HORIZON ZERO DAWN (2017) [PS4 ANA KONU]

Nora kabilesinde annesiz bir kız olan Aloy karakteri ile beraber oyuna giriş yapıyoruz. Nora kabilesinde anne çok önemli bir yere sahip, büyük bir inanç ögesinin temelini oluşturuyor. Annesiz olan biri ise bu inanca aykırı bir durum oluşturduğu için kabileye dahil edilmiyor. Aloy, dağın içerisindeki tesisin kapısının önünde kabile reisi tarafından bulunuyor. Nora kabilesi kendi içlerinde kendi inançları doğrultusunda yaşayan, hayvan derilerinden kendilerine kıyafet yapan klasik bir yerli kabile aslında, dini inançları ise dağın içerisindeki tesise bağlı! Çünkü tesis ile ilgili olan biteni bildiren dış sesi Tanrıça olarak algılıyorlar, bu yüzden de duydukları sese karşı bir inanç besleyerek, burayı özel bir yer haline getirmişler ve kabile reisi dışında kimsenin girmesine de izin verilmiyor. Aloy ise burada bir başına bulununca, kabilenin önde gelenleri çocuğu dışlayarak kutsamıyor ve onun bir lanet olduğuna inanmaya başlıyorlar. Bir kişi dışında, o da kabile reisi olan Teersa idi. Teersa, Aloy'un kaderinde çok önemli bir şey olduğuna inanıyor, bu yüzden de onu çok seviyor, ona sürekli ilgi alaka gösteriyor. Dışlanmış ve kimselerin konuşmadığı biri olan Rost adında bir avcıya emanet ediliyor ve küçük kızımız tüm bildiklerini bu adamdan öğreniyor. Tabii bir de Focus var. Küçük yaşlarda dışlanmasının getirdiği sorunlar yüzünden sinirlenip şuursuzca koşarken bir mağaraya düşüyor ve orada "Focus" olarak nitelendirilen bir cihaz buluyor, bu cihaz birçok konuda kolaylık sağlayan ve yaşadığı dünyayı daha detaylı öğrenmesini sağlayan bir araç.

Nora kabilesinin geleneği haline gelmiş kendini kanıtlama sınavına Teersa sayesinde Aloy'da giriyor. Bu Aloy için büyük bir şans, çünkü başarılı olduğu takdirde kabilenin bir parçası olacaktır. Bu sınav için geldiğimiz Mother's Heart yerleşkesinde Erend ve Olin adında birbirini tanıyan iki arkadaş ile tanışıyoruz. Ancak Olin'in kulağında da Aloy'daki gibi Focus cihazından olması Aloy'u meraklandırıyor ama Olin konu hakkında pek konuşmuyor, daha çok geçiştiriyor. Sınava giriş yaptığımızda ise kazanıyoruz ama kısa bir süre sonra kabileye bir saldırı gerçekleşiyor. Bu saldırıyı yapanların da Focus kullandığını görüyoruz ve öldürdüğümüz birinin focusunu alıyoruz. Ancak bu saldırı esnasında Rost ne yazık ki Aloy'u kurtarmak için kendisini feda ederek, hayatını kaybediyor. Gözümüzü açtığımızda dağın içerisinde buluyoruz kendimizi, düşmandan aldığımız focusu incelerken, birkaç bilgiye ulaşıyoruz. Öncelikle bir kadının varlığını öğreniyoruz. Aloy ve bu kadının dna'ları %99 oranında uyuşuyor ve Aloy, onun annesi olduğunu düşünüyor. Bir diğer konu ise saldıranların Olin'in focus'unu takip etmeleri sonucu buraya geldiklerini öğreniyoruz. Teersa ise bizimle konuşmaya geldiğinde dağın içinde doğduğumuzu söylüyor ve tesisin girişinin önünde Aloy'un tanrıça ile konuşabileceğine inanıyor. Bunun üzerine Aloy kapının önünde bir taramadan geçiyor, dna uyuşması sorunsuz olsa da bir bozulmadan ötürü kapı açılmıyor. Teersa ise hep inandığı şey uğruna Aloy'a bir unvan veriyor, "Seeker" , bu unvan sayesinde Aloy, Nora kabilesi için yasaklanmış topraklara gidebilme hakkı kazanıyor. Böylece Erend ile Olin hakkında konuşabilmek için Meridian şehrine doğru yol alıyoruz.

