Şimdi Ara

İlk aile nasıl oluşmuş? (2. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
61
Cevap
0
Favori
4.934
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 1234
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • insanın ve ailenin oluşumunu yasak elma, adem-havva vb. efsaneler, soylenceler ve dinle acıklamayacaksak; sosyolojı, antropolojı, tarih ve benzeri bılımlerin gercekdısı olmadıgını dusunursek, hayaller ve inanç dunyası ıcınde degıl de maddenın gerceklıgı ve bılınebılırlıgı dunyasında yasıyorsak eger (yanı bu kadar tesaduf yanyana gelırse eger ) ailenın de nasıl ortaya cıktıgını ve nasıl bır gelısım seyrı ızledıgını de acıklayabılırız ...

    bakın aılenın gecırdıgı asamalar kabaca:

    -butun kurallardan yoksun cınsel ılıskıler donemı
    -grup halınde evlılık (ana erkıl toplum)
    -ıkı baslı aıle
    -tek eşlılık
    (su anda yasadıgımız tek eslı aıle yapısına gelene kadar aıle de bırcok degısık asamalardan gecmıs..bugun bıle bır cok ılkel kabılede ana erkıl aıle yapısına (cok eslı-grup halınde evlılık) rastlanabılıyor.ve engels de zaten su anda yasanılan tek eslılıgı aldatma ve fuhusla beraber bır tek eslılık olarak tanımlıyor.yanı aılenın de altyapısını olusturan ve onu asıl sekıllendıren sey, mulkıyet ılıskılerı... vs. vs...)

    3-4 sene once okudugum Engels'in AİLENIN OZEL MULKIYETIN VE DEVLETIN KOKENI kıtabından cıkardıgım ozetler var ama gercekten ıncelemek ısteyenler ıcın google da kıtabın adını yazınca pdf olarak bıle kıtabın kendısı cıktı.pıyasada da rahat bulunur...

    daha derın kaynak/ ınceleme mutlaka vardır ama o kadarını sosyolojı -tarıh bolumundekılere sormak lazım.




  • Orjinalden alıntı: Wyatt Earp

    Orjinalden alıntı: almancı

    bir canlı oluşursa 1-2 tane değil. onlarca,yüzlerce hatta binlerce oluşur.çünkü bu doğadaki temel presiptir.hiçbir zaman 1-2 canlıdan koskoca farklı bir nesil oluşmaz

    /quote]

    Hocam lütfen şu cümlelerinize bir açıklık getirirmisiniz.

    Bütün bir canlılığı ne idüğü belirsiz bir hücreye bağlıyorsunuzda sadece insanlığın gelişiminin Adem ve Havva dan olmasımı mantıksız geliyor.


    bütün br canlılığı ne idüğü belirsiz bir hücreye bağlamıyorum.ne idüğü belirsiz bir hücreden komple bir sistem oluşmaz.böyle bir şeyi zaten kimse bir kesinlik olarak idda edemez.edenlerin kişisel yorumundan ibarettir.benim itta ettiğim şey ilk canlılğın nası geldiği değil.bir ortak kalıtım veya gen havuzundan bütün bir canlılığın gelmiş olması ve uzunca zaman süren bir mekanizma ile sistemin kurulmasıdır.




  • quote:

    Orjinalden alıntı: zengin_47


    quote:

    Orjinalden alıntı: almancı

    .......

    not:bunlar benim fikirlerim ve düşünce yapım.lütfen fikirlerime karşı suçlayıcı yazılar yazmayın..bu fikirlere tahammülü olmayan da okumasın lütfen.


    saygılar



    Bazı mutasavvufların ve İhvan-ı Safa'nın da Hz. Adem'in ilk peygamber olduğunu topraktan yaratıldığını ama ilk insan olmadığını söylediğini duymuştum. Hz. Adem'den önce de Allah- Teala (cc) yeryüzünde insanlar yaratmış.


    Bu bilgiler de var. Ancak Kur'an-ı Kerimde birçok yerde insanlar için " Ya ben-i Adem" İfadesi kullanılıyor. Eğer Hz. Adem ilk insan değilse neden bütün insanlar için "Adem'in çocukları" deniliyor.

    SAYGILAR.


    efendim benim okuduğum ve şimdiye kadar edindiğim görüş Kutsal kitaptaki bilgilerin temsili bir şekilde anlatılmış olmasıdır.o da nedir?adem dediyse adem ve havvayı iki insanı temsil etmesi için anlatılan bir durum olarak düşünebilirsiniz.mesela çoğu zaman adem kelimesi ''insan'' kelimesine eş anlamlı kullanılır.adem insan demektir. ama orada anlatılmaya çalışılan ilk insanılığın oluşum hikaysi değil,oradaki oyuncuların davanışları ve davranışları sonunda gelmiş oldukları sondur..zaten genel olarak Kurandaki temel hedef bu.sadece belirli temsiller ve anlatınlar ile insana belirli davranış şekillerini kazandırmak ve öğütlemekten ibaret.

    benim görüşüm çercevesinde yorum yapmış olan bir çok islam bilgini vardır.mesela açın bir tıp dehası ibn-i sinayı o da bu görüştedir.

    saygılar.




  • quote:

    Orjinalden alıntı: almancı

    bütün br canlılığı ne idüğü belirsiz bir hücreye bağlamıyorum.ne idüğü belirsiz bir hücreden komple bir sistem oluşmaz.böyle bir şeyi zaten kimse bir kesinlik olarak idda edemez.edenlerin kişisel yorumundan ibarettir.benim itta ettiğim şey ilk canlılğın nası geldiği değil.bir ortak kalıtım veya gen havuzundan bütün bir canlılığın gelmiş olması ve uzunca zaman süren bir mekanizma ile sistemin kurulmasıdır.



    Hocam bu söyledikleriniz evrim teorisiyle ters düşmüyor mu?
  • adem peygamberin dünyaya ne şekilde geldiğini belirten kitap kuranı kerim.
    dünyada üreme ve çoğalma şekilleride ilk doğan ikizlerin daha sonraki ikizlerle evlenmelerinden meydana geliyordu..
    habilin ikiziyle kabil kabilin ikiziyle de habilin birlikte olması gerekirken aralarındaki anlaşmazlıktan ötürü kabilin habili öldürmesi sebebiyle aynı doğumda meydana gelen ikiziyle birlikte oldu ve oradan doğan nesillerin münafık ve isyankar oldukları da kutsal kitap kuranı kerimde belirtilmiştir..
    bakara suresi 24 ve 26.ayetlerde belirtilmiştir..
  • quote:

    Orjinalden alıntı: Wyatt Earp


    quote:

    Orjinalden alıntı: almancı

    bütün br canlılığı ne idüğü belirsiz bir hücreye bağlamıyorum.ne idüğü belirsiz bir hücreden komple bir sistem oluşmaz.böyle bir şeyi zaten kimse bir kesinlik olarak idda edemez.edenlerin kişisel yorumundan ibarettir.benim itta ettiğim şey ilk canlılğın nası geldiği değil.bir ortak kalıtım veya gen havuzundan bütün bir canlılığın gelmiş olması ve uzunca zaman süren bir mekanizma ile sistemin kurulmasıdır.



