Şimdi Ara

Kuran-i Kerim de Nuh Tufani (3. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
67
Cevap
0
Favori
2.034
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 1234
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Bill Russell kullanıcısına yanıt
    Masalsi yazilar?

    Tarih diye birsey kalmaz elinde o zaman... Bu masalsi yazilar dedigin, baska toplumlar tarafindan da destekleniyorsa o zaman dogru kabul edilir.

    Zaten tarih ve bilim boyle birseydir.. Karsilastirilir, baska kaynaklarin konu hakkindaki bilgilerine bakilir. Ortak hukum dogru kabul edilir.

    Sümer inancı ve "Gılgamış Destanı"ndan yola çıkılarak, bölgede (Mezapotamya'da) araştırmalar yapan bilim adamları, toprağın çeşitli katmanlarından örnekler aldılar. Bu örnekleri incelediklerinde, onların kil ve mil yapılarına, kimyasal yapılarına ve fiziksel özelliklerine bakarak burada büyük bir sel felaketinin yaşandığını ispatladılar. Alınan çeşitli toprak örneklerinin tarihlendirme çalışmaları ise çok ilginç bir tarihi işaret ediyordu. Buna göre büyük sel felaketi, M.Ö. 3200 yıllarında yaşanmış olmalıydı. Bu ise (M.Ö. 3000 yıllarına tarihlenen) Gılgamış efsanesiyle neredeyse tam bir uyum gösteriyordu.. Ancak bilim insanlarına göre, yaşanan büyük yıkım, dünyayı saran bir yıkım değil, bölgesel bir felaketti.


    [DHTUBE=
    ]



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi mahmudhudavendi -- 26 Aralık 2015; 20:44:45 >




  • Lotusx L kullanıcısına yanıt
    Sadece kuyruklu yildizi ornek gostermedim... Birsuru sey gerceklesmis olabilir..
    Beni ilgilendiren temel nokta; gerceklesmis olmasi.. Bugun sadece gecmise ve o olaya bakarak fikir yurutebiliriz.
  • mahmudhudavendi kullanıcısına yanıt
    Gösterdiğin başka örnek göremedim, kusra bakma. :)

    Madem seni ilgilendiren temel nokta gerçekleşmiş olması, neden nasıl gerçekleşmiş olabileceği üzerine örneklemelerde bulunuyorsun, fikir yürütüyorsun?

    Dostum istediğini yapabilen, yoktan var edebilen ulvi bir varlık söz konusu. Sen olaya hem bilimsel dayanak oluşturmaya çalışıyorsun hemde şimdi; beni ilgilendiren olayın gerçekleşmiş olması ve benim bu kıssadan çıkaracağım hisse düşüncesine bürünüyorsun. Neyi savunduğun, savunacağın konusunda belirsizlik içerisindesin sanırım. :)

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: surfcasting

    Nuh tufanı ile alakalı değişik bilgiler okumak isteyen aşağıdaki linke göz atabilir.

    quote:

    Venüs Jüpiter’in şiddetli patlaması sonucu ondan ayrılmış bir gezegendir. Patlamadan sonraki devresinde güneş etrafındaki yörüngesine oturmadan önce dünyamızın yolu üzerine çıkarak ilk seri afetlere yol açmıştır. Halen son derece sıcak olması gerekir. (1950’lerde bu iddia anlamsız bir varsayım olarak dikkate alınmamış ancak ilk defa 1962’de Venüs yakınından geçen Mariner 2 uzay aracı yüzey sıcaklığı 430°C olarak kaydetmiş, sonradan ise kesin sıcaklığın 480°C olduğu saptanmıştır). Venüs atmosferi son derece yoğundur, (ki bu da 1966’da Rus uzay aracı Venera 3’ün, karşılaşacağı şiddetli basınca hazırlıksız olarak, Venüs atmosferine girişi sırasında parçalanmasıyla kanıtlanmıştır).
    d) Uydumuz ayda kozmik afetlerden etkilenmiştir. Merih üzerinde de dünya ile yakın geçiş sonucu meydana gelen olaylardan kalıntılar olmalıdır.
    f) Evren sadece kitlelerin (gezegenler, güneş vb. ) bulunduğu bir boşluk olmayıp, manyetik alanların kesiştiği ve akım yüklü zerreciklerle dolu bir verdir.
    e) Önce Venüs sonra Merihle dünya arasındaki kozmik sürtüşmeler, dünyanın ekseni üzerinde yana yatmasına ve kutupların alt üst olmasına sebep olmuştur.


    https://insanveevren.wordpress.com/2011/04/26/bir-dahimi-bir-cilginmi-velikovsky/#more-938

    edit:imla.

    Yok artık. Böyle bir cahillik görmedim.

    Venüs bir gaz devi olan Jüpiterden koptu ha? Üstelik Venüs kayalık?

    Edit: Velikovskyden bahsediyorum.

    Devam edeceğim. Maddeleri rastgele veriyorum.

    1-Venüs sıcak, çünkü atmosferi CO2'den oluşuyor. Doğru tahmin ettiniz, CO2 sera gazıdır. Dünyada artmaması için uğraştığımız gaz.

    2-Dünyanın ekseninin çok uzun zamandır eğik olduğunu biliyoruz. Üstelik aslında her yıl çok küçük miktarlarda oynuyor.

     Kuran-i Kerim de Nuh Tufani


    3- Diğer iç gezegenlerin Jüpiterden koptuğu iddiası. Bu gerçekten çok komik. O kadar komik ki hiçbir şey yazmayacağım bu konuda. Birinin Velikovsky'e Jüpiter'in kocaman bir hidrojen yığınından ibaret olduğunu söylemesi gerekiyormuş.

    4-Mars'ta tabiki kraterler var! Marsın atmosferi dünyanınkinin %1'i yoğunlukta!

    5-Mars'ta Argon ve Neon çok değil. Argon %1.6, Neon ise eser miktarda.

    6-Adam "Ay 3000 yıl önce eriyikti ve kabarcıklandı." demiş. Kek mi lan bu?

    Bu adam ne çılgın ne dahi. Sadece cahil.

