Şimdi Ara

İçki İçmeyi Anormalleştirmek! (11. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir (1 Mobil) - 1 Masaüstü1 Mobil
5 sn
867
Cevap
2
Favori
38.155
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 910111213
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • bu seviyeli düzeyli akıl ve mantıkla yapılan yorumları okumaya doyamıyorum... keşke tüm tartışmalar ve konular böyle ilerlese...

    şunuda eklemek isterim başlıkta,içki içmeyi anormalleştirme denmiş... içki içmek çok sıradan ve normal bişeymiş gibi...

    normal kabul edenlere sözüm yok. gerek dini gerekse toplumsal boyutuyla ama bence içmek anormal...
  • Aksine, içki içmek gayet normal bir şey, neden anormal olsun ki?
    Alkollü içecekler dediğimiz şeyler de özünde bir içecek türü.

    Meyve suyu gibi, süt gibi, su gibi? İsteyen sever içer, istemeyen sevmez içmez. İnançlarınız nedeniyle içmek istemiyorsanız, bu da normaldir. Yani içki içmek de normaldir, inanç dolayısıyla içmemek de normaldir.

    Karşı çıkılan nokta içki içmenin anormalleştirilmeye çalışılması. İçki içmemenin değil.
  • neden anormal olsun mu ?

    kendimce küçük bir kaç örne vereyim..

    geçen yolda giderken yolun kenarında 20 li yaşlarda gencecik bir arkadaş yarı baygın kendi kendine bişeyler mırıdanıyordu...ve hali içler acısıydı o kadarki altını ıslatmış ve yanından geçerken çok kötü kokuyordu..

    şimdi bu neyin sonucu tamam abartmış ölçüyü kaçırmış ondan diyeceksiniz . bumudur yani normal olan..


    2-ben çok sevdiğim amcamı alkol yüzünden kaybettim.. buda normal öylemi<

    3- babam tüm hayatını alkol yüzünden mahvetti dolayısıyla benim ve kardeşlerimin.. bumu normal olan..

    4- daha sayısız örnek verebilirim zira kendimde en az 2 yıl içip normal bişey olmadığıa kanaat getirip vaz geçtim..

    5- varın siz karar verin normal mi değilmi....



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi sertac-73 -- 30 Ocak 2011; 0:12:34 >
  • Ve de..

    Alkol eroinden 'daha zararlı'

    İngiliz bilimadamları yaptıkları bir araştırma sonucunda alkolün eroinden daha zararlı olduğu sonucuna vardı.

    Tıp dergisi Lancet'ta yayımlanan araştırmada 20 uyuşturucu madde, 16 farklı kategoride kullanıcılara ve toplumun geneline verdikleri zararlara göre sınıflandırılıyor.

    İngiltere hükümetinin uyuşturucu maddeler konusundaki eski başdanışmanı Profesör David Nutt'ın da imzasının bulunduğu makalede, tütün ve kokain aynı derecede zararlı görülürken, ecstasy ve LSD en az zararlı uyuşturucu maddeler arasında sıralanıyor.

    Araştırmada uyuşturucu maddelerin yalnızca kullanıcının bedenine yaptığı zararlar değil, suça itme düzeyi, ekonomiye ve topluma verdiği zararlar da gözönüne alınıyor.
    Bağımsız araştırma

    İngiltere hükümeti için danışmanlık yaparken görevinden alınan Profesör Nutt, daha sonra uyuşturucu maddeler üzerine, siyasi müdahalelerden bağımsız bir araştırma grubu kurmuştu.

    Araştırmaya göre, eroin ve metilamfetamin kişinin bedensel sağlığına en çok zarar veren maddeler olmalarına karşın, alkol topluma daha zararlı.

    Profesor Nutt'ın araştırması, İngiltere hükümetinin zararlı maddeler tasnifine aykırı sonuçlara varıyor.

    Nutt, BBC'ye yaptığı açıklamada, alkolün en zararlı uyuşturucu madde olarak sınıflandırılmasının en önemli nedeninin, bu maddenin çok yaygın kullanılıyor olması olduğunu da söyledi.


    http://www.bbc.co.uk/turkce/haberler/2010/11/101101_alchocol_heroin.shtml




  • Peki, Avrupa'da insanlar deli gibi içki tüketiyor, orada niye böyle şeyler olmuyor? Ya da alkol nedenli trafik kazaları çok çok az?

    Ben de diyorum ki, içki değil bunun sebebi... Bunun sebebi bilinç.
    Sanki her gün sokakta aşırı içkiden altına kaçırmış insanlar görüyorsunuz.

    İstanbul'da Taksim'e çıkıp bir bakın, 1000 kişi içiyor, belki daha da fazla. Ama siz o 1000 kişi içerisindeki bilinçsiz 1 kişiyi ortaya çıkartıp suçunu alkole atıyorsunuz. Hayır anlamadığım şey, yüzyıllardır içilen şey, toplumda belli bir yeri, kültürü olan şey, sürekli gelişmiş olan, bazı toplumlarca kutsal kabul edilen şey, bugün mü birden ahlaksızca bir şey oldu? Yapmayın, bu söylediklerimi bal gibi siz de biliyorsunuz.

    Kurduğunuz mantığın yanlışlığını çok basit ispatlayabiliriz. Otomobiller nedeniyle ölen insan sayısı alkol nedeniyle ölen insanlardan daha fazla. Bu suç otomobilin mi şimdi, yoksa bilinçsiz kullanıcının ya da bilinçsiz yayanın suçu mu?

    En nihayetinde, alkol de otomobil gibi düşünülebilir. Otomobiller, bizi bir yerden bir yere hızlı bir şekilde götürür, bu bize gereklidir, bize yardımcı olur. Alkol ise keyif verir, insanın zevk aldığı bir şeydir, bu da bize yardımcı olur.

