Şimdi Ara

HAYATINIZI DEĞİŞTİRECEK OLAN ŞEY (ALINTIDIR)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
4 Misafir (1 Mobil) - 3 Masaüstü1 Mobil
5 sn
30
Cevap
3
Favori
4.745
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
3 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 12
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • ALINTIDIR… (2. linkten okursanız daha iyi olur kopukluk gider.)

    http://www.incisozluk.com.tr/w/hayat%C4%B1n%C4%B1z%C4%B1-k%C3%B6kten-de%C4%9Fi%C5%9Fterecek-olan-%C5%9Fey/sahibi/1/(yalnızca yazarın girdileri.)
    http://www.incisozluk.com.tr/w/hayat%C4%B1n%C4%B1z%C4%B1-k%C3%B6kten-de%C4%9Fi%C5%9Fterecek-olan-%C5%9Fey/(tüm girdiler 25. sayfaya kadar ana konu, 25 ten 273 e kadar soru cevap ve sonuçlar)
    Hayattan zevk almayı garanti ediyorum beyler. Hatırlayanlar vardır belki birkaç ay öncede aynı konuyu açmıştım. Yazanları yarısını uyguladım ve şu anda hayattan 60 kilosunun 59 u ta*ak olan adam gibi zevk alıyorum. (Admin konuyu silmişti.)

    Süreç kişiden kişiye farklılık göstermektedir.

    Beyler arada uplarsanız hoş olur üstte durur başkaları da faydalanır. (Başkalarını da düşünenler böyle yapıyor.)

    https://www.youtube.com/watch?v=oNmXH2uN0Do Beyler bağımlılıklarınızı ortadan kaldırmakta etkili bir yöntem.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi tanisiyormuyuz31 -- 30 Nisan 2016; 16:50:57 >







  • Yapay Zekanın Yanıtı

    HAYATINIZI DEĞİŞTİRECEK OLAN ŞEY (ALINTIDIR)

    Hayatınızın kontrolünü ele almak ve hayallerinize ulaşmak mı istiyorsunuz? Hayatınızı kökten değiştirecek, geleceğiniz için bir temel oluşturacak 31 güçlü ipucuyla tanışın.

    31 Çekmeyince Ne Olur?

    31 çekmemek, hayatınızın çeşitli yönlerini etkileyebilir:

    • Fiziksel sağlığınız zayıflayabilir.
    • Duygusal dengesizlikler yaşayabilirsiniz.
    • İlişkilerinizde sorunlar ortaya çıkabilir.
    • Kariyerinizde ilerlemeniz durabilir.

    Hayatınızı Değiştirecek İpuçları:

    • Hedeflerinizi net bir şekilde tanımlayın.
    • Gerçekçi adımlar atın ve sabırlı olun.
    • Olumlu bir zihniyet geliştirin ve kendinize inanın.
    • Çevrenizdeki insanlardan destek alın.
    • Finansal durumunuzu kontrol edin.
    • Sağlıklı alışkanlıklar geliştirin.
    • Sürekli öğrenin ve kendinizi geliştirin.
    • Anınızı yaşayın ve her anı değerlendirin.
    • Korkularınızın üstesinden gelin.
    • Şükredecek bir şeyler bulun.

    Bu ipuçlarını uygulamak, hayatınızda olumlu değişiklikler yapmanıza ve hedeflerinize ulaşmanıza yardımcı olacaktır. Unutmayın, değişim zaman alır, ancak sabır ve azimle hayallerinizi gerçeğe dönüştürebilirsiniz.

    Yapay Zekanın Yanıtını Genişlet
  • Süreç kişiden kişiye farklılık göstermekterdir.
    kazanacaklarınız :

    - iş hayatında başarı

    - kız mevzularında başarı

    - okulda başarı

    - kısacası hayatın her alanında başarı amk

    azimli olanlar hayatını değiştirmeye başladı beyler. gazanız mübarek olsun.

    biliyorum en başta bana küfür edeceksiniz, lanet edeceksiniz amk, defalarca vazgeçeceksiniz, ama gerçek kurtuluşun bu yolda olduğunu eninde sonunda farkedeceksiniz ve anlayacaksınız..
    beyler biraz ön bilgi vereyim
    kısa sürebilir, sayfalarca hikaye yazmayacağım

    hayatınızı değiştirebilmek için elinizdeki en büyük kozu anlatacağım.

    dediğim gibi sazan.avi falan değildir,

    anlatacağım şeylerde en önemli şey azim ve kararlılık olacak, ve mekanizmaları anlamak.

    unutmayalım dünyada hiçbirşey karşılıksız değildir, bi fedakarlık yaparsın ve bişey kazanırsın.

    sizin fedakarlığınız sonucunda kazanacağınız şey başka bir hayat olacak, hatta bilgelik olacak.
    başlıyorum beyler :

    öncelikle kendimden başliyorum nasıl bir insan olduğumdan ve nasıl bi karakterden geldiğimden

    kendimi tam bir ferre ve ciks bağımlısı olarak nitelendirsem yalan olmaz

    ilk 31 imi 12.5 yaşında filan çekmiştim ki hiç unutmam. gerçekten küçüktüm, arkadaşlarım 15 yaşında başlarken ben onlardan 2.5 sene önce başlamıştım bu işe

    müthiş bi zevkti ve bu zevkin hayatıma girmesinden son derece memnundum.

    annemin aldığı cosmopolitan dergilerine bakıp günde 3 posta giderken

    yaş 15 e geldiğinde 4-5 e kadar çıkmıştı .

    15 ten sonra ciks dergileri furyası başladı.. gidip ordan burdan sıfır kuşe kağıda baskı ciks dergileri alır, onlara bakarak çekerdim.

    türk dergilerinin yanında hustler ve penthouse favorilerimdi. adamın yarağı bi sayfadan başlar karşı sayfaya kadar uzardı, aradan zımbalanmış şekilde, biraz dalgalı ilerlerdi. heygidi günler..

    düşünün beyler 12.5 13 yaşından 15 yaşına kadar 2 sene her gün 3-4 yerine göre 5 posta 31 çektiğinizi düşünün..
    bu arada yaşım 27 beyler, gel zaman git zaman öss vakitleri geldi. ben bu arada ekseriyetle 31 çekiyorum. gece yatmadan, o zaman bu zaman. duş almaya yetişemiyorum. babam bıyık altından gülüyor amk.

    lise yıllarım 31 dolu yıllardır. okulda gördüğüm envayi çeşit külot, bacak, çatallarla öyle güzel öyle zevki 31 ler düzüyordum ki..

    yaş geldi 17-18 e öss zamanları başladı.

    beyler çok enteresan bişey farkettim o zamanlar, kendimi gözlemeye başlamıştım yavaştan.

    31 çekmeden derse asla konsantre olamiyordum . 31 çekmeden ders çalışmak işkenceydi amk.

    31 i çektikten sonra rahatça dersimi çalışıyordum.

    evet beyler olayın kilidi işte burda.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: tanisiyormuyuz31

    Süreç kişiden kişiye farklılık göstermekterdir.
    kazanacaklarınız :

    - iş hayatında başarı

    - kız mevzularında başarı

    - okulda başarı

    - kısacası hayatın her alanında başarı amk

    azimli olanlar hayatını değiştirmeye başladı beyler. gazanız mübarek olsun.

    biliyorum en başta bana küfür edeceksiniz, lanet edeceksiniz amk, defalarca vazgeçeceksiniz, ama gerçek kurtuluşun bu yolda olduğunu eninde sonunda farkedeceksiniz ve anlayacaksınız..
    beyler biraz ön bilgi vereyim
    kısa sürebilir, sayfalarca hikaye yazmayacağım

    hayatınızı değiştirebilmek için elinizdeki en büyük kozu anlatacağım.

    dediğim gibi sazan.avi falan değildir,

    anlatacağım şeylerde en önemli şey azim ve kararlılık olacak, ve mekanizmaları anlamak.

    unutmayalım dünyada hiçbirşey karşılıksız değildir, bi fedakarlık yaparsın ve bişey kazanırsın.

    sizin fedakarlığınız sonucunda kazanacağınız şey başka bir hayat olacak, hatta bilgelik olacak.
    başlıyorum beyler :

    öncelikle kendimden başliyorum nasıl bir insan olduğumdan ve nasıl bi karakterden geldiğimden

    kendimi tam bir ferre ve ciks bağımlısı olarak nitelendirsem yalan olmaz

    ilk 31 imi 12.5 yaşında filan çekmiştim ki hiç unutmam. gerçekten küçüktüm, arkadaşlarım 15 yaşında başlarken ben onlardan 2.5 sene önce başlamıştım bu işe

    müthiş bi zevkti ve bu zevkin hayatıma girmesinden son derece memnundum.

    annemin aldığı cosmopolitan dergilerine bakıp günde 3 posta giderken

    yaş 15 e geldiğinde 4-5 e kadar çıkmıştı .

    15 ten sonra ciks dergileri furyası başladı.. gidip ordan burdan sıfır kuşe kağıda baskı ciks dergileri alır, onlara bakarak çekerdim.

    türk dergilerinin yanında hustler ve penthouse favorilerimdi. adamın yarağı bi sayfadan başlar karşı sayfaya kadar uzardı, aradan zımbalanmış şekilde, biraz dalgalı ilerlerdi. heygidi günler..

    düşünün beyler 12.5 13 yaşından 15 yaşına kadar 2 sene her gün 3-4 yerine göre 5 posta 31 çektiğinizi düşünün..
    bu arada yaşım 27 beyler, gel zaman git zaman öss vakitleri geldi. ben bu arada ekseriyetle 31 çekiyorum. gece yatmadan, o zaman bu zaman. duş almaya yetişemiyorum. babam bıyık altından gülüyor amk.

    lise yıllarım 31 dolu yıllardır. okulda gördüğüm envayi çeşit külot, bacak, çatallarla öyle güzel öyle zevki 31 ler düzüyordum ki..

    yaş geldi 17-18 e öss zamanları başladı.

    beyler çok enteresan bişey farkettim o zamanlar, kendimi gözlemeye başlamıştım yavaştan.

    31 çekmeden derse asla konsantre olamiyordum . 31 çekmeden ders çalışmak işkenceydi amk.

