Şimdi Ara

hypermiling - hypermiler

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
156
Cevap
9
Favori
10.810
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 12345
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Akaryakıt fiyatları kazandığımız paraya oranla çok hızlı olarak artmakta. Bunun;
    - petrol fiyatlarında artış
    - petrolün tükenebilir bir madde olması
    - devletin açıklarını en kolay olarak akaryakıttan karşılayabilmesi
    gibi sebepleri var.

    Peki son kullanıcılar olarak bizler ne yapabiliriz?


    4.90 TL OLDUĞUNDA KONTAKLAR KAPANIYORhttp://forum.donanimhaber.com/m_59059353/mpage_1/key_/tm.htm
    Yukarıdaki başlık akla ilk gelen tepki. Ancak uygulanması zor. Siz arabanızı kullanmasanız bile her türlü mal ve hizmetin içinde bir "akaryakıt fiyatı" gizli.

    Kanaatime göre kullanıcı olarak bizim yapabileceğimiz tek şey hipermiling denilen şeyi öğrenmek, anlamak ve hayata geçirmek. Bir hypermiler olmak.

     hypermiling - hypermiler


    Bu başlığı,
    Hipermiling nedir?
    Hangi teknikleri vardır?
    Nasıl uygulama yapılır?
    konularını tartışmak ve bilgi alışverişi yapmak amacıyla açtım.







  • Hypermiling ilk kez duyduğum bir kavram. Ne olduğunu araştırınca aslında "tasarruflu araba kullanma teknikleri" tadında birşeymiş.

    Konu ile ilgili ekşisözlükten alıntı:


    hypermiling

    petrol fiyatları artışı ile ortaya çıkan bir yakıt tasarufu önlemleri ve sürüş tekniği akımı. çeşitli önlem ve teknikler ile aracınız ile litre başına gideceğiniz kilometre sayısını arttırmaya (amerikalılar galon başı mil hesaplıyor) yöneliktir. yokuş aşağı boşta inmek, rüzgar sürtünmesini azaltmak ve kamyonun ilk freninde gebermek için kamyonların kıçında gitmek, imkan varsa kırmızıda durmamak gibi tehlikeli ve kanun dışı teknikleri es geçerseniz (es geçin zaten) faideli tavsiyeler içerir. başlıca teknikler şunlardır:

    - düzenli araç bakımı. aracın servis dökümanında yazan periyodlara uymak. diske çok az sürtünen fren balatası, kirli hava filtresi, benzin kaçıran borular vs... gibi problemler aracın yakıt tüketimini arttırır. lastik basıncını uygun seviyede tutmak (ayda bir kontrol yerine 2 kontrol). aracın kullanım klavuzunun izin verdiği en düşük akışkanlıkta yağ kullanmak.

    - araç ağırlığının azaltılması. araçtaki fazladan her 45 kilo %2-3 daha fazla yakıt harcatır (dur kalk ya da yokuş yukarı gidiş arttıkça bu oran da artar). şimdi hypermiler denilen bu elemanlar bağajı boşaltıyor. gereksiz alet erdavatı, kargoyu bağajdan çıkarıyor. ama sadece bununla kalmıyorlar. örneğin depoyu yarım ya da çeyrek doldurup (şehir içi benzin istasyonu daha fazla bulunabileceği için) boş yere benzin/mazot taşımıyorlar. ya da kendilerini, eşlerini falan kondisyona sokup fazla kilolardan kurtuluyorlar :)

    - verimli hızın korunması. sıfır lira yatırımla sağlam tasarruf yapmanın en güzel yolu ama her yere nikaha geç kalmış damat gibi acele ile giden, sollanınca egosu yıkılan yurdum insanına uyar mı bilmem. aracın hızı arttıkça hava sürtünmesi arttığından, doksan derecenin üstündeki hızlarda yakıt tüketimi artar (120 km/saat hızla giden aracınız motorun ürettiği kullanılabilir enerjinin yarısını hava sürtünmesini yenmeye harcar). fazla yavaş hızlarda da aracın motordaki hareketli parçaları hareket ettirmesi zorlaşır. aracın tipine göre değişse de 60-90 kilometre arasında değişen bir optimum hız vardır (büyük araçların optimum hızı 60'a yakın iken küçük araçların 90'a yakındır). hypermiler bu limit içinde araç kullanır, gereksiz hız yapmaktan kaçınır.

    - hızlanma ve yavaşlamanın kontrolü. aracı aniden kaldırmamak, torku verimli aralıkta tutmak, kalkıştan hemen sonra ikinci vitese geçmek, gereksiz frenlerden kaçınmak. genel olarak hızlanma ve frenleme sayısı azaldıkça aracın yakıt verimi artar. agresif araç kullanımından kaçınmak hızlanma ve frenlemeyı azaltmanın en etkili yoludur. bunu abartıp 90lık teyzeler gibi araç kullananlar da mevcut olsa da aslen ışıklara dikkat etmek, öndeki aracı takip etmek hızlı gidip durup kalkmak yerine yavaş ve sabit hızla gitmek gibi teknikler içerir. araçta her frene bastığınızda az önce hızlanmak için harcadığınız yakıtı ısı olarak çarçur ediyorsunuz. kırmızı ışığa kadar gaza basıp orda zınk diye frene basmak yerine azcık uyanık ve yavaş gidip ışığa kadar frensiz yavaşlamak gibi. ben istanbulda bir arkadaşımla bunu denemiştim. bir önündeki araçtan öteye bakmamak yerine ileriye bakıp kırmızı gördüğümüzde gazdan ayak çekerek yavaşladığımızda çoğunlukla ışıkta durmak zorunda kalmadığımızı farketmiştik.dur kalkı azaltmanın en sağlam yollarından biri de biraz erken kalkıp ya da işten biraz erken çıkıp trafiğe yakalanmamak.

    - yolculuğu önceden planlamak. örneğin gideceğiniz yeri çok iyi bilmiyorsanız haritada bir araştırma yapmak, gps zımbırtılar kullanmak.

    daha az bilinen teknikler şunlar:

    - mümkün olan en iyi yakıt verimliliği olan arabayı kullanmak (ecnebiler downgrading diyorlar)

    - kısa mesafelerde araba kullanmamak. teknik şu. şehrinizin haritasını önünüze alıyorsunuz. sonra bu haritada evinizi ve araba ile gittiğiniz mekanları işaretliyorsunuz. sonra pergel ile eviniz merkezde olacak şekilde 2-5-10 kilometrelik 3 daire çiziyorsunuz. bir eliniz haritada bir eliniz kuran (dininize göre incil, tevrat, vs...) üzerinde iken 2 kilometrelik daire içinde kalan yerlere yayan, 5 kilometrelik daire içinde kalan yerlere bisiklet ile 10 kilometrelik daire içinde kalan yerlere ya bisiklet ile ya da toplu taşıma ile gideceğinize namusunuz ve şerefiniz üzerine yemin edip bu haritayı arabanıza asıyorsunuz.

    - aracın hava direncini azaltmak. bunun en sağlam yolu optimum hızda (60-90 km/saat) gitmek. tepe bağajı, camların açık olması en bilinen aero dinamik bozucusu. ama bu elemanlarda daha manyak teknikler var:

    * - aracı temiz tutmak zira araç kirli iken yüzey sürtünmesi dolayısı ile hava direnci artıyor.

    * - maç zamanı bayrağı dışarı değil içeri asmak. bayrak, flama gibi zımbırtılar aracın hava direncini arttırıyor.

    * - sineklik gibi aksesuarlar takmamak.

    * - drafting. olay şu. uzun yolda sizin araçtan büyük bir araç buluyorsunuz (kamyon, otobüs gibi). sonra güvenli mesafeden bu aracın arkasında gidiyorsunuz. havayı bu büyük araç yarıyor, siz de aracın arkasında kalan düşük dirençli havada tasarruflu tasarruflu yol alıyorsunuz. teknik tehlikeli ve dikkatsiz elemanlara göre değil ama uygun mesafeden olduğu sürece sorun yok. şurda bununla ilgili bir yazı var:

    http://www.tutumluol.com/...-yakit-harcayabilirsiniz/

    - haftada dört gün yöntemi. ecnebi memleketlerde bazı şirketler 8 saat x 5 gün çalışacaklarına 10 saat x 4 gün çalışıp 3 gün tatil yapıyorlar. böylece hem haftada bir gidiş geliş daha az yaparak hem de diğer günler daha geç çıkıldığından trafiğe yakalanmayarak yakıt tasarrufu yapılıyor. 3 gün kesintisiz tatil de cabası. tabii n saat x 6 gün çalışılan yerlerde (n >= 10 saat) bu yöntem uygulanamayabilir.



