İsrail toplu katliam yapıp duruyor. Dünya izliyor.

Tıpkı izmir'i işgal eden yunanistan gibi. Nerede sivil varsa orayı yok ediyor. Biz işgal altındayken her gün 500-1000 sivilimiz şehit ediliyordu ve nüfusumuz da 12-13 milyon kadardı. Şu anda israil tarafından işgal altında olan filistin 5 milyon nüfusa sahip.

Eğer israil filistini tamamen yokederse veya tüm nüfusunu başka yere göç etmeye zorlarsa, sırada iran ve biz varız. Onların kutsal kitaplarında vaadedilmiş toprakları maalesef bizim toprağı da kapsıyor. O yüzden sıra bize gelmeden caydırıcı gücümüzü arttırmak için onlarınkine denk bir nükleer silah gücüne ulaşmamız gerekir. Nükleer santrallerimizde eğer uranyum zenginleştirme gibi bir olanak varsa, bundan sonuna kadar faydalanmalıyız.

Hem PKK'nın istediği topraklar hem de ASALA'nın istediği topraklar, İsrailin istediğiyle aynı bölgede. Bu nedenle yakında israilin açık şekilde pkk'yı desteklemesi de olası.

Batı tarafından kandırılan ve bize saldırtılan gruplar:

- yunanlar: megali-idea ile kandırıldılar, sivilimizi katlettiler

- ermeniler: büyük-ermenistan rüyası gösterildi, sivilimizi katlettiler

- kürtler: kürdistan haritaları gösterilmeye başlandı (benim bildiğim, haritalarda sınırlar savaşlardan sonra çizilir, önce değil), pkk onbinlerce sivilimizi katletti hatta ilk olarak kürt vatandaşlarımızı katletti

- sırada israil var: büyük-israil ile kandırılacaklar

Eğer israil de beceremezse, batı dünyası bu sefer etraftaki diğer ülkelerin de başına "büyük" koyup aynı şeyi deneyebilir. Atıyorum, büyük-bulgaristan falan diyebilirler ve bulgarları bize iteleyebilirler. Halbuki bizimle savaştıklarında bizim bir ülkemiz yoktu ve sonra oldu, saldıranların da yaşayabilecekleri alanlar azaldı. Bunu göremeyen küçük ülkeler araç olarak kullanılmaya ve küçülmeye devam edecektir ama olan bizim masum vatandaşa olacaktır. O yüzden, lütfen çocuk katliamı yaptıkları bilinen israile destek veren markalardan alışveriş yapmayın. Yapanları da nazikçe uyarın, uyarıları dinlemezlerse hükümete boykot için baskı yapın. Birbirinizi dövmeyin. Çünkü bizi asıl yıkan şey birbirimizi yememiz. Dış güçler değil.

Arapları da Osmanlı'dan ayırmak için özgürlük vaadiyle kandırdılar. Sonra ya fransanın ya da ingilterenin yönetimine girdiler, çıktıklarında da darbeler, işgaller yüzünden düzgün bir hayatları olmadı. Destek verdikleri ingiltere diplerinde israili kurdu, başlarına bela açtılar.

Gayet düzgün hayatları Arap ülkelerinin çoğunun. Elin İngiliz'i sana babasının hayrına mı destek verecek. Kaldı ki bu adamlar Haçlı seferleri ile Kudüs'ü yıllarca almak isteyenlerin torunları bir de. Filistin çoktan gözden çıkarıldı da gariban Filistin halkını Arap kardeşleri almak istemedikleri için olan yine garibana oluyor. Bir de Arap ülkelerinin liderleri açıkça Kudüs'ü gözden çıkarttık diyemiyorlar tabi, bir de o var. Zaten olay Gazze de değil ne zaman ki İsrail, yeniden tapınak tepesini yani Mescidi Aksa ve Kubbestüs Sahra'yı yıkmak isteyecek o zaman ortalık karışacak.

Her desteğin bir bedeli olur ayrıca. İngilizler sonrasında bayrağı devralan Amerikalılar Araplara olan desteğin bedeli olarak, Lübnan'da hristiyan bir devleti, Filistin'de Yahudi, Suriye ve Irak'ta ise Kürt devleti kurulacak dediler. Araplara desteğin bedelleri bu. Ya bunları güzellikle kabul edersin ya biz zorla kabul ettiririz. Filistin ve Suriye'de zorla kabul ettirme sürecindeyiz.

