Şimdi Ara

İki Araç Arasında Kaldım

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
3
Cevap
0
Favori
774
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • 25 Bin TL para biriktirdim. Allah nasip ederse ilk arabamı almak istiyorum.
    Çocukluğumdan beri Japon arabalarına aşık büyüdüm. O yüzden başka araçları gözüm görmüyor ve şu an için 2 araç arasında kaldım. Bulunduğum şehirde parça sıkıntısı yaşayacağımı sanmıyorum. Kaldı ki böyle uygun fiyata D segmenti iki araç söz konusu ise varsın parça biraz geç gelsin.

    Mitsubishi Carisma ve Mazda 626 MK 4 (1992-1997) arasında kaldım.

    626 'nın nasıl konforlu bir araç olduğunu biliyorum lakin Carisma hakkında okuduğum güzel yorumlar ve Volvo S40 şasesi üzerine geliştirilmiş olması da beni mest etmedi değil. Bu iki aracı kullanan kişiler varsa yorumlarını esirgemesin lütfen. Aklımda bir kaç soru işareti var :

    1) Carisma' nın hangi motorlusu tercih edilmeli? (1.8 GDI, 1.6, 1.9 D)

    2) Hangi aracın yol tutuşu daha iyidir ?

    3) Hangi araç daha donanımlıdır ?


    Mitsubishi Carisma :

    İki Araç Arasında Kaldım

    Mazda 626 :

    İki Araç Arasında Kaldım



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi unalper_ -- 30 Kasım 2019; 16:56:36 >







  • 92 model 626 GE'yi (MK4) 3 yıla yakın kullandım, ilk arabamdı. Sonra babama verip 626 GF makyajlı (2001) aldım. Araç hala babamda ve ne satmayı düşünüyor ne de değiştirmeyi. :) Carisma'yı hiç bilmiyorum ama 626 hakkında detay vereyim, sonra siz karşılaştırma yaparsınız.

    Genel olarak; 92 model ile 93'ten itibaren farkları vardır. 92'lerin 4'lü flaşörü kırmızı olur, 93'ten itibaren siyahtır. 92'lerin tozlukları farklıdır, 93'ten itibaren farklı olur. 92'lerde bagaj kapağı döşemesi yoktur, 93'ten itibaren başlar. 92'lerin hararet ibresi SD/HB farketmeksizin (Bu modellerde HB'lere aynı zamanda liftback denir) ortanın hafif sağında durur. 93'ten itibaren sedanlarda ortanın solunda durur. 92'lerde gösterge ışıkları sadece simge, 93'ten itibaren simge+yazı şeklindedir. Klima ve ABS opsiyoneldir. 95'ten itibaren torpido, direksiyon, kapı döşemeleri ve donanım farklılıkları başlar. En doluları 97'lerde çift airbag ve sunroof artıları vardır. (TR'de bu döneme denk gelmiş, yurtdışında 95'ten itibaren görülüyor.) Ayrıca TR'de görülmesi zor olan ama yurtdışında çok görülen yükseklik ayarlı farlar, sis farları, koltuk ısıtma, hız sabitleyicisi vs gibi donanımları da vardır.

    Ben yurtdışından direksiyon, orjinal sis farlarını, yükseklik ayarlı farları getirtip elektrik tesisatını kendim hazırlayıp montajını yapmıştım. Hız sabitleyici sistemini de buldum ama hem manuel şanzıman olduğu için hem de şirket araçlarında hız sabitleyiciyi kullanmadığımı fark ettiğim için alıp da taktırmadım. Zor bulunan bir sistemdir. Eski aracımı orjinaline sadık kalarak en iyi haline getirmiştim. (Bagaj döşemesi, orjinal jant kapakları vs vs.) Detaylı bilgi için google'da "Mazda TGN 58" diye aratabilirsiniz.

    Tasarım konusunda tek diyebileceğim şu; dönüp dönüp bakardım, dönüp dönüp bakarlardı. Bendeki beyaz renk sedandı. Dıştan olduğu kadar içten de hayrandım. (323 alma niyetim vardı, bir otoparkta beyaz 626'yı görünce net kararımı verip 626 GE aldım.) Yolda çok denk geldi, durduğumda arabayı sorarlardı, evin önünde arabayı temizlerken/yıkarken çok kişi bakıp muhabbete girişti. Sosyal medyada direkt alıcılar mesaj atardı. Öyle albenili bir araba. Açık renklileri aracın hatlarını daha çok gösteriyor, koyu renklileri daha az gösteriyor. Bu nedenle açık renk daha albenili görünür, kişisel görüşümdür. İç mekan rengi TR'de 2 renktir, çoğunlukla gri döşeme, torpido şeklindedir. Dışı bordo olanların içi bej oluyor genelde. İçi bej olanlar daha ferah görünüyor. Bendeki dışı beyaz, içi gri renkti. Jant kapakları ise bir tanedir. Sayı olarak değil, sıfat olarak. :) Orjinal jant kapağının yerini hiçbir jant tutmaz. Farların kısa olanı orjinal merceklidir. Artık eskidikleri için görüşte problemler çıkarabilir. İyi bir ampülle daha iyi gösterir. (X-treme Vision vb.)

