Şimdi Ara

Kölelik ve Cariyelik (7. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
213
Cevap
0
Favori
5.065
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
10 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 56789
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • mhmt042 M kullanıcısına yanıt
    Kaldırmak için canını kanını verenler var diyorum.
    Ben bu kafayı anlamıyorum. Çocuk tacizi olmasın diyorum
    “Ama vatikan’da var” diye yanıt geliyor.

    Yahu olmasın. Orada da olmasın.

    Kölelik diyoruz
    Ama Roma’da da var Amarigada birileri hala insan alıp satıyor
    Yahu olmasın. İnsanlar parayla alınıp satılamasın
    Bebekler köle doğmasın
    Orada da olmasın burada da olmasın asr ı saadette de olmasın
    Sürekli benim vicdanım diyerek kişiselleştiriyorum alınmayın gücenmeyin diye.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi cemsinan -- 24 Kasım 2018; 23:38:43 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Dark matter

    Ohh sayıda yok.Çat çattttt en çıtırları al cariye olarak

    Şakasına yazarken bile midem bulandı resmen.

    Alıntıları Göster
    Müslümansan bulanmaz Allah layık görmüş hocam yalan söylemez.sınır yok kardeşim,baksana şu dinin güzelliğine

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • cemsinan kullanıcısına yanıt
    olmasın demekle olmuyor işte ben de isterim ama olmuyor işte
    imkansızı istemek ahmaklıktır olmuyor işte
    madem olmuyor olmayacak o zaman yapılabilecek en iyi şeyi yapalım
    sadece istemekle kalmasın şartları sağlayalım ki olmasın ışığı görünsün
  • WILDBOYS kullanıcısına yanıt
    zaten kamaşan gözü vardı
    gelen sumsakla aklı da uçtu garibin
  • mhmt042 M kullanıcısına yanıt
    Çocuk tecavüzü de engellenemiyor
    Hırsızlık da
    Ama bunlar net yasakken ve cezalandırılırken köle alıp satan cezalandırılmıyor. Köle ve cariyesinin bebeğine “malım” diyen adam cezalandırılmıyor. Üstüne de şerri hükümler kuruluyor.



    Budur



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi cemsinan -- 24 Kasım 2018; 23:49:14 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Kim neden romayı yada başka bir yeri örnek veriyor ki anlamıyorum



    Kitabımız kitabı mukaddes dediğim, Allahın onda hiçbirşeyi noksan bırakmadık dediği bizim tüm hayatı ve alemi kaplıyor dediğimiz kitabımızda kölelik yada cariyelik yasaklanmış mı?

    Teşvik mi edilmiş?

    Serbest bırakılıp hiç konuya değinilmemişmi?



    Kıyamete kadar gecerkı olacak ve herseyı kapsayan kıtabımızda bu hususların durumunu sordum kalkıp bana Roma'da da vardı diye cevap verenler olmuş.



    Zaten nerde olursa olsun carıyelık ve köleliğin kötü ve yanlış bişey olduğunda hem fikiriz.



    Sorun şu ki kitabımızda ve dinimizde carıyelık ve kölelik neden yasaklanıp lanetlenmemiş



    Aklıma gelenleri yazacağım



    Miras hukukundan bahsediliyor

    Kimler ile evlenilebilecegınden

    Karı koca ilişkilerinden

    Vb birçok konuya defalarca değin işmiş



    Kölelik kötüdür insan insana köle olurmu diye basit bir ibare varmı



    Kadın hakkından bir yandan bahsedip bazı yerlerde ise dövmekten bahsedılırken carıyelıgın kötü bişey olduğundan bahsedılmışmı?



    Ya şaka gibi adam ateist diyorki namaz hakkında adam gibi detay yok, ama peygamberin evine gidiş geliş zamanları detaylıca anlatılmış.



    Ben bir müslüman olarak soruyorum, benım içimi rahat ettırecek yıne bılgılı müslüman arkadaşlar. Ama bana kalkıp takva bilmem ne gibi bol kelımeler yazıp yıne böyle inanacaksın sorgulama demeye gelıyor.



    Ya arkadaş bak bir sıkıntı var dedikçe ben, yok sıkıntı boşver kayışı yakarsın. İnanç sorgusuz inanmayı gerektırır deyıp kestirip atıyorsunuz.



    Ben asla art niyet ile bişeyler yapmaya çalışmıyorum ama mantıklı gelmiyor cevaplar.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • cemsinan kullanıcısına yanıt
    dört halife devrinde kaç hırsızlık olmuş yazsana bana

    kaldı ki toplumun geneline göre bunlar suçtur. kölelik toplumların geneline göre suç mu

    sadece kendi fikrinize göre değil tüm dünyanın fikrine bakacaksınız
  • mhmt042 M kullanıcısına yanıt
    O istatistikler yok fakat vakalar var. Muhakkak azdır. Cezası ağır.

    İnsan ticaretine de ağır ceza gelse o da çok az olurdu.

    Bir çok Arap da yüzyıllarca köleliği kaldırmaya çalışanlara direnmezdi.

