Şimdi Ara

Mazda 3 Dynamic'mi yoksa Opel Astra HB'mi? (3. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir (1 Mobil) - 1 Masaüstü1 Mobil
5 sn
54
Cevap
0
Favori
6.906
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 123
Sayfaya Git
Git
Giriş
Mesaj
  • Kesinlikle MAZDA 3....


    Magic Keyboard Online Services Co.
    MSN: webmaster@computerdelisi.net
  • quote:

    Orjinalden alıntı: magickeyboard

    Kesinlikle OPEL ASTRA....


    Magic Keyboard Offline Services Co.
    MSN: webhastir@computerdelisi.belli.net

    noldu şimdi kına yak
  • quote:

    Orjinalden alıntı: VAV

    Arkadaşlar,

    Öncelikle beni yanlış anlamayın. Özellikle bu iki marka ve modeli konusunda çok yeterli ve objektif bir bilgiye sahip değilim, ancak otomobil konusundaki genel bilgilerime ve çevremdem duyduklarıma ve okuduklarıma göre yorum yapabiliyorum. Bu iki marka ve modeli birebir karşılaştırabilecek ve gerçekten tecrübesi olan arkadaşların yorumları benim için çok önemli.

    Bana göre, sanki 2007 model Opel Astra HB bir parça daha iyi bir seçenek gibi duruyor. Ancak yineliyeyim ki, kronik sorunları varmıdır, bunu açık olarak bilmiyorum. Sadece karşılaştırma yapınca bana Opel Astra HB daha cazip gibi gözüküyor. Elbette yanılıyorsam ve Mazda 3'ün belirgin avantajları var ise, lütfen daha açık ve detaylı olarak bilgi verirseniz sevinirim.

    Çok yüzeysel değerlendirme yapan arkadaşlar var, lütfen karşılaştırmaları daha detaylı yaparmısınız.


    kronik midir bilemem ama astra sahibi bir arkadaşta beyin sorunları oluşmuş can güvenliği bile tehlikeye düşmüş. uzun yolda tır geçerken gazı kesmiş araba.. ayrıca opel servislerinin hizmet kalitesini övmüyorlar... tüm bunlara rağmen opel demeni isterim çünkü ben mazda 3 düşünüyorum kendime :) senin almadığın 3ü belki ben alırım :D




  • hayirli olsun
  • UZUN DÖNEM TESTİ (OPEL ASTRA)

    Opel Astra HB 2.5 yıl sürecek olan test hayatına Haziran 2004’te başladı. Farklı yol koşullarında ve farklı pilotlar tarafından kullanılma imkanı bulunan Astra, 100 bin km’lik ömrünü tamamladıktan sonra Türkiye’de ve Türk uzmanlar tarafından parçalarına ayrılarak incelendi.

    MOTOR

    İYİ: 100 bin km boyunca kullanıcılarına ciddi bir sorun çıkarmayan ve hiç yolda bırakmayan Astra’nın motoru, test sonunda yapılan incelemelerde de oldukça sağlam olduğunu ispatladı. Hassas ölçüm aletleriyle yapılan ölçümler sonucunda fabrika verilerine kıyasla silindirlerde sadece milimetrenin yüzde biri kadar bir aşınmaya rastlandı ki bu oldukça başarılı bir sonuç. İncelemeler sonucunda, silindir, piston, segman, krank ve yataklarda hiç aşınma olmadığı görüldü. Supap fişekleri ve supaplar arasındaki boşlukların da fabrika verisi toleranslarında olduğu ölçüldü. Eksantrik milleri ve iticilerde herhangi bir sorun ile karşılaşılmazken, kurumlanmanın da minimum düzeyde olduğu tespit edildi.

