Yeni sezonun başlamasına az bir süre kala, Bursaspor maçı öncesi bugün ki kadromuz hakkında ki görüşlerimi sizinle paylaşmak istedim. Öncelikle kalecilerimizden başlayalım.
KALECİLER;
Fernando Muslera ve Eray İşçan
29 yaşında ki Uruguaylı kaleci takımın en önemli iki kilit oyuncusundan birisi. Geçen sene şampiyonluğu getiren harika performansı ile gönüllerde taht kuran Muslera için, eski kalecimiz şuan ki kaleci antrenörümüz Taffarel "Benden bile iyi" demişti. Özellikle geçen sene oynadığımız kötü futbola ve verdiğimiz net pozisyonlara rağmen kalesinde devleşen ve son 5 maçta gol yememizin ana nedeni olan Muslera takımın vazgeçilmezi. Avrupa'nın farklı kulüpleri ile adı geçmesine rağmen, verilen teklif ne olursa olsun Muslera satılmamalıdır ve kendisi istemedikçe gündeme dahi getirilmemelidir. Transfermarkt'de Muslera'nın şuan ki değeri 11.90 milyon.
Bir diğer kalecimiz Eray İşçan hakkında çok bir şey yazmak gerektiğini düşünmüyorum. 24 yaşında ki oyuncu bana göre Galatasaray'da izlediğim açık ara en kötü kaleci. Taraflı tarafsız herkesin dalga geçtiği Eray'ı elden çıkaramıyor olmamız ise çok daha kötü bir durum. Allah herkese Eray İşçan şansı versin bu hayatta.
Bugün bakıldığın da bu bölgeye mutlaka genç ve yabancı bir kaleci gerektiğini düşünüyorum. Muslera'nın satılmaması durumunda çok rahat bir 3-4 sene daha bu performansını saha da gösterebileceğini düşünürsek, alınacak genç yabancı kaleci de bu sırada onun arkasın da hem tecrübe kazanıp hem de Taffarel tarafından antremanlarda gelişecektir.
DEFANS / STOPER:
Aurelien Chedjou, Koray Günter, Semih Kaya, Hakan Balta
30 Yaşında ki Kamerun'lu stoperimiz Chedjou takımda defansif anlamda güvenebileceğimiz nadir oyuncularından birisi. Geçen sene defansif anlamda iyi bir performans gösteren Chedjou, hücum anlamında da takıma çok büyük katkılarda bulundu. Anderlecht maçında Burak Yılmaz'a son dakikalarda kendi yarattığı pozisyondan yaptığı asist, ligde köşe vuruşlarından attığı kritik gollerle çoğu maçta takıma can veren Chedjou bu sene de takımın değişilmezi olacaktır.
Ünal Aysal döneminde yapılan Ocak ayı transferleri doğrultusunda transfer edilen Koray Günter, henüz 20 yaşında. Geçen sezon oynadığı maçlarda ilerisi için umut veren Koray bana göre üzerinde durulursa uzun yıllar Galatasaray'ın değişilmez stoperi olabilir. Alman altyapısından gelmiş olması bile kendisi ve yaşıtları arasında ki farkı çok net bir şekilde göz önüne koyuyor. Bana göre tek şansızlığı Türkiye'de futbol oynuyor olması. Antrenörlerin hiç bir oyuncuyu geliştiremediği ve tam tersine geriye götürdükleri bir ülke de, Koray'ın da ne kadar üstüne koyabileceği soru işareti.
Fatih Terim'in 3. döneminde zorunluluklar sebebi ile formayı kapan ve o dönem bırakmayan, 2011-2012 sezonunun yıldızlarından olan Semih Kaya son 2 sezondur büyük düşüş içinde. Son dönemlerde sakatlıklarla da sık sık boğuşan oyuncunun performansı bana göre asla ilk 11 için yeterli değil. İlk iki sezonun da oynadığı futbolun ekmeğini yiyen Semih'in çok fazla bir kredisi de kalmadı gibi. Semih bu düşüşünü devam ettirirse kendisini bir iki sene içerisinde anadolu kulüplerinden birinde bulabilir.