    Ben dünyaya değil vicdanımın ve onurumun beni götürdüğü yere bakıyorum

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Kuran sadece 600 lü yıllara inmediği gibi günümüzün kitabı da değildir her devrin insanı kendi kültürüne göre onu anlamıştır anlayacaktır.Tabiki onu anlarken bilimden de yararlanacağız .Kölelik sosyoloji ve tarihle ilgili bir kavramdır dolayısıyla Kuranın indiği yıllarda toplum islam ve kölelik arasında nasıl bir bağ kurmuş ona bakalım
    ''o dönemdeki Mekkeli müşriklerin İslam'a karşı çıkmalarının bir sebebi de Hz. Muhammed'in kölelerle hürleri eşit görmesiydi. Mekkeliler Hz. Muhammed'e karşı koyarken bir söylemleri vardı.... Neydi o söylem? Diyorlardı ki "eğer Muhammed'in dinine tabi olursanız tüm köleleri kaybedeceksiniz. Şu halde yarın kim sizin işinizi yapacak?"
    İslam köleliğe uygun olsa ya da teşvik etse mekkeli zenginler neden bu propagandayı yapsın
    .... ve o zmanki köleler kendilerini köle kullanmaya devam edecek bir dine neden inansınlar! Kaldı ki Bilali habeşi daha hicretten önce özgürlüğüne kavuşturulmuştur.
    Kur'an Allah'tan başkasına kulluk edilmesini hud 2'de ve İsra 23 gibi ayetlerde yasaklar. Ama bugün bildiğimiz anlamıyla köle insanların kulu olarak bilinir
    Şu halde İslam köleliği kabul etmez. Çünkü kölelik sistemi efendilerin kendilerini o insanlar üzerinde Tanrısal tasarrufa sahip kıldıkları bir sistemdir. ''Zira senin Rabbin, başkasına değil yalnızca kendisine kulluk etmenizi emreder.
    Allahtan başkasına kulluk yasaksa sahiplik sistemi olan kölelik İslam'a göre şirk sistemidir. Müslümanların çoğunun bu sistemi İslam'ın desteklediğini söyler. Bu son derece üzücüdür. Çünkü kendi dinlerinden bi haberdir.
    ....
    Kur'an indiğinde köleliğin kaynakları nelerdi?
    -Faiz borcu gibi borçlarını ödeyemeyenler köleleştirilebiliyordu.
    -Haramilik/Eşkiyalık ile baskınlar yapıp hürleri köleleştirmek
    -Savaşlar
    -(0gerçek kaynak olmayan)Kölelerin miras ya da satın alma yoluyla ele geçmeleri
    Kuran bu kaynakları kurutarak köleliği bitirmek istemiştir.... ya da insanlar bu olgunluğa eriştiklerinde kölelik olmaz .
    Kölelerin miras ya da satın alma yoluyla ele geçmeleri mevzusu köleliğin kaynağı değildir. Mevcut yani var olan köleler konusudur. Yani bir köle satın alınıyorsa ya da miras yoluyla sahip değiştirdiyse bu zaten köledir. Bu yeni köle olmamıştır. Yukarıda saydığım üç maddede Allah hür birini köleleştirmeyi yasakladı. Kur'an bu maddeden itibaren var olan mevcut kölelere ne yapılacak onun çözümünü planlamaya ve bunun ile ilgili çözümler üretmeye başlıyor
    -----------
    Şimdi Allah'ın var olan mevcut köleler hakkındaki çözüm planlarını görelim.

    1. Allah köle stokunu eritmek için yapılan birçok günah için köle azad edilmesini emreder. Bu günahlarda köle azad edilmesi başka günahlarda azad edilmeyeceği anlamını taşımasın. Burada Allah bir üslup bir tarz öğretiyor.

    a. Bozulan yeminler sebebiyle köle azad edilmelidir.

    Allah, düşüncesizce ağzınızdan kaçırdığınız yeminler hususunda sizi sorumlu tutmaz. Fakat bilinçli olarak yaptığınız yeminlerden sorumlu tutacaktır. Bu tür yeminleri bozmanın karşılığı, kendi ailenize yedirdiğinizin ortalamasıyla on yoksulu doyurmak ya da giydirmek veya bir insanı özgürlüğe kavuşturmaktır; bunu bulamayan kimse ise üç gün oruç tutar. Bozduğunuz yeminlerin kefareti budur: Öyleyse yeminlerinize sadık kalın! (HAYAT KİTABI KUR'AN MEALİ – MAİDE 89)

    b. Hata sonucu adam öldürmenin bedeli köle azad etmek ve diyet vermektir.

    Ve bir mü'min başka bir mü'min'i asla öldüremez; hataen olursa o başka. Bir mü'min'i hata ile öldüren kişi ise, mü'min bir köleyi özgürlüğe kavuşturur ve maktülün yakınlarına diyet öder; eğer onlar diyeti bağışlarlarsa, o başka. (HAYAT KİTABI KUR'AN MEALİ – NİSA 92)

    Ayete bakar mısınız! Hata ile öldürme sonucu başkasını diriltme koşulu getiriliyor. Kölelikten azade olmak dirilmektir. Yukarıdaki ayette öldürülen kişinin ailesi diyeti istememe hakkını bile elde ederken aynı hak köle azad etmeyebilir şeklinde verilmiyor. Müslüman için bu ayet her şeyi açıklamıyor mu?

    c. Araplarda zıhar diye bir gelenek vardır. Bu kötü mantık bugün bile insanların zihinlerinde vardır. Bunun kefareti köle azad etmektir.

