Şimdi Ara

++mutasyon (12. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
291
Cevap
1
Favori
24.986
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 1011121314
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • quote:

    Burdada zararlı bir mutasyonun ortama göre yararlı olabileceğini göstermiş. Evrim bu mutasyon zararlı olmasına rağmen onu kabulleniyor çünkü ortam buna çok uygun. Ama sıtma mikrobu ortadan kalkarsa bu gene sahip olmayanlar avantajlı olacaklar. Yani herşey şans değil.


    bu konuya hamam böceğini de örnek verebiliriz.
    tabii bu canlılarda meydana gelen mutasyonlar hiçbir zaman yeni bir türün olmasına imkan vermemiş sadece farklı ortamlara adaptasyonu artmıştır.

    mesela hamam böceği başka bir böcek olmamış ve yıllardır hamam böceği olarak kalmıştır.

    ben de mutasyonun yeni bir tür oluşturdu demesine karşı çıkıyorum. tür içerisinde çeşitlenmeler olabilir.

    mesela yeşil gözlü insanları birbirleri ile çiftleştirseniz hep yeşil gözlü olur siyah göz kaybolur. ama bu durumda yeni bir tür çıkmaz...

    ben böyle düşünüyorum....

    ayrıca bu kadar bilim adamı neden evrimi savunuyor diyebilirsiniz.
    evrime karşı çıkan bir o kadar bilim adamı var.
    evrim savunanların sayısı çok ise de doğru olduğu anlamına gelmez.

    mesela bütün dünya ermeni soykırımını kabul edebilir ama doğruluğu olamadığı gibi...




  • quote:

    Birebir discovery channeldan alıntı :
    Köpekleri ele alalım. Köpekler aslında kurtlardır. İlk ufak insan toplulukları göcebe bir hayat yasamayı yeni yeni bırakmaya basliyorlardı. 4-5 evlik bir köyleri olurmus genellikle. Avladıkları hayvanların kemiklerinide köyün 20-25 m dısına koyarlarmıs. Ama o kadar cok avlanırlarmıski dag gibi kemik birikirmis. Bu kemikte kurtları cekermis fakat kurtlar insanlardan korktukları icin yaklasamazlarmıs. Zamanla kurtlar beleş yiyecek icin insanlara alışmaya baslamıs. İkili ilişki olusmaya baslamış. Kurtlar bu minik köyleri kendi arazileri gibi görüp baska vahşi hayvanları sokmamaya baslamıslar insanlarda kurtlara kemikleri vermis. Zamanla kurtlar evcillesmisler. Bircok ihtiyacları ortadan kalktıgı icin evrim gecirmisler. Bugünki cesitlilik. Farklı bölgelerdeki insan topluluklarında farklı sekilde evrim gecirdikleri icin köpeklerin alt türü ortaya cıkmıs. Bunlarda zamanla kendi aralarında çiftleşerek, bu çiftleşenlerde evrim geçirerek daha fazla tür ortaya çıkmış. Bunlar nereden biliniyor. Dünyanın her tarafında ilk yerleşim birimlerinin kazılarındaki bulgulardan. Zamanda ne kadar ileri gelinirse o kadar cok kurt fosili bulunmus koylerde.


    işte benim masal dediğim bu...
    bu yazının hiçbir deneysel, gözlemsel bilimsel bir tarafı yok...
    öyle değil mi?


    quote:

    Birde neredeyse her insan - hayvan döllenmeden bir kac hafta ( ne kadar zaman oldugunu bilmiyorum bilen arkadas bilgilendirebilir) tıpatıp birbirlerine bezerler. İcindeki genetik materyali önemsemezseniz dıştan tıpatıp aynıyızdır. Kurbağa- insan - maymun - kokarca - çita - aslan - zürafa. Buda hepimizin atasının bir olduğunun kanıtıdır. Ve unutmayalım yukarda bir arkadas üstüne basa basa bahsetmişti. Evrim kabul gördü zaten. Kabul gördüğü icin evrimin bilgilerini depolayabilecegi, gelecek nesile aktarabileceği bir se arandı ve öyle genetik metaryaller bulundu. Siz bir anda kalkıp genetik bilimini çöpe atamazsınız.


    içindeki genetik materyali nasıl önemsemeyiz anlayamadım.
    zaten bütün genetik kod DNA da gizli. onu da önemsemezsek nasıl olur.

    kurbağa insan maymun un herbirinin aynı maddelerden yapılmış olması hepsinin Sanatkarının bir olduğu anlamına gelir. ama bir hücreden hepsi çoğalmış anlamına gelmezki.

    quote:

    Yine bir örnek daha veriyorum , kilise dünyanın düz oldugunu iddia ederken dünyanın yuvarlak oldugunu iddia edenlere aptal, kaçık gözüyle bakılıyordu. Bugün 6-7 yaşındaki bir cocuk bile dünyanın yuvarlak oldugunu biliyor. Ve ben hala burada evrime şiddetle karşı cıkanların evrim hakkında cok az şey bildiğini düşünüyorum çünkü konusurken evrimin öngördüğü bazı seyleri atlayarak, hesaba katmayarak tek tek maddelerini çürütmeye calısılınıyor.


    kilise yanılıyor olabilir. fakat Kur an içinde onlarca bilimsel ayet var ki hala itiraz edilemiyor.

    bence evrimn en büyük yanılgısı teoriye göre araştırma yapmak. araştırmaya göre teori üretmek değil.

    bu yüzden hiçbir türden diğer türe geçişi gözlemlemeden bilimsel zemine oturtmadan bu teoriyi uydurmak doğru değil diye düşünüyorum.

    darwin belki aranızda en masumu. belki genetik ilmi gelişmemişti o zaman.

    şimdi öyle değil.

    maymun insan arasında 150000 adet baz farklı. bu da 150 bin adet noktasal mutasyonu gerektiriyor ki bunun da olması imkansız...

    yanılıyor muyum ?




  • quote:

    Orjinalden alıntı: evrimci

    Yahu kardeşim, hep çarpıttın, çarpıtmaya da devam ediyorsun.
    Tekrar söylüyorum.

    A Kümesi : Her tipteki mutasyon
    B Kümesi : Evrim mekanızmasında kullanılan mutasyon tipleri

    B A'nın alt kümesidir.

    A kümesinin %99 zararlı olması B kümesinin %99 zararlı olduğu anlamına gelmez. DEGIL DE ZATEN!!!

    Sen hep dışarıdan mutasyona uğramış canlıları ortaya getiriyorsun. DNA replikasyonundakileri hep es geçiyorsun.