Uzun yıllardır Galatasaray forması giyen fakat sol bek mevkisinde istenileni veremeyen Hakan Balta, 32 yaşında stoper oynayarak takımın geçen sezon değişilmezi oldu. Geçen sezon alınan şampiyonluğun gizli mimarlarından olan oyuncunun çok iyi bir alternatif olduğu bir gerçek fakat ilerleyen yaşına rağmen Hakan Balta daha ne kadar bu performansını sürdürebilir büyük bir soru işareti.
Stoper bölgesine uzun boylu ve güçlü bir oyuncu alınması gerektiğini düşünmekteyim. Chedjou'nun yanına üst düzey bir transfer yapılırsa Galatasaray bu 5'li ile sezonu çok rahat götürebilir. Yedek olarak kulübe de kendisine Semih ve Koray'a göre Hakan Balta'nın daha şanslı olduğunu düşünüyorum.
DEFANS - SAĞ BEK/SOL BEK
Uzun zamandır satılması gündem de olan Alex Telles için henüz resmi bir talip çıkmadı. Alex'in 12-13 milyon euro'nun aşşağısına satılmasına kesinlikle karşıyım. Henüz 22 yaşında olan genç bek, ilerisi adına çok büyük umutlar veriyor. Henüz öğrenecek çok şeyi olan Telles'in en büyük sorunu maç içinde ki konsantrasyon eksikliği. Maçtan çok çabuk kopan Telles önünde hızlı ve iyi bir hücum oyuncusu ile oynadığı takdirde Galatasaray'ın sol tarafı çok güçlü olacaktır. Defansif olarak hala eksikleri bulunan genç oyuncu bu eksikliklerini zamanla giderecektir. Bugün 8-9 milyon euro için satılması durumunda ileride pişman olabiliriz.
Hakkında çok bir şey bilmediğimiz Lionel Carole, Fransa ikinci liginden geldi. Aklımıza hemen Ribery transferini getiren Carole'ın o etkiyi yapması en büyük temennim fakat oyuncu hakkında yorum yapmak için çok erken olduğunu düşünüyorum. Henüz zamana ihtiyacı var gibi Carole'ın fakat Hazırlık maçlarından gördüğüm kadarı ile Telles'e çok iyi bir alternatif olacak.
Bence takımımızın en kusursuz bölgesi şuan da sol bek.
Sağ bekler de ise durum biraz sıkıntılı. Bir yanda Sabri Sarıoğlu diğer yanda Tarık Çamdal. Geçen sezon sonu sözleşmesi biten ve 31 yaşına giren Sabri'ye, haftalardır Financial Fair Play diyen yönetimin yaptığı 500 bin euroluk zam skandaldır. Aldığı ücret 1 milyon 800 bin euro olan Sabri'nin asıl değerinin 500 bin TL olduğunu düşünüyorum. Geçen sene şampiyon olunduğun da o bölge de oynamış olması da Sabri'yi iyi bir futbolcu yapmaz. Bana göre geçen sene de hiç iyi değildi ki bu seneye skandal başladı performans olarakta. Kesinlikle sezon sonu yolları ayırmak gerekirken Sabri'ye zam yapmak büyük skandal. Tek tesellimiz sözleşmenin 1+1 olması.
Eskişehirspor'dan alınan Tarık Çamdal ise bekleneni veremedi. Geçen sezon oynadığı abartısız her maçta vasatın altına çıkamayan Tarık ile bir an önce yollar ayrılmalı. Hiç bir umut ve ışık vermeyen Tarık, oynadığı her maçta taraftara saç baş yolduruyor.
Bana göre takıma iki tane sağ bek şart ve eldekiler ile de yollar ayrılmalı fakat gerçekçi olur ve bu yönetimin şuana kadar çizdiği profile bakarsak Sabri yerine biri alınırsa bile dua etmeliyiz. Net olan bir şey var ki bu iki bek ile bu sezon sağ kanattan bol bol pozisyon vereceğiz. ORTASAHA:
Takımımızda ki ön libero, orta saha ve ofansif orta saha oyuncularını sıralayınca, 2012-2013 sezonun da ki Aykut Kocaman'ın Fenerbahçe'si aklıma geldi ilk olarak. O dönemde Fenerbahçe yanlış hatırlamıyorsam kadrosunda 9 veya 10 tane orta saha oyuncusu bulundurmaktaydı ve hepsi birbiri ile aynı tarzda oyunculardı.
