Şimdi Ara

Kuran-i Kerim de Nuh Tufani

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
1 Misafir - 1 Masaüstü
5 sn
67
Cevap
0
Favori
2.033
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1234
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Ulkemizde, musluman ve gayri muslim vatandaslarimizla birlikte bir sokak reportaji gerceklestirilse; hemen herkesimden insan 3 asagi 5 yukari ayni ezberi dile getirecektir.
    Hz.Nuh, kavmini uyardi. Allah in dinini teblig etti fakat kavminden cok az insan kendisine inandi ve Allah a iman etti. Bunun uzerine Allah, peygamber Hz.Nuh a soyle dedi; buyuk bir gemi insaa et ve sana inananllarla birlikte her cins hayvandan disi-erkek olmak suretiyle bir cift gemiye al... Hz.Nuh, Allah in sozune uydu, gemiyi insaa etti ve tufan gerceklesti. Dunya uzerindeki tum canlilar helak oldu. Sadece Hz.Nuh ve gemideki cok az insan kurtuldu.. Tabii her hayvan ve bocekten birer ciftte..

    Bu bilgiyi, cocuklugumuzdan beridir Tv, sinema, sozlu anlatim olmak uzere duyuyor ve ezberliyoruz. Dahasi bu bilgiyi baskalarinada aynen aktarip zincirdeki halka vazifemizi yerine getiriyoruz.

    Uc semavi dinde de Nuh tufani anlatilmaktadir. Gecmis kavimlerin ve milletlerin sozlu ve yazili anlatimlarinda da bu hadiseyi gormekteyiz. Fakat kutsal kitaplarda yer alan bu bilgiler aslinda birbirinden cok onemli derecede farklidir. Yani soyle soyleyebilirizki bugun halkimizin pek cogu Nuh tufani dedigimiz konuyu Tevrat anlatimiyla bilmekte ve anlatmaktadir. Tabii bunda yabanci kaynakli film ve gorsel,yazili anlatimlarin rolu buyuktur.

    Bu konuda kisaca Incil, Tevrat ve Kuran-i Kerim de yer alan tufan hadisesi anlatilmaktadir. Muslumanlarin bu konuyu kutsal kitabimiz Kuran-i kerim den ogrenmesi kesin olarak en dogrusudur.

     Kuran-i Kerim de Nuh Tufani


    -----------------------------------------------------------------------------------------------
    Incilde Nuh tufani:

    “Nûh'un günlerinde nasıl olduysa, İnsanoğlu'nun gelişinde de öyle olacak. Nûh'un gemiye bindiği güne dek, tûfândan önceki günlerde insanlar yiyip içiyor, evlenip evlendiriliyorlardı. Tûfân gelinceye, hepsini süpürüp götürünceye dek başlarına geleceklerden habersizdiler. İnsanoğlu'nun gelişi de öyle olacak. ” (Matta, 24/37-39)


    “Tanrı, eski dünyayı da esirgemedi. Ama Tanrısızların dünyası üzerine tûfânı gönderdiği zaman, doğruluk yolunu bildiren Nûh'u ve yedi kişiyi daha korudu.” (II. Petrus, 2/5)

    ------------------------------------------------------------------------------------------------
    Tevrata gore Nuh tufani:

    “Rab baktı, yeryüzünde insanın yaptığı kötülük çok, aklı fikri hep kötülükte. İnsanı yarattığına pişman oldu. Yüreği sızladı. “Yarattığım insanları, hayvanları, sürüngenleri, kuşları yeryüzünden silip atacağım” dedi, “Çünkü onları yarattığıma pişman oldum.” Ama Nuh Rab’bin gözünde lütuf buldu.” Yaratılış 6:5-8


    “Ve Tanrı Nuh’a dedi: Önüme bütün beşerin sonu geldi; çünkü onların sebebiyle yeryüzü zorbalıkla doldu, ve işte, ben onları yeryüzü ile beraber yok edeceğim.Kendine gofer ağacından bir gemi yap. İçini dışını ziftle, içeriye kamaralar yap. Gemiyi şöyle yapacaksın: Uzunluğu üç yüz, genişliği elli, yüksekliği otuz arşın olacak. Pencere de yap, boyu yukarıya doğru bir arşını bulsun. Kapıyı geminin yan tarafına koy. Alt, orta ve üst güverteler yap. Yeryüzüne tufan göndereceğim. Göklerin altında soluk alan bütün canlıları yok edeceğim. Yeryüzündeki her canlı ölecek. Ama seninle bir antlaşma yapacağım. Oğulların, karın, gelinlerinle birlikte gemiye bin. Sağ kalabilmeleri için her canlı türünden bir erkek, bir dişi olmak üzere birer çifti gemiye al. Çeşit çeşit kuşlar, hayvanlar, sürüngenler sağ kalmak için çifter çifter sana gelecekler.Yanına hem kendin, hem onlar için yenebilecek ne varsa al, ilerde yemek üzere depola.Ve Nuh Tanrı’nın kendisine emrettiği herşeye göre yaptı; öyle yaptı.“ Yaratılış 6:13-22