    Al sana bazı canlılardaki mutasyon oranları

    "Rates of Spontaneous Mutation", by JW Drake et al, Genetics 148:1667-1686 (April, 1998):


    Organism ||| Effective genome size (Ge) ||| Mutations per genome per replication

    bacteriophage M13 ||| 6.4 × 10^3 ||| 0.0046

    bacteriophage lambda ||| 4.9 × 10^4 ||| 0.0038

    bacteriophages T2 & T4 ||| 1.7 × 10^5 ||| 0.0040

    E. coli ||| 4.6 × 10^6 ||| 0.0025

    Saccharomyces cerevisiae ||| 1.2 × 10^7 ||| 0.0027

    Neurospora crassa ||| 4.2 × 10^7 ||| 0.0030

    C. elegans ||| 1.8 × 10^7 ||| 0.004

    Drosophila ||| 1.6 × 10^7 ||| 0.005

    Mouse ||| 8.0 × 10^7 ||| 0.014

    Human ||| 8.0 × 10^7 ||| 0.004

    Bana açıkla bakalım buradaki mutasyonlar %99 zararlıysa nasıl oluyor da bu canlılar yaşıyor???

    Not:Daha düzgün bir tablo için
    http://www.talkorigins.org/faqs/mutations.html



    canlıların yapılarına göre mutasyonun olma ihtimali, yeni nesillere aktarılması, değişkendir sevgili arkadaşım...

    dikkat edersen rontgen çeilen yerlere girilmemesi tavsiye ediliyor.


    verdiğin örnek bakteriler gibi küçük canlılar için geçerli.

    peki ben sana soruyorum....

    O BAKTERİLERDEN YENİ BİR TÜR ORTAYA ÇIKMIŞ MI...

    MESELA AMİP OLABİLMİŞLER Mİ?

    FARELER KÖSTEBEK Mİ OLMUŞ.....

    İNSANLAR FARKLI BİR TÜR MÜ OLUŞTURMUŞLAR FARKLI COĞRAFYALARDA YAŞAMALARINA RAĞMEN....

    YÜZDE 99 zararlı kelimesi de ingilizce kaynağa ait.....



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Deep Impact -- 13 Mayıs 2005, 10:45:56 >




  • Arkadaşım, son yazdıklarından sonra artık kalkıp seninle Evrim tartışmamaya karar verdim.
    Çünkü herşeyi kalkıp inançlarına getiriyorsun.

    Allah'a inanıyorsun, tamam garip ki senin inancına göre Allah Yıldızları, Galaksileri, Gezegenleri basamaklı bir şekilde bir süreçle meydana getiriyor. Konu canlılık olduğunda ise bunu yapabilecekken yapmıyor. Ki yukarıda anlattım biz bile 10^1000 ya da 1000! 'lük problemleri basamaklı bir şekilde çözebiliyoruz. Yani biz bile bu tür problemleri çözebilmişken Allah benzer bir problem olan yaşamı böyle çözmemiş diyorsun. Ki başka hertür problemi süreçle çözmüş.

    Bu çelişkili Yaradan inancında devam ettiğin sürece zaten evrimi anlayamazsın. Ben de kendimi zorlamayacağım anlatmak için.

    Bi de bence evrimn en büyük yanılgısı teoriye göre araştırma yapmak. araştırmaya göre teori üretmek değil demişsin ki, Bilim asıl böyle yapılır, kafanda, fikirler, teoriler olmadan neyi araştırmayı planlıyorsun ki?



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Krethgar -- 13 Mayıs 2005, 11:01:34 >




  • evrimci verdiğin kaynağı öncelikle kendin okumanı tavsiye ediyorum...


    quote:

    Q: Doesn't evolution depend on mutations and aren't most mutations harmful?

    A: No. Most mutations are neither harmful nor helpful.


    burada da yazdığı gibi çoğu mutasyonlar nötr...yani bir sonraki nesle 6 merhaleden geçip de aktarılamıyor....

    aktarılanların da çoğu (yüzde 99) zararlı...

    bütün bilimsel kaynaklar bunu gösterirken sen nasıl mutasyon ile yeni türlerin hatta insanın olduğunu iddia ederdsin....

    ben anlayamadım doğrusu.....
  • quote:

    Bi de bence evrimn en büyük yanılgısı teoriye göre araştırma yapmak. araştırmaya göre teori üretmek değil demişsin ki, Bilim asıl böyle yapılır, kafanda, fikirler, teoriler olmadan neyi araştırmayı planlıyorsun ki?


    teoriyi üretirsin ilk yanıldığın yerde başa dönersin başka tezler üretip orada teor,ye geçersin....

    DNA nın yapısını görüp de maymun insan araında 150 bin adet noktasal mutasyon gerektiğini görüp hala neden başka teori üretmiyorlar acaba?
  • quote:


    şimdi ilk insandan günümüze 2 milyon yıl geçtiğini kabul edersek, evrime bağlı olarak çeşitli insan türleri ortaya çıkması gerekmez mi idi?


    Sana bir sürü çeşitli insn iskeleti - insansı maymun iskeletinin bulundugu yerleri sundum. Ama sne kabul etmedin. Bu arada bize bir kac tane evrim karşıtı kaynak getiriyorsunda Al bende sana vereyim kaynak :


    References

    Ayala, F. J. 1995. The myth of eve - molecular-biology and human origins. Science 270:1930-1936.


    Ayala, F. J. and A. A. Escalante. 1996. The evolution of human populations: A molecular perspective. Molecular Phylogenetics and Evolution 5:188-201.


    Ayala, F. J., A. Escalante, C. O'hUigin, and J. Klein. 1994. Molecular genetics of speciation and human origins. Proceedings of the National Academy of Sciences (USA) 91:6787-6794.


    Barbujani, G., A. Magagni, E. Minch, and L. L. Cavalli-Sforza. 1997. An apportionment of human DNA diversity. Proceedings of the National Academy of Sciences (USA) 94:4516-4519.


    Brown, R.A. and G.J. Armelagos. 2001. Apportionment of racial diversity: A review. Evolutionary Anthropology 10: 34-40.


    Cann, R. L., M. Stoneking, and A. C. Wilson. 1987. Mitochondrial DNA and human evolution. Nature 325:31-36.


    Carroll, S. B. 2003. Genetics and the making of Homo sapiens. Nature 422:849?857.


    Cavalli-Sforza, L. L., P. Menozzi, and A. Piazza. 1994. The History and Geography of Human Genes. Princeton University Press, Princeton.


    Chikhi, L., G. Destro-Bisol, G. Bertorelle, V. Pascali, and G. Barbujani. 1998. Clines of nuclear DNA markers suggest a largely neolithic ancestry of the European gene pool. Proceedings of the National Academy of Sciences (USA) 95:9053-9058.


    Comas, D., F. Calafell, E. Mateu, A. Perez-Lezaun, E. Bosch, R. Martinez-Arias, J. Clarimon, F. Facchini, G. Fiori, D. Luiselli, D. Pettener, J. Bertranpetit. 1998. Trading genes along the silk road: mtDNA sequences and the origin of central Asian populations. American Journal of Human Genetics 63:1824-1838.