İsrail'in gücünü abarttıkça abartıyorsunuz...Adamlar 70 senedir Filistinlilere boyun eğdiremedi...Şurada aylardır Gazze'de tüm savaş suçlarını işleyerek toplu soykırım yaptığı halde Gazze'yi düşürümedi..Nereye Türkiye'ye kadar geleceklerde , Türkiye'yi işgal edecekler?Bunlar gerçekleşmesi güç söylemlerdir.

Her devletin ve her milletin kendilerince büyük amaçları vardır.Mesela kendinizde değinmişsiniz.Yunanlıların megali ideaları;Ermenilerinde 'Büyük Ermenistan' gibi hayalleri var..Biz Türklerinde bir gün Osmanlı sınırlarını ulaşmayı ya da Turan'ı gerçekleştirmek gibi hayallerimiz vardır..Araplarda da 'Büyük Arap Devleti' şeklinde bir amaçları vardır...Sırf bu hayaller kuruluyor diye paranoyakça şekilde çevre ülkelere düşman olmanın bir anlamı yok.Mühim olan realitedir ve gerçek durumdur.

Ama şurası bir gerçek ki güçsüz olan bir devlet ve toplum tarih boyunca çevre ülkeler tarafından her daim yok edilmiştir.Bu nedenle Türkiye'nin de güçsüz olmak gibi bir seçeneği yok.Bundan 100 yıl önce yok edilme tehlikesini yakından yaşadık.Yunanlılar Ankara'ya kadar gelmişlerdi.Eğer büyük taarruz başarılı olmasaydı bugün tüm Batı Anadolu 'Yunanistan'a ait olacaktı.Mesela Balkanlar bundan 100 küsur sene önce Türklerin ikinci anavatanı konumundaydı.Hatta Halil İnalcık yanılmıyorsam 'Osmanlı bir Balkan imparatorluğudur' der...400-500 sene Türkler bu topraklarda yaşamışlardı.Ama Balkan savaşlarında alınan mağlubiyetler neticesinde 400-500 senelik Türk toprakları elimizden çıktı.20.yüzyılın ilk büyük soykırımı Balkanlarda Türklere karşı yapıldı.Yanılmıyorsam 1 milyona yakın Türk Balkanlarda katledildi ve Anadolu'ya göçe zorlandı.Eğer Milli Mücadele yaşanmasaydı bugün bu topraklarda muhtemelen Türkler bulunmayacaktı.Tıpkı bugün Balkanlarda olduğu gibi.

Türkiye'nin güvenliği kendisine komşu ülkelerin istikrarına bağlıdır.Bu nedenle 1923 yılında kurulan yeni Türkiye Cumhuriyeti 2002 yılına kadar komşu ülkelerle mümkün mertebe iyi geçinme ve bu ülkelerde istikrarı destekleme yönünde dış politika geliştirmişti.Ancak bu Türkiye'nin güvenliğini tehdit eden durumlarda sessiz kalınmasın neden olunmamıştır.Mesela Kıbrıs konusunda Yunanlılarla ters düşülmüş ancak Yunanlılara karşı mücadele ederken Londra ve Zürih anlaşmaları yaparak bu mücadelesini temellendirmiştir.Biz Kıbrıs'a tamamen diplomatik ve hukuki alanda haklılığımızı Dünya'ya kabul ettirdikten sonra çıkmışızdır.1996'da yaşanılan Kardak krizinde de yine Türkiye olarak Yunanistan ile doğrudan savaşa girmek yerine akıllıca hamleler yaparak Kardak kayalıklarına bir SAT komando birliğini çıkararak lehimize çözmüşüzdür.Suriye'nin PKK'ya olan desteğini ise ülke olarak Suriye'yi savaşla tehdit ederek 1997'de engellemişizdir.Hatta dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı Atilla Ateş Suriye sınırında doğrudan Suriye'yi vurmakla tehdit edince Suriye apar topar Apo'yu sınır dışı etmiş ve bugün Türkiye'nin Suriye'ye müdahalelerini hukuki temele oturtan 'Adana Mutabakatını' imzalamışızdır.