    Ne ki "Sen bana annem kadar haramsın" diyerek eşlerinden ayrılanlar, ardından da söylediklerinden geri dönen kimseler var ya: işte onların (kefareti) eşler birbirine yaklaşmadan önce bir köleyi özgür kılmaktır. Size yönelik ilahi uyarı budur. Ve Allah bütün yaptıklarınızdan ayrıntısıyla haberdardır. (HAYAT KİTABI KUR'AN MEALİ – MÜCADİLE 3)

    2. Allah köle stokunu eritmek için uyguladığı ikinci çözüm yolu zekâttan köle azadı için pay ayrılmasıdır. Ayete bakalım:

    Zekâtlar yalnızca yoksullara ve düşkünlere, bu işi yapan görevlilere ve kalpleri kazanılacak kimselere; özgürlükleri elinden alınanlar ve borç yükü altında ezilenler için, Allah yolunda gösterilen her türlü faaliyet ve yolda kalmışlar için verilir: bu Allah'ın koyduğu bir kuraldır. Ve Allah her şeyi bilir, her hükmünde tam isabet sahibidir. (HAYAT KİTABI KUR'AN MEALİ – TEVBE 60)

    Bazıları kalkıp "burada köle azadı için zekât verin demiyor sadece zekat verin diyor" deyip bir itirazda bulunabilir. Ben de ona şunu soruyorum: Zekâtı köle ne yapacak? Sahibi onun yiyecek ve giyecek ihtiyacını gideriyor. Kendisine spor araba alsın diye mi zekât veririz? Sahibi ona verilen zekâta el koymaz mı? Biraz mantıklı düşünmek lazım. Allah'ın burada kastı köle özgürlüğüne kavuşsun diye zekât verin de sahibine verip kurtulsun. Aynı isteği Allah Bakara 177'de de yapar. Kölelerin kendi özgürlüklerine kavuşmaları için maldan infak etmemizi ister. Peki Köleyi emrinde bulunduran Müslüman, bir kölenin verdiği parayı kabul etmeyip köleyi özgürlüğüne kavuşturmayı reddetme hakkı var mıdır? Tabii ki yoktur. Bununla da ilgili de (sözde) Müslümanlar cingözlük yapmasın diye tedbir amaçlı ayet inmiştir. O ayeti 3 numaralı madde de vereyim.

    3. Kölelikten ayrılmak isteyen bir insanı sahibi engelleyemez. Onunla sözleşme yapıp onu bırakmak zorundadır. İşte can alıcı ayet budur: Nur 33

    Ama evlenmeye bir türlü imkân bulamayanlar, Allah lütfundan kendilerine (bir fırsat) tanıyıncaya dek iffetlerini korusunlar! Öteden beri mülkiyetinizde bulunan esirlerden (kölelerden) azatlık sözleşmesi yapmak isteyenlere gelince: eğer onlarda bir liyakat görüyorsanız, onlarla sözleşme yapınız; üstelik onlara Allah'ın size (emanet) olarak verdiği maldan bir miktar da veriniz (HAYAT KİTABI KUR'AN MEALİ - NUR 33)

    Bu ayete göre özgürlüğünü isteyen köleye özgürlüğü verildiği gibi iş buluncaya kadar geçimini temin edecek bir miktar para da verilmesinin gerekliliği vurgulanır. Allah hür bir insanı köleleştirmeye karşı çıktı ama niçin mevcut olan kölelere artık hürsünüz demedi, mevcut köleliği niçin içki ve kumar gibi kesin bir dile yasaklamadı sorusu bu ayette gizli
    -------------
    İslam'da mevcut olan köle stoku eritilirken. Kölelik eski vasıflarını da kaybetti. Köle kul olmaktan bedavaya çalışan işçiye dönüştü. Sahibi köleyle ilgili Tanrısal tasarruflara sahip değildi artık. Efendi eşittir Tanrı modeli kaldırıldı. Kölenin istediği insanla evlenme özgürlüğü geldi. Sahibi kölenin yaşam hakkını artık elinde bulundurmuyordu.

    Sahibi kölesiyle evlenmediği takdirde onun cinselliğinden artık yararlanamadı. Yukarıdaki mesajlarda müslümanım diyenlerin bile Bu konuyu yanlış bildilerini gördüm

    Bunları bir yanlış anlamayı düzeltmek için yazma gereği duydum. Kur'an'a inanan bir Müslüman kendini kölenin Tanrısı olarak göremezdi. Çünkü bu şirk olurdu. Yani kölelik sistemi her açıdan Kur'an'ın tüm ayetlerine aykırı. En azından peygamber yaşıyorken Müslümanlar'ın kölelerine kendileriyle eşit haklara (bırakıp gitmesi hariç) sahip biri olarak baktığına eminim. Hz. Muhammed daha peygamber bile değilken kölesi Zeyd b. Haris'i oğlu gibi yetiştirdi. Ancak Peygamberin vefatından sonrası için aynı düşünceye sahip değilim.
    ---------
    Kur'an niçin köleliği kesin bir dille yasaklamadı?

