hayat sonsuzdan geri sayma yarışı bana göre ne zaman biteceğimiz belli değil....
beklenmedik sıradan alışılmadık rutin
mutluluklara...
Mutsuzluk şişmanlatır Teknolojinin gelişmesi, yaşam şartlarının gün geçtikçe ağırlaşması ebeveynlerin daha fazla çalışmalarının yanında sağlıklarına da gerekli önemli göstermemeleri sonucunda hem görsel, hem de fizyolojik olarak sağlıklarını kaybetmelerine neden olmaktadır. Düzenli beslenmeyen ve doğru egzersiz yapmayan insanların hormonları düzenli salgılamayacağından kendilerinin de mutlu olmasının mümkün olmadığı gibi çevresindeki insanlarda yeterli ilgiyi gösteremeyeceklerdir. Bu insanların vücutlarındaki yağ oranı arttıkça şişmanlık psikolojisinin ürünü olan kendine güvensizlik, beğenilmeme, çevresine mutlu gözüken fakat kendi içinde sorunları artarak devam eden, ağrı, stres gibi uyaranlara daha fazla uyarılma örneği gösteren kişilerden biri olacaklardır. Ebeveynler her yönüyle çocuklarına örnek olmalıdır. Hem kendi sağlıklarını hem de çocuklarının sağlıklarını düşünerek doğru beslenme yanında bedensel egzersiz programlarını ihmal etmemelidirler.
Sevgisizlik
İnsanlarda meydana gelen fazla yağ, yani şişmanlık genetik, çevresel ve psikolojik faktörlerin dışında aile bireylerinin yanlış tutumlarından da kaynaklanmaktadır. Şişmanlık eğilimi bulunan insanların aileleri incelendiğinde aile bireylerin birinin veya ikisinin birden sevgiden veya içtenlikten mahrum olarak büyüdükleri, sevginin karşılığı olarak da yiyeceğe yöneldikleri görülmüştür.
Çocuğa dikkat
Bu tür ailelerde annelerin genellikle yetişme çağlarında sosyal veya ekonomik zorluk çekmiş kişiler olduğu gözlenmiştir. Bu tür aile bireyleri, dengesiz beslenmiş çocuklarıyla özdeşleşerek, kendilerinin gelişme çağındaki ekonomik veya psikolojik eksikliği telafi yoluna gitmektedirler. Tabii çocuğun gelişme çağında, aile bireylerinin çalışmasından dolayı çocuklarla ilgilenen aile büyüklerinin sevgi ve ilgiyi yemek yedirme gibi görmeleri, çocuğun şişmanlama eğilimini artırmaktadır.
Çocukluk döneminde uygulanacak beslenme programının yetersiz olması da çocuğun gelişimini kötü yönde etkiler. Bu yüzden bilinçli bir beslenme programı uygulanmalıdır. Beslenme programı uygulamaları sırasında ölçü annenin tabağa koyduğu yiyecek olmamalı çocuğun günlük aktivitelerine, yaşına, cinsiyetine göre yemek miktarı ayarlanmalıdır. Küçük yaşlardan itibaren kazanılacak egzersiz alışkanlıkları çocuğun hayatı boyunca doğru beslenmesiyle birlikte daha faal ve kendini daha iyi kontrol eden sağlıklı bir insan olmasını sağlayacaktır.
Fast food
Fast food ürünleri, besleyici değeri daha fazla olan ev yemeklerinden daha ilgi çekici olmaktadır. Çocukların bu tür yiyeceklere karşı ilgileri artarken temel besin maddelerine olan ilgileri azalmaktadır. Böylece sağlıksız bir beslenmeye doğru gidilmektedir. Temel gıda maddelerinin kullanımı bir disiplin içinde çocuklara verildikten sonra tabii ki belirli aralıklarla fast food ürünlerine, çikolatalara doğru ve yeterli beslenme programının içinde yer verilebilir.