    Destro-Bisol, G., F. Donati, V. Coia, Il. Boschi, F. Verginelli, A. Caglià, S. Tofanelli, G. Spedini, and C. Capelli. 2004. Variation of female and male lineages in sub-Saharan populations: the importance of sociocultural factors. Molecular Biology and Evolution 21(9):1673-1682.


    Disotell, T. R. 1999. Human evolution: Origins of modern humans still look recent. Current Biology 9:R647-R650.


    Disotell, T. R. 1999. Human evolution: The southern route to Asia. Current Biology 9:R925-R928.


    Goldstein, D. B., A. R. Linares, L. L. Cavalli-Sforza, and M. W. Feldman. 1995. Genetic absolute dating based on microsatellites and the origin of modern humans. Proceedings of the National Academy of Sciences (USA) 92:6723-6727.


    González-José, R., A. González-Martín, Miquel Hernández, H. M. Pucciarelli, M. Sardi, A. Rosales, and S. van der Molen. 2003. Craniometric evidence for Palaeoamerican survival in Baja California. Nature 425:62-65.


    Hammer, M. F. 1995. A recent common ancestry for human Y chromosomes. Nature 378:376-378.


    Hammer, M. F., T. Karafet, A. Rasanayagam, E. T. Wood, T. K. Altheide, T. Jenkins, R. C. Griffiths, A. R. Templeton, and S. L. Zegura. 1998. Out of Africa and back again: Nested cladistic analysis of human Y chromosome variation. Molecular Biology and Evolution 15:427-441.


    Harding, R. M., S. M. Fullerton, R. C. Griffiths, J. Bond, M. J. Cox, J. A. Schneider, D. S. Moulin, and J. B. Clegg. 1997. Archaic African and Asian lineages in the genetic ancestry of modern humans. American Journal of Human Genetics 60:772-789.


    Harpending, H. C., M. A. Batzer, M. Gurven, L. B. Jorde, A. R. Rogers, and S. T. Sherry. 1998. Genetic traces of ancient demography. Proceedings of the National Academy of Sciences (USA) 95:1961-1967.


    Harris, E. E. and J. Hey. 1999. X chromosome evidence for ancient human histories. Proceedings of the National Academy of Sciences (USA) 96:3320-3324.


    Harris, E. E. and J. Hey. 1999. Human demography in the pleistocene: Do mitochondrial and nuclear genes tell the same story? Evolutionary Anthropology 8:81-86.


    Hawks, J., K. Hunley, S. H. Lee, and M. Wolpoff. 2000. Population bottlenecks and Pleistocene human evolution. Molecular Biology and Evolution 17:2-22.


    Hinds, D. A., L. L. Stuve, G. B. Nilsen, E. Halperin, E. Eskin, D. G. Ballinger, K. A. Frazer, D. R. Cox. 2005. Whole-genome patterns of common DNA variation in three human populations. Science 307(5712):1072-1079.


    Horai S. , K. Hayasaka, R. Kondo, K. Tsugane, and N. Takahata. 1995. The recent African origin of modern humans revealed by complete sequences of hominoid mitochondrial DNAs. Proceedings of the National Academy of Sciences (USA) 92:532-536.


    Jin, L., P. A. Underhill, V. Doctor, R. W. Davis, P. D. Shen, L. L. Cavalli-Sforza, and P. J. Oefner. 1999. Distribution of haplotypes from a chromosome 21 region distinguishes multiple prehistoric human migrations. Proceedings of the National Academy of Sciences (USA) 96:3796-3800.


    Jorde, L.B., M. Bamshad, and A. R. Rogers. 1998. Using mitochondrial and nuclear DNA markers to reconstruct human evolution. BioEssays 20:126-136.


    Jorde, L. B., A. R. Rogers, M. Bamshad, W. S. Watkins, P. Krakowiak, S. Sung, J. Kere, and H. C. Harpending. 1997. Microsatellite diversity and the demographic history of modern humans. Proceedings of the National Academy of Sciences (USA) 94:3100-3103.


    Jorde, L. B., W. S.Watkins, M. J. Bamshad, M. E. Dixon, C. E. Ricker, M. T. Seielstad, and M. A. Batzer. 2000. The distribution of human genetic diversity: A comparison of mitochondrial, autosomal, and Y-chromosome data. American Journal of Human Genetics 66: 979-988.


    Kivisild, T., M. J. Bamshad, K. Kaldma, M. Metspalu, E. Metspalu, M. Reidla, S. Laos, J. Parik, W. S. Watkins, M. E. Dixon, S. S. Papiha, S. S. Mastana, M. R. Mir, V. Ferak, and R. Villems. 1999. Deep common ancestry of Indian and western-Eurasian mitochondrial DNA lineages. Current Biology 9:1331-1334.


    Maddison, D. R. 1991. African origin of human mitochondrial DNA reexamined. Systematic Zoology 40:355-363.


    Maddison, D. R., M. Ruvolo, and D. L. Swofford. 1992. Geographic origins of human mitochondrial DNA - phylogenetic evidence from control region sequences. Systematic Biology 41:111-124.


    Marshall, E. 1998. DNA studies challenge the meaning of race. Science 282 (5389):654-655.


    McDougall, I., F. H. Brown, and J. G. Fleagle. 2005. Stratigraphic placement and age of modern humans from Kibish, Ethiopia. Nature 433:733-736.


    Merriwether, D. A., F. Rothhammer, and R. E. Ferrell. 1995. Distribution of the four founding lineage haplotypes in native Americans suggests a single wave of migration for the New World. American Journal of Physical Anthropology 98:411-30.


    Mishmar, D., E. Ruiz-Pesini, P. Golik, V. Macaulay, A. G. Clark, S. Hosseini, M. Brandon, K. Easley, E. Chen, M. D. Brown, R. I. Sukernik, A. Olckers, and D. C. Wallace. 2003. Natural selection shaped regional mtDNA variation in humans. Proceedings of the National Academy of Sciences (USA) 100:171-176.


    Mountain, J. L. 1998. Molecular evolution and modern human origins. Evolutionary Anthropology 7:21-37.


    Owens, K. and M. C. King. 1999. Genomic views of human history. Science 286:451-453.


    Päabo, S. 1999. Human evolution. Trends in Biochemical Sciences 24 (12):M13-M16


    Päabo, S. 2001. Genomics and society - The human genome and our view of ourselves. Science 291 (5507):1219-1220.


    Relethford, J. H. 1998. Genetics of modern human origins and diversity. Annual Review of Anthropology 27:1-23.


    Rohde, D. L. T., S. Olson, and J. T. Chang. 2004. Modelling the recent common ancestry of all living humans. Nature 431:562 - 566.


