Mehmet Akif üstatdan başlayalım, Osmanlı'nın kötü gidişini ve müslümanların heryerde ezildiğini görmek şairi derinden etkilemiş öyle ki ' yok musun ey adli ilahi' diyecek kadar serzeniş ettirmiş. Şairler duygularını çok derin yaşarlar kimi zaman en çok inandıkları değerleri bile eleştirebilirler. Ben burada Akif'i eleştirecek bir konumda ya da yetenekte değilim kendisinin benden çok daha inançlı biri olduğu ortada bana sadece yaptığı işe saygı göstermek ve bu güzel şiir paylaşmak düşer, kendisini bu vesileyle saygı ile anıyorum, ruhun şad olsun üstat.
Yâ Râb, bu uğursuz gecenin yok mu sabâhı? Mahşerde mi bîçârelerin, yoksa felâhı!
Nûr istiyoruz... Sen bize yangın veriyorsun! 'Yandık! 'diyoruz... Boğmaya kan gönderiyorsun!
Esmezse eğer bir ezelî nefha, yakında Yâ Rab, o cehennemle bu tûfan arasında
Toprak kesilip, kum kesilip Âlem-i İslâm; Hep fışkıracak yerlerin altındaki esnâm!
Bîzâr edecek, korkuyorum, Cedd-i Hüseyn'i En sonra, salîb ormanı görmek Harameyn'i
Bin üç yüz otuz beş senedir, arz-ı Hicaz'ın Âteşli muhitindeki sûzişli niyâzın