    Hocam bu söyledikleriniz evrim teorisiyle ters düşmüyor mu?


    evrim teorisi demek tek cümle ile tüm canlılığın ortak gen havuzundan köken almasıdır.evrim budur.ama kimisi der ki ilk canlı kendiliğinden oluştu,kimisi der ki tüm canlılık tesadüfi olarak bu yapıya gelebilir.bunlar kişilerin yorumlarıdır.benim yorumum daha farklıdır.bilimde tek bir kişisel yoruma kesin doğru gözüyle bakamayız.bütün canlıların tesadüfi evrim geçirmesi bir yorumdur.o kişilere saygı duymak lazım kendilerine göre açıklamalareı var çünkü.ama evrim ayrı bir şey.o bir yorumdan ibaret değil direk doğada gözlenen bir şey.yoksa bunca insan niçin bu kadar diretsin bu konuda?kimin ne çıkarı var ki binlerce insan yüzyıllardır aynı şeyi savunsun?

    bu bir döngü gibi..bir kısım varki bu olayı çok iyi kavradığı için sahip çıkıyor ibr kısım var ki evrimi dinsizlik olarak sunuyor.çünkü insanları inandırmak için dini alet ediyor.inanlar da daha evrimin ne olduğunu bilmeden direk evrim karşıtı oluyor.oysa olayı kavrayan bir insan için bu ekosistemin evrimsel bir ilişki olmadan oluşması imkansız olarak görünür.bu bu kadar açık bir şey.

    saygılar.




  • quote:

    Orjinalden alıntı: almancı

    evrim teorisi demek tek cümle ile tüm canlılığın ortak gen havuzundan köken almasıdır.evrim budur.



    Sayın hocam bu konuda ya ben yanılıyorum ya siz...

    Eğer dedikleriniz doğruysa bugün bilim dünyası "ortak ata" kavramını neden kullanıyor.
  • TEVRAT'tan birkaç bölüm:

    4.Bölüm

    yar.4:1 Adem karısı Havva ile yattı. Havva hamile kaldı ve Kayin'i doğurdu. «RAB'bin yardımıyla bir oğul dünyaya getirdim» dedi. yar.4:2 Daha sonra Kayin'in kardeşi Habil'i doğurdu. Habil çoban oldu, Kayin ise çiftçi. yar.4:3 Günler geçti. Bir gün Kayin toprağın ürünlerinden RAB'be sunu getirdi. yar.4:4 ibr.11:4 Habil de sürüsünde ilk doğan hayvanlardan bazılarını, özellikle de yağlarını getirdi. RAB Habil'i ve sunusunu kabul etti. yar.4:5 Kayin'le sunusunu ise reddetti. Kayin çok öfkelendi, suratını astı.

    yar.4:6 RAB Kayin'e, «Niçin öfkelendin?» diye sordu, «Niçin surat astın? yar.4:7 Doğru olanı yapsan, seni kabul etmez miyim? Ancak doğru olanı yapmazsan, günah kapıda pusuya yatmış, seni bekliyor. Ona egemen olmalısın.»

    yar.4:8 mat.23:35; luk.11:51; 1yu.3:12 Kayin kardeşi Habil'e, «Haydi, tarlaya gidelim»d5 dedi. Tarlada birlikteyken kardeşine saldırıp onu öldürdü.

    yar.4:9 RAB Kayin'e, «Kardeşin Habil nerede?» diye sordu.

    Kayin, «Bilmiyorum, kardeşimin bekçisi miyim ben?» diye karşılık verdi.

    yar.4:10 ibr.12:22-24 RAB, «Ne yaptın?» dedi, «Kardeşinin kanı topraktan bana sesleniyor. yar.4:11 Artık döktüğün kardeş kanını içmek için ağzını açan toprağın laneti altındasın. yar.4:12 İşlediğin toprak bundan böyle sana ürün vermeyecek. Yeryüzünde aylak aylak dolaşacaksın.»

    yar.4:13 Kayin, «Cezam kaldıramayacağım kadar ağır» diye karşılık verdi, yar.4:14 «Bugün beni bu topraklardan kovdun. Artık huzurundan uzak kalacak, yeryüzünde aylak aylak dolaşacağım. Kim bulsa öldürecek beni.»

    yar.4:15 Bunun üzerine RAB, «Seni kim öldürürse, ondan yedi kez öç alınacak» dedi. Kimse bulup öldürmesin diye Kayin'in üzerine bir nişan koydu. yar.4:16 Kayin RAB'bin huzurundan ayrıldı. Aden bahçesinin doğusunda, Node6 topraklarına yerleşti.

    Kayin'in Soyu

    yar.4:17 Kayin karısıyla yattı. Karısı hamile kaldı ve Hanok'u doğurdu. Kayin o sırada bir kent kurmaktaydı. Kente oğlu Hanok'un adını verdi. yar.4:18 Hanok'tan İrat oldu. İrat'tan Mehuyael, Mehuyael'den Metuşael, Metuşael'den Lemek oldu. yar.4:19 Lemek iki kadınla evlendi. Birinin adı Ada, öbürünün ise Silla'ydı. yar.4:20 Ada Yaval'ı doğurdu. Yaval sürü sahibi göçebelerin atasıydı. yar.4:21 Kardeşinin adı Yuval'dı. Yuval lir ve ney çalanların atasıydı. yar.4:22 Silla Tuval-Kayin'i doğurdu. Tuval-Kayin tunç ve demirden çeşitli kesici aletler yapardı. Tuval-Kayin'in kızkardeşi Naama'ydı.

    yar.4:23 Lemek karılarına şöyle dedi:
    «Ey Ada ve Silla, beni dinleyin,
    Ey Lemek'in karıları, sözlerime kulak verin.
    Beni yaraladığı için
    Bir adam öldürdüm,
    Beni hırpaladığı için
    Bir genci öldürdüm.
    yar.4:24 Kayin'in yedi kez öcü alınacaksa,
    Lemek'in yetmiş yedi kez öcü alınmalı.»

    yar.4:25 Adem karısıyla yine yattı. Havva bir erkek çocuk doğurdu. «Tanrı Kayin'in öldürdüğü Habil'in yerine bana başka bir oğul bağışladı» diyerek çocuğa Şitf7 adını verdi. yar.4:26 Şit'in de bir oğlu oldu, adını Enoş koydu.

    Adem'den Nuh'a
    (1ta.1:1-4)

    5.Bölüm

    yar.5:1 yar.1:27-28 Adem soyunun öyküsü: Tanrı insanı yarattığında onu kendine benzer kıldı. yar.5:2 yar.1:27; mat.19:4-5; mar.10:6 Onları erkek ve dişi olarak yarattı ve kutsadı. Yaratıldıkları gün onlara «İnsan» adını verdi. yar.5:3 Adem 130 yaşındayken kendi suretinde, kendisine benzer bir oğlu oldu. Ona Şit adını verdi. yar.5:4 Şit'in doğumundan sonra Adem 800 yıl daha yaşadı. Başka oğulları, kızları oldu. yar.5:5 Adem toplam 930 yıl yaşadıktan sonra öldü.

    yar.5:6 Şit 105 yaşındayken oğlu Enoş doğdu. yar.5:7 Enoş'un doğumundan sonra Şit 807 yıl daha yaşadı. Başka oğulları, kızları oldu. yar.5:8 Şit toplam 912 yıl yaşadıktan sonra öldü.

    yar.5:9 Enoş 90 yaşındayken oğlu Kenan doğdu. yar.5:10 Kenan'ın doğumundan sonra Enoş 815 yıl daha yaşadı. Başka oğulları, kızları oldu. yar.5:11 Enoş toplam 905 yıl yaşadıktan sonra öldü.