    Sebebi sosyolojik. Borca dayalı köleleştirmeyi Bakara 280 ile yasakladı.
    Haramilik/Eşkiyalık ile baskınlar yapıp hürleri köleleştirmek zaten Kur'an'ın tüm ayetlerine aykırı.
    Savaş sonucu köleleştirmeyi ise Muhammed 4'te ve Enfal 67'de yasakladı.
    Yani bir Müslüman asla bir insanı köleleştiremez. Hür insan Kur'an'a göre köle yapılamaz. Kur'an bunları yasaklar.

    Ancak mevcut durumda bulunan köleliği de kaldırmamıştır. Tüm tartışmaların sebebi de budur. Köleleri bir havuz gibi düşünün. Kur'an bu havuza kaynak olan vanaları kapattı. Ardından havuzun giderlerini hafifçe açıp süreç içinde köle havuzunun bitmesini bekledi. Kur'an'ın çözüm sistemi buydu. Tabii peygamber sonrası Müslümanlar köleliği devam ettirdiler.
    Birden kaldırsaydı toplumsal bir deprem olurdu.
    Niçin içki gibi kesin bir dille mevcut kölelerin özgürleşmesine dair bir hüküm vermedi? Bu sosyolojik bir problem ve insan içki gibi bir nesne değildir. Kölelik sistemi binlerce yılda oluşturulmuş ve homo sapiens'in en büyük günahlarından. Şu halde onu yok etmek de birkaç yılda olamazdı. Şöyle düşünün demokrasi, homo sapiens'in tecrübe ve birikimiyle yüz binlerce yılda oluşan bir sistem. Ben desem ki herkesin krallık sistemini meşru gördüğü 3 bin yıl önce biri kalkıp demokrasiyi ilan etseydi ne olurdu? Tabii ki saçma olurdu. Toplumun alışkanlıkları sosyolojik kabullenmeleri var. Toplum bu yeniliğe karşı direnecekti. Toplumun buna hazırlanması, dönüşmesi, kabullenmesi adım adım olur. Toplumsal gelişimlerin aniden olmadığını en iyi bilen toplum bilimciler ve siyasetçilerdir. Türkiye 1923'te Cumhuriyet'e geçişte ne kadar zorlandıysa 2017'de Başkanlık Sistemine geçişte o kadar zorlandı. Toplum alışkanlıklarını bırakamıyor.
    Kur'an'ın köleler hakkında aceleci davranmayıp yeni kölelerin oluşmasına mani olması ve var olan kölelerin ise sistematik bir şekilde özgürleştirilmesi metodu Kur'an'ın bir insan ürünü olmadığının en büyük kanıtı. Kur'an'ı Hz. Muhammed yazsaydı dininin yayılması adına tüm kölelere özgürlük vaad ederdi tıpkı Amerika'da savaşı kazanmak adına tüm kölelere özgürlük vaad eden George Washington gibi. George Washington köleliğin bir anda bitirme mantığının yaratacağı toplumsal hasarı hesaplayamadı.
    Bazılarınız niye o zaman köleler bitmedi? Allah'ın sistemi işe yaramıyor mu? diyebilir. Bu haklı bir tenkit de olur. Buna da cevap verdim aslında. Peygamberin vefatından sonra Kur'an'ın sistemi terk edildi. Kimse köleliğin menfaatlerinden vazgeçmedi.

    İslam'ı bu noktada eleştiren insanların anlamadığı bir nokta var: Kur'an'da köleler ile ilgili hükümler var ancak köleleştirme Kur'an'ın yasakladığı bir olaydır. Bu iki kavram karıştırılıyor. Kölelerin tüm dünyanın üçte birinden fazla olduğu bir dönemde inen Kur'an, onlar hakkında hüküm vermese miydi? Bu çok saçma olurdu. Kendi çağına hitap etmeyen bir Kur'an olabilir miydi? Kur'an'a dün inmiş muamelesi yapılmamalı. Kur'an her çağa bir sunumu olduğuna inandığım bir hitaptır. O dönemde mevcut köleler için de düzenlemelerin Kur'an'da olması gayet normaldi. Bu düzenlemelere bakıp Kur'an köleliği desteklemiş demek akılsızca bir iddia olur. Kur'an eşcinseller hakkında da hükümler getirmiştir. O halde Kur'an eşcinselliği de destekliyor diyebilir miyiz?



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi ilonsahiden -- 25 Kasım 2018; 12:37:8 >




