Şimdi Ara

İslamın Altın Çağının çöküşü ve Gazali

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
63
Cevap
3
Favori
4.245
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
7 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1234
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Bu konuyu açmaya karar verdim çünkü bugün bir videoya denk geldim. O videoyuda paylaşacağım zaten. Konuya gelirsek:

    Bundan yaklaşık 6-7 yıl önce sanırım, felsefeyle ilk tanıştığımda ve deliler gibi felsefeyle ilgili okuduğum zamanlarda, bir şey farkettim. İslam coğrafyasında bir dönem deliler gibi filozof, bilim adamı yetişiyordu. Öyleki bugün dünyaya yön veren çok temel şeyler o zamanlar bulundu. Üst düzey filozoflar yetişti. Bütün bir Antik Yunan felsefesi buradan dünyaya aktarıldı. Yani bu dönem insanlığa düşünsel anlamda inanılmaz bir katkı sağlandı. Sonra ne olduysa oldu bu bir anda sona erdi. Belli bir zamandan sonra ki bu sınırı sanırım 1200 olarak alabiliriz, bir tane bile filozof çıkmamaya başladı. Azalarak bitti bile denilemez, bütün bir nesil bir anda yok oluyor resmen. O zaman bunun Gazaliden ve Gazalinin fikirlerinden sonra olduğunu farketmiştim. Zira felsefeyle ilgili okuduğumdan dolayı bir yerde Gazaliyede rastgelmiştim ve Gazalinin felsefi olarak neler ortaya koyduğunu, filozoflar hakkında ne dediğini, felsefeye nasıl baktığını okuduktan sonra bu çıkarımı yapmak çokta zor olmadı.(Belkide şu an hatırlamadığım ama o zaman gördüğüm bu konuyla ilgili bir yazı soktu bunu aklıma) Bunu kendimi yüceltmek için filan söylemiyorum tabiki. O zamanlar bunun önemli bir şey olduğunu bile algılayamamıştım zaten. Bunu düşünebilen tek insan olduğumu sanıyodum ama demek ki düşünülmesi gerekmeyecek kadar önemsiz bir şey demiştim. Tabi sonraları bu konuyu benden önce düşünenler ve hala düşünenler ve söyleyenler olduğunu gördüm. İlk olarak internette çeşitli sitelerde. Sonra Celal Şengörün bir konferansında. Gel zaman git zaman bugün artık bunun çoğu kişi tarafından bilinen bir şey olduğunu öğrendim. Nitekim bu çoğu kişiyi sadece felsefeyle ilgilenen ve İslam ideolojisinin pençesine düşmemiş insanlar olarak sınırlamam gerekiyor. Burda İslam ideolojisi diye bir dini kötülemiyorum. Birazdan anlatacağım üzere yapacağım veya benden önce yapılmış, benim tekrar dillendireceğim bir tespite isim vermek için söylüyorum.
    Bugün bu konuyu açmama sebep olan vay lan gavurlar bile biliyomuş zaten dememe sebep olan video. Neil deGrasse Tyson un konferansları, belgeselleri vs leriyle ilgili bir şeyler ararken karşıma çıkan şu videodur:


    Görüldüğü üzere, Gazalinin İslamın altın Çağını düşünsel anlamda çökerten adam olduğu artık resmen tescillenmiş bir şey olsa gerek. Nitekim bugün İslam alimi, İslam bilgini vs olarak anılan adamlardan çok daha zeki, entellektüel, kapasiteli bir adam olduğunuda söylemek gerekiyor. Bu Gazalinin muhteşem parlak zekasından değil günümüzün etkisinde olduğu muhteşem sönük zekasızlıktan dolayı böyledir. Zifiri karanlıkta küçücük bir mum ışığı bile inanılmaz bir aydınlık verir sonuçta. Ne yazık, bu adam bugün İslam aleminin en büyük alimlerinden, en saygın kişilerinden olarak görülmektedir.

    Asıl konuya gelirsek. Üst sınır olarak aldığım bu 1200 yılından sonra(tamamen sallamasyon bir tarih bu, Gazali bundan önce ölmüştür zaten.Sadece sembolik) Gazalinin etkisi İslam medeniyetine tamamen hakim olmaya başlıyor. Bu etki nedir? Kabaca ve kısaca, felsefe boş iştir, dinden kopmaya neden olur, küfre girer, antik yunan filozofları boş adamlardır adamı küfre sokarlar, İbni sina müminlerin en eziğidir. İşte etki budur. Gazalide bunları söylemiştir zaten(Daha etkileyici bir şekilde) İşte bu etki İslam medeniyetini öyle bir hale sokmuş ki, o gün bugündür doğrulamamışlar. Düşünsel anlamda, ortaya hiçbir şey koyamamışlar. Bilimsel anlamda ortaya hiçbir şey koyamamışlar. Bu etki öyle bir hale gelmiş ki, artık bir adamın söylediği bir kaç sözden çıkıp, toplumsal yaşamın ortasına oturmuştur. Yani resmen toplum tarafından içselleştirilmiş. Toplumla bir olmuş bir düşünce haline gelmiş. Bundan öncesi tamamen unutulmuş. İslam ideolojiside böyle oluşmuş işte. Bütün bir din anlayışıda bu Gazalinin yolunu açtığı düşünce sistemi üzerinden oluşturulmuş. Bundan 1000 yıl önceki din anlayışının şu ankinden tamamen farklı olduğuna adım gibi eminim. Hatta tamamen zıt olduğuna. İşte bu düşünce sistemi ve bununla beraber oluşturulan İslam ideolojisi, bugün de İslam dünyasını etkiliyor. Dedim ya içselleşmiş bir şey bu artık düşünce bile değil. Bu artık gerçeğin ta kendisi haline gelmiş. Bugün bunu toplumumuzda da en net şekliyle görebiliyoruz. Dindarların felsefeye, bilime bakış açıları daha açık görüşlü hale gelsede(dünyanın yaşadığı dönüşümden sonra mecburen) hala o zamanki izleri koruyor.
    Yani Gazalinin yolunu açtığı o fikir hala buram buram İslam Dünyasını etkiliyor. Bu öyle bir etkilemek ki, dinin belli başlı adamlarca yorumlanıp o adamların bu konuda otorite kabul edilmesi ve Tanrıdan çok insanlara Tanrı muamelesi yapılmasına kadar gelmiş durumda. Kesin ve net bir din tanımı belirlenmiş ve bu tanımın dışına çıkmaya cüret edenler dinsiz olarak gösterilmekte. Tabi eski geleneği sürdürüp felsefeden ve bilimden tamamen kopuk bir medeniyet devam ediyor. Bu adam öyle bir geleneğin öncüsü ki, belli başlı adamlar din otoritesi kabul ediliyor. Ve bu adamların kendi yorumladığı dinin gerçek din olduğu sonucuna varılıyor. Bu adamların yorumları kesin doğru kabul ediliyor. Yani din amacından öyle bir çıkıyor ki, tek tek her insana gönderilen din sadece 3-5 adama gönderilen bir din haline geliyor. Bu 3-5 adam ise kendi yarattıkları 3-5 farklı dinle kendilerine müritler topluyor. Buradaki yaratma vs kelimelerin metafor olduğunu anlamanızı bekliyorum. Hala kimsenin dinine herhangi bir laf etmediğimi söylemek istiyorum. Tabi beni bilenler senin gibi bir kafir bu konuda konuşma hakkına sahip değildir diyebilir. Tabi en önemli konu, Gazalinin fikrinin bugünkü temsilcilerinin İbni Sina, Farabi ve bu jenerasyonun adamlarının adını ağzına alıp İslam dinini yüceltme çalışmalarıdır. Bu öyle bir şey ki o gurur duydukları ve dini yüceltmek adına araç olarak kullandıkları dönemi ve insanları bitiren şeyin, aslında şu an savundukları fikirlerin ve şu anki bakış açıları olduğunun farkında bile değiller. Bunu neye dayanarak söylüyorum? Bunu Gazalinin düşünceleriyle bu adamların düşüncelerinin inanılmaz benzerliğine bakarak söylüyorum. Burada konu din değil. Burada konu dine yüklenen yeni anlam. Bundan 1000 yıl öncesinin dininin çok farklı olduğunu söylemiştim. Aynısını bu insanlar da söyler. Halife Dönemi çok iyiydi o dönemler çok farklıydı derler. Sanarlar ki o dönemler kendilerinin şu an gittiği yol üzerindeydi. Halbuki tam olarak o kadar zıttı bir dönem ki. Bunu neye dayanarak söylüyorum? İbni Sinanın, Farabinin, Biruninin v.b nin İslam'a, bilime, felsefeye ve dünyaya bakış açılarıyla bugünküler arasındaki farka baktığımda bunu net olarak görüyorum. Bütün bu saydığım adamlar Müslümandı. En azından bildiğimiz kadarıyla böyleydi. Aksi bir şeyi düşünmemizi gerektirecek bir şey de yok. Bütün bu adamlar, Peygambere fazlasıyla yakın bir dönemde yaşamış insanlardı. (Bugüne kıyasla) İşte burada demek istediğim bu adamların bu düşüncelerini bugünkü düşünceden bu kadar farklılaştıran şey neydi? Bu adamlar nasıl oluyorduda, bugün haşa diyip, düşünmeye bile cesaret edilemeyen düşünceleri dile getirebilecek kadar açık fikirli olabiliyordu, ve kimse buna karşılık bu adamları cezalandırmıyordu. Demek ki o dönem İslam algısı çok farklıydı. Ta ki Gazali gelip bunu tamamen değiştirene kadar ve bizi bugünkü ideolojik İslam algısına sokana kadar. Bugün din öyle bir düzeydedir ki, herhangi bir ideolojinin işleyiş şeklinden farklı düzeyde işlememektedir. Bir ideoloji seçin, bir de İslamiyeti. İkisinin bugün işleyiş şekillerini karşılaştırın. Nasıl savunulduğunu, toplumda nasıl bir etki bıraktığını, nasıl algılandığını vs. Tamamen aynı olduğunu görürsünüz.
    Bu yazıyı yazmamın amacı, birilerine dinlerinin yanlış olduğunu göstermek değil. Nitekim dinleri tamamen doğru olabilir. İnsanlara şu an gittikleri yolun inanılmaz yanlış bir yol olabileceğini, bu yolun da onları kötü bir sona(onların inandığı şekilde) ve dolaylı olarak beni ve gelecek nesilleride berbat bir geleceğe taşıdığını göstermektir. Burda dikkat edilmesi gereken, benim burda dediklerim kesin doğrudur, siz yanılıyosunuz, eskiden İslam çok farklıydı, siz tamamen farklı bir şeye inanıyosunuz demediğim. Burda dediğim, bütün bu olasılıklar düşünüldüğünde yanılıyor olabilirsiniz ve inandığınız şeye çok yanlış bir yoldan inanıyor olabilir, dediklerini çok yanlış anlamış olabilirsiniz. İşte bu muhakemeyi yapmanızı neyin doğru neyin yanlış olduğunu birilerinin din alimi olarak dayattığı insanlarla değil, kendi akıl ve mantığınızla çözmenizi öneriyorum. Eğer din insanlara gönderildiyse, neyin doğru neyin yanlış olduğuna da bireyler karar vermeli 3-5 seçkin adam değil. Sonuç ne olursa olsun bu sonuca doğru bir yöntemle ulaşacağınız kesin. Araştırdığınızda yanıldığımı farkedecek bile olsanız, ben haksız bile olsam iyi bir şey yapmış olacağım kesin.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Lokomatif Portakal -- 31 Ağustos 2015; 2:02:08 >