    “Yeryüzünde soyları tükenmesin diye, yanına temiz sayılan hayvanlardan erkek ve dişi olmak üzere yedişer çift, kirli sayılan hayvanlardan birer çift, kuşlardan yedişer çift al. Göklerin kuşlarından da erkek ve dişi olarak yedişer, yedişer alacaksın“ Yaratılış 7:2-3

    “Nuh altı yüz yaşındayken, o yılın ikinci ayının on yedinci günü enginlerin bütün kaynakları fışkırdı, göklerin kapakları açıldı. Yeryüzüne kırk gün kırk gece yağmur yağdı.” Yaratılış 7:11-12


    “Ve adamdan sığırlara kadar, sürünenlere kadar, ve göklerin kuşlarına kadar, yeryüzü üzerinde yaşayan herşey silindi; ve yeryüzünden silindiler, ve yalnız Nuh ve kendisi ile beraber gemide olanlar kaldılar“. Yaratılış 7:23

    “Gemi yedinci ayın on yedinci günü..r..r..t.. dağları üzerine oturdu.“ Yaratılış 8:4

    “Ve sular onuncu aya kadar, gittikçe azaldılar; onuncu ayda, ayın birinde dağların başları göründüler. Ve vaki oldu ki, kırk gün bittikten sonra, Nuh yapmış olduğu geminin penceresini açtı; ve kuzgunu gönderdi, ve o yerde sular kuruyuncaya kadar, öteye beriye gitti. Ve sular toprağın yüzü üzerinden eksildi mi diye görmek için, yanından güvercini gönderdi; fakat güvercin ayağının tabanına bir istirahat yeri bulamadı, ve gemiye onun yanına döndü, çünkü sular bütün yer yüzünde idiler; ve elini uzatıp onu tuttu, ve onu kendi yanına gemiye aldı. Ve diğer yedi gün daha bekledi; ve Güvercini gemiden tekrar gönderdi; ve akşam vakti güvercin onun yanına girdi; ve işte ağzında yeni koparılmış zeytin yaprağı vardı; ve Nuh suların yeryüzünden eksilmiş olduklarını bildi. Ve diğer yedi gün daha bekledi ve güvercini gönderdi; ve artık tekrar kendisine dönmedi. Ve vaki oldu ki, altı yüz birinci yılında, birinci ayda, ayın birinde yer üzerinden sular kurudular; ve Nuh geminin örtüsünü kaldırdı, ve baktı ki toprağın yüzü kurumuştu.Ve ikinci ayda, ayın on yedinci gününde yer kuru idi.” Yaratılış 8:5-14

    ” Ve ahdimi sizinle sabit kılacağım, ve bütün beşer artık tufanın suları ile kesilmeyecektir, ve yeryüzünü helak etmek için artık tufan olmayacaktır.” (Yaratılış 9:11)



    -------------------------------------------------------------------------------------------------------
    Nuh tufani hakkindaki bazi Kuran-i kerim ayetleri asagidadir:


    "Andolsun ki Nûh'u elçi olarak kavmine gönderdik de dedi ki: "Ey kavmim! Allah'a kulluk edin sizin O'ndan başka bir ilâhınız yoktur. Doğrusu ben, üstünüze gelecek büyük bir günün azabından korkuyorum."

    "Kavminden ileri gelenler dediler ki: "Biz seni apaçık bir sapıklık içinde görüyoruz".

    (Nûh) dedi ki: "Ey kavmim! Bende herhangi bir sapıklık yok, ben âlemlerin Rabbi tarafından gönderilmiş bir elçiyim."

    "Size Rabbimin gönderdiği gerçekleri duyuruyorum, size öğüt veriyorum ve Allah tarafından, sizin bilmediğiniz şeyleri biliyorum."

    (Allah'ın azabından) sakınıp da rahmete nail olmanız için, içinizden sizi uyaracak bir adam vasıtasıyla size bir zikir(kitap) gelmesine şaştınız mı?"

    O'nu yalanladılar, biz de O'nu ve O'nunla beraber gemide bulunanları kurtardık, âyetlerimizi yalanlayanları boğduk! Çünkü onlar, kalb gözleri körleşmiş bir kavim idiler.

    "Sizi uyarması için içinizden bir adam aracılığı ile, size bir zikir gelmesine şaştınız mı? Düşünün ki (Allah) sizi, Nûh kavminden sonra, onların yerine hâkimler yaptı ve yaratılışta sizi onlardan üstün kıldı. Allah'ın nimetlerini hatırlayın ki, kurtuluşa eresiniz."

    Onlara, kendilerinden öncekilerin; Nuh Kavmi'nin, Âd'in, Semûd'un, İbrahim Kavmi'nin, Medyen Ashabı'nın ve o mü'tefikelerin haberi gelmedi mi? Onların hepsine peygamberleri delillerle gelmişlerdi. Demek ki Allah, onlara zulmetmiş değildi, lâkin onlar kendi kendilerine zulmediyorlardı.

    Eğer yüz çevirirseniz çevirin, ben de sizden bir ücret istemedim ya! Benim mükafatımı ancak Allah verir. Ve ben O'nun emrine boyun eğen müslümanlardan olmakla emrolundum.