    KÖTÜ: Debriyaj balatası, baskısı ve baskı rulmanı incelendiğinde bunlarda bir miktar aşınmanın olduğu görüldü. Astra’nın motoru testin son çeyreğinde, ilk start anında biraz geç çalışmaya başladı. Yüksek hızlarda biraz uğultulu çalışan motorun yakıt tüketimiyse 100 bin km’lik kullanımda ortalama olarak 8.0 lt/100km civarında gerçekleşti. 90 km/s’lik sabit hızdaki kullanımlarda tüketim 6.8 lt iken biraz daha yüksek süratlerdeki kullanımlarda ise 8.5 lt’ye kadar çıktı.

    SÜRÜŞ DİNAMİKLERİ

    İYİ: Astra’nın, test süresince tüm kullanıcılar tarafından en çok beğenilen tarafı, başarılı dinamik özellikleri oldu. Ayrıca direksiyonun da keskin manevralara aynı hızda yanıt verebilecek yapıda ve hassasiyette olması da Astra’nın takdir toplayan bir diğer özelliği. Bunun yanında, yol tutuş, frenler ve vites geçişleri de aracın diğer olumlu taraflarını oluşturuyor. Süspansiyon sisteminin sessiz çalışması, bu özelliğin yanı sıra 100 bin km sonunda dahi sert ve sıkı karakterinden pek bir şey kaybetmemiş olması gözden kaçmayan bir başka özellik oldu. Araç parçalarına ayrıldıktan sonra yapılan incelemelerde amortisörlerin sağlam olduğu, motor kulaklarının ve süspansiyon bağlantı elastik malzemelerinin ise zarar görmeden kalmış olduğu tespit edildi. Kremayer direksiyon kutusunda, rot ve rotillerde dâhil olmak üzere hidro-elektro direksiyon sisteminde herhangi bir boşluğa rastlanmazken, vites kutusu ve son dişli ile ıstavroz dişlilerinde de herhangi bir aşınma izi tespit edilmedi.

    KÖTÜ: Astra ilk kalkışlar, ara hızlanmalar ve yokuş tırmanmadaki ağırlığıyla eleştiri alırken, gaz pedalının sürücünün verdiği emirlere tepkisi pek hızlı sayılmazdı. Bu performans düşüklüğünde, otomobile tok sürüş hissi kazandıran gövde ağırlığının da payı olduğu unutulmamalı.

    KULLANIŞLILIK

    İYİ: Kabinde kullanılan malzemelerin kaliteli oluşu, 100 bin km’lik kullanım sonunda dahi iç mekânın ilk günkü gibi yeni kalmasına ve tüm kontrol elemanlarının fonksiyonlarını hassas olarak sürdürebilmelerine olanak tanıdı. Ayrıca Astra’nın dışı da içi gibi yeni görünümünü koruyordu. Aracın koltukları da ergonomik olarak tasarlanmış. Koltuk ayarları sorunsuzca yapılabiliyor. Koltukların sert minderleri uzun yolculuklarda dahi kullanıcıyı yormuyor.

    KÖTÜ: Zamanın etkileri, bir tek müzik sisteminin direksiyon kumandalarında kendisini belli ediyor. Fazla kullanımdan dolayı bu butonların yüzeylerinde aşınma ve silinmeler başlamıştı. Direksiyon simidinin bazı bölümlerinde ise parlamalar oluşmuştu. İkinci çeyrekte ise kalorifer hava yönlendirme kanallarından gelmeye başlayan gıcırtılar gözden kaçmadı. Kokpitteki kumanda düğmeleri ise alışkanlık gerektiren bir kullanıma sahip. Ayrıca Astra’nın kokpitinde küçük eşyalar ya da telefon koymak için yeterli boşluk bulunmaması da test pilotlarının sıklıkla şikâyet ettikleri bir özellik oldu. Dokunmatik silecek ve sinyal kolları yeterince hassas değil. Bagaj kapağının aşağıya doğru yerleştirilen kilidi, yağmurlu havalarda ellerin kirlenmesine neden oluyor. Ayrıca gözleri yoldan ayırmadan kumandaları ayarlamak zor.