    - arabayı sonuna kadar kullanmamak. bu teknik güzel, özellikle iş yeri merkezi ve kabus gibi trafiğin içinde olanlar için ideal ama biraz ön yatırım lazım. bir katlanir bisiklet ediyorsunuz. bu alet ile iş yerinize yakın mevkide 15-30-45 dakikada kaç kilometre gidebildiğinize bakıyorsunuz. sonra bisikleti bağaja atıyorsunuz. haritada iş yerinizi merkez alan ve 15-30-45 dakikada gidebileceğiniz kilometreler çaplı daireler çiziyorsunuz. sonra bu daireler içinde kalan ve trafiğe dalmadan, fazla otopark parası ödemeden aracınızı park edeceğiniz yerleri işaretliyorsunuz. sonrasında aracınızla iş yerinize kadar gideceğinize bu park noktalarına kadar gidip gerisini katlanabilir bisikletle gidiyorsunuz. bu bisikletlerin harika bir özelliği de katladığınızda otobüs ve metroya alabilmeniz. birçok insan için bu otomobile gerek kalmadan bisikletle bir toplu taşıma aracına gitmek, sonra araçtan inip bisikletle işe gitmek şeklinde kullanılabilir. bu bisikletlerin güzel bir özelliği de katlanabilir olduklarından katlayıp ofisinize çıkarabilmeniz. böylece çalınma derdi de olmuyor. bir başka yöntem de aracı şirketin servis aracının geçtiği bir yere kadar kullanıp oraya park etmek (ki burası genelde bedava park edilebilecek bir yer) ve yolun gerisini servis ile gitmek.

    - araç klimasını mümkün olduğunca az kullanmak. klimayı aracı terk ederken değil terk etmeden 5-10 dakika önce kapamak. camlara güneş ışığı filtresi taktırmak.

    - araç paylaşımı. bunun kilometreye katkısı gereksiz trafik, park dur kalklarını azaltması. bir şirketten, şirkete yakın yerlerde çaışanlardan, arkadaşlardan bazıları ile beraber işe gitmek. herkes tek tek gideceğine bir arabaya doluşup beraberce gidiyor. böylece hem yakıttan hem de köprü, otoban, park parasından tasarruf sağlanıyor. bu sistem yaygın uygulansa trafik de azalır. bu işi ayarlayan internet siteleri de mevcut. burada güvenlik akla gelebilir ama ciddi sitelere (türkiyede nasıl bilmiyorum) insanlar sisteme kimlik numaralarını ile kaydoluyor ve araç paylaşımları sisteme kaydediliyor.

    http://www.hypermiling.com/

    money.cnn.com
    404 Page Not Found - CNNMoney
    http://money.cnn.com/...tos/driving_for_mpg/index.htm




  • quote:

    Orijinalden alıntı: nihilist76

    Hypermiling ilk kez duyduğum bir kavram. Ne olduğunu araştırınca aslında "tasarruflu araba kullanma teknikleri" tadında birşeymiş.

    Konu ile ilgili ekşisözlükten alıntı:


    hypermiling

    petrol fiyatları artışı ile ortaya çıkan bir yakıt tasarufu önlemleri ve sürüş tekniği akımı. çeşitli önlem ve teknikler ile aracınız ile litre başına gideceğiniz kilometre sayısını arttırmaya (amerikalılar galon başı mil hesaplıyor) yöneliktir. yokuş aşağı boşta inmek, rüzgar sürtünmesini azaltmak ve kamyonun ilk freninde gebermek için kamyonların kıçında gitmek, imkan varsa kırmızıda durmamak gibi tehlikeli ve kanun dışı teknikleri es geçerseniz (es geçin zaten) faideli tavsiyeler içerir. başlıca teknikler şunlardır:

    - düzenli araç bakımı. aracın servis dökümanında yazan periyodlara uymak. diske çok az sürtünen fren balatası, kirli hava filtresi, benzin kaçıran borular vs... gibi problemler aracın yakıt tüketimini arttırır. lastik basıncını uygun seviyede tutmak (ayda bir kontrol yerine 2 kontrol). aracın kullanım klavuzunun izin verdiği en düşük akışkanlıkta yağ kullanmak.

    - araç ağırlığının azaltılması. araçtaki fazladan her 45 kilo %2-3 daha fazla yakıt harcatır (dur kalk ya da yokuş yukarı gidiş arttıkça bu oran da artar). şimdi hypermiler denilen bu elemanlar bağajı boşaltıyor. gereksiz alet erdavatı, kargoyu bağajdan çıkarıyor. ama sadece bununla kalmıyorlar. örneğin depoyu yarım ya da çeyrek doldurup (şehir içi benzin istasyonu daha fazla bulunabileceği için) boş yere benzin/mazot taşımıyorlar. ya da kendilerini, eşlerini falan kondisyona sokup fazla kilolardan kurtuluyorlar :)

    - verimli hızın korunması. sıfır lira yatırımla sağlam tasarruf yapmanın en güzel yolu ama her yere nikaha geç kalmış damat gibi acele ile giden, sollanınca egosu yıkılan yurdum insanına uyar mı bilmem. aracın hızı arttıkça hava sürtünmesi arttığından, doksan derecenin üstündeki hızlarda yakıt tüketimi artar (120 km/saat hızla giden aracınız motorun ürettiği kullanılabilir enerjinin yarısını hava sürtünmesini yenmeye harcar). fazla yavaş hızlarda da aracın motordaki hareketli parçaları hareket ettirmesi zorlaşır. aracın tipine göre değişse de 60-90 kilometre arasında değişen bir optimum hız vardır (büyük araçların optimum hızı 60'a yakın iken küçük araçların 90'a yakındır). hypermiler bu limit içinde araç kullanır, gereksiz hız yapmaktan kaçınır.

    - hızlanma ve yavaşlamanın kontrolü. aracı aniden kaldırmamak, torku verimli aralıkta tutmak, kalkıştan hemen sonra ikinci vitese geçmek, gereksiz frenlerden kaçınmak. genel olarak hızlanma ve frenleme sayısı azaldıkça aracın yakıt verimi artar. agresif araç kullanımından kaçınmak hızlanma ve frenlemeyı azaltmanın en etkili yoludur. bunu abartıp 90lık teyzeler gibi araç kullananlar da mevcut olsa da aslen ışıklara dikkat etmek, öndeki aracı takip etmek hızlı gidip durup kalkmak yerine yavaş ve sabit hızla gitmek gibi teknikler içerir. araçta her frene bastığınızda az önce hızlanmak için harcadığınız yakıtı ısı olarak çarçur ediyorsunuz. kırmızı ışığa kadar gaza basıp orda zınk diye frene basmak yerine azcık uyanık ve yavaş gidip ışığa kadar frensiz yavaşlamak gibi. ben istanbulda bir arkadaşımla bunu denemiştim. bir önündeki araçtan öteye bakmamak yerine ileriye bakıp kırmızı gördüğümüzde gazdan ayak çekerek yavaşladığımızda çoğunlukla ışıkta durmak zorunda kalmadığımızı farketmiştik.dur kalkı azaltmanın en sağlam yollarından biri de biraz erken kalkıp ya da işten biraz erken çıkıp trafiğe yakalanmamak.