    Buna rağmen yine de onu inkâr ettiler. Biz de onu ve gemide kendisiyle beraber olanları kurtardık. Ve onları yeryüzüne halifeler yaptık. Âyetlerimizi inkâr edenleri ise suda boğduk. Bak işte uyarılanların akıbeti nasıl oldu.

    Andolsun ki, vaktiyle Nuh'u da kavmine gönderdik, O, onlara şöyle dedi: "Ben sizin için apaçık bir uyarıcıyım."

    "Allah'dan başkasına ibadet etmeyin! Ben, size gelecek acı bir günün azabından korkarım."

    "Buna karşılık, kavminin ileri gelen kâfirlerinden bir kısmı dediler ki: "Biz seni bizim gibi insanlardan biri olarak görüyoruz, başka değil. İlk bakışta bizim ayak takımımızdan başkasının senin arkana düştüğünü görmüyoruz. Sizin bizden fazla bir meziyetinizi de görmüyoruz. Aksine sizi yalancılar sanıyoruz."

    Nuh dedi ki; "Ey kavmim! Peki şu söyleyeceğime ne diyeceksiniz? Ben Rabbimden apaçık bir delil üzere isem ve O, bana kendi tarafından bir rahmet bahşetmişse, size de onu görecek göz verilmemişse biz, istemediğiniz halde onu size zorla mı kabul ettireceğiz?"

    "Ey kavmim! Ben sizden herhangi bir mal mülk istemiyorum. Benim mükafatım ancak Allah'a aittir. Ve ben ona iman edenleri kovacak değilim. Onlar elbette Rablerine kavuşacaklar. Fakat ben de sizi cahillik eden bir kavim görüyorum."

    Dediler ki; "Ey Nuh! Bizimle didişip durdun, didişmende de çok ileri gittin. Eğer doğru söylüyorsan, bizi tehdit ettiğin şu azabı getir de görelim."

    Nuh dedi ki; "Onu ancak Allah dilerse getirir. Ve siz O'nu yıldıracak değilsiniz."

    Ayrıca Nuh'a şöyle vahyettik: "Bil ki kavminden şimdiye kadar iman etmiş olanlardan başka artık kimse iman etmeyecektir. Onun için yaptıkları şeylerden dolayı kederlenme."

    Bizim gözetimimiz altında ve vahyimize göre gemiyi yap. Zulüm yapanlar hakkında da bana bir şey söyleme. Çünkü onlar kesinlikle suda boğulacaklardır.

    Gemiyi yapıyordu, kavminden bazı ileri gelen gruplar, onun yanından gelip geçtikçe, onunla alay ediyorlardı. Nuh dedi ki: "Bizimle eğleniyorsunuz, biz de sizinle tıpkı bizimle eğlendiğiniz gibi alay edip eğleneceğiz."

    Nihayet emrimiz geldiği ve tennur (tandır veya geminin kazanı) tutuşup parladığı zaman dedik ki; "Erkeği ve dişisi olan her canlıdan ikişer tane, aleyhlerinde hüküm verilmiş olanların dışında, aileni ve iman etmiş olanları geminin içine yükle". Zaten beraberinde iman edenler çok az idi.

    Gemi içindekilerle birlikte, dağlar gibi dalgalar arasında akıp gidiyordu. Nuh ayrı bir yere çekilmiş olan oğluna bağırdı: "Yavrucuğum, gel, bizimle beraber bin! Kâfirlerle beraber olma!"

    O, dedi ki; "Ben, beni sudan koruyacak bir dağa çıkacağım". Nuh da "Bu gün Allah'ın merhamet ettiğinden başkasını, Allah'ın bu emrinden koruyacak kimse yoktur." dedi. Derken dalga aralarına giriverdi. O da boğulanlardan oldu.

    Allah tarafından denildi ki: "Ey yeryüzü suyunu yut! Ey gökyüzü sen de suyunu kes! Ve sular çekildi. Emir yerine gelmiş oldu. Gemi de Cudi dağı üzerine oturdu. O zalim kavme böylece dünyadan uzak olun denildi.

    "Ey kavmim! Bana karşı gelmeniz sakın sizi, Nuh kavminin veya Hud kavminin veya Salih kavminin başlarına gelen musibetler gibi bir musibete uğratmasın. Lut kavmi de sizden uzak değildir.

    Â yetlerimizi yalanlayan kavminden onun öcünü aldık. Şüphesiz onlar kötü bir kavimdiler. Biz de hepsini (suda) boğduk.