    Bilinçsiz insan, her yerde bilinçsizdir. Alkol insanın aklını iki saatliğine bulandırıyorsa (ki bulandırmıyor, eminim) bilinçsiz adam 24 saat aklı bulanık geziyor, alkol almasa bile.

    Babanız için kötü konuşmak istemem, zaten yaşadığınız sorunları da bilmiyorum ancak alkol nedeniyle insanın ailesine zarar vermesi bilinçsizliğin en büyük örneğidir. Genelleştirme yapıp konuşuyorum, bu tür insanlar bir şeyleri berbat etmek için bahane ararlar zaten. Alkol karşılarına çıkar, alkol yoluyla bu olur, kumar karşılarına çıkar, kumar yoluyla olur, uyuşturucu karşılarına çıkar, uyuşturucu yoluyla olur, vs...

    Ailesi dağılmış olan arkadaşlarım var, hiçbiri alkol nedenli değil mesela. Hepsinin hikayesi farklı. Anlatsam dudağınız uçuklar.

    Deseniz ki bana, alkolü bilinçsiz insanlara yasaklayalım. Amenna... Yaşa falan gerek de yok, direkt yasaklansın. Mesela alkollü yolda yakalanan adama hem alkol hem otomobil yasaklansın. Uzun süreler... Caydırıcı olsun. Maaşının yarısından fazlasını alkole harcayan, ailesine bakmayan adama da yasaklansın.

    Çok zor da değil, basit bir elektronik sistemle yapılabilir bu. Nüfus cüzdanlarına akbillerdeki gibi bir EEP-ROM koyulur, alkol satan her yerde bu kimlik sisteme okutularak alkol satın alınır. Alkol alması yasaklanan kişinin nüfus cüzdanına gerekli giriş emniyet tarafından yapılır. Alın size mis gibi sistem. Herkes mutlu...




  • quote:

    Orijinalden alıntı: sertac-73

    bu seviyeli düzeyli akıl ve mantıkla yapılan yorumları okumaya doyamıyorum... keşke tüm tartışmalar ve konular böyle ilerlese...

    şunuda eklemek isterim başlıkta,içki içmeyi anormalleştirme denmiş... içki içmek çok sıradan ve normal bişeymiş gibi...

    normal kabul edenlere sözüm yok. gerek dini gerekse toplumsal boyutuyla ama bence içmek anormal...

    İçmek normal kabul edilirse alkol ile mücadeleye gerek yok zaten. Tüm Dünyada mücadele edildiğine göre alkol almak normal bir durum değil. Alkol ile mücadele edeceksek anarmol olduğunu kabul ettirmak için çalışmalıyız. Yerde alkol için farklı farklı yerlerde pek çok insan yatıyor. Birimizin gördğünü başkası görmüyor, kayıtlara geçmiyor.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: M

    Alkol içme yaşı 24'e yükseltilmedi öncelikle. Hala 18. 24 zaten çok yüksek bir yaş. 18 normal alkol için.
    Dikkat edin yalnız, alkol içme yaşının 12'ye düşmesinin bu kanunla bir ilgisi yok. Yasak 24'e çıksa alkol yaşı 16'ya yükselmeyecek, her geçen gün düşüyor, düşmeye de devam edecek. Bunun sebebi o yaştaki çocuğa içkiyi satan insandadır.

    Ben 18 yaşından önce alkol alınmasına karşıyım. En fazla 16'ya kadar inmeli. 16-18 arası aile izniyle olabilir mesela. Aileyle gidilen alkollü bir mekanda, babanın izniyle çocuk bir iki bardak bira içebilir.

    Devletin istediği alkol kullanıcısı, alkol kültürü olan kullanıcıdır. Bu çağdaş her devlette böyledir. Türkiye'de de böyle olmalıdır.

    kotucenk, bence ayıp ediyorsunuz şu söylediklerinizle:

    quote:

    İsteyen içer isteyen içmez, müslüman olup da bile bile içmenin İslam'da hükmü ne bilmiyorum, ben içmiyorum kimseye de iç demem, yanımda da alkol alınmasına karşıyım. Allah yasaklamış, adam içeceğim diyor devlet kanun koysa kaç yazar, Allah'tan korkmayan adam devletten mi korkacak?


    Alkol kullanılan mekanlara girmemek, alkol kullanan insanlarla arkadaşlık kurmamak, yanınızda alkol içilmesine müsade etmemek sizin tercihinizdir, kimseyi alakadar etmez. Ancak alkol kullanan müslüman arkadaşlarımıza Allah'tan korkmuyorlar diyorsunuz...



    Sevgili M;


    Ben alkol yaşı üzerinden 24 dediysem de bakma, alkol kullanmıyorum ama alkol yasağına karşıyım, her tür yasağa karşıyım!!!

    Gelelim ayıp olan konuya:

    Tanrı, insanları iddialarıyla da yargılar.Müslümanlar için yazıyorum bunu, Allah demiş ki:

    ''Bana inanıyorsan alkol yasak, azı da yasak çoğu da yasak''

    Ben çıkıp diyemem ki kimseye:

    -İç kardeşim, bir şey olmaz!

    bunu demem, Allah'ın iddiasıyla ters düşmem demek ki her halukarda kaybederim, şimdi bu şartlar altında ne bir müslüman ne bir din alimi ne ulema kimse fetva veremez ki:

    -İç kardeşim!

    Ben yasaklardan yana değilim, yasakları alkışlamam. Türkiye herne kadar %99'u müslüman dense de o kadar müslüman bir ülke değil gibi görünüyor, herkesin dini kendine. Yasaklamak bir şeyi radikalleştirir, daha da dikkat çeker, kutupları belirginleştirir. Öğrencilik hayatım boyunca ki buna 7 yıl diyorum alkol hiç eksik olmadı, bugün 2009-10 BMW sahibi değilsem alkol ve benden götürdükleri diyebiliriz, ben alkole yatırım yapmam başka şeye yatırırım paramı. Kişi müslüman değildir içer, inanıyordur içer, münafıktır içer, evliyadır içer ben bilemem kimin ne olduğunu ama Allah'a inanıyorsan ve İslamiyet yolundaysan kural basit:

    -Yasak...