    - yolculuğu önceden planlamak. örneğin gideceğiniz yeri çok iyi bilmiyorsanız haritada bir araştırma yapmak, gps zımbırtılar kullanmak.

    daha az bilinen teknikler şunlar:

    - mümkün olan en iyi yakıt verimliliği olan arabayı kullanmak (ecnebiler downgrading diyorlar)

    - kısa mesafelerde araba kullanmamak. teknik şu. şehrinizin haritasını önünüze alıyorsunuz. sonra bu haritada evinizi ve araba ile gittiğiniz mekanları işaretliyorsunuz. sonra pergel ile eviniz merkezde olacak şekilde 2-5-10 kilometrelik 3 daire çiziyorsunuz. bir eliniz haritada bir eliniz kuran (dininize göre incil, tevrat, vs...) üzerinde iken 2 kilometrelik daire içinde kalan yerlere yayan, 5 kilometrelik daire içinde kalan yerlere bisiklet ile 10 kilometrelik daire içinde kalan yerlere ya bisiklet ile ya da toplu taşıma ile gideceğinize namusunuz ve şerefiniz üzerine yemin edip bu haritayı arabanıza asıyorsunuz.

    - aracın hava direncini azaltmak. bunun en sağlam yolu optimum hızda (60-90 km/saat) gitmek. tepe bağajı, camların açık olması en bilinen aero dinamik bozucusu. ama bu elemanlarda daha manyak teknikler var:

    * - aracı temiz tutmak zira araç kirli iken yüzey sürtünmesi dolayısı ile hava direnci artıyor.

    * - maç zamanı bayrağı dışarı değil içeri asmak. bayrak, flama gibi zımbırtılar aracın hava direncini arttırıyor.

    * - sineklik gibi aksesuarlar takmamak.

    * - drafting. olay şu. uzun yolda sizin araçtan büyük bir araç buluyorsunuz (kamyon, otobüs gibi). sonra güvenli mesafeden bu aracın arkasında gidiyorsunuz. havayı bu büyük araç yarıyor, siz de aracın arkasında kalan düşük dirençli havada tasarruflu tasarruflu yol alıyorsunuz. teknik tehlikeli ve dikkatsiz elemanlara göre değil ama uygun mesafeden olduğu sürece sorun yok. şurda bununla ilgili bir yazı var:

    http://www.tutumluol.com/...-yakit-harcayabilirsiniz/

    - haftada dört gün yöntemi. ecnebi memleketlerde bazı şirketler 8 saat x 5 gün çalışacaklarına 10 saat x 4 gün çalışıp 3 gün tatil yapıyorlar. böylece hem haftada bir gidiş geliş daha az yaparak hem de diğer günler daha geç çıkıldığından trafiğe yakalanmayarak yakıt tasarrufu yapılıyor. 3 gün kesintisiz tatil de cabası. tabii n saat x 6 gün çalışılan yerlerde (n >= 10 saat) bu yöntem uygulanamayabilir.



    - arabayı sonuna kadar kullanmamak. bu teknik güzel, özellikle iş yeri merkezi ve kabus gibi trafiğin içinde olanlar için ideal ama biraz ön yatırım lazım. bir katlanir bisiklet ediyorsunuz. bu alet ile iş yerinize yakın mevkide 15-30-45 dakikada kaç kilometre gidebildiğinize bakıyorsunuz. sonra bisikleti bağaja atıyorsunuz. haritada iş yerinizi merkez alan ve 15-30-45 dakikada gidebileceğiniz kilometreler çaplı daireler çiziyorsunuz. sonra bu daireler içinde kalan ve trafiğe dalmadan, fazla otopark parası ödemeden aracınızı park edeceğiniz yerleri işaretliyorsunuz. sonrasında aracınızla iş yerinize kadar gideceğinize bu park noktalarına kadar gidip gerisini katlanabilir bisikletle gidiyorsunuz. bu bisikletlerin harika bir özelliği de katladığınızda otobüs ve metroya alabilmeniz. birçok insan için bu otomobile gerek kalmadan bisikletle bir toplu taşıma aracına gitmek, sonra araçtan inip bisikletle işe gitmek şeklinde kullanılabilir. bu bisikletlerin güzel bir özelliği de katlanabilir olduklarından katlayıp ofisinize çıkarabilmeniz. böylece çalınma derdi de olmuyor. bir başka yöntem de aracı şirketin servis aracının geçtiği bir yere kadar kullanıp oraya park etmek (ki burası genelde bedava park edilebilecek bir yer) ve yolun gerisini servis ile gitmek.

    - araç klimasını mümkün olduğunca az kullanmak. klimayı aracı terk ederken değil terk etmeden 5-10 dakika önce kapamak. camlara güneş ışığı filtresi taktırmak.

    - araç paylaşımı. bunun kilometreye katkısı gereksiz trafik, park dur kalklarını azaltması. bir şirketten, şirkete yakın yerlerde çaışanlardan, arkadaşlardan bazıları ile beraber işe gitmek. herkes tek tek gideceğine bir arabaya doluşup beraberce gidiyor. böylece hem yakıttan hem de köprü, otoban, park parasından tasarruf sağlanıyor. bu sistem yaygın uygulansa trafik de azalır. bu işi ayarlayan internet siteleri de mevcut. burada güvenlik akla gelebilir ama ciddi sitelere (türkiyede nasıl bilmiyorum) insanlar sisteme kimlik numaralarını ile kaydoluyor ve araç paylaşımları sisteme kaydediliyor.

    http://www.hypermiling.com/

    money.cnn.com
    404 Page Not Found - CNNMoney
    http://money.cnn.com/...tos/driving_for_mpg/index.htm
    Hypermiling yakıt ekonomisini artırmak amacıyla uygulanan araba kullanma teknikleridir.
    Bunu uygulayan kişilere de hypermiler denir.

    Hypermiler sadece kilometre başına düşen yakıtı azaltmaya çalışmaz. Yakıt tüketimini azaltmak için gerektiğinde yürür veya toplu taşıma kullanır. Arabayı satın alırken kendi ihtiyaçlarına uygun olarak en az yakıt tüketebilecek arabayı seçer. Bu bir yaşam biçimidir.

    Bununla birlikte herkes ilgili teknikleri az yada çok kullanarak kendi aracının yakıt tüketimini azaltabilir.

    Örnek vereyim;
    G. Wayne 2008 yılında 25 kilometrelik bir parkurda Honda İnsight ile 213.8 MPG (1.1L/100km)'lik bir değer yakalamıştır.

    Herkes buna ulaşamayabilir, ancak dikkat ettiğimizde kendi araçlarımızın daha az yakıt tükettiğini görebiliriz.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi ihsanokur -- 27 Nisan 2012; 10:32:48 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: nihilist76

    Hypermiling ilk kez duyduğum bir kavram. Ne olduğunu araştırınca aslında "tasarruflu araba kullanma teknikleri" tadında birşeymiş.

    Konu ile ilgili ekşisözlükten alıntı:


    hypermiling

    petrol fiyatları artışı ile ortaya çıkan bir yakıt tasarufu önlemleri ve sürüş tekniği akımı. çeşitli önlem ve teknikler ile aracınız ile litre başına gideceğiniz kilometre sayısını arttırmaya (amerikalılar galon başı mil hesaplıyor) yöneliktir. yokuş aşağı boşta inmek, rüzgar sürtünmesini azaltmak ve kamyonun ilk freninde gebermek için kamyonların kıçında gitmek, imkan varsa kırmızıda durmamak gibi tehlikeli ve kanun dışı teknikleri es geçerseniz (es geçin zaten) faideli tavsiyeler içerir. başlıca teknikler şunlardır:

    - düzenli araç bakımı. aracın servis dökümanında yazan periyodlara uymak. diske çok az sürtünen fren balatası, kirli hava filtresi, benzin kaçıran borular vs... gibi problemler aracın yakıt tüketimini arttırır. lastik basıncını uygun seviyede tutmak (ayda bir kontrol yerine 2 kontrol). aracın kullanım klavuzunun izin verdiği en düşük akışkanlıkta yağ kullanmak.