Öncelikle gönderilmesi kesin gibi olan Dzemaili ve Yekta ile başlayalım. Ben Dzemaili'ye yeterince şans verilmediği görüşündeyim. Yekta'dan çok daha iyi bir oyuncu. Tabi ki bizim için yeterli değil ve özellikle aldığı maaş göz önünde bulundurulduğun da gönderilmesi gerekiyor. Taraftarın göbek yapmışsın dalgasına "İp var" cevabı veren Yekta, bir sezona daha berbat başladı. Geldiği günden bu yana hiç bir şey vermeyen Yekta'ya artık taraftarlar da katlanamıyor. Gerçekten zarardan başka hiç bir faydası olmayan ve Türkiye Kupası'nda bile Galatasaray forması altında izlemek işkence gibi gelen Yekta'da bir an önce gönderilmeli.
Bu senenin bir diğer transfer fiyaskosu Jem Karacan'a gelecek olursak. İngiltere 2. Ligini çok yakından takip ettiğim için ilk Jem Karacan Galatasaray'da haberini görünce acaba Fenerbahçe'liler goy-goy mu yapıyor düşündüm. Hayır yapmıyorlarmış. Bu adamın Galatasaray'a transferi, verilen paralar çok net bir şekilde incelenmeli. Kim ne kadar aldı, paralar nereye gitti didik didik edilmeli. Kendi kulübü Reading'in bile sana sadece "maç başı" ücreti öderiz, maalesef garanti para veremeyiz dediği, kronik sakat Jem'i almak akıl işi değil. Bizim dışımız da bir talibi bulunmayan oyuncuya eğer biz imza attırmasaydık bugün büyük ihtimal İngiltere 3. Ligin'de ki bir takım ile anlaşmış olacaktı. Geçen sezon sadece 8 maça çıkabilmiş bu oyuncu için verilen paralara gerçekten yazık günah. Kesinlikle bizim futbolcumuz değil ve en kısa zaman da gönderilmeli.
Bilal Kısa transferini mantık olarak eleştiremem. Gerektiğin de Bilal çok iyi bir alternatif olabilir fakat yine Bilal'e verilen maaş fiyasko. Neden tek taliplisi senken ve senden iyi bir kulübe gitme ihtimali olmayan bir oyuncuya 3-4 misli maaş verilir eski kulübüne ve imza attırılır. Özellikle bu oyuncu 32 yaşındaysa. Hamza Hamzaoğlu kıyağı olarak gördüğüm Bilal kesinlikle bu paraların oyuncusu değil. Bu tarz adamlara böyle dehşet paraları verip sonra çıkıp Financial Fair Play diye ağlamayacaksın!
Hamit Altıntop, konuşmaya gelince mükemmel olan ama saha içine hiç bir zaman bunu yansıtamayan Hamit'in bana göre Galatasaray kariyerinden çok futbol hayatı bitmiş durumda. Sürekli sakatlanan ve 32 yaşına gelmiş Hamit'in kendisi adına artık yavaş yavaş futbolu bırakmayı düşünmesi lazım. Aldığı maaş ve performansa bakarsak Hamit son 3 sene de beklentilerin çok çok altında kalarak büyük bir hayal kırıklığı oldu.
Emre Çolak hakkında yazılıp çizilecek çok şey var ama tek gerçek Emre'nin kendini geliştiremediği gibi, geriye gitmiş olması. Benim için çok büyük bir hayal kırıklığı oldu Emre. Gerçekten çok büyük bir potansiyeli olduğunu düşündüğüm Emre, iyi bir alternatiften öteye gitmeyecektir.
