Şimdi Ara

Metafizik şeylerin uydurma olmadığına dair

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
7
Cevap
0
Favori
314
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • bir şey var mı?

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >



  • Metafizik sizlere cin, peri, gulyabani diye öğretilmiş ama öyle değil. Tamam, metafizik bunları inceleyebilir ama metafiziğin içini boşaltıp bak metafizik sadece bu demek tamamen yanlış. Metafizik, şeylerin genel özellikleri, doğaları vb. konularla ulaşan alandır. Felsefenin büyük bir bölümü metafizik başlığı altında toplanabilir. Atıyorum "Doğa yasaları nedir?" "İyi ontolojik açıdan neye tekabül eder?", "Nedensellik ne demektir?", "Zaman var mıdır?" gibi soruların hepsi metafiziğin alanına girer. Analitik metafizik de metafiziğin analitik felsefe dediğimiz ekol kapsamında olanı. Kıta felsefesiyle uğraşan biri de metafizikle uğraşabilir analitik felsefeyle uğraşan biri de. Nedensellik, zaman, tümeller, kişisel özdeşlik gibi bir sürü konu da metafiziğin kapsamında. Öte yandan metafizik deney ve gözleme dayanmadığı için reddediyorum diyen biri bilimi de reddetmek zorundadır. Temel metafiziki kavramlar -özellik, değişim, varlık, neden vb.- herhangi bir bilimsel akıl yürütmenin varsaydığı şeyler. Yani bilimi önceliyor bu kavramlar. Haliyle bilimi belli bir temel metafiziksel çerçeve olmadan yapamıyoruz.

    Senin soruna gelirsek Tanrı da metafiziğin kapsamına girer ve belirli argümanlarla kanıtlanmaya çalışılır. Bu argümanlar şunlardır: Kelam kozmolojik argüman, leibnizci kozmolojik argüman, tomistik kozmolojik argüman, bilinç argümanı, teleolojik argümanlar(hassas ayarlar vs.), ahlak argümanı, ontolojik argüman. Eğer bunlar başarılıysa Tanrı vardır ona inanmak rasyoneldir. Diğer varlıklar hakkında konuşacak olursak; mesela cinler bunlar felsefi argümanlarla kanıtlanamaz . İstediğiniz kadar düşünün bu yüzyıla kadar Tanrı dışında hiç bir metafiziki varlığa dair argüman sunulamadı. O yüzden cinler bana göre yoktur. İnanması rasyonel de değildir fakat; bir teist kutsal kitabı üzerinden tümevarım yaparak cinleri kabul edebilir. Burada şunu demek istiyorum: Örneğin Müslüman bir teist Tanrı'nın cinleri yarattığına fakat onları felsefi delillerle kavrayamacağımızı söyleyebilir. Kuranı kabul ettiği için de cinlere kanıtsız olarak inanır. Lakin bir natüralist için bu anlamsız olacaktır.




  • -



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Su Aygırı -- 18 Mayıs 2020; 11:18:45 >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Su Aygırı

    -
    O profil fotosunu da Celal Şengör Fatih müslüman değildir dedi diye koydun değil mi itiraf et
  • ilahi kudretin de metafizik olmaması aklın gereği zira semavat bakımından düşünülürse kainatı yaratmak bir kısım matematik fizik biyoloji denklemleri gerektiriyor.

    ancak ilahiyatın metafizik dediği şey de mevcuda benzer.

    ...........................

    bir zaman ve mekan oluşumu var ancak bu oluşum diyelim ki vav denen harf olsun. bunun üstünde duran da he denen harf olsun. sonrasında lamelif ve ye geliyor zaten.

    şimdi vav denen zamanın üstündeki oluşuma he yani bir erkeğin en içten duası diyelim. işte metafizkten kasıt bana göre budur. en içten dua ve onun görünümleri bakımından oluşan bir alem örüntüsü semavatın metafiziğini dua boyutlu oluşturur.

    cin şeytan peri melek hıyalat konculus karısı gibi kavramlar esasen esatir de denen bir kısım oluşumlar olarak mevcudattadır da denebilir.

    şeytan denen cin kökenli varlık esasen metafizk bir kavram değildir. algı meselesidir. gerçekten de şeytan vardır ve ispat edilebilir. eğer ki şeytan ispat edilebilirliği ölçüsünde varsa melek de ispat edilebilir ve melek de mevcutken esasen yaratıcı zaten en başından beri ispatlanmış olacak şekilde bir düzeneğe de sahibizdir.

    ancak yaratıcının bu düzeneği kullanmadığı düşünülür. bana göre cismin düzlüğü ile alakalı bir şey var.

    kısaca şöyle diyelim. enerji veren mesela güneş gibi bir yıldız esasen düzdür. zira ön yüzü ile arka yüzü esasen aynı şeydir. ön yüzüne baktığınızda arka yüzünü de görmüş olursunuz.

    insanımsının suretası da esasen böyledir. arka tarafta göz burun kulak ağız kaş vs. yok. ön tarafta var. ancak şeytanı halketmek istersek anlıyoruz ki bu şey gözü olsa da tanımıyor, kulağı olsa da duymuyor, ve aklı olsa da esasen duymuyor. yani yüz denen cenahın anlamı bakımından semavat eksenli düşünüşte kafa yuvarlağı esasen önüne bakıp arkasını görebileceğiniz bir yapıdır.