    - araç ağırlığının azaltılması. araçtaki fazladan her 45 kilo %2-3 daha fazla yakıt harcatır (dur kalk ya da yokuş yukarı gidiş arttıkça bu oran da artar). şimdi hypermiler denilen bu elemanlar bağajı boşaltıyor. gereksiz alet erdavatı, kargoyu bağajdan çıkarıyor. ama sadece bununla kalmıyorlar. örneğin depoyu yarım ya da çeyrek doldurup (şehir içi benzin istasyonu daha fazla bulunabileceği için) boş yere benzin/mazot taşımıyorlar. ya da kendilerini, eşlerini falan kondisyona sokup fazla kilolardan kurtuluyorlar :)

    - verimli hızın korunması. sıfır lira yatırımla sağlam tasarruf yapmanın en güzel yolu ama her yere nikaha geç kalmış damat gibi acele ile giden, sollanınca egosu yıkılan yurdum insanına uyar mı bilmem. aracın hızı arttıkça hava sürtünmesi arttığından, doksan derecenin üstündeki hızlarda yakıt tüketimi artar (120 km/saat hızla giden aracınız motorun ürettiği kullanılabilir enerjinin yarısını hava sürtünmesini yenmeye harcar). fazla yavaş hızlarda da aracın motordaki hareketli parçaları hareket ettirmesi zorlaşır. aracın tipine göre değişse de 60-90 kilometre arasında değişen bir optimum hız vardır (büyük araçların optimum hızı 60'a yakın iken küçük araçların 90'a yakındır). hypermiler bu limit içinde araç kullanır, gereksiz hız yapmaktan kaçınır.

    - hızlanma ve yavaşlamanın kontrolü. aracı aniden kaldırmamak, torku verimli aralıkta tutmak, kalkıştan hemen sonra ikinci vitese geçmek, gereksiz frenlerden kaçınmak. genel olarak hızlanma ve frenleme sayısı azaldıkça aracın yakıt verimi artar. agresif araç kullanımından kaçınmak hızlanma ve frenlemeyı azaltmanın en etkili yoludur. bunu abartıp 90lık teyzeler gibi araç kullananlar da mevcut olsa da aslen ışıklara dikkat etmek, öndeki aracı takip etmek hızlı gidip durup kalkmak yerine yavaş ve sabit hızla gitmek gibi teknikler içerir. araçta her frene bastığınızda az önce hızlanmak için harcadığınız yakıtı ısı olarak çarçur ediyorsunuz. kırmızı ışığa kadar gaza basıp orda zınk diye frene basmak yerine azcık uyanık ve yavaş gidip ışığa kadar frensiz yavaşlamak gibi. ben istanbulda bir arkadaşımla bunu denemiştim. bir önündeki araçtan öteye bakmamak yerine ileriye bakıp kırmızı gördüğümüzde gazdan ayak çekerek yavaşladığımızda çoğunlukla ışıkta durmak zorunda kalmadığımızı farketmiştik.dur kalkı azaltmanın en sağlam yollarından biri de biraz erken kalkıp ya da işten biraz erken çıkıp trafiğe yakalanmamak.

    - yolculuğu önceden planlamak. örneğin gideceğiniz yeri çok iyi bilmiyorsanız haritada bir araştırma yapmak, gps zımbırtılar kullanmak.

    daha az bilinen teknikler şunlar:

    - mümkün olan en iyi yakıt verimliliği olan arabayı kullanmak (ecnebiler downgrading diyorlar)

    - kısa mesafelerde araba kullanmamak. teknik şu. şehrinizin haritasını önünüze alıyorsunuz. sonra bu haritada evinizi ve araba ile gittiğiniz mekanları işaretliyorsunuz. sonra pergel ile eviniz merkezde olacak şekilde 2-5-10 kilometrelik 3 daire çiziyorsunuz. bir eliniz haritada bir eliniz kuran (dininize göre incil, tevrat, vs...) üzerinde iken 2 kilometrelik daire içinde kalan yerlere yayan, 5 kilometrelik daire içinde kalan yerlere bisiklet ile 10 kilometrelik daire içinde kalan yerlere ya bisiklet ile ya da toplu taşıma ile gideceğinize namusunuz ve şerefiniz üzerine yemin edip bu haritayı arabanıza asıyorsunuz.

    - aracın hava direncini azaltmak. bunun en sağlam yolu optimum hızda (60-90 km/saat) gitmek. tepe bağajı, camların açık olması en bilinen aero dinamik bozucusu. ama bu elemanlarda daha manyak teknikler var:

    * - aracı temiz tutmak zira araç kirli iken yüzey sürtünmesi dolayısı ile hava direnci artıyor.

    * - maç zamanı bayrağı dışarı değil içeri asmak. bayrak, flama gibi zımbırtılar aracın hava direncini arttırıyor.

    * - sineklik gibi aksesuarlar takmamak.

    * - drafting. olay şu. uzun yolda sizin araçtan büyük bir araç buluyorsunuz (kamyon, otobüs gibi). sonra güvenli mesafeden bu aracın arkasında gidiyorsunuz. havayı bu büyük araç yarıyor, siz de aracın arkasında kalan düşük dirençli havada tasarruflu tasarruflu yol alıyorsunuz. teknik tehlikeli ve dikkatsiz elemanlara göre değil ama uygun mesafeden olduğu sürece sorun yok. şurda bununla ilgili bir yazı var:

    http://www.tutumluol.com/...-yakit-harcayabilirsiniz/

    - haftada dört gün yöntemi. ecnebi memleketlerde bazı şirketler 8 saat x 5 gün çalışacaklarına 10 saat x 4 gün çalışıp 3 gün tatil yapıyorlar. böylece hem haftada bir gidiş geliş daha az yaparak hem de diğer günler daha geç çıkıldığından trafiğe yakalanmayarak yakıt tasarrufu yapılıyor. 3 gün kesintisiz tatil de cabası. tabii n saat x 6 gün çalışılan yerlerde (n >= 10 saat) bu yöntem uygulanamayabilir.



    - arabayı sonuna kadar kullanmamak. bu teknik güzel, özellikle iş yeri merkezi ve kabus gibi trafiğin içinde olanlar için ideal ama biraz ön yatırım lazım. bir katlanir bisiklet ediyorsunuz. bu alet ile iş yerinize yakın mevkide 15-30-45 dakikada kaç kilometre gidebildiğinize bakıyorsunuz. sonra bisikleti bağaja atıyorsunuz. haritada iş yerinizi merkez alan ve 15-30-45 dakikada gidebileceğiniz kilometreler çaplı daireler çiziyorsunuz. sonra bu daireler içinde kalan ve trafiğe dalmadan, fazla otopark parası ödemeden aracınızı park edeceğiniz yerleri işaretliyorsunuz. sonrasında aracınızla iş yerinize kadar gideceğinize bu park noktalarına kadar gidip gerisini katlanabilir bisikletle gidiyorsunuz. bu bisikletlerin harika bir özelliği de katladığınızda otobüs ve metroya alabilmeniz. birçok insan için bu otomobile gerek kalmadan bisikletle bir toplu taşıma aracına gitmek, sonra araçtan inip bisikletle işe gitmek şeklinde kullanılabilir. bu bisikletlerin güzel bir özelliği de katlanabilir olduklarından katlayıp ofisinize çıkarabilmeniz. böylece çalınma derdi de olmuyor. bir başka yöntem de aracı şirketin servis aracının geçtiği bir yere kadar kullanıp oraya park etmek (ki burası genelde bedava park edilebilecek bir yer) ve yolun gerisini servis ile gitmek.

    - araç klimasını mümkün olduğunca az kullanmak. klimayı aracı terk ederken değil terk etmeden 5-10 dakika önce kapamak. camlara güneş ışığı filtresi taktırmak.

    - araç paylaşımı. bunun kilometreye katkısı gereksiz trafik, park dur kalklarını azaltması. bir şirketten, şirkete yakın yerlerde çaışanlardan, arkadaşlardan bazıları ile beraber işe gitmek. herkes tek tek gideceğine bir arabaya doluşup beraberce gidiyor. böylece hem yakıttan hem de köprü, otoban, park parasından tasarruf sağlanıyor. bu sistem yaygın uygulansa trafik de azalır. bu işi ayarlayan internet siteleri de mevcut. burada güvenlik akla gelebilir ama ciddi sitelere (türkiyede nasıl bilmiyorum) insanlar sisteme kimlik numaralarını ile kaydoluyor ve araç paylaşımları sisteme kaydediliyor.

    http://www.hypermiling.com/

    money.cnn.com
    404 Page Not Found - CNNMoney
    http://money.cnn.com/...tos/driving_for_mpg/index.htm
    Ankara'daki az yakıt harcatma deneyimimi söyleyeyim:

    Açıkçası hızlı araba kullanırım. Ancak trafik yoğunluğu ve sol şerit ihlali sebebiyle Ankara'da hızlı kullanmanın da bir anlamı pek yok. Zira maksimum 10 araba öne geçebiliyorsunuz. Bunu test etmek için yoğun trafik saatinde Eskişehir yolu Opet benzinliğinden Hacettepe'ye kadar olan yerde bir arkadaşla iki kere deney yaptık. İkisinde de o hızlı araç kullandı. "Ağır magandalık yapmadan, sağlamak, sollamak, sık şerit değiştirmek serbest, makas atmak yasak." kuralı çerçevesinde normalde kullandığı hızlara çıkarak (120km/sa max), Hacettepe'ye gitti. Ben de 70km/sa sabit hızla gittim. Otoparka vardığı an saniye tutmasını istedim. Bir denemede 1 dakika 45 saniye fark etti. Diğerinde 1 dakika 30 saniye...