    31 i çektikten sonra rahatça dersimi çalışıyordum.

    evet beyler olayın kilidi işte burda.
    neden 31 e ihtiyaç duyuyoruz, neden kritik bi işe başlamadan önce, sigara yakıp öyle başlıyoruz, neden gergin, endişeli konsantre olmak istediğimiz zaman sigara içiyoruz, 31 çekiyoruz ?

    beyler herşey neden sorusuyla başlar..
    evet beyler kendi hayatımdan devam ediyorum.

    yaşım gelmiş 22 ye, hala tamgaz 31 e devam amk..

    10 senedir istisnasız hergün 31 çeken, çekmediğim günlerde de bunun acısını çıkararak ekstra 31 çeken bir adamdım.

    hayatım pek iyi gitmiyordu açıkcası.

    çocukluğumda, 9-10-11 yaşlarımda hayatı güzel yaşadığımı, mutlu olduğumu daha iyi hayat sürdüğümü farkettim.

    22 yaşımdaki halimi, 31 ile tanışmadan önceki halimle kıyasladığım zaman ;

    1. çok daha duygusaldım, depresiftim.

    2. çok daha fazla konsantrasyon sorunu çekiyordum. 31 çekmeden ders çalışamiyordum.

    3. konuşmalarım biraz malca olmaya başlamıştı, akıcı konuşamıyordum, konuşurken sebep sonuç ilişkileri kurup, çıkarımlar yapamiyordum ve karşımdakini ikna yeteneğimi yitirmiştim.

    4. ve en önemlisi, hayattan eskisi kadar keyif almiyordum.
    ve beyler gel zaman git zaman, ben biz kıza aşık olup 5 kere red edilip ağır bi depresyona girince, kayışlar koptu.

    beyler hayatınızın aşkıyla gerçekten karşılaştıysanız, ve o kızın size ait olması fırsatını ilelebet elinizden kaçırdıysanız, ve koy zütüne rahvan gitsin kafasında değilseniz major depresyona girmeniz bi nevi kaçınılmazdır amk.

    major depresyon yanında promosyon olarak gelen hastalıklar vardı ki, bunlar anksiyete bozukluğu, sosyal fobi, ve okb gibi hastalıklardır.

    kısacası bütün ruhsal dengemi yitirmiştim.

    pgibiyatriste gittim, bana ilaçlar verdi. paxil, xanax, cipralex vs. alayını denedim, hem de kısa süreler de değil, faydasını görmek için muntazam bir düzen içinde aylarca bu ilaçları kullandım amk.

    ama bi faydasını göremedim.

    bu ilaçların faydasını göremeyince kendim araştırmaya başladım.

    ve araştırınca gördüm ki, modern tıbbın öngördüğü bütün ilaçları insanlar, deneyenler, yıllarca kullananlar çöp olarak addediyor.

    fakat hepsi tek bir noktada birleşiyor.

    beyin sağlığı, hayat kalitesi, sosyallik, liderlik ve etkileyicilik açısından elzem olan tek bir hormonda bitiyor olay.
    beyler bu hormon dopamindir.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: tanisiyormuyuz31

    neden 31 e ihtiyaç duyuyoruz, neden kritik bi işe başlamadan önce, sigara yakıp öyle başlıyoruz, neden gergin, endişeli konsantre olmak istediğimiz zaman sigara içiyoruz, 31 çekiyoruz ?

    beyler herşey neden sorusuyla başlar..
    evet beyler kendi hayatımdan devam ediyorum.

    yaşım gelmiş 22 ye, hala tamgaz 31 e devam amk..

    10 senedir istisnasız hergün 31 çeken, çekmediğim günlerde de bunun acısını çıkararak ekstra 31 çeken bir adamdım.

    hayatım pek iyi gitmiyordu açıkcası.

    çocukluğumda, 9-10-11 yaşlarımda hayatı güzel yaşadığımı, mutlu olduğumu daha iyi hayat sürdüğümü farkettim.

    22 yaşımdaki halimi, 31 ile tanışmadan önceki halimle kıyasladığım zaman ;

    1. çok daha duygusaldım, depresiftim.

    2. çok daha fazla konsantrasyon sorunu çekiyordum. 31 çekmeden ders çalışamiyordum.

    3. konuşmalarım biraz malca olmaya başlamıştı, akıcı konuşamıyordum, konuşurken sebep sonuç ilişkileri kurup, çıkarımlar yapamiyordum ve karşımdakini ikna yeteneğimi yitirmiştim.

    4. ve en önemlisi, hayattan eskisi kadar keyif almiyordum.
    ve beyler gel zaman git zaman, ben biz kıza aşık olup 5 kere red edilip ağır bi depresyona girince, kayışlar koptu.

    beyler hayatınızın aşkıyla gerçekten karşılaştıysanız, ve o kızın size ait olması fırsatını ilelebet elinizden kaçırdıysanız, ve koy zütüne rahvan gitsin kafasında değilseniz major depresyona girmeniz bi nevi kaçınılmazdır amk.

    major depresyon yanında promosyon olarak gelen hastalıklar vardı ki, bunlar anksiyete bozukluğu, sosyal fobi, ve okb gibi hastalıklardır.

    kısacası bütün ruhsal dengemi yitirmiştim.

    pgibiyatriste gittim, bana ilaçlar verdi. paxil, xanax, cipralex vs. alayını denedim, hem de kısa süreler de değil, faydasını görmek için muntazam bir düzen içinde aylarca bu ilaçları kullandım amk.

    ama bi faydasını göremedim.

    bu ilaçların faydasını göremeyince kendim araştırmaya başladım.

    ve araştırınca gördüm ki, modern tıbbın öngördüğü bütün ilaçları insanlar, deneyenler, yıllarca kullananlar çöp olarak addediyor.

    fakat hepsi tek bir noktada birleşiyor.

    beyin sağlığı, hayat kalitesi, sosyallik, liderlik ve etkileyicilik açısından elzem olan tek bir hormonda bitiyor olay.
    beyler bu hormon dopamindir.

    Alıntıları Göster
    şimdi dopamin hormonunu biraz inceleyelim.

    - dopamin hayatımızın ayrılmaz bir parçasıdır, hayattaki çoğu aktivitede dopamin can yoldaşımızdır.

    - su içerken bile salgılanır, bi insan zevk aldığı bütün aktiviteleri yaparken dopamin salgılar.

    - dopamin konsantrasyonu ve motivasyonu sağlayan hormondur. o yüzden sevdiğiniz işleri yaparken daha konstantre ve motive bi şekilde yaparsiniz.

    - aşırı miktarda dopamin baş dönmesi ve sersemleme yapar. aynı ilk ecstasy yi içtiğinizde, ilk otu çektiğinizde, ilk sigarayi içtiğinizde ve çok 31 çektiğinizde olduğu gibi.

    - sigara içmek ve 31 gibi aktiviteler dopamin salgısını arttırır.

    - dopamin ekgibliği anksiyete, depresyon gibi ruhsal bozuklukların nedeni olarak görülür. bu nedenle en etkili antidepresanlar dopamini arttirma mantalitesi üzerine kurulmuştur.

    - dopamini ekgib olan bireyler hayattan haz alamayan insanlardır.

    - ek olaraktan, su içmek, yemek yemek gibi aktiviteler dopamini arttırır ama dopamini en çok kökleyen şeyler 31, sigara, ot, çöp, nargile vs. dir.
    ayrıca beyler bikaç ek daha

    dopamin = analitik zeka demektir, sayısal zekası yüksek olan insanlar dopamince baskın insanlardır.

    doktor ve mühendislerin dopamince baskın insanlar oldukları, duygusal yönleri yerine analitik ve gerçekçi yönlerinin ağır bastığı bilinir.

    dopamin = hırs ve başarıdır.

    bunun tersi dopamin ekgibliği ise biraz depresifliktir beyler..

    fakat dopamini ekgib olanların biraz daha yaratıcı, hayattaki şeylerden zevk alamadıkları ve hayattan biraz kopuk ve izole oldukları için kendileriyle başbaşa kalmayı seven, sezgisel yönden gelişmiş

    yani biraz loser yaşayan fakat iç dünyasında ve zevklerinde büyüyen adamlar oldukları gösterilmiştir.

    fakat sosyal yönden baskın olanlar, sözünü geçirenler, otorite olanlar dopamince baskın olanlardır.

    dopamini ekgib olanlar bi nevi halil sezaidir.
    o zaman beyler, hergün 31 çeken ve dopamini kökleyen bir adam olarak ;

    1. analitik zekanın dibine vurmam, çok kaliteli doktor veya mühendis olmam

    2. hayattan zevk almam, mutlu olmam

    3. sosyal ve liderlik yönlerinden süper olmam gerekirdi amk..

    ama durum tamtersiydi lan, depresiftim, derslerim kötüydü, hayattan zevk alamıyordum

    asosyaldim, liderlik mi ? o kadar uzaktım ki liderlikten, çünkü yapılan muhabbetler, konuşulan konular zerre ilgimi çekmezdi, karışamazdım muhabbetlere, tartışmalara girip galip çıkamazdım. ilgimi çekmiyordu ki amk.

    sizce neden böyle oldu beyler hadi bakalım ?




  • quote:

    Orijinalden alıntı: tanisiyormuyuz31

    şimdi dopamin hormonunu biraz inceleyelim.

    - dopamin hayatımızın ayrılmaz bir parçasıdır, hayattaki çoğu aktivitede dopamin can yoldaşımızdır.

    - su içerken bile salgılanır, bi insan zevk aldığı bütün aktiviteleri yaparken dopamin salgılar.

    - dopamin konsantrasyonu ve motivasyonu sağlayan hormondur. o yüzden sevdiğiniz işleri yaparken daha konstantre ve motive bi şekilde yaparsiniz.

    - aşırı miktarda dopamin baş dönmesi ve sersemleme yapar. aynı ilk ecstasy yi içtiğinizde, ilk otu çektiğinizde, ilk sigarayi içtiğinizde ve çok 31 çektiğinizde olduğu gibi.

    - sigara içmek ve 31 gibi aktiviteler dopamin salgısını arttırır.

    - dopamin ekgibliği anksiyete, depresyon gibi ruhsal bozuklukların nedeni olarak görülür. bu nedenle en etkili antidepresanlar dopamini arttirma mantalitesi üzerine kurulmuştur.