    -------------------------------------------------------------------------------------------------------------

    İslam alimleri arasında Nuh tufanı meselesini yorumlanırken, “Tufanın bölgesel mi tüm dünyada mı olduğu kesin değildir”, kabulüyle kişiler kendi yorumlarında bulunmuşlardır. Çünkü, Hz.Nuh sadece kendi kavmine uyarıcı ve tebliğci olarak gönderilmiştir. Ve yaptığı gemiye sadece kendi kavmindeki inananları almıştır. Hz.Nuh’un diğer dünya kavimleriyle bir ilgisi yoktur. Dolayısıyla helakın onları bulması söz konusu değildir ve olmamalıdır. Nitelim, Ad, Semud gibi kavimlerinin helakı da bölgesel olmuştur ve o bölgelerin haricinde diğer bölgeler azaptan etkilenmemiştir. Kısaca Dünya’nın diğer yerlerinde bu tufanın görülmesi görüşü bu gibi pek çok sebeple itibar görmemiştir ki, bu yüzden Hz.Nuh’un Dünya’nın dört bir yanında çift hayvanları bulup getirmesi ve gemiye doldurması da zaten mümkün olmaması da bunun cabasıdır. Zira tufan dünyaya yayılacak olsa tüm dünyadan çift hayvanlar getirilirdi. Bu da mümkün olmazdı.

    Allah in ayetlerine baktigimizda konunun aslini daha net bir sekilde gorebiliriz:


    Onlara, kendilerinden öncekilerin; Nuh Kavmi'nin, Âd'in, Semûd'un, İbrahim Kavmi'nin, Medyen Ashabı'nın ve o mü'tefikelerin haberi gelmedi mi? Onların hepsine peygamberleri delillerle gelmişlerdi. Demek ki Allah, onlara zulmetmiş değildi, lâkin onlar kendi kendilerine zulmediyorlardı.

    Allah tarafından denildi ki: "Ey yeryüzü suyunu yut! Ey gökyüzü sen de suyunu kes! Ve sular çekildi. Emir yerine gelmiş oldu. Gemi de Cudi dağı üzerine oturdu. O zalim kavme böylece dünyadan uzak olun denildi.








  • Kanaatimce Hz. Nuh tufanı evrensel çapta olmuş olup tüm yer yüzünü etkilemiştir.
    Dünyanın öbür ucu olan Paskalya adalarında yaşamış olan eski insanların bile Nuh tufanından bahsettikleri bilinir. (bir belgeselde izlemiştim).
    En doğrusunu Hz. Allah c.c. bilir...
  • Dünyada tüm toprakları su altında bırakacak kadar H2O molekülü yok. Tüm buzullar erise dünya şöyle görünürdü:

     Kuran-i Kerim de Nuh Tufani


    Nuh tufanı denilen olay büyük ihtimalle İstanbul Boğazının açılmasını anlatıyor. MÖ 5000'li yıllarda Boğazın açılmasıyla aslında bir göl olan Karadeniz'in suyu aniden yükselir ve Karadeniz'in etrafında yaşayan insanların yaşam alanlarını su basar. Bu insanlar kaçarlar ve Mezopotamya'ya gelirler, büyük bir tufanın hikayesini anlatırlar. Hikaye Sümer mitolojisinde de yer bulur, oradan tüm Ortadoğu dinlerine geçer.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Lews Therin Telamon -- 26 Aralık 2015; 0:49:49 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • Everestin tepesinde deniz kabuklarının ne işi var diyerek , ben Nuh tufanının bütün dünyayı kapladığını düşünüyordum.Ama aslında everest , hint yarımadasının asyayı sıkıştırmasıyla yükselmiş bir dağmış.Esasında hint yarımadası asya ile bitişik değilmiş.Everest her yıl bir cm yükseliyomuş.Şimdi anlıyorum , Nuh tufanının bölgesel olma ihtimali var.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Lews Therin Telamon kullanıcısına yanıt
    Aslinda Tevrat, sadece 10 emirden ibarettir.. Zebur dan ise gunumze hicbir eser kalmamistir. Bugun ku mevcut Tevrat, islamda hadis diye anilan hatira, bilgi ve tanimlardan olusturulmustur. Arayada pek cok batil konu karismis ve buyuk olcude tahribata ugramistir. Incil hakkinda konusmaya bile gerek yok, Tevrat in devami yada ikinci versiyonu diyebiliriz. Bu iki kitaptada Nuh tufani, tipki Gilgamis destaninda yer alan ifadelere paralellik gostererek anlatilir. Tanri veya tanrilar, yeryuzundeki insanlardan rahatsiz oldu ve hepsini yoketmeye karar verdi...
    Kuran-i kerim de ise bunlardan farkli bir sekilde anlatilir. Yani Kuran-i kerim hicbir kaynagi tekrar veya kopya etmemistir.

    "Allah tarafından denildi ki: "Ey yeryüzü suyunu yut! Ey gökyüzü sen de suyunu kes! Ve sular çekildi. Emir yerine gelmiş oldu. Gemi de Cudi dağı üzerine oturdu. O zalim kavme böylece dünyadan uzak olun denildi."

    "Nuh kavmine gelince, Peygamberleri yalancılıkla itham ettiklerinde, onları suda boğduk ve kendilerini insanlar için bir ibret yaptık. Biz zalimler için acıklı bir azab hazırlamışızdır."

    Kuran da bu sekilde anlatilirken, Tevrat da ve incilde; yeryuzundeki butun canlilar yokedildi seklinde anlatilmaktadir.

    Dediler ki: "Sakın tanrılarınızı bırakmayın, ne Vedd'i, ne Suva'ı ve ne de Yeğus'u, Yeûk'u ve Nesr'i."