Erend, Olin'in suçlu olabileceğine inanmadığını söylüyor ama yine de Olin'in evini araştırıyoruz. Bu araştırma sonucu Olin'in günlüğünü buluyoruz ve orada Olin'in saldırganlarla beraber hareket ettiğini öğreniyoruz. Ancak bunun ardında da başka bir sebep var, Olin'in ailesi bu adamlar tarafından kaçırılmıştır ve Olin söylenenleri yapmazsa ailesi ölecektir. Olin'i bulduğumuzda toprağın altından Corrupter denilen saldırgan makineleri çıkaran bir grupla beraber görüyoruz. O esnada bizimle konuşan esrarengiz biri diğerlerinin focus'larını kapatıyor ve bu sayede herkesi öldürerek Olin ile konuşuyoruz. Shadow Carja'ya ait bir grup olduğunu ve kendilerine Eclipse dediklerini öğreniyoruz. Shadow Carja denilen grup Meridian'ın eski deli kralı öldükten sonra ortaya çıkan bir grup. Güneşe bağlılığı reddedip, Güneş tutulmasına inanmaya başlayan bir tür sapkın cahil. Liderleri ise Nora'da bize saldırıp, Rost'u da öldüren Helis adında bir adam. Konuşmayı sürdürürken Eclipse grubunun bir başka makineye daha inanç beslediğini öğreniyoruz. Adı Hades, Eclipse tarafından "Buried Shadow" olarak da isimlendirilmiş. Olin bu makineyi hiç görmediğini ama bir kez konuştuğuna şahitlik ettiğini, seni gördü ve "sistem tehdidi algılandı" dediğini söylüyor. Bunun üzerine Aloy Maker's End bölgesine gidiyor.

Yolculuk esnasında gizemli ses o kadının adının "Elisabet Sobeck" olduğunu ve Maker's End'in Shadow Carja tarafından sarıldığını, oraya vardığımızda dikkatli olmamız gerektiğini söylüyor. Maker's End'e geldiğimizde Ecplise grubunun büyük bir makineyi (Deathbringer)toprağın altından çıkarmaya çalışırken buluyoruz. Oradaki grubu ve Deathbringer'ı öldürdüğümüzde, bulduğumuz bir focus'dan yine Hades'in sesini duyarız; "Kaynak yaşıyor." Ancak Maker's End bölgesinde bundan çok daha önemli bilgilere ulaşıyoruz. Faro Automated Solutions (FAS) adlı bir firmanın varlığını öğreniyoruz. Bu firma Focus cihazını ve barışı sağlamak adına bazı robotlar geliştirmiş. Burada Corrupter diye bilinen makinenin gerçek isminin "ACA3 Scarab", Deathbringer olarak bilinen makinenin ise "FAS-FSP5 Kopesh" olduğunu da öğreniyoruz. Elisabet, FAS adlı bu firmada çalışıyordu. Firma başlangıçta Elisabet sayesinde üretilen çevreyi koruma odaklı robotlar geliştiriyordu, ancak sonraları firmanın bir de askeri kolu açıldı. Bu süreçte firma gelişirken, ayrıca "Peacekeeper" teması altında geliştirdiği ve acil durumlarda Biyokütle kullanarak kendisine yakıt sağlayan ve kendisini çoğaltabilen bazı robotlar da geliştiriyor. Ancak bu robotlar da bir tür hata meydana geliyor ve kontrolden çıkmaya başlıyorlar. FAS'ın sahibi Ted Faro'nun Elisabet ile konuşmasında bu konu ile ilgili olarak "Zero-Dawn projesi" diye bir bilgi ediniyoruz. Bizimle iletişime geçen gizemli kişi ile de bu süreçte tanışıyor ve adının Sylen olduğunu söylüyor. Bizi daha fazla bilgi elde edebileceğimiz yer olan, Grave-Hoard bölgesine gönderiyor. Burası bir askeri üs ve artık bir makine mezarlığı zira çok büyük çatışmalar dönmüş burada.