Sağlıklı bir vücuda sahip olmanın ve dengeli beslenmenin şartlarından biri de yeterli su alınmasıdır. Çocukluk çağında başlayan ve ileriki yaşlarda da devam eden sıvı ihtiyacını meşrubattan sağlama isteği metabolizma için doğru bir davranış değildir. Çocuklara su içme alışkanlıkları kazandırılmalı, haftada belirlenecek sayıda gazlı veya gazsız meşrubatlara izin verilmelidir. Çocukların meşrubatsız yemek yememeleri çocuğun anlayacağı düzeyde telkinlerle sağlanmalıdır. Amacımız sağlıklı, eğitimli bir nesil yetiştirmekse aile bireylerinin çocuklarına örnek olmaları gerektiği unutulmamalıdır.
açılmış sarmaşık gülleri kokularıyla baygın en görkemli saatinde yıldız alacasının gizli bir yılan gibi yuvalanmış içimde keder uzak bir telefonda ağlayan yağmurlu genç kadın
rüzgâr uzak karanlıklara sürmüş yıldızları mor kıvılcımlar geçiyor dağınık yalnızlığımdan onu çok arıyorum onu çok arıyorum heryerinde vücudumun ağır yanık sızıları bir yerlere yıldırım düşüyorum ayrılığımızı hissettiğim an demirler eriyor hırsımdan
ay ışığına batmış karabiber ağaçları gümüş tozu gecenin ırmağında yüzüyor zambaklar yaseminler unutulmuş tedirgin gülümser çünkü ayrılmanın da vahşi bir tadı var çünkü ayrılık da sevdâya dahil çünkü ayrılanlar hâlâ sevgili hiç bir anı tek başına yaşayamazlar her an ötekisiyle birlikte herşey onunla ilgili
telaşlı karanlıkta yumuşak yarasalar gittikçe genişleyen yakılmış ot kokusu yıldızlar inanılmayacak bir irilikte yansımalar tutmuş bütün sâhili çünkü ayrılmanın da vahşi bir tadı var öyle vahşi bir tad ki dayanılır gibi değil çünkü ayrılık da sevdâya dahil çünkü ayrılanlar hâlâ sevgili
yalnızlık hızla alçalan bulutlar karanlık bir ağırlık hava ağır toprak ağır yaprak ağır su tozları yağıyor üstümüze özgürlüğümüz yoksa yalnızlığımız mıdır eflatuna çalar puslu lacivert bir sis kuşattı ormanı karanlık çöktü denize yalnızlık çakmak taşı gibi sert elmas gibi keskin ne yanına dönsen bir yerin kesilir fena kan kaybedersin kapını bir çalan olmadı mı hele elini bir tutan bilekleri bembeyaz kuğu boynu parmakları uzun ve ince sımsıcak bakışları suç ortağı kaçamak gülüşleri gizlice yalnızların en büyük sorunu tek başına özgürlük ne işe yarayacak bir türlü çözemedikleri bu ölü bir gezegenin soğuk tenhalığına benzemesin diye özgürlük mutlaka paylaşılacak suç ortağı bir sevgiliyle
sanmıştık ki ikimiz yeryüzünde ancak birbirimiz için varız ikimiz sanmıştık ki tek kişilik bir yalnızlığa bile rahatça sığarız hiç yanılmamışız her an düşüp düşüp kristal bir bardak gibi tuz parça kırılsak da hâlâ içimizde o yanardağ ağzı hâlâ kıpkızıl gülümseyen -sanki ateşten bir tebessüm- zehir zemberek aşkımız
Attila İlhan
teşekkürler "s3rs3ri_dogukan"
anlaşılması en kolay ama anlatması en zor bir hikaye bu.
Bazen bir yalana inanmak gerçeğine inanmaktan daha iyidir bu aşkta. Bazen bir yalan, gerçeğinden daha az acı veriyor. Yalan bir gerçeklikle yaşamak, gerçek bir yalanla yüzleşmekten daha çekici kılıyor yaşanılanı. Her yalan, kaçınılmaz sonu hazırlıyor ve her yalan o sonu erteliyor. İki tarafında gerçekler yerine yalanlarına inanmayı tercih ettiği, her ertelemede sonsuzluğa ulaştığını sandığı bir öykü bu.
Ama artık olmuyor. Yalanlar gerçekleri saklayamıyor. Hikayenin sonu yalanlarla ertelenemiyor ve sonu gördükçe yeniden başlamak da çare etmiyor. Resim hızla flulaşıyor. Her yalan bir kurşun daha atıyor içime. Her söz biraz daha yaralıyor. Her gün bir yaş*** hücresi daha ölüyor. Gerçekleri unutup yalana inanmak da çare olmuyor parçalanan bedenime. Derinleşen yaralar kalbimi ve beynimi her saniye biraz daha teslim alıyor. Beyin ölümünden önce kalp ölümü gerçekleşiyor.Ve geri kalan organlar hiçbir işe ***ıyor.
