Şimdi Ara

Milletin anlaması gereken hile!

Bu Konudaki Kullanıcılar:
2 Misafir (1 Mobil) - 1 Masaüstü1 Mobil
5 sn
2
Cevap
0
Favori
564
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • Milletin anlaması gereken hile!

    Türkiye son derece kritik ve hatta tehlikeli bir sürecin içine itildi. Hukukçuların bile tam olarak anlayamadığı ama ülkenin geleceğini değiştirecek kadar önemli bir Anayasa değişikliği, büyük çoğunluğu “Bu anlatılanlardan hiçbir şey anlamıyorum” diyen halkın önüne sürülecek.

    Hükümet, bu Anayasa değişikliği ile birkaç yıl sonrasını, özellikle de kendisini “mutlak hakim” yapacak her adımı gayet iyi plânlıyor.

    Önce parti kapatma kararını da kendi oylarına bağlayacaklardı, bunu yapamadılar ama yüksek mahkemelerin üyelerini (HSYK yoluyla Yargıtay ve Danıştay’ı, tabii bir de Anayasa Mahkemesi) kendileri seçerek bir taşla iki kuş vurmuş olacaklar.

    Her konuda sınırsız özgürlüğe sahip olmak için (demokrasi sınırları az geliyor ya) keyiflerine göre, hiçbir uzlaşmaya gerek duymadan çıkardıkları yasaları durduracak hiçbir kurum kalmayacak. Ve ayrıca “Seçim kaybedecek olurlarsa ve Yüce Divan gibi bir ihtimal olursa diye af çıkaracakları”ndan söz ediliyor ama buna da gerek kalmayacak. Yüce Divan, Anayasa Mahkemesi olduğuna göre orası zaten “üyeleri değiştirilerek” büyük ölçüde garantiye alınmış olacak.

    Medya, üniversiteler, sivil toplum kuruluşları “sesi soluğu çıkmaz” hale getirildi, “yargı” da aynı noktaya gelecek.

    Hiçbir detay unutulmuyor, nakış gibi ilmik, ilmik işleniyor yani...

    “HUKUK DEVLETİ”YMİŞ!!

    Hükümet sözcüsü Cemil Çiçek “AYM’nin kararını fevkalâde olumlu bulduğunu ama en iyi halinin TBMM’den çıkardıkları şekilde olduğunu” söyledi.

    Evet TBMM’den “tek başlarına” çıkardıkları hali onlara göre daha iyiydi, çünkü o zaman tam anlamıyla “yürütmeye teslim” bir yüksek yargı ortaya çıkacaktı. Ama yine de memnunlar çünkü hâlâ aynı sonuca gelme ihtimalleri yüksek. (Anayasa Mahkemesi’ne savaş açmalarına, hakaret etmelerine gerek kalmamış oldu üstelik... İstedikleri karar çıkınca AYM “cici mahkeme” oldu, aksi takdirde “yargıçlar devleti” diyeceklerdi.)

    Meclis Başkanı Şahin ise hâlâ “Erkler birbirine müdahale edemez. Yargı, ‘yasama’nın kanun yapma hakkına müdahale edemez” diyor. Adalet Bakanı da olmuş bir hukukçu bunu nasıl söyleyebiliyor, inanın dehşet bir soru işaretidir bu... Hiçbir TV programında Şahin’e, Çelik’e, Çiçek’e, Arınç’a, Erdoğan’a sorulamadı ama sorulmalıdır: Nerede yapıldı bu müdahale?

    Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç; “Referandum paketinde iptal ettikleri ifadeleri Anayasa’nın ‘değiştirilemez’ maddesi olan hukuk devleti ilkesine aykırı bulduklarını” söylemiş. Gerçek bir komedi oynanmakta; bir iki detayı iptal etseler de yapılan değişiklikler yargı bağımsızlığını tümüyle ortadan kaldırmaya, yargıyı “yürütme” baskısı altına sokmaya yeterli. Peki “yargısı bağımsız olmayan” bir devletin hukuk devletiyle ilgisi kalır mı?

    AYM AÇIKLAMALI

    Tüm üyeleri Cumhurbaşkanı ile iktidar çoğunluğunun seçimine bırakılan Anayasa Mahkemesi, yine yürütme ağırlıklı durumda bırakılan HSYK’sı ile nasıl bir bağımsızlık olacak bu?

    Üye sayılarının 11’den 17’ye (AYM), 7’den 21’e (HSYK) çıkarılma nedeni neydi sanıyorsunuz? “12 Eylül Anayasasını değiştiriyoruz” diye bas bas bağırırken 12 Eylül Anayasası ile getirilen “HSYK’nın başında Adalet Bakanı ile müsteşarın olması” neden korundu acaba?

    İŞTE HİLE!

    Şimdi tekrar Meclis Başkanı Şahin’in sözlerine dönelim. Zira asıl hile burada; “Erkler ayrılığı ortadan kalkıyor, Anayasa Mahkemesi Meclis’e (yasama) müdahale ediyor... Halkın Meclis’e verdiği yetkiyi, yasa yapma yetkisini kısıtlıyor... Anayasa değişikliğinde sadece şekil denetimi yapabilir” çıkışlarında gizli.

    Tekrarlayalım; Anayasa Mahkemesi’nin (her ülkede) kuruluş nedeni ve görevi parlamentoların çıkardığı yasaları denetlemek ve anayasaya uygun değilse iptal etmek, bu bir. İkincisi ise AYM’nin ancak şekil denetimi yapabileceğini” bildiren 148. madde sadece “Teklif yasağına girmeyen” durumlar için geçerli. Örneğin; ülke bütünlüğüne, Cumhuriyet’e veya hukuk devletine zarar verecek bir değişiklik söz konusu ise o zaman “şekil denetimi” sınırlaması söz konusu değil.

    Yani Anayasa Mahkemesi’nin hukuk devleti ilkesi (Anayasa 2. maddede) yapılan değişiklikle zedelenecekse Mahkeme her incelemeyi yapabilir.

    Yapılan değişiklik ise aynen böyle... Gel gör ki AYM “yargı bağımsızlığı”nı koruma görevini üstlenemeyerek, baskılarla geri adım atarak bu kadar teknik bir konunun referanduma götürülmesine izin verdi.

    Aslına bakarsanız Mahkeme “Bu değişiklik yargı bağımsızlığını, böylece hukuk devletini ortadan kaldırmayacak mı” sorusunu cevaplamak zorundadır. Bakalım bundan ne kadar “emin” olabiliyorlar?

    Öyle ya, sonucun sorumluluğunu taşıdıklarına göre!


    http://haber.gazetevatan.com/haberdetay.asp?detay=milletin-anlamasi-gereken-hile&tarih=09.07.2010&Newsid=315771&Categoryid=4&wid=4







  • 2010 da bunlar söylenmişti,inanmadınız gittiniz evet oyu verdiniz. kim haklı çıktı?
    bugün 16 nisan 2017 biz gene uyarılarımızı yaptık gene dinlemediniz 16 nisan ın bedeli bakalım ne olacak?



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi ozbey08 -- 16 Nisan 2017; 12:10:54 >
  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.