    yar.5:12 Kenan 70 yaşındayken oğlu Mahalalel doğdu. yar.5:13 Mahalalel'in doğumundan sonra Kenan 840 yıl daha yaşadı. Başka oğulları, kızları oldu. yar.5:14 Kenan toplam 910 yıl yaşadıktan sonra öldü.

    yar.5:15 Mahalalel 65 yaşındayken oğlu Yeret doğdu. yar.5:16 Yeret'in doğumundan sonra Mahalalel 830 yıl daha yaşadı. Başka oğulları, kızları oldu. yar.5:17 Mahalalel toplam 895 yıl yaşadıktan sonra öldü.

    yar.5:18 Yeret 162 yaşındayken oğlu Hanok doğdu. yar.5:19 Hanok'un doğumundan sonra Yeret 800 yıl daha yaşadı. Başka oğulları, kızları oldu. yar.5:20 Yeret toplam 962 yıl yaşadıktan sonra öldü.

    yar.5:21 ibr.11:5; yah.14-15 Hanok 65 yaşındayken oğlu Metuşelah doğdu. yar.5:22 Metuşelah'ın doğumundan sonra Hanok 300 yıl Tanrı yolunda yürüdü. Başka oğulları, kızları oldu. yar.5:23 Hanok toplam 365 yıl yaşadı. yar.5:24 Tanrı yolunda yürüdü, sonra ortadan kayboldu; çünkü Tanrı onu yanına almıştı.

    yar.5:25 Metuşelah 187 yaşındayken oğlu Lemek doğdu. yar.5:26 Lemek'in doğumundan sonra Metuşelah 782 yıl daha yaşadı. Başka oğulları, kızları oldu. yar.5:27 Metuşelah toplam 969 yıl yaşadıktan sonra öldü.

    yar.5:28 Lemek 182 yaşındayken bir oğlu oldu. yar.5:29 «RAB'bin lanetlediği bu toprak yüzünden çektiğimiz eziyeti, harcadığımız emeği bu çocuk hafifletip bizi rahatlatacak» diyerek çocuğa Nuhg8 adını verdi. yar.5:30 Nuh'un doğumundan sonra Lemek 595 yıl daha yaşadı. Başka oğulları, kızları oldu. yar.5:31 Lemek toplam 777 yıl yaşadıktan sonra öldü.




  • quote:

    Orjinalden alıntı: Wyatt Earp


    quote:

    Orjinalden alıntı: almancı

    evrim teorisi demek tek cümle ile tüm canlılığın ortak gen havuzundan köken almasıdır.evrim budur.



    Sayın hocam bu konuda ya ben yanılıyorum ya siz...

    Eğer dedikleriniz doğruysa bugün bilim dünyası "ortak ata" kavramını neden kullanıyor.


    ortak ata dediğimiz orada kullanılan bir terimdir.ama bundan 4 milyar önce varolmuş olan bir canlının morfolojisinin nasıl olduğu ne yapıda olduğunu kesin olarak bilemeyiz.ama sizin sorunuzu ben anladım iki insanın çiftleşerek oluşmasını daha mantıklı buluyorsunuz ama maalesef baştan öyle görünse de biyolojik olarak tam tersi.çünkü ilk canlılar eşeyli üremiyorlar.dolayısı ile aynı tip canlıların üremesine engel yok..oysa insan dediğimiz canlı üreme sistemi olarak çok gelişmiş yapıdadır ve biliyoruz ki kardeşler birleşirse yüzde yüze yakın bir oaranla sağlıklı bir birey oluşmayacaktır.

    şmdi bir de şunu sorablirsiniz.peki emin olunmayan bir şeyi neden savunuyorsunuz? şeklinde.efendim dikkat ederseniz ilk oluşan yapılar hakkında bir şey söyleyemesek de en azından tüm canlıların ortak genleri paylaştığını yapısal olarak aynı kökene bağlı olduğunu bir kesinlik olarak ifade edebiliyoruz.bu gözlenebiliyor çünkü.

    yani insanlara saçma gelebilir ama biyolojik olarak canlıların gelişimi evrimsel olarak en mantıklı mekanizmadadır..ve bu canlılığın oluşum mekanizmasını açıklamak insanın ''yaratılmamış'' olduğu anlamna gelmez.biyolojik olarak yaratılmanın mekanizmasını açıklamak budur.




  • quote:

    Orjinalden alıntı: almancı

    şmdi bir de şunu sorablirsiniz.peki emin olunmayan bir şeyi neden savunuyorsunuz? şeklinde.efendim dikkat ederseniz ilk oluşan yapılar hakkında bir şey söyleyemesek de en azından tüm canlıların ortak genleri paylaştığını yapısal olarak aynı kökene bağlı olduğunu bir kesinlik olarak ifade edebiliyoruz.bu gözlenebiliyor çünkü.



    Hocam şunu öncelikle söylemeliyim burda sizinle bu konuyu tartışmama ana sebep dini kaygılardan çok mantıki sebepler

    Bence önemli mantık hataları var bu teoride.

    Bir kere en başta günümüz dünyasındaki canlı çeşitliliğine bakılarak geriye dönük bir teori ileri sürülmüş.Bir üçgen kabul edersek canlılığı; tabanı günümüzdeki canlı çeşitliliğini tepe noktası ise ilk atayı temsil ediyor..

    Şimdi bu üçgenin tabanının genişlemesi demek canlılığın çeşitliliğinin artması yükseklik ise canlılardaki yapının kompleksliğini temsil ediyor varsayalım.

    Yüksekliğin minimum olduğu durumda yani canlılığın çeşitlilik olarak az yapı olarakta kompleks olmadığı durumlarda bu canlıların ileriye yönelik bir bilinçle hareket etmesi lazım,tabanı genişletmek ve yüksekliği arturmak için...Oysa yapıları basit olduğu için bu bilince sahip olamazlar..Çünkü biliyoruz ki evrimin en son ve gizemli meyvesi bilinç..Yani bu teori kendisiyle çelişik bence...Veya Darwinin belirttiği şekilde olabilmesi için dışarıdan bir müdahaleye ihtiyaç var..O da "bilinç " takviyesi




  • quote:

    Orjinalden alıntı: almancı

    peki şimdi bir de sizin gibi düşünelim.yani ahlak,bilinç ve görgü gibi kavramların artık gelişmiş olduğu bir zamanda peygamber çocuklarının ensest ilişkileri ile bütün bir insanlığın oluştuğunu kabul edelim.peki şimdi benim aklıma şu soular geliyor.acaba bu haz. adem ve havva dünyaya nasıl geldiler? hani ışınlanma gibi bir şekilde mi geldiler yoksa damdan düşer gibi birden toprağa gökten mi düştüler?yoksa bir sihirbazın şapkadan tavşan çıkardığı gibi Allah ta onları böyle birden bire toprktan mı bitiriverdi?hem de dikkat edin bu ilk insan dedikleriniz hali hazırda döngüsünü devam ettiren bir ekosistemin ortasına yabancı bir cisim gibi birdenbire ekleniyor.bana bir tane mantıklı açıklama yapın o zaman..