    Not: hitap sakat oldu Sevgili M




  • bak arkadaş,

    5 vakit namaz mecbur, ben değil tanrı diyor,

    bak etrafına, % kaç buna uyuyor,

    insanlara neden dersen 100 tane bahane duyarsın,

    bunlar sorulup, alınan cevaptan tatmin olunacak ya da olunmayacak konular değil,

    bu nedenle özgürlük olmalı diyoruz,

    bir insan yaptığı bir davranışı başkalarına açıklamak zorunda kalmasın diye.

    düşünsene, picasso nun yaptığı resimleri açıklatmak nasıl bir şeydir?

    senede bir gün şarkısından kim ne anlar?

    her gördüğü türbede durup dua eden birini sorgulamak, anlamaya çalışmak bize mi kalmış...

    ben yasaklara karşı olmama rağmen en dayanamadığım şey içmeyi bilmeyen sarhoş insanlarla olmaktır,
    bu salaklar bir de trafiğe çıksa naparız!

    tekbir getirip insanları yakanlar yüzünden tekbir getirmeyi yasaklamak ile içiki içip zarar verenler nedeni ile içkiyi yasaklamak temelde aynı mantık.

    kim suç işliyorsa onu bulsunlar, biz rahat yaşamak için vergi vermiyormuyuz.

    trafik anılıyor sık sık,
    beni trafikte en çok rahatsız eden, tehlikeli araç kullananlara hiç bir şey yapılmaması. bu beyinsizler yüzünden bir sürü kaza oluyor, hayatlar sönüyor, herifler çekip gidiyor.
    bir keresinde yaya kaldırımında, yayalara yol verdim, baktım arkadan biri hızla yanımdan geçecek, insanlara çarpacak. arabayı yayaların üzerine sürdüm, geri kaçtılar. tam bana kızacaklardı ki hızla geçen arabayı görüp olayı anladılar. bunlardan dolu var malesef!

    bir çözüm önerim:
    öğrencileri, vatandaşları dövmek, kimyasal yolla zarar vermek için hazır bekleyen güvenlik görevllilerinin yarısını trafik polisi yapıp yollara çıkarsak, iddia ediyorum kaza nedenli ölüm sayısı en az %10 düşer. yaralı vatandaş sayısı da azalır.
    (yanlış hatırlamıyorsam, yol kenarında evi olan bir artvin li, hızlı giden kamyonlardan rahatsız olup yol kenarına eski tv sini koymuş. tv yi gören şöförler, kafaları karıştığı için yavaşlıyorlardı.)




  • quote:

    Orijinalden alıntı: S 850


    quote:

    Orijinalden alıntı: sertac-73

    bu seviyeli düzeyli akıl ve mantıkla yapılan yorumları okumaya doyamıyorum... keşke tüm tartışmalar ve konular böyle ilerlese...

    şunuda eklemek isterim başlıkta,içki içmeyi anormalleştirme denmiş... içki içmek çok sıradan ve normal bişeymiş gibi...

    normal kabul edenlere sözüm yok. gerek dini gerekse toplumsal boyutuyla ama bence içmek anormal...

    İçmek normal kabul edilirse alkol ile mücadeleye gerek yok zaten. Tüm Dünyada mücadele edildiğine göre alkol almak normal bir durum değil. Alkol ile mücadele edeceksek anarmol olduğunu kabul ettirmak için çalışmalıyız. Yerde alkol için farklı farklı yerlerde pek çok insan yatıyor. Birimizin gördğünü başkası görmüyor, kayıtlara geçmiyor.



    Bakın işte bu benim karşı çıktığım şey.
    İçki içmeyi anormalleştiremezsiniz... Buna hakkınız yok. İçki içen insanları anormal bir şey yapıyormuş konumuna sokmak başkasının işine karışmaktır.
    İçmiyorsanız, içmiyorsunuzdur, neyini tartışıyoruz ki hala bunun? Ben içiyorum, bana karışmayın yeter. Benim içtiğim içkiden size zarar gelmez, merak etmeyin.

    Aynı şekilde içki içmemek de anormal bir davranış biçimi değildir. Ben kalkıp içki içmemeyi anormalleştirmeye çalışsam hoşunuza gider mi?

    Ayrıca bütün dünyada alkolle nerede mücadele ediyor bir sorabilir miyim? Almanya'da 16 yaşında bira satın alınabiliyor, mücadele midir bu?

    Dediğim gibi, yalnızca içki konusunda değil, bütün her şeyde başka insana zarar veren kişiler, bilinçsiz kişilerdir, sorumsuz kişilerdir, zaten toplumda kabul göremeyen, sevmediğimiz insanlardır. Yasak ya da düzenleme getirilecekse bunlara getirilmelidir.


    kotucenk, o sakat hitap kısmını yeni fark ettim.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: M
    Ayrıca bütün dünyada alkolle nerede mücadele ediyor bir sorabilir miyim?



    BM bütün Dünya sayılır mı sizce? :D

    + Dünya Sağlık örgütü de var. Bizim doktorlar pek oralı olmasa da Dünya Sağlık örgütü öyle düşünmüyor:D
    Cevaplar bu yazıda var.


    http://www.yesilay.org.tr/HaberlerAyrinti.aspx?id=563


    Tarih: 25.01.2011 00:00:00

    Türkiye Yeşilay Cemiyeti Genel Başkanı Muharrem Balcı, Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu'nun (TAPDK) yönetmeliği üzerinden yapılan "Hayat tarzımıza müdahale ediliyor." tartışmalarının sanal olduğunu söyledi. Avrupa ve dünyada alkol kullanımını azaltmaya ve alkol kullanmamayı tercih edenlerin hayat tarzlarını korumaya yönelik çalışmalar yapıldığını hatırlatan Balcı, "Tersine mahalle baskısı." vurgusunu yaptı. Birleşmiş Milletlerin (BM) 2011'i Alkolle mücadele yılı ilan ettiğini belirten Balcı, Türkiye'de böyle bir şey yapılması halinde çok büyük tepkilerin geleceğini belirtti.