    Rosenberg, N. A., J. K. Pritchard, J. L. Weber, H. M. Cann, K. K. Kidd, L. A. Zhivotovsky and M. W. Feldman. 2002. Genetic structure of human populations. Science 298:2381-2385.


    Ruiz-Linares, A., D. Ortiz-Barrientos, M. Figueroa, N. Mesa, J. G. Munera, G. Bedoya, I. D. Velez, L. F. Garcia, A. Perez-Lezaun, J. Bertranpetit, M. W. Feldman, and D. B. Goldstein. 1999. Microsatellites provide evidence for Y chromosome diversity among the founders of the New World. Proceedings of the National Academy of Sciences (USA) 96:6312-6317.


    Seielstad, M.T., E. Minch, and L.L. Cavalli-Sforza. 1998. Genetic evidence for a higher female migration rate in humans. Nature Genetics 20:278-280.


    Seielstad, M., E. Bekele, M. Ibrahim, A. Touré, and M. Traoré. 1999. A view of modern human origins from Y chromosome microsatellite variation. Genome Research 9: 558-567.


    Sherry, S. T., M. A. Batzer, and H. C. Harpending. 1998. Modeling the genetic architecture of modern populations. Annual Review of Anthropology 27:153-169.


    Sykes, B. D. (ed.) 1999. The Human Inheritance: Genes, Language, and Evolution. Oxford University Press, Oxford, New York.


    Takahata, N. 1995. A genetic perspective on the origin and history of humans. Annual Review of Ecology and Systematics 26:343-372.


    Templeton, A. R. 1993. The "Eve" hypothesis: a genetic critique and reanalysis. American Anthropologist 95:51-72.


    Templeton, A. R. 1998. Human races: A genetic and evolutionary perspective. American Anthropologist 100:632-650.


    Tishkoff, S. A., E. Dietzsch, W. Speed. A. J. Pakstis, J. R. Kidd, K. Cheung, B. Bonne-Tamir, A. S. Santachiara-Benerecetti, P. Moral, M. Krings, S. Päabo, E. Watson, N. Risch, T. Jenkins, and K. K. Kidd. Global patterns of linkage disequilibrium at the CD4 locus and modern human origins. Science 271:1380-1387.


    Vigilant, L., M. Stoneking, H. Harpending, K. Hawkes, and A. C. Wilson. 1991. African populations and the evolution of human mitochondrial DNA. Science 253:1503-1507.


    Wills, C. 1995. When did Eve live? An evolutionary detective story. Evolution 49:593-607.


    Zietkiewicz, E., V. Yotova, M. Jarnik, M. Korah-Laskowska, K. K. Kidd, D. Modiano, R. Scozzari, M. Stoneking, S. Tishkoff, M. Batzer, and D. Labuda. 1998. Genetic structure of the ancestral population of modern humans. Journal of Molecular Evolution 47:146-155.






    Information on the Internet
    National Human Genome Research Institute (NHGRI)
    Human Genome Research. U.S. Department of Energy.
    Human Genome Organisation (HUGO)
    The Genome Database. An international collaboration in support of the Human Genome Project.
    The Human Genome and what it means for science, medicine, and society. The Wellcome Trust.
    H-Invitational Database (H-InvDB). A human gene database, with annotated, full-length human complementary DNAs (cDNAs).
    UK Human Genome Mapping Project Resource Centre.
    International Communication Forum in Human Genetics. Bridging the gap between bioscience and medicine.
    Online Mendelian Inheritance in Man. National Center for Biotechnology Information.

    Out of Africa. Advances in DNA sequencing give big boost to theory that humanity was born in Africa. NewScientist, December 2000.
    DNA's Evolutionary Dilemma. Genetic studies collide with the mystery of human evolution. ScienceNews Online, February 1999.
    160,000-year-old fossilized skulls uncovered in Ethiopia are oldest anatomically modern humans. UC Berkeley Press Release.
    Behavioral and Biological Origins of Modern Humans. Online lecture by Richard G. Klein, Stanford University. Access Excellence and the California Academy of Sciences BioForum for high school biology teachers.
    Archaeology Magazine (Archaeological Institute of America):
    The Great DNA Hunt. Genetic archaeology zooms in on the origins of modern humans. 1996 Article by Tabitha M. Powledge and Mark Rose.
    The Great DNA Hunt, Part II: Colonizing the Americas.
    Getting to the New World. Distribution of Founding Lineage Haplotypes in Native Americans. The Pittsburgh Supercomputing Center.
    DNA & the Peopling of Siberia. Y Chromosome Variation in Native Human Populations of Siberia. Arctic Studies Center.
    The Leakey Foundation. A member supported organization committed to research related to human origins.
    Flints and Stones: Real Life in Prehistory. University of Newcastle upon Tyne Museum of Antiquities.

    Race, Genes & Anthropology. Stanford University.
    The World Wide Web Virtual Library: Indigenous Studies
    Bill Henderson's Links to Aboriginal Resources
    NativeWeb. Resources for Indigenous Cultures around the World.
    Anthropology in the News. Texas A&M University.

    Gray's Anatomy of the Human Body. Features 1,247 vibrant engravings—many in color—from the classic 1918 publication, as well as a subject index with 13,000 entries ranging from the Antrum of Highmore to the Zonule of Zinn. Bartleby.com, Great Books Online.
    Osteo Interactive. Human osteology, forensic anthropology, paleopathology, histology.
    Skeletal Gene Database. A multi-institute project aimed at understanding the functional genome of bone and other skeletal tissues.
    Harvey Project Home Page. An international collaboration of educators, researchers, physicians, students, programmers, instructional designers and graphic artists working together to build interactive, dynamic human physiology course materias on the Web.
    The Multi-Dimensional Human Embryo. A three-dimensional image reference of the Human Embryo based on magnetic resonance imaging.


    Bütün bu projeler evrimi kabul edilerek yürütülen projeler. Referanslardan sonra gelen information on the internet bölümündekilerde dünyanın onde gelen bilim merkezlerinin yürüttüğü evrimle ve homo sapiensin kökeniyle ilgili milyar dolarlık projeler. Yani benim demek istediğim bilim dünyası evrimin oldugunu kabul ediyor. Bir hücrenin ne kadar karmasık oldugunun, insanın ne kadar karmasık oldugunun bir önemi yok. Kurulan denge böyle. Sana ben kalkıpta sinekten arı yada maymundan insan yapamam. Binlerce kriter sonucunda olan şeyler bunlar. Aynı ortamı aynı şekliyle simule edemem.




  • Email to a friend Printer-friendly version
    TJ Archive > Volume 10 Issue 3 > At last, a good mutation?