    Yaptığımız hesaba göre açık trafikte bu fark maksimum 2 dakika 45 saniye olacaktı. Aynı hesapla Hacettepe'den G.O.P'ye gidiliyorsa, yoğun trafikte uyuz kullanmak 3.5 dakika farka sebep olacaktı. Çünkü şehir kısmı zaten sıkış tepiş olduğu için, km olarak daha uzun olmasına rağmen orada zaman açısından fark açmak imkansızdı.

    Ancak açık trafikte Hacettepe - G.O.P'yi hızlı gitmekle yavaş gitmek arasında 10 dakika farkediyor. Bu hissedilebilir bir fark...
    -----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
    Peki ben bu testi yaparken neler gördüm? Şuursuz Ankara'lılar döktürdü gene:

    1) Eskişehir yolunda ilk defa orta şeritte sabit hızla gidiyorum. Kaç kere önüme araba atladı ve ben arayı kapatana kadar hızlanamayıp, frene basmama sebep oldu. Madem çıkıyorsun önüme, bana frene bastırmadan hızlanman gerekmez mi? Hem saygısız, hem ultra yavaştır Ankara şoförleri...

    2) Hacettepe köprüsüne dönerken en sağ şeritteyim. İki şerit olarak dönebileceğimiz bir yol. Solumdan bir araba hızla girip (Normalde ben de o hızla giriyorum), sonra iki şeride düşen hacettepe ayrımından korkup frene basıp benim önüme sağ şeride geçti. Ben tabi gene frene bastım. Normalde düz devam edebilirdi. Ama korktu. Ben o şekilde dönerken kimseyi sıkıştırmıyor, fren yapmasına sebep olmuyorum. Hem saygısız, hem beceriksiz Ankara Şoförleri...

    3) Köprüyü geçtim. Sağda yolcu indirmiş dolmuş bir sol şeride geçti, virajları dönüyoruz. Yavaş yavaş hızlanıyorum. Sağolsun dolmuş sağımda hızlanıyor ve benden hızlı hızlanamamasına rağmen ve önü boş olmasına rağmen benim şeridime doğru geliyor. Sağ şerit basıyor herhalde abime... Neyse biraz daha gaza basıp durumdan kotarıyoruz; ama tasarrufun bir kısmı daha kaçmış oluyor. Hem Saygısız, hem umursamazdır Ankara Şoförleri...

    Kısaca ben yapsam ekonomi yaparım da, buradaki yontulmamış odunlarla uğraşmak zor. Yapacağım ekonominin yarısını onların mallıkları götüreceği için bir lüzumsuz faaliyete dönüşüyor iş. O yüzden an itibari ile makam şoförü tadında kullanıyorum. Hızlı git; ama frene basmak son çarenmiş gibi git. Ani hiçbir hareket yapma. Yapabildiğim ekonomiyi buradaki trafiğin saygısızlığı sebebiyle böyle yapıyorum.

    Bir de aynı Ankara halkının dur kalk trafiği süperdir. 50cm ilerlemek için araba kaldıranlar, 30 metre gideceğiz, bir hızla arabayı kaldırır gider, fren yapar durur! O yüzden ben kimseyi takip etmiyorum trafikte. Ya dururum, ya giderim. "Kalk, gazla fren yap dur" yapmam.

    Ekonomi yapmak için derler ya, "gaz pedalında yumurta varmış gibi bas" diye. Ben bu mantığı frene uyguluyorum. Yakıtın çoğunu kalkışta veya kaybettiğimiz hızı tekrar kazanmak için harcıyoruz. Bu durumda durmazsak veya yavaşlayıp hızlanmazsak sarfiyatı azaltırız. O yüzden yumurta olayını frene uyguluyorum. Az frene basabilmiş olmak için gaza da çok usturuplu basmak gerekiyor zaten.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Huseyin-ZST

    Ankara'daki az yakıt harcatma deneyimimi söyleyeyim:

    Açıkçası hızlı araba kullanırım. Ancak trafik yoğunluğu ve sol şerit ihlali sebebiyle Ankara'da hızlı kullanmanın da bir anlamı pek yok. Zira maksimum 10 araba öne geçebiliyorsunuz. Bunu test etmek için yoğun trafik saatinde Eskişehir yolu Opet benzinliğinden Hacettepe'ye kadar olan yerde bir arkadaşla iki kere deney yaptık. İkisinde de o hızlı araç kullandı. "Ağır magandalık yapmadan, sağlamak, sollamak, sık şerit değiştirmek serbest, makas atmak yasak." kuralı çerçevesinde normalde kullandığı hızlara çıkarak (120km/sa max), Hacettepe'ye gitti. Ben de 70km/sa sabit hızla gittim. Otoparka vardığı an saniye tutmasını istedim. Bir denemede 1 dakika 45 saniye fark etti. Diğerinde 1 dakika 30 saniye...

    Yaptığımız hesaba göre açık trafikte bu fark maksimum 2 dakika 45 saniye olacaktı. Aynı hesapla Hacettepe'den G.O.P'ye gidiliyorsa, yoğun trafikte uyuz kullanmak 3.5 dakika farka sebep olacaktı. Çünkü şehir kısmı zaten sıkış tepiş olduğu için, km olarak daha uzun olmasına rağmen orada zaman açısından fark açmak imkansızdı.

    Ancak açık trafikte Hacettepe - G.O.P'yi hızlı gitmekle yavaş gitmek arasında 10 dakika farkediyor. Bu hissedilebilir bir fark...
    -----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
    Peki ben bu testi yaparken neler gördüm? Şuursuz Ankara'lılar döktürdü gene:

    1) Eskişehir yolunda ilk defa orta şeritte sabit hızla gidiyorum. Kaç kere önüme araba atladı ve ben arayı kapatana kadar hızlanamayıp, frene basmama sebep oldu. Madem çıkıyorsun önüme, bana frene bastırmadan hızlanman gerekmez mi? Hem saygısız, hem ultra yavaştır Ankara şoförleri...

    2) Hacettepe köprüsüne dönerken en sağ şeritteyim. İki şerit olarak dönebileceğimiz bir yol. Solumdan bir araba hızla girip (Normalde ben de o hızla giriyorum), sonra iki şeride düşen hacettepe ayrımından korkup frene basıp benim önüme sağ şeride geçti. Ben tabi gene frene bastım. Normalde düz devam edebilirdi. Ama korktu. Ben o şekilde dönerken kimseyi sıkıştırmıyor, fren yapmasına sebep olmuyorum. Hem saygısız, hem beceriksiz Ankara Şoförleri...

    3) Köprüyü geçtim. Sağda yolcu indirmiş dolmuş bir sol şeride geçti, virajları dönüyoruz. Yavaş yavaş hızlanıyorum. Sağolsun dolmuş sağımda hızlanıyor ve benden hızlı hızlanamamasına rağmen ve önü boş olmasına rağmen benim şeridime doğru geliyor. Sağ şerit basıyor herhalde abime... Neyse biraz daha gaza basıp durumdan kotarıyoruz; ama tasarrufun bir kısmı daha kaçmış oluyor. Hem Saygısız, hem umursamazdır Ankara Şoförleri...