    Türkiye Yeşilay Cemiyeti'nin hazırladığı 'Alkol ve Tütün Mamülleri Kontrolünün Sınırları Ne Olmalıdır?' başlıklı rapor, basın toplantısıyla kamuoyuyla paylaşıldı. Basın toplantısına konuşmacı olarak, Türkiye Yeşilay Cemiyeti Genel Başkanı Av. Muharrem Balcı ve Yönetim Kurulu Üyeleri ve raporu hazırlayan Hukukçular Avukat Adalet Canlı Akbaş ve Av. Arzu Besiri katıldı.

    Basın toplantısında konuşan Türkiye Yeşilay Cemiyeti Genel Başkanı Av. Muharrem Balcı, Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu'nun (TAPDK) yaptığı yönetmelik kapsamında bir rapor hazırladıklarını ve bunu paylaşacaklarını söyledi. Yeşilay'ın şimdiye kadar ağırlıklı olarak sağlık konularıyla gündeme geldiğini aktaran Balcı, yeni dönemde Yeşilay'ın hukuk yönüne ağırlık vermek istediklerini kaydetti.

    Yönetmeliği olumlu ancak eksik bulduklarını belirten Balcı, eksikliğin yönetmelikten değil kanundan kaynaklandığını vurguladı. Balcı, kanuna göre alkolün yazılı basında reklamını engelleyecek bir hüküm olmadığını ve yönetmeliklerin de buna göre hazırlandığını belirtti. Alkol reklamı ile ilgili yasakların yazılı basını da kapsaması gerektiğine vurgu yapan Balcı, "Gençleri ve çocukları koruma anlamında bir sınırlama ise bu yapılacak şey gençleri ulaşabildiği yazılı basında da alkol reklamlarının yasaklanmasıdır." dedi.

    YEŞİLAY DAHA AGRESİF BİR STK OLACAK
    Tütün ve alkol gibi maddelerin insanlık tarihinden bu yana sadece keyif maddesi olarak çok az kesim tarafından kullanılan bu maddelerin üretiminin zamanla endüstri haline getirildiğini anlatan Balcı, büyük kitleler halinde insanların bağımlılaştırıldıklarını dile getirdi. Kitleler halinde bağımlılığın aynı zamanda kitlelerin köleleştirilmesi anlamına geldiğine işaret eden Balcı, "Eğer insanların iradeleri ellerinden alınıp bir şeye mahkum edilebiliyorsa bu anlamdaki endüstri insanlığa karşı işlenmiş suç kapsamına girmelidir. Yeşilay'ın yeni söylemlerinden birisi budur." açıklamasını yaptı.

    Yeşilay'ın daha aktif ve agresif bir STK haline geleceğini belirten Balcı, medya ile daha fazla bir araya geleceklerini belirtti. Türkiye'de 21 Şube ve 62 temsilcilikleri olduğunu aktaran Balcı, yeni dönemde daha aktif çalışarak Türkiye'nin farklı bölgeleri ve yurt dışında yeni temsilcilikler açacaklarını söyledi.

    "MÜCADELEMİZ ALKOL YA DA SİGARA BAĞIMLILARIYLA DEĞİL"

    Yeşilay'ın mücadelesinin sadece özel kurumlar ve tüketici ya da bağımlılara karşı olmadığını belirten Balcı, bağımlıların zaten bu konuda 'mağdur' konumunda olduklarını bildirdi. "Her bağımlı, madde üreticilerinin köleleştirmeye çalıştığı birer bağımlıdır." diyen Balcı şöyle konuştu: "Biz madde üreticileriyle karşı karşıyayız. Bu kapsamda milli eğitim müdürlükleri nezdinde valiliklere dava açıyoruz. Efes Pilsen ilköğretim okulunun isminin değiştirilmesi için yazımızı yazdık, cevap alamazsak dava açacağız. Futbol Federasyonunun Efes Pilsen ile yapmış olduğu sponsorluk sözleşmesinin feshedilmesi için Ankara Asliye Hukuk Mahkemesi'nde dava açtık. Türkiye'de adını tespit edebildiğimiz 28 adet milli piyango okulu var. Bu büyük bir garabet. Üzerinde 'Milli piyango' yazan okulda çocuklara kumarı anlatamazsınız. Bunları ihtarnameleri çektik. Sonuç alamazsak dava açacağız." dedi.

    Balcı, Türkiye'de bir yandan gençlerin alkol, sigara ve kumar bağımlısı olmaması için çaba harcandığını diğer yandan da devlet eliyle kumar bağımlısı olması konusunda özendirildiğini belirtti. Spor Toto teşkilatının Türkiye Süper Ligi'ne isim sponsoru olduğunu hatırlatan Balcı, "Böyle bir garabetin önlenmesi herhalde Yeşilay faaliyetleri kapsamında bütün bir halkın desteği ile mümkün. Bu mücadeleyi elbette tek başına yapamaz ama öncü görevi görecektir." dedi.

    "TERSİNE MAHALLE BASKISI"
    Konuşmasının ardından Balcı basın mensuplarının sorularını cevapladı. Gazetecilerin, kamuoyunda yaşanan "Hayat tarzına müdahale" tartışmaları hatırlatarak, "Bu tartışmalar alkolle mücadeleyi nasıl etkiliyor?" sorusu üzerine Balcı, tartışmanın sanal olduğunu vurguladı. Balcı, "Boğaz'a karşı rakı içemeyecek miyiz?" itirazlarıyla ilgili, "Şu gördüğünüz bölgede bildiğim kadarıyla alkol satmayan 3 otel var. Diğerlerinin hepsinde alkol içilebiliyor, boğaza karşı. Buradaki engelleme sadece satış belgesi olan firmaların başka bir yere deplase olduklarında, orada alkollü bir etkinlik söz konusu olduğunda orası için izin alması gerekli. Bu mahalde çocuklar ve gençler olabilir." diye konuştu.