    First published:
    TJ 10(3):298
    December 1996
    Browse this issue
    Subscribe to TJ

    At last, a good mutation
    by Carl Wieland

    There are children who are so prone to infection that, if they survive at all, they have to spend their lives in an artificial ‘bubble’. This is the usual fate of those who have inherited two defective copies (one from each parent) of a gene which produces an enzyme called ADA (adenosine deaminase).

    Because they are unable to make ADA, toxic substances accumulate in their blood which slowly damage the body’s immune cells.

    However, in an unprecedented finding, a U.S. boy called Jordan Houghton has spontaneously recovered from his condition.1 All the evidence indicates that in one line of his immune cells, one of the faulty genes has apparently repaired itself.

    Geneticist Hagop Youssoufian at Brigham and Women’s Hospital, Boston, says about this 'fascinating' occurrence:

    ‘We finally have a clear example of a mutation doing something good’.


    Burda insan vücudunda olan bir yararlı mutasyon anlatılıyor. Bilim adamı en sonunda yararlı mutasyonlara kesin bir örneğimizin oldugunu söylüyor. Bu kadar soruyordunuz bir tane yararlı mutasyon gösterin insan vücudunda diye.

    İngilizcesi olmayanlar için açıklayacagım :

    Ailelerinden aldıkları 2 çekinik gen sonucunda bazi cocuklarda ADA enzimi üretimi olmuyormus. bu enzim üretilemeyince, toksik maddeler yavaş yavaş bağışıklık hücrelerine zarar veriyormus. Bu durumdaki cocuklar hayatları boyunca sanki bir köpüğün içinde yaşarmış gibi yaşamaları gerekiyormus.

    İlk defa Jordan Houghton adındaki bir cocuk bu genlerini mutasyon sonucu değiştirmiş. Ve artık ADA salgılayabiliyormus kendi kendine. Bu ilk defa gözlenen birşey. Mutasyon nereden biliyordu o geni değiştirirse cocugun hayatta kalacagını. Neden o gen ? 6 merhaleden geçip nasılda o geni mutasyona ugratmıs. Acaba vücud mu biliyordu o geni mutasyona ugratırsa hayatta kalacagını ??



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi KuarkServerSystems -- 13 Mayıs 2005, 14:05:24 >




  • quote:

    Sana bir sürü çeşitli insn iskeleti - insansı maymun iskeletinin bulundugu yerleri sundum. Ama sne kabul etmedin. Bu arada bize bir kac tane evrim karşıtı kaynak getiriyorsunda Al bende sana vereyim kaynak :


    kaynağa gerek yok... dünyaya sorarsan biz bir milyon ermeniyi katletmişiz...

    bir sürü çeşit insan iskeletinden neden günümüzde 1 çeşit insan iskeleti var ....

    bu insanlar o kadar farklı coğrafyalarda yaşamasına rağmen hiçbir mutasyon geçirip YAPISAL FARKLILIK (fiziksel değil) geçirmemişler mi?

    her insanın kalbi, karaciğeri, böbreği bütün organları aynı.
    bulunduğu coğrafyaya göre ekstra organ sahibi olan insan var mı?

    bulunduğu coğrafyaya göre yapısal değişikliğe uğramış ve farklı bir tür olan insansı canlı gösterebilir miyiz?

    halbuyseki bütün coğrafyalarda insanlar yaşıyor. buzuldan ekvator a kadar.
    evrim olsa bu insanlar bulundukları coğrafyaya göre (örnek vermiştim: tuzlu su içebilen ve vücudu kıllı , postlu) insan türleri ortaya çıkması gerekmez mi idi?

    ben mi yanılıyorum acaba...

    bana göre bütün türler ayrı ayrı var oldu. ve kendi türleri içerisinde değişik varyosyonlara uğradı. bknz insan, bknz kedi...

    ama insan maymundan evrimleşmedi, aslanda kediden evrimleşmedi...

    ben böyle düşünüyorum ....

    tabii böyle bir düşüncede peki bu kadar canlı nasıl var oldu sorusu gelecek...

    benim bu cevabı vermeme gerek yok, siz biliyorsunuz çünkü




  • murat kardeşim...

    verdiğin örnek ne kadar mutasyon ile ilgili anlayamadım...

    diyorki ;

    quote:

    All the evidence indicates that in one line of his immune cells, one of the faulty genes has apparently repaired itself.


    genlerden bazıları kendini tedavi edebilme özeliğine sahip. mesela mutasyon sonucu sıralamada bir hata olduğu zaman DNA kendini tedavi ediyor.

    belki bu sebepten tedavi olabilmiş olabilir.

    her ne ise zaten bizde mutasyonun % 99 undan fazlasının zararlı olduğunu söylemiştik.

    ayrıca biliim adamının bir kaç kritik cümlesi var...

    quote:

    At last, a good mutation
    by Carl Wieland

    We finally have a clear example of a mutation doing something good�.


    en sonunda bir adet iyi mutasyon bulabildik...

    2. cümle de

    en sonunda mutasyonun bir şeyi olsun iyi yapabildiğine dair bir örnek bulabildik.

    bu da benim tezi ispatlayan cümle...

    yüzde 99 undan fazlası zararlı olan mutasyonlarra o kadar araştırmalara rağmen bir adet yararlı örnek bulabilmişler....

    hal böyle iken o kadar ender rastlanan faydalı mutasyon ile bu kadar tür çeşitliliği nasıl açıklanabilir ....




  • Dikkat edersen burada hatalı gen dediği hastalıga sebep olan gen. Yani gen en basta zatn anne babadan hatalı alındı. Ve bu ilk defa olan birşey bir cocukta. Gen kendini mutasyonla onarıyor. Yani eski haline dönmüyor gen. Yeni bir hal alıyor. Ve bu hal o hastalıgı yok eden bir hal. Buna dikkat edelim

    quote:


    We finally have a clear example of a mutation doing something good


    Yani yararlı mutasyon burnumuzun dibinde bile oluyor. Ve bir adet mutasyon sonucu bir gen olusuyor bir enzim salgılanabilen. 6 merhale üstüne %99 kötü şansa ragmen olabiliyor.

    Asıl suna dikkat etmelisin deep. Asıl nokta surada. Onarma yok burada. Eski haline döndürmüyor geni. Geni vucüt kendi yararına çeviriyor, hayatta kalmak için. Yoksa doga bu çocugu eleyecek.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi KuarkServerSystems -- 13 Mayıs 2005, 19:09:31 >
  • sevgili murat arkadaşım;

    pm attım editlememişsin...

    benim çevirim senin quote yaptığın şeklinde değil biraz dikkatli olursan farkedeceksin....

    quote:

    en sonunda mutasyonun bir şeyi olsun iyi yapabildiğine dair bir örnek bulabildik.


    bu çeviriye itirazın olmaz sanırım....

    bak sana çok güzel bir yazı buldum....

    tekrar olacak ama dikkatli okursan çok faydalı bilgiler var....