    Kısaca ben yapsam ekonomi yaparım da, buradaki yontulmamış odunlarla uğraşmak zor. Yapacağım ekonominin yarısını onların mallıkları götüreceği için bir lüzumsuz faaliyete dönüşüyor iş. O yüzden an itibari ile makam şoförü tadında kullanıyorum. Hızlı git; ama frene basmak son çarenmiş gibi git. Ani hiçbir hareket yapma. Yapabildiğim ekonomiyi buradaki trafiğin saygısızlığı sebebiyle böyle yapıyorum.

    Bir de aynı Ankara halkının dur kalk trafiği süperdir. 50cm ilerlemek için araba kaldıranlar, 30 metre gideceğiz, bir hızla arabayı kaldırır gider, fren yapar durur! O yüzden ben kimseyi takip etmiyorum trafikte. Ya dururum, ya giderim. "Kalk, gazla fren yap dur" yapmam.

    Ekonomi yapmak için derler ya, "gaz pedalında yumurta varmış gibi bas" diye. Ben bu mantığı frene uyguluyorum. Yakıtın çoğunu kalkışta veya kaybettiğimiz hızı tekrar kazanmak için harcıyoruz. Bu durumda durmazsak veya yavaşlayıp hızlanmazsak sarfiyatı azaltırız. O yüzden yumurta olayını frene uyguluyorum. Az frene basabilmiş olmak için gaza da çok usturuplu basmak gerekiyor zaten.

    Alıntıları Göster
    Güzel konu.

    Ben de bir ara bununla ilgili birşeyler yazacağım. :)




  • quote:

    Orijinalden alıntı: haluk 23

    Güzel konu.

    Ben de bir ara bununla ilgili birşeyler yazacağım. :)

    Alıntıları Göster
    faydalı bir konu, üst konu olsa daha iyi olur
  • quote:

    Orijinalden alıntı: werty_tr

    faydalı bir konu, üst konu olsa daha iyi olur

    Alıntıları Göster
    "Hypermiller Yakıt Tasarruf Cihazları"

    Gibi birşey göreceğimi düşünüyordum ki, bizim bildiğimiz tasarruflu araç kullanmanın üzerine bir de fazla ağırlıklardan kurtulmaktan bahsediyormuş.

    Şöyle birşey var birde, mesela bir araç, millet lpg takıp geziyor rahat rahat, kimileri de "lpgye karşıyın!" "lpg tahtırman!" diye lpglierin yaktığının 2 katını yakıp sonra "hypermiller olim lan ben" diyebiliyor Birader sen önce atmsferik fısır fısır fındıkzade motoruna lpg tak sonra düşünürsün o hypermilling olayını

    Niye böyle bi tepki verdiysem durduk yere bilemedim




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Krandei

    "Hypermiller Yakıt Tasarruf Cihazları"

    Gibi birşey göreceğimi düşünüyordum ki, bizim bildiğimiz tasarruflu araç kullanmanın üzerine bir de fazla ağırlıklardan kurtulmaktan bahsediyormuş.

    Şöyle birşey var birde, mesela bir araç, millet lpg takıp geziyor rahat rahat, kimileri de "lpgye karşıyın!" "lpg tahtırman!" diye lpglierin yaktığının 2 katını yakıp sonra "hypermiller olim lan ben" diyebiliyor Birader sen önce atmsferik fısır fısır fındıkzade motoruna lpg tak sonra düşünürsün o hypermilling olayını

    Niye böyle bi tepki verdiysem durduk yere bilemedim

    Alıntıları Göster
    Bence en önemlisi hızlanma ve frenleme kontrolü. Diğerlerini toplasan 0.5lt/100km farkettirmez. Mümkün olduğunca diğerlerini de uygulamak lazım ama bazıları için girdiğiniz strese değmez.

    Hızlanma ve frenlemeyi dengesiz ve kontrolsüz yapanlar çok fazla ülkemizde. Yeşil ışık yandığında tam gaz gidip 50m sonra durup bir sonraki ışığı bekleyen mi dersin, dur kalk trafikte öndekinin arkasına yapışacağım diye benzini boşa harcayan mı dersin. Hayır bir de sonrasında önünde boşluk oluşuyor, arkadaki başlıyor selektöre. Sen de basmak zorunda kalıyorsun. Herkes dengeli gitse ne kadar tasarruf yapılır belli değil.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Krandei

    "Hypermiller Yakıt Tasarruf Cihazları"

    Gibi birşey göreceğimi düşünüyordum ki, bizim bildiğimiz tasarruflu araç kullanmanın üzerine bir de fazla ağırlıklardan kurtulmaktan bahsediyormuş.

    Şöyle birşey var birde, mesela bir araç, millet lpg takıp geziyor rahat rahat, kimileri de "lpgye karşıyın!" "lpg tahtırman!" diye lpglierin yaktığının 2 katını yakıp sonra "hypermiller olim lan ben" diyebiliyor Birader sen önce atmsferik fısır fısır fındıkzade motoruna lpg tak sonra düşünürsün o hypermilling olayını

    Niye böyle bi tepki verdiysem durduk yere bilemedim

    LPG'ye hiç karşı deyilin; ancak an itibari ile taktıramıyorum. Araç ailenin aracı. Şirket üstüne kayıtlı, lafta annemin aracı. Ben aracı annemden 10 kat, babam 20 kat daha fazla kullanıyor. Ama annem ben LPG'li arabaya binmem diyor. Araba şehiriçinde koklatarak gidersen 12.5 litre yakıyor. Aracın 8 ay daha garantisi var. CVT şanzımandan şüpheleniyorum ve motor kayışlarından da ses geliyor. Hepsini birlikte garantiye çakmaya niyetim var. O yüzden beklemedeyim. Bu iki durum olmasa, bana kalsa yarın Teleflex bayisindeyim. Ama taktıramıyom. Ben napam?

    Garantiden işimi hallettirdikten sonra Anında LPG taktıracağım. LPG'nin içeride duran ünitesini annemin kullanmadığı gözlerden birine gizleyeceğim. Aracın altından geçen her boruyu da gizlemem gerekli. Annem AVM otoparklarına girecektir. Güvenliğin yakalayamaması gerekiyor. Bir de anneme arabayı sürekli dolu depo teslim edersem, iş tamamdır. Ruhu bile duymaz. 1 sene sonra "Bak 1 senedir LPG'li biniyorsun!" deyip, kendisini olaya alıştırırım .




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Huseyin-ZST

    quote:

    Orijinalden alıntı: Krandei

    "Hypermiller Yakıt Tasarruf Cihazları"

    Gibi birşey göreceğimi düşünüyordum ki, bizim bildiğimiz tasarruflu araç kullanmanın üzerine bir de fazla ağırlıklardan kurtulmaktan bahsediyormuş.

    Şöyle birşey var birde, mesela bir araç, millet lpg takıp geziyor rahat rahat, kimileri de "lpgye karşıyın!" "lpg tahtırman!" diye lpglierin yaktığının 2 katını yakıp sonra "hypermiller olim lan ben" diyebiliyor Birader sen önce atmsferik fısır fısır fındıkzade motoruna lpg tak sonra düşünürsün o hypermilling olayını

    Niye böyle bi tepki verdiysem durduk yere bilemedim

    LPG'ye hiç karşı deyilin; ancak an itibari ile taktıramıyorum. Araç ailenin aracı. Şirket üstüne kayıtlı, lafta annemin aracı. Ben aracı annemden 10 kat, babam 20 kat daha fazla kullanıyor. Ama annem ben LPG'li arabaya binmem diyor. Araba şehiriçinde koklatarak gidersen 12.5 litre yakıyor. Aracın 8 ay daha garantisi var. CVT şanzımandan şüpheleniyorum ve motor kayışlarından da ses geliyor. Hepsini birlikte garantiye çakmaya niyetim var. O yüzden beklemedeyim. Bu iki durum olmasa, bana kalsa yarın Teleflex bayisindeyim. Ama taktıramıyom. Ben napam?

    Garantiden işimi hallettirdikten sonra Anında LPG taktıracağım. LPG'nin içeride duran ünitesini annemin kullanmadığı gözlerden birine gizleyeceğim. Aracın altından geçen her boruyu da gizlemem gerekli. Annem AVM otoparklarına girecektir. Güvenliğin yakalayamaması gerekiyor. Bir de anneme arabayı sürekli dolu depo teslim edersem, iş tamamdır. Ruhu bile duymaz. 1 sene sonra "Bak 1 senedir LPG'li biniyorsun!" deyip, kendisini olaya alıştırırım .