  • Tüm yazıyı okudum ve videoyu izledim. Kaç saattir uykusuz olduğumu bilmiyorum umarım doğru anlamışımdır. Tek bir kişinin yüzlerce yıldır devam eden içinde onlarca yerli-yabancı kişinin bulunduğu bir akımı kesmesi ilginç. Hemde fikirlerin günümüze göre daha yavaş yayıldığı bir zamanda...

    Din ateş gibidir. Doğru kulanırsanız sizi ısıtır ve aydınlatır, kullanamazsanız sizi yakar. Bugün kavramların içi boşaldı. Halkın %80'i müslüman olduğunu söylüyor. Muhtemelen bu %80'in ancak %30'u Kuran'ı arapça olarak düzenli okuyor. %5'i ise Tanrı'nın sözleri olduğuna inandığı ve kutsal saydığı kitabı kendi dilinde 1 defa okumuştur. Sizinde dediğiniz gibi 3-5 kişi otorite kabul edilmiş ve onlar ne derse etrafındakiler sorgulamadan kabul ediyor. Bugün birçok uydurma hadis ve ayet [Kuran'da yazılı halde değil] olduğunu düşünüyorum. Ve birçok dini olduğuna inanılan saçma inanç var. Sorgulansa aslında İslamla çelişiyor ama insanlar inanıyor.

    Din kitlelerin afyonudur. Bugün düşünmeyen, okumayan binlerce kişiye sahte din anlatıldı ve bu kişiler inandırıldı. Hepsini doğru kabul ettiler ve şimdi orta doğuda insan kesiyorlar. Ama aynı din karanlıktaki ışıktır. Nasıl kullandığınıza bağlı...

    Felsefi olarak bilemem ama bilimsel olarak İslam alimlerinin etkisi 1500 - 1600 lere kadar devam ediyor. İcat ettikleri, fikir babası oldukları pek çok şey var. Bir şekilde sona erdi. Sebebinin yine Gazali'nin düşüncesine benzer belkide Gazali'nin kendisi.

    Hezarfen Ahmet uçmuş dine aykırı bulmuşlar, uçmasını yasaklamışlar. İşte bu tip insanlar yüzünden bugün bu haldeyiz. Düşüncenin merkezi Bağdattan, 'Ana gibi yar Bağdat gibi diyar olmaz' sözündeki Bağdattan kan akan Bağdata gelmiş durum. Nasıl çözülür bilmiyorum.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Gökbilge

    Tüm yazıyı okudum ve videoyu izledim. Kaç saattir uykusuz olduğumu bilmiyorum umarım doğru anlamışımdır. Tek bir kişinin yüzlerce yıldır devam eden içinde onlarca yerli-yabancı kişinin bulunduğu bir akımı kesmesi ilginç. Hemde fikirlerin günümüze göre daha yavaş yayıldığı bir zamanda...

    Din ateş gibidir. Doğru kulanırsanız sizi ısıtır ve aydınlatır, kullanamazsanız sizi yakar. Bugün kavramların içi boşaldı. Halkın %80'i müslüman olduğunu söylüyor. Muhtemelen bu %80'in ancak %30'u Kuran'ı arapça olarak düzenli okuyor. %5'i ise Tanrı'nın sözleri olduğuna inandığı ve kutsal saydığı kitabı kendi dilinde 1 defa okumuştur. Sizinde dediğiniz gibi 3-5 kişi otorite kabul edilmiş ve onlar ne derse etrafındakiler sorgulamadan kabul ediyor. Bugün birçok uydurma hadis ve ayet [Kuran'da yazılı halde değil] olduğunu düşünüyorum. Ve birçok dini olduğuna inanılan saçma inanç var. Sorgulansa aslında İslamla çelişiyor ama insanlar inanıyor.

    Din kitlelerin afyonudur. Bugün düşünmeyen, okumayan binlerce kişiye sahte din anlatıldı ve bu kişiler inandırıldı. Hepsini doğru kabul ettiler ve şimdi orta doğuda insan kesiyorlar. Ama aynı din karanlıktaki ışıktır. Nasıl kullandığınıza bağlı...