  • Cariyelik konusu
    Bu konuda en önemli dayanakları ev ma melekte eymanüküm ifadesidir
    Tür mealciler de Arap kültürünün etkisinde kaldıkalrındna genelde hep aynı anlamışlar cariye şeklinde çevirmişler
    ama Amerikalı bir alim ki arapçayı çok iyi bilen birisi Muhammed Esed bu tamlamaya farklı bir anlam veriyor ...ki kelime anlamına dauygun ve bu durumda cariyeliğin dayanağı ortadan kalkıyor
    ----------
    Nisa 3. ayette geçiyor bu ifade
    4 - Lafzen, "sağ ellerinizin sahip oldukları" -Yani, Allah yolunda girişilen bir savaşta esir alınanlar (bu konuda bkz. sure 2, not 167 ve 168, sure 8, not 72). Açıktır ki "ikisi, üçü veya dördü (ile); ama ... korkarsanız" ibaresi, hem cümlenin ilk bölümünde değinilen hür kadınlar, hem de esirler -çünkü bu her iki isim de "evlenin" emir-fiili ile bağlantılı olarak kullanılmaktadır- ile ilgili bir yan cümleciktir. Böylece cümlenin tümü şu anlama gelir: "Size helal olan [diğer] kadınlar arasından veya meşru şekilde sahibi olduklarınız [arasın]dan biri ile evlenin; [hatta] ikisi, üçü ya da dördü [ile]. Ama onlara adil bir tarafsızlıkla muamele edemeyeceğinizden korkarsanız, [sadece] bir tane [ile]". Bununla, kadınların hür mü yoksa menşe itibariyle esir mi olduğuna bakılmaksızın evlenilecek kadın sayısının dördü geçmemesi îma edilmektedir. Muhammed Abduh, yukarıdaki ayeti işte bu şekilde anlamıştır (bkz. Menâr IV, 350). Bu görüş, ayrıca hem bu surenin 25. ayeti, hem de kadın esirler ile evlilikten bahseden 24:32. ayet ile desteklenmiştir. Yaygın görüşün ve geçen yüzyıllardaki pek çok Müslümanın uygulamasının aksine, ne Kur'an ne de Hz. Peygamber'in örnek hayatı, evliliğe dayanmayan cinsel ilişkiye hiçbir şekilde izin vermemektedir. Birden fazla (azamî dörde kadar) evliliğe izin verilmesine gelince, bu, "Onlara adil bir tarafsızlıkla muamele edemeyeceğinizden korkarsanız, o zaman [sadece] bir tane ile [evlenin]" hükmü ile öylesine sınırlandırılmıştır ki böylesi çok evlilikten yalnızca çok istisnaî durumlarda ve istisnaî şartlar altında söz edilebilir (bkz. 24:32'nin ilk cümleciği ve ilgili 42. not). Aynı iznin neden kadınlara verilmediği de sorulabilir. Ama cevabı basittir: Kadın-erkek ilişkilerini etkileyen ruhsal sevgi faktörüne rağmen cinsel isteği belirleyici biyolojik faktör, her iki cinste de üremedir; ve kadın bir defada sadece bir erkekten hamile kalıp diğerine hamile kalmadan önce dokuz ay beklemek zorunda olduğu halde bir erkek her kadınla birlikteliğinden çocuk babası olabilir. Böylece eğer kadına fıtraten çok-evlilik içgüdüsü verilmiş olsaydı sadece israfta bulunulmuş olurdu; ama erkeğin çok-evlilik eğilimi, biyolojik bir temele sahip bulunmaktadır. Açıktır ki biyolojik faktör, evlilikteki sevginin unsurlarından yalnızca bir tanesidir ve elbette her zaman en önemlisi değildir; ama yine de temel bir faktördür ve bu nedenle de evlilik kurumunun belirleyicisidir. İnsan tabiatını daima hesaba katan bir geniş-görüşlülükle İslam Şeriatı, erkeğin birden fazla kadın sahibi olmasına izin verip kadının bir defada birden fazla erkek ile evlenmesine müsaade etmeyerek sadece evliliğin sosyo-biyolojik işlevini (neslin korunması da dahil) korumayı amaçlar; oysa ölçülemez olan ve bu nedenle hukukun kapsamı dışında kalan evliliğin ruhsal yönü, tarafların tercihine bırakılmıştır. İslam'da evlilik tamamen serbest bir sözleşmeye dayandığından, boşanma başvurusu, her iki tarafa da daima açıktır. (Evliliğin kadın tarafından sona erdirilmesi konusunda bkz. sure 2, not 218.)




  • Yahu adamın cariyesi var, kölesi var. Köleleri evlendirip bebeklerini mal hükmünde tutuyor. Sonra her devre ayrı hitabı var diyorsunuz. Bu resmen hiç bitmeyen bir kötülüğe neden oluyor.

    Ve daha da can alıcı olan kısım. Parayla insan alıp satan bir kişinin asr ı saadette cezalandırıldığı hiç görülmemiş. Sonraki nesiller de bunu örnek alıyor.



    Washington da Lincoln de hata yapmadı. Bunlar yüzyıllar sonra bile büyük saygıyla anılacaklar. Sümer krallarını da saygıyla anıyorum. Kölelik mevzuuna özel tabi.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: cemsinan

    Yahu adamın cariyesi var, kölesi var. Köleleri evlendirip bebeklerini mal hükmünde tutuyor. Sonra her devre ayrı hitabı var diyorsunuz. Bu resmen hiç bitmeyen bir kötülüğe neden oluyor.

    Ve daha da can alıcı olan kısım. Parayla insan alıp satan bir kişinin asr ı saadette cezalandırıldığı hiç görülmemiş. Sonraki nesiller de bunu örnek alıyor.



    Washington da Lincoln de hata yapmadı. Bunlar yüzyıllar sonra bile büyük saygıyla anılacaklar. Sümer krallarını da saygıyla anıyorum. Kölelik mevzuuna özel tabi.
    Hocam be siz de öyle bir yazıyorsunuz ki sanki adamlar köleliği insan haklarını çok düşündükleri için kaldırdılar. Neyse sonuçta iyi bir iş mi yaptılar, evet.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Guest-FC547EB8D

    Hocam be siz de öyle bir yazıyorsunuz ki sanki adamlar köleliği insan haklarını çok düşündükleri için kaldırdılar. Neyse sonuçta iyi bir iş mi yaptılar, evet.

