Şimdi Ara

N. Fazıl'dan Şiirler... Ne dene bilirki!!! Süper..

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
15
Cevap
0
Favori
481
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • N. Fazıl'dan Şiirler



    Anneciğim

    Ak saçlı başını alıp eline,
    Kara hülyalara dal anneciğim!
    O titrek kalbini bahtın yeline,
    Bir ince tüy gibi sal anneciğim!

    Sanma bir gün geçer bu karanlıklar,
    Gecenin ardında yine gece var;
    Çocuklar hıçkırır, anneler ağlar,
    Yaşlı gözlerinle kal anneciğim!

    Gözlerinde aksi bir derin hiçin,
    Kanadın yayılmış, çırpınmak için;
    Bu kış yolculuk var, diyorsa için,
    Beni de beraber al anneciğim!...


    Ayrılık Vakti

    Akşamı getiren sesleri dinle
    Dinle de gönlümü alıver gitsin
    Saçlarımdan tutup kor gözlerinle
    Yaşlı gözlerime dalıver gitsin

    Güneşle köye in, beni bırakta
    Küçüle, küçüle kaybol ırakta
    Su yolu dönerken arkana bakta
    Kösede bir lahza kalıver gitsin

    Ümidim yılların seline düştü
    Saçının en titrek teline düştü
    Kuru yaprak gibi eline düştü
    İstersen rüzgara salıver gitsin


    Zindandan Mehmet'e Mektup

    Zindan iki hece Mehmetim lafta !
    Baba katiliyle baban bir safta!
    Birde geri adam boynunda yafta...
    Halimi düsünüp yanma Mehmed' im!
    Kavusmak mi?... Belki... Daha ölmedim!

    Avlu... Bir uzun yol... Tugla döseli,
    Kirmizi tuglalar alti köseli.
    Bu yolda tutuktur hapse düseli...
    Git vegel... yüz adim... Bin yillik konak.
    Ne ayak dayanir buna ,ne tirnak

    Bir alem ki, gökler boru içinde!
    Akil almazlarin zoru içinde.
    Üstüste sorular soru içinde:
    Düsün mü, unut mu, sus mu, konus mu?
    Buradan insan mi çikar, tabut mu?

    Bir idamlik Ali vardi, asildi
    Kaydini düstüler, mühür basildi.
    Geçti gitti, Bir kaç günlük fasildi.
    Ondan kalan, boynu bükük ve sefil;
    Bahçeye diktigi üç bes karanfil...

    Müdür bey dert dinler bu gün 'maruzat'!
    Çatik kas... Hükümet dedikleri zat...
    Beni Allah tutmus kim edre azat?
    Anlamaz;yazaisiz, pulsuz dilekçem...
    Anlamaz ruhuma geçti bilekçem!

    Saat bes dedi mi, Bir yirtici zil;
    Sayim var, Maltada hizaya dizil!
    Tek yekün içinde yazil ve çizil!
    Insanlar zindan da birer kemiyet
    Urbalarla kemik, Mintanlarla et.

    Somurtus ki biçak, Nara ki tokat;
    Zift dolu gözlerde kat kat...
    Yalniz seccademin yüzünde sevkat;
    Beni kimsecikler oksamaz madem;
    Öp beni anlimdan, Sen öp seccadem!

    Çayci, getir ilaç kokulu çaydan!
    Dakika düselim senelik paydan!
    Zindanda dakika farksizdir aydan.
    Karistir çayini zaman erisin;
    Köpük köpük, Duman duman erisin!

    Peykeler duvara mihli peykeler;
    Duvarda, baslardan, yagli lekeler,
    gömülmüs duvara, bas bas gölgeler
    Duvar katil duvar, yolumu biçtin!
    kanla dolu sünger... beynimi içtin!

    sükut... kivrim kivrim uzaklik uzar;
    Tek nokta seçemez Dünyadan nazar.
    yer yüzü bosaldi, habersiz miyiz?
    Günese göç varda kalan biz miyiz?

    Ses emir, su demir ve ekmek demir...
    Istersen demirde muhali kemir,
    Ne gelirki elde kader bu emir...
    Garip pencerecik, küçük, daracik;
    Dünya ya kapali, Allah'a açik.

    Dua dua, eller karincalanmis;
    Yildizlar avuçta, gök parçalanmis.
    gözyasi bir tarla, hep yoncalanmis...
    Bir soluk, Bir tütsü Bir uçan bugu
    Iplik ki incecik, örer boslugu.

    Ana rahmi zahi su bizim kogus;
    Karanligindanur, yeniden dogus...
    Sesler duymaktayim:Davran ve bogus!
    Sen bir devsin yükü agirdir devin!
    Kalk ayaga dim dik dogrul ve sevin!

    Mehmed'im sevinin baslar yüksekte!
    Ölsekte sevinin, eve dönsek de!
    Sanma bu teker kalir tümsekte!
    Yarin, elbet bizim, elbet bizimdir!
    Gün dogmus, gün batmis, ebed bizimdir!

