pek çok örneğini gördüğümüz "El kamerası" tekniğiyle çekilmiş. Çekim kalitesi fena değil ancak efekt olarak çok iyi sayılmaz. Ve trol tasarımları biraz fazla karikatürize. Uzun burunlu , üç başlı troller korkutucu olmaktan uzak , en azından benim açımdan. Başlarda pek ilgimi çekmese de , ciddi sayılabilecek korku filmleri listelerinde adını görünce seyredeyim dedim. Seyredilmeyecek kadar kötü olmasa da kesinlikle o listelere girmeyi hak etmiyor. Bence IMDb puanı abartılmış bir başka film.
Not : .nusloğas ıljalbud edimeh nusloğas pütüY
-
Korku Hikâyeleri (Scary Stories to Tell in the Dark-2019)
Ülke : Amerika/Kanada
Yer : Kanada
Dil : İngilizce
Tür : Korku
Süre : 108 dk
Bütçe : 25 Milyon dolar
Gişe : 95.5 Milyon dolar
Yönetmen : André Øvredal
Amerika/Kanada ortak yapımı bir korku filmi. Tamamen tesadüf oldu ama yine , bir önceki film "Trolljegeren-2010" in yönetmeni André Øvredal dan. Bu film aynı yönetmenin inceleme yazdığım üçüncü filmi oluyor(muş) , ("The Autopsy of Jane Doe-2016" ilki) Konusu ; Cadılar bayramında perili bir evden , anlattığı hikayelerle çocukların ölümüne sebep olduğu düşünülen kızın hikaye kitabını alan arkadaşların başından geçen korkunç olaylar. Amerika da klasik olan "Cadılar Bayramı" öncesi piyasaya sürülen korku filmlerinden biri yani. Alvin Schwartz ın aynı isimli çocuk kitapları serisinden uyarlama. Hikayeyi anlatırken arada Çocuklar arasındaki bağı da işleyen "Stand by Me-1986" veya "It-1990" ("It" in yeniden çevrimlerinin de o kadar başarılı olduğunu söyleyemem maalesef) kadar başarılı değil. Ancak IMDb puanı kadarını hak eden bir film. "Devamı gelecek sonu" için çemkirecektim ama madem kitap serisinden uyarlamaymış , bu seferlik affettim...olabilir. Hadi yine iyisin Guillermo del Toro , bu seferlik yırttın. Yalnız bu aralar çok gözüme batıyorsun , "Death Stranding" videolarında bile karşıma çıktın , dikkatli ol. Alırım aklını.
-
The Forest - 2016
Ülke : Amerika
Yer : Sırbistan
Dil : İngilizce/Japonca
Tür : Korku
Süre : 93 dk
Bütçe : 10 Milyon dolar
Gişe : 37.6 Milyon dolar
Yönetmen : Jason Zada
Amerikan yapımı korku filmi. Konusu ; Japonya nın meşhur intihar ormanı "Aokigahara" da kaybolan ikizini arayan kadın kahramanımızın başından geçenler. Japon inancına göre kutsal "Fuji" dağının eteklerinde yer alan bu orman "Dünya" ile "Ölüm" arasında kalmış ruhların kendilerini arındırdıkları bir yer. Özellikle yazar Seicho Matsumoto'nun burada intihar eden iki karakterin yer aldığı "Kuroi Kaiju" romanının yayınlanmasından sonra , bu ormanda intihar edenlerin sayısı hızla artmış. Filme dönecek olursak "İkiz" kısmının sıkıntılı olduğunu söyleyebilirim. "İkiz" den daha çok "Ayrı rolleri oynayan aynı aktris" hissi veriyor. "Zaten öyle değil mi? Ne var bunda?" diyebilirsiniz ama öyle değil işte. Saç , makyaj farkından mı yoksa çekim açılarından mı bilmem ama "İkiz" olayını pek inandırıcı yansıtamamışlar. İlk bir saati vasat sayılır. Ondan sonrası fena değil. Ortalama bir film.