    BAKIM SARF MALZEMELERİ

    15.000 km: Olağan sarf malzemeleri dışında herhangi bir ekstra gider oluşturmadı.

    30.000 km: Meydana gelen küçük bir kaza nedeniyle arka sol aks poyrası değişti. Ayrıca havalandırmadan gelen kötü kokuları gidermek için kapsamlı temizlik çalışması yapıldı.

    45.000 km: Ek bir masraf çıkarmadı.

    60.000 km: Günümüzde üretilen çoğu otomobil gibi triger kayışı değişimi yapıldı.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Guest-4FEE439E4 -- 4 Kasım 2007; 16:05:41 >




  • hocam astra hakkında yazı bulursam daha fazla eklerim
  • 60.000 km: Günümüzde üretilen çoğu otomobil gibi triger kayışı değişimi yapıldı.

    Mazda da triger kayışı yok.
  • 2007 Opel Astra 1.3 CDTi Cosmo Easytronic

    Makyajını tazeledi, sürücüsünün işini kolaylaştırdı.

    Üzerinde flaşların ilk çaktığı 2004’ten bu yana 1.2 milyon adetten fazla satan Astra, Opel’in itici gücü olmayı sürdürüyor. Otomobilin gövde hatları o kadar oturmuş hatlardan oluşuyor ki, Opel tasarımcıları, kat edilen kilometreler sonrasında makyaj vakti geldiğinde Astra’nın burun yapısına küçük kozmetik dokunuşlar dışında yapacak birşey bulamamış. Formu değişen tampondaki güncel Audi modelleri ve geleceğin BMW’lerinde göreceğimiz ızgarayla birleşen hava girişiyle yenilenen sis farları, Astra’nın yeni burun yapısını ifade ediyor.

    Kalite hissi yüksek iç mekandaki en büyük değişiklikse Cosmo donanım seviyesindeki piyano boyası görünümlü kaplamalar. Hazır el değmişken Astra kabininin en önemli sorunu olan eşya gözü ve boşluk eksiğine de çözüm aransaymış. İç mekanı “zengin gösteren” bu kaplamalar, eşya gözü azlığını örtbas edemiyor!

    Motor gamında asıl yenilikler benzinli motor cephesinde yaşanırken (1.6 litre benzinli motorun gücü 105 HP’den 115 HP’ye çıktı), ülkemizde satılan Astra’lar için tek dizel olan 90 HP’lik 1.3 CDTi’da Easytronic şanzıman seçeneği sunulmaya başlandı. Bu sayede vites değiştirmekten hoşlanmayan dizel kullanıcıları için cazip bir alternatif daha doğdu.

    Test otomobilimizde görev yapan 1.3 litrelik turbodizel motorda Easytronic vites opsiyonu için yapılmış herhangi bir değişiklik yok. Fiat ve GM Grubu’nun ortak çalışmasıyla ortaya çıkan bu motorun ekonomisi kadar 1800-2000 d/d’nin altındaki cansızlığı ve isteksizliği de tanıdık. Torkun bu devirlerden sonra aniden gelmesi sürüş konforunu biraz bozuyor. Buna bir de Easytronic şanzımanın vites değiştirmeler sırasındaki yığılmalarını eklersek konfor biraz daha düşüyor. Düşük yakıt tüketimi sunmak amacıyla Easytronic şanzıman vitesleri çok çabuk değiştiriyor. Özellikle bazen yokuş çıkarken otomobil henüz hızlanmadan vites birden ikiye geçiyor. Bu durumda alt devirde yeterli tork olmadığından motor yeterli çekişi sağlayamıyor ve vites bu arada tekrar bire geçiyor. Bu bocalamaları yaşamamak için yapılması gereken, şanzımanı manuel moda almak veya orta konsoldaki Sport düğmesine basmak. Bu durumda düz yollardaki otomatik konforuyla yetinmeyenler için ‘O zaman neden Easytronic’i tercih etmeliyim?’ sorusu yanıtsız kalabilir... Manuel kullanımda vitesler sürücünün isteği dışında büyümezken, Sport’ta daha üst devirlerde vites değiştiğinden bu tip sorunlar yaşamıyorsunuz. Bu durum otomatikleştirilmiş manuel şanzımanların neredeyse hepsinde görülen bir durum, uygun fiyata otomatik konforu istemenin bedeli!..