Zero Dawn ismini öğrendikten sonra Aloy, o projenin makineleri durduran bir süper silah olduğu düşüncesine kapılıyor. Ancak Grave-Hoard'da öğreniyoruz ki Zero Dawn bir silah değil. Aslında kontrolden çıkan makinelerin durdurulamayacağını ve 15 aylık süreçte dünya üzerindeki tüm ekosistemin yok olacağını öğreniyoruz. Bunun üzerine Elisabet, Zero Dawn projesini başlatıyor. Zero Dawn günü değil geleceği kurtarma projesi olarak belirtiliyor. Bu proje kısaca yunan tanrılarının ismi ile adlandırılmış çok üst düzey bir yapay zekadır.

GAIA, sistemin merkezi, The Spire denilen kuleyi yapar. Bu kule aslında bir iletim arıcıdır. Kontrolden çıkan FARO robotlarını durduracak kodu hazırlar.
Minerva, bu kodu The Spire vasıtası ile yayarak robotları durdurur
Hephaestus, Cauldron'larda dünyayı tekrar yaşanabilir hale getirmek için çalışacak makineleri yapar
Aether, dünyanın atmosferini düzeltecek
Poseidon, denizlerdeki zehirleri ortadan kaldıracak
Demeter, dünyayı tekrar yeşillendirmekle sorumludur
Artemis, organik hayvan yaşamını başlatır
Eleuthia, dünyanın birçok noktasında yer alan Cradle denilen tesislerde daha önceden hafızasına yerleştirilmiş milyarlarca insan genini yapay rahimlerde kullanarak insan yaşamını başlatır
Apollo, bilginin saklandığı ve sonraki nesillere geçmiş ile alakalı bilgiyi aktaracaktır
Hades, Gaia yaşamı yeniden yaratırken ortaya çıkan büyük bir sorun esnasında, tüm yaratılanları yok edip Gaia için sıfırdan bir ortam hazırlayacaktır

Bu projenin hayata geçebilmesi için insanların çalışması gereken sadece 15 ayları vardı. Bu süreçte milyarlarca masum insan süper silah sandıkları Zero Dawn ile kurtulacaklarını düşünerek makinelerle savaştı ancak işin arkasındaki gerçeği bilmiyorlardı. Gaia devreye girip ve makineler durdurulduktan sonra yaşam yeniden yaratılmaya başlandı. Aloy, Gaia hakkında daha fazla bilgi edinebilmek için doğduğu yere gitti ve orada Gaia, Hades ve kendisi hakkındaki gerçekleri öğrendi.

Gaia, kendisine verilen görevi yerine getirirken beklemediği sistem dışı bir aktivite belirledi. Gaia, insanları yaratmaya başladığında Hades bu sürecin eskiden olduğu gibi insanlar yüzünden kontrolden çıkacağını düşünerek insanları tehdit olarak algıladı ve yaratılan her şeyi yok etmeye karar verdi. Gaia ise buna engel olmak için Gaia's Prime denilen tesisi patlattı. Bu patlama sonucu Hades ve Gaia yok oldu. Bundan sonra Gaia'nın yaşama etki etme şansı kalmamıştı, artık insanlar kendi kendilerine çoğalacak ve hayatta kalmaya çalışacaklardı. Gaia patlamadan önce insanlara yardımcı olması için bir çözüm düşündü, o da Aloy olmuştu. Aloy, Elisabet'in klonuydu ve dna uyuşması sayesinde dünya üzerindeki tüm tesislere girebilme imkanı vardı. Ancak Hades Gaia'nın kendi kendini yok etme hamlesine karşı olarak sisteme bir virüs yaymış ve patlamadan kurtulmayı başarmıştı, fakat virüs aynı zamanda sistemdeki tüm dataları da bozmaya başlamıştı. Gaia ise bunun üzerine Aloy'u Gaia Prime bölgesine gönderdi ve oradaki Master Override cihazını elde ederek Hades'i temizleyebileceğini söyledi.

