Şimdi Ara

İslam Öncesi ve Sonrası Dönemde Kadınların Durumu

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
31
Cevap
0
Favori
898
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
6 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 12
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • “İslam medeniyeti, İslamiyet öncesi dönemi Cehalet Çağı olarak nitelendiren ve İslam'ı medenileşmiş olanların tek kaynağı olarak yansıtan bir tarih yapısı geliştirmiştir ve böylece tarihi yeniden yazarken bu yöntemi o kadar etkili bir şekilde kullanıldı ki bölgenin geçmiş medeniyetleri hakkındaki bilgiler çoğunlukla kaybedildi. Açıkçası, bu yapı islam ideolojisine çok güzel hizmet etti, ve, Orta Doğu'nun kadim birçok kültürlerinde kadınların İslam'ın yükselişinden önce çok daha iyi durumda olduğu gerçeğini başarılı bir şekilde gizledi ”.
    Prof. Dr. Leila Ahmed

    İslam sürekli cahiliyye döneminde kadınların ne kadar ezildiğini vurgularken bir yandan islamın kadınları özgürleştirdiğinden bahseder. Her ne kadar İslam bu gülünç yalanı desteklemek için tarihsel kayıtları değiştirmeye çalıştıysa da bütün gerçekleri gizlemek mümkün olmamıştır.

    Örneğin islam medeniyeti cahiliye döneminde Muhammedin hemen yakın çevresinde yaşamış Hatice bint Huveylid, Hind Bint Utbe, Esma Bint Mervan, Lübna bint Hacer, Ümmü Cemil gibi kadınların varlığına bir açıklama getiremez. Bu kadınlar zenginlik sahibi, erkeklere hükmeden, ordu yöneten ve sözü geçen kadınlardı.
    Cahiliye döneminden sonraki 7.yy-20.yy arasındaki 1300 yıllık döneme baktığımızda islam medeniyetinde yukarıda bahsedilen kadınlar gibi güçlü bir kadın yoktur. Kadının ne hakkından bahsedilir, ne de özgürlüğünden. Muhammed'in hemen yakın çevresinde bile bu kadar çok güçlü kadın varken 1300 yıl boyunca koskoca İslam coğrafyasının bu kadar güçlü kadınlar çıkarmaması düşündürücüdür.







  • İslam öncesi ve sonrası dönemlerde pre İslamik ve İslamik toplumlardaki kadınların durumunu hatta kendi içlerindeki durumunu kıyaslamak çok kültürlü bir araştırma gerektiriyor ancak eski Asyatik Türkleri düşündüğümüzde bir gerileme olduğu söylenebilir Türkik bir kağanın eşi hatunun ve Türkik kadınların gücünü ve sahip oldukları özgürlükleri düşündüğümüzde, zaten bu durum İslamiyet zamanında da kısmen sürmüştür. Bir de İslam uygarlık tarihinde güçlü kadınların hiç olmadığı maalesef doğru bir ifade değil. Mesela Osmanlı'da koskoca vezir-i azamın, Yeniçeri ve Sipahi ocak ağalarının Mahpeyker Valide Sultan (Kösem) gibi kudretli valide sultanlara gerek mektuplarda gerek sözlü olarak "Devletlü Sultan, Devletlü Efendimiz' şeklinde hitap ettiği, valide sultanlardan emir aldıkları ve padişahların anası sıfatıyla devleti kadın sultanların idare ettiği biliniyor.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Nat Alianovna -- 16 Temmuz 2020; 20:34:58 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • Nat Alianovna kullanıcısına yanıt
    Anakonuda bahsettiğim kadınlar güçlü bir erkek figürü arkasına sığınarak güç elde etmiş kadınlar değil. Ancak perde arkasında iş çevirebilen kadınlar da değil. Bu kadınlar açık açık emir verebilen, hiçbir erkekten emir almayan kadınlar.