    Özet: Okuyun ama inanmayın. Araştırın.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Lews Therin Telamon -- 26 Aralık 2015; 23:37:56 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • Nuh tufanından bu yana kaç yıl geçti, nasıl oldu, hiç kimse tam olarak bir şey bilmiyor. Tüm söylenenler var sayımdan ibaret olup kafa yormaya deymez.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: - Black Widow -

    quote:

    Orijinalden alıntı: surfcasting

    Nuh tufanı ile alakalı değişik bilgiler okumak isteyen aşağıdaki linke göz atabilir.

    quote:

    Venüs Jüpiter’in şiddetli patlaması sonucu ondan ayrılmış bir gezegendir. Patlamadan sonraki devresinde güneş etrafındaki yörüngesine oturmadan önce dünyamızın yolu üzerine çıkarak ilk seri afetlere yol açmıştır. Halen son derece sıcak olması gerekir. (1950’lerde bu iddia anlamsız bir varsayım olarak dikkate alınmamış ancak ilk defa 1962’de Venüs yakınından geçen Mariner 2 uzay aracı yüzey sıcaklığı 430°C olarak kaydetmiş, sonradan ise kesin sıcaklığın 480°C olduğu saptanmıştır). Venüs atmosferi son derece yoğundur, (ki bu da 1966’da Rus uzay aracı Venera 3’ün, karşılaşacağı şiddetli basınca hazırlıksız olarak, Venüs atmosferine girişi sırasında parçalanmasıyla kanıtlanmıştır).
    d) Uydumuz ayda kozmik afetlerden etkilenmiştir. Merih üzerinde de dünya ile yakın geçiş sonucu meydana gelen olaylardan kalıntılar olmalıdır.
    f) Evren sadece kitlelerin (gezegenler, güneş vb. ) bulunduğu bir boşluk olmayıp, manyetik alanların kesiştiği ve akım yüklü zerreciklerle dolu bir verdir.
    e) Önce Venüs sonra Merihle dünya arasındaki kozmik sürtüşmeler, dünyanın ekseni üzerinde yana yatmasına ve kutupların alt üst olmasına sebep olmuştur.


    https://insanveevren.wordpress.com/2011/04/26/bir-dahimi-bir-cilginmi-velikovsky/#more-938

    edit:imla.

    Velikovsky'nin bilimsel titizlilikten tamamıyle uzak bir şekilde tanrıça Athena'nın Jüpiter'in kafasından doğduğu o mitolojik hikayeyi
    astronomiye uyarlama çabasını pek ciddiye almayın. Gerçekte Yunan tanrıçaları içerisinden Aphrodite'i temsil eden Venüs'ün Velikovsky tarafından Atina şehrinin tanrıçası Athena ile birlikte ele alınması bana göre mitolojik açıdan bir felakettir. İşin astronomik boyutu ise tam anlamıyla bir felakettir.

    Jüpiter'den kaçış hızı ile çekim etkisinden kurtulduktan sonra Güneş'in etrafında yörüngesel periyod oluşturma hızı arasında çok az bir değer farkı oluşur. Yani kaçış hızının altında kalan bir kütle Jüpiter'e geri düşecektir fakat bu hızı birazcık bile fazla aşan bir kütle Güneş sisteminin dışına savrulacaktır. Uygun hız aralığının denk gelme olasılığı çok düşük bir ihtimal olacaktır. Ayrıca bir Venüs kütlesinin Jüpiter'den kaçabilmek için ihtiyaç duyacağı kinetik enerji miktarı Güneş'in neredeyse bir yıllık enerji salınımına eş değerdir. Dolayısıyla bu itkiyi sağlayacak bir patlama şimdiye kadar Güneş'te görülen devasa patlamalardan çok daha güçlü olmak zorundadır. Güneş'in enerji salınımının çok üstünde bir şiddete sahip olan böylesine büyük bir patlamanın zincirleme füzyon reaksiyonun bile var olmadığı Jüpiter gezegeninde meydana gelebileceğini iddia etmek çok mantıksızdır. Her şeyi geçtim, yukarıda bahsedildiği gibi hidrojen ve helyumdan oluşan bir gaz devinden nasıl kayalık bir gezegen açığa çıkabilir ki? Hidrojen bir gaz devi olan Jüpiter'in aksine Venüs büyük oranda karbondioksit içeren yoğun bir atmosferle çevrelenmiş kayalık bir gezegendir. Bu CO2 yoğunluğu ve gezegeni çevreleyen kalın bulut tabakası kızılötesi dalga boyuna sahip radyasyonu yüzeye hapsettiği için Venüs, ısı enerjisini tutabilecek yoğunlukta bir atmosfere sahip olmayan Merkür'ü geçerek Güneş sistemindeki en sıcak gezegen olma ünvanını elde etmiştir. Venüs'ün yüksek yüzey sıcaklığı bu sera etkisi yüzünden pek azalmaz.

    Hadi diyelim ki gerçekten Jüpiter'den böyle bir kopma gerçekleşti. Jüpiter'den ayrılan iri bir kütlenin ilk başta aşırı eliptik yörüngesinden kopup bir anda dışmerkezliliği son derece düşük dairesel bir yörüngeye kavuşmasını nasıl açıklıyor Velikovsky? Peki kendisinin Venüs'ün yaşını açıkça ortaya koyan yüzey aşınım biçimlerinden veya eski krater izlerinden haberi var mı?

    Velikovsky kesinlikle bir bilim insanı değildir, inançları için doğanın gerçekliğini çarpıtan ve sürekli olarak bir şeylere kılıf uydurmaya çalışan bir şarlatandır.

    Üşendim yazmadım bunları. Klavyene eline sağlık hocam. Bilmeyen diyecek ki bu Jüpiter neymiş böyle gezegen fırlatıp duruyor.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • Lews Therin Telamon kullanıcısına yanıt
    İnanmayan için dediğin açıklama gayet makul
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Bill Russell

    Tufan meselesini bir kenara bırakırsak; o zamanlarda söz konusu geminin inşa edilip, anlatıldığı kadar büyük bir felakete dayanabilmesi de bilimsel olarak mümkün değil.

    Gerçi olmayan suyun bir şekilde orada olduğunu iddia edenler buna da bir kılıf bulacaklardır.

    nuh tufanı küresel değil bölgeseldir tüm mahlukat hayvanat değil sadece o yörede bulunan evcil ve ihtiyaç duyulan hayvanat gemiye dahil edilmiştir.. hz Nuh a.s ırak kufe bölgesinde yaşamıştır..

    kuranda tufanın küresel olmadığına dair kanıtlar var ayet bağlamında

    Kim doğru yolda giderse ancak kendisi için doğru yolda bulunur (Sevab kendisinedir). Kim de sapıklık ederse, yalnız kendi aleyhine sapıklık eder (cezasını çeker). Hiç bir günâhkâr da başkasının günahını taşımaz. Bir de biz, bir Peygamber göndermedikçe azab etmeyiz. İsra 15.

    ayetin son bölümüne bakılırsa mesele anlaşılır..zira hz nuh ..sadece ırak ahalisine muhattab idi..diğer kıta ve coğrafyalarda bulunan ve vahye muhattab olmamış yani peygamber gönderilmemiş kimselerin tufan vesilesi ile cezalandırılmaları söz konusu olamaz..



    mahmudhudavendi sizden rica ediyorum hakim olmadığınız meselelerde insanlara bilgi aktarmayın...yarım hoca dinden yarım doktor candan eder..!!!



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Sabah Yıldızı -- 27 Aralık 2015; 21:24:40 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Anarşist69

    quote:

    Orijinalden alıntı: Bill Russell

    Tufan meselesini bir kenara bırakırsak; o zamanlarda söz konusu geminin inşa edilip, anlatıldığı kadar büyük bir felakete dayanabilmesi de bilimsel olarak mümkün değil.