    Felsefi olarak bilemem ama bilimsel olarak İslam alimlerinin etkisi 1500 - 1600 lere kadar devam ediyor. İcat ettikleri, fikir babası oldukları pek çok şey var. Bir şekilde sona erdi. Sebebinin yine Gazali'nin düşüncesine benzer belkide Gazali'nin kendisi.

    Hezarfen Ahmet uçmuş dine aykırı bulmuşlar, uçmasını yasaklamışlar. İşte bu tip insanlar yüzünden bugün bu haldeyiz. Düşüncenin merkezi Bağdattan, 'Ana gibi yar Bağdat gibi diyar olmaz' sözündeki Bağdattan kan akan Bağdata gelmiş durum. Nasıl çözülür bilmiyorum.

    Tek başına Gazali bütün bir düşünce sistemini değiştirmiştir demek bir anlamda doğru bir anlamda yanlıştır. Şu anlamda doğrudur: Gazali bu yolu açmış ve sonrasında bu yoldan Gazali gibi niceleri devam etmiş ve bu yolu genişletmiştir. Yani Gazali büyük bir olaya öncülük etmiştir. Bu anlamda Gazali bu işi tek başına yapmıştır denebilir. Diğer şekilde ise tabiki Gazali bütün her şeyi tek başına yapamaz. Onun yolundan gidenler, bu geleneği devam ettirenler, bu geleneğe boyun eğenler ve bunu doğru kabul edenler bugün bu düşünce sisteminin hala sürmesine neden olanlardır.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Lokomatif Portakal

    Tek başına Gazali bütün bir düşünce sistemini değiştirmiştir demek bir anlamda doğru bir anlamda yanlıştır. Şu anlamda doğrudur: Gazali bu yolu açmış ve sonrasında bu yoldan Gazali gibi niceleri devam etmiş ve bu yolu genişletmiştir. Yani Gazali büyük bir olaya öncülük etmiştir. Bu anlamda Gazali bu işi tek başına yapmıştır denebilir. Diğer şekilde ise tabiki Gazali bütün her şeyi tek başına yapamaz. Onun yolundan gidenler, bu geleneği devam ettirenler, bu geleneğe boyun eğenler ve bunu doğru kabul edenler bugün bu düşünce sisteminin hala sürmesine neden olanlardır.

    Peki Gazali neden o çağ ötesindeki insanlara katılmamışta böyle bir şey yapmış ? Bu konuda söylenmiş bir şey var mı ya da bir düşünceniz ?




  • http://turkoloji.cu.edu.tr/GENEL/hasan_aydin_gazzali_bilim_karsitlik.pdf

    Bu konuyla ilgili şu makale de güzeldir.Kaynaklar Gazzali'nin kendi eserleri.Okumanızı tavsiye ederim.Yarın bunu çok ciddi şekilde inkar edenler olacaktır göreceksiniz ama kim inkar ederse etsin Gazzali'nin yazdıkları ortadadır ve İslam Dünyası'na nasıl bir etki bıraktığı da bellidir.
  • Sadece gazali degil, 1200 lu yillarda mevlana hazretlerininde felsefeyi elestiren sozleri var.
    Bilim, akil,mantik kullanin. Vesveseye varan sonu olmayan tartismalarla vakit kaybedip birde gunaha girmeyin gibisinden.

    Islam alimlerinin uzmani oldugu konular baslica astronomi, fizik, kimya, tip, matematik gibi branslardi. Bunlari mevlana da destekliyor. Felsefe ayri bir konu..

    Murat bardakci nin felsefe hakkindaki goruslerine bakarsaniz anlarsiniz. Durumu cok iyi ozetliyor.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Lokomatif Portakal kullanıcısına yanıt
    Bu konuda size tamamen katılıyorum. Aynı cıkarımı daha once bende yapmistim.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Yapay Zeka’dan İlgili Konular
    Daha Fazla Göster
  • Ya sikkofield denen herifte islamiyetin altın çağının kapanmasını tasavvufa bağlamıştır.
    Herkes kafasına göre birşey ortaya atıyor.halbuki gazali tasavvufun mutasavvıflar tarafından kötüleştiğini savunmuştur.
    Gazalini yanlış üşünceleri vardır.Ve felsefe bunlardan biri olabilir.Mesela kaplerin keşfi kitabında kaf dağı hikayelerini din olarak göstermiş uydurulmuş hadisler almıştır.Felsefe konusu ise tasavvuf kadar büyük bir tartışmadır.
    Ek olrak belirteyim.İslamiyetin altın çağının kapanması moğollar yüzündendir.Tarikatlar islamiyetin altın çağını aksine yok etmemiş ,ayakta tutumaya çalışmıştır.Tarikatlar toplumu bir arada tutumuştur.
    Yazının yarısını okumadım ancak işim olduğu için mesajı hemen yazayım dedim.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Gazali Felsefeye karsı değildi yalnız musluman olan bir kişiliğin felsefe yaparken dine zarar vermemesi gerektiğini söyluyordu dikkat ederseniz en buyum eleştirilerini topladığı ve filozofları dört maddede yerden yere vurduğu kitabı felsefeye değil filozofların tutarsızlığına atıf yapmaktaydı ve musluman olan birisi için de haklı görunuyor bence şimdi İslamla Sudur teorisini nasıl bağdastırabiliriz veya Feyz teorisi Nubuvvet teorisi bunlara bakıyorum ve Gazali nin amacının felsefenin önunu kapatmak olduğuna inanmıyorum
    Bir diğer açıdan da şöyle dusunuyorum , eğer felsefe yapıyorsan olabildiğince zincirlerden arınmalı ve özgur olmalısın

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Aynen katiliyorum.

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
  • Uzaklaşma almamdan kelli başka bir hesapla gelen soruları ve eleştirilere cevap veriyorum;
    quote:

    Peki Gazali neden o çağ ötesindeki insanlara katılmamışta böyle bir şey yapmış ? Bu konuda söylenmiş bir şey var mı ya da bir düşünceniz

    O çağın ötesi insanlar derken dönem filozoflarından bahsediyorsan eğer, sorunun cevabı şu olabilir: Din ve her türlü inanç yobazlık dediğimiz şeye yol açar. Kısacası fanatikliğe. Bu inancı reddeden, inancı sorgulayan ve hatta inanca yer vermeyen her türlü bilginin eleştirilmesine yol açar. Yani bu adam bir fanatiktir. Bu dinin zorunlu sonucu gibi bir şey. Din demek doğru olmaz, her türlü inancın diye genişletmek daha doğrudur. Bu fanatikler belli bir yerde kesin ortaya çıkar ve toplumda saygın yerler edinirler. İşte bu fanatikliğin sonucu, bu adam inancı eleştiren, sorgulayan her türlü bilgiyi kafirlik olarak görmüştür. Daha ileri gidip bazen sırf inanca yer vermediği için ile bazı düşünceleri hor görmüştür. Bu Gazalinin yalancı olmasından veya dini kendi çıkarı için kullanan biri olmasından dolayı değildir, tam olarak inandığı, doğru olduğunu kabul ettiği şeydir bu. Ben bu sebepten ötürü olduğunu düşünüyorum.

    quote:

    Sadece gazali degil, 1200 lu yillarda mevlana hazretlerininde felsefeyi elestiren sozleri var.
    Bilim, akil,mantik kullanin. vesveseye varan sonu olmayan tartismalarla vakit kaybedip birde gunaha girmeyin gibisinden.

    Islam alimlerinin uzmani oldugu konular baslica astronomi, fizik, kimya, tip, matematik gibi branslardi. Bunlari mevlana da destekliyor. Felsefe ayri bir konu..

    Murat bardakci nin felsefe hakkindaki goruslerine bakarsaniz anlarsiniz. Durumu cok iyi ozetliyor.


