Harry Potter : Hogwarts Legacy | PS4 - PS5 ANA KONU - 10 Şubat 2023 (32. sayfa)

En İyi Büyücülük Oyunu: Detaylarıyla Hogwarts Legacy

PlayStation Türkiyeyoutube

PlayStation Türkiye'den herkese selamlar. Bu videomuzda büyük heyecanla beklenen Hogwarts Legacy hakkında başlangıçta bilmeniz gereken bazı detayları anlatmak istedik. Sizin de oyunla ilgili düşüncelerinizi yorumlara bekliyoruz. Bizi diğer sosyal medya hesaplarımızdan da takip ederek PlayStation hakkında en güncel paylaşımlardan, haberlerden, çıkmış veya çıkacak olan oyunlardan en hızlı şekilde haberdar olabilirsin! Facebook: https://www.facebook.com/PlayStationTR/ Twitter: https://twitter.com/PlayStationTR Instagram https://www.instagram.com/PlayStationTR/

https://www.youtube.com/watch?v=kCHRUHWQ9Ng

Ağır bir Harry Potter hayranı olmama rağmen oyun beni çok çekmedi içine.

Evet ilk başlarda oyun mükemmel geliyor, Hogwarts kocaman geziyorsunuz, süpürgeyle uçuyorsunuz, Hogsmeade'e gidiyorsunuz ama bunları yaptıktan sonra oyunda yaptıklarınız keyif vermiyor. Görevler çok sıradan ve tekrara düşüyor, hikaye ortalama, NPC ile etkileşim yok. 2011'deki Skyrim'de bile daha çok NPC etkileşimi var.

Sayfa topla, şunu topla derken adım başı "revelio" yapıyorsunuz. Bulduklarınız tatmin etmiyor, her yerden sayfa topluyorsunuz. Merlin'in sınavları 5 yaş çocuk işi gibi.

13. seviyeye kadar geldim sarmadı oyun güzel ama bir yere kadar bir yerden sonra sıkmaya başlıyor ve çok fazla dialog var.

Hogwarts Legacy'yi 67 saat sonunda, hard zorlukta, her yeri keşfedip haritada yapılacak hiçbir şey bırakmadan bitirdim. Aslında bitireli 2-3 hafta falan oldu fakat hem işim gereği bir süredir İstanbul'da olmadığım için, hem de EA Play Pro'nun 1 aylık süresi bitmeden Dead Space Remake'i bitirmekle uğraştığım için bu yazıyı anca şimdi yazabildim   Öncelikle belirtmeliyim ki ben büyük bir HP hayranıyım. Kitaplarını küçüklüğümden beri onlarca kez okudum, filmleri yine aynı şekilde onlarca kez izledim. PS1 ve PC'ye çıkmış bütün Harry Potter oyunlarını da yine 3-4 kere bitirdim. Özellikle ilk 3 oyun ve Zümrüdüanka Yoldaşlığı'nın bende yeri çok ayrıdır. Hiç beğenilmeyen Ateş Kadehi ve Ölüm Yadigarları oyunlarını bile seve seve bitirmiştim, fanlığım o boyutta yani :) Böyle biri olarak söyleyebilirim ki Hogwarts Legacy, bütün o eksikliklerine rağmen benim için unutulmaz ve nefes kesici bir deneyim oldu. O dünyanın içine girip vakit geçirmekten aldığım zevki kelimelere dökmem çok zor. Eğer objektif olmayacak olsam direkt herkese önerip buradan sonra yazmaya devam etmezdim ama tabii fanboyluğu bir tarafa bakıp uzun ve detaylı bir artı-eksi incelemesi yapacağım yine de. Hemen olumlu yönleriyle başlayayım :

++ Oyunun en büyük artısı ve en çekici yanı şüphesiz Harry Potter evrenini ve atmosferini muazzam biçimde yansıtması olmuş. Hogwarts, Hogsmeade, Yasak Orman ve okul çevresi tasarımı kelimenin tam anlamıyla büyüleyici. Özellikle Hogwarts, oyun dünyasında bugüne kadar görmüş olduğum en etkileyici iç mekan tasarımlarından biri olabilir. Kitap ve filmlerdeki tasviri öyle güzel aktarmışlar ki... Yapımcıların evrene olan tutkusunu çok net bir şekilde hissedebiliyorsunuz. Oyunun bir hikayesi, herhangi bir combat veya bulmaca sistemi olmasaymış bile sırf oralarda gezinmek için 5-10 saat başından kalkmazdım herhalde