Ama bu durum 2002'den sonra değişti...2003 yılında Türkiye olarak ABD'nin Irak'ı işgal etmesine destek verdik.Böylece ABD'nin Irak'a oturmasını kendi ellerimizle sağladık.ABD,Irak'ta olduğu süre boyuncada PKK tekrar toparlandı.2004 yılında ise Kofi Annan Planını destekleyerek tamamen kendi ellerimizle G.Kıbrıs Rum kesiminin tüm Kıbrıs adasın temsilen AB'ye alınmasın neden olduk.Bugün D.Akdeniz meselesinde tüm AB karşımıza çıkıyorsa bunun nedeni 2004 Kofi Annan referandumudur.Kıbrıs konusunda kendi kendimize elimizi zayıflatmışızdır.2011 yılında da ilişkilerimizin çok iyi olduğu Suriye rejimini sırf ABD istiyor diye 'düşman' ilan etmişizdir.ABD'nin çıkarttığı iç savaş Türkiye'nin tüm Güney sınırlarını güvensiz hale getirmiş ve milyonlarca sığınmacının Türkiye'ye gelmesine yol açmıştır.Yine iç savaş nedeniyle Türkiye'nin burnunun dibinde cihatçı terör örgütleri ortaya çıkmış,PKK'nın Suriye kolu YPG güç kazanmıştır...Dahası Suriye'ye yani Güney sınırlarmıza Avrupalı güçler,ABD,Rusya ve İran gelip oturmuştur.

Yani Türkiye anlaşılması güç şekilde 2002'den sonra çevresinin yanmasına göz yummuş hatta destek vermiştir.

Tabii bu esnada Yunanlılarda Lozan anlaşması hükümlerini çiğneyerek silahsızlandırılan ve askersizleştirilen Ege adalarını silahlandırmış ve askerleştirmiştir.Bununla kalmamış Türk kara suları içerisinde bulunan ada,adacık ve kayalıklarıda işgal etmiştir.Türkiye ise bu konuda hiçbir şey yapmamıştır.

Kısacası bugün İsrail eğer Gazze'de toplu soykırım yapıyorsa kendisine düşman olan Suriye ve Irak'ın 2003 ve 2011'den itibaren saf dışı bırakılmasına borçludur.Eğer Irak'ta Saddam rejimi devrilmeseyi ve Suriye'de iç savaş çıkmasaydı İsrail bugün bu kadar rahat soykırım yapamazdı.Bu iki ülkede tarihsel olarak İsrail'e düşman olan ülkelerdi.Bu iki ülkenin saf dışı bırakılmasında kimler ABD'ye yardım etti?

Geçenlerde Yunan ordusu B.Trakya'da Türkiye sınırını geçme tatbikatı yaptı.ABD ordusuda B.Trakya'da ciddi olarak yerleşti.Ege adalarına da ABD üsleri kurulmaya başlandı.Kısacası birileri Türk kamuoyunun dikkatini İsrail üzerine çekerken başımıza örülecek çorap Batı tarafımızda örülüyor ama kimsenin umurunda değil...Keza Güneyimizde de ABD gözlerimizin içine baka baka YPG'ye tırlar dolusu silah gönderiyor ve subayları YPG'li teröristleri eğitiyor.Her geçen gün YPG,Suriye'de devletleşiyor...Ama biz sadece izliyoruz.

Eğer gerçekten Türkiye'nin güvenliği düşünülüyor ve Türkiye'yi işgal planları yapan İsrail'e cevap verilmek isteniyorsa;

1-Yunanistan'ın lozan anlaşmasına uyması sağlanır ve silahlandırılan/askerleştirilen adaların boşaltılmasını sağlanır

2-YPG'ye karşı vakit geçirmeksizin 2019'da yarım bırakılan askeri operasyonumuz tamamlanır.

3-Milyonlarca sığınmacı ülkeden gönderilir

4-Türkiye'nin üniter yapısını hedef alan siyasi oluşumlara ülke içinde izin verilmez

Bunun dışındaki tüm söylemlerin bir anlamı yok...

long night anlaşılması güç diyon sen neyini anlamıyon, hem refah istiyorsunuz,hem para,hemde onur böyle birşey icad olmadı,emperyal çanakçılığı yaparsan huzurun bozulmaz dünyanın kanunu bu istersen müslüman ol istersen hard ateist kurallar değişmez ayrıca Türkiyeye biçtikleri rol vur kafasına al lokmasını ezikle emir eri rolü ,sizin o marshallın sağ sol ours boylarıyla uzaya çıkıcaz az kaldı.

aslında akp 2016 dan sonra mini bir devrim yaptı ama oda anlayana, getirisi oldu götürüleride acıtıcı oldu tabi ,kara kaşınıza kara gözünüzemi ekonomi 2004-2013 arasında fena değildi sanıyorsunuz siz.

İnanç derken neye inanıyorlar. Cuma çıkışında camiye gidenlerden çıkışta 10 kişinin eline Kur'an-ı Kerim versen okuyan 2 kişiyi zor bulursun.