    Günlük yaşantımızda birçok mutajen maddeye maruz kalıyor olmamıza rağmen nasıl oluyor da zararlı mutasyonlar geçirmiyoruz?



    Gerçekten de günlük yaşantımız süresince, hatırı sayılır miktarda mutajen (mutasyona neden olan) maddeye maruz kalıyoruz. Bunların arasında soluduğumuz havadaki ağır metaller, besinlerimizin içeriğindeki bazı koruyucular (Emülgatörler), oksidanlar (okside ediciler) ve daha birçok doğal veya yapay kimyasalı sayabiliriz.

    Normal şartlar altında, bu denli yoğun bir mutajen maruziyetinde, DNA�mızın yapısında bir sürü değişiklik olması beklenirdi. Ancak DNA, kendisini sağlam bir şekilde bir sonraki nesile aktarmaya programlıdır ve bunun için de kendi bünyesinde bir takım önlemler almıştır.

    Bildiğimiz gibi fiziksel karakterlerimizin şifresini taşıyan genlerimiz, DNA üzerinde bulunan ve lokus adı verilen özel bölgelerde bulunuyor. Ancak DNA�nın aktif olarak gen taşıyan bölgeleri, DNA�nın çok küçük bir yüzdesini oluşturuyor. Ayrıca DNA, kromozomlar içerisinde çeşitli proteinlerle de çevrilmiş olarak bulunuyor. Bunun nedeni, herhangi bir zararlı maddeye maruz kalındığında, etkilenecek olan bölgenin aktif bölgelere denk gelme olasılığını azaltmak.

    Bunun yanında, DNA�nın kendi üzerine sarılı ve kompakt bir halde bulunuyor oluşu (düz hale getirilmiş açık DNA dizisinin boyu, akıl almaz uzunluktadır) da bu denk gelme yüzdesini azaltan başka bir etken.

    Tüm bu korumaya karşın, tabii ki bazen zararlı maddelerin etki gösterdiği bölgeler, aktif gen bölgelerine denk gelebilir.

    Bunun yanında, DNA�nın kodlanması ısrasında da bir takım hatalar meydana gelebilir.

    Işte bu nokta da, DNA bu sefer çeşitli tamir mekanizmaları ile meydana gelen hatayı düzeltmeye çalışır. Çoğu zaman da bu tamir mekanizmaları başarılı olur ve DNA yapısını bir kez daha eskisi gibi düzgün şekilde koruyabilir.

    Ancak bazı durumlarda, DNA�nın tamir mekanizmasının düzeltmeyeceği veya eksik kalacağı hatalar olabilir. Örneğin; DNA zincirinin sadece bir kolunda meydana gelen bir hata, çoğu zaman kolayca düzeltilebilmesine rağmen, zincirin karşılıklı iki kolunda birden meydana gelen hatalar çoğunlukla geri dönüşümsüzdür.

    Buna �Nokta Mutasyon� adı verilir ve onarılması çok zordur. Işte böyle durumlarda, artık o gen bölgesinde bir değişiklik olmuş ve o bölgenin kodladığı protein de değişikliğe uğramıştır.

    Çoğunlukla eğer bu bir vücut hücresi içinde gerçekleşmişse, sadece o hücrede ve o hücreden çoğalan hücrelerde bu hata görülür. Yani meydana gelen mutasyonun, populasyondaki diğer bireylere bir etkisi olmaz.

    Ancak eğer bu mutasyon eşey hücrelerinde (yumurta veya sperm hücreleri) meydana gelirse, ve döllenme esnasında zigotu oluşturan hücrelerden birisi de bu hatalı hücre olursa, oluşan zigotun bütün hücrelerinde bu hata görülebilir ve mutasyon artık �kalıtsal� özellik kazanmış olur.



    şuraya dikkat et. 6 merhale dediğim bir yazı bu idi. gördüm ki 6 merhale de yetmiyormuş. şu yazıya dikkat ;

    Ancak eğer bu mutasyon eşey hücrelerinde (yumurta veya sperm hücreleri) meydana gelirse, ve döllenme esnasında zigotu oluşturan hücrelerden birisi de bu hatalı hücre olursa,

    eşey hücre olsa bile bir milyon adet sperm den mutasyona tabi olan zigot olursa diyor.

    bu durumda oluşacak mutasyonunda yüzde 99 zararlı. (başka yazıdan)

    şu yazıyı dikkatli okursak mutasyonun ne kadar zor olduğu aşikar.... (bakteri gibi komplex olmayan canlılar için)




  • quote:


    Ancak eğer bu mutasyon eşey hücrelerinde (yumurta veya sperm hücreleri) meydana gelirse, ve döllenme esnasında zigotu oluşturan hücrelerden birisi de bu hatalı hücre olursa,

    eşey hücre olsa bile bir milyon adet sperm den mutasyona tabi olan zigot olursa diyor.

    bu durumda oluşacak mutasyonunda yüzde 99 zararlı. (başka yazıdan)

    şu yazıyı dikkatli okursak mutasyonun ne kadar zor olduğu aşikar.... (bakteri gibi komplex olmayan canlılar için)


    Evett evet. Ama aklına hiç yumurtada olabilecek birşey gelmiyor değilmi. Ayrıcana unutma mitekondride bircok seyden sorumlu ve bu anneden direk alınıyor. Yani genetik bir materyal transferi falan değil. Yada hücredeki genetik materyal dısındaki herşeyi anneden alıyorsun gibi bir durum var ortada. Bu evrimin aktarımıyla ilgili biraz daha kaynak bulup koymaya calısacagim buraya !

    Ama sen dünyadaki bu kadar arastırmalar bir hayalin peşinden koştuğunu iddia ediyorsun. Bütün büyük arastırma merkezleri ve universiteler evrimin oldugu üzerine arastırmalara para yatırıyorlar. Ve siz bunun arkasındaki amacın ateizm i yaymak oldugunu, dinleri çürütmek oldugunu düşünüyorsunuz. Böyle birşey yok. Evrimmi yapmıs bu canlıları yoksa allahmı gibi bir soruyla karsı karsıya bırakıyorsunuz bizi, cevabıda her ikiside.