    Süspansiyon: Ne yumuşak ne de tam serttir. Yol tutuşu için hafif serttir. Virajlarda çok yatmaz ama tam da spor araç gibi değildir. Direksiyon hidroliktir, turu zayıftır ama direksiyon tepkileri harikadır. Artık orjinal süspansiyonlar kalmadı. Araç sahipleri yan sanayi amortisör vs taktığı için araçtan araca durum çok değişir. Bazısı çok salınır, bazısı çok serttir. Yağlı ve gazlı amortisör farkları vardır. Yağlılar daha yumuşak, konfora yönelik, gazlılar daha sert, yol tutuşuna yöneliktir. 4 disk fren sistemi vardır. ABS olmasa bile frenler çok iyidir. Arka süspansiyon bağımsızdır, bu nedenle arka rot ayarı da yapılır. Bunu pek bilen olmadığı için %99,9 arka rot ayarı yapmazlar.

    Motor: Bu kasa TR'de 2.0 4 silindirli motorla standarttır. Gümrük girişli 2.5 V6'lar ve 4 silindir 1.8'ler gördüm. V6'ları piyasada bulması imkansıza yakındır. 2.0 motor 115 beygirdir. HB'lerde 136'lık olanları olduğu söyleniyor, gördüm ama motor sağlıksız çalıştığı için kıyaslama yapmadım. 92-97 arası motorda oksijen sensörü ve katalizör yoktur. Hava/yakıt karışım durumu manuel ayarlanır. Bunu TR'de bilen sayısı ben dahil 2 elin parmaklarını geçmez diye tahmin ediyorum. Ola ki bu araçtan aldınız ve emisyonda sıkıntı yaşarsanız eski ve iyi bir Mazda ustasına giderseniz nereden halledildiğini öğrenirsiniz. Ayar yerinin kendi özel aparatı vardır, aparatı olmayan ayar vidasını bozarak düz tornavidayla da yapabilir. Bunlar özel bilgilerdir her yerde bulamazsınız. ;) 95'den itibaren bazı modellerde oksijen sensörü ve katalizör görünmeye başlar. 97 makyajlı kasada oksijen sensörü ve katalizör vardır. Motorun tepkilerini ben çok beğeniyorum, İzmir-İstanbul arası çok gidip geldim, motor sağlıklıysa herhangi bir rampada 5. vitesten düşme ihtiyacı çok duyulmaz. Zorlandığı yerler olsa da motor iyi durumdaysa genelde 5. vitesle rampayı bitirir. Ateşleme elektronik değil mekaniktir. Distribütör vardır. Avans manuel ayarlanabildiği için beğeniyorum.

    Yakıt Tüketimi: Motor LPG'ye mükemmel uyumludur. LPG montajı doğru yapıldıysa yıllarca ayar bile gerekmeksizin rahatlıkla LPG'li kullanabilirsiniz. Manuel şanzımanın LPG'deki yakıt tüketimi şehiriçi ortalama 10 lt/100 km, şehirdışı ortalama 8 lt/100 km olmaktadır. Şehiriçi sıkışık trafik olmazsa 8.5/9 lt'lere kadar düşebilir. Şehirdışı 100-110 km hız civarında giderseniz ve araç yüklü olmazsa 7-7.5 lt'lere kadar düşebilir. Benzinde de şehirdışı 6-6.5 lt, şehiriçi 9-10 lt civarı tüketimi olmaktadır.

    Konfor: Donanım anlamında yılına göre ve şu andaki fiyatına göre iyidir. Klimanın olması başlı başına avantaj. 4 cam otomatik, aynalar ısıtmalı ve elektrikli, dikiz aynası karartmalı, fasılalı silecek, swing özellikli orta ızgaralar(bu özelliği diğer araçlarda görmesi zordur, hala arkadaşlarım falan bunu hayranlıkla söylerler), içeriden açılan bagaj ve benzin depo kapağı (97'lerde bagaj sadece arkadan açılır, AVM girişlerinde bagajın içeriden açılması büyük keyif) vs donanımları vardır. Süspansiyonu görece sert olduğu için bir Avrupa aracına göre konforu düşük denebilir. Araçlar artık eskidiği için rüzgar sesi alır, yol sesi alır. Orjinal fitillerini piyasada bulamazsın. Ya çıkmacıdan alacaksın ya yetkili servisten. Çok pahalıdır.