    - dopamini ekgib olan bireyler hayattan haz alamayan insanlardır.

    - ek olaraktan, su içmek, yemek yemek gibi aktiviteler dopamini arttırır ama dopamini en çok kökleyen şeyler 31, sigara, ot, çöp, nargile vs. dir.
    ayrıca beyler bikaç ek daha

    dopamin = analitik zeka demektir, sayısal zekası yüksek olan insanlar dopamince baskın insanlardır.

    doktor ve mühendislerin dopamince baskın insanlar oldukları, duygusal yönleri yerine analitik ve gerçekçi yönlerinin ağır bastığı bilinir.

    dopamin = hırs ve başarıdır.

    bunun tersi dopamin ekgibliği ise biraz depresifliktir beyler..

    fakat dopamini ekgib olanların biraz daha yaratıcı, hayattaki şeylerden zevk alamadıkları ve hayattan biraz kopuk ve izole oldukları için kendileriyle başbaşa kalmayı seven, sezgisel yönden gelişmiş

    yani biraz loser yaşayan fakat iç dünyasında ve zevklerinde büyüyen adamlar oldukları gösterilmiştir.

    fakat sosyal yönden baskın olanlar, sözünü geçirenler, otorite olanlar dopamince baskın olanlardır.

    dopamini ekgib olanlar bi nevi halil sezaidir.
    o zaman beyler, hergün 31 çeken ve dopamini kökleyen bir adam olarak ;

    1. analitik zekanın dibine vurmam, çok kaliteli doktor veya mühendis olmam

    2. hayattan zevk almam, mutlu olmam

    3. sosyal ve liderlik yönlerinden süper olmam gerekirdi amk..

    ama durum tamtersiydi lan, depresiftim, derslerim kötüydü, hayattan zevk alamıyordum

    asosyaldim, liderlik mi ? o kadar uzaktım ki liderlikten, çünkü yapılan muhabbetler, konuşulan konular zerre ilgimi çekmezdi, karışamazdım muhabbetlere, tartışmalara girip galip çıkamazdım. ilgimi çekmiyordu ki amk.

    sizce neden böyle oldu beyler hadi bakalım ?

    Alıntıları Göster
    beyler şimdi size hayatınızı değiştirecek bi kavramı tanıtıyorum

    bunu aklınızın bi kenara kazıyın

    "dopamin reseptörleri"

    şimdi nedir bu dopamin reseptörleri ve mekanizması nedir onu anlaticam.
    beyler beyinde zevk veren her aktivitede dopamin salgılandığını söylemiştik.

    beyinde günün belli saatlerinde az veya çok herzaman belli miktarda dopamin bulunur.

    sigara içince dopamin tavan yapar, 31 çekince tavan yapar, sevdiginiz filmi izleyince artar, susayip su içince artar, pes oynarken artar.

    o yüzden sevdiginiz filmleri daha motive ve konstantre izlersiniz, pes oynarken ekrana kilitlenirsiniz amk.

    o yüzden aylarca içmedikten sonra biricik sigaranizi köklediğinizde kafanız bi döner, sersemlersiniz.(fazla dopaminin sersemlik ve başdönmesi yaptığını söylemiştik dimi beyler)

    peki bu dopamin reseptörleri ne ola ki amk.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: tanisiyormuyuz31

    beyler şimdi size hayatınızı değiştirecek bi kavramı tanıtıyorum

    bunu aklınızın bi kenara kazıyın

    "dopamin reseptörleri"

    şimdi nedir bu dopamin reseptörleri ve mekanizması nedir onu anlaticam.
    beyler beyinde zevk veren her aktivitede dopamin salgılandığını söylemiştik.

    beyinde günün belli saatlerinde az veya çok herzaman belli miktarda dopamin bulunur.

    sigara içince dopamin tavan yapar, 31 çekince tavan yapar, sevdiginiz filmi izleyince artar, susayip su içince artar, pes oynarken artar.

    o yüzden sevdiginiz filmleri daha motive ve konstantre izlersiniz, pes oynarken ekrana kilitlenirsiniz amk.

    o yüzden aylarca içmedikten sonra biricik sigaranizi köklediğinizde kafanız bi döner, sersemlersiniz.(fazla dopaminin sersemlik ve başdönmesi yaptığını söylemiştik dimi beyler)

    peki bu dopamin reseptörleri ne ola ki amk.

    Alıntıları Göster
    beyler bu dopamin reseptörleri, dopaminle bağ kurup, beyin sinyali üreten arkadaşlardır. dopaminlerin bağlandığı yerlerdir.

    demiştik.. anlatacaklarımı anlamanız açısından yukarıda ve önceki entrylerde verdiğim bilgiler çok önemli..

    beyler beyinde günün belli saatlerinde ne kadar dopamin varsa belli miktarda da dopamin reseptörü bulunur.

    beyler belki de hikayeyi sonlandıracak, size yetecek cümle geliyor :

    beyinde ne kadar fazla dopamin reseptörü varsa, beyin varolan dopaminden o kadar fazla yararlanır.

    ama bu cümleyi açmak ve sindirmek, iyice anlamak gerekiyor beyler.

    şimdi ona geliyorum.
    şimdi beyindeki dopamin ve reseptörü arasındaki ilişkiden bahsedicem beyler.

    1. beyinde dopamin ne kadar azsa, beyin o kadar fazla dopamin reseptörü üretir. fakat bu kısa süreli, saatlik bişey değildir, haftalar ve aylar alan bi süreçtir.
    beyinde dopamin azaldıkça, beyin var olan dopamini daha iyi değerlendirmek için sürekli reseptör üretir.

    2. bunun tam tersi olarak, eğer beyinde çok fazla miktarda dopamin var ise, beyin nasıl olsa dopamin bol amk diye, varolan reseptörlerini yok etmeye başlar. beyne göre bolca varolan dopaminden faydalanmak için az sayıda reseptör yeterlidir, kıtlık değil bolluk zamanıdır.

    yani beyindeki dopamin ile dopamin reseptörü sayısı ters orantılıdır.

    dopamininiz çok ise reseptörünüz azdır, dopamininiz az ise reseptörünüz çoktur.
    yani beyler dopamin reseptörünüz fazla ise, beyniniz sigara ve 31 gibi şeylerle gibilip atılmamışsa,

    reseptörlerinizin dıbına koyulmamışsa

    hayattan zevk almak için daha fazla imkanınız olur demektir bu

    gözlerinizin içi güler, sosyal iletişimden, kızlarla konuşmaktan daha çok zevk alırsınız, çünkü zaten beyniniz azicik dopamin salgılasa, onu alıp beyninizde haz duygusunu tetikleyecek birsürü reseptörünüz vardir.

    dopamin reseptörü fazla olan insanların sosyal, kültürel ve bilimsel potansiyelleri yükselir..

    beyler aşağıdaki yazıyı iyi okuyun derim, beni daha iyi anlarsınız..

    http://www.sciencedaily.c.../2010/02/100203084254.htm

    Dr. Martinez and colleagues found that increased social status and increased social support correlated with the density of dopamine D2/D3 receptors in the striatum, a region of the brain that plays a central role in reward and motivation, where dopamine plays a critical role in both of these behavioral processes.
    The researchers looked at social status and social support in normal healthy volunteers who were scanned using positron emission tomography (PET), a technology that allowed them to image dopamine type 2 receptors in the brain.
    This data suggests that people who achieve greater social status are more likely to be able to experience life as rewarding and stimulating because they have more targets for dopamine to act upon within the striatum.
    Dr. Martinez explains their findings: "We showed that low levels of dopamine receptors were associated with low social status and that high levels of dopamine receptors were associated with higher social status. The same type of association was seen with the volunteer's reports of social support they experience from their friends, family, or significant other."
    beyler şu yazdıklarımı azıcık okuyan adam bile asıl olayın dopamin miktarı olmadığını anlamıştır.

    asıl olay anlattiğim gibi "dopamin reseptörü" miktarıdır.

    http://www.longecity.org/...-receptor-downregulation/

    dopamin reseptörü miktarınız hayattaki kalitenizi ve yerinizi belirler. o yüzden hayatınızı kökünden değiştirecek şey diye başlık açtım ve sazan.avi olmadığını üstüne basa basa söyledim.

    şimdi dopamin reseptör miktarını arttırmak için ben ne yaptım, neler yaşadım onlara geliyorum.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi tanisiyormuyuz31 -- 1 Mayıs 2016; 13:23:46 >




  • Havada ban kokusu var

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Yapay Zeka’dan İlgili Konular
    Daha Fazla Göster
  • quote:

    Orijinalden alıntı: tanisiyormuyuz31

    beyler bu dopamin reseptörleri, dopaminle bağ kurup, beyin sinyali üreten arkadaşlardır. dopaminlerin bağlandığı yerlerdir.

    demiştik.. anlatacaklarımı anlamanız açısından yukarıda ve önceki entrylerde verdiğim bilgiler çok önemli..

    beyler beyinde günün belli saatlerinde ne kadar dopamin varsa belli miktarda da dopamin reseptörü bulunur.

    beyler belki de hikayeyi sonlandıracak, size yetecek cümle geliyor :

    beyinde ne kadar fazla dopamin reseptörü varsa, beyin varolan dopaminden o kadar fazla yararlanır.

    ama bu cümleyi açmak ve sindirmek, iyice anlamak gerekiyor beyler.

    şimdi ona geliyorum.
    şimdi beyindeki dopamin ve reseptörü arasındaki ilişkiden bahsedicem beyler.

    1. beyinde dopamin ne kadar azsa, beyin o kadar fazla dopamin reseptörü üretir. fakat bu kısa süreli, saatlik bişey değildir, haftalar ve aylar alan bi süreçtir.
    beyinde dopamin azaldıkça, beyin var olan dopamini daha iyi değerlendirmek için sürekli reseptör üretir.