    Astra sürüş dinamikleri yönünden Ford Focus’la birlikte sınıfının en iyi örneklerinden birisi. Ama Astra’da opsiyonel sunulan ve test aracımızda da bulunan IDSPlus, Focus’a karşı belirgin üstünlük kazandırıyor. Bu sistemde süspansiyon sisteminin sertliği anlık olarak ayarlanabiliyor veya “piyanonun” üzerindeki Sport düğmesine basılarak daha dinamik bir sürüş karakteri elde edilebiliyor. Sport konumunda direksiyon tepkileri keskinliğiyle adeta spor otomobiller seviyesine gelirken, bu sayede -her ne kadar motor yeterince sportif olmasa da- virajlı yollarda keyifli sürüşler yapılabiliyor. Astra keyifli bir kullanım sunsa da dikiz aynasının alçakta konumlandırılmış olması, sağ çapraz görüşü hayli kısıtlıyor ve dikkatli olmayı gerektiyor.




  • quote:

    Orjinalden alıntı: Erhan

    Merhaba.

    Aracımı alalı yaklaşık 27 ay zaman oldu. Geride bıraktığımız bu süre zarfında 23 bin km yol katettim. Aracımın mekanik aksamından son derece memnunum ve rahatlıkla beni hiç üzmediğini söyleyebilirim. Elektronik olarak bazı sorunlar yaşadım ve yaşamaya devam ediyorum. Bunlara yazının ilerleyen bölümlerinde değineceğim. Öncelikle Astra H ile ilgili bazı kısa bilgiler vermemde fayda var.

    Aracımı ilk otomobilim olarak 31 Mayıs 2005 tarihinde satın aldık. Aracı İstanbul’un tarihinin en çileli trafiğinin olduğu dönemde Bahçelievler-Haliç sahil yolu-Unkapanı güzergahında kullandım ve o dönemlerde çok uzun süre tüketimini 7.0lt/100 km’nin altına düşüremedim. Aracın 17 bin km dolaylarına gelmesiyle tüketimi ciddi anlamda düştü ve şu an şehir içi maksimum 6.0lt-6.5lt/100km arasında geziyor.

    Astra H sert süspansiyona sahip bir otomobil. Bu yüzden konforuna aşırı düşkün kişiler tümseklerden hızlı geçerlerse rahatsız olabilirler. Fakat sert süspansiyonun avantajı ise gerçekten çok iyi yol tutuyor olması. Araba virajlarda bazı rakiplerine oranla çok daha az yatıyor ve yola iyi oturmasıyla kullanıcısına güven veriyor.

    Aracı baştan aşağı orjinal olarak kullanıyorum. Sade otomobiller bana daha çok hitap ettiğinden jantı da müzik sistemi de aldığım günki ile aynı.

    İleride Astra H almayı düşünerek bu yazıyı okuyanlar için araç ile ilgili yaşadıklarımdan bahsedeyim.

    Öncelikle aracın 1.300cc’lik motoru ufak gibi görünse de yüksek basınçlı turbosunun etkisi ve doğru devir bandında kullanmayı pratik etmenizle birlikte akıcı bir performans sağlıyor. Turbo 1750-4000 devir arasında devrede olduğundan aracınızı sürekli bu devir bandında kullandığınızda performans açısından sorun yaşamayacağınızı belirteyim.