    Şanzıman: Manuel 5 vites, otomatik 4 vitestir. Manuellerde son dişli oranları değişiklik gösterebiliyor. Tam emin olmamakla beraber spor/konfor şanzıman diye ayrılabiliyor. En beğendiğim 3. vitestir, çok düşük hızlarda da seyahat ettirir, gaza tepkisini iyi alır ve iyi hızlanır. Soğukken şanzıman serttir. Geçişler serttir. Isınınca kendine gelir. Problem değildir, yapısı böyledir. Otomatikleri de normalde sorunsuzdur ama bakım yapılmayan 25 senelik şanzımanlar problemler çıkarmaya başlar. Otomatik şanzıman yağı değişmez diyen ustalar nedeniyle otomatik şanzıman bakımları yapılmadığı için sana tavsiyem kesinlikle otomatik alma.

    Yedek Parça ve Servis: En çok bundan korkulur, bana göre en basitidir. Parçası bulunmaz falan denir hep. Benim 3 yıl içinde bulamadığım mekanik parça olmadı. Bu 3 yıl içinde epey masraf yaptım, çoğu keyfi masraf olsa da benden önceki sahiplerinde çıkmayan problemler bendeyken denk geldi. 25 yıllık araç sonuçta. Silindir kapağını bile açtırdım. İyi ustalarla çalıştığım için problemlerim hep nokta atışı çözüldü. Ağır bakım sabahtan akşam 9.30'a kadar sürmüştü ve içinde baskı-balata yoktu, o derece yani. :) Hatta balayına gideceğim gün yolda kalmak üzereydim kendimi sanayiye attım, dönüşte de yine yolda kaldım ve çekici çağırdım. İki seferde de metal su hortum ve tapası değişti. Metal yorgunluğu yani. TR'nin dört bir tarafında parçacılar mevcuttur. Ankara, İzmir, İstanbul ve Antalya gibi şehirlerde parça problemi hiç yaşanmaz. Hele Ankara ve İstanbul'da çıkmacı ve parçacılar çok fazladır. Yine bu saydığım iller kaliteli ustalar bakımından da zengindir. Zengindir dediğim işte İzmir'de 3-4 tane kaliteli usta vardır. :D İstanbul'da yine 3-4 tane direkt gidilebilecek yerler vardır. Piyasada hiç bulunmayan parçalar yetkili servisten tedarik edilebilir. İstanbul Merser ve Muğla Gören servisleri bu konuda çok iyidirler. 25 yıllık aracın parçasını yurtdışı Belçika'dan veya direkt Japonya'dan getirtirler. Ben genelde Merser'den alıyorum. İstanbul'a gidince de bazen yanlarına uğruyorum, fiyatta da yardımcı oluyorlar. Kaliteli bir ekipleri var. Yine Gören Mazda da aynı şekilde hem fiyatta hem tedarikte iyi yardımcı olur. Bazı orjinal kullanılacak mekanik parçalar da vardır. Külbütör kapak contası, silindir kapak contası gibi. 92 model aracın kontak termiği yetkili serviste garantiden ücretsiz değişti. Hesap edin. ;)

    626'nın eksiklikleri ve kronik problemleri de vardır. Örneğin ön takım hassastır, aks kesme/bozma problemleri yaşatır. İş bilmez ustalar nedeniyle rölanti problemli olabilir. İyi bir ustada bu problemi yaşamazsınız. Torpido üstü zamana bağlı olarak çatlar. Bagaj su alabilir. Mekanik parçada Japon önceliği olması zorunludur. Parça seçen bir araçtır. Yaşanılan problemlerin hepsinin çözümü vardır.

    En önemli husus iyi bir Mazda ustası ile çalışmaktır. O zaman keyifle binersiniz aracınıza.
    626 alırken de iyi incelemek lazımdır. Bazı araçlardan kesinlikle uzak durulması gerekir. Eski sahiplerinin iyi baktığı araçlar gözü kapalı bile alınabilir. Şu andaki 2001 626 GF aracımı Bitlis'ten İzmir'e getirdim. Ne ustaya ne de ekspertize gösterdim. Bana satan adam Mazda 3 aldı. 626'dan önce de BL kasa Mazda 3'ü vardı. Aldığım 626'yı ona satan adam Mazda 6 aldı. Mazda'yı bilen genelde yine Mazda alıyor. ;) Benim aracın da bildiğim kadarıyla zaten ilk plakası. 61 plaka, sonu 626, özel alınmış. Trabzon'dan Mersin'e, Mersin'den Bitlis'e, Bitlis'ten de İzmir'e geldi. ;)

    Dilim döndüğünce aracı anlattım. Varsa merak ettiğiniz başka şeyler, elimden geldiğince yardımcı olabilirim.




  • Yapay Zeka’dan İlgili Konular
    Daha Fazla Göster
    
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.