    2. bunun tam tersi olarak, eğer beyinde çok fazla miktarda dopamin var ise, beyin nasıl olsa dopamin bol amk diye, varolan reseptörlerini yok etmeye başlar. beyne göre bolca varolan dopaminden faydalanmak için az sayıda reseptör yeterlidir, kıtlık değil bolluk zamanıdır.

    yani beyindeki dopamin ile dopamin reseptörü sayısı ters orantılıdır.

    dopamininiz çok ise reseptörünüz azdır, dopamininiz az ise reseptörünüz çoktur.
    yani beyler dopamin reseptörünüz fazla ise, beyniniz sigara ve 31 gibi şeylerle gibilip atılmamışsa,

    reseptörlerinizin dıbına koyulmamışsa

    hayattan zevk almak için daha fazla imkanınız olur demektir bu

    gözlerinizin içi güler, sosyal iletişimden, kızlarla konuşmaktan daha çok zevk alırsınız, çünkü zaten beyniniz azicik dopamin salgılasa, onu alıp beyninizde haz duygusunu tetikleyecek birsürü reseptörünüz vardir.

    dopamin reseptörü fazla olan insanların sosyal, kültürel ve bilimsel potansiyelleri yükselir..

    beyler aşağıdaki yazıyı iyi okuyun derim, beni daha iyi anlarsınız..

    http://www.sciencedaily.c.../2010/02/100203084254.htm

    Dr. Martinez and colleagues found that increased social status and increased social support correlated with the density of dopamine D2/D3 receptors in the striatum, a region of the brain that plays a central role in reward and motivation, where dopamine plays a critical role in both of these behavioral processes.
    The researchers looked at social status and social support in normal healthy volunteers who were scanned using positron emission tomography (PET), a technology that allowed them to image dopamine type 2 receptors in the brain.
    This data suggests that people who achieve greater social status are more likely to be able to experience life as rewarding and stimulating because they have more targets for dopamine to act upon within the striatum.
    Dr. Martinez explains their findings: "We showed that low levels of dopamine receptors were associated with low social status and that high levels of dopamine receptors were associated with higher social status. The same type of association was seen with the volunteer's reports of social support they experience from their friends, family, or significant other."
    beyler şu yazdıklarımı azıcık okuyan adam bile asıl olayın dopamin miktarı olmadığını anlamıştır.

    asıl olay anlattiğim gibi "dopamin reseptörü" miktarıdır.

    http://www.longecity.org/...-receptor-downregulation/

    dopamin reseptörü miktarınız hayattaki kalitenizi ve yerinizi belirler. o yüzden hayatınızı kökünden değiştirecek şey diye başlık açtım ve sazan.avi olmadığını üstüne basa basa söyledim.

    şimdi dopamin reseptör miktarını arttırmak için ben ne yaptım, neler yaşadım onlara geliyorum.

    Alıntıları Göster
    beyler dopamin reseptörlerinin dıbına koymuş, sigara hap coco esrar içmekten beyni ambele olmuş loserlar gelip burda çemkirecek biliyorum.

    bu adamların hayatlarına baktığınızda hiçbişeyden memnun olmayan, suratlarından tak akan tipler olduğunu rahatlikla görebilirsiniz.

    hayat enerjilerini ve zevklerini yitirmişlerdir. sadece sigara içtiklerinde, esrar çektiklerinde, 31 in dibine vurduklarında biraz canlanırlar.

    çünkü gibilmiş reseptörleri biraz daha dopamin bulabilmiştir.

    geliyorum beyler az sabir.
    beyler bu arada ilginç gelecek ama açlık da dopamin reseptör miktarını arttırıyor :

    http://www.scienceofeds.o...-neurocircuits-behaviour/

    bu da oruç un mantalitesini anlatiyor aslında

    oruç esnasında hayatta haz verici çoğu şey yasaklanmıştır. yemek yemek, su içmek, ciks yapmak vs.

    böylece 1 ay oruçtan sonra dopamin reseptör miktarınız maksimuma ulaşır ve hayatınıza bi denge gelir. tabi ramazandan sonra takunu çıkarmazsanız.
    beyler şimdi hayatında belli hobileri olan, pes oynayan, bilardo oynayan, hayatın kendisini haz mekanizması olarak gören, ayda maksimum 2-3 kere 31 çeken, sigara kullanmayan insanlara lafım yok. çünkü onlar zaten dopamin reseptörü olarak zengin durumdalar.

    şimdi kendim ne yaptım onu anlatıcam. beyler bunun için malesef sihirli bi yöntem yok amk, keşke olsaydı.

    hikayenin başında ne dedim, azim ve kararlılık önemli demiştim

    no pain no gain demiştim amk.

    şimdi neler yaptım anlatiyorum .
    beyler 3 sene öncesine gidiyorum şimdi.

    o zamanlar üniversite öğrencisiydim amk.

    biton projem vizem finalim var, hiçbirine 31 çekmeden, sigara içmeden çalışamıyorum amk.

    çünkü beyin dopamin istiyor, konsantre olmak için, dikkat toplamak için.

    31 imi çekiyorum, sigarami içiyorum, beyni dopamin doldurup başlıyorum çalışmaya.

    bu arada hayattan gram zevk almıyorum, çünkü hayatta en haz verici şeyler bile, benim reseptörleri gram kıpırdatmıyo amk.

    çünkü beynim sigara ve 31 ile bol miktarda dopamine alışmış, diğer olaylar az dopamin sağladığı için ilgimi bile çekmiyo.

    reseptör miktarim az olduğu için, ancak bol dopamin beni tatmin edebiliyor.

    böyle bi durumdaydım amk.
    derken yaz geldi okul tatil oldu, ortalamalamam rezil, hayatta başarısızım, tatminsizim, zevk almıyorum,

    hayata beni bağlayan bişey kalmamış amk.

    bu dopamin mekanizmasını çözdüğüm an kafamda parlayan ampülü hayal edebilirsiniz herhalde.

    2010 yazına denk gelir beyler.

    ama çok zor olacağını biliyodum zaten, hayata lanet edip küfürler edeceğimi, giberim şu 31 i de çekeyim, şu sigarayı da içeyim bidaha asla içmem diyeceğimi.

    çok ciddi bi karar almak durumundaydım, kendi iyiliğim için.

    ve 2010 yılı haziran ayının sonunda, bana haz veren bütün herşeyi aniden kestim.
    dinleyen yok herhalde ama anlatmaya devam ediyorum beyler:

    bu durumu nasıl tasvir ederim bilmiyorum beyler, beynin kıvrım kıvrım kıvranması, yalvarması, ağlaması bağırması amk beynin skilmesi resmen

    hani şu beynin dili olsa konuşsa, gibtirtme belanı çek 31 i bas sigarayı diye yalvarır yani o derece manyamış bi haldeydim.

    beynimin kasılmasını ve zorlanmasını hiç bu kadar net hissetmemiştim amk

    beyler 1 hafta ne gibime, ne sigaraya elimi sürmemiştim, eve kapandım, 1 hafta çıkmadım.

    ve 1 hafta sonunda evden çıktım

    anneanneme gittim ayiptir söylemesi, yengem ile dayım ve kızları da ordaydı.
    beyler bilenler bilir, 31 testosteron miktarını bariz şekilde azaltır.

    31 çekmeden önce, yani ferreyu izleyip kudurunca, testosteron miktarınız zirve yapar ve boşalınca testosteronunuz minimuma iner.

    aynı şekilde sigara, testosteron miktarını bariz şekilde azaltır.

    beyler 1 hafta ne sigara içmişim ne 31 çekmişim. reseptör seviyem ve beynim çok ızdıraplı 1 hafta sonucunda birazcık da olsa kendine gelmiş.

    sigara içmediğim ve 31 çekmediğim için testosteron seviyem tavan yapmış amk.
    anneannemlere bi gittim, lan sebepsiz gülüyorum, ama öyle içten gülüyorum ki amk.. durup dururken olduğum yerde sürekli gülümsüyorum

    testosteron seviyem tavan yapmış, cinsel çekicilik olarak maksimumdayım, dayımın kızları bile yavşamaya, ilgilenmeye filan başladı

    bi de sürekli içten içten gülümsüyorum, bendeki değişikliği farkettiler, insanların da bana olan tavirlarında değişmeler hissettim açıkcası

    en bariz örnek, sokakta yürürken kızların bana bakışları, çok çok olumlu yönde değişmişti

    önceden öylece sanki herkes gibiymişim gibi bakan kızlar, güzel güzel süzmeye başladı

    e çünkü sürekli gülümsüyorum amk, sahte de gülmüyorum içten gülüyorum, zaten testosteronum tavan olmuş, hareketlerime, davranışlarıma yansımış, erkek gibi duruyorum, davranıyorum

    çok güzel anlardı beyler.




  • Hergün masturbasyon zaten yapılmaz,haftada 1 yeter.

    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: DISCOVERY SCIENCE

    Hergün masturbasyon zaten yapılmaz,haftada 1 yeter.
    beyler unutmayın, siz nasıl olursanız insanlar da size karşı öyle olur.

    anneannemlerde somurtkan, memnuniyetsiz, ve hayattan bezmiş olan ben gitmiş, yerine tatli tatli gülümseyen ve cinsel çekiciliği olan, hayatla barışık başka bi adam gelmişti.

    ve ordayken sevildiğimi farkettim, insanların benimle iken ilk defa memnun olduğunu farkettim.

    ortamdayken kayıp adam değildim artık, birlikte bulunmaktan zevk alınan bir adam olmaya başladığımı farkettim. çocukluktaki hallerime dönüyordum açıkcası.

    dayımın 2 kızı vardı beraber büyümüştük, seni çok iyi gördük dediler, zaten yanımdan ayrılmadılar bütün gün.

    ama en büyük hediye, tanımadığınız kızların size gülümseyerek bakması, tatli tatli süzmesiydi, beğenilen adam olmaktı.
    beyler bu olumlu gelişmeleri gördükten sonra, resmen hayatın anahtarını bulduğuma kanaat getirdim.

    o yüzden en başta hayatınızı kökünden değiştiricem dedim

    ama en başta azim, kararlılık ve ızdırap çekmek gerekiyor dedim.

    akabinde, birdaha sigaraya ve gibime elimi sürmemeye karar verdim.

    eğer boşalacaksam, ya gece rüyamda boşalırdım, ya da ciks yapıp boşalırdım ki, uykuda boşalmak dopamini hemen hemen hiç etkilemiyor, ciks ise 31 den kat kat daha az etkiliyordu.

    zaten beyin sağlığı açısından normal olan ciks yapıp boşalmaktı amk 31 çekip boşalmak değil.

    ama beyler 1 hafta ne demek ki, sadece bi başlangıçtı amk, önümde daha çekilecek çok ızdırap vardı, tabi karşılığında alınacak mükafatlar.