    BEN

    Ben, kimsesiz seyyahı, meçhullerler caddesinin;
    Ben, yankısından kaçan çocuk, kendi sesinin.

    Ben, sırtında taşıyan işlenmedik günahı
    Allah'ın körebesi, cinlerin padişahı.

    Ben, usanmaz bekçisi, yolcu inmez hanların;
    Ben, tükenmez ormanı, ısınmaz külhanların.

    Ben, kutup yelkenlisi, buz tutmuş kayalarda;
    Öksüzün altın bahtı, yıldızdan mahyalarda.

    Ben, başı ağır gelmiş, boşluktan düşen fikir;
    Benliğin dolabında, kör ve çilekeş beygir.

    Ben, Allah diyenlerin boyunlarında vebal;
    Ben, bugünkine mazi, yarınkine istikbal.

    Ben,ben,ben; haritada deniz görmüş, boğulmuş;
    Dokuz köyün sahibi, dokuz köyden kovulmuş.

    Hep ben, ayna ve hayal; hep ben, pervane ve mum;
    Ölü ve Münker-Nekir; baş dönmesi, uçurum.

    Necip Fazıl Kısakürek








  • +1
  • quote:

    Orjinalden alıntı: cengizevci

    Anneciğim

    Ak saçlı başını alıp eline,
    Kara hülyalara dal anneciğim!
    O titrek kalbini bahtın yeline,
    Bir ince tüy gibi sal anneciğim!

    Sanma bir gün geçer bu karanlıklar,
    Gecenin ardında yine gece var;
    Çocuklar hıçkırır, anneler ağlar,
    Yaşlı gözlerinle kal anneciğim!

    Gözlerinde aksi bir derin hiçin,
    Kanadın yayılmış, çırpınmak için;
    Bu kış yolculuk var, diyorsa için,
    Beni de beraber al anneciğim!...
    Necip Fazıl Kısakürek







  • Ya Arkadaşlar böle harkulade sözleri ancak böyle muhteşem üstadlar bulup söyler veya yazabilirler ... Yani herkeze has bir durum değil.. bilmem anlatabiliyorm?uyum
  • muhteşem...
  • quote:

    Orjinalden alıntı: cengizevci

    Ya Arkadaşlar böle harkulade sözleri ancak böyle muhteşem üstadlar bulup söyler veya yazabilirler ... Yani herkeze has bir durum değil.. bilmem anlatabiliyorm?uyum



    Keşke o üstadın kullandığı dile de özenseymişsin.
  • Kaldırımlar şiirinide koyabilirmisin
  • Yapay Zeka’dan İlgili Konular
    Daha Fazla Göster
  • MAşallah
  • KADIN BACAKLARI

    Her ayağın bastığı yerde sanki kalbim var,

    Kalbim ki vahşi bir zevk alır ezilişinden.

    Ömrümün geçtiği yolda bana sorsalar,

    Gidiyorum bir kadın bacağının peşinden.



    Bir kadının içinden ağlayışı, gülüşü,

    Gözlerinden ziyade bacaklarına yakın,

    Bir lisandır onların duruşu, bükülüşü,

    Kadınlar! Onlar varken konuşmayınız sakın.



    İnce sütunlardaki ilahi güzelliğe

    Bacakların ruhudur şekil veren diyorum

    Bacakları bir kalın örtüde saklı diye

    Mermerde kalbi çarpan Venüs'ü sevmiyorum.



    Boynuma doladığın güzel putu görseler

    İnsanlar öğrenirdi neye tapacağını
    .

    Kör olsam da açılır gözüm, ona sürseler

    İsa'nın eli diye, bir kadın bacağını.

    (NECİP FAZIL KISAKÜREK)




  • BEKLENEN

    Ne hasta bekler sabahı,
    Ne taze ölüyü mezar.
    Ne de şeytan, bir günahı,
    Seni beklediğim kadar.

    Geçti istemem gelmeni,
    Yokluğunda buldum seni;
    Bırak vehmimde gölgeni,
    Gelme, artık neye yarar?


    Necip Fazıl KISAKÜREK

    bi tanede ben koymak istedim müsadenle.
  • Bu dünyada renk, nakış, lezzet ne varsa küstüm
    Gözlerimde son marifet; Azrail'e tebessüm

  • KALDIRIMLAR

    Sokaktayım, kimsesiz bir sokak ortasında;
    Yürüyorum, arkama bakmadan yürüyorum.
    Yolumun karanlığa saplanan noktasında,
    Sanki beni bekleyen bir hayal görüyorum.

    Kara gökler kül rengi bulutlarla kapanık;
    Evlerin bacasını kolluyor yıldırımlar.
    İn cin uykuda, yalnız iki yoldaş uyanık.
    Biri benim, biri de serseri kaldırımlar.

    İçimde damla damla bir korku birikiyor;
    Sanıyorum, her sokak başını kesmiş devler...
    Üstüme camlarını, hep simsiyah, dikiyor;
    Gözüne mil çekilmiş bir ama gibi evler.