    Çok kişiyi yoldan saptırdılar. Sen de o zalimlerin sadece şaşkınlıklarını artır.


    Bu ayetden de anlasiliyorki; o kavmin cok tanrili bir inanisa sahip oldugu biliniyor ve bunun icin bir peygamber gonderilmis. Gecmis kavim ve toplumlarda islam inanisina benzerlik gosteren adet ve hukumler olabilir. Zaten Kuran da acik acik Hz.Adem den Hz.Muhammed e kadar peygamberler gonderildigini belirtiyor. Eger gecmis toplumlarda, islama dair en ufak bir iz bulamasaydik, asil o zaman islamdan ve Kuran dan suphe etmemiz gerekirdi.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: mahmudhudavendi

    Aslinda Tevrat, sadece 10 emirden ibarettir.. Zebur dan ise gunumze hicbir eser kalmamistir. Bugun ku mevcut Tevrat, islamda hadis diye anilan hatira, bilgi ve tanimlardan olusturulmustur. Arayada pek cok batil konu karismis ve buyuk olcude tahribata ugramistir. Incil hakkinda konusmaya bile gerek yok, Tevrat in devami yada ikinci versiyonu diyebiliriz. Bu iki kitaptada Nuh tufani, tipki Gilgamis destaninda yer alan ifadelere paralellik gostererek anlatilir. Tanri veya tanrilar, yeryuzundeki insanlardan rahatsiz oldu ve hepsini yoketmeye karar verdi...
    Kuran-i kerim de ise bunlardan farkli bir sekilde anlatilir. Yani Kuran-i kerim hicbir kaynagi tekrar veya kopya etmemistir.

    "Allah tarafından denildi ki: "Ey yeryüzü suyunu yut! Ey gökyüzü sen de suyunu kes! Ve sular çekildi. Emir yerine gelmiş oldu. Gemi de Cudi dağı üzerine oturdu. O zalim kavme böylece dünyadan uzak olun denildi."

    "Nuh kavmine gelince, Peygamberleri yalancılıkla itham ettiklerinde, onları suda boğduk ve kendilerini insanlar için bir ibret yaptık. Biz zalimler için acıklı bir azab hazırlamışızdır."

    Kuran da bu sekilde anlatilirken, Tevrat da ve incilde; yeryuzundeki butun canlilar yokedildi seklinde anlatilmaktadir.

    Dediler ki: "Sakın tanrılarınızı bırakmayın, ne Vedd'i, ne Suva'ı ve ne de Yeğus'u, Yeûk'u ve Nesr'i."

    Çok kişiyi yoldan saptırdılar. Sen de o zalimlerin sadece şaşkınlıklarını artır.


    Bu ayetden de anlasiliyorki; o kavmin cok tanrili bir inanisa sahip oldugu biliniyor ve bunun icin bir peygamber gonderilmis. Gecmis kavim ve toplumlarda islam inanisina benzerlik gosteren adet ve hukumler olabilir. Zaten Kuran da acik acik Hz.Adem den Hz.Muhammed e kadar peygamberler gonderildigini belirtiyor. Eger gecmis toplumlarda, islama dair en ufak bir iz bulamasaydik, asil o zaman islamdan ve Kuran dan suphe etmemiz gerekirdi.



    Cudi Dağı'nın nerede olduğunu biliyor musunuz?

     Kuran-i Kerim de Nuh Tufani


    Yüksekliğinin ne kadar olduğunu biliyor musunuz?

    2114 metre.

    Şimdi bana 2114 metre yüksekliğinde bir dağın üzerine bir geminin nasıl oturduğunu anlatmalısınız. Üstelik tüm buzullar eridiğinde su 60 metre yükseliyor. Deniz kenarında yaşıyor olsalar, 100 metrelik bir tepe bulup tırmansalar ve erzak depolasalar da kurtulurlarmış. (TÜM buzların eridiğini varsayıyoruz.)

    Koşarak da kaçabilirlermiş. Karadenizin çevresinde yaşayan insanlar öyle kaçmışlar.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Lews Therin Telamon -- 26 Aralık 2015; 13:28:19 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • "Tabii her hayvan ve bocekten birer ciftte.."

    Balıklar ve mikroplar ne yapmışlar acep?

    Balıklar yüzmüştür gerçi. Bayram etmişlerdir. :)

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Yapay Zeka’dan İlgili Konular
    Daha Fazla Göster
  • Lews Therin Telamon kullanıcısına yanıt
    Birbirimizin yazdigi yorumlari okumadan ezbere karsilik verirsek, hicbir yere varamayiz..


    "Allah tarafından denildi ki: "Ey yeryüzü suyunu yut! Ey gökyüzü sen de suyunu kes! Ve sular çekildi. Emir yerine gelmiş oldu. Gemi de Cudi dağı üzerine oturdu. O zalim kavme böylece dünyadan uzak olun denildi."
  • quote:

    Orijinalden alıntı: mahmudhudavendi

    Birbirimizin yazdigi yorumlari okumadan ezbere karsilik verirsek, hicbir yere varamayiz..