    Turk Devletlerle ilgili söylediğin kisimlara katılıyorum.
    İbni batuta Anadolu seyahatleri sırasında yeni yeni müslüman olan Türklerin kadına verdiği değeri görünce oldukça şaşırır. Hatta onları İslamiyeti yeterince bilmemekle suçlar.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • İbrahimi dinleri "erkek egemen" fikrin aracı ve iyi işleyen bir aygıtı olarak görme eğilimindeyim, feministler kadar olmasa da. Kadını daima namus, bekaret, iffet, annelik gibi kavramlar üzerinden baskı altına alıp mülkü, mirası, şahitliği ve ticareti erkeğe bırakan, soyu erkek üzerinden okuyan bir din geleneği var ortada.

    İşin Türkler için enteresan tarafı Türkler pagan bir dine sahipken dahi kadın üzerinden namus okuması yapıp hamasi bir takım işlere girişmek anlaşılan o ki diğer orta asya kavimlerine kıyasla yaygın bir hadiseymiş. Namus cinayetleri İslam'dan ziyade Türk'lere has gibi geliyor. Belki İslamlaştıktan sonra bu dürtü daha da kuvvetlenmiştir onu bilemem. Bu olaya Asyatik, Turani ya da Altaic bile demiyorum, Türklere has diyorum. Cengiz Han'ın karısının kaçırılıp kaçırıldıktan tam 9 ay sonra doğan erkek çocuğuna rağmen "İmpartoriçe" olarak konumunu koruması, doğan oğlunun Cengiz Devleti'nde aktif görev üstlenmesine ve veliaht ilan edilmesine benzer bir hadise Türk tarihinde yoktur, kadın ve çocuk tahttan uzaklaştırıldı muhtemelen. Lakin bir başka Altaic kavim olan Moğollarda olay gayet normal cereyan ediyor.




  • Ilginçtir ki verdiğin örneklerde yaşayan kadınların hepsi cahiliye döneminde ve kültüründe doğan yetişen kadınlar.
    İslam'in tamamen egemen olduğu dönemlerde yani cahiliye kültürün artık bittiği dönemde kadının varlığı bile yoktur.
    Koskoca 1300 yıllık dönemde İslam medeniyeti içinde güçlü kadınlar için verebildigimiz örnekler hep cahiliye döneminden kalma kadınlar.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Guest-1AB9A40D5

    İbrahimi dinleri "erkek egemen" fikrin aracı ve iyi işleyen bir aygıtı olarak görme eğilimindeyim, feministler kadar olmasa da. Kadını daima namus, bekaret, iffet, annelik gibi kavramlar üzerinden baskı altına alıp mülkü, mirası, şahitliği ve ticareti erkeğe bırakan, soyu erkek üzerinden okuyan bir din geleneği var ortada.

    İşin Türkler için enteresan tarafı Türkler pagan bir dine sahipken dahi kadın üzerinden namus okuması yapıp hamasi bir takım işlere girişmek anlaşılan o ki diğer orta asya kavimlerine kıyasla yaygın bir hadiseymiş. Namus cinayetleri İslam'dan ziyade Türk'lere has gibi geliyor. Belki İslamlaştıktan sonra bu dürtü daha da kuvvetlenmiştir onu bilemem. Bu olaya Asyatik, Turani ya da Altaic bile demiyorum, Türklere has diyorum. Cengiz Han'ın karısının kaçırılıp kaçırıldıktan tam 9 ay sonra doğan erkek çocuğuna rağmen "İmpartoriçe" olarak konumunu koruması, doğan oğlunun Cengiz Devleti'nde aktif görev üstlenmesine ve veliaht ilan edilmesine benzer bir hadise Türk tarihinde yoktur, kadın ve çocuk tahttan uzaklaştırıldı muhtemelen. Lakin bir başka Altaic kavim olan Moğollarda olay gayet normal cereyan ediyor.
    Cengiz'in Merkitlerce kaçırılan eşi Börte'nin oğlu Cuci'den bahsediyorsunuz. Aksine hayatı boyunca Cengiz'in gerçek çocuğu olmadığı iddiası (çok kuvvetli ihtimalle de mevzu gerçektir) Cuci'nin peşini bırakmıyor, kardeşi Çağatay hanlık için asıl veliahtın belirlendiği bir kurultayda herkesin içinde Cengiz'in çocuğu olmadığından dem vurarak Cuci'ye hakaret ediyor. Cuci'nin meşruluğuna ciddi zarar veriyor. Cuci en büyük evlat olmasına rağmen bu yüzden Büyük Han olamıyor, bir İlhan oluyor. Büyük Hanlık hem onu hem de Çağatay'ı atlayıp Cengiz'in üçüncü çocuğu Ögeday'a geçiyor. Cengiz sarsılmaz otoritesiyle herkese Cuci'yi gerçek bir evlat gibi kabul ettirse bile Cuci'yi Büyük Han yaparak imparatorluğunun geleceğini tehlikeye atamazdı. Moğollar ve Türkler tecavüz ürünü olarak damgalanmış, kaçırma ve tecavüz ürünü olduğu için kirli addedikleri birisinin peşinden gitmezlerdi, hele ki gerçekten han (bu bağlamda Cengiz) soylu değilse asla. Moğolların Gizli Tarihçesi'nde Börte'nin yaşadığı ise bozkırdaki kargaşadan kaynaklı bir talihsizlik addedilir ve zaten Cengiz Han böylesi talihsizlikleri önlemek için gelmiştir. Bir de Cengiz Han'ın eş tercihini sorgulayacak bir insan evladı varolmadığı için kimse bir şey diyemezdi Börte kirlendi vb şeklinde. Böyle bir şey diyen ölümlerden ölüm beğenebilir diyebilirim. Cengiz Han'ın Moğolları saygı gösterme kuralları ve farklı yollardan öldürme konularında oldukça yaratıcı insanlar. :d