    Ancak bilhassa klima açıkken ve rampa yukarı kalkışlarda alışana kadar bolca stop ettireceğinizi söyleyebilirim. Bu yüzden kalkış yaparken biraz fazla gaz vererek kalkmanız gerekiyor.

    Aracım henüz 1 aylık bile değilken ileride bana yaşatacaklarının ipucunu vermiş fakat ben anlayamamışım. Bir gün stop ettikten sonra aracı kontağı çevirmeme rağmen araç çalışmadı. Bu sırada marşa basmadan önce sönmesi gereken elektronik arıza ışığının sönmediğini farkettim. Bir kaç denemeden sonra yine çalışmayınca anahtarı kontaktan çıkarıp biraz bekledim ve tekrar takıp çalıştırdım. Bu olaydan sonra servis ile irtibata geçtim ve servis yetkilileri bana anahtarımın değiştirileceğini söyledi. Anahtarım değişti ve bir süre bu konuda sorun yaşamadım.

    İlerleyen dönemlerde farlarım açıkken direksiyon üzerindeki müzik sistemi kontrollerinin çalışmadığını veya yanlış çalıştığını, kornaya basınca kornanın çalması yerine müzik sesinin açıldığını farkettim. Bu arıza ile servise ilk başvurduğumda arıza kodları silindi ve araç teslim edildi. Kısa süre sonra yeniden tekrarlayınca ayrıntılı bir inceleme yapıldı ve araca Opel’in gönderdiği yama uygulandı. Bu uygulamayı takip eden 5 6 ay süresince tekrar sorun yaşamadım. Yaklaşık 6 ay sonra arıza tekrarlamaya başladığında yeniden servise başvurdum ve bu sefer aynı arızadan 3. gidişim olduğundan CIM olarak adlandırılan direksiyon kolon modülü’nün değiştirilmesine karar verildi ve değiştirildi. CIM değişeli yaklaşık 5 ay kadar bir zaman geçti ve şu an çok nadirende olsa farlarım yanarken kornamın çalmamasıyla karşılaşabiliyorum.

    CIM arızasının dışında yaşadığım ufak sorunlardan birisi gösterge panelinden ses gelmesiydi. Bu ses serviste aynı gün içerisinde giderildi.

    Direksiyon çevrildiğinde tıkırtı veya saat kurar gibi ses yapıyordu, servis aynı gün içerisinde sesi giderdi. Bu ses direksiyondaki bir civatadan kaynaklanıyormuş ve yağlanarak gideriliyormuş.

    Aracı yeni aldığım zamanlarda koltuğumdan gıcırtı gibi bir ses geliyordu, bu da serviste düzeltildi ve tekrar karşılaşmadım.

    Kısaca, aracımda biri elektronik olmak üzere bazı ufak tefek arızalar yaşadığımı fakat CIM arızası dışındakilerin Opel servislerinde aynı gün içerisinde giderildiğini söyleyebilirim.

    Aracımdan genel olarak memnunum. Yeni Opeller gerçekten çok teknolojik olarak üretilmiş otomobiller ve fren lambası, silecek suyu, radyatör suyu gibi bir çok aksamında, sınıfındaki diğer otomobillerde olmayan sensörleri var. Bu kadar sensör ve kablo ağıyla sarılı olan bir araçta bazı elektronik sorunlar yaşanabiliyor. Bir elektronik mühendisi olarak bu sorunlara şahsen toleranslı yaklaşıyorum. Küçücük bir devrede bile büyük sorunlar yaşanabilirken bu denli büyük elektronik ağlarda da bazı sorunlar yaşanması çok yadırganacak bir durum değil.




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Guest-4FEE439E4 -- 4 Kasım 2007; 16:38:04 >




  • Easytronic sorunlu mu?