Ben Selçuk-Melo ikilisinin birlikte değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyorum. Transferi yine yılan hikayesine dönen Melo artık bıktırdı. Koskoca kulübü Melo'ya oyuncak eden Teknik heyet ve Yönetim bunun aslı sorumlusu. Ya satın, alın 3.1 milyon'u yada hiç bir yere gidemezsin sen bizim maaşlı futbolcumuzsun diyin konu kapansın. Resmen Inter'in elinde oyuncak olduk. Bana kalırsa Melo gitmeli çünkü vereceği bir şey olduğunu düşünmüyorum. Tam tersine artık psikolojik olarak kafası da burada değil ki Selçuk-Melo ortasahası da bizim için yeterli değil. Bize çok daha güçlü, çok daha dinamik, pres yapabilen bir ortasaha lazım. Elimiz de 12-13 milyon euroluk bir bütçe olsa ben Selçuk ve Melo ikisini satar, onun yerine iki tane orta saha oyuncusu alırım bu oyunculardan gelen para ile de. Hem maaş yüklerinden kurtulmuş oluruz, hemde orta sahamız gençleşir. Bugün baktığımız da Melo 32, Selçuk 30 yaşında.
Real Madrid takımından transfer ettiğimiz 20 yaşında ki Jose Rodriguez ise bu kadar transfer hatasının arasında ki tek doğru diyebiliriz. Hem maliyet anlamından, hem de yetenek olarak Jose kendini geliştirebilirse ileri de çok iyi paralara satılabilir. 2019'a kadar kiralık sözleşmesi bulunan futbolcu geçen seneyi kiralık olarak Deportivo'da geçirdi. İspanyol kulübünde 25 maça çıkan İspanyol oyuncu, 2 gol ve 1 asist yaptı, 6 tane de sarı kart gördü. Deportivo'nun bir kaç maçında izleme şansı bulduğum Rodriguez kesinlikle defansif bir oyuncu değil hatta Sneijder'e alternatif olabilir bile diyebiliriz. Daha çok ofansif özellikleri ön plan da olan Rodriguez, sağ açık olarakta forma giyebilir. Bana göre Selçuk İnan'ın bir numaralı alternatifi olacak Jose ileri de ki dönem de performansını potansiyel seviyesine ulaştırırsa şu bir gerçek ki Selçuk'u adaletli bir forma dağıtımın da kesecektir. Tabi bunun için İspanyol oyuncunun çok çalışması lazım. Pasları ve topa hakimiyeti çok iyi, fizik olarakta güçlü bir oyuncu olan Jose için Mourinho "Potansiyeli çok yüksek ve ileri de A takımın vazgeçilmezlerinden birisi olabilir" demişti.
Son olarak Wesley Sneijder. Kendisi ve Galatasaray hakkında sayfalarca yazılar yazabiliriz. Galatasaray'a gelmiş en önemli bir kaç futbolculardan biris ve insan olarakta çok sempatik. "Fener Ağlaması" ile zirve yapan Sneijder, bu sene de takımı taşıyan futbolcu olacaktır. Geçen sene attığı kritik goller ile şampiyonluğun bir numaralı mimarı olan Sneijder ile yeni sözleşme imzalamayı becerememiş olması da Galatasaray yönetiminin hanesine bir eksi olarak yazılmakta.
Yukarı da ki isimleri görünce bile ne kadar yetersiz bir hücum gücümüz olduğu gözlerden kaçmıyor. Bunların arasında ki en kötü isim Sercan ile başlayalım. Hiç bir yeteneği olmayan, Bursaspor döneminde menajerinin şişirdiği Sercan'ın Galatasaray'a transferi başlı başına bir hataydı. Galatasaray'a geldikten sonra hiç bir şey veremeyen İstanbul gecelerinin yıldızı Sercan, Balıkesirspor forması altında Galatasaray'a karşı attığı gol ile de kredisini doldurdu zaten. Hamza Hamzaoğlu'nun hala Sercan kalacak demesi akıl alacak bir iş değil. Bu sene bol bol ıslıklara doyacak olan Sercan, bir an önce bu kulüpten gönderilmelidir. Hiç bir şekilde Galatasaray formasına yakışmıyor.