    "Allah tarafından denildi ki: "Ey yeryüzü suyunu yut! Ey gökyüzü sen de suyunu kes! Ve sular çekildi. Emir yerine gelmiş oldu. Gemi de Cudi dağı üzerine oturdu. O zalim kavme böylece dünyadan uzak olun denildi."


    o ayet ile inançsız birisine kanıt mı sundun yani ? gerçekten komiksiniz
  • Lotusx L kullanıcısına yanıt
    Tevrat daki sozlere bakinca tuhaf gelmesi tabii normal.. Zaten bu yuzden biz muslumanlar, Tevrat in insan eli ve akliyla yazildigina inaniyoruz.


    Kuran da her hayvandan, her canlidan (bocekten vs) birer cift de gemiye al, gibi bir soz ve ifade mevcut degildir. Bu ifade toplumumuza malesef Tevrat inancindan ve tevrat uzerinden yapilan yayinlar nedeniyle bulasmistir. Zaten bu konuyu acmamdaki en buyuk neden de bu hatayi duzeltmektir.

    Tevrat da gecen ifade asagidadir:

    "....Yeryüzündeki her canlı ölecek. Ama seninle bir antlaşma yapacağım. Oğulların, karın, gelinlerinle birlikte gemiye bin. Sağ kalabilmeleri için her canlı türünden bir erkek, bir dişi olmak üzere birer çifti gemiye al. Çeşit çeşit kuşlar, hayvanlar, sürüngenler sağ kalmak için çifter çifter sana gelecekler. Yanına hem kendin, hem onlar için yenebilecek ne varsa al, ilerde yemek üzere depola.”



    Kuran da ki ifade asagidadir:

    Nihayet emrimiz geldiği ve tennur (tandır veya geminin kazanı) tutuşup parladığı zaman dedik ki; "Erkeği ve dişisi olan her canlıdan ikişer tane, aleyhlerinde hüküm verilmiş olanların dışında, aileni ve iman etmiş olanları geminin içine yükle". Zaten beraberinde iman edenler çok az idi.

    “Ey Rabbim! Kavmimi gece gündüz imana çağırdım. Fakat ben dâvet ettikçe onlar daha çok kaçtılar. Her ne zaman onları bağışlaman için Senin mağfiretine çağırdıysam, parmaklarını kulaklarına tıkadılar, beni görmemek için elbiselerini başlarına geçirdiler. İnat ettiler, kibirlendikçe kibirlendiler.” (Nûh, 71/5, 6, 7)

    Suların en yüksek dağları bile aşmasından dolayı yeryüzünün her tarafını kapladığı görüşünde bulunan âlimler varsa da, ağırlıklı ve umumun kabul ettiği görüş, Tûfan'ın bütün Dünyayı değil sadece Nûh aleyhisselamın kavminin yaşadığı bölgeyi kaplamış olmasıdır.
    Çünkü Hikmet cihetiyle bakıldığı zaman Nûh Tûfanının, sadece Nûh kavminin yaşadığı bölgeleri içine alacak şekilde meydana gelmiş olması beklenir. Nitekim, bu kavimden sonraki Lût, Âd ve Semud kavimlerine gelen musibetler de, sadece o kavimlerin yaşadığı bölgelerde görülmüştür.

    Dolayisiyla , bolgesel bir yikima ugraycaksa; neden dunyadaki her cesit canlidan birer cift alma geregi olsun? Islam alimleri bu konuda; Hz.Nuh ve beraberinde gemiye binenlerin o bolgede yasamlarini hic etkilenmeden surdurebilmeleri icin, her hayvan turunden birer cift almalari olarak gorus bildirirler.
    Mantikli olan da budur.




  • Asil komik olan sensin.. Ama malesef haberin bile yok..
    Arkadasim okumuyormusunuz yazilanlari?

    "Üstelik tüm buzullar eridiğinde su 60 metre yükseliyor." demis..

    "Allah tarafından denildi ki: "Ey yeryüzü suyunu yut! Ey gökyüzü sen de suyunu kes! Ve sular çekildi. Emir yerine gelmiş oldu. Gemi de Cudi dağı üzerine oturdu. O zalim kavme böylece dünyadan uzak olun denildi."

    Herseyi yaratan Allah.. Yagmur yagdirmak maksadiyla bile bu dunyayi sular, seller altinda birakabilir.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: mahmudhudavendi

    Asil komik olan sensin.. Ama malesef haberin bile yok..
    Arkadasim okumuyormusunuz yazilanlari?

    "Üstelik tüm buzullar eridiğinde su 60 metre yükseliyor." demis..

    "Allah tarafından denildi ki: "Ey yeryüzü suyunu yut! Ey gökyüzü sen de suyunu kes! Ve sular çekildi. Emir yerine gelmiş oldu. Gemi de Cudi dağı üzerine oturdu. O zalim kavme böylece dünyadan uzak olun denildi."

    Herseyi yaratan Allah.. Yagmur yagdirmak maksadiyla bile bu dunyayi sular, seller altinda birakabilir.



    Ey yeryüzü suyunu yut!
    Ey gökyüzü sen de suyunu kes!