    yoksa gerçekler öyle değilde farklı olmasın?bir canlı oluşursa 1-2 tane değil. onlarca,yüzlerce hatta binlerce oluşur.çünkü bu doğadaki temel presiptir.hiçbir zaman 1-2 canlıdan koskoca farklı bir nesil oluşmaz.insanoğlu dediğimiz nesil de dünyada varolan mekanizma ile milyarlarca yıldır bir gelişim ile oluşmuştur.en basit canlı ile insanoğlu arasında milyonlarca ortak genetik yapı olması bunun bir ispatıdır. ve her canlı milyarlarca yıldır bir düzenleniş içinde olduğu için ekolojik döngü de bu kadar hassas bir eksene yerleşmiştir..daha sonra insan dediğimiz nesil akıllandıkça ve zamanla aklak,görgü görenek vs.. kavramlar oluştukça belki kutsal kitapta belirtildiği gibi,hali hazırda varolan bir topluma peygamber verilmiş olabilir.tamam burası mantıklı olabiliyor.

    sonra insan dediğimiz nesil sadece belirli bir bölgede üremedi ya da oluşmadı.bunun amerikasında da insanlar vardı,sibiryasında da afrikasında da vardı..daha sonra da her bir bölge için kutsal kitaplarda anlatıldığı gibi farklı elçiler yollanmış olabilir..
    bana en mantıklı gelen bu şekilde.
    zaten şuan için öğrenmiş olduğum bilimsel bilgilerle insanlığın iki kardeşten oluşmuş olma ihtimali .çok ama çok az zatn o kerdeşler sürekli özürlü olacaktır.

    not:bunlar benim fikirlerim ve düşünce yapım.lütfen fikirlerime karşı suçlayıcı yazılar yazmayın..bu fikirlere tahammülü olmayan da okumasın lütfen.


    saygılar




    Aslında ilk yaradılış bir sır gibi görünüyor. Kur'an'da Allah'ın insanları ne şekilde yarattığına dair çeşitli veriler bulunsa da bunlar tam anlamıyla izah edemiyorlar gerçekleri. Ayrıca tüm canlıların sudan veya çamurdan yaratıldıkları gerçeği belirtilir Kur'an'da. Bu durumda insanın aklına şu gelebilir. İnsan veya diğer tüm canlıların ortak bir yapıtaşı var. "Su ve Çamur". Şimdi burada mantık olarak şöyle düşünülebilir. @almancı arkadaşın da belirttiği üzere canlılar ortak bir yapıtaşından hareket oluşup gelişmişlerdir. Ancak ne var ki bu konuda da tartışmalar vardır. Kimileri Kur'an'da geçen su veya çamuru sperm veya yumurtalık ile özdeşleştirirler. Yani buradaki su ve çamur üreme için gerekli olan sperm ve yumurtalıklardaki yavrunun durumudur. Bu durumda da kafalar karışabilir. Allah Hz. İsa'nın yaradılışı için "Ol dedik oldu" şeklinde bir ifade belirtilir. Buradaki "ol"maktan kasıt nedir? Acaba Allah dilediği anda bir anda sudan veya çamurdan yani yeryüzündeki toprak veya çamurdan anında bir sihirbaz edasında insan yaratabilir mi? Allah'ın gücünü kabul edenler için bu mümkündür. Ancak bu seferde ilk yaratılan kimdi sorusu akla takılır. Hz. Adem bir anda oluştu ve sonra Hz. Havva oluştu diyelim. Ardından bu insanların gerçek anlamda çocukları oldu mu? Yani Hz. Havva bir hamilelik dönemi geçirdi mi? Daha sonra bunların kaç çocukları oldu?

    İhtimaller zinciri bu şekilde sürer gider. Biraz daha mantık yürütelim. Adem ile Havva'nın on bin tane çocuk dünyaya getirdiklerini varsayalım. Bu durumda ömürlerinin de oldukça uzun olduğu düşünülürse bunların o dönemde çevrelere ayrıldıklarını varsayalım ki Kur an'da insanların birbirlerini tanımaları için kabilelere ayrıldıkları söylenir Allah tarafından. Yani Adem ile Havva'nın çocukları dünyanın dört bir tarafına dağılır. Daha sonra bunların ömürleri yeterince uzun ise belli bir dönem birbirlerinden uzak kalmaları neticesinde yakın kardeşlik ilişkileri kopmuş olacaktır. Ancak burada da taşlar tam anlamıyla yerine oturmaz. Bizler ne şekilde akıl yürütürsek yürütelim bazı taşlar yerine oturmaz. Aile içi ilişki konusuna gelindiğinde ise bu tür bir ilişkinin çoğalmayı gerçekleştirmesi için kaçınılmaz olduğu kesin değil midir? Şöyle ki bir hücre bir tür oluşturduğunda bu tür (adı erkek timsah olsun) diğer bir dişi timsaha ihtiyaç duyacaktır. Daha sonra bu timsahların çocukları da çoğalmak için birbirleriyle ilişkiye girmek zorunda kalacaktır. Ancak o zaman @almancı arkadaşın belirttiği gibi dünyanın ilk yıllarında, yaşamın oluştuğu yıllarda henüz kıtaların var olup olmadığı da düşünülebilir. Tek bir kıta var ise dağılma olayı o denli geniş çaplı olur. Ancak kısıtlı bir alan var ise bu hücreler çoğalmak için yine birbirlerine ihtiyaç duyacaklardır.

    Şimdi burada bir sürü muamma var. İnsan gerek ortak bir hücreden gerekse tek bir insandan oluşsun o vakit çoğalma işlemi için çiftlere ihtiyaç duyulur. Eninde sonunda bu duruma baş vurulur. Düşünün hücreden oluşan maymunumsu bir insan düşünelim. Dünyanın pek çok yerine dağılmış olsunlar ve bir gün karşılaştıklarında yine çiftleşecekler ve yine kendi çocukları çoğalmak için yine çiftleşecekler. Kafa karıştırıcı bir durum oluşturuyor o halde. Yani bir maymunun bile ensest ilişki yaşaması teknik anlamda kaçınılmaz gibi görünüyor. Hatta ilk atanın kendisini çoğaltması bile teknik anlamda ensest ilişki gibi algılanır hale geliyor. Bunun hem ahlaki hem de bilimsel yönden sorun teşkil eden yönleri vardır. @almancı arkadaş bilimsel açıdan yaklaşıyor olaya ve kendi mantığınca bir kurguda bulunmuş. Doğru ya da yanlış ancak şu ifade edilebilir ki tüm canlılar sudan oluşuyor ise o zaman hammaddede bir ortaklık söz konusudur. Ancak yine çelişkiler vardır. Allah ilk önce Ademi ve Havva'yı yarattı daha sonra bunlara topluluklar halinde çiftleştikleri anda sorun teşkil etmeyecek insanlar yarattı. Bunları guruplara ayırdı. Aileler halinde. Sonraki dönemlerde bu aileleri birbirleriyle tanıştırdı ve sorunsuz çiftleşmeler oluşmasına vesile oldu. Bakınız yine mantık örgüsünde sorunlar oluşuyor. Tam bir muamma var burada. Yani gerek ortak hücre, ortak hammadde gerekse diğer türlü bir yapı düşünülsün kafa karıştırıcı sonuçlar çıkıyor ortaya. Maymundan önce x türünde olan bir canlı on bin maymun oluşturuyor. Bu on bin maymun birbirleriyle çiftleşiyorlar ve yine kendi kendilerine çoğalmak zorunda kalıyorlar. Ayrıca bu maymun giderek insana dönüşüyor ve bu dönüşüm az buçuk tamamlandığında ise yine bir insan diğer bir dişiye ihtiyaç duyuyor. Daha sonra bunlar aile kuruyorlar ve gerisi yine kısır döngü. Kur'an'da ise canlıların çift çift yaratıldığı belirtilir. Ancak bu durumda çift çift yaratılmasının bildirilmesi yine de ilk aile kavramını tam olarak izah edemiyor.