    ne demiştik : no pain no gain amk




  • quote:

    Orijinalden alıntı: tanisiyormuyuz31

    beyler unutmayın, siz nasıl olursanız insanlar da size karşı öyle olur.

    anneannemlerde somurtkan, memnuniyetsiz, ve hayattan bezmiş olan ben gitmiş, yerine tatli tatli gülümseyen ve cinsel çekiciliği olan, hayatla barışık başka bi adam gelmişti.

    ve ordayken sevildiğimi farkettim, insanların benimle iken ilk defa memnun olduğunu farkettim.

    ortamdayken kayıp adam değildim artık, birlikte bulunmaktan zevk alınan bir adam olmaya başladığımı farkettim. çocukluktaki hallerime dönüyordum açıkcası.

    dayımın 2 kızı vardı beraber büyümüştük, seni çok iyi gördük dediler, zaten yanımdan ayrılmadılar bütün gün.

    ama en büyük hediye, tanımadığınız kızların size gülümseyerek bakması, tatli tatli süzmesiydi, beğenilen adam olmaktı.
    beyler bu olumlu gelişmeleri gördükten sonra, resmen hayatın anahtarını bulduğuma kanaat getirdim.

    o yüzden en başta hayatınızı kökünden değiştiricem dedim

    ama en başta azim, kararlılık ve ızdırap çekmek gerekiyor dedim.

    akabinde, birdaha sigaraya ve gibime elimi sürmemeye karar verdim.

    eğer boşalacaksam, ya gece rüyamda boşalırdım, ya da ciks yapıp boşalırdım ki, uykuda boşalmak dopamini hemen hemen hiç etkilemiyor, ciks ise 31 den kat kat daha az etkiliyordu.

    zaten beyin sağlığı açısından normal olan ciks yapıp boşalmaktı amk 31 çekip boşalmak değil.

    ama beyler 1 hafta ne demek ki, sadece bi başlangıçtı amk, önümde daha çekilecek çok ızdırap vardı, tabi karşılığında alınacak mükafatlar.

    ne demiştik : no pain no gain amk

    Alıntıları Göster
    @224 panpa hayatında hobilerin dışında haz veren herşeyi bırakmanı tavsiye ederim

    bi de beyler aramızda sigarası otu olmayan, ayda 2-3 kere 31 çeken arkadaşlar için zaten tavsiyem yok, onlar hayatını bi düzen ve ritme oturtmuşlardır diye düşünüyorum.

    eğer oturtamadılarsa dışardan kaynaklanan sorunları vardır diye düşünüyorum.

    bu arada şu kızların tatli tatli süzmesi olayının sebebini biraz açayim

    beyler testosteron cinsel çekicilik hormonudur. kimileri erkeklerden yayılan hormon moleküllerinin kızları çektiğini söyler. doğru mudur bilmiyorum, ama testosteronu fazla olan kişi, erkekliğin vücut bulmuş halidir.

    kendine güvenlidir, tavırları davranışları nettir, zindedir, yani erkektir işte, bunu kızlar hareketlerinizden ve tavırlarınızdan da anlayabilir.

    bir de reseptör miktarınız fazla olduğunda yaşadığınız her andan keyif aldığınızda, gülümsediğinizde kızlar için bi çekim kaynağı olursunuz amk.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: tanisiyormuyuz31

    @224 panpa hayatında hobilerin dışında haz veren herşeyi bırakmanı tavsiye ederim

    bi de beyler aramızda sigarası otu olmayan, ayda 2-3 kere 31 çeken arkadaşlar için zaten tavsiyem yok, onlar hayatını bi düzen ve ritme oturtmuşlardır diye düşünüyorum.

    eğer oturtamadılarsa dışardan kaynaklanan sorunları vardır diye düşünüyorum.

    bu arada şu kızların tatli tatli süzmesi olayının sebebini biraz açayim

    beyler testosteron cinsel çekicilik hormonudur. kimileri erkeklerden yayılan hormon moleküllerinin kızları çektiğini söyler. doğru mudur bilmiyorum, ama testosteronu fazla olan kişi, erkekliğin vücut bulmuş halidir.

    kendine güvenlidir, tavırları davranışları nettir, zindedir, yani erkektir işte, bunu kızlar hareketlerinizden ve tavırlarınızdan da anlayabilir.

    bir de reseptör miktarınız fazla olduğunda yaşadığınız her andan keyif aldığınızda, gülümsediğinizde kızlar için bi çekim kaynağı olursunuz amk.

    Alıntıları Göster
    selam beyler;

    @255 şöyle bişey yazmış

    dopamin salgısını arttıran besinler
    kayısı, kiraz, havuç, doğal bal, lahana, meyveler, sebzeler, çorbalar, bol bol su, tam tahıllı ürünler, üzüm, sarımsak, çikolata, balık.

    şimdi beyler reseptörünüzü arttırmak için bunlardan uzuk durun diyemem, çünkü bunlar günlük hayatta kaçamayacağımız şeyler.

    dediğim gibi su içmek bile, film izlemek bile dopamini arttırır, önemli olan bu dopamin artışını farkedecek kadar yüksek sayıda reseptöre sahip olmak beyler

    yani 31 ve sigarayla bol dopamin az reseptöre sahip olan bi adam, hayatta dopamin salgılatan etkinliklerden keyif alamaz.

    o yüzden hayattan bezmiştir, hiçbişey keyif vermiyodur amk.
    beyler biraz ön bilgi

    mesela şişmanlar neden duygusaldır ?

    beyler şişmanlar bizim 31 ve sigara bağımlısı olduğumuz gibi, onlar da yemek bağımlısıdır.

    yaşamak için yemezler, yemek için yaşarlar, yemek yemek onlara acayip zevk verir

    gece gündüz bişeyler yiyip beyni dopamin dolmuş şişman arkadaşlarımızın, dopamin reseptör sayısı olarak dibe vurmasını bekleriz tabi ki beyler.

    size anlatmıştım, 22 yaşımda, üniversitede, 6-7 senedir 31 çeken bi kardeşiniz olarak, kendimi çocukluğumla karşılaştırdığım zaman

    çok daha depresif ve duygusal olduğumu söylemiştim.
    evet beyler 1 hafta 31 ve sigara diyetinden sonra hayatın çok değiştiğini, sürekli gülümsediğimi, ve kızları mıknatıs gibi çektiğimi söylemiştim.

    beyler, ilk hafta böyle olduysa, sonraki haftalar da böyle gitmesini beklerdim tabi ki,

    1 ay boyunca, ilk 1 haftakinden çok daha fazla acı çekmiştim, çünkü reseptör üretimi haftalık bişey değildir, aylar alan bi süreçtir beyler.

    1.5 ayın sonunda beynim hala günde 3-4 kere ara ara kasılıyor, dopamin istiyordu, ama ben ona dopamini vermedikçe yine reseptör üretiyordu.

    kendimde farkettiğim ekstra değişiklikler :

    1. çok daha iyi konuşuyordum. konuşurken daha önce hiç kullanmadığım kelimeleri kullanıp cümleleri çeşitlendirip, bişey anlatirken tatmin oluyordum resmen, anlatmaktan ve konuşmaktan zevk alır olmuştum.

    2. amatör olarak kendim evde, arkadaşlar arasında şarkı söylerdim, çok daha iyi şarkı söylediğimi farkettim beyler.

    3. daha önce bende hiçbir kıpırdanma yaratmayan, sıkıcı gelen şarkıların beni vurmaya başladığını farkettim, şarkılar daha anlamlı geliyordu, daha çok haz vermeye başlamıştı.

    4. kısacası beyler şarkılardan, konuşmaktan, dinlemekten, kısacası hayattaki herşeyden daha çok keyif alır olmuştum.
    31 ve ferre 2 si de reseptör miktarını düşüren şeylerdir.

    ben ferreyu kestim, 31 i kestim, sigarayı kestim. zaten ferre izledikten sonra çekmemek benim için imkansız gibi bişeydi.

    testosteron hormonu seviyesini spor yanında iyi uykuyla arttırabilirsiniz beyler.

    testosteron seviyesi açısından az uyuyan ve çok uyuyan, uykusunu alan erkekler arasında karşılaştırma yapılmıştı beyler.

    ve uykusunu alıp, uzun uyuyan erkeklerin testosteron olarak çok daha baskın olduğu gösterilmişti.
    1.5 ayın sonunda baya düzelmiştim, duygusal anlarda hemen ağlamaya meyilli olan ben, artık böyle anlarda metanetimi koruyabiliyordum.

    bazı durumlarda hemen endişelenen, paniğe meyilli olan ben gitmiş, yerine olayları daha aklıselim ele alabilen başka bi adam gelmişti.

    düzgün ve akıcı konuşabilen, dikkat toplayip insanları dinleyebilen, ve dinlerken sıkılmayan biri olmuştum.

    ve beyler, o yaz vadideki zambak gibi tarihteki en sıkıcı kitabı okumaya başladım. öyle bi ızdırap görmedim amk, ilk 100 sayfa ölümdü resmen, 50 sayfa bi kadının omzunu anlatıyordu, onu bile okuma başarısı gösterdim ahaaha

    beyler sonra roman sardı baya, güzel gitmeye başladı, balzac romanın bazı yerlerinde insanları analiz ediyordu

    ve beyler romanın bi yerinde, "hayatın zevklerinin içinde kaybolmuş, sümüklü böceğe, jöle kıvdıbına gelmiş bi adam" gibi bi tabir geçti amk.

    lan dedim bu benim.

    üstat bile farketmiş, ama tabi onlar bu mekanizmadan haberdar değillerdi, sadece sonuçlar üzerinden konuşuyorlardı.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: tanisiyormuyuz31

    selam beyler;

    @255 şöyle bişey yazmış

    dopamin salgısını arttıran besinler
    kayısı, kiraz, havuç, doğal bal, lahana, meyveler, sebzeler, çorbalar, bol bol su, tam tahıllı ürünler, üzüm, sarımsak, çikolata, balık.