    Alıntıları Göster
    Bu yazdığınıza hak vermemek mümkün değil yine de

    Ekonomik, sosyal, federal bütün meselelerin tam merkezinde kölelik sorunu vardır.

    İç savaştan yaklaşık yüz yıl önce yazılan bağımsızlık bildirgesinden alıntı buyrun:
    “Tüm insanların eşit yaratıldığını, Yaradanları tarafından kendilerine devredilemez hakların verildiğini ve bu hakların Yaşam, Özgürlük ve Mutluluğa erişme haklarının bulunduğu gerçeklerinin apaçık ortada olduğunu kabul ediyoruz”

    Kuzeyde insanların eline para verip “git başının çaresine bak” demek kölelere bakmaktan daha ucuzdu. Güneyde tersi. Çivit, pamuk, pirinç, mısırda büyük üretim vardı.
    Yine de bu bildirgeyi, anayasayı, Lincoln, Franklin, hatta John Locke ve hatta Washington’ın fikirlerini okursanız köleliğin kaldırılmasının kaçınılmaz olduğunu görürsünüz. Tabi ki federal ve ekonomik sebepler vardı. Doğal olarak her savaşın kaynağı çıkar çatışmaları vardı. Daha da önemlisi İngiltere ve Fransa vardı. E artık orada bir yığın savaş olur. İç de olur dış da olur.

    Ama yine de kölelik tam merkezdedir çünkü bu saydıklarıma göbekten bağlıdır.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi cemsinan -- 25 Kasım 2018; 3:26:27 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • Ha bu arada eşitlik nosyonu üzerinden şekillenen üst yapının köleliğin en tehlikeli formu olduğunu belirtmem lazım

    Mesafeyi kaldırma anlamına zorlayıcı olan birilerinin aşkın varlık kılığına bürünüp eşit olduğunuzu söyleyebilme cesaretini şahsında bulması şimdiki devirde korkulması gereken şeydir
  • Bir de yasaklayacaktı da o dönemin şartları el vermedi demiyorlar mı, üvey evladına karını boşa ben alacağım deyince Muhammed, evladı baba bizim töremizde böyle şey yok diyor ertesi gün ayet iniyor peygambere helaldir diye.

    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >
  • adalet mulkun temelidir. peki mulk nedir?

    Yani herseyi materyalism ile yapmilmis. Kulturun temelinde bile materyalizm yatiyor
    ilkel koleligin modern kolelige donusturulmeside materyalist bir hamledir

    Bu duzeni insanlar kurdugu icin kolelegi ve cariyeligi insan onuruna/vicdanina ters gormek biraz sacma geliyor (yani hala varlar ama modern sekilde varlar ilkel sekilde degil)

    Bugun kolelikte var cariyelikde.Koleligin olmadi tek zaman ilkel avci toplayici oldugumuz zamandi bidiyer degisle ilkel komunal cag idi
  • quote:

    Orijinalden alıntı: cemsinan

    Bu yazdığınıza hak vermemek mümkün değil yine de

    Ekonomik, sosyal, federal bütün meselelerin tam merkezinde kölelik sorunu vardır.

    İç savaştan yaklaşık yüz yıl önce yazılan bağımsızlık bildirgesinden alıntı buyrun:
    “Tüm insanların eşit yaratıldığını, Yaradanları tarafından kendilerine devredilemez hakların verildiğini ve bu hakların Yaşam, Özgürlük ve Mutluluğa erişme haklarının bulunduğu gerçeklerinin apaçık ortada olduğunu kabul ediyoruz”

    Kuzeyde insanların eline para verip “git başının çaresine bak” demek kölelere bakmaktan daha ucuzdu. Güneyde tersi. Çivit, pamuk, pirinç, mısırda büyük üretim vardı.
    Yine de bu bildirgeyi, anayasayı, Lincoln, Franklin, hatta John Locke ve hatta Washington’ın fikirlerini okursanız köleliğin kaldırılmasının kaçınılmaz olduğunu görürsünüz. Tabi ki federal ve ekonomik sebepler vardı. Doğal olarak her savaşın kaynağı çıkar çatışmaları vardı. Daha da önemlisi İngiltere ve Fransa vardı. E artık orada bir yığın savaş olur. İç de olur dış da olur.

    Ama yine de kölelik tam merkezdedir çünkü bu saydıklarıma göbekten bağlıdır.

    Alıntıları Göster
    Yazdıklarımı iyi okuyun islam köleliğin kaldırılmasını teşvik etmiş köleliğin kaynaklarını kurutmayı hedeflemiştir
    bağımsızlık bildirgesinden bin yıl önce veda hutbesinde bütün insanlar eşittir denmiş.
    Parayla insan alıp satan bir kişinin asr ı saadette cezalandırıldığı hiç görülmemiş. demiş birisi kanunen cezası olmayan bir konuda günümüzde de insanlar cezalandırılamaz....Tekrar söylüyorum emeviler ve abbasiler döneminde erkek egemen bir kültür islamı da kendilerine göre yorumladılar aksine düşünenleri cezalandırdılar susturdular...Ve maalesef Osmanlı da bu Arap yorumundan etkilendi.Hakim devletler böyle olunca köleliğin kaldırılması süreci bitmedi.Öncelikle savaşların bitmesi gerekiyordu ki köle olmasın savaşlar bitti mi hayır.