-
Tumbbad - 2018
Ülke : Hindistan/İsveç
Yer : Hindistan
Dil : Hintçe
Tür : Dram/Korku
Süre : 104 dk
Bütçe : 700 Bin dolar
Gişe : 1.9 Milyon dolar
Yönetmen : Rahi Anil Barve
Hint yapımı korku filmi. Konusu ; 1920 ler de , aç gözlü Hint tanrısı "Hastar" ın altınlarına göz diken bir adamın hikayesi. 330 Milyon Hint tanrısının her birine film yapmaya kalksalar yandık (Hindistan da her 4 adama bir tanrı düşüyor demek ki. "Hangisi benimki" diye arayıp bulana kadar ömrün biter) Ekşi de ki yorumları okuyunca "Tamam" dedim "Bir şaheser izleyeceğim". Çıka çıka sıradan bir film çıktı. Hatta bir ara "Lan bunlar yine dans etmeye kalkmasınlar" diye endişelenmedim değil. Neyse ki öyle bir şey olmadı , ama ramak kaldı. Görüntüler iyi , oyunculuklar da fena sayılmaz , özellikle aç gözlülükle doğru orantı olayını beğendim. Film güzel ama IMDb puanını hak ediyor mu? Bana kalırsa etmiyor. Bu filme 8.2 verenlere "There Will Be Blood-2007" ı öneririm.
-
Deborah Logan’ın Hikayesi (The Taking of Deborah Logan-2014)
Ülke : Amerika
Yer : Amerika
Dil : İngilizce
Tür : Korku/Gerilim
Süre : 90 dk
Bütçe : 1.5 Milyon dolar
Gişe : 407 Bin dolar
Yönetmen : Adam Robitel
Amerikan yapımı korku filmi. Konusu ; Alzheimer hastası bir kadın hakkında belgesel çeken insanların başından geçen olaylar. Başlarda normal seyreden olaylar sonrasında alzheimer ile açıklanamaz bir hale gelir. Konusu "eh işte" , oyunculuklar , yaşlı kadın haricinde pek iyi değil , korku düzeyi düşük. Sonunu ayrıca beğenmedim. Hayatınızın heba edecek 1.5 saati varsa izlenebilir. Ben beğenmedim.
-
Gardiyan (El guardián invisible-2017)
Ülke : İspanya/Almanya
Yer : İspanya
Dil : İspanyolca/İngilizce/Baskça
Tür : Gizem/Gerilim
Süre : 129 dk
Bütçe : 5.5 Milyon dolar
Gişe : 3.955 Milyon dolar
Yönetmen : Fernando González Molina
İspanyol yapımı Gizem/Gerilim filmi. Yazar Dolores Redondo nun aynı isimli romanından uyarlama. Konusu ; Doğduğu kasabada işlenen cinayetleri çözmek üzere geri dönen kadın polis kahramanımızın başından geçenler. Tek bir cinayet gibi görünen olayın devamı gelir ve araştırdıkça öncesi olduğu da ortaya çıkar. Annesinden dolayı problemli bir çocukluk geçiren kahramanımız , ailevi problemler ile boğuşurken aynı zamanda seri katili de yakalamak zorunda dır. Film fena değil. İspanyol tarzını seviyorum aslında , ancak biraz uzun. Ve "Mistik" bir yaratığın cinayet Romanı/Filmi nde ne işi var çözmüş değilim. Romanı birebir mi uyarladılar (Görünüşe göre öyle) bilemem ama o sahneleri çıkartsalar filmin geneline bir etkisinin olacağını zannetmiyorum. (DİKKAT! Bundan sonrası film hakkında ipucu içerir. Seyretmeyi düşünenler okumayabilir) Ayrıca romanı yazanın (Dolayısıyla filme de geçmiş olay) aklı karışmış anlaşılan. O yaratığın varlığı ve yaptıkları filmin sonuna kadar kahraman(lar)ın savaştıkları şeyle tamamen çelişiyor. Katili haklı kılıp yaptığı şeyleri "Olması gereken" gibi gösteriyor. Genel olarak bu "Kafa karışıklığı" nı saymazsak (Ve süre yi) beğendim.
