Gelişmiş uzaylı medeniyetler Güneş yüzünden bizimle iletişime geçmemiş olabilir

Nesiller boyunca bilim insanlarının içinden çıkamadığı insanlık dışı varlıkların olup olmaması konusu günümüzde de irdelenmeye devam ediyor. Gelişmiş uzaylı medeniyetlerin istatistiksel ve olasılıksal olarak var olduğu kabul edilse de henüz hiçbir kanıta ulaşamamış olmamız büyük bir paradoksu ortaya koyuyor. Yapılan yeni bir araştırmaya göre ise belki de uzaylıları fark etmememizin nedeni, Güneş Sistemi ve dolayısıyla Güneş’in onların kriterlerine uymamasıdır.

Ayrıca Bkz.NASA gelecekteki Ay görevleri için üç Orion uzay aracı daha sipariş etti

Arxiv’de yayınlanan yeni bir makale, yıldız türlerine odaklanarak konuyu ele alıyor. Genişleme evresinde olan gelişmiş uygarlıklar için her yıldız türünün arzu edilmediği öne sürülüyor. Düşük kütleli yıldızlar, özelikle Kırmızı ve Mavi cüce yıldızlar, uzun ömürlü medeniyetler için en iyi kolonileşme hedefi olabilir. Zira bu tür yıldızlar, Güneş gibi Sarı cüce yıldızlarla kıyaslandığında çok daha uzun ömürlüdürler.

Bu konuda denklemler ve paradokslar ne diyor?

Ancak bir de Fermi paradoksu var. Enrico Fermi ve Michael Hart tarafından oluşturulan bu paradoks, galaksideki uygarlıkların sayısıyla ilgili yüksek tahminleri ve bu uygarlıklardan henüz hiçbirini görmememiz, fark etmememiz çelişkisini ele alıyor.

Yapılan yeni araştırmanın cevabı ise daha önce dikkat etmediğimiz bir faktörü ortaya koyuyor. Belki de Güneş Sistemimiz, uzun ömürlü, hızla genişleyen uygarlıkların arzu ettiği şeyi sunmuyor: Doğru yıldız türü.

Galaksimiz sadece 650.000 yılda fethedilebilir

Hesaplamalara göre genişlemek isteyen akıllı ve gelişmiş bir uygarlık galaksimizi kısa sürede fethedilebilir. Uygarlıkların en yakın 100 yıldıza gidip kolonileşmesi ve bunu tekrarlaması sayesinde sadece 650.000 yılda galaktik bir uygarlık sağlanabilir. Dolayısıyla şimdiye kadar gelişmiş bir uygarlık şimdiye kadar insanlıkla temas kurmuş olmalıydı.

Yıldızımız Güneş, onlar için uygun olmayabilir

Sonuç olarak tüm bunlar esasında birer matematiksel tahmine dayalı hesaplama konumunda. Doğru olabilecekleri gibi yanlış varsayımlar da içerebilirler. Ayrıca bu yaklaşımlar önyargı da içermekte. Zira uzay boşluğundaki insanlık dışı bir uygarlığın, güdülerini ve isteklerini bilemeyiz. Zamanı nasıl algıladıkları, ne kadar uzun yaşadıkları, bireysel değil de kolektif bir topluluk biçimi olup olmadıkları ve hatta artık organik temelli bile olmayabilecekleri gibi yüzlerce farklı durum söz konusu. Belki de yayılma gibi bir arzuları da yoktur.

Halihazırda SETI (Dünya Dışı Akıllı Yaşam Araştırma) projesi gibi oluşumlar bulunuyor. Bilim insanları farklı medeniyetleri aramayı sürdürüyor. Bizden farklı bir medeniyeti bulup bulamayacağımız sorusu ise halen daha cevapsız.