    Tüm bunlara bakarak dini açıdan bir yaklaşım ile Allah her şeyi hakkıyla bilendir diyerek bu muammada bir tür sorun olmayacağını düşünmek gerekiyor. İnanç dışında ise gerek evrimsel gerekse tasarımsal bir yaklaşım ile dünya canlılarının ilk oluşum süreci inceleniyor. Ancak dini açılardan mir muamma var iken bilimsel açıdan da muammalar var. İlk insan Hz.Adem miydi? diye sorabilir bir bilim adamı? Bunu tatmin edici bulamayabilir çünkü ilk canlı türünün insan olduğunu yönelik bir delil yok bilimsel olarak. Burada @almancı arkadaşın bilimsel düşünce şekline karşı bir sözüm olamaz. Kendisi de kendi bilimsel verilerini din ile örtüştürmeye çalışıyor. Buna hakkı vardır. Ancak ilk insanın durumu veya insanın maymundan geldiğine yönelik veriler Kur'an'da yer edinmez. Hatta Kur'an'da maymunlar insanları aşağılama vesilesi olarak kullanılırlar. Hal böyle iken Allah'ın bir insanı maymundan çevirmesi çelişki doğuruyor. Hatta Adem konusunda da kesin ayetler vardır.

    Bu durumda yapılacak şey nedir? Bu muammayı kendi bilgi birikimimize göre nasıl değerlendirdiğimize bağlıdır bu. Allah'ın gücü her şeye yeter. O ilim ve hikmet sahibidir diyerek tüm bu gizleri tasarlayanın gücüne havale etmeyi zayıflık olarak değerlendirenler olabilir. Kimileri de salt bilimsel verilere güvenerek bir araştırmaya girer. Ancak şu bir gerçek ki bazı şeyler daima muamma olarak kalacak gibi görünüyor. Belki kıyamet kopacak, belki dünya küresel ısınmanın kurbanı olacak ancak ne olursa olsun insanlık nereden geldiğini, neden yaşadığını, nereye gittiğini kendi hayat görüşleri veya inançları ile açıklamaya çalışacaklar. Ancak bunun net cevabı bulunak mı bu da tam bir muamma. Ölüm sonrası gizlerin çözüleceğine inananlara saygı duymak kadar hayatın yok olmak manasına geldiğini düşünenlere de saygı duymaktan öte yapacak bir şey yok sanırım.


    Bu arada Nur suresi 45. Ayeti buraya yazıyorum. Özellikle bilimsel düşünen insanların da dikkatine sunmak için:

    45. Allah bütün canlıları sudan yarattı. İşte bunlardan bir kısmı karnı üzerinde sürünür, kimi iki ayak üzerinde yürür, kimisi dört ayak üzerinde yürür. Allah dilediğini yaratır. Çünkü Allah her şeye hakkıyla gücü yetendir.

    Şimdi burada tüm canlılar derken bunun içerisine insanı da dahil ediyor mu? Ettiği düşünüldüğünde tüm canlıların ortak hammaddesinin su olduğu görülür. Görüldüğü üzere bu durum günümüzn bilimsel açıklamalarına yakın gibi görünmektedir. Ancak aynı Kur'an canlıların türden türe geçiş yaptıklarına değinmemiştir. O halde ben de bu ayetin ışığında şöyle yazsam hatalı mı olurum? Türler oratk hammaddeye sahip olsalar da bir miktar değişim geçirse de türden türe geçmeden hepsi kendi türlerini koruyarak günümüze kadar gelmiş olamazlar mı? Bilim aksini iddia ediyor ise bunu tam anlamıyla ispat etmek ne derce mümkün bu da tartışılabilir.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi iZCi_500 -- 12 Nisan 2006; 16:14:47 >




  • quote:

    Bu arada Nur suresi 45. Ayeti buraya yazıyorum. Özellikle bilimsel düşünen insanların da dikkatine sunmak için:

    45. Allah bütün canlıları sudan yarattı. İşte bunlardan bir kısmı karnı üzerinde sürünür, kimi iki ayak üzerinde yürür, kimisi dört ayak üzerinde yürür. Allah dilediğini yaratır. Çünkü Allah her şeye hakkıyla gücü yetendir.

    Şimdi burada tüm canlılar derken bunun içerisine insanı da dahil ediyor mu? Ettiği düşünüldüğünde tüm canlıların ortak hammaddesinin su olduğu görülür. Görüldüğü üzere bu durum günümüzn bilimsel açıklamalarına yakın gibi görünmektedir. Ancak aynı Kur'an canlıların türden türe geçiş yaptıklarına değinmemiştir. O halde ben de bu ayetin ışığında şöyle yazsam hatalı mı olurum? Türler oratk hammaddeye sahip olsalar da bir miktar değişim geçirse de türden türe geçmeden hepsi kendi türlerini koruyarak günümüze kadar gelmiş olamazlar mı? Bilim aksini iddia ediyor ise bunu tam anlamıyla ispat etmek ne derce mümkün bu da tartışılabilir.


    Hocam bakın işte yine yorum farkı olabliyor.ben de size bir çok ayet yazabilirim ki kademeli bir geçiş halinde yaratılmaya dikkat çekiyor.ayrıca yukarda yazılan ayet,bugünkü araştırmalar ile örtüşüyor.neden dünyanın ilk zamanlarında kara diye bir şey yoktur.tüm canlılar suda yaşamaktadır.daha sonra karalar oluşmaya başladıkça sudaki balıklardan bir takımı karaya adapte olmuştur ve karaya geçiş olmuştur.yani sonuç olarak tüm canlılar evet sudan gelmiştir ve sudan yaratılmıştır..

    Kuranda tür diye bir kavramın geçmesi zaten olanaksız çünkü species ismi bizim uydurduğumuz bir şey.aynen bir araba gibi.araba da bizim uydurduğumuz bir isim.ama Kuran da bu husus tür lafı geçmese de bir kadememli yaratılış olduğu bir çok ayette de yzıyor.

    ayrıca diyelim ki sizin dediğiniz gibi ilk canlılar suda yaratıldı-oluştu.peki sonra ne olacak?karalar oluşunca bu sudaki canlıların üzerine ilave canlılar mı eklenecek sisteme?yani benim anlatmak istediğim mantıksızık burada işte.ben böyle bir şey kabul edemem.havadan canlı eklenmesini kabul edemiyorum.çünkü bütün yaşayan canlıların kalıtımı bu bahsettiğimiz en basit canlılara kadar özdeştir.ayrıca suda ve karada yaşayan canlıların dışında sudan karaya geçişi gösteren amfibia denilen hem suya hem karaya bağımlı yaşayan canlılar var..kimisinde solungaç yapıları korunurken ilkel akciger yapısı belirmeye başlamış mesela..yani nereden bakarsanız bakın bir geçiş olduğu anlaşılıyor.

    sonuç olarak madem ki Allah'ın her şeyi yapabileceiğine inanıorsunuz,tek bir hücre olan zigottan koskoca insan denilen canlıyı oluşturan tanrı böyle bir kapasiteye sahip canlı neden oluşturamasın değil mi?neden bu karşı çıkış yani?sonuçta bu bizim de gözlediğimiz bir şey.

    quote:

    ..Yani bu teori kendisiyle çelişik bence...Veya Darwinin belirttiği şekilde olabilmesi için dışarıdan bir müdahaleye ihtiyaç var..O da "bilinç " takviyesi

    işte bilinçsizlik evrim demek değildir.evrimin mekanizmasının bilinçsizlik mi olduğu bilinçli mi olduğu kişilerin yorumuna kalıyor.
    bir insan evrim bilinçsizlik dediğinde sizin cevabınız evrim yoktur o halde değil,evrim bilinçsizlik değil olmalı.bilmem anlatabildim mi?

    ama bu işin ucunda o kadar oyunlar dönüyor ki dünyada üzerinde en çok oyun oynanan konu budur herhalde.bir yandan heristiyan klisesi,bir yandan kilisenin inancını ithal eden yurdumuzdaki uzantılar,diğer yandan ateistliği fanatikçe savunan bir kesim,diğer yandan da olan bitene anlam veremeyen projenin mimarları..