    Dünya Sağlık Örgütü Avrupa Ofisi'nin alkolün kullanımın yüzde 25 azaltılması için çalışma başlattığını BM'nin 2011 yılını alkolle mücadele yılı ilan ettiğini hatırlatan Balcı, "Türkiye'de böyle bir şey yok. 2011 yılını siz Alkolle mücadele yılı ilan etseniz, Kadıköy'deki o sokakları işgal eden meyhaneler damlarına kadar çıkar. Bu hale gelebilir. Hayat tarzına müdahale yok." ifadesini kullandı.

    Polonya'da 2000 yılından bu yana alkolle mücadele edildiğini belirten Balcı, en çok tutan kampanyanın "alkol özgürlüğümüzü çalar" isimli kampanya olduğunu aktardı. Bütün dünyanın alkolün etkilerini azaltmaya çalıştığını bildiren Balcı, Türkiye'deki sanal tartışmanın nedeninin ise vehimlerden ibaret olduğunu ifade etti. "Bütün dünya ülkeleri buna karşı önlem alırken Türkiye'nin bunun dışında kalması düşünülemezdi" vurgusuna yapan Balcı, "Zaten biz bu yönetmeliği bile bir yönüyle eksik buluyoruz." diye konuştu.

    Basın açıklamasına konu olan raporu hazırlayan hukukçu Av. Adalet Canlı Akbaş da, Avrupa Bölgesel Eylem Planı'ndaki, "Çocukları gençleri ve alkol içmeyenleri içenlerin baskısından korumayı sağlamak" ifadesini dile getirdi. Alkol kullanımının dünyada yaygınlaşmasıyla içmeyenlerin hayat tarzlarının tehlikeye girdiğini belirten Akbaş, "Avrupa Birliği'nde içmemeyi tercih edenlerin hayat tarzını muhafaza etmeye çalışan bir çalışma var. Türkiye'nin gençliği koruması açısından bunu yapması kaçınılmaz bir şey. Bir hayat tarzını muhafaza ederken diğerini tehlikeye atamaz. Her ikisini de korumak zorunda." dedi.

    Akbaş'ın ifadeleri üzerine söze giren Türk Yeşilay Cemiyeti Genel Başkanı Muharrem Balcı, "Tersine mahalle baskısı" ifadesini kullandı.

    İnsanlığa Karşı Suçlar üzerine araştırma yapan Av. Arzu Besiri de konuşmasında;

    Uyuşturucu imal ve satışının, fuhşun, alkol ve sigara üretimi ve satışının, kumar oynatılmasının insanlığa karşı suç olarak kabul edilip yargılanması için Türkiye’nin Roma Statüsü’ne taraf olması beklenmemelidir. Bahsi geçen suçların yaşam hakkını ihlal ettiği aşikardır. İnsanlığa karşı suçların ayırt edici özelliği, insan haklarının büyük ölçüde ihlalinin, uluslararası barış ve güvenliği tehdit edici ve uluslararası suçları teşvik edici bir niteliğe sahip olmasıdır. Kaldı ki; bahsi geçen bütün bu suçlar aynı zamanda uluslararası suç olma özelliğini de içinde barındırır. İnsanlığa karşı suç olarak nitelenmesini istediğimiz bütün bu suçlar, sadece suçun işlendiği ülkeyi ilgilendiren bir mesele değildir. Görüldüğü gibi bütün bu suçlar, uluslararası sözleşmelerde ve ulusal mevzuatımızda da yer alan hakları ihlal eden ve uluslararası hukuku ilgilendiren suçlardır.

    Ayrıca bütün bahsi geçen suçlar birbiriyle ilişki halindedir ve birbirlerinin tetikleyicisidirler. Yargıtay içtihatlarında ve çoğu yerel mahkeme kararında uyuşturucu ve alkol karara esas teşkil etmekte ve işlenen diğer suçun tetikleyicisi konumuna gelmektedir. Kimi zaman aynı şey fuhuş için de geçerli olmaktadır.

    İnsan haklarının, ulusal ve uluslararası belgelerde düzenlenmeleri amaçlarına göre içlerinde daha temel bir gerçek barındırmaktadır. Haklar bazen pozitif hukuktan önce gelirler, bazen de hukuk düzeninin mantıki birer ürünüdürler. Hukuk sosyolojik kurallarla sürekli ilişki içinde olmalıdır.

    İşte bu nedenlerle T.C. Anayasası’nın 41. maddesinde yer alan “Devlet ailenin huzuru ve refahı ile özellikle ananın ve çocukların korunması için gerekli tedbirleri alır, teşkilatı kurar” hükmü, T.C. Anayasası’nın 58. maddesinin 2. fıkrasında yer alan “Devlet, gençleri alkol düşkünlüğünden, uyuşturucu maddelerden, suçluluk, kumar ve benzeri kötü alışkanlıklardan ve cehaletten korumak için gerekli tedbirleri alır.” hükmü de göz önüne alınmalı ve yukarıda bahsi geçen uyuşturucu imal ve satışı, fuhuş, alkol ve sigara üretimi ve satışı, kumar oynatılması insanlığa karşı suçlar kategorisinde yer almalıdır.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi S 850 -- 30 Ocak 2011; 2:07:53 >




  • dünya sağlık örgütü aşı olun derken, "hadi be ordan" dedik daha geçen sene.

    "ben aşı olmayacağım, ilaç mafyası bunlar" diyenleri cümbür cemaat alkışlamıyormuyduk!

    ya oradaki doktorlardan bazıları alkol ve sigara kullanıyorsa ! ?

    iki yüzlümüyüz, yalakamıyız, neyiz...

    anayasanın 58. maddesinin 2. fıkrasında geçen "... cehaletten korumak için ..." kısmı pek işimize gelmiyor anlaçılan.