    Bilim, akıl, mantık. Bu 3 şeyde felsefenin bir sonucudur. O dönemler yani Antik Yunandan Rönesansa kadar olan dönem de bilim,akıl,mantık ve felsefe birbirinden farklı şeyler değildi zaten. Bilimi doğuran şey felsefeydi. Bütün bilim adamları filozoftu. Mantık, felsefe sonucu ortaya çıkmış bir şeydi. Yani o dönemler bunları birbirinden bağımsız düşünmek bile tamamen yanlış. Felsefenin sonuca varmayan tartışmaları bugün bilim, matematik, geometri dediğimiz şeyleri ortaya çıkarmıştır.
    İslam alimlerinin uzmanı olduğu konular tam da yukarda söylediğim sebepten dolayı felsefedir. Dediğim gibi bütün bilim adamları aynı zamanda filozoftu o zamanlar. İbni sina bir tıpçıydı ama filozof olarak çok ciddi çalışmaları olan biriydi. Kendine özgü bir felsefesi olduğu gibi bütün bir Yunan felsefesini, Aristocu felsefeyi Arap yarımadasına getirenlerden biriydi. Felsefe tercümanıydı yani aynı zamanda. Keza hepsi böyleydi. Çünkü dediğim gibi o zamanlar bunlar bağımsız şeyler değil, iç içe geçmiş şeylerdi. Nitekim o zamanlar evrenin sonsuzluğuna, dünyanın yuvarlaklığına vs ilişkin görüşlerin hiçbiri astronomi temelli değildir hepsi felsefi görüşlerdir ve mantık kullanılarak ulaşılmış sonuçlardır. İşte bu düşünceler bize sonradan bunları araştırma bulma güdüsünü vermiştir. Yani felsefe sonu olmayan boş iş diye kenara atılacak bir şey değil. Bilimin temelini oluşturan şeydir.


    quote:

    Ya sikkofield denen herifte islamiyetin altın çağının kapanmasını tasavvufa bağlamıştır.
    Herkes kafasına göre birşey ortaya atıyor.halbuki gazali tasavvufun mutasavvıflar tarafından kötüleştiğini savunmuştur.
    Gazalini yanlış üşünceleri vardır.Ve felsefe bunlardan biri olabilir.Mesela kaplerin keşfi kitabında kaf dağı hikayelerini din olarak göstermiş uydurulmuş hadisler almıştır.Felsefe konusu ise tasavvuf kadar büyük bir tartışmadır.
    Ek olrak belirteyim.İslamiyetin altın çağının kapanması moğollar yüzündendir.Tarikatlar islamiyetin altın çağını aksine yok etmemiş ,ayakta tutumaya çalışmıştır.Tarikatlar toplumu bir arada tutumuştur.
    Yazının yarısını okumadım ancak işim olduğu için mesajı hemen yazayım dedim.

    Sikkofield nasıl bağlamış onu bilememde kendisi, pek bir şey bilmeyen komplo teorilerine inanan, propogandacı bir misyonerden başka bir şey değildir. Mizah anlayışı güzeldir orası ayrı konu. Zaten bu söylediğimi konudada belirttiğim üzere sadece kendim düşündüğüm için değil sonradan bunun aslında zaten bilinen bir şey olduğunu farkettiğim için burada dile getirdiğimi söylemiştim. Yani bahsettiğim şey kafamdan salladığım bir şey değil. Bahsettiğim şey üzerine makaleler yazılmış, Batı tarafından dahi böyle kabul görmüş, bir çok kişinin hemfikir olduğu bir konu. Parçaları birleştirdiğimizdede oldukça mantıklı bir konu. Moğollar konusuna gelince. Bu bir etkendir. Fakat benim bahsettiğim düşünsel temelin nasıl yok olduğudur. Yani insanların Tanrı hakkında felsefi tartışmalar yapabildiği bir ortamdan bunun dile getirilmesinin bile günah olarak görüldüğü bir ortama nasıl geçtiğidir. Nitekim koskoca bir toplumun düşüncelerini Moğol istilasıyla yok etmek olanaksız. Üstelik Moğolların bu felsefi ortamla hiçbir alakaları olmadığı düşünülürse.

    quote:

    Gazali Felsefeye karsı değildi yalnız musluman olan bir kişiliğin felsefe yaparken dine zarar vermemesi gerektiğini söyluyordu dikkat ederseniz en buyum eleştirilerini topladığı ve filozofları dört maddede yerden yere vurduğu kitabı felsefeye değil filozofların tutarsızlığına atıf yapmaktaydı ve musluman olan birisi için de haklı görunuyor bence şimdi İslamla Sudur teorisini nasıl bağdastırabiliriz veya Feyz teorisi Nubuvvet teorisi bunlara bakıyorum ve Gazali nin amacının felsefenin önunu kapatmak olduğuna inanmıyorum
    Bir diğer açıdan da şöyle dusunuyorum , eğer felsefe yapıyorsan olabildiğince zincirlerden arınmalı ve özgur olmalısın


    Gazzâlî, bu bilimleri, azı da çoğu da makbul olup, çoğaldıkça daha güzel ve
    faziletli olan ve yetecek kadarı makbul, fakat fazlası makbul olmayan şeklinde bir
    sınıflamaya tâbi tutar.

    “Bu bilimlerle çok fazla uğraşanları engellemek gerekir. Çünkü bunların, din ile
    ilintileri yoksa da, felsefeye ait bilimlerin başlangıcı olduğundan, felsefenin kötülükleri onlara da geçer. Bu bilimlerle çok fazla uğraşıp da, dinden çıkmayan ve takvadan
    uzaklaşmayan kimseler azdır.”

    Bu arkadaşın yukarda paylaştığı makaleden alıntı. İkinci alıntıda bu bilim diye bahsettiği matematik ve geometridir. Yani öyle ileri gitmiş ki metametik ve geometriyle bile fazla uğraşmayın o bile sizi küfre sokar diyor. Aynı alıntıda felsefenin kötülüklerini aşılar diyor ve felsefeyi zaten kötü olarak gördüğünü açıkça dile getiriyor. Bütün bunların yanında bütün bir Yunan felsefesini kafirce olarak nitelendiriyor zaten. Bunun açacağı sorunları düşün: Yunan felsefesinin kafir işi olduğunu ilan etmek, Yunan felsefesiyle ilgilenen herkesin kafir olduğunu ilan etmektir. Ve bütün bir felsefe temelini Yunan felsefesi oluşturur. Yani düşün ki o dönem Yunan felsefesi harici bu alanda ortaya konulan hiçbir şey yok. Yani Yunanlıları sil felsefe diye bir şey kalmayacak ortada. Böyle bir dünyada insanlar bir anda Yunan Felsefesiyle uğraşmayı bırakırsa ne olur? Felsefe diye bir şey kalmaz ortada. Bunu da tarih zaten doğrulamıştır. Bizim İslamın Altın Çağı dediğimiz zamanı Ortaçağ Avrupası rönesansta yaşamıştır. Ve neredeyse tamamen aynı şekilde. Yunan felsefesinin keşfedilip çevrilmeye başlanmasıyla. Düşün ki Yunan felsefesi üstüne yüzyıllar önce yapılan tartışmaları adamlar daha yeni yapmaya başlıyorlar. Ve evet bu bilimin, teknolojinin ve bağlantılı her şeyin gelişmesini sağlıyor. Ama onlarda Gazali ortaya çıkmadığı için bu durum hiç bitmiyor ve günümüzde hala devam ediyor. İşte Yunan felsefesi bu kadar önemli. Felsefe bu kadar önemli. Burda demek istediğim, senin de yazının sonunda dediğin üzere tamamen özgür düşünemediğin anda felsefe ya da bilim yapamazsın. İşte Gazali İslam dünyasının elinden bunu alıyor. Özgür düşünmeyi alıyor. Böylece bir devir kapanıyor. Burda şu önemli: Gazali İslami açıdan doğru şeyi mi yaptı yoksa yanlış şeyi mi? Eğer doğru şeyi yaptığını düşünüyorsanız ve İslam öğretilerinin her anlamda bilimin önünde olmasını felsefenin önünde olmasını savunuyorsanız, tıpkı Farabinin Sudur teorisini ortaya atması gibi durumların önüne geçilmesi gerektiğini savunuyorsanız, o zaman ahlaki açıdan doğru olan şey şudur: Bütün bir bilim,din,felsefe vs tartışmalarında Farabiyle, İbni Sinayla, Biruniyle, İbn Haldunla vs ile övünmeniz kendinizi inkar etmektir. Zira bütün bu adamlar sizin düşündüğünüzün tam aksi istikametinde yer alıyordu. Bu adamları kendi düşünce sisteminizin bir ürünü olarak görmek bütün bu adamlara yapılmış bir hakaretten öte bir şey değildir. Zira bu adamlar İslami alim dediğiniz kimselerin kesinlikle hoş görmediği tartışmaları özgürce yapmış adamlardır. Tam olarak bu kabiliyete sahip oldukları için oldukları adamlar olmuşlardır. İşte bu yazımın amacıda bunu göstermek.