    Birkaç gün içinde Easytronic şanzımanlı bir araç alacağım. Ama intemetten bu şanzımanla ilgili birçok sorun yaşandığını öğrendim. Bu konuda deneyimlerinizi alabilir miyim? Acaba sizin test ettiğiniz Astra Easytronic şanzımanlı mı, yoksa manuel vitesli mi? Ayrıca araçta IDS Plus özelliği olduğu için yokuşta geriye kaymayı önleyen Hillholder da var mı?

    Opel'in Easytronic şanzımanlarla ilgili ilk üretim yılında bazı sorunlar yaşadığı doğru. O dönemde bizde de 100 bin km test aracı olarak bulunan Corsa 1.2 Easytronic ile kilitlenmeler başta olmak üzere bazı aksaklıklar yaşamıştık. Ancak sonradan çocukluk hastalığı olarak tabir ettiğimiz aksaklıklar giderildi. Yeni nesil Astra'da kullanılan Easytronic şanzımanların hassasiyetinin daha iyileştirildiğini gözlemlemiştik. Elektrohidrolik mekanizmalı bu şanzımanlar üretici açısından maliyeti düşürmek açısından çok cazip ürünler. Sistemin çabuk vites değiştirmesi ve yakıt tüketiminin geleneksel otomatik şanzımanlara göre düşük olması da kullanıcıya cazip gelen yanları. Opel Astra'da kullanılan IDS Plus sistemi bir süspansiyon kompleksidir. Ancak sportif kullanıcıların tercih ettiğini pahalı bir opsiyon olan bu sistem yol tutuşu iyileştirmek için her bir amortisörün sertliğini anlık olarak değiştirebilmektedir. Hillholder sisteminin IDS Plus'la uzaktan yakından hiçbir ilgisi yoktur. Bosch'un geliştirdiği Hillholder, yokuşlarda yapılan kalkışlarda ayak fren pedalından çekildikten sonra fren basıncını kısa bir an daha sürdürerek geri kaymayı önler. Eğer yokuşlardaki kalkışlarda sorun yaşıyorsamz Easytronic şanzımanla birlikte size mutlaka Hillholder opsiyonunu da öneriyoruz.




  • VAV hocam benden bu kadar. astra hakkında bilgi sahibi olursun bunlarla biraz
    mazda3 hakkında böyle yazılar varsa onuda başkaları koysun artık.
  • quote:

    Orjinalden alıntı: gorele2000

    vav@ arkadaşım karşılaştırma mı istiyorsun... al sana mazda 3 kullanıcısının astra yorumları...istemediğin kadar...

    zamanında büyük gürültü koparmıştı... benimle bu yorumların alakası yok...

    işte linki:::

    http://www.mazda3fanclub.com/forumlar/showthread.php?t=1056&page=3&pp=10




    Bakın ben de Mazda3 aldım ve kullandım, problemleriyle, güzelliğiyle bence sınıfının en güzeli, ama en yüksek teknolojili yahut en kalitelisi değil, çok düzeltilmesi gereken şeyleri var..Gördüklerinmi yazayım;