    3 tane, 5 tane, 10 tane doğurun, doğutturun, allah rızkını verir!

    bu maddeyi anayasaya, darbeciler koymuş olmasın!


    darbecilerin anayasasını istemiyoruz!

    iki yüzlümüyüz, yalakamıyız, neyiz...




  • Bu darbeci anayasasına karşı olurken bazı şeyleri bilerek karşı olun..Bu darbe anayasasında din dersi zorunlu olmuştur ve alkolün tvlerde reklamı yapılması yasaklanmıştır.Hani bişeye karşı olurken bunlarıda bilin diye dedim..
  • Başka Kimse Yok mu


    Adamın biri bir gün kafayı iyice çekip eve doğru yola koyulmuş ve önündeki çukuru görmeden güm diye içine düşmüş.
    Başlamış bağırmaya:
    –“Kimse yok muuuu kimse yok muuuu.”
    Bu arada oradan geçen hacının biri gelip bakmış adam zurna gibi sarhoş
    –“Bak hemşerim seni bu çukurdan çıkarırım ama söz ver
    bir daha içmeyeceksin..”
    Adam düşünmüş ve başlamış bağırmaya
    –“Başka kimse yok muuuu..”




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi S 850 -- 30 Ocak 2011; 2:39:39 >
  • içiyorum with honey berry , ama kendimi bile bile !!!! İşte bu önemli . Herzaman derimmmm , kendini bileceksin ne kadar içersen .
  • quote:

    Orijinalden alıntı: M

    Peki, Avrupa'da insanlar deli gibi içki tüketiyor, orada niye böyle şeyler olmuyor? Ya da alkol nedenli trafik kazaları çok çok az?

    Ben de diyorum ki, içki değil bunun sebebi... Bunun sebebi bilinç.
    Sanki her gün sokakta aşırı içkiden altına kaçırmış insanlar görüyorsunuz.

    İstanbul'da Taksim'e çıkıp bir bakın, 1000 kişi içiyor, belki daha da fazla. Ama siz o 1000 kişi içerisindeki bilinçsiz 1 kişiyi ortaya çıkartıp suçunu alkole atıyorsunuz. Hayır anlamadığım şey, yüzyıllardır içilen şey, toplumda belli bir yeri, kültürü olan şey, sürekli gelişmiş olan, bazı toplumlarca kutsal kabul edilen şey, bugün mü birden ahlaksızca bir şey oldu? Yapmayın, bu söylediklerimi bal gibi siz de biliyorsunuz.

    Kurduğunuz mantığın yanlışlığını çok basit ispatlayabiliriz. Otomobiller nedeniyle ölen insan sayısı alkol nedeniyle ölen insanlardan daha fazla. Bu suç otomobilin mi şimdi, yoksa bilinçsiz kullanıcının ya da bilinçsiz yayanın suçu mu?

    En nihayetinde, alkol de otomobil gibi düşünülebilir. Otomobiller, bizi bir yerden bir yere hızlı bir şekilde götürür, bu bize gereklidir, bize yardımcı olur. Alkol ise keyif verir, insanın zevk aldığı bir şeydir, bu da bize yardımcı olur.

    Bilinçsiz insan, her yerde bilinçsizdir. Alkol insanın aklını iki saatliğine bulandırıyorsa (ki bulandırmıyor, eminim) bilinçsiz adam 24 saat aklı bulanık geziyor, alkol almasa bile.

    Babanız için kötü konuşmak istemem, zaten yaşadığınız sorunları da bilmiyorum ancak alkol nedeniyle insanın ailesine zarar vermesi bilinçsizliğin en büyük örneğidir. Genelleştirme yapıp konuşuyorum, bu tür insanlar bir şeyleri berbat etmek için bahane ararlar zaten. Alkol karşılarına çıkar, alkol yoluyla bu olur, kumar karşılarına çıkar, kumar yoluyla olur, uyuşturucu karşılarına çıkar, uyuşturucu yoluyla olur, vs...

    Ailesi dağılmış olan arkadaşlarım var, hiçbiri alkol nedenli değil mesela. Hepsinin hikayesi farklı. Anlatsam dudağınız uçuklar.

    Deseniz ki bana, alkolü bilinçsiz insanlara yasaklayalım. Amenna... Yaşa falan gerek de yok, direkt yasaklansın. Mesela alkollü yolda yakalanan adama hem alkol hem otomobil yasaklansın. Uzun süreler... Caydırıcı olsun. Maaşının yarısından fazlasını alkole harcayan, ailesine bakmayan adama da yasaklansın.

    Çok zor da değil, basit bir elektronik sistemle yapılabilir bu. Nüfus cüzdanlarına akbillerdeki gibi bir EEP-ROM koyulur, alkol satan her yerde bu kimlik sisteme okutularak alkol satın alınır. Alkol alması yasaklanan kişinin nüfus cüzdanına gerekli giriş emniyet tarafından yapılır. Alın size mis gibi sistem. Herkes mutlu...


    Sayın M,

    Avrupa'da da yasaklar var. S 850 zaten bir kaç sayfa önce bunların örneklerini vermiş.Hatta en son İngiltre'de toplum sağlığı gözetilerek içki fiyatlarını artıracak bir düzenlemeye gidildi.

    Yani olay içkinin kişiye ve topluma verdiği zarar ve devletin buna müdahalesi. Yoksa hükümet bak "din" böyle diyor sizde buna uyacaksınız bu sebeple yasaklıyoruz gibi bir konu olsaydı inanın ki ben de sizin yanınızda olurdum.

    Alkolün zararlarına karşı bu kadar bilimsel çalışma, tıbbi ve sosyolojik incemeler var. Kabul edersiniz ki bunları hiçe sayıp sizin gözlemlerinizle yola çıkamayız.