  • quote:

    Orjinalden alıntı: almancı

    Hocam bakın işte yine yorum farkı olabiliyor.ben de size bir çok ayet yazabilirim ki kademeli bir geçiş halinde yaratılmaya dikkat çekiyor.ayrıca yukarda yazılan ayet,bugünkü araştırmalar ile örtüşüyor.neden dünyanın ilk zamanlarında kara diye bir şey yoktur.tüm canlılar suda yaşamaktadır.daha sonra karalar oluşmaya başladıkça sudaki balıklardan bir takımı karaya adapte olmuştur ve karaya geçiş olmuştur.yani sonuç olarak tüm canlılar evet sudan gelmiştir ve sudan yaratılmıştır...

    Kuranda tür diye bir kavramın geçmesi zaten olanaksız çünkü species ismi bizim uydurduğumuz bir şey.aynen bir araba gibi.araba da bizim uydurduğumuz bir isim.ama Kuran da bu husus tür lafı geçmese de bir kadememli yaratılış olduğu bir çok ayette de yzıyor.

    ayrıca diyelim ki sizin dediğiniz gibi ilk canlılar suda yaratıldı-oluştu.peki sonra ne olacak?karalar oluşunca bu sudaki canlıların üzerine ilave canlılar mı eklenecek sisteme?yani benim anlatmak istediğim mantıksızık burada işte.ben böyle bir şey kabul edemem.havadan canlı eklenmesini kabul edemiyorum.çünkü bütün yaşayan canlıların kalıtımı bu bahsettiğimiz en basit canlılara kadar özdeştir.ayrıca suda ve karada yaşayan canlıların dışında sudan karaya geçişi gösteren amfibia denilen hem suya hem karaya bağımlı yaşayan canlılar var..kimisinde solungaç yapıları korunurken ilkel akciger yapısı belirmeye başlamış mesela..yani nereden bakarsanız bakın bir geçiş olduğu anlaşılıyor.

    sonuç olarak madem ki Allah'ın her şeyi yapabileceiğine inanıorsunuz,tek bir hücre olan zigottan koskoca insan denilen canlıyı oluşturan tanrı böyle bir kapasiteye sahip canlı neden oluşturamasın değil mi?neden bu karşı çıkış yani?sonuçta bu bizim de gözlediğimiz bir şey.



    Aslında gerek bilimsel gerekse dini açılardan bir karşı çıkış söz konusu olabilir mi? Ben açıkçası bilimsel bilgilerimin eksikliği nedeniyle karşı çıkmam. Çıkamam. Ancak inanç devreye girdiğinde Allah'ın türleri kendi türlerini koruyacak şekilde günümüze kadar getirebileceğine bir inançlının Allah'ın gücünü kabul etmesinden ötürü inanması gerekir. Daha önce de belirttiğim üzere bilimsel bilgiler Kur'an veya inanç ile çelişebilir bir bilim adamına göre. Çünkü bilim adamı dini bir perspektiften yaklaşmaz olaya. Ancak inandığını iddia eden bir bilim adamı ise türlerin kendi türlerini koruyacak şekilde günümüze vardıklarını düşünebilir. Bu durumda yineliyorum ki hala muammalar vardır. Bilimsel açılardan da açıklar vardır. Bir insanın hayatta kalmasını sağlayacak yegane güç türden türe geçmesi midir? Hadi bunu kabul edelim ama o zaman bir insan doğada maymun halindeyken günümüze kadar gelebilme şansını nasıl elde edebildi? Hayatın çetin koşullarına bir basit bir maymun (primat ailesi) nasıl uyum sağlayabildi? Maymunun üzerindeki iki üç santimetrelik kıl kümesi mi onu bu sert yaşam koşullarında ayakta tuttu? Şimdi burada boşluklar var gördüğün üzere. Daha sonra maymun evresinden insan evresine geçen insan dünyanın tek bir yerinde değildi ki? Bunu sen de belirtiyorsun.

    Yani bir insan binlerce yıllık bir süreçte çeşitli kıtalarda bulunmuş olabilir. Kimisi sıcak bölgelerde kimisi ise soğuk bölgelerde. O halde sıcak bölgedeki insanlar tüylerini dökme ihtiyacı duydular da daha soğuk bölgedekiler neden maymun olma özelliklerini yitirip insana dönüştüler? Ya da burada cahilce bir yorum yapayım çünkü bilimsel altyapıdan uzağım şu anki maymunların da daha farklı kıtalarda olanları var. Onlar insanı oluşturan primat sınıfı değil mi? Sanırım cevap bilimsel olarak evet olabilir. Ancak şu da var ki maymunların türleri arasında oldukça çeşitlilikler var. Tür tür maymun var. Neden insanlarda tür tür değil. Mesela biz insanlardan bazıları daha kambur olabilirdik ve adımıza atıyorum x türü insanı veya y türü insanı denilebilirdi. Belki bilim adamları geçmiş zamanda bunu da dallarına ayırmışlardır ancak günümüz insanı hala evrimin en mükemmel tamamlanmış olması da göz önüne alınırsa neden insanlar günümüz maymunları gibi zengin bir tür çeşitliliğine sahip değiller?

    Kısacası benim aklıma oturmayan noktalar oldukça fazla. Ayrıca benim aklıma oturmaması bunu bilim dışı yapmaz yineliyorum. Ancak evrim sürecinin tam anlamıyla nasıl oluştuğu, nasıl bir süreçten geçtiği kamera kayıtlarıyla açıklanmışçasına bilinmiyor? Bunda yanılıyor muyum? Bu nedenle bilimin de araştırmalarına devam ettiği kesindir. Zaten bilim adamlarının kesin doğru veya kesin yanlış ifadelerinde bulunmadıkları dikkate alınırsa evrim sürecinde türden türe mi veya türlerin çeşitliliği şeklinde mi bir gelişimi olduğu tam, net ve kesin bir şekilde belirgin değildir. Bilim bir gün bunu tam anlamıyla izah edebilir. Buna itirazım olamaz. Bilimin dini de yoktur. Bilim ne görürse onu ifade eder. Ancak şu da var ki bazı şeylerdeki muammalar giz halinde kalmaya ve devam ettikçe düşünceler daima tartışılabilir bir hale geliyor. İnançlı insan Allah'ın her tğr yaratmayı yapacağına inanabilirken, inançsız insan ben elde olana bakarım başka bir şey görmem der. Saygı duyuyorum.