-
The Wind - 2018
Ülke : Amerika
Yer : Amerika
Dil : İngilizce
Tür : Psikolojik gerilim
Süre : 86 dk
Bütçe : -
Gişe : 131 Bin dolar
Yönetmen : Emma Tammi
Amerikan yapımı psikolojik gerilim filmi. Konusu ; 1800 ler de "Batıya hücum" furyasında , ıssızlığın ortasına yerleşen iki kişilik bir aile ve komşularının başından geçenler. Bütçesine dair bilgi bulamadım , zarar etmiş anlaşılan. Şaşırmadım açıkçası. Film sıkıcı. Bütün sıkıcı kısmı seyredip te sonunda ki birkaç aksiyonlu sahne içinde "Bütün bunlar hayaldi...yok öyle bir şey" denince ve üstelik doğru düzgün beceremeyince benim canım sıkılıyor. "Ulan dingil bir buçuk saat bana karakterin mıçından uydurduğu şeylerimi seyrettirdin" diye bağırasım geliyor. Ayrıca bu tür ucuz filmlerin müzik ve ses efektlerini de paket olarak mı satıyorlardır nedir? Daha önce birkaç filmde duymuş gibiyim. Neyse ben beğenmedim.
-
The Limehouse Golem - 2016
Ülke : İngiltere
Yer : İngiltere
Dil : İngilizce
Tür : Gizem/Gerilim
Süre : 109 dk
Bütçe : -
Gişe : 2.3 Milyon dolar
Yönetmen : Juan Carlos Medina
İngiliz yapımı Gizem /Gerilim filmi. Konusu ; Victoria dönemi (1800 ler) Londra sında vahşice işlenen cinayetleri çözmekle görevlendirilen dolandırıcılık/hırsızlık masası dedektifinin gizemi çözme çabası. Çok geçmeden dedektif cinayet masasının itibarını kurtarmak için bu dava ya atandığını fark eder. Olay çözülemez ise cinayet masasının başında ki dedektif kendini kurtarırken suçlanan o olacaktır. Tek seçeneği katili bulmaktır. Yazar Peter Ackroyd un "Dan Leno and the Limehouse Golem" romanından uyarlama. Şüpheliler içerisinde , Karl Marx, George Gissing ve Dan Leno gibi gerçek karakterlerin olması ilginç. "Karındeşen Jack" filmleri tarzını andırsa da onlar kadar sürükleyici değil. Dram kısmı daha fazla. Bu da sondaki twist in etkisini azaltıyor. Film o kadar yavaşlıyor , diğer meseleye o kadar çok zaman harcıyor ki "Katili bulma" (Burada kanıtlama) heyecanı sönüyor. (En azından benim için) Çekim kalitesi , oyunculuklar iyi ancak gerilim kısmı bana göre zayıf.
-
Nancy Drew ve Gizli Merdiven (Nancy Drew and the Hidden Staircase-2019)
Ülke : Amerika
Yer : Amerika
Dil : İngilizce
Tür : Komedi/Gizem
Süre : 89 dk
Bütçe : -
Gişe : 193 Bin dolar (DvD)
Yönetmen : Katt Shea
Amerikan yapımı bir gençlik filmi. Konusu ; Kasabanın haşarı kızı Nancy ve arkadaşları bir perili köşk gizemi içerisinde bulurlar kendilerini. Bana kalsa , ben filmi tanımlamak için Komedi/Gizem kelimelerini kullanmazdım. Daha çok Gençlik/Macera derdim. Aslında kahramanımızın geçmişi bir hayli eskiye dayanıyor. İlk Nancy Drew filmleri 1930 lar da çekilmiş. Günümüze kadar filmler ve dizilerle devam etmiş. Hatta şu an devam eden bir dizisi bile mevcut. Filme dönecek olursak ; Seyredip geçilecek eğlenceli bir gençlik filmi işte. Konu fena değil , oyunculuklar iyi. Özellikle "IT-2017" filminden tanıdığımız Sophia Lillis in oyunculuğu. Bu kız da ümit var. Sonuç itibariyle hoş vakit geçirten eğlencelik bir film. Ben beğendim.