  • mahmudhudavendi kullanıcısına yanıt
    Peki HUD-40'taki o ifadeden ne anlamamız gerekiyor? :)

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Ama bilim bize bunun boyle olmadigini soyluyor...

    Evren zaten o kisi baltasini savurana kadar hali hazirda var. O da kirip genisletmis guya...


    Gökleri ve yeri yoktan var eden O'dur. Eşi de olmadığı halde, nasıl olur da çocuğu olur? Her şeyi yaratan O'dur. Ve O, herşeyi bilendir.

    O kâfir olanlar, görmediler mi ki, göklerle yer bitişik bir halde iken biz onları ayırdık. Hayatı olan her şeyi sudan yarattık. Hâlâ inanmıyorlar mı?


    Mantikli olmak gerekir..


    Ayrica Pangu diye anlattigin seyin icini, arka planini da doldurman gerekir... Bir cumle ile koskoca evrenin yaratilisini anlatamazsin.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi mahmudhudavendi -- 26 Aralık 2015; 15:45:16 >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: mahmudhudavendi



    Ama bilim bize bunun boyle olmadigini soyluyor...

    Evren zaten o kisi baltasini savurana kadar hali hazirda var. O da kirip genisletmis guya...


    Gökleri ve yeri yoktan var eden O'dur. Eşi de olmadığı halde, nasıl olur da çocuğu olur? Her şeyi yaratan O'dur. Ve O, herşeyi bilendir.

    O kâfir olanlar, görmediler mi ki, göklerle yer bitişik bir halde iken biz onları ayırdık. Hayatı olan her şeyi sudan yarattık. Hâlâ inanmıyorlar mı?

    Mantikli olmak gerekir..


    Ayrica Pangu diye anlattigin seyin icini, arka planini da doldurman gerekir... Bir cumle ile koskoca evrenin yaratilisini anlatamazsin.

    bilim tanrının yaratmadığını da söylüyor
    benim pangunun içini doldurmaya ihtiyacım yok zaten inanmıyorum bu yazı çin mitolojisinde evrenin genişlemesini anlatıyor
    doğru yanlış beni ilgilendirmiyor evrenin genişlemesi sadece kuranda geçmiyor




  • Lotusx L kullanıcısına yanıt
    Orada iki mesele vardir..
    Birincisi, gemideki suyun kaynamasi, Tandir parlayinca gibi ifade gecer. Bazi alimler burada buhara isaret etmektedir.
    Ikincisi, yukarida aciklamistim ama tekrar belirteyim... Ayetlerde Nuh aleyhisselam in kavminin helak oldugu yazmakta. Yeryuzundeki butun canlilarin degil. Her hayvandan bir cift gemiye al kismini da bu mantikla ele almak gerekir. Koyun, inek, keci, tavuk, kopek, kedi vs gibi ceylan, geyik artik o bolgede hangi cins hayvanlarla besin veya yasam surduruyorlarsa bunlardan disili erkekli birer cift almasi istenmistir. Orada sular cekildikten sonra tabii hayatlarina bu hayvanlar uzerinden devam edebilirler..
  • Cok mantiksiz konusuyorsun...
    bilim tanrinin yaratmadigini soyluyor.. ispatla.. Buyur.

    Şekilsiz olan kaos zaman içinde bir kozmik yumurta oluşturacak şekle gelir. Daha sonra bu kozmik yumurtanın içinde Pan Gu büyümeye başlar ve iyice büyüdüğünde parçalayarak yumurtadan çıkar.

    Pan gu dedigin zaten bu evrenin bir urunu... Tipki Zeus, Athena, apollo. Thor gibi.. Evrenin bir parcasi olan "sey" nasil evreni yaratabilir? Pekii ondan once ne vardi? Yani onu ne yaratti?

    ayrica genisledigi kismiyla ilgili bolumude cince kaynagiyla birlikte gostermen lazim. Bakalim bu ifade orijinalinde nasil.. sorgulamadan, kaynagini gormeden herseye inanamayiz.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi mahmudhudavendi -- 26 Aralık 2015; 16:05:22 >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: mahmudhudavendi

    Birbirimizin yazdigi yorumlari okumadan ezbere karsilik verirsek, hicbir yere varamayiz..


    "Allah tarafından denildi ki: "Ey yeryüzü suyunu yut! Ey gökyüzü sen de suyunu kes! Ve sular çekildi. Emir yerine gelmiş oldu. Gemi de Cudi dağı üzerine oturdu. O zalim kavme böylece dünyadan uzak olun denildi."


    Ezbere karşılık vermiyorum. Bölgesel oldu diyorsun, bölgesel olmasına da imkan yok diyorum. 2 kilometre yüksekliğe sahip dağa gemi oturmuş diyor Kuran, buna imkan yok diyorum. Tüm su sıvı olsa yine bölgesel bile olamaz diyorum. En kötü senaryoda koşarak kaçabilirler diyorum.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: mahmudhudavendi

    Cok mantiksiz konusuyorsun...
    bilim tanrinin yaratmadigini soyluyor.. ispatla.. Buyur.