Trabzonspor'dan geldikte sonra bir kaç maçta sol bek oynayan ve bir kaç maç dışında vasatı geçemeyen Olcan'da artık Galatasaray kariyerinin sonuna geldi. Bu oyuncular hakkında uzun uzun yazmaya gerek olduğunu düşünmüyorum çünkü hiç bir şekilde takımda tutulmamaları gerekiyor. Bu takıma verecekleri hiç bir şey yok.
Galatasaray forması altında izlediğim en yeteneksiz forvetlerden birisi olan Umut'un da bir an önce takımdan gönderilmesi gerekiyor. Yaşı nedeniyle pres özelliğini de kaybetmiş olan Umut'un takıma verebildiği hiç bir şey yok. Yedek kulübesinden oyuna girince bırakın skora etki etmeyi, bulduğu çok net fırsatları da cömertçe harcayan ve adeta rakip takımın 12. oyuncusu gibi davranan Umut'u beğenip takım da tutmak isteyen Hamza Hamzaoğlu büyük hata yapmakta.
Geçen sene sürpriz bir çıkış yapan ve kimsenin beklemediği bir performans sergileyen Yasin'e biraz haksızlık yapılıyor. Bana göre bu sene de üstüne koyacaktır ve takımın değişilmezlerinden birisi olacaktır. Yasin, Galatasaray için çok büyük bir kazanç.
Galatasaray'ın genç yeteneği Sinan, ne yapsa Hamza Hoca'ya yaranabilmiş değil. Çoğu yeteneksiz futbolcuya verdiği şansı Sinan'a vermeyen Hamza Hamzaoğlu bu konu da adaletsizliğin kralını yapıyor. Gerçekten çok büyük bir potansiyele sahip olan Sinan, hoca kurbanı olacak gibi. Eğer takım da kalıp düzenli bir şekilde forma giyemeyecekse umarım orta seviyeli bir takıma gider ve kariyerini kurtarır çünkü burada büyük bir hoca adaletsizliğine uruyor.
Son olarak Lukas Podolski ve Burak Yılmaz. Bu sene takımın değişilmezleri olacaklar. Podolski çok hırslı, çok sempatik ve takımla da iyi anlaşıyor. Hazırlık maçlarında ortaya koyduğu performansta şuana kadar çok olumlu. Maliyet olarakta harika bir transfer. Bence çok iyi bir sezon geçirecek. Ben Burak'ın hiç bir şekilde bu takımın forveti olduğunu düşünmüyorum, bana göre kesinlikle yetersiz, özellikle tek forvet oynamak için. Bırakın Şampiyonlar Ligi'ni ligde bile forvet Burak'sa ileri de baskı kurmakta zorlanıyoruz. En basit örnekleri son oynadığımız Beşiktaş ve Bursaspor maçları. Takım ileri çıkamıyor çünkü Burak ileri de pozisyon alamıyor ve top tutamıyor. Bize kesinlikle çok iyi bir forvet lazım olduğu aşikar.
Bana göre takımın olmazsa olmaz eksikleri sağ bek ve stoper öncelik olarak. Sonra ortasahanın ortasına, sağ kanada ve forvete de transfer lazım. Yedek kaleci eksiğini de unutmayalım. Bu kadro ilerisi için pek ümit vermiyor, zaten hazırlık maçların da da berbat bir futbol vardı saha da. Geçen sene de kötü oynayarak şampiyon olduğumuzu düşünürsek mutlaka bize takviyeler şart. Bunu yapacak yönetim ve teknik kadro mevcut mu? Bence, hayır. Şampiyonlar Ligi'nde geçen sene her maç 4 yiyen takımın üzerine ekstra bir şey koyamadığımız için bence bu sene de Şampiyonlar Ligi'nden erken eleneceğiz. Ligde ise konumumuzu rakiplerin performansları belirleyecek gibi. Bu kadro 3 kulvarı ne kadar götürebilir orası da tartışılır.
Ben Galatasaray'da bu sene erken seçim ve hoca değişikliği bekliyorum; eğer bu kadroya güvenirlerse.