Şimdi Ara

mutlu olamıyorum hemde hiç olamıyorum

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
15
Cevap
0
Favori
5.414
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • yaşım 17 eskiden belli amaçlarım vardı okumak, profosyonel paraşüt yapmak,iyi bi telefona sahip olmak yaşıtlarımdan cok fazla sey yaptım cogu kişinin 30yasında yaptıgı şeyleri ben 17yasımda yaptım.Herkes zenginsin dicek hayır ailemin maddi durumu cok yüksek ama bunları yaparken ailemden 1kuruş bile almadım ailem karsıydı bile gün geldi hiç bişeyden zevk alamıyorum her şeyi en uç noktalarda yasadım kimsenin çekmediği acıları çektim sokakta yattım ertesi gün villada yatağımda anne baba sevgisi görmedim.Gerçeği söylemek gerekirse herkesten cok gördüm sevgiyi onların istediği kişilikteydim ama lise1 gelince insan kaderini çiziyor bende kendi olmak istediğim kişi hayalimdeki kişi olmak istedim ilk başta anlayışla karsıladılar ama daha sonra bu anlayıs kavga ile devam etti 2yıl boyunca elimdeki her şeyimi aldılar sadece evde yemeğimi ve uyumamı sağlıyorlardı sırf onların istediği kişi oluyum diye elimdeki bütün imkanları aldılar. çok savaştım ailemle bu savaş benden benliğimi kişiliğimi sevgiyi mutlu olmayı zevk almayı tatmin olmamı elimden aldı.İnsanlar kucuk şeylerde sevinirken mutlu olurken bana dünyayı verseler sevinmiyorum mutlu olamıyorum artık annem babam 2-3ay yurt dısına cıkıyor özlemiyorum kardeşim umrumda değil sokaktaki bir bebe gibi umranda değil hala ailemle savaş içindeyim ama savaşmak istemiyorum çünkü her kavga beni insanlıktan itiyor bugun bana kanka diye gelen arkadaşıma acıyorum çünkü o bana çok samimi bakarken ben insanlara öyle bakmıyorum bugun var yarın yok gözüyle bakıyorum.Su an ailemle niye sürekli kavga içindeyim sebebi bile yok eskiden vardı ama artık yok sırf laf olsun diye derslerdeki başarı durumum isterse süper olsun okul 1.siyim ama ailem umursamıyor hocalar yanıma geldiğinde niye mutsuzsun dediğinde cvp veremiyorum ama mutlu olmak için sebebim yok çünkü mutlu olmayı unuttum


    tamamen gerçektir ve kendi hayatımı yansıtır







  • zenginiz diyorsun o zaman paranın satın alamıyacagı şeyleri deneyerek mutlu olabilirsin. tabi paranın satın alamayacagı bir şey kaldıysa
  • mutlu olamıyosan keyif almaya çalış en azından. Karı kızla falan gez. Para da varmış



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Nicotinell -- 4 Temmuz 2009; 15:42:27 >
  • Mutlu olmak aşırı lüks artık. Mutsuzluğu mutluluk gibi görüyorum artık. Mutsuz olmadığım zamanlarda mutsuz olduğumu hissediyorum.

    Biraz karmaşık ama böyle.
  • quote:

    Orjinalden alıntı: Nicotinell

    mutlu olamıyosan keyif almaya çalış en azından. Karı kızla falan gez. Para da varmış


    çok yaptım kardeş sanki yemek yemek sıradan bişey ya onun gibi oldu
  • tüm paranı bana ver. Bide öyle dolan. Hem sen mutlu ol hem ben
  • Ailen yurtdışına çıkacakmış.Sende evde yanlız olacan heralde değerlendir babanın metresidir,sekreteridir.
  • mutlu olmak istiyorsan başkalarını mutlu et onlar mutlu oldumu görüceksin ki sende mutlu olucaksın.mesela
    annene bir çiçek yaptır içimden geldi de,babana bilmiyorum neden hoşlanır ufak bir hediye al ve ya durduk yere telefonla ara nasılsın babacım de kardeşin kaç yaşında bilmiyorum ufaksa parka götür.inan bunları yaparsan mutlu olduğunu görüceksin
  • Kardeş her türlü imkanın olupta mutlu olamıyorsan o senin beceriksizliğindendir bana göre..
  • kardeş önce bi taksi çağırıyosun sonra bi devlet hastanesine gidiyosun kanserli hastaların olduğu bölüme git ordan acile geç öle gezin bak insanlarla konuş sonra eve geldiğinde yeni bir hayata başlarsın

  • quote:

    Orjinalden alıntı: IwillBe

    Kardeş her türlü imkanın olupta mutlu olamıyorsan o senin beceriksizliğindendir bana göre..
  • Neşeli ol.
  • Mutlu olmak zorunda mısın,mutlu olacaksın diye birşey yok.
  • mutlu olmak pahalıdır.sen gözlemliyorsun konumunu görüyorsun kıyas ediyorsun.Beklentiler içinde yüzüyorsun.İşte seni asıl mutsuz eden şeyler bunlar.Kendi isteklerine değil, istekler doğrultusunda biraz ilerle.ne varsa elinde onları incele, bakalım neyin nesi? hayat farklı herkes istediğini vermiyor ki, uğraşacak bir malzemen olsun.
  • Asıl eksiklik, eksik oldugumuzu düşünmekti. asıl eksiklik,çareyi baskasinda aramakti.
    hayatın matematigi farkli; iki yarımı toplayınca bir etmiyor.
    insan tek basina mutsuzsa başka biriyle de mutlu olamıyor.

