1-Genel anlamda müslüman kime denir? 2-Kuran müslümanlığı nedir? 3-Türklerde müslümanlık anlayışı nasıldır? Anlayış, yorumlama ve tanımlama olarak vereceğiniz cevapları, kaynak ve dayanakları ile birlikte yazabilirsiniz. Not: donanımhaber profil bilgilerinde inanç bilgisi girmeyenlerin "İnançlar" bölümünde yorum yazmalarına izin vermediğinden konuyu buraya açtım. |
Müslümanlık - Türk müslümanlığı - Kuran müslümanlığı nedir?


-
-
1. Allah'ı ve Muhammed elçisini tasdik etmiş, onlara inanç veya iman yoluyla bağlanmış kimse.
2. Gördüğüm kadarıyla geleneksel Sünni veya Şii mezheplerinde yer alan hadis külliyatının sahihliğini (gerçekliğini) tamamıyla veya tamamı olmasa bile en azından büyük ölçüde reddeden, hadislere bütününde onları güvenilir saymadıkları için Kur-an'dan sonra dinin ikincil ana kaynağı muamelesi yapılmaması gerektiğini savunan modern (güncel) bir İslamî akım. İlaveten eski zamanlardan gelme Sünni veya Şii gelenek ve uygulamaların Kur-an'da yer almadığını iddia ederek bu gelenek ve uygulamaları reddediyorlar.
3. Sünni Hanefilik veya Sünni olmayan Alevilik (Buna rağmen Alevilik Şiilikten çok farklıdır). İlki eski devlet mezhebidir, yani Ortodoks (resmi) olan inançtır; ikincisi de Türkmenler arasında çok yaygın olmuştur. Ortodoks Hanefi inanç tarafından genellikle heretik veya isyancı addedilmiştir. Türkmenler de kendi inançlarını Ortodoks sayıp buna karşı çıkmıştır.
tdv İslam ansiklopedisi
HANEFÎ MEZHEBİ - TDV İslâm Ansiklopedisihttps://islamansiklopedisi.org.tr/hanefi-mezhebi
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
-
1- sadece iman ve tasdik yeterli mi?
Kuran'a göre müslümanlığın tanımı tek bir ayetten ziyade farklı ayetlerde yapılmış.Sadece iman ve tasdik değil, yapılması istenen ibadetlerden de bahseder.
Misal, " ....sakının, ......yapın/ifa edin/yerine getirin ki......müşriklerden olmayın"
şeklinde keskin tanımlamalara göre göre o ibadet yapılmadığında müslüman olunmayacağı şeklinde yorumlanabiliyor. Keza buna benzer sert ifadeler içeren ayetler olduğu gibi, daha kucaklayıcı, hoş görücü, müsamahakar ayetler de var.
Zaten bu tarz ayetlerin farklı yorumlanmasından bir çok görüş/mezhep/ekol ortaya çıktığı aşikar.
Bu tanımlamaları çember içinde hangi maddelerle yazabiliriz?
2-Hadis kaynaklarının yazıldığı dönemler göz önünde bulundurularak, hem kuran'ın nazil sürecini hem de bazı ayetlerin açıklanmasında kaynak teşkil ettiği gözardı edilip reddine gidildiğinde, bir tarafta "kuran müslümanlığı" oluşturulurken öte yandan "kuran" ın nasıl ne zaman yazıldığına dair bilgiler yok sayılmış olmaz mı?
3-Dönemsel olarak bazı devletlerde birbirini zamanla bidat gören mezhepler/görüşler resmi inanç olabilmiş.
Türklerde ise otoritenin (resmi inanç) hep sünni akımda kalmış olması nasıl açıklanabilir.
-
1.Tasdik ve iman klasik kelime-i şahadetin özü aslında. Yani Müslüman olmanın ilk şartı. Evet ibadet biçimleri mezhepten mezhebe, yorumdan yorumdan değişiyor. Müslümanlıkta ibadet kaçınılmaz göründüğü için yeri, zamanı, biçemi vb ibadet etmenin kendisine kıyasla ikincil önemde. Namaz tertibatı misal o an yok diye ibadet etmemek ya da Allah'a sığınmamak bir Müslüman için düşünülemez. Esasında ibadet yoruma açık veya geleneksel (yani tarihsel olarak zamanla yerleşmiş) yapıda. Hangi ibadet şeklinin otantik yani Peygamber zamanına ait olduğu tartışmalı, kaynak kıtlığı ve ifadelerin genelliğinden ötürü kolay kolay bulunabilecek bir şey değil.
2. Kur-an Müslümanlığının sorunsuz veya kusursuz bir anlayış olduğunu söylemiyorum. En basitinden ismi dahi sıkıntılı çünkü her mezhep için, her Müslüman için Kur-an merkezi önemdedir. Bu durumda bu akım daha çok hadis veya eski gelenek reddiyecisi olarak da tanımlanabilir ancak kendilerinin Kur-an'a yönelik bir iddiaları vardır. Anladığım kadarıyla Kur-an'ın kaybolduğunu iddia ettikleri özüne dönülmesi gerektiğini savunuyorlar.
3. Emevilerden ve Abbasilerden gelen yerleşik Hilafet geleneğiyle, Hilafetin geleneksel sultanlık, hanlık ya da şahlık otoritesine İslami vekalet vermesiyle veya aktarmasıyla açıklanabilir. Sünni gelenek siyasi hakimiyet konusunda tarih içerisinde genellikle dominant taraf olmuştur (bu gelenek hatta bu hakimiyetin bizatihi kendisidir demek gerekiyor) ve klasik hanlık veya şahlık otoritesinin siyasi hakimiyeti temsil eden bir geleneğe yönelmesi çok beklenebilecek bir refleks ama elbette bu zaruri bir sonuç da değil. Yani Türk İslam devletleri pekala Sünni yerine Şii olabilirdi ki Şah İsmail ve torunlarının Devleti Safeviler Şiidir.
Bir de ilk maddeyle ilgili ilave bir vurgu olarak, "tasdik ve iman" tüm İslam mezheplerinin direğidir. Doğru ya da yanlış İslam dininin tüm kolları tasdik ve imandan doğar. Yorum, hilafet adayı, coğrafya, siyaset farklılıklarından ötürü birbirlerinden ayrılırlar ya da diğer deyişle farklılaşırlar.
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
-
Dini görevlerini ne kadar yapıyorsan o kadar dindarsın o kadar inanıyorsundur. Türkiye'de bir çok kişi dini görevinin %20 sini yapıp %100 inandığını sanıyor, aslında %20 inanıyor, %100 diyerek sadece kendini kandırıyor.
Bu mesaj IP'si ile atılan mesajları ara Bu kullanıcının son IP'si ile atılan mesajları ara Bu mesaj IP'si ile kullanıcı ara Bu kullanıcının son IP'si ile kullanıcı ara
KAPAT X