    Kitabı direkt olarak filozoflara eleştiriyle beraber hakarette içeriyordu. Yani toplum bazında küçük düşürme. Bunlar mümin değil kafirdir demeye kadar ileri gidiyordu. Bir insanı düşüncelerinden dolayı yargıladığın an oradan düşünce namına iyi bir şey çıkması beklenemez.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi TehlikeliPanda -- 1 Eylül 2015; 14:55:55 >




  • Neil deGrasse Tyson'ın Gazali hakkında tamamen cahil olduğunu düşünüyorum. Gazali ," matematiğin şeytan işi " olduğunu söylememistir. Fakat felsefeyle herkesin uğraşmaması gerektiğini, yüzme bilmeyenin nehre girmesi gibi lanse ederek sunduğu için ABARTILMIŞLTIR. Munkasül Mineddalal (arayışlar kitabını) okuyarak bunu anlayabilirsiniz. 60 sayfa birşey.
    Fakat gazalinin izinden gidenler bile bu inceliği anlamamıştır.
  • 1200'ın sonrasında neden islam bilimsel çöküşe geçti diye sorarsan 3 sebep sunabilirim;
    * Moğol istilası ve Bağdatın yakılması (yani + Bilim ile uğraşan kim varsa öldürülmesi)
    * Haçlı seferleri
    * Parçalanma

    Bunun ardından, fatih ve kanuni dönemindeki filozofları, bilim adamlarını inceleyebilirsiniz. Istanbul üstün teknoloji merkezi olmuştur.
    Fakat ardından depremler,yangınlar vsvsvs," çok sebeplilik ilkesi" devreye girirer.
  • Ayrıca gazalinin "zeki olmadığı" düşüncesinede katılmıyorum. Kitaplarını okuyan herkes ne kadar zeki olduğunu anlayabilir. "Filozofların tutarsızlığı"(İsminde bazı yunan filozofları kastedilmekte) kitabını okumadan, teşhiş koymak mantıklı değil.
  • İslamın ideolojiye çevrilmesi , düşünceniz maalesef doğrudur. Fakat bu devletlerin ve hükümdarların etkisiyle oluşmuş sorundur.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: TehlikeliPanda

    Gazzâlî, bu bilimleri, azı da çoğu da makbul olup, çoğaldıkça daha güzel ve
    faziletli olan ve yetecek kadarı makbul, fakat fazlası makbul olmayan şeklinde bir
    sınıflamaya tâbi tutar.

    “Bu bilimlerle çok fazla uğraşanları engellemek gerekir. Çünkü bunların, din ile
    ilintileri yoksa da, felsefeye ait bilimlerin başlangıcı olduğundan, felsefenin kötülükleri onlara da geçer. Bu bilimlerle çok fazla uğraşıp da, dinden çıkmayan ve takvadan
    uzaklaşmayan kimseler azdır.”

    Bu arkadaşın yukarda paylaştığı makaleden alıntı. İkinci alıntıda bu bilim diye bahsettiği matematik ve geometridir. Yani öyle ileri gitmiş ki metametik ve geometriyle bile fazla uğraşmayın o bile sizi küfre sokar diyor. Aynı alıntıda felsefenin kötülüklerini aşılar diyor ve felsefeyi zaten kötü olarak gördüğünü açıkça dile getiriyor. Bütün bunların yanında bütün bir Yunan felsefesini kafirce olarak nitelendiriyor zaten. Bunun açacağı sorunları düşün: Yunan felsefesinin kafir işi olduğunu ilan etmek, Yunan felsefesiyle ilgilenen herkesin kafir olduğunu ilan etmektir. Ve bütün bir felsefe temelini Yunan felsefesi oluşturur. Yani düşün ki o dönem Yunan felsefesi harici bu alanda ortaya konulan hiçbir şey yok. Yani Yunanlıları sil felsefe diye bir şey kalmayacak ortada. Böyle bir dünyada insanlar bir anda Yunan Felsefesiyle uğraşmayı bırakırsa ne olur? Felsefe diye bir şey kalmaz ortada. Bunu da tarih zaten doğrulamıştır. Bizim İslamın Altın Çağı dediğimiz zamanı Ortaçağ Avrupası rönesansta yaşamıştır. Ve neredeyse tamamen aynı şekilde. Yunan felsefesinin keşfedilip çevrilmeye başlanmasıyla. Düşün ki Yunan felsefesi üstüne yüzyıllar önce yapılan tartışmaları adamlar daha yeni yapmaya başlıyorlar. Ve evet bu bilimin, teknolojinin ve bağlantılı her şeyin gelişmesini sağlıyor. Ama onlarda Gazali ortaya çıkmadığı için bu durum hiç bitmiyor ve günümüzde hala devam ediyor. İşte Yunan felsefesi bu kadar önemli. Felsefe bu kadar önemli. Burda demek istediğim, senin de yazının sonunda dediğin üzere tamamen özgür düşünemediğin anda felsefe ya da bilim yapamazsın. İşte Gazali İslam dünyasının elinden bunu alıyor. Özgür düşünmeyi alıyor. Böylece bir devir kapanıyor. Burda şu önemli: Gazali İslami açıdan doğru şeyi mi yaptı yoksa yanlış şeyi mi? Eğer doğru şeyi yaptığını düşünüyorsanız ve İslam öğretilerinin her anlamda bilimin önünde olmasını felsefenin önünde olmasını savunuyorsanız, tıpkı Farabinin Sudur teorisini ortaya atması gibi durumların önüne geçilmesi gerektiğini savunuyorsanız, o zaman ahlaki açıdan doğru olan şey şudur: Bütün bir bilim,din,felsefe vs tartışmalarında Farabiyle, İbni Sinayla, Biruniyle, İbn Haldunla vs ile övünmeniz kendinizi inkar etmektir. Zira bütün bu adamlar sizin düşündüğünüzün tam aksi istikametinde yer alıyordu. Bu adamları kendi düşünce sisteminizin bir ürünü olarak görmek bütün bu adamlara yapılmış bir hakaretten öte bir şey değildir. Zira bu adamlar İslami alim dediğiniz kimselerin kesinlikle hoş görmediği tartışmaları özgürce yapmış adamlardır. Tam olarak bu kabiliyete sahip oldukları için oldukları adamlar olmuşlardır. İşte bu yazımın amacıda bunu göstermek.

    Kitabı direkt olarak filozoflara eleştiriyle beraber hakarette içeriyordu. Yani toplum bazında küçük düşürme. Bunlar mümin değil kafirdir demeye kadar ileri gidiyordu. Bir insanı düşüncelerinden dolayı yargıladığın an oradan düşünce namına iyi bir şey çıkması beklenemez.


    Gazaliden alıntıda kasteddilen ifadeyi, yanlış yerlere çekmiştin.