  • quote:

    Orjinalden alıntı: MuratOzsay

    Evett evet. Ama aklına hiç yumurtada olabilecek birşey gelmiyor değilmi. Ayrıcana unutma mitekondride bircok seyden sorumlu ve bu anneden direk alınıyor. Yani genetik bir materyal transferi falan değil. Yada hücredeki genetik materyal dısındaki herşeyi anneden alıyorsun gibi bir durum var ortada. Bu evrimin aktarımıyla ilgili biraz daha kaynak bulup koymaya calısacagim buraya !


    milyon adet sperm den mutasyonuğrayan kaçta kaçtır.

    madem insanlar üzerinde bu kadar etkili olsa idi mutasyon o zaman çok farklıtiplerde (yapısal olarak) insanlar olması gerekirdi.

    maalesef 7 8 milyar insan yapısalolarak aynı

    madem mutasyon o kadar etkili bu kadarfarklı coğrafyadaki insanlar neden yapısal olarak hep aynı.

    neden en ufak bir değişime dahi (yapısal olarak , fiziksel değil) uğramamışlar ve farklı birtür ortaya çıkmamış.

    mesela uçan insan

    kürklü insan

    balık insan


    quote:

    Ama sen dünyadaki bu kadar arastırmalar bir hayalin peşinden koştuğunu iddia ediyorsun. Bütün büyük arastırma merkezleri ve universiteler evrimin oldugu üzerine arastırmalara para yatırıyorlar. Ve siz bunun arkasındaki amacın ateizm i yaymak oldugunu, dinleri çürütmek oldugunu düşünüyorsunuz. Böyle birşey yok. Evrimmi yapmıs bu canlıları yoksa allahmı gibi bir soruyla karsı karsıya bırakıyorsunuz bizi, cevabıda her ikiside.


    Öylebir derdim yok....

    eğer evrim bilimsel bir gerçek olsa idi Allahın birkanunu derdim ama öyle bir gerçekdeğil ki....

    bir çok üniversite yatırımyapsa da yapmasa da evrime sorulan soruların hepsi cevapsız kalıyorneden?

    benim dahisorularıma cevapveremeyen bir teori nasıl bilimsel olabilir.

    2 milyon yıldır bütün canlıların tülerinin ana kaynağı olarak gösterilen evrimneden insanları uçan, denizde yaşayan, postlu, tuzlu su içebilen türlere ayıramamış.

    mesela çöllerde yaşayanlariçin deveye benzer özellikte insan

    kutupta yaşayanlar için postlu insan

    deniz kenarlarında yaşayanlar için de tuzlu su içebilen insan

    diğer canlılar adapte oluyorda insan neden en ufak birr adaptasyon (yapısal olarak) geçirememişler.

    tanıdığın en büyükevrimciproflara sormadan önce kendi aklına sor güzel kardeşim....

    ya da beni ikna et




  • Onu bunu bırakalım da, yaratılış teorisine göre, dünyadaki tüm canlıların yaklaşık 2 milyar yıl önce DAN diye birisi tarafından bir anda yaratıldığı görüşü de pek taraftar bulmuyor biyoloji çevrelerine...

    Bunun için de yeterli kanıt yok...
  • quote:

    Orjinalden alıntı: kaotika

    Onu bunu bırakalım da, yaratılış teorisine göre, dünyadaki tüm canlıların yaklaşık 2 milyar yıl önce DAN diye birisi tarafından bir anda yaratıldığı görüşü de pek taraftar bulmuyor biyoloji çevrelerine...

    Bunun için de yeterli kanıt yok...


    Yok zaten bence de çok saçma her şeyin veya sadece insanın DAN diye yaratılması. Kuranda "Allah her şeyi bir düzen içersinde yaratmıştır" ve "O yaratmanın her türlüsünü bilir" diye bir ayetler okumuştum. Bu yüzden DAN diye yaratılma gibi bir şey yok bence. Ya evrim vardır, o yoksa başka bir şey vardır.. Ama mutlaka bir duzen vardır. Yani insan çamurdan heykel yapılıp sonra da heykelin canlandırılmasıyla yaratılmamıştır. Bu çok sığ ve saçma bir düşünce olur.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi mandelbrot -- 15 Mayıs 2005, 12:45:27 >




  • quote:


    2 milyon yıldır bütün canlıların tülerinin ana kaynağı olarak gösterilen evrimneden insanları uçan, denizde yaşayan, postlu, tuzlu su içebilen türlere ayıramamış.


    Sen evrimi hiç ama hiç bilmiyorsun. Okudugun seyleri hiç anlamıyorsun. Ben sana nedenlerini söyleyecegim burada!!

    Birincisi insan toplumunun evrimine normal hayvanlarınkinden cok daha farklı bakmalısın cünkü bir noktada içgüdülerimizi bastırıp duygularımızla mantıgımızla hareket etmeyi ögrendik. Duygularımız bize o kadar hakimdirki günümüzde bile içgüdümüz bize kooş kaç derken korkumuz bizi sabit kılar.

    Ucmak ne işine yarardı senin ? Düşünsene ne kadar mutasyon gecirmen gerekir kanatların cıkacak hafifleyeceksin. Eger ucan insan olsaydı bu tamamen evrime ters birşey olurdu zaten. Teori o zaman cokerdi.

    Postlumu. Olmadıgını nereden biliyoruz. Belki normalden cok cok daha fazla kıllı bir bebek dogdu. Direk ucube gözüyle bakılmıstır. Yani ilk insanları düşünün. Duygularıyla hareket eden insanlar. Direk bu kıllı insan toplumdan dıslanır. Günümüzde bile farklı insanları ne kadar zorlanarak kabul ediyoruz topluma. Ki o zamanlar eminimki cok daha sert bir sosyal hiyerarsi vardı. Güclü olamazsa kadın bulamaz. Bulamazsa o mutasyonu gelecek nesile aktaramaz. Bu kadar basit.

    Maymunlar kara iclerinde yasarlar. İnsan evriminin cok gec zamanlarında deniz dibinde yerleşimler olusmustur. Biraz tarihi arastırırsan denizcilik gibi bir kavram tüm tarihimize bakarsan cok yenidir. Zaten deniz kenarinda yasayan bir insan suyu nereden bulabileceginide rahatlıkla akıl edebilir. denizden iceri dogru gir bir 50 mt, kaz çıkan suyu iç. Sen hangisini içerdin o tatlı suyumu tuzlu suyumu. Devamlı tuzlu suyu ice ice belki evrim gecirirlerdi. Ama yapmamıslar.

    Ayrıcana ben yapısal farklar görüyorum ama sen göremiyorsun. Ve ayrıca fiziksel degil yapısal bir fark derken neyi kastediyorsun anlamadım. Bir insanın kanatlarının olması fiziksel bir fark degilmi şimdi ? Gözlerin cekik olmasıyla kanatlarının olması arasındaki fark nedir ??Biri fiziksel biri yapısal farkmı ?? ikisidemi yapısal yoksa ikisidemi fiziksel ?? Yoksa hepsimi?

    Yada ne olursa yapısal fark olur ne olursa fiziksel fark olur?



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi KuarkServerSystems -- 15 Mayıs 2005, 20:09:43 >




  • Evrimle ilgili soracagın her sorunun cevabı var. Zaten evrimi çürütecek bir fiziksel delilde bulunmadıki bu güne kadar çürüsün. Aksine bir sürü fosil bulundu kanıtlayan. Bence sabit fikirli olup evrimi bir kenara itecegimize onu anlamaya gayret etmeliyiz. Cünkü o zaman anlayacaksınız böyle bir denge sadece üstün bir varlıgın elinden cıkmıs olabilir.