    Şekilsiz olan kaos zaman içinde bir kozmik yumurta oluşturacak şekle gelir. Daha sonra bu kozmik yumurtanın içinde Pan Gu büyümeye başlar ve iyice büyüdüğünde parçalayarak yumurtadan çıkar.

    Pan gu dedigin zaten bu evrenin bir urunu... Tipki Zeus, Athena, apollo. Thor gibi.. Evrenin bir parcasi olan "sey" nasil evreni yaratabilir? Pekii ondan once ne vardi? Yani onu ne yaratti?

    allahtan önce ne vardı ? onu ne yarattı ?
    ne cevap vereceksin saçma bi ayet ile mi ? "Yoktan var oldu vs"

    "Şekilsiz olan kaos zaman içinde bir kozmik yumurta oluşturacak şekle gelir."
    ama bu mantıksız ?

    bana göre hepsi mantıksız ben panguya da allaha da inanmıyorum sen hala benim yazdığımı anlamamışsın zaten
    bir tane bilim camiası tarafından kabul görmüş bilimsel olarak evreni allah yaratmıştır diyen bir bilimsel çalışma gösterir misin ? ama öyle 1 kaç bilim adamının dediği şeyi değil...
    bilim şu anda big bang öncesini bilmiyor ama bu demek değildir ki allah var....




  • Lews Therin Telamon kullanıcısına yanıt
    Biraz uzun olacak ama tamamini okursan, meseleyi net sekilde gorebiliriz.

    O, dedi ki; "Ben, beni sudan koruyacak bir dağa çıkacağım". Nuh da "Bu gün Allah'ın merhamet ettiğinden başkasını, Allah'ın bu emrinden koruyacak kimse yoktur." dedi. Derken dalga aralarına giriverdi. O da boğulanlardan oldu.

    Allah tarafından denildi ki: "Ey yeryüzü suyunu yut! Ey gökyüzü sen de suyunu kes! Ve sular çekildi. Emir yerine gelmiş oldu. Gemi de Cudi dağı üzerine oturdu. O zalim kavme böylece dünyadan uzak olun denildi.

    Tufan olayını bilimsel olarak çözebilecek en mantıklı yaklaşımın 'suyun uzaydan geldiği' teorisi olduğunu savunan Yavuz Örnek, "Tufana sebep olması mümkün olan başka bir olay daha var. Dünyada bugünkü kadar su yoktu. Su uzaydan geldi. Tufan olayını bilimsel olarak çözecek en mantıklı düşünce budur. Bakın Mayalar ne diyor. "göklerden büyük gürültüler geldi ve ardı arkası kesilmeyen yağmurlar gece gündüz yağdı. Gökler yere iniyordu sanki karalar çöktü ve bir anda her şey sona eriverdi.

    "Tabi ki sadece mayaların efsanesi ile böyle bir iddiada bulunamayız. Ancak yeraltı sularının ve buzulların dünyada bir tufan oluşturamayacağı da bir gerçektir. Suyun uzaydan geldiğine dair üç delil vardır. Birincisi Kuranı kerimde bildirilen "biz göklerin kapılarını açtık" ayeti kerimesi, yeraltı sularının yetersizliği ve kültürlerdeki bilgiler. Gerçek şu ki tufanın bütün dünyada olduğunu bildikten sonra mevcut şartlar içinde böyle bir tufanın oluşması için dünyada bulunan sudan çok daha fazlasına ihtiyaç vardır ve bu da dünya dışından gelmiştir" dedi.

    Örnek, teorisini, "Birinci ihtimal bir kuyruklu yıldızdır. Kuyruklu yıldızlar donmuş su, toz ve gazlardan ibarettir. Dünyanın yörüngesine giren dev bir kuyruklu yıldız tufana sebep olur. Hem çekimle mağmayı tetikler, yeraltı sularını yeryüzüne çıkarır hem de bünyesindeki buzun erimesi ile suyunu dünyaya kaptırır. İkinci ihtimal ay bir astronomik olayla atmosferini kaybetti. Su buharı ve gazlardan oluşan karışım bin yıl gibi bir zamanda dünyaya ulaştı. Üçüncü bir ihtimal dünyaya yakın geçen bir gök cisminin atmosferini dünyaya kaptırması. Dördüncü ve zayıf bir ihtimal dünyanın aydan başka bir uydusu daha vardı. Atmosferini dünyaya kaptırdıktan sonra uzayın boşluğuna gitti. Beşinci bir ihtimal su buhar halinde göktaşları gibi uzayın bilinmeyen bir yerinden geldi" diyerek sürdürdü.


    Bunu bilimsel baska gerceklerle sabitleyelim:

    Bilinen genel görüş, Dünya'nın başlangıcında, suyun iki temel etkenle ortaya çıktığı şeklindedir. Birincisi; yanardağlardan fışkıran gazlarla birlikte su buharının da çıkması ve bu su buharının, bulutları, ardından da yağmurları oluşturmasıdır. İkincisi ise; buzullardan oluşan küçük kuyruklu yıldızların ve donmuş asteroitlerin Dünya'ya çarpmalarıdır.




  • 
Sayfa: 1234
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.