-
Hafıza (Rememory-2017)
Ülke : Amerika/Kanada
Yer : Kanada
Dil : İngilizce
Tür : Dram/Gizem/Bilim-Kurgu
Süre : 111 dk
Bütçe : -
Gişe : 70 Bin dolar
Yönetmen : Mark Palansky
Amerikan yapımı Dram filmi. Konusu ; İnsanların anılarını kaydeden ve gösteren bir makine icat eden doktor gizemli bir şekilde ölür. Kardeşinin ölümünden kendisini sorumlu tutan kahramanımız ise , hem bu ölümü aydınlatmak hem de makine vasıtasıyla kardeşinin hatırlayamadığı son sözlerini duymak istemektedir. Baştan söyleyeyim , Bilim-Kurgu veya gizem için bu filmi seyredenler hayal kırıklığına uğrar. Film tam bir dram.
Babasını bu hastalıktan kaybetmiş biri olarak beni en çok rahatsız eden hastalık alzheimer. Sonunun ölüm olması değil beni korkutan. Anıları teker teker silmesi. Sanki hiç yaşamamış , bu dünya da hiç var olmamış gibi. Hayat boyu biriktirdiğimiz , hatta biriktirmek için hayatımızı harcadığımız acı , tatlı anılarımız olmazsa biz neyiz? En sevdiklerini tanımamak , onlara kavuştuğunda , dokunduğunda , sarıldığında hissettiklerini hatırlamamak ne kadar korkunç.
Neyse filme geri dönelim. Film , yaşadıklarımızı olduğu gibi mi yoksa hatırlamak istediğimiz gibi mi hatırlamalıyız? Beynimizin unutmak istediklerini yeniden canlandırmalımıyız? Gibi sorular soruyor. Hem bir baba , hem de anılarla alakalı böyle bir sıkıntısı olan biri olarak film beni etkiledi açıkçası. Hele sonunda neden kahramanımızın ısrarla bu işin peşini bırakmadığını anladığımız kısım büyük bir sürpriz oldu benim için. Konu , çekim kalitesi , oyunculuklar iyi. Başrol için "Game of Thrones" un "Küçük Şeytan" ı Peter Dinklage ilginç bir seçim olmuş. Ben beğendim.
-
How It Ends - 2018
Ülke : Amerika
Yer : Amerika
Dil : İngilizce
Tür : Bilim-Kurgu/Macera
Süre : 113 dk
Bütçe : 20 Milyon dolar
Gişe : -
Yönetmen : David M. Rosenthal
Amerikan yapımı Netflix filmi. Konusu; Bir şeyler olur ve kahramanımız karısına ulaşabilmek için anlaşamadığı kayınpederiyle ülkeyi baştan başa geçmek zorunda kalır. Sonda söyleyeceğimi baştan söyleyeyim ; boşa zaman harcayıp (Benim gibi) seyretmeyin. Bomboş bir yolculuk filmi. Harcanan paraya yazık. IMDb den 5 puan almış ki onu da hak etmiyor.