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • Kadınların öğretmen kimliğine sahip olması ve güç sahibi olması arasındaki farkı öğrenmelisin.
    Verdiğin örneklerde güç sahibi diyebileceğim tek bir kadın var
    Ve o da cahiliye kültürünün bir sonucu.

    Elbette ki kadının içgüdüsel olarak sahip olduğu öğretmen kimliği de İslam'ın altın çağından sonra elinden alınmıştır.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Yapay Zeka’dan İlgili Konular
    Daha Fazla Göster
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Hakiki Osmanlı Torunu

    Anakonuda bahsettiğim kadınlar güçlü bir erkek figürü arkasına sığınarak güç elde etmiş kadınlar değil. Ancak perde arkasında iş çevirebilen kadınlar da değil. Bu kadınlar açık açık emir verebilen, hiçbir erkekten emir almayan kadınlar.

    Turk Devletlerle ilgili söylediğin kisimlara katılıyorum.
    İbni batuta Anadolu seyahatleri sırasında yeni yeni müslüman olan Türklerin kadına verdiği değeri görünce oldukça şaşırır. Hatta onları İslamiyeti yeterince bilmemekle suçlar.
    Sultan İbrahim'e karşı isyan ettiklerinde Yeniçeri Ağaları Kösem'i Devletli Sultan olarak karşılıyorlar ve neden isyan ettiklerini anlatıp İbrahim'i devirmek için onun desteğini istiyorlar. Kösem'in etkin olduğu dönemlerde vekil-i mutlak addedilen ve devlette büyük bir otonom sahibi bulunan vezir-i azamların devletli efendim diyerek doğrudan Kösem'e padişahtan ayrı bir şekilde hitap ettikleri ve Kösem'den emirler aldıkları görülüyor. Elbette çıkan hatt-ı hümayunlar (resmi emirnameler) padişah imzalıydı ama herkes çocuk veya deli bir padişah yerine valide sultanından emir aldığını biliyordu.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >





  • < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Nat Alianovna kullanıcısına yanıt
    Elbette Osmanlıda padişahın yakınında olan güçlü kadın figürler tarih sahnesine çıkmıştır. Fakat dediğim gibi hiçbiri bir ülke yöneten Tomris hatun, kabaç hatun değildir. Ya da cahiliye kadınları gibi bağımsız değildir.
    Hep bir erkeğin arkasındadırlar.