    Gerçi olmayan suyun bir şekilde orada olduğunu iddia edenler buna da bir kılıf bulacaklardır.

    nuh tufanı küresel değil bölgeseldir tüm mahlukat hayvanat değil sadece o yörede bulunan evcil ve ihtiyaç duyulan hayvanat gemiye dahil edilmiştir.. hz Nuh a.s ırak kufe bölgesinde yaşamıştır..

    kuranda tufanın küresel olmadığına dair kanıtlar var ayet bağlamında

    Kim doğru yolda giderse ancak kendisi için doğru yolda bulunur (Sevab kendisinedir). Kim de sapıklık ederse, yalnız kendi aleyhine sapıklık eder (cezasını çeker). Hiç bir günâhkâr da başkasının günahını taşımaz. Bir de biz, bir Peygamber göndermedikçe azab etmeyiz. İsra 15.

    ayetin son bölümüne bakılırsa mesele anlaşılır..zira hz nuh ..sadece ırak ahalisine muhattab idi..diğer kıta ve coğrafyalarda bulunan ve vahye muhattab olmamış yani peygamber gönderilmemiş kimselerin tufan vesilesi ile cezalandırılmaları söz konusu olamaz..



    mahmudhudavendi sizden rica ediyorum hakim olmadığınız meselelerde insanlara bilgi aktarmayın...yarım hoca dinden yarım doktor candan eder..!!!

    Ortaya konanları küçülte küçülte sonsuza kadar savunmanız mümkün. Bir süre sonra da aslında kapalı havuzda olmuştur yahut moleküler boyutta gerçekleşmiştir denirse şaşırmam.

    Dünya üzerinde milyonlarca tür yaşıyor. Hiçbiri de "ihtiyaç duyulmayan" olarak sınıflandırılabilecek canlılar değiller. Hepsi bir döngünün parçası durumunda. Bunların hepsinin gemiyle taşındığı iddiasının komikliğinin yanı sıra bölgesel olarak gerçekleşmiş bir olayda da çok çok az sayıda türle muhattap olunduğu düşüncesi mantıklı değildir. Bu Tufan hikayesi Mezopotamya'daki, Anadolu'daki, Orta Asya'daki mitolojilere ayrı ayrı girmiştir. Bunun olabilmesinin iki ihtimali vardır; ya Tufan olayı sizin düşündüğünüzden çok daha büyük bir olaydır ya da müthiş biçimde yayılmış bir yalandır. En iyi ihtimalde dahi, daraltılmış popülasyondaki canlıları muhafaza edecek bir geminin inşa edilmesi mümkün değildir. Ayrıca mevzubahis bölge, çok büyük su baskınlarına (kilometrelerce uzunlukta dağların tepesine gelecek büyüklükte) ev sahipliği yapabilecek su kaynaklarına doğrudan maruz kalabilecek bir yerde de değildir düşüncesindeyim.




  • Bill Russell kullanıcısına yanıt
    kimse küçültme yapmıyor..bölgesel yaşanmışlığı ve evcil boyutta mahlukatı içeren düşünce bizim hayal ürünümüz değil..yada durumu-günü kurtarmak için uydurduğumuz kılıfda değil..

    Ayetler söz konusu değilmi ayette bahsi geçen yaşanmışlığı..değerlendiriyoruz değil mi..ayette ne deniyor..

    peygamber göndermedikçe azap etmeyiz..

    nuh peygamber hangi yörede yaşadı..ırak ahalisinde..!!

    yalan mı...değil..

    peki kimelere peygamber olarak gönderildi..ırak ahalisine..

    yalan mı..elbette hayır..

    diğer coğrafya ve kıtalarda yaşayan insanlara niçin azap ulaşsın ..sadece ırak ahalisinde yaşayan bir peygamber sebebiyle..

    siz yöresel yaşanmışlığı din dairesinde ki aksi kanıtlara rağmen küresel ilan ediyor..ve küresel olması ihtimalinin imkansızlığına dair atıfla ..gerçeğin üstünü örtüyorsunuz..bu doğru değil..

    evet mitolojik anlatımlarda bahsinin geçtiğini biliyorum..

    UTANANPİŞTİM ismiyle meşhur mitik kahramanımız hakkında kasıtlı şekilde gizlenen gerçeği biliyormusunuz...gerek Nuhun.. gerekse Utnapistim'in sozluk anlamlari belli degildir.. sumerler Nuh peygambere.. ZI-UD-SUDDA diyorlardı..
    bu addaki 'ZI', 'yasam, can, ruh' demektir.. 'UD', 'zaman', 'SUDDA' da.. 'uzun' anlamina gelir. Bu üç sözcükten oluşan ad.. 'uzun ömürlü' demektir..

    mitlere atıf yapıp..olayı efsane boyutuna indirgemek yoluyla..yalan saymak ..zı ud sudda isminin ifade ettiği gerçeği okuyucularından gizleyen malum blog ve forum yazarları neyi amaçlıyorlar ..bunun değerlendirilmesinide size bırakayım..




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Anarşist69

    kimse küçültme yapmıyor..bölgesel yaşanmışlığı ve evcil boyutta mahlukatı içeren düşünce bizim hayal ürünümüz değil..yada durumu-günü kurtarmak için uydurduğumuz kılıfda değil..

    Ayetler söz konusu değilmi ayette bahsi geçen yaşanmışlığı..değerlendiriyoruz değil mi..ayette ne deniyor..

    peygamber göndermedikçe azap etmeyiz..

    nuh peygamber hangi yörede yaşadı..ırak ahalisinde..!!

    yalan mı...değil..

    peki kimelere peygamber olarak gönderildi..ırak ahalisine..

    yalan mı..elbette hayır..

    diğer coğrafya ve kıtalarda yaşayan insanlara niçin azap ulaşsın ..sadece ırak ahalisinde yaşayan bir peygamber sebebiyle..

    siz yöresel yaşanmışlığı din dairesinde ki aksi kanıtlara rağmen küresel ilan ediyor..ve küresel olması ihtimalinin imkansızlığına dair atıfla ..gerçeğin üstünü örtüyorsunuz..bu doğru değil..

    evet mitolojik anlatımlarda bahsinin geçtiğini biliyorum..

    UTANANPİŞTİM ismiyle meşhur mitik kahramanımız hakkında kasıtlı şekilde gizlenen gerçeği biliyormusunuz...gerek Nuhun.. gerekse Utnapistim'in sozluk anlamlari belli degildir.. sumerler Nuh peygambere.. ZI-UD-SUDDA diyorlardı..
    bu addaki 'ZI', 'yasam, can, ruh' demektir.. 'UD', 'zaman', 'SUDDA' da.. 'uzun' anlamina gelir. Bu üç sözcükten oluşan ad.. 'uzun ömürlü' demektir..

    mitlere atıf yapıp..olayı efsane boyutuna indirgemek yoluyla..yalan saymak ..zı ud sudda isminin ifade ettiği gerçeği okuyucularından gizleyen malum blog ve forum yazarları neyi amaçlıyorlar ..bunun değerlendirilmesinide size bırakayım..

    Din dairesinde kanıt nasıl oluyor bilmiyorum, ayet denilen şeyler bilimsel olarak kanıt olamazlar. İslam kaynaklarında geçen olay da erken mitler üzerinden geliştiği için onlardan ayrı düşünmem gibi bir durum söz konusu olamaz. Eğer Tanrı her gönderdiğine farklı bir hikaye anlatıyorsa kafası oldukça karışık olmalı.