  • Yaw herşey tamamda, gelişmiş toplum örneği olarak İngiltere Amerika gibi ülkeleri vermeyin ya. Özellikle amerikayı. Polis çevirse elini cebine atsan mermi manyağı olacağın bir polis devleti Amerika. En cahil toplumun en cahil bireyinden bile daha cahildir amerikanın cahili. Sözde özgürlükler ülkesi gibi gösterip reklamını yapıyor ama bugünlere gelmesinin tek nedeni, bilim kültür sanatta özgürlükte ilerlemiş bir toplum olmasından değil, sadece paradan. Parayıda başka ülkeleri soyarak kazanıyor. Türkiyede küçük amerika olma yolunda ilerliyor. Amerika hiçbir konuda örnek alınacak bir ülke değil.
  • Sayin S850,

    Benim yazdiklarimi okumuyorsunuz surekli alkol bagimliligindan bahsediyorsunuz, hangi kultur sarhos olarak ilerler, veya cakirkeyf olarak gelisir benim bahsettigim farkli bir olay. Yazimda neden anlayamayacaginizi da yazmistim aslinda yine ekliyorum..(Yaziyi sayin Hobar'a hitaben yazmistim)

    quote:

    Sayin Hobar,

    Eger konu alkolun zararlariysa bunu zaten bilmeyen yok, belirli bir oranin uzerinde tuketildiginde vucuda zararlidir, fazla icip sarhos olursaniz bu hem size hemde etrafa zararlidir. Bu konuda hemfikiriz.

    Eger muslumanlarin oldugu bir forumda tartisiyorsaniz bu konuyu din iceriginden cikarip tartismak pek mumkun olmaz cunku zaten inanis geregi muslumanlar neden haram oldugunu desteklemek durumundalar.

    Alkol icilmesinin gelismislik ve geri kalmislikla neden ilgili oldugunu da soyle aciklayayim.

    Eger gelismislik duzeyi dediginiz bati dunyasi ise, olay sadece alkol alimi degil olay alkolunde icinde oldugu bir yasam felsefesi, birini digerinden ayiramazsiniz. Daha once yazida belirttigim, heykel, klasik muzik, guzel sanatlar, eski Yunan ve Roma felsefesi vb. hepsi bunun icindedir. Birini alip bu toplum klasik muzikle mi gelisti, ne ilgisi var gibi olur. Alkol kullanimi tum bu yasam tarzinin icindedir. Bu yasam tarzini benimseyenler icmek zorunda degil, hatta karsi da olabilirler ama gorus acilari aynidir.

    Islam dunyasi gelismislik duzeyi ise tamamen farklidir, zaten muslumanim deyince bu yukarida saydiklarimin tamamen disindasiniz, ayri bir gorus acisina sahipsiniz demektir. Bu sebeple alkol ile gelismisligin ne alakasi var diye sorular sorarsiniz. Bu sebeple muslumanlar bati dunyasi kriterlerini alarak neden gelisemiyoruz diye merak ederler. Halbuki Islam dunyasinin gelismislik kriterleri daha farklidir, bati kriterleri ile ortusmesi mumkun degildir. Bu yorumumdan Islam'i kotuledigim dusunulmesin lutfen, ama yasam kriterleri cok farklidir. Kendi icinde degerlendirmek gerekir. Bu sebeple Turkiye'de alkol tartismasinda din konusunu gozardi edemeyiz. Temelde yasam tarzi farkliliklari var.

    Saygilarimla.


    Hekimlik andindaki toplumsal saglik ile ilgili tibbi olarak ve objektif olarak konusacaksak, alkol'den once inanc meselesini konusmak lazim.

    Insanlarin herhangibir inanca sahip olmalari iyi ama kendilerine gercek gibi gozuken seye kendilerini fazlaca kaptirip baskalarina bu gercek diye baski yapmak toplum sagligini bozan en temel sebeptir.

    Tum insanlik tarihindeki en buyuk felaketler hep bu sebepten cikmistir..




  • Öncelikle, konunun bize çok şeyler öğrettiğini görüyorum. Bu güzel... Ayrıca yöneticinin de, konuyu provake edenlerin mesajlarını silmesi doğru bir davranış. Yoksa, biri yanlış yapıyor diye konuları ortadan kaldırmak çözüm getirmiyor. Bu açıdan yöneticiye teşekkür ediyorum...

    Değinmek istediğim asıl konuya, bilerek veya bilmeden geçmiş mesajlarda işaret edilmiş evet... "içkiyi evde içmek tad vermiyor."

    Neden mi?

    Çünkü içki içmenin bir adabı kültürü vardır. İçki içmek, aslında kaliteli bir meyhanede, veya piknikte arkadaş ortamında sohbetle birlikte yenilen bir yemektir. Gittiğim meyhanelerde siyah beyaz resimler duvarlara asılmıştır genelde. 50, 60, 30, 40 yıl önceki meyhanenin müdavimlerinin resimleri. Bu tip yerlerde oldum genelde. Bu insanlardan öğrendik içki içmeyi. Bu bir kültürdür evet... Bir camia meselesi. Mesela diyelim fazla kaçırdın, kahven gelir limonun gelir, seni ayıltır nasihat verir öyle gönderirler.

    Enteresandır şunu gördüm, içki kültürünün olduğu meyhanelerde sarhoşluk asla hoş görülen birşey değildir. Bir kere yaparsın ikinciye kapıdan içeri sokmazlar seni.

    Yani demek istediğim, bu işin bir kültürü adabı vardır. Önceki mesajlarda ispat ettiğim gibi, hararetle karşı çıkıyor bazıları ama, bakıyorsun itiraf ediyor; " ben hayatımda hiç içki içmedim" diyor. Yani bu kardeşler aslında içki içmek nedir bilmiyor.