    Ek not olarak. Kisaca şunu demeye çalışıyorum. Bu tip kadınların sahip olduğu güç, padişah ölene kadardır. Yani yetkileri doğrudan değil dolaylı.
    Eski türk hatunları ve cahiliye kadınlarının durumları böyle değil. Onların yetkileri doğrudan. Kocaları ölse bile yetkileri devam eden kadınlar.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Hakiki Osmanlı Torunu -- 16 Temmuz 2020; 23:26:55 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Hind bint utbe ordu yönetmiş, aktif olarak savaşa katılmış bir kadın.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Hakiki Osmanlı Torunu

    Elbette Osmanlıda padişahın yakınında olan güçlü kadın figürler tarih sahnesine çıkmıştır. Fakat dediğim gibi hiçbiri bir ülke yöneten Tomris hatun, kabaç hatun değildir. Ya da cahiliye kadınları gibi bağımsız değildir.
    Hep bir erkeğin arkasındadırlar.

    Ek not olarak. Kisaca şunu demeye çalışıyorum. Bu tip kadınların sahip olduğu güç, padişah ölene kadardır. Yani yetkileri doğrudan değil dolaylı.
    Eski türk hatunları ve cahiliye kadınlarının durumları böyle değil. Onların yetkileri doğrudan. Kocaları ölse bile yetkileri devam eden kadınlar.
    Eski Türklerde de durum o anlamda çok farklı değil. Devletleri kağanlar kuruyordu, hatunlar kurmuyordu her ne kadar Türkik kadınlar çeşitli roller üstlenmelerine, at sürmelerine ve silah kullanmalarına rağmen durum buydı. Tomris Hatun hakkında fazla bir bilgi yok. Kabaç Hatun da naip fonksiyonundaydı, tıpkı Kösem gibi. Kadınların İslamiyet öncesinde daha önplanda olduklarını söyleyebilirsin tabii bunu kabul ediyorum ama bu yaşam tarzıyla da ilgili. Türkler göçebe ve göçerlerden farklı olarak yerleşik toplumlar ve kültürlerin kadınlara karşı tavrı İslam Uygarlığı'ndakine benzer. Mesela Pagan Yunan toplumu da kadınlar konusunda çok ayrımcıydı ama Pagan Yunan dünyası bir yandan da demokrasinin, bilimin ve felsefenin beşiği. Muhammed Peygamber de Judeo Hıristiyan monoteizmini (tek tanrıcılığını) yani yerleşik bir toplumun kadına bakış açısını taşıyan bir geleneği Araplar arasına getirdi. Yahudiler ve Hıristiyan Rumlar da kadınlar konusunda çok ayrımcı ve tutucuydu. İslamiyet'in gelişimi ve Ortadoğu'daki hakimiyetiyle birlikte bu misogynist kültürün Arap kabile dünyasına entegre olması çok mümkün.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • Nat Alianovna kullanıcısına yanıt
    Hocam iki noktada size katılmıyorum. Kabaç hatun, Kösem Sultan gibi değildir. Kocası öldükten sonra çocuğu adına idareyi eline alır fakat verdiği emirler oğlu adına değildir, direk kendi emirleridir. Kösem Sultan için hiçbir zaman Osmanlı hükümdarı denilmez. Kabaç hatun bir Melike'dir. Kösem Sultan perde arkasındadır. Kabaç hatun en öndedir.
    Diğer bir konu, Pagan Rumların kadına olan tavrı ile hristiyan olduktan sonraki tavrı arasında uçurumlar vardır.
    Pagan toplumlar her zaman İbrahimi dinlere nispeten kadına daha fazla değer vermiştir. Zaten bizim elestirimiz bu.
    Özellikle İslamiyetin takındığı bu iki yüzlü tavır çok sinir bozucu. Kadınları biz özgürleştirdik iddiasının ne kadar boş olduğu ayan beyan ortada.
    İslam filtresinden geçen cahiliye döneminde bile, sadece muhammed zamanında yaşamış kadınlara bakınca bile bunu görebiliyoruz. 50 yıllık cahiliye dönemine karşı 1300 yıllık islam medeniyeti.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • Uhud savaşında askerlere öncülük yapıyor. Hamzayi öldürtüyor. Hatta cesedini parçalıyor.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • 
Sayfa: 12
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.