    Ya ben inanamıyorum bizi böyle yaratıp kitaplar indirip belli kurallara göre yasatip sonrada cennet cehenneme gönderdiğine. Herşeyin bu kadar tekdüze ve basit olması sacma olurdu. Nesi basit bir insan vücuduna bak diyeceksiniz. O herleyi bilen değilmidir. Bir yemeğin tarifini bildikten sonra yapması ne kadar kolaydır. Birde düşünün bir denge yaratmıs. Canlı herşeye kendisinden birşeyler katmıs. Ve canlı olan hersey cansız forma gectiginde ona geri dönecek. Bu sistemin yürümesi için kurallar koymus. Newton kanunları, izafiyet teorisi, belirsizlik teoremi, matematik, istatistik, a-tom, quantum teoremi.. EVRIM. Hatta bunlar sadece baslangıc. Belkide evrim birgün yalanlanıcak ve cok daha ileri düzeyde birşey bulunacak. Ama su bir gercek. Doga öyle bir programlammıski, içinde yasayan hersey kendini mükemmele ulastırmak için cabalıyor, bu cabaya katılamayanlar ise eleniyor. Hayat mükemmele dogru gitmeye calısıyor. Zaten evrim teoreminde diyorki bir canlı için mükemmel olan bir ortamda o canlının evrimi durur. Belki tanrı arada dogaya küçük rötuşlar atıyordur, ama bu koydugu kuralları değiştirmez. Ve kitaplarda yazmayan birçok şeyi doğaya bakarak, olan seylere denge getirmeye calısarak ortaya cıkardık. Galileo - einstein - hawking uzaya bakarak ne kadar karmasıkmıs bunları bu halleriyle yaratıcı yaratmıs sıradaki konumuza gecelim demediler. Bunlara kural getirmek için ugrastılar, teoriler.

    kalkmıssınız insan cok karmasık o zaman onu tanrı bir anda yaratmıs diyorsunuz. Ve kanıtınız yok. Ve sadece bunun bile evrimi çürütmeye yettiğini söylüyorsunuz. Benimde aklım bunu almıyor.




  • quote:

    Orjinalden alıntı: evrimci

    Arkadaşım, son yazdıklarından sonra artık kalkıp seninle Evrim tartışmamaya karar verdim.
    Çünkü herşeyi kalkıp inançlarına getiriyorsun.

    Allah'a inanıyorsun, tamam garip ki senin inancına göre Allah Yıldızları, Galaksileri, Gezegenleri basamaklı bir şekilde bir süreçle meydana getiriyor. Konu canlılık olduğunda ise bunu yapabilecekken yapmıyor. Ki yukarıda anlattım biz bile 10^1000 ya da 1000! 'lük problemleri basamaklı bir şekilde çözebiliyoruz. Yani biz bile bu tür problemleri çözebilmişken Allah benzer bir problem olan yaşamı böyle çözmemiş diyorsun. Ki başka hertür problemi süreçle çözmüş.

    Bu çelişkili Yaradan inancında devam ettiğin sürece zaten evrimi anlayamazsın. Ben de kendimi zorlamayacağım anlatmak için.

    Bi de bence evrimn en büyük yanılgısı teoriye göre araştırma yapmak. araştırmaya göre teori üretmek değil demişsin ki, Bilim asıl böyle yapılır, kafanda, fikirler, teoriler olmadan neyi araştırmayı planlıyorsun ki?




    dostum yazılarını okudum. sen bunca yazında hep mutasyonların yeni bir canlıyı oluşturabileceğini savundun.tamam.kabul ediyorum.zararlı olmayan bir mutasyon sonucu yeni bir tür oluşsun.peki sence bu evrendeki her organizmanın bu şekilde kör rastlantılar sonucu oluşabilme olanağı var mı?

    biraz gözünüzü açıp görmeye çalışın.evrim vardır.ama evrim kör rastlantılar sonucu oluşamaz.evrim Yaratıcının kontrolü altındadır.yani bu mekanizmayı kontrol eden bir güç vardır.o da Allah'tır.Aslında evrim teorisi bile Allah ın varlığını ispatlıyor farkında değilsiniz.

    siz şimdi yaratıcıya inanmıyorsunuz,o yüzden de evrim mekanizmasının kendiliğinden rastgele oluştuğunu söylüyorsunuz.

    yararlı mutasyon olsa ne yazar?başını kaldır şu dünyaya bak.sence bütün bunlar rastgele mi oluştu?evrim denen şey zaten olan bir türün değişikliklere uğramasıdır.yeni bir tür oluşması değildir.tersini idda eden kişi ise darwinci kesimdir.


    eğer düşüncelerinde samimi isen bir cevap ver soruma bakalım




  • quote:

    Yok zaten bence de çok saçma her şeyin veya sadece insanın DAN diye yaratılması. Kuranda "Allah her şeyi bir düzen içersinde yaratmıştır" ve "O yaratmanın her türlüsünü bilir" diye bir ayetler okumuştum. Bu yüzden DAN diye yaratılma gibi bir şey yok bence. Ya evrim vardır, o yoksa başka bir şey vardır.. Ama mutlaka bir duzen vardır. Yani insan çamurdan heykel yapılıp sonra da heykelin canlandırılmasıyla yaratılmamıştır. Bu çok sığ ve saçma bir düşünce olur.


    valla insan dan diye mi bam diye mi yaratrıldı bilemicem

    DÜnya yaratılırken her şey birden bire ortaya çıkmamıştır.
    ilkönce en basit yapılı organizmalar yaratıldı sonra gittikçe gelişmişe doğru gidildi.

    mesela evren oluşumunu 24 saate sığdırsan saat akşam yedi olduğunda hala insan ortada yoktur.

    ama bu demek değil ki türler sürekli birbirine dönüştü.bu çok saçma olur.çünkü yeryüzündeki her türün kendine ait bir görevi vardır.bir canlının bu görevi bırakması mümkün değildir.

    her tür ayrı ayrı yaratılmıştır.ama zaman içinde çevre koşullarına göre bu canlılar yapısal ve kalıtsal değişimlere uğramıştır.tabi ki yaratıcının kontrolünde.kimisi sudan karaya çıkmış kimisi renk değiştirmiştir.

    işte bu anlatılan aslında evrimin özüdür.

    bu kadar muazzam işleyen bir mekanizmanın kalkıp ta kör rastlantılar sonucu oluşması evrimleşmesi çok saçmadır.şüphesiz ki bir yaratıcı vardır ve o yaratıcı bu mekanizmayı kontrol etmektedir.




  • 
Sayfa: önceki 1011121314
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.