    1.Boya kalitesi bir kere kötü, bu sınıfta Astra ile karşılaştırırsak, boyası çok çabuk atıyor ve dökülüyor, en küçük çarpmada çatlama yapıyor verniği. Ben arabayı satarken tamponlar çatlak doluydu. Corsa'nın boyası çok daha iyi.
    2.Çok benzin yakıyor, kim ne derse desin bu araba çok benzin yakıyor. Astra kullandım bir hafta yol bilgisayarının gösterdiği gibi 7.3lt yaktı full şehiriçi. Tamam hızlanması Mazda3 kadar iyi değil ama, banane hızlanmasından, şehiriçinde nereye hızlanıyorsun?Gayet güzel bir performansı var, geri kalmıyor yani..
    3.Yol gürültüsü Astra'dan çok fazla, 140 km hızla TEM'de desibelmetre ile ölçüm yaptık, 3db fark var, yani duyulan ses harmoniğinde bu yaklaşık 1 kat gürültü gibi birşey. Zaten belirgin sessizlik belli ediyor kendini.
    4.İçinde kullanılan mesela koltuk kaplaması, ön göğüs kaplaması(dokusu dışında) Astra'nın daha kaliteli, şöyle ki, mesela ön göğüse bir tırnak çiziği atın bakalım Mazda'da ne gibi bir manzarayla karşılaşacaksınız? Hemen çiziliyor, kapı üstlerindeki malzeme de aynı zaten, hemen çiziliyor, eziliyor.
    5.Kapı camı iç yüzeyinde, kapının üstünde kalan ince fitiller deforme olmaya başlamıştı, düzelttirdim, ama olmadı, dandik bir şekilde yapıştırılmış, düzeltemediler. Sıcak sebebiyle oluyormuş, dikkat edin, dalgalı şekilde gidiyor. Koltuk kaplaması çadır bezi gibi, çok terleme yapıyor, Elegance seviyesinde Astra'ya binin bakalım koltuklardaki kaplamayı görün.
    6.Müzik sistemi Astra'da kesinlikle daha iyi, CD30 CD-MP3(benim Corsa'da da var) çok daha iyi ses veriyor ve özellikle 6 hoparlör olması zaten kafadan üstünlük veriyor. Radyo alım kalitesi zaten çok daha iyi.
    7.Tam boy stepne olması bence önemli.
    8.Astra'da gaz sistemi, fren sistemi, hepsi kablosuz, yani radyo sistemiyle çalışıyor, kabinde kablo delikleri yok ve bu kabin sesini çok düşürüyor, cruise kontrol gibi sistemleri taktırmak çocuk oyuncağı ve fiyatı da 130YTL.
    9.Astra'daki merkezi kilit sistemi çok daha kaliteli, hız bağlı olarak kapatılıp açılıyor, dışarıdan camlar kapatılabiliyor, camlar renkli ve daha kalın, sesi etkileyen faktörlerden biri de bu.
    10.Üzerinde standart gelen lastikler Conti Sport Contact, bizim Bridgestone'lar gibi kazma lastik değil.
    11.EPS direksiyon sistemini kullanmanızı öneririm, Corsa'da da var, hidrolikten sonra insanı çok sevindiriyor.
    12.Astra'da standart ve opsiyon kullanılan ABS ve ESP sistemleri yeni nesil ABS ESP Plus sistemleri, Mazda'dakiler eski nesil. Frenlerden gelen sesler de yok, asbestsiz fren sisteminde bu seslerin gelmesi doğal diyorlar serviste, e peki astra'da da asbestsiz fren sistemi var, o niye ötmüyor?
    13. Ben içi tamamen sökülmüş, ön göğsü indirilmiş Astra ve Mazda'yı gördüm. Mazda'nın ön güğüsten, direksiyon altından, teypten sürekli gelen tıkırtıların hepsini tespit ettim ve de çözdüm, hemen heryerini patchlemek zorunda kaldık, 2 tam gün sürdü. Astra'da gördüğüm ise adamlar bütün bağlantı noktalarını zaten yumuşatmışlar, patchlemişler, ha o da ses yapıyor mu? Yapıyor ama Mazda'nın 2.ayında yaptığı kadar değil.
    14.Mazda'nın ve Astra'nın tavan, yan sütunlar ve bagaj kaplamalarını inceleyin, bakın, ben başka birşey demiyorum. Sunroof'un ön tarafında cam kenarında sarkma vardı benimkinde mesela, içeriye çift taraflı bant koydum da düzelttim örneğin.
    15.Mazda'nın tampon birleşimleri problemli galerideki arabalarda bile ayarsızlıklar vardı. Sebep geçmeli kancaların toleranslarının çok olması bence, çünkü serviste bile doğrusdüzgün takıncaya kadar bagaj içi kaplamaları falan söküyorlar.. Durduğu yerde sarkıyor tampon, sıcak soğuk yiyince salıyor kendini. Gördüğüm hiçbir Astra'da bu tip bir ayarsızlık görmedim.
    16. Mazda'nın süspansiyonları kesinlikle problemli, gürültülü dediğimiz Astra süspansiyonu bile konforlu kalıyor onun yanında, ben çok uğraştım, kaldırım yolları olan Ataşehir'de oturuyordum o sebeple çok üzdü beni bu konuda, zaten ön takımlar tamamen değişmiş, bilginize, umarım çözülmüştür.
    17.Küçümsediğimiz yağmur sensörü, otomatik far açma, fasılası ayarlanabilir silecek, kromatik ayna(kromatik olmasa da güzel bir ayna), gibi özellikler bence önemli, madem para edicek şeyler değil, neden koymuyorlar 39 milyarlık arabaya? Xenon istersem neden orjinal olmayan bir uygulamaya maruz kalıyorum, adam 1500YTL'ye otomatik yönlendirmeli, silecekli xenon paketi satıyor.
    18.40 milyarlık arabanın kaput kapağında hidrolik olmaz mı?
    19.40 milyarlık arabanın çamurluklarında davlumbaz gibi titrememesi ve tıngırdamaması için kaplama yüzey olmaz mı?
    20.40 milyarlık arabanın egsozu neden delik gibi ses çıkarır? (Zaten bunu da değiştirdiler)
    21.40 milyarlık arabanın paspasları neden orjinal değildir ve ayak altında sabitlemesi yoktur?
    22.40 milyarlık arabadan bir sağlık ve trafik çantası çıkmaz mı?