  • quote:

    Aslında gerek bilimsel gerekse dini açılardan bir karşı çıkış söz konusu olabilir mi? Ben açıkçası bilimsel bilgilerimin eksikliği nedeniyle karşı çıkmam. Çıkamam. Ancak inanç devreye girdiğinde Allah'ın türleri kendi türlerini koruyacak şekilde günümüze kadar getirebileceğine bir inançlının Allah'ın gücünü kabul etmesinden ötürü inanması gerekir. Daha önce de belirttiğim üzere bilimsel bilgiler Kur'an veya inanç ile çelişebilir bir bilim adamına göre. Çünkü bilim adamı dini bir perspektiften yaklaşmaz olaya. Ancak inandığını iddia eden bir bilim adamı ise türlerin kendi türlerini koruyacak şekilde günümüze vardıklarını düşünebilir. Bu durumda yineliyorum ki hala muammalar vardır. Bilimsel açılardan da açıklar vardır. Bir insanın hayatta kalmasını sağlayacak yegane güç türden türe geçmesi midir? Hadi bunu kabul edelim ama o zaman bir insan doğada maymun halindeyken günümüze kadar gelebilme şansını nasıl elde edebildi? Hayatın çetin koşullarına bir basit bir maymun (primat ailesi) nasıl uyum sağlayabildi? Maymunun üzerindeki iki üç santimetrelik kıl kümesi mi onu bu sert yaşam koşullarında ayakta tuttu? Şimdi burada boşluklar var gördüğün üzere. Daha sonra maymun evresinden insan evresine geçen insan dünyanın tek bir yerinde değildi ki? Bunu sen de belirtiyorsun.

    Yani bir insan binlerce yıllık bir süreçte çeşitli kıtalarda bulunmuş olabilir. Kimisi sıcak bölgelerde kimisi ise soğuk bölgelerde. O halde sıcak bölgedeki insanlar tüylerini dökme ihtiyacı duydular da daha soğuk bölgedekiler neden maymun olma özelliklerini yitirip insana dönüştüler? Ya da burada cahilce bir yorum yapayım çünkü bilimsel altyapıdan uzağım şu anki maymunların da daha farklı kıtalarda olanları var. Onlar insanı oluşturan primat sınıfı değil mi? Sanırım cevap bilimsel olarak evet olabilir. Ancak şu da var ki maymunların türleri arasında oldukça çeşitlilikler var. Tür tür maymun var. Neden insanlarda tür tür değil. Mesela biz insanlardan bazıları daha kambur olabilirdik ve adımıza atıyorum x türü insanı veya y türü insanı denilebilirdi. Belki bilim adamları geçmiş zamanda bunu da dallarına ayırmışlardır ancak günümüz insanı hala evrimin en mükemmel tamamlanmış olması da göz önüne alınırsa neden insanlar günümüz maymunları gibi zengin bir tür çeşitliliğine sahip değiller?


    Hocam Allah istese bütün türleri aynı şekilde koruyabilir demişsiniz,sonra da insan nasıl maymundan oluştu diye sorumuşsunuz.peki istese Allah her şeyi yapar diye inandığınıza göre istese Allah'ın insanları evrimleşme ile yaratmadığına neden ihtimal vermiyorsunuz?neden türlerin korunmasına gelince istese Allah koruyorda,iş evrime gelince şu Allah'ın koruma mekanizmasını devreye sokmuyorsunuz?

    bunu bu kadar savunmamın nedeni şuanki bilimsel çalışmalar ve yıllar boyu süren gözlemlerin türlerin olduğu gibi kesinlikle korunmadığının - anlaşılmasıdır.dünyada sürekli devingen bir yapı var.tür dediğimiz ismi biz koyuyoruz.canlıları daha iyi aydınlatmak için.ve tür en alt taksonomik birimdeğildir.mesela Xxxx yyyy zzz pppp işte ismi bu kadar uzun olan alttürler de vardır.ama o alttürün Xxxx yyyy türünden ekolojik baskılar nedeni ile farklılştığı kesin bir bilgidir.yani hiçbir canlı gözlenmiyor ki mutlaka milyarlarca yıl sabit olarak yapısını korusun ve varlılığını devam ettirsin.

    bugün biliyoruz ki soyu tükenen ya da çok indirgenen bir çok canlı var.ve bunlar ekolojik koşullar nedeni ile bu hale geldiler.peki Allah madem yarattı neden korumuyor bu türleri yzık günah değiş mi?bak biz nasıl canla başla mücadele veriyoruz o canlıları korumak için.çünkü biliyoruz ki tek bir -canlının yok olmsı bizim için bir kayıptır.

    Ayrıca insanlar neden türlere ayrılmıyor diye sormuşsunz?insanlar da türlere ayrılır.en basitinden beslenme alışkanlığına vucut büyüklüğüne,ten rengine ya a omurga yapısının farklılıklaına göre bizlerde ayrılabiliriz.ama bu etik bir şey olmadığı için içbir bilim adamı bu yönde çalışma yapmamıştır.

    bunun yanında insanların ataları şuan gözle görülen yaşayan maymunlar değillerdir.zaten onlara maymun denemez.sadece maymuna morfolojileri çok benzerdir.bu canlıların kökeni daha kıtaların birbirinden ayrılmadan önceki zamana kadar gider.yani bizim atamız denen canlılar kıtalar birbirine bağlantılıyken dünya yüzeyine dağılmış ve bu bölgelrde yayılmışlardır.tabiki bunlar çok daha eski formlar

    ama bir adem peygamber olayında bahsettiğimiz şey tamamiyle gelişimini tamamlamış ve bilincine ermiş bir insan.hatta öyle ki ahlak vs. kavramlar da oluşmuş ve ona peygamberlik görevi verilmiştir.şimdi siz bu aşamada iki tane insandan koskoca bir insanlığın oluşabilceğini savunmanız bana mantıksız geliyor.o kardeşler kalkıp nasıll gidip te bir amerikada yyerli aztekleri oluşturacak sorabilir miyim?amerikaya kıtalrın ayrılmış olduğu bir dönemde nasıl geçiş yapacaklar?nasıl gidip japonyada bir insan topluluğu yapacaklar?ya da avustralyada yaşamış olan ilkel yerli halkı nesıl meydana getirecekler?

    oysa biz diyoruz ki bu dağılım daha kıtalar birşeşikken tamamlandı ve insanları meydana getirecek olan canlıların herbiri kendi bölgelerinde gelişti ve oraların ilkel yerli halkları oluştu.
    şimdi nasıl olur nasıl gider diye soruyorsunuz tekrar,peki ben de diyorum ki bu işi yapmaya Allah'ın gücü yetmiyr mu yoksa?

    yani Allah istese hepsini ayrı ayrı yaratıp korumuştur neden böyle yaratmış diyebilirsiniz ama bu soruyu direk Allah'a sorun o zaman.Ya rabii sen neden canlıları böyle yarattın diye?çünkü biz bu şekilde bir yaratılış olduğunu ve canlıların çeşitliliğinin bu yöntemle meydana geldiğini gözlüyoruz.bunu yaratan bizler değiliz.yaratılanı gözlüyoruz.

    en basitinden bir insan embriyosunda solungaç yarıkları görmek bile canlıların genlerinin ortak olduğunu ve birbirleri ile bağlantılarının olduğuna kanıttır aslında..ya da bir kurbağanın çiftleşirken insanların denedikleri gibi pozisyonlarla çiftleşmesi de bir kanıttır.çünkü bu bir içgüdüdür ki içgüdü genlerin sentezlettiği hormonlar ile sağlanır.demek ki o bölgeleri kontrol eden genler bir insanda da aynı kurbağada da.

    keşke scan yapıp size bunların resimlerini koyabilsem ama makinam serviste belki gelince bunların resimlerini koyabilirm.
    bütün mesele doğayı araştırıp gözlemlemekte bitiyor.

    saygılar.