    .............................

    cismin düzleşmesi onun enerji değerinin artması ve nihayetinde mesela yıldıza benzeyip kara delik oluşturacak vefat anına kadar yükselmesini ifade edebilir.

    ..............................

    bir kısım çıkarımlar da bulunmuştuk anne evlat baba kız gibi yaratılışın başı olan kuyuda beklemiştik. ve kural gereği hiç kimseyi dışarı çıkarmayarak yaratılışın insandan olan kısmına set koymuştuk.

    buradan anladık ki cismin düzleşmesi denen halde benzeşim olarka enerji düzeyi artıp sonra da sona ermesi bakımından insanımsı denen şey enerji boyutlu bir halettir. yani elinizde maddi veriden çok enerjinin maddesel ifadeleri mevcut olacaktır.

    ...............................

    bana göre kainattaki toplam çekim önce dışa ivmelenerek insanımsı denen şeyde he denen halden başka her bir şeyi sağa sola saçmış ve salt en içten dua denen hali kalmış hale evirmiştir.

    tam bilmiyorum ancak bağlı bulunduğumuz samanyolu ve onun da bağlı bulunduğu A ve onun da bağlı bulunduğu B galaksisi gibi galaksilerin toplam dönme hızının sonucu olarak belki saniyede milyarlarca km hızla dönmekteyiz. afaki olarak diyelim ki saniyede 1 ışık yılı hızla dönüyoruz diyelim.ve bu esnada oluşan yerçekimi bizi parça parça etti ve salt he denen hal kaldı. aslında yerekimi de yoktu inatçı bir keçi vardı diyelim. bu şey parçalanmayı red etti. veya daha doğru ifade edelim ve diyelim ki bu şey hu denen şey benim dedi. metafiziğin tasavvufla birleştiği nokta bakımından hu ne demek bu önemlidir.

    ...........................

    ben mutasavvıf değilim sert maddeci bir kişiliğim. bu sert maddeci kişiliğimin özü maddeyi parçalamaya yönelik. özünde hu demek kitaba insan yardımı yaptığı anlaşılan öğenin başında beklerken yapılan yardımı fonksiyon olarak değiştirmek ve bunun sesli ifade etmek olarak tanımlanabilir.

    lamelif aslında utre denen sestir. yani u derken yani ses verirken bunu yaz dense idi lamelif olarak yazardık. lamelif ise esasen arabi alfabede olmayan bir şey deniyordu. ilahın kitabını daha kolay okumak için lam ve elif denen iki mevcudu bileştirme gayreti vardı.


    ...............................

    halbuki bu durum kitap tarafından kabul edilemezdi ve edilmedi de. he yani hu denen şey kendisinden sonra gelen bu insani yardımı ortadan kaldırmak amaçlı olarak bulunuyordu ve semavata dair yani ilahiyatın temel esemelerinde bu tasavvufun dahi temeli idi.

    he nedir? lam veya elif veya ye ne demektir? bunları yıllar önce defaatle yazmıştım. bunlar ilahi gücün ifade edilmesi bakımından anlam betikleri idi. bir şeyi ifade ediyorlardı ve bu ifadeleri insan denen şey yaşasa dahi ifade edemediği ölçüde ayet ve insan farkı oluşuyordu.

    ...........................

    mesela he aynı zamanda nutfedir. insan der ki işte bende de var. sonra gider bunu anne diyeceği biryde kullanır. sonra sorarsın hayırdır bende de var diyordun nerede? gider nutfenin varlığını inkar eder.

    insan ve ayet arasında ilahiyatta bulunmaması gereken öğenin altında yer alan kavram semavatın metafiziğinde anahtar rol oynar.




  • he nin lam elifle olan ilintisi bakımından hel(l)...hela... hola...hila...hul(l)e... vs.

    şeklinde çıkarımlarda bulunursak ingiliz-arap karması bir kısım sonuçlar çıkar. mesela hell... cehennem demektir. hela... tuvalet demektir. esasen zinakarlığı beyan eden bir kısım sonuçlarla burası da cehennemde bir alanı işaret eder. hola.... merhaba demektir selamlama içerir ki cehennemin 1. katında zebaniler müslümanları selamlar denebilir. hila... ingiliz mantığında bir zehirli kertenkeledir. hulle... eşin başkası tarafından rıza ile alıkonulması olarak tabir edilir.

    totalde islami metafizikte cehenneme gönderme yapan bir hal var denebilir.
    ..............................

    dünyanın cehennem olması, zehirli olması, zinayı açıklaması, selam içermesi gibi haller bakımından islami metafiziğin hadislere de gönderme yaparak 1. kat cehennemden bahsettiğini düşünmek olasıdır.

    burası cehennemin 1. katı diyelim. o halde mesela 2. 3. ..... 7 katına kadar anlayış ve idrak de her kat açısından değişir. yani tanımlar değişir bir haldedir. bu açıdan sorun ademe eşyanın isminin öğretildiği safahata yakınsaklaşır.

    ..............................

    bu açıdan metafizik özünde tanım sorunu denen şeyin anlaşılması için mevcuttadır.




  • Yapay Zeka’dan İlgili Konular
    Daha Fazla Göster
    
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.