    Tabii ki Mazda3 Astra'dan çok daha sexi, güzel bir makine, ama bu tip şeylere ben takılan bir adamım, çok ince mi alıyorum olayları bilmem ama benim görüşlerim her ikisini de kullanmış, birine de uzun süre sahip olmuş birinin düşünceleri.

    Bugün alıcak olsam zaten 39 milyar vermem de, gider spor paketli Astra Njoy alırdım, yahut dizel versiyonunu.. Açık seçik yazıyorum buna da kimsenin kızmaya hakkı yok.


    ben bir mazda3 sahibi olarak aracımdan gayet memnunum burda yazanların cogu bana göre palavra [




  • TheGate sana özellikle teşekür etmek isterim, faydalı olacak bilgiler vermişsin.

    Arkadaşım bu hafta otomobilinin devir işlemlerini tamamladı ve kullanmaya başladı. Şu an için oldukça mutlu ve doğru bir tercih yaptığımızı düşünüyor.

    Ancak, kendisi bana arka stopların saydam olan koruma camlarının iç tarafında rutubetlenme ve su damlacıkları olduğunu söyledi. Bu genel olarak karşılaşılan bir durum mudur? Veya herhangi bir şekilde sorun olur mu? Opel Astra Hatchback sahibi arkadaşlar cevaplarsa sevinirim.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi VAV -- 9 Kasım 2007; 19:55:13 >
  • Dakka bir gol bir o zaman.
    quote:

    Orjinalden alıntı: VAV

    TheGate sana özellikle teşekür etmek isterim, faydalı olacak bilgiler vermişsin.

    Arkadaşım bu hafta otomobilinin devir işlemlerini tamamladı ve kullanmaya başladı. Şu an için oldukça mutlu ve doğru bir tercih yaptığımızı düşünüyor.

    Ancak, kendisi bana arka stopların saydam olan koruma camlarının iç tarafında rutubetlenme ve su damlacıkları olduğunu söyledi. Bu genel olarak karşılaşılan bir durum mudur? Veya herhangi bir şekilde sorun olur mu? Opel Astra Hatchback sahibi arkadaşlar cevaplarsa sevinirim.
  • 
Sayfa: önceki 123
Sayfaya Git
Git
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.