İster yalanına ister gerçeğine inan; 'içimde ölen biri var'. Ve -yazmaya elim varmıyor !
quote:
Mutsuzluk şişmanlatır
Zaten mutsuz insanın canı sıkılır hiçbirşey yapmak istemez.Birşeye çok üzüldüğüm günlerde 3 4 gün hiçbirşey yemeden bir odada boş boş oturup ağlıyordum.Nasıl bu insan yemeklerden zevk alsınki.Şimdi bu huyum düzeldi yemeklerle aramda düzeldi
benide ekle. valla öyle berbat durumdayımki.
ne demek sepulturgay elimizden geleni yapiyoruz
TEK SENDE KALAYIM aşksız yaşamaktan bulanık yüreğim ah eder kirlenmiş mi herkes dilsiz gezer kim kimi dinler mızrapta inleyen teller benim sevdamı söyler uzat gülüşünü gönül pınarım sana aksın
hovardaca harcadım hayatı artık huysuzum Kerbelada unutuldum bir sevgiye susuzum gölgeli telaş sardı her yanımı uykusuzum uzat dizini başımı dayayıp dinleneyim
çatlayan bir serap oldu hayatımda ne oldu adrese varmayan pulsuz postaya döndü soldu içimde kendimi dolaşırım yollar yoruldu uzat ellerini tutsana beni çok bitkinimgünler askıda kuruyan yaprak yaşıyorum kırılmış narin çiçeğim mutsuzluk saçıyorum başkaldırdım anılara kendimden kaçıyorum uzat bakışını yoktan gelip tüme varayım tek sende kalayım
DIKKATINIZI CEKERIM !!!
Chicago (AA)- Kanada'da yapılan bir araştırmada, mutluluğun yaratıcılığı arttırdığı ancak konsantrasyonu azalttığı, mutsuzluğun ise daha dikkatli ve zor görevlerde daha başarılı olmayı sağladığı ortaya çıktı.
quote:
Orjinalden alıntı: emreee85
benide ekle. valla öyle berbat durumdayımki.
anlat dostum neyin var??
belki bizler derdine bir çare bulabiliriz...
boğazınında düğümlenmek için yeterince yer olmayabilir her zaman...
quote:
Orjinalden alıntı: sepulturgay
quote:
Orjinalden alıntı: emreee85
benide ekle. valla öyle berbat durumdayımki.
anlat dostum neyin var??
belki bizler derdine bir çare bulabiliriz...
boğazınında düğümlenmek için yeterince yer olmayabilir her zaman...
quote:
Orjinalden alıntı: emreee85
unutmuştum ya da alışmıştım. 3 yıldır konuşmuyor görüşmüyorduk. ama son 5 aydır yine konuşuyoruz. ve dün nişanı vardı berbat bi duygu yaşıyorum
işte böyle
zaten normalde bile mutlu olamıyorum. birisi kötü bişe söylerse o günüm berbat oluyo kendime gelemiyorum, gidip uyuyorum. şimdi bide onu düşünüyorum
sepulturgay daha cok paylasim yapiyim mi bu kadar yeter mi ? guzel seyler var elimde
Zaman herşeyin çaresi olmuyor malesef
quote:
Orjinalden alıntı: s3rs3ri_dogukan
sepulturgay daha cok paylasim yapiyim mi bu kadar yeter mi ? guzel seyler var elimde
dostum istediğin kadar paylaşım yapabilirsin
yalnız önceliği kendi yazılarına, şiirlerine, düşüncelerine verirsen sanırım kalite daha da artar
saygılarımla...
quote:
Orjinalden alıntı: s3rs3ri_dogukan Chicago (AA)- Kanada'da yapılan bir araştırmada, mutluluğun yaratıcılığı arttırdığı ancak konsantrasyonu azalttığı, mutsuzluğun ise daha dikkatli ve zor görevlerde daha başarılı olmayı sağladığı ortaya çıktı.
Bu yönünü hiç bilmiyordum.Saolun
quote:
sepulturgay dostum istediğin kadar paylaşım yapabilirsin
yalnız önceliği kendi yazılarına, şiirlerine, düşüncelerine verirsen sanırım kalite daha da artar saygılarımla...