    Felsefeyi 3'e ayırır gazali;
    Mantık/Matematik : Bunlar kesinliği su götürmez bilimlerdir. (Gazalinin birkaçtane mantık kitabı vardır, ve kelam ilimine mantığı sokan adam ilan edilir)
    Fizik : Bunlarda doğayı ilgilendiren kesin bilimlerdir. Filozofların bu konudaki iddalarınında kesin doğruluğa sahip olduğunu iddaa eder.
    Metafizik(ilahiyat) : Gazalinin filozoflara karşı çıktığı konu budur. Evrenin ezeli ve ebediliği, tanrı, ruh, uzay-zaman gibi konular bahsedilir. Gazali filozofların evrenin bir başlangıç ve bitiş zamanı olmadığı iddaa sına şiddetle karşı çıkmıştır. Günümüzde filozofların haksız, gazalinin evrenin (14 milyar yıl önce) başlangıcı olduğu iddası haklı görülmüştür. Fakat o zamanlar uzay teleskopları, kızılötesi ışıma ölçme cihazları olmadığı için, filozoflara karşı bu düşüncesini kanıtlayamıyordu.

    Gazali bu metafizik tartışmaların fizik ile kanıtlabileceğini dair bir umudu yoktu. Onun için kelamcıların görüşünü, filozoflardan üstün tutmuştur.


    Gazalinin Dini ilimlere yüksek öncelik vermesi bahsi doğrudur. Bu bir fizikçinin; fiziğinin çok gerekli olduğu, bir yazılımın yazlımın öncelikli bir bilim olduğu iddaa etmesi gibi bir şeydir. Oda imam olduğu için, bu ilme öncelik veriyor.




  • İlk mesajdan başlıyorum. Neil tyson un bu konuyu derinlemesine bilmediğine eminim. Hayatında Gazali bile okumamış olabilir. Tabi kendisinin entelektüel seviyesinin ustun derecede yüksek olduğunu düşünürsek okumuş olma ihtimali oldukça yüksektir. Yine de videoda da belirtmiş ki bu konuya önceki konuşmacılar da değinmiş. Yani bu kabul görmüş bir bilgi anlaşılan ki tyson da bunu tekrar dile getirmiş. Yani bu tysonun kendi fikri değil zaten mevcut bilinen kabul görmüş bir bilginin tekrar dile getirilmesi. Bir şeyin çok kişi tarafından kabul görülmesi doğru olduğu anlamına mı gelir, hayır tabiki. Ama önemsenmesi gereken bir fikir olduğu kesindir.
    Bunu geçtik, felsefenin herkesin uğraşmaması gereken bir konu olduğunu ilan etmek bile temelde çok yanlış bir şeydir zaten ki kendisini sadece bunu dile getirmediği de belli. Yukardaki makalede direkt kendi sözlerinden bunu anlıyoruz.
    . İkinci olarak, Moğol istilasının bir sebep olduğunu ama dusunsel zemini, toplumun düşünce tarzını değiştirebilecek bir şey olmadığını söylemiştim. Bu forumdan tarihçi bir arkadaştan da Bağdat kütüphanesindeki nerdeyse tüm kitapların başka bir yere taşındığını duymuştum. Doğruluğu tartışılır. Yanlış bile olsa fark etmez, düşünce tarzı kitaplarda tutulan bir şey değildir. Nitekim bilimle uğraşanların öldürülmesini hayatımda ilk defa duydum. Yine İstanbulun bilim ve teknoloji merkezi olduğunuza ilk defa duydum. Bu konuda beni aydınlatmak için vikipedi listesinden alıntı adını hiç duymadığımız bilim adamlarını ve ali kuşçuyu piri reisi paylaşmanı dort gözle bekliyorum.
    ucuncu olarak, Gazali zeki değildir demedim, demişsem yanlış demişim, gazalinin zeki bir adam olduğu, entellektuel seviyesinin de yüksek olduğu, mantık ve felsefe bilen bir adam olduğu bellidir. Tabi aşırı parlak bir zeka diyemeyeceğim. nasıl yorumladığı ve yaptığının doğruluğu işte şu an tartıştığımız şeydir.

    Yanlış yere çektiğim yok. Kendi sözleri ve anlamı apaçık ortada. Bu sözlerden başka bir ifade çıkarmak resmen kabullenememek. Şimdi bazı sözler vardır, anlamları yazının bütünlüğüne göre değişir. Okuduğunuz anda bunu anlarsınız. Fakat bu öyle bir laf ki, oncesinde veya sonrasında ne dersen de değiştirilebilecek bir şey değil. Dediğin sınıflandırma çok ayrı bir konu. Matematiği o sınıflandırmaya almış. Onu paylaştığım yazıdada görüyoruz. Ama diyor ki her ne kadar matematik oyle de olsa felsefeyle ilişkisinden dolayı matematikle çok haşır neşir olmak bile yanlıştır diyor. Burda felsefe yanına yaklaşılmaması gereken tü kaka olarak gösterilmiş. Yine oncesinde fizik vs bilimlerden bahsediyor. Ve diyor ki bu bilimlerle de çok uğraşmak sizi küfre sürükler. Yani bilimlerin faydasını kabul etmiş, ama sadece gerektiği kadar içine girersen. Daha fazla uğraşmak hayatını bilime adamak, yanlıştır diyor. Başka bir yazısında gök olaylarını yıldızlara falan bağlamak Allah ın varlığını reddetmektir, çünkü burda sanki olayları yıldızlar yapıyormuş gibi bir tanım ortaya çıkar diyor. E neresi yanlış bunu diyebilirsin. Şurası yanlış gök olayları neye bağlıysa bilim ondan bahseder. Bulutlar yağmur yağdırıyor ve fizik, kimya ile bunu nasıl yaptığı da açıklanabiliyor. Burda bilimin bir de en başa tabi bunların hepsini yaptıran Allah demesi mi gerekiyor? O zaman bu en başta bilimin tanımına aykırı. Bilimi felsefeden ayırt eden şeye aykırı ve yine felsefeyi sadece metafiziğe indirgeyen bir anlayışa sahip. Yani baştan aşağı yanlış. Baştan aşağı bilimin ve felsefenin karşısında. Burda şunu ayırd etmek lazım. Gazalinin fikirlerini doğru veya yanlış bulabiliriz. Sence doğru olabilir ve hakikatte de doğru olabilir. Başvurduğu yol doğru olabilir. Ama eğer öyleyse bunun sonuçlarına da katlanmakla yukumlusun. Bunun bilime ve felsefeye aykırı olduğunu anlamak zorundasın. Bilime ve felsefeye de saygın olmayabilir. Bu da olabilir çok doğal. O halde bunu da kabul etmelisin. İşte bu bizi şuraya götürür: Bütün bu şekilde düşünen adamların iki yüzlülüğü bırakıp gerçekten ne düşündüğünü söylemesi gerekmekte. Ben bilimden aykırı felsefeden aykırı düşünmüyorum biz bilime saygılıyız demekten vazgeçmesi gerekir. Bütün bir bilim ve felsefe tanımına aykırı davranıp bir de sanki destekliyormuş gibi davranmak doğru bir davranış değildir. Bunu senin şahsına söylemiyorum. Genel olarak soyluyorum. Çünkü burda büyük bir yanlış var. Bu bütün bilim, din tartışmalarının kaynağı. Eğer bilimin tanımını kendince değiştirirsen orda işler değişir. İşte bu yüzden bunun farkındalığı önemli. Bu yuzden savunduğun şeyin aslında neye yol açtığını bilmek önemli. Burda gazalinin düşüncesi bu kadar barizdir diyorum çünkü kendi dediği şeyler ortada ve bunlar hiçbir şekilde farklı yorumlanamayacak net cümleler. Bunları farklı yorumlamaya çalışmak kıvranmaktır. Eğer ki aksine inanıyorsan,evet Gazali orda yanlış demiş, evet bilimin ve felsefenin yolu bu değildir diyorsan o zaman sorun yok zaten. Ayrıca Gazali sadece metafiziği kotulememiş, daha önce de bahsettiğim gibi bütün bir yunan felsefesini ve özellikle Aristoyu küfür saymıştır. Felsefenin temeline ket vurmuş.
    Biz bugun evrenin hala sonu olup olmadığına dair kesin bir şey söyleyemiyoruz. Çünkü içe goçeceği söylendiği gibi, şu an artan hızla genişlediği ve içe göçecek bir durumun olmadığı da söylenmektedir. Bu da Gazali gibi başıda var sonuda diye kestirip atmak sayesinde değil bilim ve felsefenin yollarını izlediğimiz için vardığımız bir sonuçtur. Gazalinin şu an bilimin yaptığı araştırmaya bakış açısını tahmin etmek zor değil. Kur an da sonu var yazıyosa vardır bunu irdelemek sizi küfre sokar. Bu bakış açısıysa hiçbir zaman ne felsefenin ne bilimin gelişmesini sağlar.
    Bütün bunların yanında kendisinin bugun adı anılan büyük islam bilginleri filozofları olarak gösterilen adamların neredeyse hepsini kafir ilan etmesi bile yeterlidir felsefenin ve bilimin çöküşü için. Çünkü toplumun burada gördüğü şudur: büyük alim Gazali filozofları kafir ilan etti, demek ki filozoflar ve bilim adamları kafirdir, felsefe kafir işidir.