    Bunların dışında, gemi konusunda karşılaştırma olması bakımından şöyle bir bilgi verebilirim. Bugüne kadar yapılmış en büyük tahta gemi olan Wyoming'in sadece 13 kişilik bir mürettebatı vardı. Gemi, 20. yüzyılın başlarında yapılmıştı ve dönemin büyük gemi inşa ustaları tarafından inşa edilmişti. Döneminin tüm teknolojik imkanlarını kullanmaktaydı ve neredeyse bir sanat eseriydi. Bu gemi dahi, açık denizde gerilmelere dayanamayıp battı. Bundan çok daha büyük olması gereken, geçtiği döneme göre tahtadan başka birşeyden yapılmasına imkan bulunmayan, muhtemelen daha önce gemi yapmak gibi bir işi olmamış kişiler tarafından inşa edilmiş bir gemi böyle muazzam bir su baskınını nasıl atlattı, gerçekten büyük merak içerisindeyim.




  • Bill Russell kullanıcısına yanıt
    kanıtdan kastım dini metinler esas alındığında ..metinler üzerinden değerlendirme yapıldığında ortaya konan şeylerin tutarlı olup olmaması hakkında idi..

    yani siz bak islam tufan küreseldi diyor ...derseniz ..buna islami metinlerden kaynak delil sunmanız icab eder..

    islam kürsel değildi diyor..

    quote:

    İslam kaynaklarında geçen olay da erken mitler üzerinden geliştiği için onlardan ayrı düşünmem gibi bir durum söz konusu olamaz. Eğer Tanrı her gönderdiğine farklı bir hikaye anlatıyorsa kafası oldukça karışık olmalı.



    kuranda ..şöyle bir ifade olsa idi..

    bakın bu kuran ..sizlere ulaşan ilk ilahi mesaj ve uyarıdır..daha önce sizler ile iletişime geçilmedi..!!! vb türde ...ima dahi olsa idi sizi haklı görür onaylardım..

    ancak şunun farkına varın ki..kuranda tam aksi yönde bilgi sunulur...vahye muhattab ilk insandan bu yana devam eden sürece defalarca atıf yapılır daha öncede ilahi mesajın insanlara farklı coğrafyalarda iletildiği ve tahrif neticesi yinelendiği açıkca belirtilir..dolayısıyla ..kuranda bahsi geçen evvelce yaşanmışlıkların tekraren belirtilmesi cp değildir...tam aksine planlı bir uyarı mekanizmasının ilk insanla beraber insanlığa ulaştırıldığı gerçeğidir..

    mitlerde farklı anlatımların olması veya muharef eserlerdki tahrife uğramış aktarımlar sizi haklı çıkarmaz aksine kuranın mesajı doğrular..kuran daha önceki ilahi mesajların tahrifi neticesi..cari oldu hatırlatırım..insanların kitaba uymak yerine kitabı kendine uydurmak gibi kötü bir alışkanlığı var malumun..kültürel etkileşimin kaçınılmaz sonuçlarını da ayrıca hafızanızda taze tutun..siz farklı anlatımları dini metinler ile delillendirirseniz evet kafa karışıklığı ithamı anlam bulur oysa böyle bir durum söz konusu değil..

    ayrıca ..kısa bir not : bu günki yaygın hrıstiyanlığın mimarı sayılan paul(pavlosun) bizzat kendi kaleme aldığı eserlerinde...incile mevcut pagan öğelerini monte etmekle avrupada daha kolay kabul görme ihtimalini gözardı etmediğini ve paganik öğeleri efsaneleri monte ettiğini bizzat kendisi söylüyor..


    quote:

    Bugüne kadar yapılmış en büyük tahta gemi olan Wyoming'in sadece 13 kişilik bir mürettebatı vardı


    ...Zaten beraberinde iman eden pek az insan vardı. Hud 11.40

    zaten kuranda mürettebatın çok az olduğunu beyan ediyor..tufan sürecinin ne boyutta ve ne kadar süre boyunca devam ettiği konusunda bilgimiz yok..tahmini fikrimiz var hepsi bu..gemi nasıl dayandı sorunuz şeye benziyor..


    karşiiim ay nasıl ikiye bölünür bu mümkün mü ?

    aktaracağım örneği dikkatle okuyun yürüttüğünüz mantık mekanizmasının ne derece hatalı olduğunun farkına varın

    mucize kelime anlamı olarak genel manada tabiat (fizik) kurallarının üstünde gelişen insanı acz içinde bırakan gelişme olay.. bunu biliyoruz..

    ayın yarılması mucizesinde insanların yanılgıya düştükleri 2 nokta var..

    ilki gelişmeyi mucize kavramı içersinde değerlendirmeme ...yani kavrama yabancı kalarak..meseleye bakmak...

    ayın yarılması olayını işitipde bu nasıl olur demek ..yani içinde yaşadğımız doğa fizik kurallarına bağlı kalarak anlamaya çalışmak..son derece hatalıdır..zira mucize doğa-fizik kuralları üstü bir boyutta cereyan eder..zaten doğa-fizik kuralları içinde yaşansa mucize denmezdi..değil mi..

    doğa-fizik kuralları üstünde cereyan eden bir olayın kanıtlarını ..doğa-fizik kuralları ve imkanları içersinde aramak ..doğal olarak bulamayınca !!! hani bak kanıt yok demek..nasıl izah edilir..

    ayrıca olayın diğer bir boyutuda var..

    mucize tüm dünya halklarına gösterilmedi..ilgili olayda yani ayın yarılması mucizesinde..olaya muhattab ebu cehil ve bir kaç kişi..yaniiiii doğa-fizik üstü boyutda gerçekleşen bu olayda ortaya çıkan harkulade işin yansıması sadece bu 3-5 kişiye oldu !!!

    farklı bir boyutta cereyan eden bir olayın muhattabları belli iken ...sadece onlara has iken...!!! neden dünya üzerinde ayın yarılması farklı coğrafyalarda müşahade edilmedi neden ay da fiziksel kanıt görülemiyor denmesi..

    2 anlayışdan birine delalet eder..her iki anlayışda sakattdır..ama hangisi daha kötüdür..buna siz karar verin..

    ilki mucize kavramına ifade ettiği anlama ve mucizenin gelişim sürecine yabancı bilgisiz bakış açısı ve değerlendirme...

    ikincisi ise kavram -anlam ve gelişim sürecini bilmekle beraber muhattabını ahmak yerine koyma ..alicengiz oyunu (diyalektik) ile aksi yönde ikna çabası..

    her iki durumda sakıncalı..

    emri veren Allah ise ve tufanda onun iradesi ile gerçekleşiyor tabiat ve fizik kuralları üstünde farklı bir boyutta cereyan ediyorsa ..inşa edilen gemi ve dayanıklılığıda o boyuttada değerlendirilmelidir..