    şimdi beyler reseptörünüzü arttırmak için bunlardan uzuk durun diyemem, çünkü bunlar günlük hayatta kaçamayacağımız şeyler.

    dediğim gibi su içmek bile, film izlemek bile dopamini arttırır, önemli olan bu dopamin artışını farkedecek kadar yüksek sayıda reseptöre sahip olmak beyler

    yani 31 ve sigarayla bol dopamin az reseptöre sahip olan bi adam, hayatta dopamin salgılatan etkinliklerden keyif alamaz.

    o yüzden hayattan bezmiştir, hiçbişey keyif vermiyodur amk.
    beyler biraz ön bilgi

    mesela şişmanlar neden duygusaldır ?

    beyler şişmanlar bizim 31 ve sigara bağımlısı olduğumuz gibi, onlar da yemek bağımlısıdır.

    yaşamak için yemezler, yemek için yaşarlar, yemek yemek onlara acayip zevk verir

    gece gündüz bişeyler yiyip beyni dopamin dolmuş şişman arkadaşlarımızın, dopamin reseptör sayısı olarak dibe vurmasını bekleriz tabi ki beyler.

    size anlatmıştım, 22 yaşımda, üniversitede, 6-7 senedir 31 çeken bi kardeşiniz olarak, kendimi çocukluğumla karşılaştırdığım zaman

    çok daha depresif ve duygusal olduğumu söylemiştim.
    evet beyler 1 hafta 31 ve sigara diyetinden sonra hayatın çok değiştiğini, sürekli gülümsediğimi, ve kızları mıknatıs gibi çektiğimi söylemiştim.

    beyler, ilk hafta böyle olduysa, sonraki haftalar da böyle gitmesini beklerdim tabi ki,

    1 ay boyunca, ilk 1 haftakinden çok daha fazla acı çekmiştim, çünkü reseptör üretimi haftalık bişey değildir, aylar alan bi süreçtir beyler.

    1.5 ayın sonunda beynim hala günde 3-4 kere ara ara kasılıyor, dopamin istiyordu, ama ben ona dopamini vermedikçe yine reseptör üretiyordu.

    kendimde farkettiğim ekstra değişiklikler :

    1. çok daha iyi konuşuyordum. konuşurken daha önce hiç kullanmadığım kelimeleri kullanıp cümleleri çeşitlendirip, bişey anlatirken tatmin oluyordum resmen, anlatmaktan ve konuşmaktan zevk alır olmuştum.

    2. amatör olarak kendim evde, arkadaşlar arasında şarkı söylerdim, çok daha iyi şarkı söylediğimi farkettim beyler.

    3. daha önce bende hiçbir kıpırdanma yaratmayan, sıkıcı gelen şarkıların beni vurmaya başladığını farkettim, şarkılar daha anlamlı geliyordu, daha çok haz vermeye başlamıştı.

    4. kısacası beyler şarkılardan, konuşmaktan, dinlemekten, kısacası hayattaki herşeyden daha çok keyif alır olmuştum.
    31 ve ferre 2 si de reseptör miktarını düşüren şeylerdir.

    ben ferreyu kestim, 31 i kestim, sigarayı kestim. zaten ferre izledikten sonra çekmemek benim için imkansız gibi bişeydi.

    testosteron hormonu seviyesini spor yanında iyi uykuyla arttırabilirsiniz beyler.

    testosteron seviyesi açısından az uyuyan ve çok uyuyan, uykusunu alan erkekler arasında karşılaştırma yapılmıştı beyler.

    ve uykusunu alıp, uzun uyuyan erkeklerin testosteron olarak çok daha baskın olduğu gösterilmişti.
    1.5 ayın sonunda baya düzelmiştim, duygusal anlarda hemen ağlamaya meyilli olan ben, artık böyle anlarda metanetimi koruyabiliyordum.

    bazı durumlarda hemen endişelenen, paniğe meyilli olan ben gitmiş, yerine olayları daha aklıselim ele alabilen başka bi adam gelmişti.

    düzgün ve akıcı konuşabilen, dikkat toplayip insanları dinleyebilen, ve dinlerken sıkılmayan biri olmuştum.

    ve beyler, o yaz vadideki zambak gibi tarihteki en sıkıcı kitabı okumaya başladım. öyle bi ızdırap görmedim amk, ilk 100 sayfa ölümdü resmen, 50 sayfa bi kadının omzunu anlatıyordu, onu bile okuma başarısı gösterdim ahaaha

    beyler sonra roman sardı baya, güzel gitmeye başladı, balzac romanın bazı yerlerinde insanları analiz ediyordu

    ve beyler romanın bi yerinde, "hayatın zevklerinin içinde kaybolmuş, sümüklü böceğe, jöle kıvdıbına gelmiş bi adam" gibi bi tabir geçti amk.

    lan dedim bu benim.

    üstat bile farketmiş, ama tabi onlar bu mekanizmadan haberdar değillerdi, sadece sonuçlar üzerinden konuşuyorlardı.

    Alıntıları Göster
    beyler hayatınızdaki herşey dopamin miktarını arttırabilir.

    demek istediğimin hala anlaşılmadığını farkedince üzülüyorum.

    adam spor da dopamini arttırıyor yapmayalım mı diyo amk

    beyler yazdıklarımı azıcık okuyan bile, amacın spordan, sosyal aktiviteden, konuşmaktan, yemek yemek ve su içmekten kısacası hayattan alınan hazzı arttırmak olduğunu anlayabilir.

    sen spordan zevk al, salgıladığın dopamin beynine etki yapsın, yeterli reseptörün olsun ki spordan salgıladığın domaninden maksimum fayda sağlansın diye uğraşıyoruz burda.

    beyler içerisinde mücadele olan her aktivite serbesttir.

    futbol, bilardo, bilgisayar oyunları, spor vb. mücadele gerektiren, kazanmak için mücadele yapmayı gerektiren şeyler serbesttir.

    hatta bu mücadele esnasında dopamin reseptör miktarı artar.

    yasak olanlar hayatta kolay zevk sağlayanlardır beyler.

    31, ferre, sigara, uyuşturucu vb.
    beyler farkettiniz mi, sigarayı bırakanların ilk lafı, yemeklerin tadını daha iyi alabiliyorum, hayattan daha çok zevk alıyorum, ben hiç yaşamamışım gibi şeylerdir.

    nedenini adınız gibi biliyorsunuz artık, çünkü mekanizmaya hakimsiniz beyler.
    beyler hayatımdan 1.5 ay boyunca sigara ve 31 i çıkarınca başka bişeyi farkettim

    hayatımda bana kolay haz sağlayan başka şeyler de vardi.

    allah için güzel yemek yerdim, yani 100 kilo olmuştum, boyum vardı allahtan da çok göstermezdim

    yemekten haz almayı bırakmalıydım.

    peygamber efendimiz doymadan kalkın demişti, yani hazzı yarısında kesip sofradan kalkmak beyler. ne güzel söylemiş lan

    artık porsiyonları yarıya düşürmüştüm, doymadan kalkmaya başlamıştım. beyin yine zorlanıyordu amk

    daha sonra internet bağımlılığımı farkettim, facebooktan, sözlüklerde gezinmekten haz aldığımı farkettim, kısacası hayatımda bunlar olmazsa çok zorlanacağımı farkettim.

    yani kolay haz detected beyler.

    facebook a, milliyet.com.tr ye, sözlüklere günde 1 kere girmeye başladım.

    ve bunları bırakmak nerdeyse sigara ve 31 i bırakmak kadar zorladı beni amk.
    dinleyen yok herhalde ama anlatmaya devam amk :

    beyler 2 ay boyunca yaz böyle geçti, ders seçimleri geldi, ve eylül ayında, benim için çok verimli geçen bir yaz sonunda, üniversiteye döndüm.

    beyler bi entryde sorulmuştu, mimar mısın diye, mimar değilim beyler bilgisayar mühendisiyim amk

    bilenler bilir bilgisayar mühendisliğinde hayvan gibi ödev, proje vize final olur, bütün dönem nefes alamazsınız.

    beyler üniversitedeki son senemde neler oldu tahmin bile edemezsiniz amk
    beyler yurtta kalırdım ben üniversitede, 4 sene yurtta kaldım, yurtta itü vadi yurdu amk

    yine bilenler bilir tam bir ferre cenneti, 31 center gibi biyerdir.

    ben gittim, 31 i, ferreyu bırakmışım, internete sadece işim düştüğünde giriyorum, girdiğimde de face de, milliyet.com.tr de, sözlüklerde kaybolmamak için büyük çaba sarfediyorum. yurtta aldıgım yemeğin yarısını bırakıyorum amk.

    hergün güzel güzel dersime gidiyorum, ama bu sefer dersleri bi başka dinliyorum amk

    dinlediğim dersten sıkılma durumum baya baya azalmıştı, ve anlatilanlar eskisinden çok daha fazla aklımda kalıyordu

    eskiden derste dinlediğim şeylerin maksimum %10 u aklımda kalırken bu oran %65-70 lere çıkmıştı amk.

    bunun da sebebini sonradan anladım beyler, dopamin hafıza, zeka ve hırs sağlar insana, fakat bunun yanında başka etkenler de var

    31 çekince beyler, vücuttaki bütün değerli vitaminler, mineraller, demirler, magnezyumlar, yani beyninizi ve hafizanızı doğrudan etkileyen mineral ve vitaminler sperm ile birlikte dışarıya atılır.

    yani vücut biriktirdiği bütün değerli şeyleri, spermle beraber kaybediyor beyler.