-
Polar - 2019
Ülke : Almanya/Amerika
Yer : Kanada
Dil : İngilizce/Rusça
Tür : Suç/Macera
Süre : 118 dk
Bütçe : -
Gişe : -
Yönetmen : Jonas Åkerlund
Alman/Amerikan ortak yapımı bir Netflix filmi. Konusu ; Emekliliğine günler kala kıdemli katil "Black Kaiser" , emeklilik parasını ödemek istemeyen patronunun ihanetine uğrar. Sonrası malum...Bang Bang. Víctor Santos un "Polar: Came from the cold" çizgi romanından uyarlama. Film başlarda "çift Kişilikli" gibi. Beşli nin olduğu kısımlar daha absürt , komediye yakınken Black Kaiser in olduğu sahneler daha ağırbaşlı , "John Wick" tarzına yakın. Ama çok şükür filmin sonuna kadar böyle gitmiyor ve olması gereken John Wick tarzına kavuşuyor. Zaten "Köpek" göndermesini de yapmayı ihmal etmemiş. Ancak silahlı dövüş sahnelerinin onun kadar iyi olduğunu söyleyemem. Burada Netflix i tebrik etmek istiyorum. Nasıl beceriyor bilmiyorum ama potansiyeli yüksek hikayeleri bile bir şekilde batırmayı beceriyor. Az kasın bunu da batıracak mış. Karakter bu kadar sağlam , oynayan da Mads Mikkelsen olmasaydı "Sıçtı Cafer bez getir" Atasözüyle özetlenecek bir şey çıkardı ortaya. Çizgi romanın seri olduğunu düşünürsek arkasının gelmesi muhtemel. Ama Allah aşkına Netflix yerine adam gibi birileri çeksin. Mads Mikkelsen hatırına beğendim.
Not : Cinsellik mevcut. aile ile seyredilmese iyi olur.
-
Hotel Artemis 2018
Ülke : Amerika
Yer : Amerika
Dil : İngilizce/Fransızca
Tür : Suç/Macera
Süre : 94 dk
Bütçe : 15 Milyon dolar
Gişe : 13.3 Milyon dolar
Yönetmen : Drew Pearce
Amerikan yapımı macera filmi. Konusu ; Gelecekte , suçluların üye oldukları , yaralandıklarında tedavilerini yapan bir hastane (Aslında sağlık ocağı gibi , veya klinik) dir "Hotel Artemis" Bir nevi
John Wick te ki "Continental Hotel" in hastane versiyonu. "Silah taşımak , müşterileri öldürmek yasak , üye olmayan giremez" tarzı kendi kuralları vardır. "Su isyanı" nın iyice alevlendiği bir gece kliniğe , soygunda yaralanan bir çift haydut , bir kiralık katil , silah tüccarı ve daha da önemlisi hotelin sahibi de olan , şehrin en büyük mafya babası gelir. Ve işer hiç te iyiye gitmez. Temposu orta şekerli bir macera. Çekim kalitesi normal , konu "Eh işte" , oyunculuklar...işte filmi en izlenesi kılan (benim açımdan) şey. Nerelerdeydin Jodie Foster , özlettin kendini. En son "Elysium-2013" da seyretmiştim sanırım. Film ortalama olsa da seni izlemek zevkti.
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi arghh -- 21 Kasım 2019; 23:37:19 >
-
El Royale'de Zor Zamanlar (Bad Times at the El Royale-2018)
Ülke : Amerika
Yer : Kanada
Dil : İngilizce
Tür : Suç/Macera
Süre : 141 dk
Bütçe : 32 Milyon dolar
Gişe : 31.9 Milyon dolar
Yönetmen : Drew Goddard
Amerikan yapımı Suç/Macera filmi. Konusu ; Kumar ruhsatını kaybettikten sonra müşterilerin elini ayağını çektiği El Royal otelinde , aynı gece bir araya gelen şüpheli tipler bir şeyler olacağının habercisidir. "Kim Kimdir?" tarzı başlayan film kısa sürede macera filmine evriliyor. Konu fena değil , oyunculuklar iyi , macera dozu iyi sayılır. Uzun süresine rağmen (2 saat 20 dakika) sıkılmadan seyrettim. Müzikler ayrıca hoşuma gitti. Yönetmenin ilk filmini (The Cabin in the Woods-2011) çok beğenmesem de bu hoşuma gitti. Ben beğendim.