++ Oynanış ve combat sistemi oldukça hoşuma gitti. Oyun çıkmadan önce izlediğim videolarda işin o kısmı sanki böyle çerezlik, sıradan olacakmış gibi hissettirmişti ancak feci yanılmışım. Combat sistemi bana kalırsa harika olmuş. Büyülerin farklı farklı işlevleri, düşman tipine göre bazılarının daha etkili veya etkisiz olması, çeşit çeşit büyü kombosu yapabilmek, büyü hissiyatının tatmin edici olması, ancient magic'in bitirici vuruşları, etraftaki nesneleri aktif biçimde kullanabilmek, akıcı ve görsel olarak hoş animasyonlar derken savaş dinamiklerinden son derece memnun kaldım. Büyülerin kullanım şekli ve sayısı da bence yeterliydi. 'Şu da şöyle mi olsaydı acaba' dediğim sadece tek bir şey oldu, ileride ondan bahsedeceğim. Uçmak ve bulmacaları keşfetmek de oldukça pratik, akıcı ve rahat olmuş

++ Yetenek sistemi sade ama yeterli olmuş. Hiçbiri gereksiz hissettirmediği gibi büyük bir çoğunluğu da oynanışı oldukça geliştirip çeşitlendiriyor. Ayrıca küçük bi detay ama o yeteneği aldığınız zaman nasıl bir etkisi olacağını menüde küçük bir video ile gösteriyor olmaları da güzel

++ Görselliği beğendim. Evet kaplama kalitesi olarak bakıldığı zaman belki günümüz standartlarının biraz gerisinde fakat sanat tasarımı, ışıklandırma gibi konularda gayet başarılı bir iş çıkarmışlar ve genel olarak bakıldığında nerdeyse hiçbir şey sırıtmıyor

++ Transmog sistemine bayıldım, bu olay kesinlikle her oyunda ve direkt bu şekilde uygulanmalı bence. Bilmeyenler için de söyleyeyim: Transmog dediğim şey; görünüşünüzü, üstünüzdeki seviyenize uygun kıyafetlerden bağımsız olarak özelleştirebildiğiniz sistemin adı

++ Oyunun dünyasındaki küçük ama immersive etkileşimler hoşuma gitti. Genelde 'dünyası çok ölü' yorumları yapılıyor, tabii ki bi Rockstar, Naughty Dog kalitesinde falan değil ama okulda gezerken öğrencilerin başına gelenler, kendi aralarındaki muhabbetleri, okuldaki cisimlerle girebildiğimiz etkileşimler falan öyle aşırı çeşitli, über süper olmasa da böyle küçük çaplı bir firmanın ilk açık dünya yapımı için bence son derece yeterli olmuş. Bu adamlardan direkt bi GTA V, RDR2, Witcher 3 seviyesinde bir açık dünya canlılığı bekleyip hayal kırıklığı yaşayan oyuncuları pek anlayamadım doğrusu. Ha devam oyunları gelir ve aynı şey devam ederse ben de eleştiririm orası ayrı

++ Ana hikayesini aslında eleştirildiği kadar kötü bulmadım. Ancient Magic ve Isidora gizemini merakla takip ettim. Bu açıdan ilgimi çekti fakat önemli problemleri de vardı, negatif kısımlarda bahsederim ondan

++ Companion görevleri kesinlikle ana görevlerden çok daha akılda kalıcı, heyecanlı ve vurucuydu. Natty, Poppy ve özellikle Sebastian'ın bütün yan görevlerini yapmadan oyunu bitirmiş bir kişi, eksik bir deneyim elde etmiş olur

++ Ölüm Yadigarları görevi :) Hani evreni bilmeyen biri için belki sıradan bir sekanstı fakat HP hayranları için oldukça etkileyiciydi diyebilirim

++ İhtiyaç Odası içerik ve tasarım olarak çok güzel. Odadaki Crafting işlerinin, fantastik hayvanların falan oyuna tematik olarak yediriliş biçimini sevdim

++ Mevsim geçişleri olması Harry Potter ruhunu yansıtmayı başarmış. Film ve kitaplardaki o geçiş duygusunu vermekte önemli bir rol oynamış

++ Müzikler ve sesler yine HP evrenine son derece uygun, hem yeni bestelenen hem filmlerden alınan tınılar insanı mutlu etmeyi başarıyor

++ Affedilmez Lanetler'in oyuna eklenmiş olması çok hoşuma gitti. Özellikle Avada Kedavra'yı öğrenip yetenek menüsünden de lanetli herkesi aynı anda öldürebilme skill'ini açtıktan sonra ortalığı kaosa çevirmek çok tatmin ediciydi

Artılardan yeterince bahsettim, şimdi de gelelim oyunun objektif açıdan eksik, yetersiz ama bana yaşattığı genel tecrübe açısından çoğuna öyle aman aman takılmadığım olumsuz yanlarına :)