    31 çekmeyince de bunlar size kalıyor ve hafiza, zeka, öğrenme yetileriniz gelişiyor, zaten dopamin reseptörü olarak iyi durumda olunca da başarı kaçınılmaz oluyor amk
    @316 evet panpa müzik de kolay haz sağlayan şeylerdendir, benim tavsiyem bazı görevleri, taskları başarınca kendinize ödül olarak vermeniz ve çok abartmamanız.

    işin garibi ben bu haz veren çoğu şeyi bıraktığım an, müziğe de fazla ihtiyaç duymadığım farkettim

    bi nevi duygusal yönü biraz zayıflamış, analitik ve sayısal zeka sahibi, disiplinli bi adam olmuştum.

    beyler müzik vb. konularda herşeyde olduğu gibi, hayatınıza bi denge getirmenizi tavsiye ederim.

    yani hiçbirşeyde aşırıya kaçmamanız, tadında bırakmanız önemli, çünkü zevk veren şeyleri aşırı miktarda yaptığınız an fazla dopaminden reseptörleriniz kaybolmaya başlıyor, ve başka şeyler eskisi kadar zevk vermemeye başlıyor.

    o yüzden hayatınızın her alanında, her konuda belli bir denge gözetmeyi ihmal etmeyin ve aşırıya kaçmaktan sakının beyler.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: tanisiyormuyuz31

    beyler hayatınızdaki herşey dopamin miktarını arttırabilir.

    demek istediğimin hala anlaşılmadığını farkedince üzülüyorum.

    adam spor da dopamini arttırıyor yapmayalım mı diyo amk

    beyler yazdıklarımı azıcık okuyan bile, amacın spordan, sosyal aktiviteden, konuşmaktan, yemek yemek ve su içmekten kısacası hayattan alınan hazzı arttırmak olduğunu anlayabilir.

    sen spordan zevk al, salgıladığın dopamin beynine etki yapsın, yeterli reseptörün olsun ki spordan salgıladığın domaninden maksimum fayda sağlansın diye uğraşıyoruz burda.

    beyler içerisinde mücadele olan her aktivite serbesttir.

    futbol, bilardo, bilgisayar oyunları, spor vb. mücadele gerektiren, kazanmak için mücadele yapmayı gerektiren şeyler serbesttir.

    hatta bu mücadele esnasında dopamin reseptör miktarı artar.

    yasak olanlar hayatta kolay zevk sağlayanlardır beyler.

    31, ferre, sigara, uyuşturucu vb.
    beyler farkettiniz mi, sigarayı bırakanların ilk lafı, yemeklerin tadını daha iyi alabiliyorum, hayattan daha çok zevk alıyorum, ben hiç yaşamamışım gibi şeylerdir.

    nedenini adınız gibi biliyorsunuz artık, çünkü mekanizmaya hakimsiniz beyler.
    beyler hayatımdan 1.5 ay boyunca sigara ve 31 i çıkarınca başka bişeyi farkettim

    hayatımda bana kolay haz sağlayan başka şeyler de vardi.

    allah için güzel yemek yerdim, yani 100 kilo olmuştum, boyum vardı allahtan da çok göstermezdim

    yemekten haz almayı bırakmalıydım.

    peygamber efendimiz doymadan kalkın demişti, yani hazzı yarısında kesip sofradan kalkmak beyler. ne güzel söylemiş lan

    artık porsiyonları yarıya düşürmüştüm, doymadan kalkmaya başlamıştım. beyin yine zorlanıyordu amk

    daha sonra internet bağımlılığımı farkettim, facebooktan, sözlüklerde gezinmekten haz aldığımı farkettim, kısacası hayatımda bunlar olmazsa çok zorlanacağımı farkettim.

    yani kolay haz detected beyler.

    facebook a, milliyet.com.tr ye, sözlüklere günde 1 kere girmeye başladım.

    ve bunları bırakmak nerdeyse sigara ve 31 i bırakmak kadar zorladı beni amk.
    dinleyen yok herhalde ama anlatmaya devam amk :

    beyler 2 ay boyunca yaz böyle geçti, ders seçimleri geldi, ve eylül ayında, benim için çok verimli geçen bir yaz sonunda, üniversiteye döndüm.

    beyler bi entryde sorulmuştu, mimar mısın diye, mimar değilim beyler bilgisayar mühendisiyim amk

    bilenler bilir bilgisayar mühendisliğinde hayvan gibi ödev, proje vize final olur, bütün dönem nefes alamazsınız.

    beyler üniversitedeki son senemde neler oldu tahmin bile edemezsiniz amk
    beyler yurtta kalırdım ben üniversitede, 4 sene yurtta kaldım, yurtta itü vadi yurdu amk

    yine bilenler bilir tam bir ferre cenneti, 31 center gibi biyerdir.

    ben gittim, 31 i, ferreyu bırakmışım, internete sadece işim düştüğünde giriyorum, girdiğimde de face de, milliyet.com.tr de, sözlüklerde kaybolmamak için büyük çaba sarfediyorum. yurtta aldıgım yemeğin yarısını bırakıyorum amk.

    hergün güzel güzel dersime gidiyorum, ama bu sefer dersleri bi başka dinliyorum amk

    dinlediğim dersten sıkılma durumum baya baya azalmıştı, ve anlatilanlar eskisinden çok daha fazla aklımda kalıyordu

    eskiden derste dinlediğim şeylerin maksimum %10 u aklımda kalırken bu oran %65-70 lere çıkmıştı amk.

    bunun da sebebini sonradan anladım beyler, dopamin hafıza, zeka ve hırs sağlar insana, fakat bunun yanında başka etkenler de var

    31 çekince beyler, vücuttaki bütün değerli vitaminler, mineraller, demirler, magnezyumlar, yani beyninizi ve hafizanızı doğrudan etkileyen mineral ve vitaminler sperm ile birlikte dışarıya atılır.

    yani vücut biriktirdiği bütün değerli şeyleri, spermle beraber kaybediyor beyler.

    31 çekmeyince de bunlar size kalıyor ve hafiza, zeka, öğrenme yetileriniz gelişiyor, zaten dopamin reseptörü olarak iyi durumda olunca da başarı kaçınılmaz oluyor amk
    @316 evet panpa müzik de kolay haz sağlayan şeylerdendir, benim tavsiyem bazı görevleri, taskları başarınca kendinize ödül olarak vermeniz ve çok abartmamanız.

    işin garibi ben bu haz veren çoğu şeyi bıraktığım an, müziğe de fazla ihtiyaç duymadığım farkettim

    bi nevi duygusal yönü biraz zayıflamış, analitik ve sayısal zeka sahibi, disiplinli bi adam olmuştum.

    beyler müzik vb. konularda herşeyde olduğu gibi, hayatınıza bi denge getirmenizi tavsiye ederim.

    yani hiçbirşeyde aşırıya kaçmamanız, tadında bırakmanız önemli, çünkü zevk veren şeyleri aşırı miktarda yaptığınız an fazla dopaminden reseptörleriniz kaybolmaya başlıyor, ve başka şeyler eskisi kadar zevk vermemeye başlıyor.

    o yüzden hayatınızın her alanında, her konuda belli bir denge gözetmeyi ihmal etmeyin ve aşırıya kaçmaktan sakının beyler.

    Alıntıları Göster
    beyler devam ediyorum, vadi yurduna geldim, ne 31 im var ne sigaram ne internet bağımlılığım

    derse gidiyorum, dersi aklıma kazıyorum, anlıyorum ve projelerime, derslerime çalışıyorum.

    beyler vadide gördüğüm manzara beni üzdü açıkcası

    herkes mi 31 çeker amk, 31 yaygındı türk gençleri arasında, hala da yaygın

    beyler düşünsenize, herkes 31 i, sigarayı vb. kolay haz veren şeyleri bıraksa, hayattan zevk alsa, derslerine gitse halimiz nasıl olurdu, türkiyenin şu andaki konumu nasıl olurdu ?

    düşünmeye başladım beyler, dünyaya pohpohlanan ciks içerikli videolar, ferre sitelerin milyar dolarlar kazanması, erotizm pompalanan videolar, heryerde gözümüze sokulan cinsellik öğeleri

    bir gücün insanları mastürbasyon ve sigara gibi zevklerle mala bağlaması, bunların içinde yitip gitmesine neden olduğunu gördüm beyler.

    bu bilerek mi bilmeden mi yapılıyor fikrim yok ama dünyada yayilan cinsellik fırtınası, bizleri kötü etkiliyor, hayat kalitemizi etkiliyor beyler.
    bizim zamanımızda vadide dc vardi ne ferrelar dönüyo amk orda

    bi adam vardi herifte 100 gb ferre arşivi vardi allah akıl fikir versin dedim amk

    kampüste ve dc denen ortamda kızlara asılınıyo ama öyle kalitesiz, onursuz ve embesil bi şekilde ki

    benim de bi vakitler aynı durumda olduğumu gördüm, çok değil lan 3 ay önce

    artık kızlar karşısında daha dik durabilen, kendine daha güvenli, daha mantıklı cümleler kurabilen, daha akıcı konuşabilen ve gülümseyen bir adam vardı amk.

    bu adamların haline üzülmüştüm gerçekten

    o zamanlar bunları anlatabileceğim bi mecra yoktu şimdi inci var amk anlatiyoruz işte.

    beyler dediğim gibi tek hayatım dersler olmuştu.

    projelerimi verildiği gibi yapıyordum, üşenme duygum gitmişti, hiçbirşeye üşenmeyen bir adam olmuştum.

    projelerimi ekgibsiz ve tam yapıyordum, bitirince de büyük bir tatmin duygusu sarıyordu beni.

    vizelerime finallerime oturup adam akıllı çalışır olmuştum, işin garibi fena da vakit geçmiyordu, oturduğum an 2-3 saat aralıksız, konsantre olmuş bi şekilde çalışabiliyordum.
    beyler o güz dönemi, benim için imkansız bir ortalama yaptım, ortalamamı transkriptte görünce ağlamamak için zor tuttum lan kendimi,

    beyler itü bilgisayar gibi bir bölümde, 3 sene boyunca 2.20 ortalamayı göremeyen ben o güz dönemi 3.20 ortalama yapmışım amk

    hayvanlaşmışım resmen.

    böyle bir tatmin ve mutluluk yok amk

    biraz da üzüldüm, bi burukluk oldu gerçi

    düşünsenize, öss zamanı bu olayların farkında olsam, itü bilgisayar ne amk mit ye giderdim.

    üniversitede çok daha başarılı olurdum.

    kızlarla olan etkileşimim çok daha olumlu olurdu.

    bunları 22 23 yaşında farkettiğim için kendime kızıyordum biyandan da ama olsun zararın neresinden dönsek kardır amk.