  • Her dönemi kendi içinde değerlendirmediğimiz için bu sıkıntılar. Poligamie, poliandrie ve grup evlilikler nasıl şuan garip karşılanıyor ama yabanıl ve barbar topluluklarda sıkça yer bulduysa aynı şekilde tek eşli evlilikte zamanımıza özgü. İlerde toplumsal ilerlemeyle birlikte oda evrilecektir.

    < Bu ileti DH mobil uygulamasından atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: ali_ihsan21

    Bir de yasaklayacaktı da o dönemin şartları el vermedi demiyorlar mı, üvey evladına karını boşa ben alacağım deyince Muhammed, evladı baba bizim töremizde böyle şey yok diyor ertesi gün ayet iniyor peygambere helaldir diye.
    Bilerek yalan söylemiyorsan ,Konuyu çarpıtıyorsun:
    Normal Üvey evladı değil azadlı kölesi , üvey evlatlık dolaylı :hz haticenin eski eşinden olan çocuğu değil ona düğün hediyesi köledir düğündne sonra azad edilmiş o da yanlarında kalmak istemiş evlatlık olmak istemiştir.

    karını boşa demiyor aksine boşanmayın dediği halde zeyd ben boşayacağım diyor

    zira onları evlenmeye teşvik eden hz Muhammed. Neden Kölelerin statüsünü yükseltmek için Cahiliyet zamanında bir kimse kendi üvey annesiyle bile evlendiği halde azatlısı olan bir kölesinin vefatından veya boşamasından sonra eşiyle evlenemezdi. Bunu caiz görmüyorlardı

    Hz. Zeyd'e, eşini boşamamasını tavsiye etti. (Bundan dolayı Allah tarafından eleştirilmiştir sonraki ayetlerden birinde)
    Buna rağmen Hz. Zeyd eşini boşadı.

    Kısa bir süre sonra da Hz. Peygamber, geçmişteki mutsuzluğundan dolayı üzerinde hissettiği ahlakî sorumluluğu telafî etmek için Zeyneb ile evlendi.(ki zeyneb aslında hz Muhammede aşıktı buna rağmen (köleliğin kaldırılmasına yönelik dini bir emir gereği istemeye istemeye zeyd ile evliliği kabul etmişti)

    İlgili ayet, olay olup bittikten sonrasını anlatıyor. Yani ayet geliyor da, bundan sonra Zeyd eşinden boşanıyor gibi bir durum yok.
    --------------
    Ayet aynı zamanda Kuranın Hz Muhammed tarafından yazılmadığının da bir delilidir zira kimse kendi yazdığı bir kitapta kendini azarlamaz
    ------------
    Ayetin (Ahzab 37 )tam çevirisi şöyledir:
    VE BİR ZAMAN, (42) [ey Muhammed,] Allah'ın lütufta bulunduğu ve senin de iyilik ettiğin kişiye, (43) "Eşini terk etme ve Allah'a karşı sorumluluğunun bilincinde ol!" demiştin. Ve [böylece] Allah'ın yakında aydınlığa çıkaracağı şeyi (44) içinde gizlemiştin; çünkü insanlar[ın ne düşüneceklerin]den çekiniyordun, oysa çekinmen gereken yalnız Allah olmalıydı! (45) [Fakat] sonra Zeyd o kadınla beraberliğini sona erdirdiğinde (46) onu seninle evlendirdik ki [gelecekte] evlatlıkları eşleriyle ilgilerini kestiklerinde onlar[la evlendikleri] için müminler suçlanmasın. (47) Ve Allah'ın buyruğu [böylece] yerine getirilmiş oldu.

    42 -Bu ayette ve Yukarıdaki 36. ayet ve , 4. ayette ve devamında değinilen "tercihe bağlı" ilişkiler konusuna yeniden dönülmektedir. Muhammed (s)'in tebligatına başlamasından yıllar önce eşi Hz. Hatice, Kuzey Arabistan kabilelerinden Benî Kelb soyundan gelen ve kabile savaşlarından birinde çocuk yaşta esir alınarak Mekke'de satılan genç bir köle olan Zeyd b. Hârise'yi kendisine hediye etti. Muhammed (s), çocuğu alır almaz serbest bıraktı ve bir süre sonra da evlatlığı yaptı. Zeyd de, buna karşılık, İslam'ı ilk kabul edenler arasında yer aldı. Yıllar sonra, bir kölenin yahut özgürlüğüne kavuşmuş eski bir kölenin "özgür doğmuş" bir kadınla evlenmesine karşı eski Arap toplumunda mevcut olan önyargıları kırmak için Hz. Peygamber, Zeyd'i kendi öz halasının kızı Zeyneb binti Cahş ile evlenmeye ikna etti. Zeyneb, Hz. Peygamber'i o'nun haberi olmadan çocukluğundan beri seviyordu ve bu nedenle, bu evlenme teklifine büyük bir isteksizlikle ve yalnızca Hz. Peygamber'in otoritesine saygıdan dolayı razı oldu. Zeyd de bu beraberliğe istekli olmadığından (çünkü o sırada kendisi gibi özgürlüğüne kavuşmuş eski bir köle olan, oğlu Üsâme'nin annesi Ümmü Eymen ile mutlu bir evliliği vardı) bu evliliğin ne Zeyneb'e, ne de Zeyd'e mutluluk getirmemiş olması sürpriz değildi. Zeyd, kendisini sevmediğini gizlemeyen yeni eşini birkaç defa boşamanın eşiğine kadar geldi, fakat her seferinde tahammül göstermeye ve ayrılmamaya Hz. Peygamber tarafından ikna edildiler. Ancak sonunda evliliğin yürüyemeyeceği kesinleşti ve Zeyd, Zeyneb'i H. 5. yılda boşadı. Kısa bir süre sonra da Hz. Peygamber, geçmişteki mutsuzluğundan dolayı üzerinde hissettiği ahlakî sorumluluğu telafî etmek için Zeyneb ile evlendi.
    ----------------
    43 - Yani, Zeyd b. Hârise'ye. Allah, onu müminlerden biri kılmış, Hz. Peygamber de yanına evlatlık olarak almıştı.