    Din bir ilim olabilir ama bir bilim değildir.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • Öyle kolay çökmez



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi kingman29 -- 2 Eylül 2015; 2:59:42 >
  • @Canis Majoris'in koyduğu makalede yazdığına göre cehaletin savunmasını yapmış. Gazali tanınan bir kişi olarak halkın üzerinde düşünceleriyle kötü tesir etmiş olabilir. Kuran'ın insanlara aktarıldığı günden itibaren o çevrede felsefe ve bilim alanında önemli çalışmalar yapılmış. Dediğiniz gibi Eski Yunan felsefecilerinin eserleri çevrilerek bugün gerçekleşen gelişimin temelleri atılmıştır. İslam felsefe ve bilime karşı tutum sergilemez. İnsanların düşünmesini ve sorgulamasını ister. Çünkü hakiki inanca ancak bu şekilde ulaşılabilir. Kuran'da İbrahim bile Allah'ı sorguluyor ve onu görmek istediğini söyleyebiliyor ve yaratıcı da sorguladığı için ona olumsuz bir tavırla cevap vermiyor.

    Günümüzde de Gazali'nin savunduğu düşünceler çok yaygın bir biçimde kabul görüyor. Çoğu insan felsefeyi dinden çıkaran uğraş, hatta bir şeytan işi olarak görüyor. Böyle düşünen çoğunluğun felsefe hakkında bilgisi de yoktur. Yani Gazali felsefe ile ilgisi olmayan halkın bu işlerle ilgilenip dinden çıkma tehlikesine düşmemeleri amacını güderken, şimdi çıkacağı dinini bile bilmeyen nesiller yetişiyor.

    Caner Taslaman gibi kişilere haksızca eleştiriler yapıldığını düşünüyorum. Bu insanlar eğitimsiz halk arasındaki kötü felsefe algısını ortadan kaldırmak ve insanların felsefe, bilim gibi konularla ilgili olmasını amaçlıyorlar. Belki yanlış düşünceleri olduğunu söylersiniz ama bence amaçları doğrudur.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: TehlikeliPanda

    İlk mesajdan başlıyorum. Neil tyson un bu konuyu derinlemesine bilmediğine eminim. Hayatında Gazali bile okumamış olabilir. Tabi kendisinin entelektüel seviyesinin ustun derecede yüksek olduğunu düşünürsek okumuş olma ihtimali oldukça yüksektir. Yine de videoda da belirtmiş ki bu konuya önceki konuşmacılar da değinmiş. Yani bu kabul görmüş bir bilgi anlaşılan ki tyson da bunu tekrar dile getirmiş. Yani bu tysonun kendi fikri değil zaten mevcut bilinen kabul görmüş bir bilginin tekrar dile getirilmesi. Bir şeyin çok kişi tarafından kabul görülmesi doğru olduğu anlamına mı gelir, hayır tabiki. Ama önemsenmesi gereken bir fikir olduğu kesindir.
    Bunu geçtik, felsefenin herkesin uğraşmaması gereken bir konu olduğunu ilan etmek bile temelde çok yanlış bir şeydir zaten ki kendisini sadece bunu dile getirmediği de belli. Yukardaki makalede direkt kendi sözlerinden bunu anlıyoruz.
    . İkinci olarak, Moğol istilasının bir sebep olduğunu ama dusunsel zemini, toplumun düşünce tarzını değiştirebilecek bir şey olmadığını söylemiştim. Bu forumdan tarihçi bir arkadaştan da Bağdat kütüphanesindeki nerdeyse tüm kitapların başka bir yere taşındığını duymuştum. Doğruluğu tartışılır. Yanlış bile olsa fark etmez, düşünce tarzı kitaplarda tutulan bir şey değildir. Nitekim bilimle uğraşanların öldürülmesini hayatımda ilk defa duydum. Yine İstanbulun bilim ve teknoloji merkezi olduğunuza ilk defa duydum. Bu konuda beni aydınlatmak için vikipedi listesinden alıntı adını hiç duymadığımız bilim adamlarını ve ali kuşçuyu piri reisi paylaşmanı dort gözle bekliyorum.
    ucuncu olarak, Gazali zeki değildir demedim, demişsem yanlış demişim, gazalinin zeki bir adam olduğu, entellektuel seviyesinin de yüksek olduğu, mantık ve felsefe bilen bir adam olduğu bellidir. Tabi aşırı parlak bir zeka diyemeyeceğim. nasıl yorumladığı ve yaptığının doğruluğu işte şu an tartıştığımız şeydir.