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Sabah Yıldızı -- 27 Aralık 2015; 23:55:29 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Anarşist69

    kanıtdan kastım dini metinler esas alındığında ..metinler üzerinden değerlendirme yapıldığında ortaya konan şeylerin tutarlı olup olmaması hakkında idi..

    yani siz bak islam tufan küreseldi diyor ...derseniz ..buna islami metinlerden kaynak delil sunmanız icab eder..

    islam kürsel değildi diyor..

    quote:

    İslam kaynaklarında geçen olay da erken mitler üzerinden geliştiği için onlardan ayrı düşünmem gibi bir durum söz konusu olamaz. Eğer Tanrı her gönderdiğine farklı bir hikaye anlatıyorsa kafası oldukça karışık olmalı.



    kuranda ..şöyle bir ifade olsa idi..

    bakın bu kuran ..sizlere ulaşan ilk ilahi mesaj ve uyarıdır..daha önce sizler ile iletişime geçilmedi..!!! vb türde ...ima dahi olsa idi sizi haklı görür onaylardım..

    ancak şunun farkına varın ki..kuranda tam aksi yönde bilgi sunulur...vahye muhattab ilk insandan bu yana devam eden sürece defalarca atıf yapılır daha öncede ilahi mesajın insanlara farklı coğrafyalarda iletildiği ve tahrif neticesi yinelendiği açıkca belirtilir..dolayısıyla ..kuranda bahsi geçen evvelce yaşanmışlıkların tekraren belirtilmesi cp değildir...tam aksine planlı bir uyarı mekanizmasının ilk insanla beraber insanlığa ulaştırıldığı gerçeğidir..

    mitlerde farklı anlatımların olması veya muharef eserlerdki tahrife uğramış aktarımlar sizi haklı çıkarmaz aksine kuranın mesajı doğrular..kuran daha önceki ilahi mesajların tahrifi neticesi..cari oldu hatırlatırım..insanların kitaba uymak yerine kitabı kendine uydurmak gibi kötü bir alışkanlığı var malumun..kültürel etkileşimin kaçınılmaz sonuçlarını da ayrıca hafızanızda taze tutun..siz farklı anlatımları dini metinler ile delillendirirseniz evet kafa karışıklığı ithamı anlam bulur oysa böyle bir durum söz konusu değil..

    ayrıca ..kısa bir not : bu günki yaygın hrıstiyanlığın mimarı sayılan paul(pavlosun) bizzat kendi kaleme aldığı eserlerinde...incile mevcut pagan öğelerini monte etmekle avrupada daha kolay kabul görme ihtimalini gözardı etmediğini ve paganik öğeleri efsaneleri monte ettiğini bizzat kendisi söylüyor..


    quote:

    Bugüne kadar yapılmış en büyük tahta gemi olan Wyoming'in sadece 13 kişilik bir mürettebatı vardı


    ...Zaten beraberinde iman eden pek az insan vardı. Hud 11.40

    zaten kuranda mürettebatın çok az olduğunu beyan ediyor..tufan sürecinin ne boyutta ve ne kadar süre boyunca devam ettiği konusunda bilgimiz yok..tahmini fikrimiz var hepsi bu..gemi nasıl dayandı sorunuz şeye benziyor..


    karşiiim ay nasıl ikiye bölünür bu mümkün mü ?

    aktaracağım örneği dikkatle okuyun yürüttüğünüz mantık mekanizmasının ne derece hatalı olduğunun farkına varın

    mucize kelime anlamı olarak genel manada tabiat (fizik) kurallarının üstünde gelişen insanı acz içinde bırakan gelişme olay.. bunu biliyoruz..

    ayın yarılması mucizesinde insanların yanılgıya düştükleri 2 nokta var..

    ilki gelişmeyi mucize kavramı içersinde değerlendirmeme ...yani kavrama yabancı kalarak..meseleye bakmak...

    ayın yarılması olayını işitipde bu nasıl olur demek ..yani içinde yaşadğımız doğa fizik kurallarına bağlı kalarak anlamaya çalışmak..son derece hatalıdır..zira mucize doğa-fizik kuralları üstü bir boyutta cereyan eder..zaten doğa-fizik kuralları içinde yaşansa mucize denmezdi..değil mi..

    doğa-fizik kuralları üstünde cereyan eden bir olayın kanıtlarını ..doğa-fizik kuralları ve imkanları içersinde aramak ..doğal olarak bulamayınca !!! hani bak kanıt yok demek..nasıl izah edilir..

    ayrıca olayın diğer bir boyutuda var..

    mucize tüm dünya halklarına gösterilmedi..ilgili olayda yani ayın yarılması mucizesinde..olaya muhattab ebu cehil ve bir kaç kişi..yaniiiii doğa-fizik üstü boyutda gerçekleşen bu olayda ortaya çıkan harkulade işin yansıması sadece bu 3-5 kişiye oldu !!!

    farklı bir boyutta cereyan eden bir olayın muhattabları belli iken ...sadece onlara has iken...!!! neden dünya üzerinde ayın yarılması farklı coğrafyalarda müşahade edilmedi neden ay da fiziksel kanıt görülemiyor denmesi..

    2 anlayışdan birine delalet eder..her iki anlayışda sakattdır..ama hangisi daha kötüdür..buna siz karar verin..

    ilki mucize kavramına ifade ettiği anlama ve mucizenin gelişim sürecine yabancı bilgisiz bakış açısı ve değerlendirme...

    ikincisi ise kavram -anlam ve gelişim sürecini bilmekle beraber muhattabını ahmak yerine koyma ..alicengiz oyunu (diyalektik) ile aksi yönde ikna çabası..

    her iki durumda sakıncalı..

    emri veren Allah ise ve tufanda onun iradesi ile gerçekleşiyor tabiat ve fizik kuralları üstünde farklı bir boyutta cereyan ediyorsa ..inşa edilen gemi ve dayanıklılığıda o boyuttada değerlendirilmelidir..

    Ayrıştığımız nokta burada başlıyor. Siz mucize denen kanıtsız olaylara koşulsuz inanıyorsunuz, ben inanmıyorum. Denizleri yaran, ayı ikiye bölen, at üstünde göğe yükselen, suyu şaraba çeviren kişilerin; Tufan'lara dayanan gemilerin olduğu iddiası benim için safsatadan öte değildir.

    Sizin ikna amaçlı kullandığınız yöntemler de, oldukça tehlikeli ve bozuk bir mantık üzerine temellendirilmiş bir silah olan diyalektik saçmalıklardan çok farklı değil açıkçası.