-- Oyunun en büyük problemi PC'de deneyim edenler için şüphesiz optimizasyon sıkıntısı. 3060Ti - R5 5600X - 16GB RAM'li sistemimde 1080p'de anca High ayarlarda, RT kapalı ve DLSS açıkken tatmin edici bir performans alabildim ki o performansı bile bunların dışında herkesin bahsedip önerdiği o çeşit çeşit alternatif optimizasyon sağlama tavsiyeleriyle başarabildim. Ve bütün bunlara rağmen de öyle kusursuz, yağ gibi akan bir halde değildi, sadece stuttering'leri önemli ölçüde azaltabildim. Zaten oyunun asıl problemi yüksek fps verememesi değil, sürekli anlık takılmalar barındırmasıydı. İşin konsol tarafında da gördüğüm kadarıyla 60fps sağlamak için görsellikten son derece ödün verilmiş

-- Ana hikaye önemli problemlere sahip. Öncelikle kötü adamlarımız Ranrok ve Rookwood çok silik ve etkisizler. İnsanda en ufak bir korku veya tehlike duygusu uyandırmıyorlar. Onun dışında hikayenin sunum şekli de hem sinematik açıdan hem de diyalog kalitesi açısından son derece yetersiz ve basit

-- Üstte oynanışla alakalı tek bir sıkıntım olduğundan bahsetmiştim, o da saldırı gelmek üzereyken çıkan tehlike ikonunun bizim karakterimizin kafasının üstünde çıkması. Oyunda bir close combat yok, düşmanlarla hep bi mesafeden savaşıyoruz ve doğal olarak combat esnasında gözümüz kendi karakterimizden çok ilerideki düşmanların üstünde oluyor. Böyle olunca da kalabalık savaşlarda, onca büyü ve düşman arasında kendi kafamızdaki ikonu görmek son derece zorlaşıyor. Sistem aynı Batman oyunlarındaki gibi ikonun düşmanların kafasında çıkması şeklinde olmalıydı bence. Ayrıca block ve dodge ikonlarının nerdeyse aynı renkte olması da beni rahatsız etti. Birini mavi birini kırmızı, birini yeşil birini sarı falan yapsalarmış keşke. Biri kırmızı biri turuncu olunca bazen çok karışıyor

-- Şu menzilimizde olan düşmanın, etrafında beyaz bir hat ile belirtilmesi olayını oyun dünyasına kim getirdiyse... Genelde Ubisoft oyunlarında olan ve hiç sevmediğim bu unsur, maalesef Hogwarts Legacy'de de vardı

-- Sinematikleri durduramıyorsunuz

-- Açık dünyası genel olarak Ubisoft mantığında (Hogwarts'ın içi hariç neyse ki). Okul dışındaki yan görevlerin çoğu hem içerik hem de sunum anlamında zayıflar. Hele o mağaralar neydi öyle ya!!! Ya dümdüz koşup gidip sandığı açıp çıkıyorsunuz ya da şanslıysanız çok basit, kendini tekrar eden 10 saniyelik bi bulmaca çözüyorsunuz. Belli ki mağaraları aslında daha detaylı ve çeşitli tasarlamak istemişler en başta ama zaman yetmemiş. Ayrıca Merlin bulmacaları da başta iyi güzeldi de 95 tane koymaya ne gerek vardı yani anlamadım. Hani 20 çeşit bulmaca olsa ve her birinden ortalama 5 tane yapsak neyse de 7-8 çeşit bulmacanın her birini 12-13 kez yapınca bayıyor. Bulmacaları aslında eğlenceli fakat dediğim gibi ya daha fazla olmalıydı ya da toplam Merlin Trials sayısı daha az olmalıydı

-- Okul hayatını, dersleri ve arkadaşlıkları sadece ana görev ve büyü öğrenme görevleriyle sınırlandırmışlar. Bu oyundaki en büyük beklentilerimden biri; okul ve ders sisteminin Bully'deki gibi olmasıydı fakat beklediğimi bulamadım. Keşke ondaki gibi derslerin belli günleri ve saatleri olsaydı ve her dersin bi geçme notu, mini oyunu falan olsaydı. Yine okulda edindiğimiz arkadaş sayısı az ve bunları da sadece görevlerde görebiliyoruz

-- Arkadaş Alohomora gibi en basit ve sıradan büyüyü neden oyunun 10.saatinde ekleyip bi de level sistemi barındırıp bi de üstüne her bir kilidi açmak için o gereksiz mini oyunu koyarsınız ki... Gidip derslere farklı mini oyunlar koymanız gerekirken kilit açma büyüsüne koymayı kim akıl etmiş acaba?