    Ondan sonra da sokakta ipsiz sapsız serserilerin yaptıklarını tüm içki içen camiaya mal ediyorlar. Örneğini verdikleri tipleri meyhanelerin kapısından içeriye sokmadıklarını bilmiyorlar. Bu işin kültürürün olduğu mekanların azalmaya başlaması asıl konunun ana meslesi aslında. Bu işleri zorlaştırmak güzide mekanların kapıya kilit vurup başka işlere yönelmesi sonucunu doğuruyor bunu görüyoruz.

    Asıl yakındıkları tiplerin eline kalıyor esnaflık. O güzel insanlar sessiz sedasız sahneden çekilirse meydan it uğursuza kalır. Bunu ifade etmeye çalışıyoruz açtığımız konuda. Ruhsatları iptal edilen nice 50, 70 yıllık meyhane kapıya kilit vuruyor. Peki ne oluyor, insanlar pis yerlerde tekel bayiilerinin arka odalarında içmeye başlıyor.

    O yüzden özgürlük diyoruz, içen için de içmeyen için de lazım. Özgürlük herkese lazım. Hangi konuda olursa olsun, durmamız gereken yer bu noktadır. Kişisel özgürlüklerin yanında olmalıyız. Bugün içki içmeyip karşı olan kardeşlerin yarın içmeyeceğinin garantisi var mı?

    İç veya içme, ama özgürlüğün önüne geçme...




  • Sayın A.Ş.Mercan,

    Yazınızı okudum ve çok iyi anladım. İçki Kültür, Medeniyet sanat vs. beraberce gelişmiştir. Bir parçasıdır bunların gibi sözler söylüyorsunuz. Ben de tam bunları cevapladım. Bakın bu sözleri söylemekle alkole meşruiyet vermeye çalışıyorsunuz. Oysa Tüm Dünya alkolle mücadelenin nasıl dozajını arttırım düşüncesinde. Önceki sayfaları siz okumuyorsunuz sanırım.


    Madem bu kadar iddialı yazdınız, (kusura bakmayın ama o kadar kitap okudum aklı başında bir bir bilim adamından bu sözleri duymadım.) İzah etmelisiniz. İzah etsemde anlamazsınız diyemezsiniz. İzah etmek zorundasınız. Bakın toplum sağlığı üzerine yemininiz var. Ve burada 18 yaş altı çocuklarda yazıları okuyorlar. Mustf9 adlı arkadaşın gençlere burada alkol için gibi yazılarının yasal suç oluşturduğunu bilmelisiniz. Bakın alkol ile ilgili keyif sitelerine girerseniz 18 yaşından küçükseniz siteye almadıklarını görürsünüz. En azından topluma içki için laik olun , medeni olun diyemezsiniz. Niçin, zaten binlerce yıl kımızdan başlamışız içiyoruz. (sahi medenileştiren alkoller cinsine göre değişiyor mu? ) İçmeye de tam gaz devam ediyor toplum. Avrupadan da fazla içiyoruz bence. Kayıt alyına alma konusunda Avrupa dan daha geriyiz artı sahte rakılarımızı da unutmayın)

    Alkol Dünya kültür ve Medeniyete katkı yapmışsa Romalı Bilim adamı alkolu akıl hastalığı olarak niçin nitelendirsin. Romayı Kültür merkezi vs bahsederken Roma toplumun çoğunun köle olduğunu öldürldüklerini, vahşete uğradıklarını, aslanlara atıldıklarını, birbirlerini boğazlattıklarını bilmelisiniz. Bunları yaparken ellerinde alkol olduğu muhakkak. Ama heykel yapan sanatçının elinde alkol olduğunu iddia edemezsiniz. Heykeli yaparken değil ama çok daha önce veya sonra içiyordu. Muhtemel o tesirledir derseniz aynı şeyi nasa bilim adamı içinde diyebilirsiniz. Bende örnek Mimar Sinan ı verdim anlamalıydınız.



    Yazınızın bam telini anladım ve bamtelinden vuruyorum. Anlamamazlığa gelemezsiniz. Lütfen sorularıma cevap verin .




    1-Osmanlılar yıkılma sürecine girdiğinde alkol yasakmıydı?

    2-Orta Çağ da Avrupa niye çok geridir. Alkol az mı tüketilmiştir.

    3-Orta Çağ da İslam Dünyası niye çok ileridir bilim bakımından? Çok mu alkol tüketmişlerdir de kafaları çok mu çalışmışlardır.

    4-Reform ve Rönesansın sebepleri arsında alkol tüketiminin çoğalması var mıdır?
    Cevabınızı merakla bekliyorum. Saygılarımla.



    Özellikle dördüncü soruya cevap bekliyorum.

    Kabul etmelisiniz ki zor durumdasınız. Cevap vereceğinizi de sanmıyorum. Cevabı sizin için olumsuz çünkü. Lütfen yazdığımı okumamışsınız yine anlayamazsınız demeyin. İddalarınızı afaki değil bilimsel tarzda ispatlayın lütfen. Hem doktor sorumluluğu altında olup birtakın hiçbir ciddi bilim adamının söylemediği sözleri söyleyip sonrada ispatlamadan anlayamazsınız deyip çekip gitmemelisiniz.


    NOT: İnancı da konuşabiliriz ama konu alkol. Ayrı bir konu açabilirsiniz iddialarınız için. Sizi destekleyebilirim. Ama bir konu açıkken başka konuyu getirme konunun çarpıtılmasına sebep olur. Söylediğiniz şeyler en fazla Yunan ve Doğu Roma ve Batı Roma da görüldü. Bilgi verebilim severek. Ama Şimdi değil. Bu konuya din karıştırmayalım diyorum ilk sayfadan beri. Lütfen...



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi S 850 -- 31 Ocak 2011; 3:03:42 >




  • @mustf9, hocam yanlış anlamayın ama bu adap konusu geçmişte kaldı.
    Şimdi gençler kuytu, köhne mekanlara girip kız-erkek fark etmeden su gibi alkol tüketiyor.
    Ve bunların bir kısmı da daha lise son sınıf öğrencisi...
  • 
Sayfa: önceki 910111213
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.