  • Bill Russell kullanıcısına yanıt
    bu işin sağlamasını yapıp somut kanıt bulmak ne sizin nede benim açımdan mümkün değil..mucize söz konusu olduğunda yani..zira artık peygamber yok..dolayısı ile mucizede görmeyiz..nasıl bir kanıtdan bahsediyorsunuz ki..mucizenin doğası gereği kanıt olması söz konusu değil..zira adı üzerinde mucize...dikkatle okuyun dedim ama okumamışsınız..mucizenin biz ardıllara kalacak kanıtı olmaz...mantıken bu imkansızdır..


    ancak ikircikli bir tavır sergilediğinizi söylemeden edemiyeceğim..

    yeri geldiğinde ..uleyn müslimler buharide şöle bi hadis var deyip ...açıklayın bunu demek sureti ile aktarılan metinlere ve yaşananlara gerçeklik hakkı tanıyıp hesap soruyor ve eleştiriyorsunuz...yaşandığını söylendiğini kabul ediyorsunuz yani..

    haksızmıyım..değilim ..

    ama iş..

    mesela buharide 300 den fazla sahabenin şahidliği ile hz peygamberin ellerinden akan sudan bahsedilir ..çöl ortasında susuzlukdan kırılırken üstelik hem içmiş hemde ibriklerini doldurmuşlar..300 den fazla sahabe buna şahit olmuş ve aktarmış..bunun gibi onlarca mucizevi örnek söz konusu..

    iş bu vb örneklere gelince ne hikmetse.......!! yok sayıyor mucize kavramının sözlük anlamına bile ihanet ederek..yaşanmammış uydurulmuş saçmalıklar olarak niteleyip işten sıyrılıyorsunuz..

    haksızmıyım..

    benim yönetemimin nesi bozuk ve tehlikeli..mucize kavramının sözlük anlamı belli..inanmasanız bile en azından sözlük anlamının ifade ettiği gerçeğe dayanarak olayı değerlendirmeye almalısınız..almalıyız..

    kavramların içinide boşaltacaksak ve inkarımıza halel getiriyor diye yok sayacaksak..ne diye konuşuyoruz ki..

    su olayına şahit olan 300 sahabe kanıtı somut şekilde müşehade etmiş ve nesilden nesile aktarılmış..buna inanmakta neden şüphe duyayım ki..

    eğer metinler yoluyla aktarılan bilgilere mesnedsiz şüphe ile yaklaşırsak tarih olgusu ortadan kalkar..ve daha niceleri..mucizelere şahit olan sahabe çekinmeden canının ortaya koymuş iman ettikten sonra...alkame r.a sanırım efendimize gelen oka kafasını uzatmış ve bir gözü kör olmuştu..

    kolaymı sizce bunca fedakarlık ..mucizeleri görmeden ..insanlar onca fedakarlığa katlandı..ne için

    somut olarak..gören kimseler için çok kolaydı..insanüstü müdehale açıkca görülünce fedakarlık yapmak çok kolaydır..ben inanıyorum..inancımdan ötürü ..ölüpde kabre girdiğimde bir zarada görmeyeceğim..haşa velevki sizler haklı çıksanız dahi..ama bizler haklıysak ki haklıyız..inkarı seçenlerin hali nice olur bunuda ayrıca hafızanızda taze tutun..




  • Mucize nedir?
    Neyi amaçlar?
    Mutlaka amacına ulaşmalı mıdır?
    Beni ikna etmezse bu mucize olamaz denebilir mi?

    Mesela insanlar uçabilir desek bu mucize olurdu. Uzay çağında olmamıza rağmen yerçekiminin mevcudiyeti bu olayı şarta tabi olarak mevcut kabul eder.

    Uzayda uçabiliyoruz. Öyle ki bildiğimiz kadarıyla sadece dünyada ayaklarımız yere basıyor.

    Amaç ne? Bu durum bize neyi anlatır ? İkna edemezse ne olur? Ben hala ikna olmadım ne olacak şimdi?

    Buradaki verilebilecek cevaplar silsilesinin karmaşıklığı ve olası yuzbinlerce cevabın belli bir amacının olamayacağını kabul mumkundur.

    Bu nedenle mucizevi olanda kanıttan çok belirlenebilir bir amacı olamayan hal kavramı onem kazanır.

    Ortaya konan şey ilizyon ya da sihir değildir. Ortaya anormal bir hakikat konur ve cevablar yetersiz ve en nihayetinde anlamsız kalır.

    Mesela netice itibarı ile ayağımız yere basmalıdır o yüzden uçmadığımız için mutluyuzdur. Soru anlamsızlaşmaya başlar. Ama cevab her daim yaşanır.

    Nuh tufanını anlamak için şunu oncelikli olarak anlamak gerekir.

    Bal arısı vahyi yapan olsa bu arı bir orumceğin yuvasına girse ve bu arı orumcek tarafından oldurulse vahyin infisah ettiği değil başka bir ayet olan ankebut tarafından şekillendirileceği anlaşılır.

    Bu halde dişi bir eşşekarısı orumceğin yuvasına girer bunu bilinçli yaparlar. Ve orumceği bulur. Bu arı turu yavru larvayı zehirleyip bayılttığı orumceğin üzerine koyar ve onu toprağa gomer. Larva buyuyene kadar taze etle beslenir.

    Şimdi vahyin tadı denen balı uretmeyen başka bir halini anlatan başka bir yaratılış ortaya çıkar. Bu da arıdır ancak bal yapmaz.

    Şimdi mucizevi olan vahyin mahiyetçe anlamını değiştirdiği bir hal mumkun gozukur. Bu şey bir şey ispat etmek için çaba göstermez yaratılışı gereği vahyi infisah ettirmeye çalışana derstir.

    Mucize denen halde asıl olan vahiy taşıyıcısını tekzip edenin sorgulayacağı değil sorgulanacağı gerçeğidir. Sorgucu da vahyi taşıyana benzer ama amacı ilkinden farklı olarak sığınmak değil sığınağında olsa bile infisah edeni bulmaktır.

    Kısaca mucizenin vahiysel yonunde infisah denilen suret sorgucudur ve ispat kulfetini karşı tarafa yıkar. Ağında mutlu mesut orumcek toprağın altında da bir yaşam varmış demek zorunda kalır.

    Bu nedenle mucizenin ispatı yaşamsal evredeki hal değişikliğinin aynı yaşamı ne kadar kendi evinde yaşadığını hissettirip hissettirmediği ile doğru orantılı olmak durumundadır.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Anarşist69

    bu işin sağlamasını yapıp somut kanıt bulmak ne sizin nede benim açımdan mümkün değil..mucize söz konusu olduğunda yani..zira artık peygamber yok..dolayısı ile mucizede görmeyiz..nasıl bir kanıtdan bahsediyorsunuz ki..mucizenin doğası gereği kanıt olması söz konusu değil..zira adı üzerinde mucize...dikkatle okuyun dedim ama okumamışsınız..mucizenin biz ardıllara kalacak kanıtı olmaz...mantıken bu imkansızdır..


    ancak ikircikli bir tavır sergilediğinizi söylemeden edemiyeceğim..

    yeri geldiğinde ..uleyn müslimler buharide şöle bi hadis var deyip ...açıklayın bunu demek sureti ile aktarılan metinlere ve yaşananlara gerçeklik hakkı tanıyıp hesap soruyor ve eleştiriyorsunuz...yaşandığını söylendiğini kabul ediyorsunuz yani..

    haksızmıyım..değilim ..

    ama iş..

    mesela buharide 300 den fazla sahabenin şahidliği ile hz peygamberin ellerinden akan sudan bahsedilir ..çöl ortasında susuzlukdan kırılırken üstelik hem içmiş hemde ibriklerini doldurmuşlar..300 den fazla sahabe buna şahit olmuş ve aktarmış..bunun gibi onlarca mucizevi örnek söz konusu..