    Kaldırımlar, çilekeş yalnızların annesi;
    Kaldırımlar, içimde yaşamış bir insandır.
    Kaldırımlar, duyulur, ses kesilince sesi;
    Kaldırımlar, içimde kıvrılan bir lisandır.

    Bana düşmez can vermek, yumuşak bir kucakta;
    Ben bu kaldırımların emzirdiği çocuğum!
    Aman, sabah olmasın, bu karanlık sokakta;
    Bu karanlık sokakta bitmesin yolculuğum!

    Ben gideyim, yol gitsin, ben gideyim, yol gitsin;
    İki yanımdan aksın, bir sel gibi fenerler.
    Tak, tak, ayak sesimi aç köpekler işitsin;
    Yolumun zafer takı, gölgeden taş kemerler.

    Ne sabahı göreyim, ne sabah görüneyim;
    Gündüzler size kalsın, verin karanlıkları!
    Islak bir yorgan gibi, sımsıkı bürüneyim;
    Örtün, üstüme örtün, serin karanlıkları.

    Uzanıverse gövdem, taşlara boydan boya;
    Alsa buz gibi taşlar alnımdan bu ateşi.
    Dalıp, sokaklar kadar esrarlı bir kuyuya,
    Ölse, kaldırımların kara sevdalı eşi..


    Necip Fazıl KISAKÜREK




  • quote:

    Orjinalden alıntı: Yves Montand

    KADIN BACAKLARI

    Her ayağın bastığı yerde sanki kalbim var,

    Kalbim ki vahşi bir zevk alır ezilişinden.

    Ömrümün geçtiği yolda bana sorsalar,

    Gidiyorum bir kadın bacağının peşinden.


    Bir kadının içinden ağlayışı, gülüşü,

    Gözlerinden ziyade bacaklarına yakın,

    Bir lisandır onların duruşu, bükülüşü,

    Kadınlar! Onlar varken konuşmayınız sakın.


    İnce sütunlardaki ilahi güzelliğe

    Bacakların ruhudur şekil veren diyorum

    Bacakları bir kalın örtüde saklı diye

    Mermerde kalbi çarpan Venüs'ü sevmiyorum.


    Boynuma doladığın güzel putu görseler

    İnsanlar öğrenirdi neye tapacağını
    .

    Kör olsam da açılır gözüm, ona sürseler

    İsa'nın eli diye, bir kadın bacağını.

    (NECİP FAZIL KISAKÜREK)



    çok güzel .

    bu şiiri içimizden biri ben yazdım dese anında abazan yaftası yer ama necip fazıl yazınca üstad oluyor bu da ilginç.




  • quote:

    Orjinalden alıntı: endless_nightmare

    KALDIRIMLAR

    Sokaktayım, kimsesiz bir sokak ortasında;
    Yürüyorum, arkama bakmadan yürüyorum.
    Yolumun karanlığa saplanan noktasında,
    Sanki beni bekleyen bir hayal görüyorum.

    Kara gökler kül rengi bulutlarla kapanık;
    Evlerin bacasını kolluyor yıldırımlar.
    İn cin uykuda, yalnız iki yoldaş uyanık.
    Biri benim, biri de serseri kaldırımlar.

    İçimde damla damla bir korku birikiyor;
    Sanıyorum, her sokak başını kesmiş devler...
    Üstüme camlarını, hep simsiyah, dikiyor;
    Gözüne mil çekilmiş bir ama gibi evler.

    Kaldırımlar, çilekeş yalnızların annesi;
    Kaldırımlar, içimde yaşamış bir insandır.
    Kaldırımlar, duyulur, ses kesilince sesi;
    Kaldırımlar, içimde kıvrılan bir lisandır.

    Bana düşmez can vermek, yumuşak bir kucakta;
    Ben bu kaldırımların emzirdiği çocuğum!
    Aman, sabah olmasın, bu karanlık sokakta;
    Bu karanlık sokakta bitmesin yolculuğum!

    Ben gideyim, yol gitsin, ben gideyim, yol gitsin;
    İki yanımdan aksın, bir sel gibi fenerler.
    Tak, tak, ayak sesimi aç köpekler işitsin;
    Yolumun zafer takı, gölgeden taş kemerler.

    Ne sabahı göreyim, ne sabah görüneyim;
    Gündüzler size kalsın, verin karanlıkları!
    Islak bir yorgan gibi, sımsıkı bürüneyim;
    Örtün, üstüme örtün, serin karanlıkları.

    Uzanıverse gövdem, taşlara boydan boya;
    Alsa buz gibi taşlar alnımdan bu ateşi.
    Dalıp, sokaklar kadar esrarlı bir kuyuya,
    Ölse, kaldırımların kara sevdalı eşi..


    Necip Fazıl KISAKÜREK




    Çok sağol bayılıyorum bu şiire




  • güzel bir link buldum ekliyim dedim.Bİ göz atın bence

    http://www.siirperisi.net/sair.asp?sair=70
  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.