    Yanlış yere çektiğim yok. Kendi sözleri ve anlamı apaçık ortada. Bu sözlerden başka bir ifade çıkarmak resmen kabullenememek. Şimdi bazı sözler vardır, anlamları yazının bütünlüğüne göre değişir. Okuduğunuz anda bunu anlarsınız. Fakat bu öyle bir laf ki, oncesinde veya sonrasında ne dersen de değiştirilebilecek bir şey değil. Dediğin sınıflandırma çok ayrı bir konu. Matematiği o sınıflandırmaya almış. Onu paylaştığım yazıdada görüyoruz. Ama diyor ki her ne kadar matematik oyle de olsa felsefeyle ilişkisinden dolayı matematikle çok haşır neşir olmak bile yanlıştır diyor. Burda felsefe yanına yaklaşılmaması gereken tü kaka olarak gösterilmiş. Yine oncesinde fizik vs bilimlerden bahsediyor. Ve diyor ki bu bilimlerle de çok uğraşmak sizi küfre sürükler. Yani bilimlerin faydasını kabul etmiş, ama sadece gerektiği kadar içine girersen. Daha fazla uğraşmak hayatını bilime adamak, yanlıştır diyor. Başka bir yazısında gök olaylarını yıldızlara falan bağlamak Allah ın varlığını reddetmektir, çünkü burda sanki olayları yıldızlar yapıyormuş gibi bir tanım ortaya çıkar diyor. E neresi yanlış bunu diyebilirsin. Şurası yanlış gök olayları neye bağlıysa bilim ondan bahseder. Bulutlar yağmur yağdırıyor ve fizik, kimya ile bunu nasıl yaptığı da açıklanabiliyor. Burda bilimin bir de en başa tabi bunların hepsini yaptıran Allah demesi mi gerekiyor? O zaman bu en başta bilimin tanımına aykırı. Bilimi felsefeden ayırt eden şeye aykırı ve yine felsefeyi sadece metafiziğe indirgeyen bir anlayışa sahip. Yani baştan aşağı yanlış. Baştan aşağı bilimin ve felsefenin karşısında. Burda şunu ayırd etmek lazım. Gazalinin fikirlerini doğru veya yanlış bulabiliriz. Sence doğru olabilir ve hakikatte de doğru olabilir. Başvurduğu yol doğru olabilir. Ama eğer öyleyse bunun sonuçlarına da katlanmakla yukumlusun. Bunun bilime ve felsefeye aykırı olduğunu anlamak zorundasın. Bilime ve felsefeye de saygın olmayabilir. Bu da olabilir çok doğal. O halde bunu da kabul etmelisin. İşte bu bizi şuraya götürür: Bütün bu şekilde düşünen adamların iki yüzlülüğü bırakıp gerçekten ne düşündüğünü söylemesi gerekmekte. Ben bilimden aykırı felsefeden aykırı düşünmüyorum biz bilime saygılıyız demekten vazgeçmesi gerekir. Bütün bir bilim ve felsefe tanımına aykırı davranıp bir de sanki destekliyormuş gibi davranmak doğru bir davranış değildir. Bunu senin şahsına söylemiyorum. Genel olarak soyluyorum. Çünkü burda büyük bir yanlış var. Bu bütün bilim, din tartışmalarının kaynağı. Eğer bilimin tanımını kendince değiştirirsen orda işler değişir. İşte bu yüzden bunun farkındalığı önemli. Bu yuzden savunduğun şeyin aslında neye yol açtığını bilmek önemli. Burda gazalinin düşüncesi bu kadar barizdir diyorum çünkü kendi dediği şeyler ortada ve bunlar hiçbir şekilde farklı yorumlanamayacak net cümleler. Bunları farklı yorumlamaya çalışmak kıvranmaktır. Eğer ki aksine inanıyorsan,evet Gazali orda yanlış demiş, evet bilimin ve felsefenin yolu bu değildir diyorsan o zaman sorun yok zaten. Ayrıca Gazali sadece metafiziği kotulememiş, daha önce de bahsettiğim gibi bütün bir yunan felsefesini ve özellikle Aristoyu küfür saymıştır. Felsefenin temeline ket vurmuş.
    Biz bugun evrenin hala sonu olup olmadığına dair kesin bir şey söyleyemiyoruz. Çünkü içe goçeceği söylendiği gibi, şu an artan hızla genişlediği ve içe göçecek bir durumun olmadığı da söylenmektedir. Bu da Gazali gibi başıda var sonuda diye kestirip atmak sayesinde değil bilim ve felsefenin yollarını izlediğimiz için vardığımız bir sonuçtur. Gazalinin şu an bilimin yaptığı araştırmaya bakış açısını tahmin etmek zor değil. Kur an da sonu var yazıyosa vardır bunu irdelemek sizi küfre sokar. Bu bakış açısıysa hiçbir zaman ne felsefenin ne bilimin gelişmesini sağlar.
    Bütün bunların yanında kendisinin bugun adı anılan büyük islam bilginleri filozofları olarak gösterilen adamların neredeyse hepsini kafir ilan etmesi bile yeterlidir felsefenin ve bilimin çöküşü için. Çünkü toplumun burada gördüğü şudur: büyük alim Gazali filozofları kafir ilan etti, demek ki filozoflar ve bilim adamları kafirdir, felsefe kafir işidir.

    Din bir ilim olabilir ama bir bilim değildir.

    Öncelikle cevap yazdığınız teşekkür ediyorum.

    Yazdığım mesajların sadece sizden alıntı yaptığım sizle alakalıydı. Diğerleri konuyu açana cevapdı.

    Herkesin felsefeyle uğraşması fikrinin kapsamı Gazaliye göre 'mantık' denen kesin bilimi tam bir şekilde bilmeyenleri kapsar. Zaten mantıksız bir felsefe olmaz. Gazali mantık bilmeyen felsefeciyi, yüzme bilmeden nehre girmeye benzetir.

    Gazali Yunan Filozofların bütün görüşlerinden metafizik konusunda 20 görüşüne karşı çıkmıştır. Bunların 17 tanesinden birini kabul edeni kafirlikle suçlamıştır. Bu 17'tanesi Kur'anla çelişen ifadelerdir.

    Kafirlik oluşturmayan, 3 görüşten biri Filozofların "Allahın varlığının kesin olarak kanıtlanabileceği" düşüncesidir. Gazali Felsefeyi, dinden ayrı görmüştür. Şuanki bilimde bile "Tanrının Kesin Varlığı" delili yoktur.

    felsefeyle ilişkisinden dolayı matematikle çok haşır neşir olmak bile yanlıştır diyor yargınızı henüz gazalinin bir kıtabında görmedim. Buna en yakın yargı "Matematiğin kesinliğini ve başarısı gören bir insan, filozofların metafizik ile ilgili görüşlerini okuyunca, onlarında kesin ve doğru olduğuna inanır. Fakat felsefenin metafizik konusu kesinlik içermez." yargısıdırki büyük ihtimal sizin yargınızda buradan türemiş olabilir. Biliminin evrenin var oluşu ilgi hala elimizde kesin bir bilgi yoktur, en kabul edilen görüş olan big bang bile bir teoriden ibarettir. Teoriler kesin bilgi değildir.

    Astroloji, yıldızların insan karakterine etki ettiğini iddaa eden bilimdir. Astronomi, gökteki cisimlerle ilgilen bilimdir. Gazali Astrolojiye karşı çıkmıştır. Dikkat ederseniz, Sihir ile aynı klasmana sokmuş.

    Gazalinin Felsefenin Maksadı, ve Yunan Filozoflarının tutarsızlığı diye iki kitabı vardır. Filozofların tutarsızlığı kitabında Felsefenin tamamen tutarsız bir bilim olduğunu değil, Yunan filozofların yanlış olan 20 görüşünü işlemiştir.

    Fakat müslümanlar nedense Gazalinin görüşünü Aşırıcı Bakış Açısıyla anlayıp, felsefeyi tamamen kötülemişlerdir.

    Neden kötülediler dersen, gazaliyi anlayamadılar çünkü gazalinin felsefeyle alakalı kitaplarını bile okumaktan çekindiler.

    Felsefeyle alakalı 2 kıtabının dünyada tek nüshası kalmış, gariptirki teki ingilterede teki almanyadadır.

    Müslümanlar felsefeyi, gazalinin bu 2 kitabını okumadan kötülemişlerdir.

    Gazalinin etkisi deskartes başta olmak üzere birçok avrupalı fiilozofta görülür. Fakat islam filozoflarında pek bir etkisi görülmez. Çünkü felsefe ilgi görüşlerinin anlaşılamaması, felsefeyi bitirmiştir.

    Açıkcası gazalinin, Aristo, farabi ve ibni sina üzerindeki eleştirileri çok ağırdı

    İbni Rüşd bu sebeple, ona karşı Tutarsızlığın Tutarsızlığını yazarak, durumu kurtarmaya çalışmışlar, fakat o plan maalesef ispanya üzerinden işe yaramıyor. O zaman çağlarda devletler, dini korur. Yanlış anlaşılmalara bakmaz.

    Gazali bu konuda haksız olabilir, çünkü bir kıtabında felsefeye karşı korkutmuş,(avamın okuduğu kıtabda) bir kitabında felsefeyi tamamen anlatıp, diğer kıtabında bazı filozoflara eleştiri yazmış. Bazı felsefi görüşleride tassavvuf ile kaynaştırmış. (Fakat bu kitaplar avamın okuyabileceği kitaplar değildi.)

    ... Moğal istilasın yarattığı kaos, bilimi yok edecek kadar büyüktü. Refah olmayan, düzen olmayan bir yerde bilim gelişmez. Bağdat yıkıldığında, fırattan kan, dicleden mürekkep aktı derler. ne kadar doğru bilmem

    ... Fatih sultan, bu felsefe tartışmalarını yeniden başlatmış, İbni Rüşdün görüşleri le Gazalinin görüşleri bu dönemde tartışılmıştır. Ayrıca Osmanlının Askeri teknolojisi, ihmal edilemeyecek kadar üstündü.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Perceptron -- 3 Eylül 2015; 1:04:15 >




  • 
Sayfa: 1234
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.