    iş bu vb örneklere gelince ne hikmetse.......!! yok sayıyor mucize kavramının sözlük anlamına bile ihanet ederek..yaşanmammış uydurulmuş saçmalıklar olarak niteleyip işten sıyrılıyorsunuz..

    haksızmıyım..

    benim yönetemimin nesi bozuk ve tehlikeli..mucize kavramının sözlük anlamı belli..inanmasanız bile en azından sözlük anlamının ifade ettiği gerçeğe dayanarak olayı değerlendirmeye almalısınız..almalıyız..

    kavramların içinide boşaltacaksak ve inkarımıza halel getiriyor diye yok sayacaksak..ne diye konuşuyoruz ki..

    su olayına şahit olan 300 sahabe kanıtı somut şekilde müşehade etmiş ve nesilden nesile aktarılmış..buna inanmakta neden şüphe duyayım ki..

    eğer metinler yoluyla aktarılan bilgilere mesnedsiz şüphe ile yaklaşırsak tarih olgusu ortadan kalkar..ve daha niceleri..mucizelere şahit olan sahabe çekinmeden canının ortaya koymuş iman ettikten sonra...alkame r.a sanırım efendimize gelen oka kafasını uzatmış ve bir gözü kör olmuştu..

    kolaymı sizce bunca fedakarlık ..mucizeleri görmeden ..insanlar onca fedakarlığa katlandı..ne için

    somut olarak..gören kimseler için çok kolaydı..insanüstü müdehale açıkca görülünce fedakarlık yapmak çok kolaydır..ben inanıyorum..inancımdan ötürü ..ölüpde kabre girdiğimde bir zarada görmeyeceğim..haşa velevki sizler haklı çıksanız dahi..ama bizler haklıysak ki haklıyız..inkarı seçenlerin hali nice olur bunuda ayrıca hafızanızda taze tutun..



    Son paragrafta yazdığınız şey, bence büyük bir adam olan Blaise Pascal'ın da yaptığı tarzda bir ikiyüzlülüktür. Öldükten sonra beyin fonksiyonlarımdan başka kaybedecek birşeyim yok.

    Yeri geldiğinde hadislere inandığımı da nereden çıkardınız anlamadım. Ara sıra kendi görüşlerini savunmak adına "sahih" kabul edilen hadisleri dahi reddettiklerini kişilere göstermek üzere buraya koymuş olabilirim. Bu, benim o yazılanlara inandığım anlamına gelmez. Mucize kısımları hariç, gerçeklere ve mantığa uygun bilgiler ihtiyaç duyulursa tarihe kaynaklık edebilir. Bunda aykırı bir durum yok. Fakat elbette ki, oturup evreni yarattığını iddia ettikleri bir varlığın kendileriyle konuştuğu varsayımı üzerine cilt cilt kitaplar yazabilen insanoğlu, başka insanların ağzından çıktığı iddia edilen sözleri de uydurabilir.

    Örneğinizle ilgili olarak; üç yüzden fazla kişinin şahit olduğu fakat Muhammed'in ölümünden 178 sene sonra doğmuş bir kişinin yazdığı, akla uygun olmayan bu olay size mantıklı geliyorsa benim zaten söyleyecek birşeyim yok. Kanıtı olmayan ve akla uymayan birşeyin gerçekliğini iddia etmek bizi Bertrand Russell'ın Kutsal Çaydanlık analojisinden öteye götürmez.




  • Bill Russell kullanıcısına yanıt
    son paragraf ve ölüm sonrası hiçlik..

    bu hiçlik fikrine doğum öncesini hatırlayamama sendromu sebeb olmuş sanırım...

    meşhur ataiz önermedir...derler ki..ulen dini metinlerde..doğum öncesi hayattdan bahsedilir ..ruhlar alemi felan filan..

    neden hatırlayamıyom..madem doğum öncesi hiçlikdir..ölüm sonrasıda aynen öyle..

    sıkıntı şurda ..doğum öncesini hatırlamada beynini kullanıyorsun..ki bu şeytanın akıl mantık maskesi altında insana attığı en komik kazıktır..

    dini metinlerde bahsi geçen yaşanmışlıklara muhattab ruh idi ..adı üzerinde ruhlar alemi..

    beyin biyolojik vucuda ait hatırlamaya yarayan araç..dünya şartlarında işlev görmesi için yaradılmış...sen doğum öncesi aleme ve orada yaşanmışlıklara dair hatırlama işinde neden beynini kullanıyorsun ki..o alemde var olmayan bir aracı zorluyorsun..

    doğal olarak hatırlamayınca yok sayıyorsun..

    ikiyüzlülük yok ortada ..öte alemde var olmayan bir organ ile orada yaşanmış olması muhtemel şeyleri hatırlama çalışması hatırlamayınca ölüm sonrasınıda hiçliğe mahkum etme abukluğu var..

    buhari eserinde naklettiği hadisleri ..raviler ve senedleri ile belirtmiştir..

    örnek olarak su mucizesi ile alakalı hadisin raviler 2-3 nesilden ibarettir..yani filanoğlu filan fallan oğlu falan diye zincirleme bağlantı ile nakil söz konusudur...rivayet zinciri sahabeye dayanır..hz peygamberin vefat etmiş olması sahebenin yaşamadığı tabiinin yaşamadığı tebeü tabinin yaşamadığı anlamına gelmez..eğer raviler yoluyla bir haber ulaşmış ise ve raviler arasında hadis usulünde bahsi geçen kriterlere uymayan kimse yok ise alır kabul ederiz..aksi yönde davranmamıza sebeb olacak..bir tutum sergilememiz söz konusu olamaz...sahabe gördüğü olayı tabiine tabiin ise tebeütabine iletir ..hadis imamları ise bu nakilleri metin halinde bir eserde toplar..

    evet buhari efendimizin vefatından sonra doğdu ama sahabe hayatta idi..tabiinde öyle tebeü tabiinde...ilgili hadisi ravileri ile ele alır nakil sürecini ve hadis tahricini okuma zahmetine katlanırsan..hadis usulü fıkhı nedir araştırırsan..şüphe tohumu ekmeye çalışmassın

    akıl..evet mucizenin kavramsal boyutta sözlük anlamına bile tahammül edemeyen değerlendirme noktasında sözlük anlamını inanmasa bile yok sayan akıl..

    doğum öncesini beyni ile hatırlamaya çalışan akıl...





  • quote:

    Orijinalden alıntı: Anarşist69

    son paragraf ve ölüm sonrası hiçlik..

    bu hiçlik fikrine doğum öncesini hatırlayamama sendromu sebeb olmuş sanırım...

    meşhur ataiz önermedir...derler ki..ulen dini metinlerde..doğum öncesi hayattdan bahsedilir ..ruhlar alemi felan filan..

    neden hatırlayamıyom..madem doğum öncesi hiçlikdir..ölüm sonrasıda aynen öyle..

    sıkıntı şurda ..doğum öncesini hatırlamada beynini kullanıyorsun..ki bu şeytanın akıl mantık maskesi altında insana attığı en komik kazıktır..

    dini metinlerde bahsi geçen yaşanmışlıklara muhattab ruh idi ..adı üzerinde ruhlar alemi..

    beyin biyolojik vucuda ait hatırlamaya yarayan araç..dünya şartlarında işlev görmesi için yaradılmış...sen doğum öncesi aleme ve orada yaşanmışlıklara dair hatırlama işinde neden beynini kullanıyorsun ki..o alemde var olmayan bir aracı zorluyorsun..

    doğal olarak hatırlamayınca yok sayıyorsun..

    ikiyüzlülük yok ortada ..öte alemde var olmayan bir organ ile orada yaşanmış olması muhtemel şeyleri hatırlama çalışması hatırlamayınca ölüm sonrasınıda hiçliğe mahkum etme abukluğu var..

    buhari eserinde naklettiği hadisleri ..raviler ve senedleri ile belirtmiştir..