  • quote:

    Orjinalden alıntı: almancı

    quote:

    ..Yani bu teori kendisiyle çelişik bence...Veya Darwinin belirttiği şekilde olabilmesi için dışarıdan bir müdahaleye ihtiyaç var..O da "bilinç " takviyesi

    işte bilinçsizlik evrim demek değildir.evrimin mekanizmasının bilinçsizlik mi olduğu bilinçli mi olduğu kişilerin yorumuna kalıyor.
    bir insan evrim bilinçsizlik dediğinde sizin cevabınız evrim yoktur o halde değil,evrim bilinçsizlik değil olmalı.bilmem anlatabildim mi?



    Hocam ben derdimi size anlatamıyorum galiba...

    Yanlış bilmiyorsam, evrim teorisine göre, bir şekilde oluşmuş basit hücre veya canlıdan günümüzdeki canlı çeşitliliği ve kompleks biyolojik yapılar oluşmuş..

    Bende diyorum ki bu işte bir terslik var :

    İlk oluşan canlı kendisini devam ettirmek isteyecek kadar biliçli, üremeyi bilecek kadar komplex olmalı..

    Ama teoriye göre bunlar, yani bilinç ve üreme, zamanla oluşmuş...

    Bilmem anlatabiliyormuyum...



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Wyatt Earp -- 13 Nisan 2006; 11:15:42 >




  • @almacı sanıyorum birbirimizi anlayamıyoruz. Burada iki ayrı kriter var;

    Allah isterse?

    Bilim ne derse...

    Ben yine Kur'an'dan örnek verdim. Maymunlar kimi insanları aşağılama vesile olarak kullanılıyor diye. (Allah dilerse)

    Bilimin dini olmaz. O gördüklerinden başkasını raporlamaz. (Bilim ne derse)

    Bu konuyu daha fazla uaztmak istemiyorum. Senin görüşlerine de saygı duyuyorum. Ayrıca şunu merak ettim. Acaba bilim insanları türlerine ayırmayı neden etik bulmamış ki? Böylesi bir "gerçeğe" kim kızabilir, kim tepki gösterebilir? Sadece dindarlar mı?

    Benden de saygılar @almancı. Tartışma için teşekkürler. Farklı görüşlerin çarpışması bana zevk verdi. Her ne kadar bilimsel altyapım olmasa da az biraz çiziktirdim işte. Bu konuda ben de artık yorum yapmasam iyi olur. Haddimi fazlaca aşmışım gibi hissettim.




  • quote:

    Orjinalden alıntı: zengin_47


    quote:

    Orjinalden alıntı: almancı

    .......

    not:bunlar benim fikirlerim ve düşünce yapım.lütfen fikirlerime karşı suçlayıcı yazılar yazmayın..bu fikirlere tahammülü olmayan da okumasın lütfen.


    saygılar



    Bazı mutasavvufların ve İhvan-ı Safa'nın da Hz. Adem'in ilk peygamber olduğunu topraktan yaratıldığını ama ilk insan olmadığını söylediğini duymuştum. Hz. Adem'den önce de Allah- Teala (cc) yeryüzünde insanlar yaratmış.


    Bu bilgiler de var. Ancak Kur'an-ı Kerimde birçok yerde insanlar için " Ya ben-i Adem" İfadesi kullanılıyor. Eğer Hz. Adem ilk insan değilse neden bütün insanlar için "Adem'in çocukları" deniliyor.

    SAYGILAR.


    Adem as'dan önce dünyada farklı kavimlerin yaşadığını doğrudur.Belirtilen mutasavvıflar doğru söylemişlerdir.Tefsirlerde Adem as'dan önce kavimlerin var olduğunu hatta bu kavimlerin de bugün ki gibi kimi zaman sapkınlığa düştüğü ve Allah cc tarafından vesilelerle terbiye edildiği söz konusudur.Teferruatlı açıklamayı tefsir kitaplarında bulabilirsiniz.Hatta onları terbiye için onlara azazil isimli meleğin gönderildiği mevzu bahisdir.




  • Üremek güzel şey ama
  • evrim sonucu tabiki .
    sürekli altta kalan ve bu olaya maruz kalan, bu acı durumdan kurtulmanın yolu olarak dişiye evrilmeyi ve böylece acı yerine zevk duymayı sağlayacak bir beden yapısına kavuşmuş ...
    meme kısmını da başka biri bulsun artık
    quote:

    Orjinalden alıntı: Deep Impact


    quote:

    Orjinalden alıntı: _ShineOn_


    quote:

    Orjinalden alıntı: Deep Impact

    canlılar neden dişi ve erkek diye vardır

    çoğalması için tek cinsiyet olsa daha verimli olmaz mı idi ?


    olmazdı çünkü o zaman çiftleşme olmazdı. çiftleşme olmayınca da genetik çeşitlilik olmazdı. genetik çeşitlilik olmayınca da doğal seçilim çok zalim olur.


    kimin aklına gelmiş bu yöntem

    ve bütün canlılar uymuş buna desem kızmazsın değil mi

    merak ediyorum bu durumun nasıl açıklandığını

    ilk canlı dişi mi idi erkek mi ?

    nasıl çoğaldı

    daha sonra neden dişi erkek diye ayrıldı



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi _FOCUS_ -- 13 Nisan 2006; 19:02:10 >




  • quote:

    Orjinalden alıntı: Wyatt Earp

    quote:

    Orjinalden alıntı: almancı

    quote:

    ..Yani bu teori kendisiyle çelişik bence...Veya Darwinin belirttiği şekilde olabilmesi için dışarıdan bir müdahaleye ihtiyaç var..O da "bilinç " takviyesi

    işte bilinçsizlik evrim demek değildir.evrimin mekanizmasının bilinçsizlik mi olduğu bilinçli mi olduğu kişilerin yorumuna kalıyor.
    bir insan evrim bilinçsizlik dediğinde sizin cevabınız evrim yoktur o halde değil,evrim bilinçsizlik değil olmalı.bilmem anlatabildim mi?



    Hocam ben derdimi size anlatamıyorum galiba...

    Yanlış bilmiyorsam, evrim teorisine göre, bir şekilde oluşmuş basit hücre veya canlıdan günümüzdeki canlı çeşitliliği ve kompleks biyolojik yapılar oluşmuş..

    Bende diyorum ki bu işte bir terslik var :

    İlk oluşan canlı kendisini devam ettirmek isteyecek kadar biliçli, üremeyi bilecek kadar komplex olmalı..

    Ama teoriye göre bunlar, yani bilinç ve üreme, zamanla oluşmuş...

    Bilmem anlatabiliyormuyum...


    tek bir hücre değil arkadaşım.tek bir totipotent canlı popülasyonu olabilir.o sende nasıl ki üreme içgüdüsü varsa tüm canlılarda tek bir ortak amaç var o da üremek.ilkel canlılarda eşeyli değil eşeysiz üreme görülüyor..

    neyse, saygılar sevgiler.




  • 
Sayfa: önceki 1234
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.