  • beyler acı ve ızdırap dolu günlerden beynimi yeniden toparlayıp kendine getirince hayatımın nasıl değiştiğini gördünüz.

    güzel bir işim, güzel bir hatunum vardi, hayat hiç de fena değildi. 1 seneyi doldurduktan sonra işyerimde, uzman mühendis oldum.

    normalde bu süre 2-3 senedir beyler, bense 1 sene sonunda artık meslektaşlarımın teknik sorunlarını çözen, onlara yol gösteren adam olmuştum ki, onların sizi dinleyip önerdiğiniz şeyleri yapmaları, 10 posta gitmekten daha zevkli bişey amk.

    ama yetmiyordu beyler

    hayatta 31, sigara, ot gibi tatmin mekanizmaları kullanmadığınızda, hayatın kendisini bir tatmin mekanizması olarak görmeye başlıyorsunuz.

    iş bitiriyorsunuz tatmin oluyorsunuz

    kitap okuyorsunuz tatmin oluyorsunuz

    futbol oynuyorsunuz, mücadele edip kazanıyorsunuz, zevk alıyorsunuz beyler

    birileri anlatiyor siz anlatiyorsunuz dinleyip konuşuyorsunuz zevk alıyorsunuz

    kısacası hayat sizin için bir ödül mekanizması, bir tatmin sahası oluyor. ne kadar çok iş başarırsanız, ne kadar mücadele edip bişeyler kazanırsanız, o kadar memnun oluyorsunuz.

    yani kısacası hayatın mücadele edip kazananı oluyorsunuz beyler.

    asıl sahanızda yarışmaya başlıyorsunuz, 31 ve sigara gibi yapay tatminleri değil, peste çok çekişmeli mücadeleler sonunda kazanmayı tadıyorsunuz, çok zor bir işi halledince aldığınız maaş zammını tadıyorsunuz, patronlarınızın takdirini tadıyorsunuz, kızların beğenisini, istediğiniz kızı mücadele edip kazanmayi görüyosunuz beyler.
    bir de beyler mizaç olarak somurtkan ve ciddi panpalarımıza tabi ki bişey demiyorum her insanın bi karakteri vardır ben buna işletim sistemi derim. karakterini güzel yaşamak için alttaki donanımın sağlam olması gerekir ki bu da beyindir, onun hormonsal dengesidir.
    beyler örneğin aşağıdaki örnekte obez ve normal insanların yemek bolluğunda ve yemek kıtlığında dopamin reseptör yoğunluğu haritalarını görebilirsiniz :

    http://gettingstronger.or...r_months-3001-300x214.jpg
    31 i tamamen kesmenizi tavsiye ederim, ama ilk etapta ayda 1 e indirebilirsiniz.

    sigarayı ilelebet hayatınızdan çıkarmanızı, ot çöp gibi beyninizi anormal miktarda dopaminle dolduracak şeylerden kaçınmanızı tavsiye ederim.

    kısacası hayatınızda kolay haz olarak nitelendirebileceğimiz herşeyi, yemek ve internet dahil çıkarmanızı, azaltmanızı bi dengeye oturtmanızı tavsiye ederim.

    hayatta zevk veren her aktivitede bi denge gözetin beyler, az ve öz yapın derim.

    omega-3 balık yağı, kan yoğunluğunuzu düşürür, daha akışkan yapar, beyninizin daha iyi beslenmesini sağlar ve beyninizin lipit yapısının çok daha sağlıklı olmasını sağlar. yeterince balık tüketilmeyen türk toplumunda, günde 1000mg en kaliteli omega-3 takviyesini almanızı tavsiye ederim. gelişiminizi tamamlayıcı etki gösterir.

    çok stresli bir adamsanız, herşeyden gerilip sıkılıp kasıntı yapıyorsanız, c vitaminini bol tüketmenizi tavsiye ederim. c vitamini tam bir kortizol düşmanıdır. yer bitirir kortizolu, bi nevi kahramandır. kortizol hormonunu duymuşsunuzdur, vücutta stres anında üretilen ve bütün hücrelerin oksidasyonuna(yani yaşlanmasına) neden olan hormondur. o yüzden stresli adamlar çabuk yaşlanır. kortizol yüzünden hücreleri yaşlanmış ve yıpranmıştır.

    beyler c vitaminini 1000 mg a kadar alabilirsiniz ve bol bol çay içebilirsiniz çayın içerisindeki bi madde tam bir kortizol düşmanıdır. türk halkı olarak çay içmesek çok daha stresli bi toplum olurduk herhalde.

    beyler ayrıca c vitamini kanser dahil birsürü şeyle savaşır. c vitamini deyip geçiyoruz ama yurtdışında yüzyılın buluşu gibi muamele çekilir c vitaminine.

    sorusu olan varsa sorular gelebilir artik beyler (:




  • Bu ne?
    iki duzgun bisey okuruum diye geldim
    Hic yakistiramadim
    Admin bey ban atar misiniz

    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: tanisiyormuyuz31

    beyler acı ve ızdırap dolu günlerden beynimi yeniden toparlayıp kendine getirince hayatımın nasıl değiştiğini gördünüz.

    güzel bir işim, güzel bir hatunum vardi, hayat hiç de fena değildi. 1 seneyi doldurduktan sonra işyerimde, uzman mühendis oldum.

    normalde bu süre 2-3 senedir beyler, bense 1 sene sonunda artık meslektaşlarımın teknik sorunlarını çözen, onlara yol gösteren adam olmuştum ki, onların sizi dinleyip önerdiğiniz şeyleri yapmaları, 10 posta gitmekten daha zevkli bişey amk.

    ama yetmiyordu beyler

    hayatta 31, sigara, ot gibi tatmin mekanizmaları kullanmadığınızda, hayatın kendisini bir tatmin mekanizması olarak görmeye başlıyorsunuz.

    iş bitiriyorsunuz tatmin oluyorsunuz

    kitap okuyorsunuz tatmin oluyorsunuz

    futbol oynuyorsunuz, mücadele edip kazanıyorsunuz, zevk alıyorsunuz beyler

    birileri anlatiyor siz anlatiyorsunuz dinleyip konuşuyorsunuz zevk alıyorsunuz

    kısacası hayat sizin için bir ödül mekanizması, bir tatmin sahası oluyor. ne kadar çok iş başarırsanız, ne kadar mücadele edip bişeyler kazanırsanız, o kadar memnun oluyorsunuz.

    yani kısacası hayatın mücadele edip kazananı oluyorsunuz beyler.

    asıl sahanızda yarışmaya başlıyorsunuz, 31 ve sigara gibi yapay tatminleri değil, peste çok çekişmeli mücadeleler sonunda kazanmayı tadıyorsunuz, çok zor bir işi halledince aldığınız maaş zammını tadıyorsunuz, patronlarınızın takdirini tadıyorsunuz, kızların beğenisini, istediğiniz kızı mücadele edip kazanmayi görüyosunuz beyler.
    bir de beyler mizaç olarak somurtkan ve ciddi panpalarımıza tabi ki bişey demiyorum her insanın bi karakteri vardır ben buna işletim sistemi derim. karakterini güzel yaşamak için alttaki donanımın sağlam olması gerekir ki bu da beyindir, onun hormonsal dengesidir.
    beyler örneğin aşağıdaki örnekte obez ve normal insanların yemek bolluğunda ve yemek kıtlığında dopamin reseptör yoğunluğu haritalarını görebilirsiniz :

    http://gettingstronger.or...r_months-3001-300x214.jpg
    31 i tamamen kesmenizi tavsiye ederim, ama ilk etapta ayda 1 e indirebilirsiniz.

    sigarayı ilelebet hayatınızdan çıkarmanızı, ot çöp gibi beyninizi anormal miktarda dopaminle dolduracak şeylerden kaçınmanızı tavsiye ederim.

    kısacası hayatınızda kolay haz olarak nitelendirebileceğimiz herşeyi, yemek ve internet dahil çıkarmanızı, azaltmanızı bi dengeye oturtmanızı tavsiye ederim.

    hayatta zevk veren her aktivitede bi denge gözetin beyler, az ve öz yapın derim.

    omega-3 balık yağı, kan yoğunluğunuzu düşürür, daha akışkan yapar, beyninizin daha iyi beslenmesini sağlar ve beyninizin lipit yapısının çok daha sağlıklı olmasını sağlar. yeterince balık tüketilmeyen türk toplumunda, günde 1000mg en kaliteli omega-3 takviyesini almanızı tavsiye ederim. gelişiminizi tamamlayıcı etki gösterir.

    çok stresli bir adamsanız, herşeyden gerilip sıkılıp kasıntı yapıyorsanız, c vitaminini bol tüketmenizi tavsiye ederim. c vitamini tam bir kortizol düşmanıdır. yer bitirir kortizolu, bi nevi kahramandır. kortizol hormonunu duymuşsunuzdur, vücutta stres anında üretilen ve bütün hücrelerin oksidasyonuna(yani yaşlanmasına) neden olan hormondur. o yüzden stresli adamlar çabuk yaşlanır. kortizol yüzünden hücreleri yaşlanmış ve yıpranmıştır.

    beyler c vitaminini 1000 mg a kadar alabilirsiniz ve bol bol çay içebilirsiniz çayın içerisindeki bi madde tam bir kortizol düşmanıdır. türk halkı olarak çay içmesek çok daha stresli bi toplum olurduk herhalde.

    beyler ayrıca c vitamini kanser dahil birsürü şeyle savaşır. c vitamini deyip geçiyoruz ama yurtdışında yüzyılın buluşu gibi muamele çekilir c vitaminine.

    sorusu olan varsa sorular gelebilir artik beyler (:
    Bir bitmediniz




  • quote:

    Orijinalden alıntı: 2000Liseli

    Bir bitmediniz

    Alıntıları Göster
    up
  • Afrika sucugu kullanıcısına yanıt
    Sen git de acun izle. vay be ulan şu kıytırık acun programı survivor şöyle şeylerden daha çok takip ediliyor. ulan insanların sorunlarıyla ilgileniyoruz sen ne diyorsun.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: tanisiyormuyuz31

    up

    Alıntıları Göster
    Kardeşim 2 haftadır yapmadım.
    Aksine mutsuzlaştım eksiklik hissetmeye başladım.
    Patlattım bi 31 rahatladım.
    Dopamin yalan(!). Hepsi Amerika'nın oynu arkasında kim var ? İsrail var.
    Yani bence bağımlılık olmadıkça arada bir yapılmasında sakınca yok.
    İnsanları kısıtlamayın hep öyle olmasa uyurken kamyon şarampole uçacak...

    Edit:Bağımlı arkadaşlar azaltırsa faydasını görürler. Ama arada bir patlatın ne olacak... Sonra oraya buraya...



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Guest-B15AE3FD1 -- 30 Nisan 2016; 16:59:00 >




  • 
Sayfa: 12
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.