    örnek olarak su mucizesi ile alakalı hadisin raviler 2-3 nesilden ibarettir..yani filanoğlu filan fallan oğlu falan diye zincirleme bağlantı ile nakil söz konusudur...rivayet zinciri sahabeye dayanır..hz peygamberin vefat etmiş olması sahebenin yaşamadığı tabiinin yaşamadığı tebeü tabinin yaşamadığı anlamına gelmez..eğer raviler yoluyla bir haber ulaşmış ise ve raviler arasında hadis usulünde bahsi geçen kriterlere uymayan kimse yok ise alır kabul ederiz..aksi yönde davranmamıza sebeb olacak..bir tutum sergilememiz söz konusu olamaz...sahabe gördüğü olayı tabiine tabiin ise tebeütabine iletir ..hadis imamları ise bu nakilleri metin halinde bir eserde toplar..

    evet buhari efendimizin vefatından sonra doğdu ama sahabe hayatta idi..tabiinde öyle tebeü tabiinde...ilgili hadisi ravileri ile ele alır nakil sürecini ve hadis tahricini okuma zahmetine katlanırsan..hadis usulü fıkhı nedir araştırırsan..şüphe tohumu ekmeye çalışmassın

    akıl..evet mucizenin kavramsal boyutta sözlük anlamına bile tahammül edemeyen değerlendirme noktasında sözlük anlamını inanmasa bile yok sayan akıl..

    doğum öncesini beyni ile hatırlamaya çalışan akıl...



    Doğum öncesini tabi ki hatırlayamam, doğumdan sonraki yıllarda hatırlayamadığım pek çok şey gibi. Zira muhtemelen beynim yeterince gelişmemişti bu davranışları yapabilmem için. Zaten hatırlasam da bana bir faydası yok, annemin vücudu içerisindeki bir sıvıda öylece yüzmekteydim. Benim için büyük bir anlam ifade etseydi ultrason makinasının başında yatıp kalkardım.

    Ayrıca niçin bana inanmadığım ve akla yatkın olmayan şeyler üzerine gitmem için telkinde bulunduğunuzu anlayamıyorum. Ruh diye birşey size göre var, bana göre yok. Ayrıca dediğim üzere hadisler beni alakadar etmiyor, eğer ki ileride bir tarihçi olarak İslam tarihi üzerine araştırma yapmam konusunda yardımı olacak olursa o zaman öğrenirim dediğiniz şeyleri.




  • Bill Russell kullanıcısına yanıt
    inanman hususunda telkinde bulunmuyorum...henüz

    sadece takip edilmesi gereken usulü tarif ediyorum..kim olursa olsun neye inananırsa inansın en azından kavramlara sadık kalmalı..veya eleştiriye tabi tuttuğu veya sorguladığı alana dair temel noktada bilgi sahibi olmalı..

    ve elbette ne siz neden ben doğum öncesini hatırlama noktasında beyni kullanmamalıyız..zira ruha ait cevherler bu noktada devreye girer..letaifler yani..onların aktif hale getirmeye muvaffak olursak atıl durumdaki uhrevi radarlar olan letaaifler kendilerinde saklı olan bilgiyi bize sunacaktır..

    ruh..uyuyorsun dimi..rüya görüyorsun..meşhur ve malum rüya meselesi tarifi bir yana ..islama göre var olan durumu izah edeyim..ayet var uykuya daldığımızda ruhlarımız alınır ve farklı bir boyutta rüya denen şeye muhattab oluruz..islama göre kabaca durum bu..görüp duyduğumuz hissettiğimiz bir takım şeyler vucuda gelir rüyada..gördüklerimizi ele alalım..uyku esnasında gözler kapalı ..nasıl görme işlemi gerçekleşir..hiç düşündün mü..efem hatırlama onlar deme..elbette hatırlıyoruz ama görme işlevini hangi organımız üstleniyor..

    mesela ben geçen gün bir ev gördüm içini gezdim rüyamda..görüyordum..nasıl gerçekleşiyordu bu..




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Anarşist69

    inanman hususunda telkinde bulunmuyorum...henüz

    sadece takip edilmesi gereken usulü tarif ediyorum..kim olursa olsun neye inananırsa inansın en azından kavramlara sadık kalmalı..veya eleştiriye tabi tuttuğu veya sorguladığı alana dair temel noktada bilgi sahibi olmalı..

    ve elbette ne siz neden ben doğum öncesini hatırlama noktasında beyni kullanmamalıyız..zira ruha ait cevherler bu noktada devreye girer..letaifler yani..onların aktif hale getirmeye muvaffak olursak atıl durumdaki uhrevi radarlar olan letaaifler kendilerinde saklı olan bilgiyi bize sunacaktır..

    ruh..uyuyorsun dimi..rüya görüyorsun..meşhur ve malum rüya meselesi tarifi bir yana ..islama göre var olan durumu izah edeyim..ayet var uykuya daldığımızda ruhlarımız alınır ve farklı bir boyutta rüya denen şeye muhattab oluruz..islama göre kabaca durum bu..görüp duyduğumuz hissettiğimiz bir takım şeyler vucuda gelir rüyada..gördüklerimizi ele alalım..uyku esnasında gözler kapalı ..nasıl görme işlemi gerçekleşir..hiç düşündün mü..efem hatırlama onlar deme..elbette hatırlıyoruz ama görme işlevini hangi organımız üstleniyor..

    mesela ben geçen gün bir ev gördüm içini gezdim rüyamda..görüyordum..nasıl gerçekleşiyordu bu..

    Beyin denen organı fazla küçümsemeyin, yazdıklarınızın tek sebebi odur. Gözleriniz sadece dışarıdan gelen ışığı toplar ve beyninize sinyaller olarak iletir. Diğer yan organlarınız da aynı şekilde. Eğer aynı işlevi görecek sinyalleri beyne iletmenin başka bir yolunu bulursanız bunlara ihtiyaç kalmaz. Ki beyin bunu kendi içinde de yapabilecek organdır. Mesela beyniniz yüzünden aslında olmayan insanları görmeye başlayabilirsiniz. Bir anda acı duygunuzu yitirebilir, elinizin ayağınızın kontrolünü tamamen kaybedebilir, yaşadığınızı dahi unutabilirsiniz. Gördüğünüz rüyalar da beyninizin içerisinde yaşanan hareketlerden başka birşey değildir.




  • 
Sayfa: önceki 1234
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.