-
O Bölüm 2 (It Chapter Two-2019)
Ülke : Amerika
Yer : Kanada
Dil : İngilizce
Tür : Korku
Süre : 169 dk
Bütçe : 79 Milyon dolar
Gişe : 467 Milyon dolar
Yönetmen : Andy Muschietti
Amerikan yapımı korku filmi. Konusunu anlatmaya gerek yok. Zaten konuyu bilmeyenin bu filmde işi yok. Öncelikle ilk filmi izlemeli. O yüzden direkt film hakkında ki fikirlerime geçeyim. Görüntü kalitesi iyi , korku dozu yerinde , oyunculuklar daha iyi olabilirdi. 1990 çevriminde olmayan bazı bölümler bu filmde var (Birebir kitapla aynı olmasa da , mesela Paul Bunyan olayı , cadının evi gibi). Stephen King den buna dair bir açıklama okumasam da , iki kitabı da okumuş biri olarak "O" nun Lord of the Rings de ki örümcek "Shelob" veya annesi "Ungoliant" olduğunu düşünmüşümdür hep. Film güzel , korku filmi olarak iyi ama bu "O" mu? Kitabını sayısını hatırlamadığım kadar çok okumuş , Stephen King hayranı biri olarak herhangi bir "O" uyarlamasını %100 beni memnun etmesi zor görünüyor. "O" nun döngülerine göre bir daha ki çevrimini 2044 yılında seyredeceğiz (1990-2017-2044) Ölmez sağ kalırsam , inşallah kitabın aslına uygun çekilmiş üçlemeyi (Bu kitabı ancak bir üçleme paklar) o zaman görmeyi bekliyorum. O zamana kadar kitabı okumaya devam.
Spoiler lı Not : Yazmayacaktım ama dayanamadım ; Allah aşkına "Sen palyaçosun , palyaçosun" nedir yahu. "O" nu değil kendilerini inandırmaları gerekiyor onu öldürebileceklerine. Bütün kitap "İnancın gücü" üzerine kurulu zaten. "O" , insanların kendilerine zarar verebileceğine inandıkları , korktukları şeylerin şekline girip onlara zarar verebiliyor. "Kaybedenler" de ona zarar verebileceklerine , öldürebileceklerine inandıkları için öldürebiliyorlar "O" nu.
-
Disney+ Amerika da yayına girdiği ilk gün 10 Milyon aboneye ulaşmış. Dolayısıyla iddialı dizisi "The Mandalorian" da (Türkiye de erişim olmasa da) olay olmuş durumda. Sade vatandaşından sinema eleştirmenine seyretmeyen kalmamış anlaşılan. Üzerine video çekmeyen , yorum yapmayan yok neredeyse. Benim neyim eksik? Bir yorum da ben yapayım. "Star Wars" ı severim , son filmi hariç bütün filmleri de seyrettim. Ama benim film serisiyle alakam bu kadar. Millet işi iyice abartmış. Yan hikayeler , olay örgüleri , kronoloji , ırklar v.s insanlar Star Wars manyağı olmuş. Oradan fırtlayan bir ırk , buradan pörtleyen bir savaş , şuradan zıplayan bir teori , benim gibi uzaktan bakan birini aşan olaylar. O yüzden dizi "Hangi arada geçiyor" bir fikrim yok. Açıkçası umurumda da değil. Gelelim diziye , konusu ; "Ödül Avcısı" loncasına bağlı kahramanımıza aranan bir kişinin yakalanıp teslim edilmesi görevi verilir. Daha fazlasını anlatmayayım heyecanı kaçmasın. Dizi (İlk iki bölüm itibariyle) güzel. Tabi ki filmlerde ki kaliteyi beklemek hata olur. Bir "Dizi" olarak güzel. Sıkı takipçisi olacağıma söz veremem. Hele biraz biriksin bakalım , aklıma gelirse arada seyrederim.
Ip işlemleri
Bu mesaj IP'si ile atılan mesajları ara Bu kullanıcının son IP'si ile atılan mesajları ara Bu mesaj IP'si ile kullanıcı ara Bu kullanıcının son IP'si ile kullanıcı ara
KAPAT X
Bu mesaj IP'si ile atılan mesajları ara Bu kullanıcının son IP'si ile atılan mesajları ara Bu mesaj IP'si ile kullanıcı ara Bu kullanıcının son IP'si ile kullanıcı ara
KAPAT X