    Güzel fikir Ama araç altındakileri gizlemeye hiç uğraşmayın derim. Bugüne kadar lpgli araçlarla en az 300 kere avmlere girmişimdir, hatta avmlerle ilgili proje yapıyorduk o zaman her gün gitmek durumundaydım. Ömrümde sadece 1 kere avm kapalı otopark girişinden açık olana yönlendirildim. Arabada madalya fln olsa hemen güvenlik görevlisine takıcaktım ama malesef yanımda hiç kalmamış. (bu arada avmlerde yaz kış aracı kapalıya koyarım) O lpgli garaja girilmez fln işi hava civa, sırf godaman müşterilere "bakın sizi o kadar çok düşünüyoruz ki lpgli araçları içeri almıyoruz" demenin bir yolu. Bizden başka ülkelerde böyle bir uygulamanın olduğunu düşünmüyorum.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Huseyin-ZST

    quote:

    Orijinalden alıntı: Krandei

    "Hypermiller Yakıt Tasarruf Cihazları"

    Gibi birşey göreceğimi düşünüyordum ki, bizim bildiğimiz tasarruflu araç kullanmanın üzerine bir de fazla ağırlıklardan kurtulmaktan bahsediyormuş.

    Şöyle birşey var birde, mesela bir araç, millet lpg takıp geziyor rahat rahat, kimileri de "lpgye karşıyın!" "lpg tahtırman!" diye lpglierin yaktığının 2 katını yakıp sonra "hypermiller olim lan ben" diyebiliyor Birader sen önce atmsferik fısır fısır fındıkzade motoruna lpg tak sonra düşünürsün o hypermilling olayını

    Niye böyle bi tepki verdiysem durduk yere bilemedim

    LPG'ye hiç karşı deyilin; ancak an itibari ile taktıramıyorum. Araç ailenin aracı. Şirket üstüne kayıtlı, lafta annemin aracı. Ben aracı annemden 10 kat, babam 20 kat daha fazla kullanıyor. Ama annem ben LPG'li arabaya binmem diyor. Araba şehiriçinde koklatarak gidersen 12.5 litre yakıyor. Aracın 8 ay daha garantisi var. CVT şanzımandan şüpheleniyorum ve motor kayışlarından da ses geliyor. Hepsini birlikte garantiye çakmaya niyetim var. O yüzden beklemedeyim. Bu iki durum olmasa, bana kalsa yarın Teleflex bayisindeyim. Ama taktıramıyom. Ben napam?

    Garantiden işimi hallettirdikten sonra Anında LPG taktıracağım. LPG'nin içeride duran ünitesini annemin kullanmadığı gözlerden birine gizleyeceğim. Aracın altından geçen her boruyu da gizlemem gerekli. Annem AVM otoparklarına girecektir. Güvenliğin yakalayamaması gerekiyor. Bir de anneme arabayı sürekli dolu depo teslim edersem, iş tamamdır. Ruhu bile duymaz. 1 sene sonra "Bak 1 senedir LPG'li biniyorsun!" deyip, kendisini olaya alıştırırım .

    Alıntıları Göster
    meğer bende bir hyperkilometer mişimde haberim yokmuş :)))




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Krandei

    quote:

    Orijinalden alıntı: Huseyin-ZST

    quote:

    Orijinalden alıntı: Krandei

    "Hypermiller Yakıt Tasarruf Cihazları"

    Gibi birşey göreceğimi düşünüyordum ki, bizim bildiğimiz tasarruflu araç kullanmanın üzerine bir de fazla ağırlıklardan kurtulmaktan bahsediyormuş.

    Şöyle birşey var birde, mesela bir araç, millet lpg takıp geziyor rahat rahat, kimileri de "lpgye karşıyın!" "lpg tahtırman!" diye lpglierin yaktığının 2 katını yakıp sonra "hypermiller olim lan ben" diyebiliyor Birader sen önce atmsferik fısır fısır fındıkzade motoruna lpg tak sonra düşünürsün o hypermilling olayını

    Niye böyle bi tepki verdiysem durduk yere bilemedim

    LPG'ye hiç karşı deyilin; ancak an itibari ile taktıramıyorum. Araç ailenin aracı. Şirket üstüne kayıtlı, lafta annemin aracı. Ben aracı annemden 10 kat, babam 20 kat daha fazla kullanıyor. Ama annem ben LPG'li arabaya binmem diyor. Araba şehiriçinde koklatarak gidersen 12.5 litre yakıyor. Aracın 8 ay daha garantisi var. CVT şanzımandan şüpheleniyorum ve motor kayışlarından da ses geliyor. Hepsini birlikte garantiye çakmaya niyetim var. O yüzden beklemedeyim. Bu iki durum olmasa, bana kalsa yarın Teleflex bayisindeyim. Ama taktıramıyom. Ben napam?

    Garantiden işimi hallettirdikten sonra Anında LPG taktıracağım. LPG'nin içeride duran ünitesini annemin kullanmadığı gözlerden birine gizleyeceğim. Aracın altından geçen her boruyu da gizlemem gerekli. Annem AVM otoparklarına girecektir. Güvenliğin yakalayamaması gerekiyor. Bir de anneme arabayı sürekli dolu depo teslim edersem, iş tamamdır. Ruhu bile duymaz. 1 sene sonra "Bak 1 senedir LPG'li biniyorsun!" deyip, kendisini olaya alıştırırım .

    Güzel fikir Ama araç altındakileri gizlemeye hiç uğraşmayın derim. Bugüne kadar lpgli araçlarla en az 300 kere avmlere girmişimdir, hatta avmlerle ilgili proje yapıyorduk o zaman her gün gitmek durumundaydım. Ömrümde sadece 1 kere avm kapalı otopark girişinden açık olana yönlendirildim. Arabada madalya fln olsa hemen güvenlik görevlisine takıcaktım ama malesef yanımda hiç kalmamış. (bu arada avmlerde yaz kış aracı kapalıya koyarım) O lpgli garaja girilmez fln işi hava civa, sırf godaman müşterilere "bakın sizi o kadar çok düşünüyoruz ki lpgli araçları içeri almıyoruz" demenin bir yolu. Bizden başka ülkelerde böyle bir uygulamanın olduğunu düşünmüyorum.

    diğer ulkelerde artık böyle bir uygulama yok zaten... bende eşimle belki 150 kez girmişimdir bunlardan 2 keresinde falan farkettiler adamı tebrik ettik :)




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Huseyin-ZST

    quote:

    Orijinalden alıntı: Krandei

    "Hypermiller Yakıt Tasarruf Cihazları"

    Gibi birşey göreceğimi düşünüyordum ki, bizim bildiğimiz tasarruflu araç kullanmanın üzerine bir de fazla ağırlıklardan kurtulmaktan bahsediyormuş.

    Şöyle birşey var birde, mesela bir araç, millet lpg takıp geziyor rahat rahat, kimileri de "lpgye karşıyın!" "lpg tahtırman!" diye lpglierin yaktığının 2 katını yakıp sonra "hypermiller olim lan ben" diyebiliyor Birader sen önce atmsferik fısır fısır fındıkzade motoruna lpg tak sonra düşünürsün o hypermilling olayını

    Niye böyle bi tepki verdiysem durduk yere bilemedim

    LPG'ye hiç karşı deyilin; ancak an itibari ile taktıramıyorum. Araç ailenin aracı. Şirket üstüne kayıtlı, lafta annemin aracı. Ben aracı annemden 10 kat, babam 20 kat daha fazla kullanıyor. Ama annem ben LPG'li arabaya binmem diyor. Araba şehiriçinde koklatarak gidersen 12.5 litre yakıyor. Aracın 8 ay daha garantisi var. CVT şanzımandan şüpheleniyorum ve motor kayışlarından da ses geliyor. Hepsini birlikte garantiye çakmaya niyetim var. O yüzden beklemedeyim. Bu iki durum olmasa, bana kalsa yarın Teleflex bayisindeyim. Ama taktıramıyom. Ben napam?