    44 - Yani, Muhammed (s)'in bizzat desteklediği ve ısrarla tavsiye ettiği Zeyd ile Zeyneb'in evliliğinin yürümeyeceği ve boşanma ile biteceği gerçeğini (bkz. bir sonraki not).

    45 - Lafzen, "halbuki Allah, kendisinden korkmana daha çok layıktı (ehakk)". Bu ilahî uyarıya (ki, Kur'an'ın "Muhammed (s) tarafından üretildiği" iddiasını tek başına çürütmektedir) atıfta bulunan Hz. Ayşe'nin şöyle söylediği rivayet edilir: "Allah'ın Rasûlü, kendisine vahyedilenlerden birini gizlemek isteseydi, muhakkak ki bu ayeti gizlerdi" (Buhârî ve Müslim).

    46 - Lafzen, "ona karşı arzusu [veya onun üzerindeki "hakkı"] sona erdiğinde", yani onu boşamak suretiyle (Zemahşerî).

    47 - Hz. Peygamber'in, Zeyneb'in geçmişteki mutsuzluğunu telafî etme isteği dışında, evlatlığının eski eşiyle evlenmeye zorlanmasındaki (ayette "Biz onu seninle evlendirdik" ifadesiyle vurgulanmıştır) ilahî maksat, müşrik Arap inançlarının tersine, evlatlık ilişkisinin, biyolojik ebeveyn çocuk ilişkisinden kaynaklanan evlilik sınırlamalarından hiç birine tâbi olmadığını göstermektir (karş. bu surenin 4. ayeti, not 3).

    Pek ümidim yok ama okumak isteyenler için bu konunun bağlantılı olduğu
    Ahzab suresi 4 5 6 . ayetler
    ve 36 ayet için tefsir bilimine uygun bir meal olarak şu kaynağı okuyabilirler
    www.kuran.gen.tr
    Ahzab, Ahzab Suresi, Ahzab oku, Ahzab dinle, sure, süre, Ahzab suresi oku, kuran, kuran oku, kuran dinle, kurani kerim, kerim, kuran kerim / TÜRKÇE - MUHAMMED ESED KURAN TEFSİRİ MUHAMMED ESED KURAN TEFSİRİ / KURAN.Gen.Tr, Kuran, Kur'an, Kuran-i Kerim, kuranikerim, Quran, qur'an, holyquran, Al qur'an, Quran, holy, coran, kuruan, koran, corano, koraani, islam, muslim, allah, arabic, türkçe,meal, der heilige Koran, islam, muslim, chinese al qur'an, el sagrado coran, japanese Kuruan, kerim, allah, god, qoran, le saint coran, il sacro corano, finnish koraani, alcoao sagrado, russian, poland, portugal, qur'ani tukufu, kitab suci al-quran, indonesian, malesian, meal, Jesus, christian, catholic, ateist
    http://www.kuran.gen.tr/?x=s_main&y=s_middle&kid=31&sid=33



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi ilonsahiden -- 25 Kasım 2018; 13:16:55 >




  • ilonsahiden kullanıcısına yanıt
    Siz benim hiç bir yazdığımı okumayın sadece düşünün. Toplumsal hayat açısından bir insanın köle satması, köle ve cariyenin bebeğine bunların sahiplerinin "malımdır" demesi ceza almıyor da zinaya 40 değnek vuruluyor.

    Yahu pratikte mücadele filan yok. o bebekler köle oldu mu oldu. Edenler ceza aldı mı hayır. Parayla alınıp satılabilen adam için ne eşitliğiymiş bu. Köle de efendisini alıp satabilir dense eyvallah.

    Uygulamalara bakın. İnsan alıp satanlarla mücadele yok. İnsanlar alınıp satılabilir mal hükmünde ve buna ceza yok. Hırsıza ceza var. Zinaya değnek var. İnsan alıp satana yok. Bu nedenle de binlerce yakılan ağıt var. Bitmiştir.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi cemsinan -- 25 Kasım 2018; 13:31:3 >
  • 
Sayfa: önceki 56789
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.