    Önce yalnızdık.
    9 ay boyunca karanlık bir yerden dışarı cıkmayı bekledik
    ve dunyaya aglayarak geldik.
    pişman gibiydik; Ya da mecburen gelmiş gibi.

    biraz büyüdükten sonra,
    kendimizi bildiğimiz anda,
    icimizi kemiren, kalbimizi kurcalayan o tuhaf duyguyu hissettik:
    bir yerde bir eksik var.
    korktuk. "bunun sebebi ne?" diye sorduk kendimize.
    cevabı yapıştırdık: demek ki sahip olmadığımız bir şeyler var.
    o yüzden eksiklik hissediyoruz."
    peki, neye sahip olmamız gerekiyor?

    çocukken,"yaşımız küçük" diye düşündük.
    her istediğimizi yapamıyoruz. kurallar, yasaklar var.
    büyüyünce her şey yoluna girecek.

    büyüdükçe bir şey değismedi. yine huzursuzduk.
    içimizden bir ses aynı sözcükleri fısıldıyordu:
    "bir eksik var."
    kafamiz karıştı. nasıl kurtulacağız bu iğrenç duygudan?
    nasıl geçecek bu? aklımıza yeni cevaplar geldi:
    okulu bitirince geçecek.
    işe girince geçecek.
    para kazanınca geçecek.
    tatile gidince geçecek.
    okulu bitirdik. diploma aldik.
    işe girdik. kartvizit aldik.
    çalıştık. para kazandık.
    taşındık. araba aldık.
    çalıştık. eve yeni eşyalar aldık.
    tatile gittik. dans ettik. terfi ettik. kartviziti değiştirdik.
    daha cok calıştık. daha çok para kazandık.çalıstık.çalıştık.
    geçmedi.
    "bir yerde bir eksik var" hissi, hala orada duruyordu.

    bu sefer de "sevgilimiz olunca geçecek" dedik.
    "yalnızlığımız sona erince bu illetten kurtulacağız."
    beklemeye başladık. derken, biri çıktı karşımıza.
    aşık olduk. ve anında başka biri olduk.
    daha güçlü, daha güzel, daha akıllı biri.
    hesap cüzdanları, kartvizitler,hatta ilaçlar bile
    böyle hissetmemizi sağlamamıştı.

    sevgilimizin gözlerinde,
    daha önce bize verilmemiş kadar büyük sevgi
    ve hayranlık gördük.
    sevgilimizin gözlerinde tanrı' yı gördük.
    ışığı gordük.
    "tünelin ucundaki ışık bu olmalı" diye düşündük "kurtulduk."
    sonra bir gun,
    daha dün bize deli gibi aşık olan insan çekip gidiverdi.

    ya da artık eskisi gibi sevmediğini söyledi.
    ya da baska birine aşık oldugunu söyledi.
    ya da daha kötüsü, başka birine aşık oldu ama söylemedi.
    telefonu açmamasından, elimizi tutmamasindan,
    sevismemesine bahane bulmak zorunda kalmamak için
    biz uyuduktan sonra yatağa gelmesinden anladık, bir terslik olduğunu.....

    belki de sevmekten vazgeçen veya terk eden
    sevgilimiz değildi, bizdik.

    fark etmez.

    SONUÇTA AŞK BİTTİ!

    Şimdi her yer bomboş. şimdi tekrar yalnız. başladığımız yere döndük.
    yıllarca uğraştık, eksiğin ne olduğunu bulamadık.
    halbuki her şeyi denedik, her yere baktık.

    öye mi?

    bakmadığımız bir yer kaldı
    içimize bakmadık.
    eksik parcayıdışarıda aradık
    ama içimizde saklı obileceğini akıl etmedik.
    birilerini sevdik,
    birileri bizi sevsin diye uğraştık amakendimizi sevmedik.
    şaşıracak birşey yok, tabi ki sevmedik.

    kendimizi sevsek bu kadar koşuşturur muyduk?

    canımız yanmasın diye duvarların ardına saklanır mıydık?

    kendimizi boş sanıp doldurmaya uğraşır mıydık?

    terk edilmekten korkar mıydık?

    asıl eksiklik, eksik olduğumuzu düşünmekti.
    asıl eksiklik, çareyi başkasinda aramaktı.
    hayatın matematiği farklı iki yarımı toplayınca bir etmiyor.

    insan tek başına mutsuzsa baska biriyle de mutlu olamıyor.
    herkes beni sevsin" diye uğraşınca kimse gerçekten sevmiyor,
    herkes sevgisine şart koyuyor, sınır koyuyor.
    oysa "kendime duyduğum sevgi bana yeter" diye düşününce,
    kendimizi olduğumuz gibi kabullenince yarım tamamlanıyor.
    her şey bir oluyor.
    işte o zaman perde aralanıyor. acı diniyor.
    işte o zaman başka 'bir' iyle bir araya gelerek,
    hesabın kitabın, korkunun kaygının hüküm sürdüğü sahte bir sevgi yerine,
    gerçek bir sevgi yaratılabiliyor.




  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.