-- Düşman çeşitliliği yeterli değil. Hiç değilse bari Ruh Emiciler ve Patronus büyüsünü de ekleseydiniz

-- Oyun 1800'lü yılların İngiltere'sinde geçiyor fakat ne hikmetse oyunda 1 tane bile İngiliz yok. Karakterlerin %95'i Hintli, Asyalı, Afrikalı falan. Hatta transgender bi karakter bile koymuşlar. Yani şimdi yanlış anlaşılmak istemem de bu oyun günümüzde geçmiyor ki ya, oyundan 100 yıl geçen kitap serisinde bile böyle bi etnik çeşitlilik yokken sırf SJW uğruna yine ne kadar ''azınlık'' varsa çoğunluk hale getirmişler. Netflix dizisi kıvamına gelmiş durum, o kadar diyeyim. Bu konuda Dost Kayaoğlu yaptığı incelemede resmen duygularıma tercüman olmuş

-- Mevsim geçişleri iyi güzel dedim de orada da şöyle bir sıkıntı var, oyunun görsel olarak en güzel ve canlı göründüğü mevsim yaz. Ama yaz mevsimi oyunun sadece en başlarında, Hogwarts'ın içinden doğru düzgün çıkmadığımız zamanlarda ve oyun bittikten sonra yapacak bir şey kalmamışken oluyor. Onun dışında açık dünyayı keşfettiğimiz kısımlar hep soluk sonbahar ve her şeyin karla kaplı olduğu kış mevsimlerine denk gelmiş. Bunun dengesine biraz ayar çekilebilirdi bana kalırsa

-- Oyun ilk yarısından sonra çabuk kolaylaşıyor. Hard en üst zorluk ve eğer ana görevlerden yardırmayıp crafting'e de biraz önem verirseniz oyunun ortalarından sonra God Mode açmış gibi gezebilirsiniz. Hele bir de kıyafetlere ''damage büyülerinin hasarını arttırma'' rünü eklerseniz nerdeyse her şeye tek atıyorsunuz. Tavsiyem oyunu mutlaka hard'da oynayın o yüzden

-- Lanetler oyunda pek de Affedilmez değiller. Genel anlamda yarattıkları her şey HP lore'una son derece uygunken lanetleri kullanmanın hiçbir olumsuz etkisi olmaması üzdü. Buradan da oyunun bir karma sistemi yani seçim-sonuç kurgusu barındırmamasını eleştirebilirim. Bu aslında benim aşırı takılmadığım fakat devam oyununda mutlaka olması gerektiğini düşündüğüm bir durum oldu

-- Quidditch maalesef yok. Aslında ortam hem iyi bir uçma sistemi hem de sahası falan bile varken çok müsaitmiş fakat buna da belli ki zamanları veya güçleri yetmemiş. Devam oyununda veya gelecek bir DLC'de çok büyük ihtimalle detaylı bir Quidditch olacaktır (böyle istediğimiz mevkide oynayabileceğimiz ve her mevkiinin farklı bir gameplay mekaniği barındırdığı)

İşte böyle. Hogwarts Legacy benim yıllardır beklediğim (ta duyurulmadan önce bile hayallerimde kurup beklediğim ), içinde vakit geçirirken çok büyük zevk aldığım ve HP hayranı olan herkese gönül rahatlığıyla önerebileceğim bir yapım olmuş. Objektifliği bir kenara bıraktığımda; bana verdiği tatmin hissi açısından nerdeyse bir Witcher 3, RDR2, GOW, Max Payne 1-2 seviyesinde. Fakat objektif olmak gerekirse de önemli artılarının yanında rahatsız edici eksilerinin de olduğu, ortalama üstü fakat mükemmel olmaktan uzak bir oyun. Puan vermem gerekirse de fanboy tarafım 95, objektif tarafım 75 verir. Hadi ortasını bulalım 85 olsun :)

Oynayan oynamıştır muhtemelen ama yeni oynayacaklar için söylüyorum eğer televizyonunuz destekliyorsa HFR yerine Performance + Unlocked Framerate modunda oynayın. Akıcılık ikisinde de 60 fps üstünde ve çok benzer hissettiriyor ama üstüne daha yüksek çözünürlükte oynamış oluyorsunuz... Fark aşağıdaki gibi:

LEVEL Nisan Mayıs sayısından

değil ps5 kapalı sistem

kırık ps4 lere çıkartırlar sanırım.

Warner Bros., Hogwarts Legacy'nin lansmanından bu yana 15 milyon kopya sattığını söylüyor.

Shinobi602twitter

“Hogwarts Legacy has passed 15 million copies sold since launch, says Warner Bros. Via: https://t.co/CKxgWkFQwW”

https://twitter.com/shinobi602/status/1654495001110298626

Merhaba ps 5 te oyunu aldik ama ps4 te acamiyoruz neden olabilir hesabi 4te ana hesap yaptim hala ayni