Ancak insanların bilgisizliği ve cahilliği Aloy'u engellemiş ve dışlanmasına sebep olmuştu. Aslında burada insanların bilinçli hareket edebilmesi için Apollo'nun devreye girmesi gerekiyordu? Apollo ile ilgili sorunun kaynağı ise FAS şirketinin başındaki adam Ted Faro idi. Apollo'ya yüklenen tüm bilgiyi gelecekteki insanların da kendileri gibi olmaması için silmiş ve buna karşı çıkan insanları da öldürmüştü. Bu yüzden de gelecekteki insanlar, bilgiden yoksun bir şekilde yaşayarak adeta taş devrine dönüş yaptı.

Gaia's Prime bölgesinde Sylen, bize kendisi ile ilgili bazı gerçekleri anlatıyor. Kendisi Shadow Carja'dan biriyken oradan ayrılıyor ve kendisini yollara vuruyor. Bu yolculukta Hades'i buluyor ve Hades, Sylen ile anlaşma yapıyor. Hades, bilgi paylaşırken Sylen ise Hades'i amacına götürecek orduyu hazırlayacaktı. Bu süreçte Sylen, fizik, matematik gibi o dünyanın bilgi dahilinde olmayan inanılmaz bilgiler öğreniyor, zekası artıyor. Bu sayede manipüle edilmeye müsait olan Shadow Carja'yı kullanarak Eclipse grubunu yaratıyor. Hades, Meridian şehrinde yer alan The Spire vasıtası ile büyük bir makineler ordusu kurmayı hedefliyordu. Sylen, bize kendi mızrağını verir ve ona taktığımız Master Override ile Gaia'nın başlattığı işi bitirmek için Meridian'a yol alırız.

Meridian'da makinelere karşı verilen savaşın ilk aşaması kaybedilir ve Hades, The Spire kulesine ulaşır ve yaydığı çağrı ile dünyanın dört bir yanında toprağın altından makineleri kaldırır. Uyanan makineler eskiden olduğu gibi biyokütle ile canlı yaşamı kullanarak aktif olmaya başlar. Aloy ise Hades ile yüzleşmek için The Spire bölgesinin tepesine çıkar, orada karşılaştığı Deathbringer ve çeşitli diğer makineleri yendikten sonra elindeki Master Override ile Hades'i durdurur.

Bu olaylardan sonra Aloy, Elisabet'in en son gittiği yere gider ve orada koruyucu bir zırhın içinde çürümüş ölü bedenini bulur. Bu sahneler esnasında arka planda 2065 yılından bir data kaydı açılır. Orada Elisabet'in Gaia ile olan bir konuşmasına şahitlik ederiz. O konuşmada Elisabet, "bir çocuğum olsaydı meraklı, inatçı, sevgi dolu ve dünyayı iyiye götüren biri olsun isterdim" diyerek, aslında bir nevi Aloy'u tarif eder.

Son sahnede ise Hades'in yenildiği yerden tekrar canlanarak kaçtığını görürüz. Gittiği yerde ise Sylen'ı görürüz, elinde bir çeşit kutu gibi bir cisim tutmaktadır. Hades direk o cismin içine girer ve Sylen birkaç kelime sarf eder. "Merhaba eski dostum, beni hatırladın mı? Senin anlatmadığın konuşacak birçok konumuz var. Örneğin senin Efendilerin hakkında, seni uyandıran sinyali gönderen. Bilgi her daim ödüldür, sence de öyle değil mi? Başlayalım."
https://i.hizliresim.com/oj82Ro.jpg

konuşmanın ardından bu devasa makinenin görünmesi ile oyun sonlanır.