    Garantiden işimi hallettirdikten sonra Anında LPG taktıracağım. LPG'nin içeride duran ünitesini annemin kullanmadığı gözlerden birine gizleyeceğim. Aracın altından geçen her boruyu da gizlemem gerekli. Annem AVM otoparklarına girecektir. Güvenliğin yakalayamaması gerekiyor. Bir de anneme arabayı sürekli dolu depo teslim edersem, iş tamamdır. Ruhu bile duymaz. 1 sene sonra "Bak 1 senedir LPG'li biniyorsun!" deyip, kendisini olaya alıştırırım .

    Alıntıları Göster
    Halk sesini çıkartmadıkça, vergi açıkları zamlarla kapatılmaya çalışıldıkça yakında gaz pedalının altına yumurta koyma devri başlayacak.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: werty_tr

    faydalı bir konu, üst konu olsa daha iyi olur

    Alıntıları Göster
    Güzel konu, teknikleri aracın tasarımına göre değişiklik gösterebilir ve geliştirilebilir. Yanlız Hypermiler olmak sabır işi :)
  • quote:

    Orijinalden alıntı: *President*

    Güzel konu, teknikleri aracın tasarımına göre değişiklik gösterebilir ve geliştirilebilir. Yanlız Hypermiler olmak sabır işi :)

    aslında her seferinde ayrı teknik denemeleri ile, depo doldurduğunuz anda hemen hesap makinesini elinize alıyorsunuz ve onceki rekorunuzu egale ettikçe keyifli bir hal alıyor. bir nevi surekli kendinizle yarışıp mantığınızla teknikler geliştiriyorsunuz ve elde ettiğiniz değerlere sizi tanımayan hiçkimsenin inanmasını beklemiyorsunuz...
  • quote:

    Orijinalden alıntı: ugurozer

    quote:

    Orijinalden alıntı: *President*

    Güzel konu, teknikleri aracın tasarımına göre değişiklik gösterebilir ve geliştirilebilir. Yanlız Hypermiler olmak sabır işi :)

    aslında her seferinde ayrı teknik denemeleri ile, depo doldurduğunuz anda hemen hesap makinesini elinize alıyorsunuz ve onceki rekorunuzu egale ettikçe keyifli bir hal alıyor. bir nevi surekli kendinizle yarışıp mantığınızla teknikler geliştiriyorsunuz ve elde ettiğiniz değerlere sizi tanımayan hiçkimsenin inanmasını beklemiyorsunuz...

    Alıntıları Göster
    Ben bu yönden şanslıyım. Ancak farkında olmadan hipermiller mişim.

    Konyada yaşıyorum. Sabah çevreyolunu kullanarak işe geliyorum. Yolumun üzerinde sadece 1 trafik ışığı var. Sabah ve akşam, 70 km hıza sabitlemeye çalışıyorum. (Aracımda hız sabitleyici yok). Hemen hemen, pek fren yapmadan işyerime gelebiliyorum. Aracım otomatik ve benzinli olmasına rağmen, şu anda 7.0 değer görüyorum bilgisayarda. 6.8-6.5 bile görülebilir gibi görünüyor, çünkü sürekli düşüyor. Araç 6 vites ve Konya da pek yokuş olmadığından, devir 1550-1600 arası. Tabi, bilgisayarın hesabı benzin üzerinden.

    Aracımda ayrıca LPG var. 38 lt gaz ile önceden 330 km yi pek geçmezdi. Bu uygulamadan sonra menzilim 38 lt gaz ile 385 km ye çıktı. Bunu yeni farkettiğim için, şimdilik sağlıklı bilgi veremiyorum. Ancak 2 depodur bunu gözlemleyebildim. Son depo dolduruşumdan sonra da ş. dışına çıkınca, sağlıklı bir ölçüm olmadı. Ancak fazla trafiği olmayan şehirlerde, fazla trafik ışığına takılmayanlar deneyebilir. Aracın yakıtı inanılmaz düşüyor. Ben fabrika verilerinin bile altını yakalayabiliyorum...ki hiç aklıma gelmezdi böyle birşey.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: ugurozer

    quote:

    Orijinalden alıntı: *President*

    Güzel konu, teknikleri aracın tasarımına göre değişiklik gösterebilir ve geliştirilebilir. Yanlız Hypermiler olmak sabır işi :)

    aslında her seferinde ayrı teknik denemeleri ile, depo doldurduğunuz anda hemen hesap makinesini elinize alıyorsunuz ve onceki rekorunuzu egale ettikçe keyifli bir hal alıyor. bir nevi surekli kendinizle yarışıp mantığınızla teknikler geliştiriyorsunuz ve elde ettiğiniz değerlere sizi tanımayan hiçkimsenin inanmasını beklemiyorsunuz...

    Alıntıları Göster
    Birkaç gündür bu hipermiling işi ile ilgilenenlerin forumlarını sitelerini okuyorum. Söylenenlerden birisi araçtaki ağırlığı azaltmak.
    - Bagajda gereksiz eşya olmaması.
    - Mevsimine ve yoluna göre arabanın altının kar, çamur vs ile kaplı olmaması.
    - Depoyu full tutmamak.

    Göreyim bakalım benim Fiatın bagajında neler var?

     hypermiling - hypermiler


    Iyy! Bir sürü kıvır zıvır. En az 15 kilo vardır onlar. Eve gidince hemen bagaj temizlenecek!!!




  • quote:

    Orijinalden alıntı: ihsanokur

    Birkaç gündür bu hipermiling işi ile ilgilenenlerin forumlarını sitelerini okuyorum. Söylenenlerden birisi araçtaki ağırlığı azaltmak.
    - Bagajda gereksiz eşya olmaması.
    - Mevsimine ve yoluna göre arabanın altının kar, çamur vs ile kaplı olmaması.
    - Depoyu full tutmamak.

    Göreyim bakalım benim Fiatın bagajında neler var?

     hypermiling - hypermiler


    Iyy! Bir sürü kıvır zıvır. En az 15 kilo vardır onlar. Eve gidince hemen bagaj temizlenecek!!!

    Alıntıları Göster
     hypermiling - hypermiler

    Bu en son ankara- antalya arası yakaladığım ortalama. Aracımda ilk defa bu kadar uzun bi yolda bu kadar düşük bi ortalama yakaladım ve sabırlı olabildim.

    Acaba bendemi hypermiler oldum.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: HondAta

     hypermiling - hypermiler

    Bu en son ankara- antalya arası yakaladığım ortalama. Aracımda ilk defa bu kadar uzun bi yolda bu kadar düşük bi ortalama yakaladım ve sabırlı olabildim.

    Acaba bendemi hypermiler oldum.

    Alıntıları Göster
    @aanil
    Benim de benzer bir tüketim değerim var ama hepsi şehir içinde yapılmış.
    http://forum.donanimhaber.com/m_22198499/mpage_76/f_/key_//tm.htm#msglink_60062228




  • quote:

    Orijinalden alıntı: ihsanokur

    @aanil
    Benim de benzer bir tüketim değerim var ama hepsi şehir içinde yapılmış.
    http://forum.donanimhaber.com/m_22198499/mpage_76/f_/key_//tm.htm#msglink_60062228

    Alıntıları Göster
    amerikada yaşayıp hypermiler olucam ha...çok gülerim çok

    adamlarda benzinin galonu (3.8 lt) en ucuz 3.407, en pahalı 4.455 dolar, yani bizim anlayacağımız dilden konuşursak, 1.57 tl/lt ile 2.05 tl/lt arasında fiyatları var...

    ben bu fiyata benzin bulucam ve hypermiller olucam ha

    redline gördeden atılan vitese acırım be

    hayır düşünüyorum demek ki adamlar burada yaşasa ne yapacaklar,

    geçengün arkadaşım anlatıyor, amerikadakı kız arkadaşının annesiyle muhabbet ederken kadın benzin fiyatlarından dem vurmuş ve "çok pahalandı, neredeyse galonu 4 dolar oldu" diyince bizimkisi "o ne ki bizde galonu yaklaşık 10-11 dolar" diyince kadın fenalık geçirmiş(tamam fenalık geçirmiş kısmı işin abartısı ama ciddi ciddi feci şok olmuş arkadaşın dediğine göre)




  • 
Sayfa: 12345
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.